FAR 3508 , AKŞAM > ; Sahife 3 .AKŞAMDAN AKŞAMA Böyle bir dâhi çıkacak mi? Bir memur, bana demişti ki: — Ne feci bir işkence içindeyim. leyin gözümün kopçasını açın- “A yüreğim cız ediyor: *— Eyvah. Bugün pazar de BİL... « diyorum! . Gene işe gitmek lâzım, «Bir türlü kalkmak istemiyorum... Ortaya puflaya giyiniyorum... Topuk mu sürte sürte, en son dakikada Müesseseden içeri giriyorum... Sanki imkânından bir dakika evvel varır- m sermayeden zarar edecekmişim Yentiamemin başına geçince derhal bir karış surat takınıyorum... İş sa hiplerine; Sigara ardına sigara... Sigara ardı MA sigara. Âmirlerim civarda ise, büz evrakı karıştırır gibi yapıyorum; fakat bir şey süşündüğüm yok ha Dostlar alışverişte görsün diye. Derken, dakikaları hesab etmeğe başlıyorum... Zil çalmasını bekliyo- Tum... Halbuki vazifemin meşgul olsam kendi nam ve hesabi- ma da daha elverişlidir belki... Çünkü €ski bir mesel vardır: Elintizarii eşeddü minennar! Benim de ömrüm arab içinde da- kika saymakla geçiyor... Otuz senelik memuriyet hayatımı böylece (ah, zil çalsa!) diyerek tüketiyorum. Paydos olunca, uçuyor, kanatlanı- Yorum... Fakat içimde başka bir Üzüntü: — Yarın gene buraya geleceğim... Gene iş var. Yarabbi! Şu tekaüdlü- Eüm gelip çatsa... Hayat mı bu bizimkisi!!... arasında sivrildim, terfi ettim, âmir oldum... Gene de vazifemi mevcud nizamlar dahilinde tıkır tıkır işleti. im, Lâkin içimde bir derd var; olmak için bu kâfi midir? Ben ancak, mevcud şekli yürütmekle me- mur evsafı göstermiyor muyum? Fikrimce âmir bambaşka türlü ol- malıdır: Tıpkı bir ticarethane mü- dürü gibi işler üzerinde Amil olmalı; randmanın nasıl artması lâzimgel- diğine, nerelerden tasarruf yapılabi- leceğine, ne gibi yeni usuller kulla” nılırsa faaliyetin daha makul bir mecra alacağına bakmalı... Fakat, Anane öyledir ki, insana: «Adam sende!... Fazla ukalâlık etme!... Böy- le gelmiş, böyle gider!..» dedirtiyor... Ben, yeni zihniyetimle bunu demek mecburiyetinde olduğum için muaz- Zebim! Bir gün beşeriyet bir şekil bula- cak mı ki, âmire ve memura ticari müesseselerde olduğu gibi hududsuz bir inisyatif imkânı, yepyeni bir can ve neşe versin... Her halde bu usulü keşleden, beşeriyetin ilelebed hayırla Yad edeceği dâhilerden olacaktır. (Va - Nü) —— amamanasanaasunasassesusanısasssanan Fethiye camisinin tamiri Fatihde Çarşamba civarında üçün- cü Murad devrinde Azarbaycanın fet- hi hatırası olarak, Fethi adını alan €ski Bizans eserlerinden Fethiye ca- misi evkaf idaresi tarafından tamir editmiştir. Bu tamirde kullanılan duvar harç- larına çimento karıştırılması res- İrasyon kaidelerine muvafık olmadi- Zindan müzelerin nazari o dikkatini Celbetmiş ayni zamanda müzeler idâ- Tesi, Fethiye camisi içinde bulunan en kıymetli mozayiklerin tamir esnasın- da itina ile muhafaza edilmesini, ev- kaf idaresinden istemiştir. İç ticaret umum müdürü bugünlerde İstanbula geliyor İç tiraret umum müdürü B. Müm- taz Rek bugünlerde Samsundan Şeh- rİmize gelecektir, B. Mümtaz Rek Ka- Tadeniz havalisinde tedkikat yapmış, fındık tacirlerile görüşmüş ve dilek- lerini dinlemiştir. İç Gcaret umum müdürü ihraç Mallarımızın standarize edilmiş mev- Zuu üzerinde tedkikatına devam et- mek üzere İzmire de gidecektir. Yaş Ve kuru üzüm ihracetı işleri üzerinde Şalışan tacirler B. Mümi ır ve miltalesistin Hart inkılâbı Törene akşam saat 20 de başlanacak inkılâbının onuncu yidönü- dt tesadüf etmek a 9 ye ü şehrimizde ama m mz tır. Bu hususta icab eden tertibat alınmıştır. Kutlama töreni Üniversite tarafın- dan tertip edilmekle beraber, Beledi. ye Festival komitesi de icab eden ter- tibatı almıştır, Törene salı günü akşamı saat 20 de Üniversite konferans salonunda baş- lanacaktır, Burada harf inkılâbının ehemmiyetinden ve on senelik mah- suilerinden bahseden konferanslar verilecekir. Toplantıdan sonra Üniver» site gençleri ellerinde meşaleler ve Şe- hir bandosunun refakatile bir fener alayı tertib edecekler, tramvay cadde- sini takiben Gülhane parkına gele- ceklerdir. Burada Atatürk heykeline çelenk konduktan sonra alay dağılar caktır. Bu vesile ile Festival komitesi tarafından tertip edilen programa gö- re Sarayburnu tiyalrosunda Eminönü Halkevi sanatkârları (tarafndan «Himmetin oğlu» piyesi temsil edile- cek ve temsilden sonra saylav B. İb- rahim Necmi Dilmen tarafından harf inkılâbı hakkında bir konferans veri- lecektir. Kavun hırsızı Bir ay hapse mahküm oldu ve cezası tecil edildi Yaşar adında biri dün Yemiş civa- rında Ömerin motörüne girerek bir kavun çalıp kaçmıştır. Yaşar sahil- den biraz uzaklaşınca bir köşe başı- na oturarak kavunu kesip yemeğe başlamıştır. Fakat o sırada İş polise bildirilmiş ve zabıta memurları Ya- şarı kavun yerken yakalamışlardır. Hırsızlık suçundan hakkında evrak tanzim olunan Yaşar adliyeye teslim edilmiş ve Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesinde muhakemesi ya- pılmıştır. Yaşar mahkemede suçunu itiraf ederek; i — Bir kaç gün evvel hastâneden çıkmıştım. Param yok, karnım aç idi, Sahilde dolaşırken motörün için- deki kavunları görünce canım istedi. Param olmadığı için yavaşça motöre yaklaşarak bir kavun ahp kaçtım. Köşe başında kavunu yemek üzere kestim. Fakat daha birinci lokmayı yutarken polisler yakaladılar. Bu z ela B. imar Demirel suçu sabit görerek Yaşarın bir ay hapsine karar vermiş ve ken- dişinin sabıkası olmamasını göz önün- de tutarak bu cezasını tecil edip Ya- Şşari serbes bırakmıştır. m Otobüsün tekerleği fırladı Evvelki gece saat yirmi birde Osman- beyden Harbiye istikametine doğru inmekte olan 3292 numaralı otobüsün tekerleği yerinden fırlamış, tekrar yerine konması için geçen on beş da- kika zarfında tramvay münakalâtı sekteye uğramıştır. Vatman Mustafanın idaresindeki 28 mumaralı Şişli - Beyazıd tramvayı dün Şişliden kalkarak Harbiyeye gel- diği bir sırada, arkasından gelen $9- för Arifin idaresindeki Fatih - otobüsli, tramvayı geçmek istemiş, bu sırada arkadan çarparak hasara uğratmıştır. Parmağını makineye kaptırdı Sirkecide bay Eminin çorap fabri- kasında çalişan on beş yaşlarında Kâmil, makineye sıkışan bir çorabın koncunu kurtarmağa çalışırken bir parmağını kestirmiştir. Kâmil has- taneye yalırılmıştır, Ayak kemiği kırıldı anki oturan bayan Fatma, sokakta gitmekte İken birdenbire sağ ayağı burkulmuş ve bir kemiği kırıl- mışlar, İşe müdahale eden yabıta, Haklı şikâyetler Bakırcı halâ gürültü ediyor Fatihte Sofular caddesinde ma- halle arasında bir bakırcının sa- bahtan akşama kadar bakır döğe- rek gürültü ettiğini mahalle halkı namına şikâyet etmiştik. «Kuru- nuvustada bile bakırcıların çarşı- sı ayrı idi. Diğer memleketlerde de böyle sanayi oturulan semiler- de olmaz. Bizimki ne birincisi na, ne de ikincisine uyuyor!» dü- şünvesini yürütmüşük. Halbuki on gün evsel intişar eden bu şikâyetimize rağmen, Be- lediyenin henüz hiçbir tedbir itti. haz etmediğini öğreniyoruz, Mahalle halkı; «Çocuklarımız ve hastalarımız namina rice ediyoruz. Bu gürültü dindirilsin!» demektedir. Bir tavzih İstanbul elektrik işleri umum mü- dürlüğünden aşağıki izahnameyi al- dık; «Muteber gazetenizin 25/7/W8 ta- rihli nüshasının (Haklı Şikâyetler) başlığı öltinda yâzılan bir fıkrada Gedikpaşada Tatlıkuyu Cami soka- ginın karanlık olduğundan şikâyet edilmekte ve dikkat nazarımız cslbo- Yunmaktadır, Umumi tenvirat Işi doğrudan doğ- raya belediyeyi alâkadar eylediğin- den elektrik işleri idaresi için bir şi- kâyet mevzuu olmadığının muteber gnzetenize cevaben dercini rita ile saygılarımı sunarım.» Türk - Rumen el işleri sergisi 20 ağustosa doğru açılması muhtemeldir Festival münasebetile şehrimizde açılması tekarrür eden Türk - Rumen el işleri sergisi, Taksimde evvelce Elek- trik şirketi tarafından işgal edilen binada açılacaktır. Bu husustaki ha- zırlıklara başlanmışır. Serginin 20 ağustosa doğru açılması ihtimali çok- tur. Romanya hükümeti, sergide teşhir edilecek eşyanın bugünlerde gönde- rileceğini Festival komilesine bildir. miştir. Sergide Rumen eşyasından başka Kızılay cemiyetile Kadınları çalıştırma yurdunun ve diğer milli müesseselerle teşekküllerin vücude getirdikleri el işleri de bulunacaktır. Festival münasebetile şehrimizde İutbol maçı yapmak üzere geleceğini yazdığımız meşhur Slavya takımı için- de Biyan, Nossir, Peruba gibi bey- nelmilel oyuncular vardır. Bugünkü festival programı Bugünkü festival programı şudur: Gündüz: Saat 16 da Taksim stad- yomunda Profesyonel güreş müsaba- kaları" Ağır siklet şampiyonu Jük Ş6- ri - Kara Ali, Fatihte İtfaiye bandömu, Yenikapıda Kürek teşvik müsabaka- ları, Arkadaş arasında kavga Fatihte Şehid Muhtar mahallesin- de oluran İsmail ve Naki isimlerinde iki arkadaş, bir para meselesinden yekdiğerlerile kavga etmişler, İsmail, Nakiyi bıçakla böğründen yaralamış- tır. Polis, Nakiyi tedavi altına aldır- mış, İsmaili de mahkemeye vermiş- tir, Mektupla tehdid Gulatada Küçük Hendek sokağın- da oturan B. Hayım Tevi, zabıtaya müracaat ederek, gene o civarda otu- ran Maordo isminde biri tarafından mektupla tehdid edildiğini iddin et- miştir. Polis bu iddia üzerine Mordo- yu yakslıyarak tahkikata başlamıştır, DEKOR Mağazasının mallari hem piyasanin en ucuzudur, hem de mukayese kabul etmiyecek derecede en zevklisi ve en Çocuk bahçeleri Tedkikat bir ay içinde bitirilecek Evvelki gün Belediyede yapılan top- lantıda vali B. Muhiddin Üstündağın nin yapacakları tedkikat bir ay için- de neticelenecektir. Bir ay sonra Bele- diye Fen heyeti, mahalli teşekküllerin tesbit ettikleri yerleri tefrik edecek ve bunların profillerini, projelerini ha- Şehrimizde tesis edilecek Çocuk bahçeleri için Helediyenin gelecek se- ne bütçesine tahsisat konulacaktır. Ancak işe bir an evvel başlanması ve hiç olmazsa az masrafla yapılacak olan- ların tesisine bu sene başlanması dü- şünülmektedir. Bu mksadla 938 büt- çesinden bazı tahsisat ayrılacaktır, Dünkü sağanak Dün şehrimize şiddetli yağmur yağ- mıştır. Yağış saat on ikide başlamış ve 20 dakika kadar bilâ fasıla bütün şiddetile sağanak halinde devam et- mişir, Bazı yerleri su başmış, Yerli- mallar sergisinde bazı paviyonlarda ufak tefek tahribat yapmıştır. Lâlelide bir telefon direği devrilmiş, bu yüzden mükâleme bir müddet ke- #ilmiştir. Telefon hattı tamir edil miştir, Yerli Mallar sergisi Bugün kapanacak yakında daimi sergi binası yapılacak Onuncu yerli mallar sergisinin iki hafta kadar daha temdidi düşünülü- yordu. Bu cihet uzun uzadıya tedkik edilmiş ve nihayet dün serginin evvel- ce tayin edilen müddet zarfında açık kalması kararlaştırılmışlır. Binaen- aleyh onuncu ve sonuncu yerli mallar sergisi bugün kapanacaktır. Sergiyi şimdiye kadar binlerce ziya- retci gezmiştir. Franko hükümetinin Ankara ajanı 7. Palansla dün sabah sergiyi gezmiştir. Başvekil B. Celâl Bayar ve İktisad Vekili B, Şakir Kesebirin ehemmiyetle üzerinde durdukları dalmi sergi sara- yı meselesi biran evvel halledilecektir, Esasen ienbeden tahsisat ayrıldığı için derhal faaliyete geçmekten başka ya- pılacak iş kalmamıştır, Mili sanayi birliği yerli mallar sergisi müddetini bu münasebetle daha fazla uzatma- mayı muvafık görmüş ve bu haftadan itibaren birinci sanayide ilerleyiş ser- gisi hazırlıklarına başlamağa karar vermiştir, İş dairesi reisi Karadenizden İstanbula geldi İş dairesi relsi B, Enis Behiç dün Karadenizden şehrimize | gelmiştir. Mıntaka âmirliklerinde (o tedkiklerde bulunan Enis Behiç önümüzdeki sah günü Ankaraya gidecektir. Bir çok yerlerde iş kanunu muvaffakiyetle tat- bik edilmiş, iyi neiceler elde edilmiş- tir. Anadoludaki iş kanununa tabi müesseselerde işçi - patron ihtilâfla- rına da ender Lesadüf edilmektedir. İş dairesi reisi şehrimizde kaldığı müddet zarfında tedkikatına devam edecektir. Ankarada da kısa bir müd- det kaldıktan sonra İzmire gidecektir, B. Behçet Uz bugün İzmire — gidiyor Evvelki gün İstanbuldan Ankaraya giden İzmir belediye reisi B. Behçet Uz, dün şehrimize avdet etmiştir. B, Behçet Uz, bugün İzmire hareket edecektir, ASYON | SOHBET: Derkenar ı HAFIZA — Georges Courteline'in bir komediasında şöyle bir sahne vardır: Mahkemede mückkilini mü- dafaa etmekte olan bir avukat her nasılsa birdenbire müddei-umumi muavinliğine tayin olunur; hemen yeni vazifesine başlar ve suçlu hak- kında, biraz önce söylediklerinin ta» mamile aksini söyler. Bizim muhar- rirlerimizin çoğu da onun gibi; Dün, çekinmiyorlar, Öyle ki insanın; «Bi- zim muharririmiz henüz hafızası te şekkül etmemiş bir çocuktur» diye ceği geliyor. Hiç olmazsa eski fikirle rini değiştirdiklerini söyleseler: «Dün yanılmışız» deseler!.. Hayır, oda yok: Daima o kanantte olduklarma da inandırmak istiyorlar. Avukat, meselenin hakikatini de Eğil, kendi tarafım kazandırmanın çaresini arar; hattâ hakikati, milek- kiline zarar verebilecek hakikati söy- lemesi bir suçtur. Muharririn ken- disini avukata benzetmeğe kalkması kendisi için, yazılarını okuyanlar için, herkes için zararlıdır: Çünkü 6, hakikati, bildiği hakikati — elinden geldiği kadar — söylemekle mükellef. tir. Kendinde yalanı öldürmesi lâ zımdır. Hafızamız teşekkül ettikten sonra, dünkü söylediğimizin bugün aksini söylemekten utanacağız; bunun için de bir kimseyi, iyice düşünüp taşın- madan medhe veya zemme kalkış; muyacağız. Bugünkü hafizasız ha- Timizle henüz birer çocuk gibiyiz; hiç bir mesuliyet tanımadığı gibi sözü- nün mesuliyetini de kabul etmiyen birer çocuk. Zaten daha dün bera- ber gezdiğimiz, mütemadiyen övdü- gümüz bir meslekdaşla bugün darı- hvermemiz de, selâmı sabahı kesme- miz de yine çocukların halini andır. mıyor mu? REALİSMA — Geçen asrm meş- hur bir İngiliz romanını okuyorum. Hem eğlenceli, hem sıkıntılı. Müte- madiyen bir fikri gayret sarfedip va kanın bundan doksan, yüz sene evvel geçtiğini düşünmek lâzım; yoksa in- san şaşınyor: «Bu nasıl böyle olu- yor? Niçin yollar bu kadar uzun sü- rüyor?» diye okuduğunu anlamıyor. Bu, ancak geçen asrın eserleri, bil- hassa şu realist denen romanlar, pi- yesler için böyle. Daha eskileri okur- ken böyle rahatsız olmuyoruz. On- lardaki vakaların etrafımızdaki hal- lere, zamanımızın şartlarına uygun olmaması bize garib görünmüyor. Çünkü onlar yazılırken muharrir, an- lattığı vakaların, tasvir ettiği şa hısların gerçek hayattan alındıkları- na karileri de işhad etmek isteme- miş, onlara; «Bak! Ben sizin de bil- olan şeyleri göstermektir. Bunun için de «nctualitös den kaçmak, az çok hayali bir âleme sığınmak, sanatkâr dir?» Bu suali çok defa, çok kimse 1 (Devami KİLSİMde mak e