10 Ağustos 1938 " AKŞAMDAN AKŞAMA ——— — ——— —- Ne garib huylarımız var Aleşi saça saça konuşuyorlardı: — Vay kârata... Amma da kırıyor. Kulak misafiri oldum: — Muayenehanesi fıkır fıkır kaynı- Yor! - diyorlardı. - Gittim; On kişi bekliyordu. Beni beş dakika alıkoydu, üç lira verdim, Altmış dakikada bol bol altı kişiyi selâmler.. Demek, saatte 18 lira.. Günde üç saat çalışsa, 54 pa- Pel cebeflezi... Ooooh, gel keyfim gel... Pazarlar hariç; hesapla, mahiye 1500 ü kıvırıyor demektir!... — Masrafı? Vergisi?... — Üç yüzünü düş... İki yüzünü de — Yağma yok... Onların hayatı pa- ar, — Ben onun yerinde olsam... * -— Hahha... Seninki Napolyonla mek; tep arkadaşı bir kumandanın meşhur muhaveresine benzedi. Kumandan ci- hahgire demiş ki: «Ben senin yerinde olsam, madem ki hükümdar oldum, Artık otururdum! Almanyayı, İtalyayı, Avusturyayı, Rusyayı, Afrikayı fethe kalkmazdım...» Cihagir, eski arkada- Şını istihza ve istihfafla süzmüş; «Ben d€ senin yerinde olsaydım, öyle yapar. dım...» Gülüştüler. — Canım efendim, farzet ki, bin Iki Yüzün altı yüzünü yiyor... Geri kalanı li iği besbelli... Koskoca apartı- mar kurdu.. Diğer doktorlar da öy- le... Karıyorlar... — Mühendisler? — Olnar da öyle... Ekserisi müteah- hitlik yapıyor... Ayda üç bin Tiraya, beş bin liraya para demiyorlar... — Mimarlar da başladı! — Evet evet... Geçen gün gazeteler- de okudun mu?., Diyorlar ki, son bir- kaç senede ecnebi mimarlara memle- ketimiz birçok paralar vremiş... Önü- Müzdeki birkaç senede keza o miktar. da verecekmiş... «Bu paralarla bize a yapılsın!» diyorlar.. Çk! 1 (ki Zenginin malı züğürdün çenesini yo- Tarmış fehvasınca, bahis dönüyor do- laşıyor, mutaddan fazla kazananlara $ ediyordu: <0 Efendim, munllimdi; tâbi oldu... Ne dersiniz, birkaç sene içinde yükü Dü tuttu... — Beriki de bir yazısına on lira alı- yormuş... Ayda kaç tane yazıyor?.. Hes Sapet, bak... — Ya ben birini tanıyorum... Hem Maaşı, hem ücreti var... em de maa- Fife koskoca bir nebatat kitabı tercüme etmiş... Sahifesi iki liradan... ve Gözlerile yiyorlardı... Tahtayı tut- tum: Ümid verici bir fidelik halinde Yeni yeni yetişen şu müreffeh sınıfı. Muza nazar değmesin diye!!... Fakat dikkat ediniz: Ancak bu tarz , doktorlar, mimarlar, mühen- disler, munllimler, muharrirler, yani bir kelime ile münevverler arasında teferrüd edenleredir: Yoksa, hiç bir Manevi meziyeti olmıyan, bahusus bu da bir alâkası bulunmıyan Mösyö A. ile Sinyor B. gibiler cinsi Mimaziünfih bir imalât yahud ticare- te Kirişir; paraları biner biner de değil, ©n biner kazanırsa dikkatimizi, nlâka- Muzı bile celbetmezler... Onlara lâyık Rörürüz; kendi aramızdan irfanlarile d değil... anki hir nevi garip muvazenenin teessüsünü isteriz: Ayni insarida hem Servet, hem de zekâ, malümat ve biz- n olmak şerefi birleşmesin... Ne garip huylarımız vardır! — Alışverişte pazarlık, hakikaten kötü ve iptidai bir usul bay Amca... Saç kıvırmak Belediye üç makine tipi tesbit etti Belediye, kadın saçlarını kıvırma- ğa mahsus ondülâsyon makineleri için bir talimatname hazırlamıştı. Bu ta- limatnameye göre, berberlerin elinde bulunan bütün ondülâsyon makine- leri tedkik edilmiş,; neticede mevcud makinelerden ancak üç İlpin talimat- name hükümlerine muvafık evsafta olduğu anlaşılmıştır, Berberler bu üç tipten birini tercih edeceklerdir. Bun- dan başka elde mevcud olan makine ler içinde tadil ve ıslaha muhtaç olan» lar da gözden geçirilmiş ve bunların noksanları tesbit edilmiştir, Noksan- ları düzeltilen mâkinelerin kullanıl masına müsaade edilecektir. Bundah sonra Belediye Fen heye tinden ve Berberler cemiyeti murah- baslarından mürekkep bir heyet ber- ber dükkânlarını gezerek bu makine- leri kontrol edecekler ve talimatnamo- ye uygun olmıyan makinelerin kulla” nılmasını yasak edeceklerdir. Istanbul surları B. Prost ancak bir kısmının muhafazasını tavsiye ediyor İstanbul surlarının çoğu harap ve perişan bir haldedir. Bu surları ted- kik eden şehircilik mütehassısı B. Prost, İstanbulun deniz ve kara cihe- tinden vaziyetini bozan ve İstanbula harap bir manzara veren bu Surla- rın olduğu gibi muhafaza edilmesini doğru bulmamıştır. Şehircilik müte- hassısı, sur parçaları içinde ancak karakteristik mahiyette olan kısım- Jarile Yedikuleyi aynen muhafaza ei- meği ve bunların - tarihi e rine halel gelmeksizin - tâmir mesini münasip görmüştür, B. Prost tafsilât plânını yaparken (bilhassa surların tamir ve muhafazası csas- larını tesbit edecek ve bunun için ây- rıca bir proje hazırlıyacaktır. FI işleri sergileri - Rumen ve Kızılay sergileri yarın açılıyor İstanbul festival - programına da- hil olan Rumen el işleri Kl çılış merasimi yarın sabah 8 vali ve belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ tarafından © yapılacaktır. Bu maksadla Romanya kadın el işle- ri cemiyeti ee niLii Sudzu şehrimize gelmiştir. Serği, Taksimde Satye elektrik sergisinin terkettiği binada açılacaktır. Sergide Rumen el işlerinden başka Türk kadınları çalıştırma ve Kızılay cemiyetlerinin el işleri de teşhir edilecektir. Asmalımescidde yangın Beyoğlunda Asmalımesçitte B. Yor- giye ait evin ikinci katındaki balkon- da unutulan bir sigara İle kaplama- lar tutuşmuş ve kısa bir zamanda ateş büyüyerek bütün kaplamaları sarmış- tır, Yangından haberdar edilen Be- yoğlu itfaiyesi vaktinde yetişerek at0- şi genişlemeden söndürmüştür. ... Fakat, insan zekâlarını tan tarafıda var ... Bay Amc parla- | se Alıcı satıcıyı aldatmak için... ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin fikri Sağ, sol.. Zaman zaman seyrilsefer zabi- tası sokoklarda durup gelip ge- çenlere: «Sağdan gidiniz. Sol dan geliniz!..» diye emirler ve- rir. Zaman zaman matbualta havadisler yazılır: «Belediye 20- bıtası, kaldırımlarda sağdan gi- dip soldan gelmiyenlerden ceza alacak...» Bu haberlerin aslı çık- maz ve Belediye zabıtasının köy- duğu yasak üç gün sürer, Istan- bul gibi ya kaldırımsız ya bir ka- rış kaldırımlı bir şehirde yaya- ların sağ ve sol takib etmelerine imkân yoktur. Ancak; Köprünün Kadıköy is kelesi tamir ediliyor. Bunun için de halk yalnız iki tarajlı bir mer- divenden inip biniyor. Arada sı- rada yayaların seyrüseferini tan- zim güyreline düşen Belediye za- brfası o merdiven başına bir me- mur koysa da, hâlk sağ merdi- venden #nip sol Taraflakinden çıksa ne olur?.. Benimle evlenmezsen seni öldürürüm Ahmed karışmasaydı Salâ- haddin Remziyi öldürecekti Evvelki gün Aksaray civarında bir vaka olmuştur. Müddelumumilik ta- rafından yapılan tahkikata nazaran Aksarayda oturan Remziye adında bir kiz, bir müddet evvel Salihaddin adında bir delikanlı ile tanışmıştır. Fakat aradan bir müddet Remziye, Ahmed adında diğer biri ile münasebet peyda etmiş ve Ahumedle nişanlanmıştır, Bundan fena haldo hiddetlenen Salâhaddin kendisile ey- lenmesi için mütenddid defalar ısrar etmişse de kız bu teklifleri reddetmiş- tir, Evvelki gün Remziye Aksaraydaki evinde nişanlısı Ahmedle otururken Salâhaddin de eve gitmiş ve birdenbi- re Remziyenin üzerine atılarak ta bancasını çekip: — Sen bu adamla evlenmiyeceksin, benimle evleneceksin. Şimdi bununla alâkanı kesmezsen seni öldüreceğim. Diye tabancayı Remziyenin göğsü- ne dayamıştır, O sırada Ahmed ara- ya girerek Salâhaddinin tabanca olan €line bir yumruk vurmuştur. Bu yum- rukla Salâhaddin eli sarsılmış, pat lıyan tabancanın kurşunu da boşa git- miştir. Böylelikle Remziyenin hayatı kurtulmuştur. Vakayı müteakip Salâhaddin ya- kalanarak Adliyeye verilmiş ve birin- ci sorgu hâkimi tarafından sorgu al- tına alınmıştır. Peynirden zehirlendi Çarşıkâapıda Çorlu medresesinde 'kunduracılık eden 'Tahir ile kalfası Hamza, Çarşıkapı pazarından beş ku- Tuşluk peynir almışlar ve beraberce yemişlerdir. Az sonra Hamza kalfa zehirlenme alâimi göstermiş, ustasının zabıtaya müracaati üzerine Cerrahpaşa has- tanesine yatırılmıştır. Peyniri satan satıcı aranmaktadır, a bakkaldal. | liği de beşerden 10 metredir. Yoldan | ! gelmektedir. geçince ! dil döker, adetâ arada müsademesi olur... Valide hanı Arsanın tanzimi iki güne kadar bitiyor Eminönünde yıktırılan Validehamı ar- sasının tanzim işi iki güne kadar ik- | mal edilecektir. Bu sahanın deniz ta- rafında açılan caddenin şosa kısmı 12 metre ve yaya kaldırımların geniş“ hariç kalan ve sahil yolu ile Balıkpa- | zarı caddeleri ortasında kalan saha- nın ortası kısmen asfalt, kısmen de | yeşillik olarak tarhı ve tanzim edile- cektir, Balıkpazarı caddesi de açıldıktan sonra yeşillik saha Unkapanma ka- dar uzayacaktır. Balıkpazarı cadde- sinin sağ ve 80İ tarafındaki yaya kal- dırımların da beşer melre, örladaki şosenin de İZ metre genişiiğinde tan- zimi için Balıkapazarı caddesinin her iki tarafındaki binaların istimlâk edi- | lerek bu binaların yıktırılması lâzım Cerh vakaları Dün altı kişi yaralandı carihler yakalandı Aksarayda Gurebahüseyin ağa ma- hallesinde oturan Ali isminde biri, eniştesi Hüsnü tarafından bıcakla ya- ralanmıştar. Bamatyada oturan on İki yaşların- da Mustafa isminde bir çocuk Hüse- yin isminde diğer bir çocuk tarafın- dan atılan taşla yaralanmıştır. Küçükpazarda kantarcılarda otu- ran bayan Bahriye polise müracaat ederek dostu Hasan tarafından bıçak- la yaralandığını iddia etmiştir, Kızıltoprakta kimyager B. Musta- fanın inşaatında çalışan Hüseyin ve Ahmed isimlerinde iki işçi bir para me- selesinden kavga etmişler, Ahmed Hü- seyini başından, i Beyoğlunda Kalyoncukulluğunda o- Istanbul neden gürültülüdür? İstanbulun gürültülü bir şehir ol- duğundan ötedenberi bahseder, du- ruruz. İstanbulda niçin bu kadar gürültü oluyor? Ötedenberi bunu dü- şünürüm. Evvelki gün bir Boğüz ge zintisi maksadile bir vapura bindim. Boğaza doğru ilerliyoruz. Sahile yakın geçerken güverte yolcularının gözü- ne karşıki yalının balkonunda, geniş bir iskemlede mışıl mışıl uyuyan yaşlı bir adamcağız ilişti. Öyle güzel, öyle rahat uyuyordu ki... Güneşli balkon- da adamcağızın bu rahat uykusunu uzaktan seyretmek bile bir zevkti, Fakat bu esnada vapurumuz acı acı bir düdük çalmca uyuyan adam yerinden telâşla öyle bir sıçrayış sıç- râdı ki... Dalgın uykusundan acı ve şiddetli bir düdükle uyanan zavallı Şaşkın şaşkın gözlerini uğuşturuyor, etrafma bakınıyordu. Hem de çalman düdük öyle kalm ve yavaş cinsinden değildi. Hani ba- zan Şirket vapularının ince, tiz, fa- kat sert bir düdükleri vardır, ondan, Zavallıyı benim bindiğim vapurun düdüğü uyandırdığı için adeti kendi kendime sıkıldım. Halbuki burada düdük çalmanın ne lüzumu vardı? Ne iskeleye yakınız, ne de bir tehlike filân var, Halbuki bir vapur niçin düdük çalar?.. Bir tehlike ihtimali karşısında, yahut iskeleye yanaşmak, müşkül bir vaziyete filân girdiği za- man işaret vermek için. Halbuki bizim vapur için bunların hiç biri mevzubahis değildi. Çalınan düdük dalgın dalgın uyuyan bir adamcağızı korku içinde uyandır. maktan başka bir işe yaramamışi. Boğazın sonlarına doğru ilerledik. Bir iskeleye yanaştık. İskelenin ya- nında bir çalgılı kahve... Çalgı çalıyor. Vapurumuz bir kere düdük çaldı. Hem öyle hızlı bir düdük sesi ki, çalgı iştilmez oldu. Arkasından bir düdük daha... İskeleye yanaşmak için üç düdük çalmağa ne lüzum vardı? Çalgılı kahvede keyifleri bozulan ii garip garip bize bakıyor. Bu tarzda hareket edilirse, İstan Tir? Hikmte Feridun Es Para) turan Niyazi, kendinden para isteyip Alamadığı metresi Sabahati bıçakla üç yerinden yaralamıştır, Polis, vaka- ların faillerini yakalamış, yaralıları tedavi altına aldırmıştır. Füceten ölenler Biri kahvede, öteki de odasında ansızın öldü Dün şehirde iki ölüm vakası kay- dedilmiştir. Bunlardan biri Küçükpa- zarda, diğeri Galatada olmuştur. Geyvenin Teşvikiye köyünden kırk | yaşlarında Hilmi İstanbula gelmiş, | Küçükpazanda Bahçelikahvede otu- | | rurken birdenbire fenalaşmış, az son- ra düşüp ölmüştür. Galatada Doğruyolda 100 numara- İı evde oturan Tahmll, tahliye amele- sinden Ali, odasında ölü olarak bu- lunmuş ve yapılan muayenesinde faz- İ la sıcaktan mütevellid kalp sektesin- den öldüğü tesbit edilmiştir. Her iki cesedin gömülmesine izin verilmiştir. ... Satıcı alıcıyı aldatmak için türlü bir #ikir si e e Eminönü Halkevi binası Eminönü Halkevi binasının inşaa- tı için evvelce teşekkül etmiş olan ihale komisyonu parti vilâyet merke- zinde dün içtima etmiş, gerek ge- nel sekreterliğin, gerek Nafia Vekâ- letinin tasdikine iktiran edilmiş olan proje ve hesaplara dair inşaatı Üze- rine almiş olan mütaahhille görüş“ müşlerdir, İhale komisyonu pazarte- si günü vaziyeti son olarak tesbit e- decek ve ertesi günü derhal inşaata başlanabilecektir. Teklif edilen proje: Nafia Vekâletince aynen kabul edil- miş olduğundan, yapılacak yeni bi- na projesinde hiç bir tebeddül ve ek- siklik yoktur, Yeni Halkevi binası İs- tanbul semtinin en muhteşem ve mo- dern binalarından biri olacaktır, Gümrükler umum müdürü Ankaraya döndü Gümrükler umum müdürü B. Mah- mud Nedim şehrimizdeki tedkiklerini bitirmiş ve dün akşamki trenle An- karaya dönmüştür. B.A.—rFakat ne yazık ki bu (Müsademi efkârdan bârikai hakikat) doğduğunu gören olmazi... i > N a a zi “. . 2 mİ Tasi > özünilekimiğn hhkerei iii ii an il