sarısını ıçakla oldüren Muizin muhakemesi Muiz, karısını vurduğunu bıçağın karnına sap - Bir müddet evvel Yüksekkaldı- #unda kendisile nikâhlandığı halde bilâhare ayrılan 19 yaşlarında Korin adındaki kızı bıçakla öldüren yirmi bir yaşlarında Muizin mevkufen mu- hakemesine dün ağırccza mahke- mesinde başlanmıştır. Son tahkikatın açılması hakkındaki kararnamede Mulizin, resmen nikâhlandıktan sön- Ta kendisinden ayrılmak istiyen Ko- Tini bıçakla öldürdüğü sabit olduğun- dan Türk ceza kanununun 448 inci Müddesine tevfikan cezalandırılmak Üzere muhakeme altına alınması is- teniliyordu . Yapılan tahkikata nazaran vaka #öyle olmuştur: Muiz adındaki deli- kanlı bundan bir müddet evvel Yük- #ekkaldırımda oturan Fortünenin kı- Kı Korinle tanışıp sevişmiş, iki genç £vlenmeğe karar vermişler, kızın an- Nesile babası da buna muvafakat et- tiklerinden resmen : nikâhları kıyıl- Muşlır, Fakat Muizin babası bu izdi- Yaca razı olmadığı için Muiz karısı- nı evine götürememiş ve kendisi Ko- Tinin evine gitmiştir. İşçilik yaparak pek az para kaza- habilen Muiz, karısı Köorinin ufak tefek ihtiyaçlarını temin edemediği cihetle yavaş yavaş araları açılmış Ye Sik sık kavga etmeğe başlamışlar- dır. Dişleri bozuk olan Korin mütead- did defalar Muize, kendisini bir diş- çiye götürmesini söylemişse de deli- kanlı paraya dayanan bu işe yanaş- mamıştır. Bu vaziyet karşısında bir Bün evde şiddetli bir kavga çıkmış, inin karısına darılıp evden gilmiş- ir, Aradan bir müddet geçtikten son- Ta Muiz tekrar yalvararak Korinle barışmışsa da biraz sonra gene darl- müişlardır. Karsının bu titizliklerinden fena halde sinirlenen Muiz son samanlar- da Korinin aynı evde oturan Enver &dında bir delikanlı ile münasebet Peyda ederek bu sebeple kendisinden YÜZ çvirdiğine hükmetmiş ve Korin- den intikam almağa karar vermiştir. Müteaddid defalar barışmak tek- lifinde bulunduğu halde reddedilen Muiz bu şüphe üzerine büsbütün hid- enerek bir gün bir bıçak satın alarak Korin sokakta bulunduğu Sırada eve girmiştir. Biraz sonra Ko- rİN gelip odasına çıkınca aralarında Bene kavga çıkmış ve Muiz bıçağını çekerek genç kızı karnından yarala- Yıp öldürmüştür . Dün ağırceza mahkemesinde baş- liyan muhakeme ceisesinde Korinin. Ye Muizin akraba ve tanıdıklarından Müteşekkil okalabalık bir “dinleyici kütlesi salonu doldurdu. Son tahkikatın açılmasına dair Olan karamame okunduktan sonra Müznun Muiz soğukkanlılıkla reisin Suallerine ceyab vererek cinayeti in- kâr etti ve şunları anlattı; ” ; -- Korinle sevişip eylendik.. Resmi Rikâhımız yayildı. Fakat benim pa- Tam olmadığı için dini nikâhımız ya- Pilamadı, - Korinin evinde kalıyor- dum, Evlenmemizden bir müddet Sonra Korin benim parasızlığımı ba- hane ederek benden yüz çevirmeğe Ve bahaneler uydurup mütemadiyen kavga çıkarmağa . başladı. Bir defa darıldık, ben evden çıktım. Fakat Sonra tekrar barıştık. Korinin hare- ketlerinden şüpheleniyordum, Niha- Yet karımın aynı evde oturan Enyer Adındaki delikanlı le münasebet pey- da ettiğini öğrendim. Buna fena hal de sinirlendim. Bir gün “gene ara- muzda çıkan kavgada Korin bana, «Artık. seni istemiyorum. Evden çık.» dedi. Bu vaziyet karşısında hiddet- ten kendimi kaybettim; evden çıktım, Aradan on beş gün kadar geçti. Korini bir türlü unutamadığım gibi Enverle sevişmesi 'de canımı çok sıkı- Yordu, Bir “gün kalkıp ' eve gittim. Korin sokağa çıkmıştı. Babası beni İçeriye aldı ve odaya çıkıp bekledim. 3 sonra Korin geldi. Kendisine Gene aşkımdan bahsederek yalvar- dim, yakardım, dinlemedi, Enverle Sevişip sevişmediğini sordum. Yüzü- Me karşı bunu da itiraf ederek; «Evet, inkâr ve boğuşurlarken landığını iddia etti Katil Muiz mahkemede Enverle sevişiyorum. Artık seni iste- miyorum, Senden ayrılıp Enverle ey- leneceğim.> deği, Bu cevab karşısında kendimi kay- bettim. Korin; sen bana bu Sözleri söyliyeceğine | bıçakla göğsümü del- sen daha iyi yapardın, diyerek cebim- den bıçağımı çekip, şunu al da beni öldür bari, dedim, Bu suretle Kori- nin merhametini uyandırmak İsti- yordum, Fakat karım benden o Ke- dar nefret etmişti ki, bıçağı elimden aldı ve beni öldürmek için üzerime hücum etti. Hiç beklemediğim bu ha- reket karşısında şaşkınlıkla ben de onun üzerine atılarak kollarını ya kaladım ve bıçağı elinden almak İs- tedim. Böylece odanın ortasında bo- güşürken Korin bir aralık muvaze- nesini kaybederek yere yuvarlandı ve lindeki bıçak karnına saplanarak yaralanıp öldü. Onu ben vurmadım. Bundan sonra şahidlerin odinlefi- mesine geçildi, ölen Korinin; annesi Fortüne, türkçe bilmediğinden bir tercüman vasıtasile ve ağlıyarak va- kayı şöyte anlattı: — Kızım Korinle Muliz bir sene €v- vel eylenmişlerdi. Muiz bizde olur- mağa başladı, Fakat bir müddet son- ra araları açıldı. Sık sik kavga edi- yorlardı. Ben bu kavgalardan usan- dım ve Müize karısını alıp kendi evi- ne götürmesini söyledim. Muiz baba- sının kabul etmiyeceğini söyliyerek gene evde kaldı, Nihayet bir gün ge- ne aralarında çıkan bir kavgada Muiz darılıp evden çıktı. Birkaç gün sonra geceleri eve gelip kapıyı çal- mağa başladı. Ben, aralarında daha büyük bir kavga * çıkmasından kor- karak kapıyı açmıyordum. Bundan on beş gün kadar sonra bir gün ki- am Korinle beraber sokağa çıktık. Taksim civarında bir kahvede Enve- re İesadüf ettik. Enver bizim evde kiracı olarak oturuyor ve damadım Müge çök iği görüşüyordu! Biz ds bu sebeple gazinodu bir müddet ken» disile oturduktan sonra eve döndük. İçeriye girince kocam, Muizin eve gelip yukarı odaya çıktığını söyledi, Kızım Korin bunu duyunca Muizin kendisine fenalık yapmasından kork- tuğunu söyliyerek Odasına çıkmak istemedi, Fakat kocam dinlemedi ve; «Neden korkuyorsun? Muiz senin kocandır. Döver de söver de gene ba- rişirsınız. Haydi kocanın yanına git.» diye kızı zorla yukarıya gönderdi. Biraz sonra ben de yukarıya çıktım. Körin odaya girince Muii kendisine korsesini çıkarmasını söylemiş. Ko- rin soyunmağa başladığı sırada Mulz birdenbire bıçağını çekmiş. Kızım bunu görünce korkudan şaşırmış, Ben yukarıya çıktığım sirada Muis elinde bıçakla yürüyor, Korin de ka- çıyordu. Nihayet kızım odadan sofa- ya çıktı, Muiz de arkasından yetişe- rek benim gözümün önünde bıçağını kızımın karnına sapladı. Korin; «Ba- bacığım, ben yandım, Muiz beni vur- du.» diye bağırarak kanlar içinde yere yuvarlandı. Kızım Korin son 7â- manlarda Muizden soğumuştu. Onun- la yaşamak istemiyordu. Fakat baş- ka birisile de alâkası yoktu. 'Muizin, kansile münasebeti oldu- i yapanlar, hattâ yaşlı başlı Kolleksiyon yapmak merakı. Dünyanın en garip kolleksi- yonları kimlerdedi Herkes hayatı nın bir devresinde muhakkak kok leksiyon yapmak merakma tutul muştur, Kolleksi- yon merakı daha küçük yaşta zıp- zıp toplamak, çi- kolatalar içinden çıkan resimleri, posta pullarını bi- riktirmekle başlar, Birçok kimseler bu illeti çocukluk yaşlarında atlattık- ları halde, bazılarında ömürlerinin sonuna kadar, hem de gittikçe artan bir hararetle, devam ettiği görülür. Gerçi yetmiş yaşında, saçlı sakallı bir adamın hâlâ zıpzıp topladığına, çikolatalar içinden çıkan resimleri bi- riktirmeğe devam ettiğine raslanma- makla beraber, pul kolleksiyonu yap- tığı, ve yahut küçükken kazandığı bu merakın, büyüklere mahsus Kolleksi- yon illetlerinden birine tahavvül etti- ği sık sık müşahede edilir. Bugün yeryüzünde aklı başında sa- yilan insanlar arasında akla, hayale gelmiyecek şeylerden koleksiyonlar adamlar için zipzip toplamak gibi bize tuhaf gelen meraklardan bin defa daha ga- rip kolleksiyon #ilellerine tutulanlar az değildir. Netekim son zamanlarda Kol» Teksiyon' merakı o kadar yayılmıştır ki bunları tasnif etmek imkânsızdır. Pul kolleksiyonu yapanlar istisna edilecek olursa, diğer kolleksiyoncu- lardan mühim bir kısmını meşhur adamların el yazılarını topluyanlar teşkil eder, Bunlar için ister büyük hir sanatkâr, ister müthiş bir katil ol- sun, halk tarafından tanınmış bir adamın el yazısını veya mektubunu ele geçirmek en büyük siadöttir. Fa- kat bunlardan bazıları el yazısile de iktifa etmezler, tanınmış kumandan, meşhur muharrir ve sanatkârların kullandıkları eşyayı, bastonlarını, ci- biselerini, eldiven veya şemsiyelerini de ele geçirmeğe çalışırlar, Amiral Nel son'un çizme çekeceği, Lord Byron'un köpeğinin tasması, şair Veriain'in pi- posu .bu nevi kolleksiyon meraklıları- nın ellerindedir; Fakat garip kolleksiyon meraklıları yalnız bunlardan ibaret değildir. En- fiye kutusu, cam, saat, anahfar, dü me, şişe mantarı toplıyanlar da var- dır. Nestor isminde bir adamm bakır. mangal kolleksiyonu geçenlerde Pa- riste müzayede ile satılmıştır, Garip- liği bakımından insana hayret veren kolleksiyonlaş arasında saplı gözlük, fotoğraf makineleri, yelpaze, meşhur bir şairin eserlerinde ismi geçen çi- çekler, şeker kutuları koleksiyonları da zikre şayandır. Kapı tokmağı, ta- rihi devirlerde tıb âletleri, boynüz, tir- buşön, şamdan, çatal kaşık, kâlem sapı, kibrit kutusu, çıngırak, tiyatro ilân ve programları, balo davetiyesi, kartvizit, kartpostal kolleksiyonu ya- panlar da mevcud olduğunu kây- dedersek bu illetin insanlarda ne de- receye varabileceği daha kolay anla- şalı, Fakat bu da bir şey değil. delileriş çocukların yaptıkları resimlerden, zencilerin sanat eserlerinden, çalın- mış eşyadan, insan saçından tutun da kolleksiyon hastalığını meşhur adamların banyolarından aldıkları su- ları şişeler içinde, üzerlerinde etiket- ler olduğu halde saklıyacak kadar ile- ri götürenlere de raslanmaktadır. Baymağa kalkılacak olursa bü lis. te daha çok uzayabilir. İnsana kollek- siyon yapmak merakı ârız olduğu za- man, toplamak istediği şeylerin tam bir serisini elde elmek bir ihtiras ha- line gelir. Her müşkilâtla mücadele eder, ve birçok fedakârlıklardan da kaçınmaz. Kolleksiyoncularda görülen husu- siyetlerden biri de ayni şeylerin kol- leksiyonunu yapan iki kişinin biribir- lerini müthiş surette kıskanmaları- dır. Kolleksiyonlarına büyük bir aşk- Ja, sonsuz bir ihtirasla bağlıdırlar ve daima biribirlerini geçmeğe çalışır- lar. Elde edemiyecekleri parçalara sa- hip olmak için bin bir hile ve hud'aya başvurmaklan çekinmezler ve mute- na bir parça elde ettikleri zaman da saadellerine ve gururlarına .payan yoktur. Marguise de Ganay ve Vanderbiltler yüksük kolleksiyonlarile möşhurdur- lar. Bunların kolleksiyonlarındaki yüksükler içinde fil dişinden, Yeşim taşından, ateşi la'lden, altından, gü- müşten tel işlemeli, resimli ve üzer- Tanınmış muharrir ve sanatkârlarla meşhur kuman- danların el yazilarını, kullandikları eşyayı toplıyan- lardan başka enfiye kutusu, düğme, şişe mantarı, yelpaze, tirbüşon, kapı tokmağı, kibrit kutusu, çıngı- rak, balo davetiyesi, kartvizit biriktirenler de vardır. Çalınmış eşya, örümcek kolleksiyonu yapanlar olduğu gibi pire kolleksiyonu yapanlara da rastlanıyor sahip olduğundan, dünyanın en büyük gururunu hisset tiğini söylemiştir. Muharrir Valöry Larbaud çocukların oynadıkları kurşun askerlerden zen- gin bir kolleksiyona maliktir, Doktor Andrö Hugo'nun mumdan eller kol leksiyonu vardır. Ressam Andrö Lhote 1900 senesine alt kartpostalları toplar, Fakat dünyanin en garip. kolleksi- yonunu baron Rothschild yapardı. O da pire biriktirmek merakında idi. Leningrad'daki bir enstitüde 5000 kertenkele kafasından mürekkep bir kolleksiyon vardır. Bunların içinde en kıymetlisi Yeni Zelânda'da bulunan üç gözlü bir kertenkele kafasıdır ki bu kertenkelenin üçüncü gözü alnının ortasında imiş. 3 Geçen asrın sonunda bir manyak Yeryüzünde mevcud peynir çeşitle- rinden mürekkep bir kolleksiyon yap- mağa kalkmıştır. Binbaşı Grantham isminde bir asker, dünyanın en zen- gin şimendifer bileti kolleksiyonuna sahiptir. Şimdiye kadar 238 muhtelif kumpanyaya ait binlerce bilet topla- mıştır. Portsmouth'ta Janet Mercebrok is- minde bir kızcağız örümcek ağı kol. leksiyonu yapmak (merakındadır. Örümcek ağlarını gerili oldukları yer» den doğrudan doğruya iki cam arası- na almak suretile toplar, Şimdiye kas dar 700 parça örümcek ağı biriktir- miştir, Garip kolleksiyoncuların ve kollek- siyonların en fazla bulunduğu şehir olan Londrada bu çeşit kolleksiyon. lardan birinin sakılığa çıkarılması mü- him bir hâdise teşkil eder ve kısa za- manda bütün dünyada akisler uyan- dırır, Müzayedeler çok kalabalık olur. Bu satışlarda hazır bulunmak ve kol- leksiyonu görmek üzere uzak memle. ketlerden kalkıp Londraya gelenler, satın almak için muazzam bir serveti gözden çıkaranlar, hattâ bu yüzden mahvolanlar görülmektedir, ŞH.R. Hayvan ihracatı İhraç birliğinin sermayesi 400,000 liraya çıkarılıyor Karsta yeni kurulan canlı bhay- vanlar ihracat birliği teşkilâtı canlı hayvan ihracatı bakımından çok faydalı işler görmüştür. gözönünde tutularak teşkilâtın tak- viyesi ve 150,000 liradan ibaret olan | birlik sermayesinin 400,000 liraya çi- | karılması kararlaştırılmıştır. Sermayenin yüzde ellisi ise İş ve Ziraat bankasına aid olan ihracat | birliğinin doğu ve cenub vilâyetleri birliği namı altında faaliyet sahası- nın genişletilmesi bu suretle kabil olacaktır. Bu sene Kars mıntakasından canlı hayvan ihracati için temaslara baş- lanmıştır. gunu iddia ettiği Enver de ifadesin- de Korinle biç bir alâkası olmadığı nı, birkaç defa Muiz de beraber ol- duğu halde Korinle sokağa çıktıkla- rını, Yaka gecesi de kendisi odasında yatarken sofadan duyduğu feryad üzerine çıktığı zaman Korini yerde kanlar içinde gördüğünü ve genç kızın, kendisini Müizin vurduğunu söylediğini anlattı, Gelmiyen şahidlerin celbi için mus hakeme başka güne bırakıldı . Ati Bu cihet | Istanbul muharebeler İstanbulun etrafında, “denizde ve karada cefeyan eden muhare- beler, tarihin kaydettiği harblerin en cazipleri arasındadır. Yürük Çelebi Bunları birer birer ve beheri ay- ni gün zarfında başlayıp bitmek şartile anlatacaktır. Muharebe yerlerinin bugünkü vaziyetlerini tasvir edecek resimlerini çekecek. tir. Böylelikle, şimdiye kadar lâ- kayd dolaştığınız şehrimizin muh- telif noktaları, nazarınızda birer tarihi ehemmiyet kesbedecektir, Pek yakında başlıyor Üzerinde heroin bulunan bir çocuk On beş yaşlarında Mehmed ismin- de bir çocuk Tahtakalede Deveoğlu yukuşundan gitmekte iken vaziyetin- den şüphelenilerek polis tarafından çevrilmiş, Üzeri aranınca bir mikdar afyon ve eroin bulunarak müsadere edilmiştir. e Mehmed emniyet direk- tölüğüne getirilerek hakkında tah- kikata başlanmıştır. Ucuz navlunlar Vapür acentelerile temas edi- lerek ucuz bir tarife tanzim edilecek İzmirde muhtelif nakliyat acente- lerile temasa gelinerek yeni Ye ucuz bir navlun tarifesi hazırlanması bü- yük bir alâka uyandırmıştır. İhra- cat mevsimi başlarken navlunların ucuzlatılması tacirler için çok fay- dalı olmaktadır Şebrimizde de alâkadarlar bu hu- susta tedkikata başlamşılardır. Ve- pur scentelerile temaslar yapılarak yeni ve ucuz bir nuvlun tarifesi teş bit edilecektir. . İzmirden ihracata başlandığı içim orada yeni târife tam vaktinde ha- zırlanmışlır, İhracat mevsimi memleketimizin her tarafı için başlamış sayılmakta. dır. Eylül ve teşrinieyvelde sevkiyab çok daha artacaktır. Bu itibarla ey- Tül ön beşe kadar buradaki tedkik- ler bitirilerek yeni navlun tarifesi tesbit edilecek ve 15 eylülden iltibas Ten de tatbik edilmeğe başlanacaktır,