u 2 Teşrinievvel 1938 ir, AKŞAMDAN AKŞAMA rl wat © mekteplilerin de se seksenine yardım Mektepler yiyiei fakir aileler, çocuklarının kitap, giyim ve gida müşküllerini düşünüyor. Tam bu si tada, «Yoksul çocuklara yardim bir. liği kongres'v nin toplandığını gazete lerde okuyoruz. On bir sene evvel şiddetli bir kış €s- nasında, matbuat, fakir talebenin uğradığı sefaleti hazin hazin anlat- © mış; vali B. Muhiddin Üstündağ ile Kızılayın o zamanki reisi General Aki de başbaşa vermişler; çare aramışlar; neticede işte bu teşekkül meydana gelmiş. Anlaşılıyor ki vilâyetimizin tahsil e çocuklarından yüzde yirmisi Y nuğ” bini muhtac vaziyette... Kon- m yulür akdeden birlik te bunların 11 Vie kari gıda, giyim ve ders el nl VE çin de, C.E, ni yard gomek için . P. in İradenin olunmuş; köylerde ve Dİ ması serde teşkilât yapılmış. ma mi ygorlardan bu işin ne muazzam uğ anlaşılıyor. Filhakika 14 bin e Şar 11 bininin tatmin edilme- bir nisbet! Böyle bir teşeb- Be ve bunü başaranları teb- vi wi > E göümüzdeki seneler faali. Hr. EV # ğının İda | geniş sahalara rs nlar & iz 4 $ açılactilem ihtiyaç; hem de gür © Aygu görülüyor. A “dp w Saymakla tükenmez: aa, bu 11 bin çocuğun, geri ka- ” lan 3 binle birlikte, daha farla tatmi- ni... Sonra, tahsil edememek vaziye- tinde bulunan daha muhtacların ara- np bulunması, sefaletin pençesinden kurtarılması... Teşkilâtlı bir cemiye- tin çocuklar için ne yapması lâzım ve iğ mümkünse hepsinin ayrı ayrı düşü- ye rilmesi... Kâh köprü altında yüzü Xa gözü yara içinde, ciğerleri hasta yav- &irular bulacağız; o zaman yardım bir- nbaliğin * Kâh. bir fakir amele cenazesi İn ostratında saçı hitmnedik üç beş yetime ruslıyâcağız, o Zaman mesleki şu 'külle'le elele vermek gerekecek! Kâh maha'le sokaklarının tozları arasın- da çöluk kümelerinin zehirlendiğini , o zaman yolumuz belediye. cilikle çatışacak! Muğlak, dallı budaklı bir iş! vi Sem de ku, sade çocuklarla alâka” , vör olan kısnı!.. Bir de dul kadınlar, aiyarlar, aliller bahsi var ki, onlarda ES san amin gebe yeke eye | © riyor. İstanbul şehri, çocuklardan, yecuklarının müzayakadaki mektep tâhçesi kısmından başladı. Bunu fen- “iple yiürütüyde” El inlardaki ihtiyaçlar da iin edilecek. dama gelince... alınız: Raporlara göre on bir bin uk giydirilmiş, doyurulmuş, oku- Mmalzemesile techiz edilmiş. Bun- bir çok vatandaşlar yardım etmiş, diğer taraftan pek âlâ biliyo- 1, Zenginlerle ve hali vakti yerin- gefik ve rahim yürekli yurttaşlarla neskün koskoca mahallelerin bu gü- e) faaliyetten haberleri yoktur. Öyleyse, bir tarafta yardım bekli- yenler dururken, öte yanda da yar- um elebilecek vaziyette olanlar var, C. H. P. nin teşkilâtçılığı sayesinde, Ni , her yıl, daha geniş nisbetler- “de biribirine kavuşacak, Fikrimee, bütün içtimai yardım teş- kiâtı, memleketin her yerinden fış- ” “al bu başlanan yolda ilerler de, bütüş bakaların bütün ihtiyaçları. na 446“ erse, bu iş yalnız hayır teminMesi noktasından değil, pro- pagarj cihetinden de dahilde ve ha- riçte fİnci derecede verimli olur. X izin vazifesi sıhhiye ile birleşe- | | | | : “Balık artıyor farla miktarda pala- “imaktadır. Avlanan ve eliz» “İçte bir Prodahili ş ih- İhsan Hlk Tetkiklerde bigemi- İ tinin On beşinci yıl Cümhuriyet bay- ramında mektep- ler nasıl çalışacak Cümhuriyetin 15 inci yıl dönümü münasebetile okullarda yapılan me- rasim ve diğer işler etrafında maarif Vekâleti tarafından bir program ha- arlanmış ve şimdiden maarif mü dürlüklerile diğer kültür mücssese- lerine gönderilmiştir. Bu programa göre, (o Cümhuriyet bayramı gününe tesadüf eden hafta- da ilk okulların çalışma milveri, bil- hassa Atatürk ve inkılâp mevzuları- rna temas ölecektir. Öğretmenler bü mevzular etrafından talebeyi ders ve konferans şeklinde irşad edecekler- dir. Birinci teşrin ayınm 24 ünden 27 sine kadar Tiselerle ortamekteplerde her gün öğleden sonra programdaki dersler okutulmıyacak, bu derslerin yerine talebeye Cümhuriyet ve Ata- türk mevzuları etrafından dersler ve konferanslar verilecektir. Bu derslerde bilhassa Atatürkün hayatı, İstiklâl mücadelesi, Atatür. kün Önderliğile başarılan inkılâplar, Büyük Önderin büyük şahsiyeti te- barüz ettirilecek, imparatorluk ida- resile Cümhuriyet rejimi mukayese edilecektir. Bu dersler okulların mü- allimleri ve diğer mütehassıslar tara» fından verilecektir. Mekteplerde verilecek konferansla» rın mehazleri Atatürkün nutku, Türk tarih kurumu tarafından neşreği- len tarihin dördüncü cildi, tarih ku- rumunun diğer neşriyatı, birinci ta- rih kongresinin zabıtları, üniversite- de verilen Türk irikılâbı dersleri not- Jarı, Halk partisi tarafından bu mev- zular etrafında neşredilen kitaplar olacaktır. Bundan başka muallim mekteple- rinde, sanat ve ticaret mekteplerinde inkılâp ve cümhuriyet mevzularını canlandıracak müsamereler verile- cektir. Cümhuriyet bayramında tesis edi- İ lecek halk hitabet kürsülerinde mu- allimler de yer alarak halkı tenvir edeceklerdir. Yüksek.risat müdürü Şehrimizde Üniversite işlerile meşgul oluyor Şehrimizde bulunan Maarif Vekâ- leti yüksek tedrisat umum müdürü B. Cevad, yüksek tedrisat müdürlü- güne merbut bulunan müesseselerin işlerile meşgul olmaktadır. B. Cevad, dün üniversiteye gelerek rektör B. Cemil Bilsel ile görüşmüştür. Bu gö- rüşmede üniversitenin yeni ders yi- hna aid işler konuşulmuştur, Umum müdür âyni zamanda yüksek mual- lim mektebi işile de meşgul olmuş- tur. Yüksek muallim mektebinin Kadrox) su bu seneden itibaren tevsi edilmiş- tir. Mektep, Şehzadebaşında vaktile Şeyhislâm Hayri efendi tarafından talebe yürdu olarak inşa edilip yari- de kalan binaya nakledilmiştir. Ma- amafih bu bina da talebe kadrosun- | da yapılan genişliği istiap edecek de- retede değildir. Bu yeni bina, eski binaya göre ancak daha 10 talebeyi alabilecektir. Bu maksadia binanın yanına yeni bir paviyon inşa edilmesi kararlaştı- rilmıştır. B. Cevad bilhassa bu inşa AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Şikâyetler | Sabah vapurları Beşiktaşa uğramalıdır Şirketi Hayriyenin 1 teşrindev- velden itibaren tatbik ettiği son- bahar tarifesinde Boğaziçinin. da- imi yolcuları için epeyoş güçlük var. Yalnız bir talebe vapuru müstesna olmak üzere, hiç bir sabah vapuru Boğazdan gelirken Beşiktaşa uğramıyor. Nişantaşı ve havalisine gidenler için Beşiktaş yolu hem kolaydır, hem de vakıf ten çok kazandırır. Şirketi Hayriyenin sabah Ka- vaklardan 7,2 postasını yapan 55 numarah seferin, yaz tarifesinde- ki gibi Beşiktaşa uğratılması, bu suretle kışlık daimi yolcuların haklarının gözetilmesini dileriz. Yukarı Boğaz sakinlerinden İrfan Tezer Eminönünde istimlâk Nafia Vekâleti bir buçuk küsur milyon lira gönderdi Eminönü meydanının istimlâkine ve istimlâk edilen binaların yıktırıl- masına büyük bir süratle devam eği- liyor. Nafia Vekâleti, istimlâk edilen binalar için şimdiye küdür belediye- ye 1,560,000 lira göndermiştir. Bu pa- yanım 260 bin lirası Valide hanıma sarfedilmiştir. Bundan başka mua- melesi ikmal edilen Eminönü ham için de 130 bin lira gönderilmiştir. Eminönü hanı - köprüye nazaran - meydanın sol köşesindeki adanın ba- şında bulunan binadır. Bu binanm da bedeli tediye edildikten sonra he- men yıktırılmak üzere müteahhide verilecektir. İtfaiye teşkilâtı ancak küçük ve nisbeten kolayca yıktırıla- bilecek binaları yıkmaktadır. Balıkpazarı caddesinin sağ ve sol i köşesini teşkil eden bütün binaların istimlâk muameleleri tamamile bit- miş ve ikisi müstesna olarak. diğer. lerinin parası kısmen doğrudan doğ- ruya mal şahiplerine, kısmen de ban- kaya yatırılmıştır. Bu itibarla Balık- pazarı adasında Eminönünden sayın- ca sağ köşenin başında bulunan Can- bazyan hanı ile yakınındaki dükkân- lar iki günderi beri yıktırılmağa baş- lanmıştır. Yapılan - tahminlere göre en çok bir ay İçinde Balıkpazaradas -| sı tamamile ortadan kaldırılacaktır. | Yenicami kemerine bitişik adadaki binaların istimlâk muameleleri he- nüz tamamlanmamıştır. Maamafih Balıkpazarı adasının yıktırılması bi- tinceye kadar bu adadaki binaların da muameleleri ikmal edilecektir. Karagümrük yoksulları menfaatine üzüm günü Kuragümrük yoksulları koruma kurumu tarafından pazar günü Ssâ- bahdan akşama kadar Topkapı dı. şında bay Remzinin bağında bir üzüm günü ve eğlencesi tertip edildiği haber alınmıştır. Dikkat!... Amatörlere mahsus daimi f0- tograf müsabakamızın 1/10/938 seçirhinde hediye kazanan eser- lerin bir kısmı dünkü sayımızda ilân edildi. Eser sahiplerinin - İstanbulda iseler bizzat, değilse ler posta vasıtasile - eserlerinin at işile de meşgul oluyor oluyor Toprak mahsulleri ofisi idare meclisi seçildi Yeni teşkil edilen toprak mahsul- leri ofisi umumi müdürlüğü Leşkilâ- idare meclisi de seçilmiştir, Meclis ilk toplantısını Ankarada İk-. tisad Vekili B. Şakir Kesebir riya setinde yapacaktır. g şehrimizde vii meclisi idare âza- negatif cam veya filimlerile be- raber, pazardan maada her gün saat 14 ten 17 ye kadar <Akşam gazetesi idaro Oo müdürlüğüne müracaat etmeleri rica olunur, Maarif Vekâleti sicil müdürü Maarif Vekâleti sicil müdürü B, Bu münasobetle ültum, müdürle | Rasim şehrimize gelmiştir. B. Rasim tedir Vekâlet Ve n yenile Sirkeci meydani . Bazı binaların » * a * .. istimlâkine lüzum - ..| görülüyor Sirkeci meydanının açılması için çalışmalara devam edilmektedir. İs- tasyonda yapılmakta olan banliyö p9- Tonu inşaatı çok ilerlemiştir. Devlet Demiryolları Dokuzuncu iŞ- letme müdürlüğü, meydanın tenzimi işleri üzerinde Belediye ile temas et- mektedir, Sirkeci meydanının mevcud plân dahilinde açılabilmesi için is timlâki icab eden Sirkeci tramvay İs- tasyonu civarındaki binaların bir an evvel yıkılması zaruri görülmektedir. İstimlâk işlerinin belediye tarafın- dan yapılması için Nafla Vekâletile Belediye arasındaki temaslar kısa zâ- manda intaç edilerek işe başlanacak- tır. Sirkeci tren İstasyonu binasının deniz cephesindeki sahada yapılması kararlaştırılan parkın Sirkeci meyda- nından daha önce tanzim edileceği anlaşılmaktadır. Parkın cadde kısmı- na asri bir yeraltı helâsı yaplınla” caktır. İspanyol vapuru davası Çanakkale boğazında Nağrabur- nunda İtalyan badiralı Kapopino vapuruna çarparak batıran İspanyol bandıralı Magallanes vapuru kum- panyası aleyhine açılan davaya dün ikinci ticaret mahkemesinde devâm edilmiştir. Dünkü celsede batar va- pur kumpanyasının vekilleri bu va- purun hamulesinin kıymetinin mah» kemece tesbit ettirilmesini istemişler- dir. Mahkeme bunun tesbiti için bir ehli vukuf heyeti seçilmesine karar vererek muhakemeyi başka güne bi- takmıştır. Diğer taraftan batan vâ»- purun kıymetinin takdiri için mah- kemece seçilen tüccardan Suad Ka- raosman, B. Hayri ve Denizyolları maleriyal komisyonu reisi B. Saded- dinden müteşekkil heyet tedkikatını bitirmek üzeredir. Şişe ile kafasını yardı Yağkapanında oturan Salamon ile Galatada oturan Danyal isminde biri, alacak yüzünden biribirlerile kavga et- mişler, Danyal eline geçirdiği bir su şişesi ile Salamonun kafasını yarmış- tır. Kadın lın çorapları Çorapçılar kooperatifi bü ay içinde kurulacak İpek kadın çoraplarının sağlamlaş- tırılması için verilen kararları taf- “ bik etmek üzere seçilen Koton oÇo- rap encümeni ikinci toplantısını ya- rın Mili sanayi birliğinde yapacaktır. Encümen, verilen kararların bir an evvel tatbikine geçilebilmesi için teş- kili lüzumlu görülen Çorapçılar koo- peratiri hazırlıklarile meşgdi olacak- tır, Kooperatifin teşrinlevvel ayı zar- fında kurulması kararlaştırılmıştır. Teşkilât meydana gelir gelmez derhai Avrupadan iki mütehassıs celbedile- cek ve bunlar teşrinisani bidayetlerin- de şehrimize gelerek işe başlamış bu- lunacaklardır. Sümer Bank umum müdürü Sümer Bank umum müdürü B. Nurullah Sümerin bu hafta içinde Av- rupadan şehrimize döneceği duyuk muştur. B. Nurullah Sümer üç nü maralı dört senelik sanayi plânı için İngilterede tedkik ve temaslarda bu- Junmuştur, m Sebze ve meyva umum müdürlüğü Sebze ve meyva umum müdürlüğü. nün teşkilinden bahsediliyordu. Yap. tığımız tahkikata göre İktisad Vekâ. etinin Dörtyolda portakal, Uzunköp- rüde kavun, Rizede portakal koope- ratifleri vardır. Bu kooperatiflerden şehrimiz piyasasına mal gönderilmek” ların aetışı ifin Sahife 3 SOHBET: —— EDEBİYAT VUZUH — Böoileau'nun dediği gibi: «İnsan iyice kavradığı şeyleri açıkça söyler.» Vuzuhsuzluk, klassikler in- dinde, müdafaası hatıra bile gelmiye- cek bir kusurdur; o kadar ki bunun Üzerinde israra lüzum görmezler. Me- ramın açıkça anlatamıyan kimse, onu kendi de pek bilmiyor demektir; 6 halde onun sözlerinden, eserinden ne hayır umulabilir? Şiir, sanat, bir insanım duyduğu, düşündüğü şeyleri başkalarma da bildirmesi için birer vasıta değil midir? Onları vuzuhla söyliyemiyen şair maksadına ereme- miş, üzerine aldığı vazifeyi göreme miş demektir. Klassikler sanatin bir terbiye vası- eserini yaratırken cemiyeti, büyük kütleyi veya muayyen bir zümreyi dü- şünmesini istiyenler de daima, klas- siklerle beraber, vuzuha ehemmiyet vermişlerdir. «Muayyen bir zümreye» hitab edenlerin de vuzuh istediklerini söyledim; çünkü onlar da hiç olmaz- sa o muayyen zümre tarafından an- laşılmak isterler, o zümrenin bildiği bir dili kullanırlar. Mallarmö'nin, Valöry'nin şiirinde şifrenin, parola- nm vuzuhu vardır. Zaten kendileri hiç bir şeyi tesadüfe bırakmak iste- mediklerini, ne yapmak istediklerini pek âlâ bildiklerini söylerler. Aklin bu derece hüküm sürdüğü yerde karan- lık kalamaz; tam bir vuzuh var de- mektir. Bir zümre onları pek âlâ an hyor, gayet vazih buluyor. Vuzuh arzusu insanın, nizam kuru- cu akla tabiğ olması, kendi kendini ancak uyanıklık zamanında kabul etmesi demektir. Şuur anlayıp anlat- mağa meyleder; karanlıktan hoşlan- maz; hatta karanlığı da aydınlatma- ğa çalışır. Klassikler indinde ve sa- natin insanlar arasında bir muhabe- re olduğunu söyliyenler indinde uyu- yan adamın, yahud sadece Şuuru uyuyan adamın, delinin bir kıymeti yoktur. O, belki, bir mevzuğ olabilir; akıl, sanat onu tasvire, illetinin sebeb- lerini bulmağa çalışabilir, işte o ka- dar. Fakat onu bir kenarda bırakır; öteki insanlar arasına uyandıktan sonra girsin der, İnsanı ancak içtimai hayvan olarak kabul eder. Sanatte vuzuhsuzluğu, hatta büs. bütün manasızlığı kabul etmek için insanı ferd olarak da düşünmemiz Iâ- zımdır. Şuurdan yorulduğumuz anlar vardır; uyuruz veya sadece kendimizi bir hulyaya, nizamsız, intizamsız bir âleme bırakırız. O zamani dâ birtakım şeyler söyler, birtakım hareketler ya- parız. Bunlar akla, şuura tabiğ olma- dıkları için, manasız oldukları için bizim değil mi sayılır? Onlar da insa- ni değil midir? Onları zaman veya bir kitabda okudu UZ zaman, bir mana verememekle bera- ber, yine onlarda insan oğlunu, ken- di kendimizi sezmiyor muyuz? Yalnız şuurlu halimize, uyanıklık zamanımı. za kıymet verince hayatımızın, insan. lığımızım büyük bir kısmını inkâr et- miş olmuyor muyuz? Kendimizde bir eksiklik hissetmiyor muyuz? Aklım, mâ» nanın saltanatı insanlığı daraltmıştır: uyuyanları, yarı uyanıkları, delileri dışarıda bırakmıştır. Manasız sözlere, hareketlere de yer vermekle sanat daha tam, külli insana doğru gidiyor. Yeni hir Fransız filosof ve Şairi Kayi Wahl, şiirlerini kendisinin ğe ekâeris ya anlamadığını itiraf ediyör; hiç şüp- hesiz onları okuyanlar da anlamıyor. Fakat onların yazılması bir ihtiyac değil mi? İnsasm kendisinden tanı bir haber bırakabilmesi için şuuruna tabiğ olmıyan hareketlerinden, sayık. lamalarından da «utanmaması» lâzım» dır. y Zamanlarında birer deli sayılan, belki gerçekten de birer deli olan William Blake'i, Hölderlin'i Gerard de Nervai Lautrönmont'u kendine üs. gi 4 ill; Si 9 liği va