26 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

? Saksofonu icad eden posta müvezzii için âbide Belçikada Dinard şehri yakininde Adofus Saks isminde bir sanatkâr İçin mükellef bir âbide rekzodilecek- tir. Bu adamın asıl mesleki posta mektup müvezziliği idi. Lâkin boş va- kitlerinde musiki aletlerini yapmak mevcudlarını ıslah etmek ile meşgul Dlurdu. Bu meşgüliyeti 1844 senesinde bü- günkü modern hayatın lâzımı gayri met pek makbul musiki aleti idi. Bu adam dahi bidayette daha ziyade bu &let ile uğraşıyordu. Lâkin bunun kâfi olmadığını gö- Yerek daha mütekâmil bir musiki ale- ti olmak üzere yeni bir alet keşfet Miş ve bunu kendi ismine izafet ede- Xek saksofon tesmiye etmiştir, Bidayette musiki aleti yapan fab- Tikatörler ve bilhassa Fransızlar bu aleti beğenmemişler ve sürüleceğini Zannetmemişler ve bunu külliyetli mıkdarda yapmaktan imtina etmiş lerdir, Lâkin sanatkâr keşfettiği aletin çok mütekâmil olup istenildiği ka- kadar büyültmek mümkün olduğu- nu iddia etmiş ve davasını İsbat için 14 metre uzunluğunda bir saksofon daha büyüğünü bile yapmağı dü- şünmüş ve plânlarını hazırlamış idi. Lâkin ömrü vefa etmediğinden bu teşebbüsü yarıda kalmıştı. Eğer bu- nu yapsaydı insan nefesi kâfi gelme- diğinden öttürmek için bir kuvvetli buhar makinesi kullanmak icabede- cekti, Sanatkârın vefatından bir haylı zaman sonra keşfettiği slelin o mü- kemmeliyet bütün dünya tarafın. dan tasdik edlimiştir. Bunun bir ni- şanesi olmak üzere şimdi Dinardda- ki âbide yapılıyor. Dalgıç Mingguyu bir Büyük, Uzak Şark © vapurlarile Singaprun imanına gelen yolcular, Orada Minggu isminde birinin deni- 26 alılan parayı suya dalarak yaka- iadığı ve bu esnada yanında olan si- Barasını yanan tarafından ağzına #okarak söndürmeden gene suyun Üzerine çıkardığını — seyrederlerdi. Minggu bu sanatını elli seneden be- Ti yapmakta idi. Geçen gün «gene böyle bir seyyah vapuru limana uğ- Tadı, Minggu hem hünerini -göster- Mek, hem de para kazanmak ümidile Vapurdan atılan paraları denizin di. binden çıkarmak üzere suya daldı. Pakat bu esnada büyük bir köpek ba» ağının. hücumuna maruz kaldı. Sey- köpek balığı parçaladı yahlar bunu gördüler ve Mingguya ihtar etmek istediler. Arkadaşları da bağırmağa başladılar. Fakat Minggu suya dalmış olduğu için bu ihtarları işitmedi. Deniz kana bulandı. Arka- daşları ihtiyar Minggunun yardımı- na koştular, Onu ağır yaralı bir hal- de denizden çıkardılar. Fakat.Ming- gı aldığı tesirile bir müd- det sonra vefat etti. Singapurda bu dalgıç sanati yapân yerlilerin inan- dıkları bir balıl itikad vardır, Onlar köpek balıklarının içlerinden en ih- tiyarına saldırdığına, ve öldürdüğü- ne inanırlar, Bu itikadları bir Kere daha tahakkuk etmiş oluyor, Fare derisi de Bugüne kadar ancak muzur bir yvan olarak bilinen ve anun için herede görülse itlâf edilerek atılan fare de meğer işe yarıyormuş. Japon- Ya şimdi fare derilerinden askerlerin Arka çantalarını, mektep (o çantaları Bibi eşyayı imale başlamıştır. Her hâlde Japonya zirant nezaretinin ikat müessesesi fare derisinden azami surette istifade etmek için #Saslı tedkikafa girişmiştir. Bu mü- Işe yarıyormuş essese ayni zamanda köpek ve kedi derilerinden de istifadeyi (düşün- mektedir. Askeri memurlara ziraai memurluklarına getirilen her bir de- ri için 7 yen vermektedir. En pahalı olan kedi derisi, en ucuz da fare de- risidir. Ziraat nezareti bu işi tamim etmek için bir çok tedbirler almıştır. Meselâ halka kedi, köpek ve fare de- rilerinin nasıl muhafaza olunacağı- ni öğretmektedir. Bakırköye havagazı Bakırköylüler 15 güne kadar hava gazına kavuşuyor Bakırköyünün havagı havagazı tesisatı İçin havagazı şirketi nezdinde beledi- Ye tarafından yapılan teşebbüs üze- rine şirket Bakırköy ile civarına yâpı- İacak havagazı tesisatı için faaliyete geçmişti, Havagazı tesisatı surlardan başlıyarak Bakırköy yakınında bulu- nan Basmahane köprüsüne (Okadar Uzatılmıştı. Şebekenin Basmahane köprüsü- hün üstünden geçirilmesi düşünül Müş, fakat köprüde tahribat yapıla- Cağı nazarı dikkate alınarak şebeke- nin köprü yanından geçirilmesi için Şirket tarafından hazırlanan plân belediyece tasdik edilmiştir. Şirket İcabeden bütün tertibatı aldığından 15 güne kadar Bakırköyüne havaga- Ni verilecektir. Halktan çoğu da şim- diden abone olmuşlardır. Bakırköyünden sonra, havagazının Yeşilköye kadar temdidi için şirket Nezdinde yapılan teşebbüs de muvaf. Takiyetle neticelenmiştir. Ciğerden zehirlenmiş Beyoğlunda Aynalıçeşmede oturan Hamdi isminde biri, Ağacami civa- Tında bir lokantada ciğer yemiş, az sonra zehirlenme alâimi gösterdiği tihetle zabıta tarafından - hastaneye Yalırılmıştır. Lokantacı hakkında tahkikat ya- Pılnaktadır. Yarın akşam Viyana Kanservatuvarından Meşhur Muganniye | MAROTHY SZANTHO yi Otomobil arabaya çarpti çarptı Apti isminde birinin NO VOTNİ yalan DA TEPEBAŞI - DAİRE Nefis yemekler itinalı hizmet 728. numaralı hususi pie 3038 numaralı yük arabası Koska yokuşunda (çarpışmışlar arabanın oku, otomobilin camları kırılmıştır, Zabıta, gerek sürücü, gerek şoför hakkında icab eden tahkikalı yap- maktadır, Fatihte bir kulübe e yandi. Fatihte Kırkçeşmede Kazasker kağında B. Hüseyinin evinin li sindeki kulübede kiracı olarak otu- çıkmış, sıçrıyan kıvılcımlaria kaplar ma tutuşarak kulübe tamamen yan- mıştır. İtfaiye, ateşi etrafa sirayet ettirmeden söndürmüştür. Heybelide cerh Heybeliadada berber Anastas ile Kir- yako kavga etmişler, Anastas eline ge- çirdiği berber kayışile Kiryakoyu ba- şından yaralamıştır. Borçlu bir amelenin tef eciden “aldığı garib intikam Amerikanın Ko- nektiküt eyaletin. de Niyuhaven şeh» rinde sulh hâkim- Wiği yapan Varbrok geçenlerde civarda avlanmakta iken rn yamlı olduğunu görür: <Bu- Tada Robert Jon Jellit yatıyor. Bilkins, Tuççi ve Gröns ismindeki kadınları öldürdükten sonra bu mezarda ebedi istirahate çekilmiştir.» Sulh hâkimi bunu okyunca ayı bira- karak gidip zabıtayı haberdar ediyor, Ertesi günü birkaç muktedir zabıta me- müru hemen işe el koyarak tahkikata girişiyorlar. Evvelâ mezar taşı üzerin- deki yazının iki senelik olduğu tesbit ediliyor. Ondan sonra Niyuhaven'de ki sene evvel Robert Jon Jellit isminde bir dükkâncı yaşamış olduğu, bu adamın zabıta ile ilişiği olmamakla beraber hiç kimse tarafından sevilmediği anlaşılı- yor. Jellit bir murabahacıydı. Yüksek faizle para verdiği için herkes ondan nefret ederdi. Bundan iki sene evveli. ne gelinceye kadar Niyuhaven'de yaşa- mış olan Jellit bir'gün hiç bir iz bırak- madan kaybolmuştu. O zaman herkes onun ya borçluları tarafından tehdid edildiği için kaçtığını ve yahud gene onlardan biri tarafından katlolundu- gunu zannetmişti. Fakat bu hâdise münasebetle tesbit edilen daha ehemmiyetli birşey vardı ki, oda bundan on sene evvel hakika- ten Konektikut eyaletinde türeyen bir cani tarafından işlenmiş olan birçok ci. nayetlerin ozaman efkârı çok heyeca- na düşürmüş olmasıydı. İşçi kadınlar- dan Gröns, Bllkins ve Tuççi'nin bu kas til tarafından öldürülmüş loduğu zâan- nedilmişti. Fakat yapılan araştırmala, ra rağmen o katili ele geçirmek müm. kün olamamıştı, Borçlu bir amele, tefeci Jellitten intikam almak için ormanın içine bir mezar taşı dikti, mezar taşıma da Jellitin üç kadın öldürdükten sonra burada ebedi istirahate çekildiği cümlelerini yazdı. Zabıta tahki- kat yaptı, Jellitin hayatta olduğunu bu mezar taşını da Stuver namında bir amelenin kendisinden intikam almak için diktiğini tesbit etti Nluhaven'de en ziyade kadınlara para ikraz etmiş olan Jellit'in o Üç kadını öldürmüş olması zabıtacak pek akla yakın sayıldı, Fakat bundan ev- vel halli icab eden başka muammalar vardı, Bir kere mezarin alçılması lâ- zımdı. Zabıta sulh bâkiminin bul. duğu mezarı açtı ve bir metre derin- likte bir insan iskeleti buldu, Demek ki Jellit hakikaten orada gömülü idi, İskelet muayene edilince kemiklerin iki sene kadar eskimiş olduğu anlaşı- dı, Şu halde Jellit'ten, bir borçlu in- tikam almış ve onu öldürdükten son- ra oraya gömmüştü. Bu katil ayni zamanda Jellit'in işlediği cinayetler- den de haberdardı, Bu meseleler aydınlatıldıktan son ra zabıta Jellit'in dostlarını araştır- mağa başladı, Her halde onu öldüren, gömen ye esrarına vakıf olan mutlar ka dostlarından birisiydi. Bu araştır- malar neticesinde hakikaten dört or- man bekçisi tevkif olundu. Bunlar Jellit'in dostlarındandı. Fakat bu adamlar Jellivi öldürdükten sonra inkâr ettiler, Jellivin “başka birinin cinayetine kurban git- mesinin daha muhtemel olduğunu söylediler, «Jellit, son zamanlarda çok para sarfettiğinden ve talihini denemek İçin Kaliforniyaya gitmek- ten dem vurduğundan, onun parası” na tamaan öldürülmüş olması müm- kündür> dediler, 'Tahkikatı yapmakta olan memur lar, orman bekçilerinin bu ifadeleri üzerine biraz tereddüde düştüler, Kâh bulunan iskeletin başka bir adama ait olmasından, kâh Jellit'in haki- katen öldürüle- rek, katili tarafın- dan gömüldüğün- den, ve bu katilin den bahsetmeğe başladılar. Bu son iddialarını muhik göstermek için de mezar taşı üzerin- deki yazının, kadınların asıl katilini gizlemek maksadına müstenid oldu- ğunu iddin ettiler. Bu tahkikat bir haftadanberi de- yam etmekte ve gazeteler ondan ha- Taretle bahseylemekte iken, zabıta yeni bir sürpriz karşısında kaldı: Ro- bert Jon Jehlit, Hollivud civarındaki küçük bir kasabadan resmen musad- dak bir yazı gönderdi, bunlar, kendi- sine ait olan mezarın meydana çıka- rıldığını haber aldığını, fakat kendisi. nin henüz hayatta olduğunu ve daha çok zaman yaşamak istediğini bildir- di, Bundan başka, Niyuhaven'de ken- disine borçlu amele Stüver tarafın- dan ölümle tehdid edildiği için, iki söne evvel kaçşmağa mecbur olduğu- nu, çünkü Stuver'in adam öldürme. ğe alışık olduğunu bildiğini de mek- tubunda ilâve etti. Jellit'in, herkesi korkutmuş olan Stuver hakkındaki "yazısı, zabıtanın dikkatini celbetti, Stuver tevkif olu- narak sorguya çekildiği zaman, Jellit ortadan kaybolunca, ondan intikam almak için bir mezardan çıkardığı bir ölüyü o metruk yere defnettiğini, üze“ rine bir taş diktiğini ve vaktile ök dürülmüş olan üç kadının katili Jel- Yt olduğuna herkesi inandırmak için taşın üzerine o yazıları yazınış oldü- Bunu Itiraf etti. Bu suretle Jellit ağır bir ithamdan kurtuldise de Stuver'in ölüyü mezardan çikarmak cürmün- den dolayı mahküm olmasına muhak- kak nazarile bakılıyor. İKTİSADİ MESELELER Makine ithalâtı nasıl yapılacak? Teşviki Sanayi kanunundan isti- fade eden, her müessese makine ithal ettiği zaman, gümrük resmi vermiyor- du. Kanunda son yapılan tadılâta gö- re, bu muafiyet kaldırılmıştır. Buna ait yeni çıkan kararnameler, alâkadar mahafilde yanlış tefsirlere meydan vermiş, bir çok fabrikatörler yeni ta- dilâtın mânasını anlıyamamışlardı. Kanudanki tadilâtın esaslarını aşağı- Ya yazıyoruz: Teşviki Sanayi kanunundan istifade eden birinci sınıf bir müessese, maki- ne idbal edeceği zaman gümrük res- mini yüzde beş nisbetinde verecektir, Muamele vergisini tediye elmiyecek- tir. Bu müessese, makineleri yerine koyacağı zaman, İktisad Vekâletinden müsaade alacaktır, Eğer müsaade al- madan koyarsa, makinenin gümrük AR AN GE Teşviki Sanayi kanununda yapılan bu tadilât üzerine, memleketimizde fabrika işleri daha «ıkı bir nizam ak tınâ alınmaktadır. Şimdiye Kadar, makine ithalâtı serbestti. Her önüne gelen gümrük resmini vermemek su- retile makine ithal ediyordu. Bunun neticesi olarak, muayyen sanayi şubö- lerinde fazla İstihsal görülmüştür. Bundan sonra, makine ithalâtı İkt. sad Vekâletinin müsaadesine bağlı ol. duğu için, sanayi işleri daha ziyade dlsiplin altıma alınmaktâdır. HA | Erkek çoraplarının çürük yapılması menedilecek Bu mühim işi temin edecek bir nizamnamenin hazırlanması için tedkikat yapılıyor Kadın çoraplarının olduğu gibi er- hususta fabrikatörlerin de mütalâasi- nı almağa karar vermiştir. Pek yakında bu cihet fabrikatörlere tamim edilecektir, Fabrikatörler erkek çoraplarının ne şekilde standardize edilmesinin daha faideli olacağı hak- kında noktai nazarlarını bir raporla Sanayi umum müdürlüğüne bildire- ceklerdir. Bundan sonr umum müdür- Tük nizamnameyi hazırlamağa başlı Diğer taraftan ayni mevzu üzerinde bundan bir müddet evvel Ticaret oda sı sanayi şubesile milli sanayi birliği tedkikat yapmış ve neticeyi bir rapor- la İktisad Vekâletine bildirmişlerdi. yaptığı tedkikatta bu raporları da göz önünde tutmaktadır. Bir kisim fabrikatörler, erkek çorap- olmuyacağı iddiasındadır. Fakat bu id- Erkek çoraplarının standardize edil mesi ile çok mühim bir iş başarılmış, mühim bir mesele halledilmiş olacak- tır, Çünkü birçok cins erkek çorapla» rının çürük olduğu aşikârdır. Sade ipek erkek çorapları değil, fakat pamuk« luları da ipek kadın çorapları kadar kısa zamanda yırtılmaktadır. Binden- aleyhi erkek çoraplarının sağlamlaşta- rılması çök muvafık olacaktır, Memleket dahilinde bir ayda istih- lâk dilen erkek çorabı vasati olarak 800,000 çilttir. Bunun 450,000 çiftü fabrikalarda otomatik makinelerle yas pılan, daha ziyade şehirliler tarafın- dan kullanılan çoraplardır. Geri ka- lan 350,000 çift de evlerde el tezgâh- larile imal edilen köylünün giydiği ka« lın çoraplardır. Dr. ABAHUNİ Paristen avdet etmiş ve Kumkapıdan ki muayenehanesinde hastalarını ka- larını standardize edilmesine imkân | bule başlamıştır. tosa kadar devam edecektir. GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİNDE SOVYET FOTOGRAF SERGİSİ Güzel San'atlar Akademisi binasında, her gün subah saat 10 dan 17 ye kadar her kese ücretsiz olarak açık bulunan Sovyet Fotoğraf sergisi 29 Ağus- m Memi. Ga aa

Bu sayıdan diğer sayfalar: