Ğ , Mesirelere gidelim, fakat.. neler görülür? Neler akla gelir.? “Iyi suyun menbaında ağzı açık bir şişe su on kuruşa içilir mi... Geçen gün kendi kendime düşün- düm. İstanbulun birçok sayfiye yer lerin esirelerini, şehrin civarını İyi- den iyiye bilmiyoruz. Senelerdenberi Sarıyere, Sulara gitmiyenlerimiz çok- tur. Yıllardanberi Çamlıca tepelerine çkmıyanlarımız var, Kınaladaya hiç ayak hasmamış olanlar, Kâğıthaneye hiç gitmiyen İstanbulllulara raslıyo- TUM. Benim de senelerdenberi uğra” madığım eski İstanbul mesirelerini arasıra dolaşmağa karar verdim. İlk olarak Büyük Çamlıca tepesi- ştırdım, Geçen cu- martesi günü bir buçuk vapuruna ye- tişmek için Köprünün Üsküdar iske- Jesine geldiğim zaman hayret ve dehşet içinde kaldım Üsküdar iskelesi merdivenlerine ka- dar sıkışıp kalmış bir insan kütlesi ile cihetindeki ve Ka- iy diyenlerden enler ne bir adım ilerliyebiliyorlar, ne de bir adım gerilemek kabil... İn- san bu kalabalığın içine sıkışıp kah- yor. Çamlıcaya çıkamağa karar verdiği- miz taman dostlarımızdan biri: Kim bilir ne kadar eğlenceğiz!.. demişti. Şimdi bu gezinlinin başlangıcında Üsküdar iskelesinde bir mahşer kalâ- balığı içinde sıkışıp kalınca, arkada- dâşım, alnındaki bir sakız leblebisi ka- dar iri ter tanelerini medilile silerken gülümsedi Eğlence başladı!.., dedi. Bin müşkülâtla ve ayağımızın üs- tündeki her nasırı ezdire ezdire gişe- ye yaklaşlık. Çamlıcaya çıkmak için gayct ucuz Çamlıcadan bir gö | ve akıllıca bir bilet usulü çıkarmışlar; yirmi beş kuruş mukabilinde size zım- balarla dörde ayrılmış birer bilet veri- yorlar. Bu 25 kuruşluk bilet sizi İs- tanbuldan tâ Çamlıcaya kadar birin- ci mevki vapur, birinci mevki tram- vayla gölürüp getiriyor. İstanbuldan Üsküdara yalnız gidip gelme vapur bileti zannederim 20 ku- ruştur. Demek ki Üsküdardan Çamlı- caya bu komple biletle tramvay yüz paraya gidiyor, yüz paraya geliyor. Fakat biletlerde yapılan bu gayet yerinde ve akıllıca tenzilâla rağmen vapur ânpdraracık ve Üsküdar işkele- sinin o akla, hayale sığmıyacak dere- cedeki kalabalığı insanın bütün ge zinti heveslerini kırıyor. Akşam üst- | leri bu iskele büsbütün geçilmez bir hale getiyormuş... Köprü altından bu iskeleyi geniş- letmek pekâlâ mümkün olur. İstan- bulun en kalabalık bir semtinin sa- kinlerini bu feci halde bırakmak hiç te doğru bir şey değildir. Âdetâ düşmana hücum gibi, bir «Ana baba günü; halinde vapra sal- dırdık. Üç dakikada küçük vapur öy- lesine doldu ki tek bir sıra, tek bir boş iskemle kalmadı. Yolcuların yâr ayakata... Ayakta dikilip kaldığım yerden bir tabelâ gözüme ilişti: «Vapurun haddi istiabisi: 853 kisi»... Bu bana aci bir alay gibi geldi Aklımda şöyle bir hesap yaptım. Acaba bu 853 haddi istiabiye göre va- purda kaç yolcu vardı? Üsküdara ayni heyamola ile çıktık. Yüzlerce kişi iskeleye dolmuştu. Fa- kat bu yüzlerce kişiye rağmen iskle- Köprünün Dapdaracık Üsküdar iskelesi | nin önünde iki traivay bekliyordur. Tabii bu iki tramvaya bizden çok açıkgöz olan yolcular doldular, Tram- vaylar uzaklaştı, Güneşin altında ge- lecek tramvayları belevi arkada- şım; — Aman... diyordu, ne eğleniyoruz değil mi" Nihayet bir tramvay bulup yola re- van olduk. Gene düşünmeğe başladım, Acaba böyle kalabalık vapurların Üsküdara gelme saatlerinde iskelede | 8-9 tramvay arabası bekletilemez mi? Kisıklıya büyük bir kafile halinde geldik, Yukarıda, tepede birçok gazi- nolar, bahçeler var, Halk buraya çi- kacak... Fakat güneşin altında Çam- Iıcanın tepelerine tırmanmak pek ko- Jay bir iş değil Kısıklıdan Çamlıca tepelerine ka- dar otomobil yolu var, Fakat buradan gazinolara kadar işliyen otobüs yok... Kısıklı ile Çamlıca arasına hiç değil- se, cumartesi, pazar günleri ikişer ot0- büs işlerse, hem bunlar kâreder, hem de yolcular biraz hava ümek İçin kan ter içine batmazlar. Üsküdar tepelerine çıktık. Bir gazi- noya yerleştik. Burası yolda çektiği- miz bütün sikıntıları unutturacak kadar nefisti Başının sağa çeviriniz Adalar, Pen- dik, Kartal... Sola çeviriniz bütün Bo- Zaziçi,, - karşıya bakiniz Sarayburnu, Samalya, Bakırköy. Fakat zevkimiz pek uzun sürmedi. Garsn önümüze evvelâ birer açık şişe su getirdi, Bir de baktık, hesaba bu üstü açık, çeşmeden doldurulmuş sü- Jar için onar kuruş Yazdı. Biribirimize garip garip baktık, Çamlıcada, Tom- ruk suyunun membamda ve'kayna- ğın hemen yanıbaşında suyu para ile içmek âdetâ izzeti nefsimize dokundu. | Hani on kuruşu verdikten sonra iç- tiğiniz suyun hakiki Tomruk suyu ol | duğuna da kanaat getirseniz gene iyi... Etraftaki masalarda konuşulan dil- lere kulak kabartıyorun. Rumca, er- menice, yahudice, fransızca, hattâ al- mâncâ.... Bütün bunları dinlerken ak'a şöyle bir şey geliyor — Acaba İstanbulda eğlenenler, sayfiyelerin, mesire yerlerinin ozevk- lerini çıkaranlar yalnız bu dilleri ko- muşanlar mı? Akşam t 'Tomruğun membama indik. Ne yalan söyliyeyim. Bu nefis suyun membaımn hali içimi sızlattı. | | | İ başka bir varidat fazlalığı da gör Dostları B, Stoyadineviçin 50 'nel Belgrad (Akşam) — Temmuzun 23 ünde 50 yaşını bitiren Yugoslav Başvekili Dr. Aülân Stoyadinoviç, Yu- goslavyanın siyasi hayatında mühim rol oynamıştır. Daha 1922 senesinde | Maliye Nazirı olarak memleketine bü- yük malf hizmetlerde bulunmuş ve İ Dinarı düşmekten kurtarmıştır Bu yüksek ve kiymetli mali hizmet- lerinden dolayı B. Stoyadir 1934 to tekrar Maliye Nazırlığına getiril miştir, Üç sene evvel memleketinin müşkül zamanlarında yapılan 5 mayıs intiha- batırdan sonra kral nalpliği tarafın- dan B, Stoydainoviç, yeni Yugoslav kabinesini teşkile memtur edilmişti. ; O zamandanberi geçen üç sene zar- fında Yugoslavya, Stoyadinovi: metinin idaresinde her sahada çok in- kişaf etmiştir. Memlekette birçok 15- Yahıal yapılmıştır. B. Stoyadinoviç Ha rieiye Nazırı sıfatile Yugaslaryanmı harici politikasında da büyük muvaf- fakiyetler göstermiştir. Memleketin dahilinde yaptığı hiz- metler pek büyüktür. Efkânı umumi ye teskin edilerek memleket sükün ve Intizama kavuşmuş ve normal va- ziyetini bulmuştur. Stoyadinoviçin idaresinde Y iktisadiyatı da inkişaf bul Devlet bütçesinde açık kapatıldıktar müştüt. Netekim 1937 bütcesinde fazlalık bir milyar Dinarı bulmus Zürraa kredi açılmış, endüstri so rece ilerlemiştir. Bütün bu muvaffakıyetler B, Sto- | yadinoviçin, idare etmekteki yüksek bilgilerinden ve işgüzarlığındandır Genç, enerjik ve iyi bir diplomat olan| Dr, Milân Stoyadinoviç, memleketi refahı için bundan sonra da ayni ene ji Me açılacağını vadetmiştir. | Dalmaçya sahilletinde seyahüte çi” kan B, Stoyadinoviç, uğradığı Splltte büyük bir nutuk söylemiştir. Nutku. da nüfusu 15 milyon olan Yugoslav- yanın, harpten'evvelki Sırbiyadan £- yade müstakil bir harlel politika güt- mekte Iduğunu söylemiştir. Çünkü Dalmaçya sahilleri, Yugoslavyaya bü- tün dünya ile irtibatını temin etmiş- tir. Bundan sonra B. Stoyadinoriç, Yu- goslavyanın, yeni dostluklar temin et- mekle beraber eski müttefikterine de sadık kaldığmı zikretmiştir. Ehemmi emer mm Belgrad sakiuplıri Bir Çamlıca sezintisi esnasında Yu guslavya Başvekili B. Siğiiliovicin 501 50 nci yılı Yugoslavlar Başvekilleri lehinde hara- retli tezahüratta bulundular. Kutuluk kereste hakkında Türk - Yugoslav itilâfı İ da muhalefet birliği ö Bir kerpiç duvar ve bir kara borudan akan Tomruk suyu şırıldarken âdtâ bana halinden şikâyet ediyormuş gi- bi geldi. Su gayet az skıyordu, Geceleri de bu iki parmak kalınlığındaki güzel su boş yere akıp gidermiş. Sordur İstanbulun bu nefis suyu- a) böyle bakımsız? Cevap verdiler; — Bu su etr. lar vardır. Su üç tarlanın da birçok imtlârf- sahipleri | işe hükümet karışmıştır. Fakat, hâ yıldönümünü tebrik ediyorlar yelini kaydetliği Yugoslav - İtalyan dostluğunun Adriyatik denizinde sul- | hü koruduğunu söylemiştir. | Bundan sonra B. Stoyadinoviç rut- 4 kunda, Yugoslavyanın dahili politika sına “geçerek, Hırvatlarla anlaşmağı memnuniyetle karşıladığını şarte larla anlaşmağa hazır olduğunu 5öY- lemiştir: Tahtın : ve krallığın, müli “İ birliğin tanınması ve şimdiki halde Kanunuesaside değişiklik * cağının &abul edilmesi, Nutkunun sonunda, Yugoslavya kümetinin demokras Nile sulhe, tizama ve mesaiye bağlılığını zikred rek Yugoslavyada Sirp, Hiyvat ve Slovenlerin kukukan bir olduklan, Yügoslavyada mebus İnfihaplarının bir sene sonra yapılacağını, sükün ve inkişaf taraftarı olanların da bu in- tihabatta hükümet partisi clan Yu- geslav Radikal birliğine rey verecek- lerini ümid ettiğini lâve etmiştir Hırvat llderi ve Hırvat köylü parti- sile Köylü - Demokrat bi yün şefi olan Dr. Viadko Maçek, bug nlerde Zagreb'den Belgrada ge Bura” rlerile ukd&- deceği bir kongrede şimdiye kadar muhalefetin açlığı mücudelenin blân- çosu todkik edilecek ve müstakbel har reket yolu çizilecektir, Dr. Ma "in Belgrad ziyaseti mü- nasebetile, «Selo» gaze uzdığı bf makalede diyor ki; Yugosla harici teliikelerdeli korumak iç ci ku vetli ve müt menrâ edelim ki Dr. Maçek'in Be 1 2iva* reti emele metuf olsım:» Maçek, Belgradün iki gün Kulacek © ve fikir arkadaşlarile görüşe Türkiye ile Yugoslavya arasındaki ticari mübadeleleri takviye maksadile “Türkiye Cürühüriyett hükümeti »& Yugoslavya kraliyeti hükümeti aşağı” daki hükümleri kararlaş işlardır: İncir ve üzüm kutuları imalinde İs“ timal olunan Kerestelerin Türkiye te rafından mübayaatını kolaylaştırmağığ gayesile Yugoslavya hükümeti işbu Kereslelerden 30,000 metre mikâbını& ihracına müsaade edecektir Bu kerestelerin bedelinin yüzde? 50 si Türk - Yugoslav klering yolu 118 ve diğer yüzde 50 si dâ hususi taka esasına müsteniden Türk menşei pa” muk, yün, kömür, kuru incir ve fw dık ihracı İle tesviye edilecekti gi Bu hususi takas muameleleri Li memlekette meri usul ve kavaide tr bi olacaktır. ta arasında.. suyun kime aid olduğu türlü kararlaştırdamamıştır. Ninay' membaı düzeltmek kabil ölemadı... İste Çamlıcada gördüklerim, Veti daşlara: — İstanbulun etrafını, mesirelei gezimiz... deyip duruyoruz. Fakat a g Lileri kolaylaştırmak ve gidileciii yere varılımcıya kadar yolun bir iü tırap halinde olmamasını temin mek lâzımdır. Hikmet Feridun #99