ie ei “Imralıda dinlediğim hakiki romanlar. AKŞAM 454 numaralı mahküm “Aman dedi, bana kadından bahsetmeyiniz !.. “ Vurduğum adamla ayni hastane koğuşunda yatıyorduk. O yanımda öldü,, Yüzü yer yer bıçak yaralarile çizili. miş genç, yakışıklı bir adam, 454 nu- maralı mahküm, İmralımn meşhur pehlivanlarından Kıbrıslı yorgancı Mehmed... Cinayetten hapiste yatır yor, Vaka kadın yüzünden çıkmış. . Yorgancı Mehmede: Bu işi kadın yüzünden yaptın ha... diy: 'dum, Sanki acıyan bir ya na basmışım gibi, genç adam yüzünü buruşturdu. Gayet düzgün bir ifade ile; — Bana, dedi, kadından bahsetıme- yiniz... — Neden? — Artık yanımda kadından konu- şulduğuna bile tahammül edemiyo- rum. Onlardan o kadar sıtkımı sıyır- dım, İ bu hale getiren bir kadın değil mi*... — Anlatsana maceranı... Nasıl ol- du bu le? danada yorgan im, İyi, gü- apardım, Diktiğim gelinlik yor- eşhurdu. Benim yaptığım ıs yorganların üstüne yoktu, Mü- kemmel de para çıkarıyordum. Bir gün dükânıma genç bir kadın geldi: — Mavi bir atlas yorgan İstiyo- Tum!... dedi. Tatlı tath konuşuyordu. Eeeh.. bizde de gençlik, cahillik var. Üstelik elimiz, yüzümüz düzgün bis genciz de... Mavi atlas yorgan istiyen kadın o #adar dil döl kaptırdım. < Atlas yorganı, diktim amma onu kendi evime gönderdim. Çünkü yorganla beraber kadın da bi zim eve yerleşmişti, İsmi Hatice idi. Çok güzel bir kadındı. Güzelliği ka- dar da fettandı... O zamana kadar kıskançlık nedir bilmezdim. Hatice İle beraber yaşamağa başladıktan son- ra iş değişti, Onlu herkesten kıskanı- yordum. Bir gün dükânımdaki çırağı bir şey alması İ rak dükkâ ki, gönlümü çin ev egöndermistim. Çı- na dönünce bana: edi, evin önünde iki ü men eve koş- aten bizin sokakta iki ki- | Onları tanırdım. Abdullah ve iki amca çocuğu İdi. ir dururdum. Abdullahla Ah z oldular, Bi vurgun olduğunu Günler geçti. bi kapıdan kaç kere sokal yaptık. Kendilerine: Haydi be... yı tapu senedile almadın ya... Ahireti boylar gidersin, Hatice de bize kalır... dediler,.. bu dünya- Ben gene onlara aldırmıyordum. Hiç unutmam bir çarşamba günü... Akşam üstü dükândan çıktım. . Eve dönüyordum. Tamam bizim evin 80- kağına geldiğim zaman, önüme iki kişi çıktı, Biri: — Duri... diye bağırdı: Durdum. Baktım, Abdullahla Ah- med., birinin elinde bir ustura var, ötekinde bir biçak... Abdullah: — Sen hâlâ yaşıyormu sun? diye üzer atıldı, Ben, bir mesele çıkma» ması için âdetâ yalvardım: — Bırakın bir iş çıkarmıyalım;.. Fakt onlar beni dinlemediler, Üze- rime yüklendiler, işte yüzümü bu ha- le getirdiler. Yaralarımdan baygın düşmüştüm, Bir aralık kendime gel dim, 1 içinde artık tamamile kendi- uştum. Ayaklarımın beni üklediğini bilmiyordum. Doğru beni vuranların evine gittim. Abdullahla Ahmed oturmuşlar, Ta- kı içiyorlardı, Ben, elim, yüzüm kan- biçak vardı. Rasgele sallama- ğa başladım. İkisi de ağır surette ya- ralandı. Fakat benim yüzümdeki ya- raların acısı artık tahammül! edilmez bir hale gelmişti. Vurduğum insanla- rü ana düştüm, bayıldım. Gi mi bir hastanede açlım, Ya- Bim yatakla kim yatıyordu bili- yor musunuz? Pek ağır surette yara- ladığım Abdullah... Ölmek üezere idi, Onun dakikadan dakikaya ağırlaş- tığını gördükçe üzüntüden baygınlık- lar geçiriyordum. Onun ölmesi, benim katil olmam demekti, Yanımda inli- yen adamın bir an evvel iyileşmesini istiyordum. Zaman zaman başımı kaldırıyor, Abdullahın hatırını soruyordum: Nasılsın? diyordum, Fakat o ce- niyordu. Yalnız derin derin Ah Abdullah... Bu işe niçin se bebiyet verdin... diyordum. bir paravana çektiler, Öldüğünü an- Jayınca dayanamadım, ağlamağa, baş- adım. İşte benim maceram... Mahküm olup hapishaneye girdikten sonra âr- tık yanımda kadından bahsedilmesi» ne bile tahammül edemiyordum. Hattâ kendisi için bütün hayatımı İ yıktığım kadın, Hatice hapishaneye geldi. Beni ziyaret etmek istiyordu, Onun yanına çıkıradım. Şimdi düğünüyorum. Bütün bun eds 5 de odaya daldım. Elimde bü-” et onun yatağının etrafına Selda yukarıda: Marangoz mahküm- lar atölyeye gidiyorlar. Aşağıda: Mah- kümlar yemekte, solda muharririmiz dişçi mahküm'ile görüşüyor ları niçin yaptım? kırdım? Ben bunda kabahatli kimi buluyo- rum biliyor musunuz? Annemle baba- mı,.. Cinayetin asıl müsebbipleri on- lar... Ben daha pek küçükken biribir- lerinden ayrılmışlar, O başkasile ev. | Hayatımı niçin Ben sokakta kalmışım. İşi lığa döktüm, Ve sokakta yetiştim. Daha yeryüzünde böyle çocuklarını | düşünmiyen.ne almalar, ne babalar vardır?,.. | Yorgancı Mehmed susmuştu. İm- ralıyı ziyarele gelen misafirler için güreşecekti. Soyundu, yağlandı. Bir pehlivan tavrile ortaya çıktı. Bu sırada yanıma beyaz önlüklü bir | adam yaklaşıyor, İmralımın meşhur dişçisi... 28 numaralı mahküm... Diş- çi İbrahim... Mahküm dişçi — Pek az zamanımı Kaldı. Yalın. | da çıkıyorum. — Çıktıktan sonra ne iş yapacak- sn? — Mazimi tamamile unutacağım... Dişçilik yapmağa çalışacağım. Hikmet Feridun Es Posta ittibadına dahil olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1600, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek Jâzımdır. Receb 11 — Ruzubunr 14 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı B. 9.11 1052 537 9.13 1200 134 va 348 5291212 1550 1835 2009 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokak No. 13 KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN | Filhakika, Daladler İ dan alınan kararlar bunu gösteriy v EN UCUZ vasıtadır, Alım satim, kira işlerin- de iş ve İşçi bulmak için istifade ediniz! ASKERLİK BAHİSLERİ Fransızlar denizde 4 üncü- lüğü muhafaza edecekler Fransa bu maksatla bu sene de filosuna 5 milyar frank sarfedecek «Fransa kuvvetli bir donanma is- tyor ve buna malik olacaktır» Fransanın bahri mütehassıslarından Ron& la Bruydre Fransız donanma- sının inkişafı hakkında yazdığı bir makalesi yukarıdaki cümle ile niha- yet buluyor. Bu cümlenin kasdettiği mâna, Napolide ve Cenovada İtalya tarafından yapılan büyük deniz te- zahürleri üzerine Fransız umumi ef- kârında hasıl olan heyecanı yatıştı- racak mı? O İtalyan tezahürlerin- den biri Fransada deniz teslihatı hakkında hayret verici bir propa- ganda yapılmağa başlamıştı. Bu propagandanın esası, Fransız umu- mi efkârnna, Fransiz bahriyesinin dünyada İngiltere, Amerika ve Ja- ponyadan sonra dördüncü mevki ih- raz etmekte bulunduğunu ve bu mev- kini kaybetmiyeceğini anlatmaktır. kabinesi tarafın- Fransız bahriyesi eskidenberi kü çük mikyasta deniz muharebelerini iği için İtlayanın Napolide bir. denbire 90 tahtelbahiri bir arada gös- termesi Fransanın asabına dokundu. le İtalyan tahtelbahirlerinin kusursuz manevralar yapması ve bu menevraların Fransız sinemalarmda gösterlimesi asabiyetin artınasına s€- beb oldu, Bunun üzerine Fransız İ gazetelerinde «Fransız tahtelbahirlert | dünyanın en iyi tahtelbahirleriri «Fransa dünyanın veyahut serlevhalı (o makaleler (meşrolundu. Fransa, tahtelbahir inşaatında İtalyadan büsbütün başka yollar ta- kib etti, Bunun sebebini, herşeyden leketin coğrafi vaziyet- k icab eder. İtaly şim- yalnız sekiz tanesi de: çük ve orta çapta tahtelbehi ettiği halde, Fransa bugün orta çapta olmak üzere bel 1000" tonluk 80 tahtelbahire maliktir. Bundan başka Fransızların mayn tahtelbahirleri de vardır. Fransızların su sathında 2900 ton ve su alimda 4300 ton hacimli, iki tane 20,3 santim | | men İkmalinden sonra Fransız do topla mücehhez ve beraberinde bir de tayyare taşıyan «Surcouf» tahtel- İ bahir kruvazörü de Fransanın tah- | telbahir politikasını izaha kâfidir. Fransada büyük tahielbahirlerie raber büyük çapta desiroyerler de inşa eğildi, Küçük kruvazörlere ben- siyen bu destroyerler hem kuvvetli toplara maliktir, hem de süretleri İ çok fazladır. Büyük destroyerler sıni- fına mensup olan bu gemilerden en yenisinin harp gemilerinde görülmi- yen 46 mil gibi müthiş bir sürati dır, Bu destroyerlerin adedi bugü: 32 ye baliğ oluyor, Bunlarla beraber büyük çaptaki tahtelbahirler gelecek muharebede yapfimasi mütesavver olan ticaret harbi için öyle kuvvetli nı teşkil ediyorlar ki em- iz donanmasında bile te- sadüf olunamaz. Son senelerde Richellen ve Jean Bart isimli olüz beşer bin tonluk iki harp gemisi de tezgâha konuldu. Bu harp gemilerinden evvel, Alman» yanın 10 bin tonluk cep zırhlılarınâa bir mukabele olmak üzere Fransızlar 26,100 tonluk Dunkergue ve Stras- burg harp gemilerinin inşasına baş- lamış bulunuyorlardı, Zaten Alman- lar Deustschland sınıfında gemi inşa etmeğe başladıkları zaman Fransiz» Jar onar bin tonluk yedi ağır kruvazö- re malik bulunuyorlardı, Bundan başka da beheri 8 bin tonluk kru- vazörlerinin inşası kısmen bitmiş ve kısmen de bitmek üzere bulunuyordu. Dâladier kabinesinin aldığı karar- lara göre Fransa 1938 den 1942 ye ka» dar bahri inşaat İçin 5 milyar frank sarfedecektir. Bu sayede 1942 sene- sinde Fransa, beheri 35 bin tonluk dört, beheri 26,500 tonluk iki yeni, w beheri 22 bin tonluk ıslah edilmiş 5 harp gemisine malik bulunacaktır. Bu inşaat programının tatbiki yacaktır. Fransız â nin bahriye encümeni reisi bu hususta diyor ki: «Yeni inşaat prog- ramı mucibince gemiler 30 kânunü 1939 den evvel kızağa konula» cağından ve 1933 ve 1938 program ları henüz iptidai inşa devrinde bus lunduğundan bahriyemiz halen tak- riben 200,000 tonluk bir inşa prog- ramile karsılaşmaktadır. Bu progranı iki harp gemisinden, iki tayyare ana ger nden, üç kruvazörden, takri- ben 50 bin tonluk küçük gemilerden, 18 tahtelbahirden ve 6 tank gemisin- den ibarettir. Bu hesaba nazaran 1938 ve 1939 senelerinde 100 bin tonluk gemiyi tezgâha koymak icab ede. cektir. Bu miktar 1922 denberi inşa kabitiyetimizin 3 mislini teşkil eder. Bütün bu gemilerin 31 kânunmevvel 1942 ye kadar hizmete alınması lâ“ zim geldiğinden 35 bin tonluk h. gemi yedi seneye yakın bir mi det zarfında ikmal edebildik, Donan- mamız için sarfedeceğimiz gayretle- rin azameti bu rakamlardan anlaşıl» yor. Bundan başka bir de deniz tays| yareleri filosunu da inkişaf ettirmek için sarfedeceğimiz mesaiyi hesaba katmak lâzımdır.» Şiradi Fransızların geniz mütehas- sısları yeni Inşaat programının tamas nanmasının yine cihan donanma" ları arasında dördüncü mevkil mus hafaza etmekle beraber harp gemileri noktai nazarından da Alman ve İtal, yan harp gemilerine faik olacağı ne çıkarıyorlar, a umumi harbe kadar ve ii »da da denize o Kadar ehemimis yet vermiyen bir devletti. Halbuki şimdi . Akdenizde İtalk ya gibi bü; Suriye sahillerinde denize varan pof- rol membabını müdafaa etmek te Iğ« zımgeliyor. Bundan başka İngiltere ile olan ittifak, umumi harpten eve; velki ka benzemiyor. Bir de harp halinde müstemlekelerden Avrupa cephelerine asker sevketmek lâzımdız, Fransa son 19 senede (birinci) sınıf deniz devletleri sırasına girme“, ge çalıştı, şimdi de yeniden 5 milyar! İrank sarfile mevcut deniz rakabetle rinin önünü almağa gayret ediyor. 4.C.D,