uu. yenece yere getirecek Heyecanlı bir maçta bıçakla nasıl vurdular ? Bir kaç gün sonra dünya güreş Şampiyonu Şeri ile karşılaşacak olan Türkiye baş pehlivanı Hüseyinin yar Bina oturduğum zaman: — Beni Şeri ile görüşecek mi, gü- Teşmiyecek mi diye merak ediyorlar... Yalnız Şeri lie değil, bütün. Ame- Tikan pehlivanları ile güreşmeğe Ka- Tar verdim... Aklıma koydum. Pek Yakında Amerikaya gidiyorum. Belki bu sonbaharda... Amerikaya gider Bitmez orada meşhur «âli babü> 119 bir kere güreşeceğim. AH babanın Sırtını yere getireceğine yüzde bin $ yüz eminim. Bu hususta kendi- Me'son derecede itimadım var. Ali babadan sonra sırasile dünyaca tar »ilmış bütün Amerikalı pehlivanlarla Büreşeceğim Bu Amerika seyahatini adara akıllı Aklıma koydum ve kati kararımı ver- dim, Her halde gideceğim. Amerika» da beni yenecek pehlivan olmadığına imanım vardır, — Haydi yolun açık olsun pehli- van... Muvaffakıyet senindir... — Ben de zaten muvaffak olmak Ümidile gidiyorum. Bu seyahatten göğsümü gere gere döneceğim! sanı yorum. Yalnız ben Amerikada anlar $ıp, yenilmek gartile katiyen güreşe girmiyeceğim, Para için kendi sırtı- mın yere gelmesine k en taham- mül edemem, Hele Ali babayı mu- yenmek niyetindeyim, Bundan sonra Türkiye baş pehli- vanile bu hususta uzun uzun görüş tük. O zaman a dl ki Hü pehlivan Amerikaya . gitmeği İyice zihnine yerleştirmiş, Bundan sonra, Hüseyin pehlivanın husus! hayatı, geçirdiği macerslar a konuşmağa başladık, Sor- — Hyatında geçirdiğin heyecanlı maceralar var mi? — Güreşte mi? Var... Bir kere be- Mİ güreşten sonra vurdular, Bunun hikâyesini de anlatayım . «Koşu kavak» denilen bir yerde Eüreşiyordum, Burası bizim memle- ket hududları haricinde, bir Balkan kasabasıdır. Orada karşıma ©peyc9 tanılmış bir pehlivan çıkardılar, Gü- Teşe başladık. Ben bir müddet sonra, Pehlivanı yendim. Pehlivanın sırlı yere gelir gelme €trafta bir kıyamettir koptu. — Vurun... — Öldürün... Sözleri çınlamağa adı. Bir de baktım, bir adam kar- fıma fırladı, Elinde kocaman bir bir Şak... Koluma vurdu. Fakat ben gene atik davrandım. Adamın elindeki bıçağı kaptım, İşin Me acin şekline gelmesine mâni ol- Türkiye baş pehlivanına sordum: — Amerikada yenilmiyeceğine kü Bisin, Türkiyenin en güçlü kuvvetli İhsanlarından birisin, Bu kadar kuv- vetli olmak için ne yiyip içiyorsun? — Boğazıma gayet iyi bakarım. Fakat bilhassa etle tatlıyı çok yerim. Bunların kuvvetim üzerinde olduk- ça tesir yaptığına kaniim, İyi bir ye- mek programım vardır. Yalnız sebze ile tatlı yerim. Öğle ye- meklerim çok kuvvetlidir. Bol et ve bol tatlı yerim, Hayatımda alkol içtiği Mi bilmem... Küçükken bir sigara İçtim. Tek bir sigaranın benim üze Timde müthiş bir tesiri oldu. Bir da sigarayı da elime almadım... — Ne oldu? Sigara içtin de yenik din mi? — Çok küçüktüm. 12 yaşında gü- Teşe henüz başlamıştım. Bir gün - merak bu ya - tuttum. Bir siyara içtim, O zamanın tütün ER NA vik di elm Yukarda; Türkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hüseyin. Aşağıda: Hüseyin, Hindili pehlivanın sırtını yere gelirirken midem bulandı. z O günü bir maçım da vardı. Haya- tımda ilk defa olarak güreşte yenil andığımı, minarelerden düştüğü: > güreş ettiğimi, yenildiğimi gö- rür, korku içinde uyan Güreşlerimden evvel daima uyku: bozuktur. BAT ir rakibini yenip yenemiyece- ini evvelden anlar mısın? 8 — Karşı karşıya geldiğim zaman, ilk elense etüiğim vakit p kadar zaman zarfında yenip yenemi- yeceğimi derhal: anları. ent ti e Acaba yenecek misin dersin. — Hiç şüphesiz... Müpee px neceğim, Bu hususta ye iri ük bir emniyetim var ki... — Hayatının en iyi zamanları ne vakittir ? Benim de hayatımın manları bu senelik iki ay istirahar timdir. Her sene kendi kendime iki ay mezuniyet veririm, Köyüme çeki- lrim,; zevcemie » bl çoci nesud bir hayat geçiri z Bu müddet zarfında gazetelerimi, kitaplarımı okurum. Arada sırada - kırk yılda bir - tavla, domino oyna” rım. -— Hususi hayatında sıkılgan bir misin? Türkiye baş pekilivanı Tekirdağıl Hüseyin Amerikaya gidecek Hüseyin pehlivan “Ali babayı mutlaka Amerikada benim sırtımı pehlivan yoktur,, diyor rakibimi yendikten sonra beni Ölümden nasıl kurtuldum,, ve — Hayır... Hiç de sıkılgan bir adam değilimdir. Yalnız kadınlara karşı çok utangacımdır. — Güreşle en sinirlendiğin şey ne- dir? — rakibin kaçması... Kaçan pehlivandan nefret ederim. Atılgan rakiplere bayılırım, Rakibim. atılgan olsun da, İsterse bana yum- rTuk, sille vurarak canımı acıtsın... Pek o kadar kızmam... Lâkin kar. şımda daima kaçan bir pehlivan olursa dehşetli sinirime dokunur, — Sence yağlı güreş mi daha 20r- dur, yoksa kuru alâfranga güreş mi? — Yağlı güreş tabii çok daha 70r- dur, Kuru güreş bana pek kolay ge- liyor, Alafranga güreşte şimdiye ka- dar hiç alta düştüğümü bilmiyorum. Rakiplerimi hep ayakta oyenmişim- dir, Fakat yağlı güreş te çok zevkli- dir, Pehlivandan ( ayrılıyordum, O ar- kamdan: — Amerikaya gitmeden evvel mü- hakkak görüşelim... diye bağırdı... Hikmet Feridun Es Kasımpaşa: Müeyyed. Hasköy: Aseo, Eminönü: Agah Fatih : Minasyan, Veznecilerde o Üniversite, Karagüm. rük:'Ali Kemal, Bakırköy; MUA, Se- riyer: Asaf, Aksarıy: Cerrahpaşada Şeref, Beşiktaş: Halid, Fener: Balat- ta Hüsameddin, Kumkapı: Asador- yan, Küçükpazar: Necati, U 19571998 muslim mek- tebi mezunlarının tayini Mezunların isimlerini ve tayin edildikleri yer Ankara 10 — 1937 - 1938 senesi için- de Muallim mekteplerinden mezun olan 400 den fazla gencimizin tayin: leri . Bunlardan İstanbul Bız Muallim mektebile Erkek Mual- lim mektebinden mezun olanların isimlerini ve tayin edildikleri yerleri bildiriyorum. Zühdiye Balıkesire, Nazire Orduya, Fatma İzmire, Sacide İstanbula, Fat- ma Orduya, Melâhat Orduya, Naime Kocaeline, Leman Amasyaya, Lâtife Samsuna, Vedia Çoruma, Münevvet Kastamonuya, diğer Münevver Ço- ruma, Ayşe Yozgada, Muallâ Koca- eline, Emine İstanbula, Emine Cev- her ve Nazife İstanbula, Hatice Bursaya, Nilüfer İstanbulu, Sufinaz Çankınya, Neriman ve Belkis İzmi- 'Tekirdağına, Münevver (Balıkesire, Necibe Orduya, Emine Muğlaya, Zeyneb Bursaya, Bahtiyar Manisa- ya, Neriman Niğdeye, Fehime Siva- sa, Fatma Diyarbakıra, Müzehher Kocaeline Fethiye ve Hatice Samsu- na, Meliha Amasyaya, Şevkiye Sam- suna, Sabahat İzmire, Mebrüre ve 'Tayyibe İstanbula, Emine Bursaya, Zahide İstanbula, Mefküre Giresu- na, Fatma Giresuna, Nezahet Mesrü- re Samsuna, Refika Tekirdağına, Fatma Hayrünnisa İzmire, Nahide Amasyaya, Saffet 'Tekirdağına, Fat- ma İstanbula, Nezihe İstanbula, Ha- tice İzmire, Ayşe Balıkesire, Nedime İstanbula, Rüksan İzmire, Fethiye Zonguldağa, Ayşe Bursaya, Hatice İstanbula, Nezihe Kastamonuya, Mecide Samsuna, Meliha Zongulda- ğa, Saadet Tunçeline, Meliha Çoru- ma, Hatice Balıkesire, Ahsen İzmi- re, Hatice Pakize, Balıkesire, Esmâ | l Yozgada, Vesile Samsuna, Fatma Atak İstanbula, Yaşar Kocaeline, Emine Mebrüre İstanbula, Fahrünni- sa Manisaya, Havva Niğdeye, Ayşe Niğdeye, Sandet Zonguldağa, İsmet Samsuna, Hacer İzmire, Hanife Sı- vasa, Şükriye Kaslamonuya, Mu- | leri yazıyoruz aâmmer Kocaeline, Emine Nahide Kastamonuya, Muharrem Muğlaya, Hadiçe Sinoba, Fethiye Sinoba, Fat- ma Şahende Edirneye, Sabiha Va- na, Mürüvvet Zonguldağa, Mebrüre İzmire, Emine Samsuna, Nezihe Edirneye, Fikriye Kırklareline, Mü- veddet Erzuruma, Saime Burdura, Nezihe bileciğe, Emine İzmire, Mu- zaffer Niğdeye, Meliha Niğdeye, Naciye Denizliye, Belkis Tekirdağına, Hatice Edirneye. Erkek Muallim mektebinden mezun olanlar İl Ahmed Kocaeline, Etem Sıvasa, Fikret Bileciğe, Ali Afyona, İsmail Burdura, Cevdet Kirşehire, Muhmud Orduya, Hasan Bingöle, Bedri Bur- dura, Tahsin Sinoba, Samih Gazian- tebe, Ferid, Fevzi Çoruma, Rasim ve Haydar Eskişehire, Hasan, İbrâ- him, Mitat Çoruma, Muzaffer, İl han, Sezai Çoruma, Ömer Muğlaya, Emin Sıvasa, Kâmil Giresuna, Re- ceb Kayseriye, Revnak Çoruma, Ha- san, Mustafa, Mehmed, Kemal Kar- sa, Nadir Çoruma, Azmi Eskişehrie, Hasan Erzuruma, Ziya ve İsmaii An- karaya, Salih Kocaeline, Fethi Çan- kırıya, Rıdvan Eskişehire, Nazmi Muğlaya, İsmall İzmire, İsmail Ge- dik Mersine, Mustafa Mersine, Ha- san İçile, Adil Gümüşhaneye, Salih Muğlaya, Ahmed Çoruma, Hüseyin Giresuna, Rasim Zonguldağa, Naci Erzuruma, Said Mardine, Ahmed Si- vasa, Nevzad Antalyaya, Niyazi Gi- resuna, Emin Sinoba, Hasan Çoru- ma, Camaleddin Kocaeline, Ali Kon- yaya, Nâzım Amasyaya, Sadun 8i- noba, İsmail, Niyazi Orduya, All ve Mustafa Rizeye, Kemal Manisaya, Remzi Sinoba, Süleyman Kayseri- ye, Salih Musa, Mehmed, Cevad Kays ye, Mustafa Denizliye, Necdet Aydına, Ziya Çoruma, Halid Yozga- da, Ferid Ankaraya, Muharrem Bo- luya, Muhiddin Çoruma, Tevfik İstanbula, Hamza Trabzona tayin edilmişlerdir. Istıranca köyünde işlenen cinayet davası bitti Rakibi Sabriyi öldüren kömürcü Fettah 12 sene hapse mahküm oldu Geçen sene Çatalcanın Istranca köyünde Sabri adında birini tabanca ile öldüren kömürcü Fettahın mu- hakemesi dün Ağırocza mahkeme- sinde yapılmıştır. Tahkikat evrakı ve dinlenen şahid- lerin ifadelerine nazaran, kömürcü Fettah köyde Ayşe adında bir kadın- la evlenerek 7”sene karı koca hayatı geçirmişler ve 6 yaşında bir de çocük sahibi olmuşlardır. Yedi sene evlülik- ten sonra günün birinde Ayşe, gene ayni köyde Sabri adında biri ile mü- nasebet peyda etmiş ve evinden ayrı- Mp Sabri ile beraber yaşamağa başla- mıştar, Ayşeyi son derece seven Fettah, ka- dının Sabri tarafından iğfal edildi- ğine hükmederek intikam almağa ka» rar vermiştir. Bir gece Sabri kahve. den evine giderken Fottaha tesadüf rek Sabriyi yaralayıp öldürmüştür. Fettah, her ne kadar mahkemede, köy yolunda karşılaşınca karanlık. ta Sabrinin kendisine sokularak ölümle tehdi dedip yere yatırdığını ve sopa İle vurduğunu söylemiş, ve kendisinin yirmi yaşında olduğunu iddia etmişse de bu iddialar mahke- moce kabule şayan görülmemiştir. Diğer taraftan Fettah her ne kadar Ayşe ile yedi sene evlilik hayali geçir- mişse de bu evlilik eski usul üzere ya- pılmış ve usulü dairesinde resmen tes- gil ettirilmemiş olduğu cihetle karısı- nin kendisinden ayrıhp Sabri ile mü- nasebet peyda etmesi'Fettah lehine ağır tahrik mahiyetinde de görülme- yip sadece âdiyen tahrik mahiyetin- de kabul edilmiştir. | Bu cinayetten dolayı Fetlahın, Türk Ceza kanununun 448 inci maddesine göre 18 sene ağır hapsine karar veril miş, fakat kadının kendisinden aynıl- masi âdiyen tahrik mahiyetinde gö- rüldüğünden, cezasının üçte biri in- dirilerek 12 sene hapse konulması, mü- ebbeden âmme hizmetlerinden mah- rum bırakılması ve mahkümiyet müd- detince de kanuni mahçuriyet altın- da bulundurulması kararlaştırılmış- tır, Fettah 60 lira da muhakeme mas- rafı ödeyecektir. < Havuzun kenarında beklerken üzerine duvar yıkıldı ı Kasımpaşada oturan on iki yaşlarını da Müyesser isminde bir kız, Kuruçeş- mede bir boya fabrikasında çalışan ba« bası Harunu ziyarete gitmiş, babası | nı bahçede beklemeğe başlamıştır. Mü“ yesser, bu sırada bir su havuzu kena- rında oynamağa koyulmuş, bü esnada da havuz kenarındaki bir duvar yıkıl- mıştır. E Müyesser, duvar altında kalarak muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralanmış, zabıta tarafından Beyoğ- lu hastanesine yatırılmıştır. Bahçede oynarken düştü Beylerbeyinde bahçıvan Teodosun yedi yaşındaki kızı Eleni, bahçede oy- narken düşmüş, ağır surette yaralan» dığından Nümune hastanesine kldırıl- mıştar. â