AKŞAM e meme e İSTANBUL HAYATI AKŞAMDAN AKŞAMA Cinayetler ve halkın nefreti e . Adliye Vekili feryad etti: «Çok katil vak yar öl Ma m Yeni et narh hatlar verdi. Fakat bütün uylara .. tağmen, arasıra feci vakalar oluyor: Dünden Kaynanasile karısını bir çırpıda öl- ağ düren mi istersiniz? Kıtır kıtıc kelle itibaren kesen mi?... i . di Bunları «sıcakların âsabı bozması» meriyete gir I diye lâubali şekilde izah edemeyiz! Bir a a taraftan hükümet ağır cezayağa te Muhtelif cins et fiatleri üzerinde mil ettiği cürmümeşhut mahkemele | yapılan tenzilât dünden itibaren tat- rile icraata girişmişken, diğer taraflar) bik , Belediye bütün aklı başımda vatandaşlarımız. reisliği, 1 ağustostan itibaren mute- muhitlerinde fahri birer ahlâk mAŞİri | per olacak et fiatlerini gazeteleri olmalı; akhselimin, âmme vicdanının | yesmen ilân ettiği gibi dünden itiba- katilleri, canileri nasıl menfur gördü” | yen de Belediye müfettişleri, iktisadı ğünü ve ebediyen de göreceğini, bu | ynüdürlüğü mürakipleri, her kazanın Zİbi habasetleri bir nevi kabadayılık | paytarları refakatlerinde Belediye Z- Sayan ve cürüm işlemekle gurür dü” | yıta memurları olduğu halde kendi Yan cahil cühelâya telkin etmelidir. | Adli mücadele ile ahlâk mücadelesi elele vermelidir. s* Canilere bir neyi paye atfeden ©n Cahil muhitlerimizi biryana bırakınız, Şu İstanbul şehrinde bile insan öldür- me vakalarma karşı hissimiz medir? | Tahiil edelim: Merak -- dehşet! Halbuki şu olmak lâzım: Caniden nefret! Gazetelerde cinayet haberlerini oku- Yanlara dikkat ediniz Kendilerinde €vvelâ tecessüs, sonra tedehhüş göre ceksiniz. Başka memleketlerde ifrat” lar vardır: ken) ağız dolusu savurur; kimi t9- katı, silleyi yapıştırır. Hattâ vura vu- Ta bayıltanlar; çirkin bir muamele 9lan linç neticesinde ölenler bile olur. Anlattığım memleketlerde halk, heniz öldüren kimdir; kimi ve niçin öldürmüştür; öğrenmeden sırf cina- Yete karşı mücerred nefreti dolayısile İşleri yapmıştır. Hattâ kabahat ölen- de mi, öldürende mi diye tahkik bile O memleketlerde, zabıta ekseriya halkın heyecanına mâni olmak için Salışır... İşte, ammenin katile karşı fevri hissiyatı bu tarzdadır. Cani, hacalet içinde tevkif olunur; halk kendisini yuhalar; hattâ cezası: m tamamladıktan sonra da, zindan- e çıkınca, düdük gibi ortalarda öt- — Biz şöyle öldürdüktü, şöyle kes (yahut da sahte bir tavazula:) elimizden bir kaza çıkmıştı! - diye Aanintamaz, Kabahati gizlemek için tedbirlere başvurur, muhit, hattâ isim değişti FİL; eski tanıdıklarına tesadüfden kor- kar... Ancak o suretle yaşamak imkâ- mm bulur... 4 — ——— omntakalarında teftişler yapmışlar, etler üzerine konan etiketlerde yeni figtlerin yanlı olup olmadığını kön- trol etmişleröir. Dünkü kontrol ne- ticesinde yeni #atlere aykırı Olarak fazla flat istiyen hiç bir kasaba te- sadüf edilmemiştir. Bundan başka son günlerde «Çal- dır» ismini taşıyan bir cins etin daha satıldığı görülmüştür. «Çaldır» cinsi hayvan dağlıç ile karaman koyunu- nun birleşmesinden meydana gelen bir cinstir. Bu cins koyun, tesalüb vaziyetine göre bazan daha ziyade dağlıca, bazan de daha ziyade kara- mana benzemektedir. Son günlerde kasaplar «Çaldır» hayvanının ne karaman, ne de dağ- uç olduğunu, bunun müstakil bir isimle anılması Vizım geldiğini ileri sürmüşlerdir. Kasapların bu müra- cnatı Belediyece muvafık görülmüş ve Çaldır cinsinden olan etlere bu İs- mi taşıyan damga vurulmuştur. Bu et, dağlıç flatine satılacaktır. Emma Öğle tatili Behemehal eylül başında oy ie Dükkân ve mağuzaların öğle tatili yapmaları hakkında belediyenin Tica- Tet odasından istediği mütalâa henüz belediyeye gelmemiştir. Diğer taraf- tan belediye de şehrin iktisadi ve içti- msi vaziyeti bakımından öğle paydo- sunun Zamahını ve kaç saat devam et- mesi lâzım geldiğini tedkik etmekte- r. Pi tedkikatın ne netice vereceği h&- nüz belli değildir. Ancak mağaza ve dükkünlarda çalışanların yemek ye- mek ve istirahat etmek üzere günde muayyen bir saat istirahat etmeleri lâ- ad geldiğinden bunun behemehal tat biki terin edilecek, ancak bu paydos eylül başında başlıyacaktır. ğın men'i kanununun Peri kazik Karilerimizin fikri İzmit memurları yaz tatili istiyorlar On beş yirmi gündür İzmitte şiddetli sıcaklar hüküm sürüyor. Halk biraz serinlemek için denize ve şerbetçi dükkânlarına koşmak- 9 tadır. 1 temmuzda hükümetçe kabul edilen ve kararnamesi neşredilen aldı saatlik çalışma müddeti bu- rada tatbik ödilmedi. İstanbul dağınık bir şehir olduğu için ora- da müsbet netice vermese bile bu usul küçük kasabalar bilhassa İz- mit için pek münasiptir. Her hal. de tecriibe edilmeden bırakılma- maldır. H.E, Floryaya telieni höcresi konuldu Florya P. T. 'T. şübesinde şehir te- Jetonu bulunmadığından şikâyeti ha» vi olarak 1999 tarihli nüshanız- da (Al Ertürk! imi bir yazı inti- şar etmiş ie de daha evvel idarece hissolunan bu ihtiyacın temini için hem şehir dahili ve hem de şehirler arası telefon konuşmalarını mahsus olarak sözü geçen şubeye 14/7/1933 tarihinde bir konuşma hücresi ko- nulmuş ve halkın istifödesine arze- dimiş" olduğunu saygı ie bildiririm. Umumi müdür V.: $. Karacan Yerli mallar sergisi Ziraat vekili dün sergiyi gezdi Onuncu ve sonuncu yerli mallar ser- gisi önümüzdeki pazar günü merasim- le kapanacaktır. Dün de sergiyi binler- €e ziyarelçi gezmiştir. Şehrimizde bu- Tunan Ziraat vekili B. Faik Kurdoğlu dün sabah sergiyi gezmiş ve gördüğü yeniliklerden dolayı sergi komiseri B. e «İlle bana da bir sandal.» diye Kalid Güleryüzü tebrik etmiştir. Say- Javlarımızdan B. Hüsnü Çakır da dün sergiyi gezmiş ve çök beğenmiştir. muş, sabahtan akşama kadar gezenler takriben 60,000 kişiyi bulmuştur. Ge- genleri saymak üzere tayin edilen dört memur saat tutma usulile ve her beş dakikada bir dinlenmek şartile bu ra kamı elde edebilmişlerdir. Otomobil plâkaları Şimdilik eski şekilde tahsil edilecek Otomobillerden alınan piğka ücret | lerinin benzinin şişesi Başmdan muay- yen bir nisbet dahilinde alınması esası düşünülmüştü. Buna nazaran bir ka- mun lâyihas hazırlanacaktı. İstanbul belediyesi de bu fikri terviç ediyordu. Bu hususta şoförlerin ötedenberi plâ- ka ücretleri etrafında ileri sürdükleri itirazlar kökünden halledilecektir. Fa- kat hükümet, hayatı ucuzlatmak için aldığı tedbirler sırasında benzini de yeniden ucuzlatmak üzere tedkikat yaptığından benzin fintlerinin Şeni tenzili tatbik edilinceye kadar plâka ücretleri eski usulde tahsil edilecek ve o zaman benzin şişesi nisbetinde plâ- ka ücretine muadil bir ücret alınacak- Gemi komiserleri Dün Akay vapurlarında va- zifeye başladılar Ancak şimdilik her gemiye bir komiser tayin edilmemiştir. Gemi komiserleri İşlimatnamesinin tatbikatına hazırlık olmak Üzere on kadar komiser tayin edilmiştir. Gemi komiserleri hariçten alınma» mış, vapurlarda çalışmakta olan tecrü- beli memurlardan istifade edilmiştir. Bundan sonra gazete müvezzilerinden başka hiç bir satıcı vapurlara giremi- yeceklerdir. Umumhanede cerh Aksarayda oturan Burhan isminde bir genç, Taksimde Abanoz sokağında bir umumhanede Marika ismindeki ka- dını şişe ile kolundan yaralamıştır. Polis Burhanı yakalamış, Marikayı tedavi altına aldırmıştır. Floryada bir boğulma tehlikesi Ömer isminde bir genç, Floryada Kü- çük plâjda yüzerken birdenbire üzeri- ne baygınlık gelmiş ve boğulmak teh- likesi göstermiştir. Ömerin vaziyetini görenler derhal yetişerek kurtarmışlardır. Kendini kaybetmiş olan genç hastaneye yatı- rılmıştır, Limanın tevsii Projeler Ankaradan geldi ve tedkiklere başlandı İstanbul limanının tanzim ve tevsil hakkında hazırlanan projeler Anka- radan şehrimize gönderilmiş ve dünden itibaren bu hususta çalışmalara baş- lanmıştır. Dün sabah Deniz ticaret müdürlüğünde bir toplantı yapılmış, proje üzerinde görüşülmüştür. Toplan- tıda Deniz ticaret ve limanlar umum müdürü B. Müfid Deniz, gümrükler başmüdürü B. Mustafa Nuri, muhafaza başmüdürü B. Hasan, liman işletmesi müdürü B. Hâmid bulunmuş, iman işleri üzerinde fikirlerini söylemişler- dir. İkinci toplantı gelecek hafta pazar- tesi günü yapılacaktır. Toplantı netice- si Ankaraya bildirilecek ve sonra da projelerin tatbikine geçilecektir. Büyükadada 400 metre mu- rabbai fundalık yandı Dün öğleden yarım saat sonra Bü- yükadada bir fundalık ve çamlık yan- gını olmuştur. Ateş, tayyareci Mazlüp sokağı nihaye- tindeki fundalıktan çıkmış, rüzgârın tesirile az zamanda büyüyerek dört yüz metre murabbaı kadar bir saha dahilindeki fundalık ile bunlara civar olan 20 kadar çam ağacı yazmıştır. İt- faiye az sonra yelişerek ateşin daha fazla genişlemesine mâni olmuş ve sön- dan şikâyetler ezelidir. ması da yegâne temennimizdir. bir de, gerek maddi, gerek manevi miniler tesirile işin eğlence tarafından vazge- gerek hiç değilse şöyle bir hava almak. bir ağaç gölgesinde bir kaç saat dinle- TT hi Fazl ri peler tamamile dolmuş. Ağaçlar ara- sındaki dolambaçlı manırken terden sırsıklam olduk. Bir aralık önümüzde peyda olan yaşlı iki kadın derin derin soluyarak yolun kenarından saptılar, bir ağaca yaslan- silmeğe vakil kalmadan öleden kes- kin bir düdük sesi ve bir haykırma duyuldu; — Hecey, bağa bah. Çekilün ağacun yanundan, Goca yolu gözleriniz gor- müyor mu? Biçareler, gene derin derin soluya- rak ağacın yanından ayrılırken marıl- danıyorlardı: — Biraz hava alalım diye evden çıktık, anamızdan emdiğimiz süt bur- numuzdan geldi. Kanepelerde uyu. yanlardan aman yok ki oturup dinle. nelim. i Kanter içinde tırmana tırmana sa- rayın arkasındaki tepeye kadar çık- tık. Meydanlık, ayakta dolaşan ka- dınlı erkekli kafilelerle dolu. Kanepe- lere dikkat ettim. Aba elbiseli, beli kuşaklı bir adam en öndeki kanepe- lerden birine sırtüstü uzanmış, Çivili i kunduralarını başının altına yastık yapmış. Sinekten muhafaza için kas- ketini yüzüne kapamış ve uykuya dalmış. Onun yanında başka biri ka- nepeye bağdaş Kurmuş. Ceketini, ayakkablarını da yanına yığmış. Böy- lelikle bir kanepeyi de o işgal etmiş. Daha ötede çikolata renkli bir kıpti kadını çocuğunun bezlerini değiştir. © İ yor. O da bir kanepeyi kendine has- retmiş, Etraftaki kanepelerin ekserisi böyle birer kişi tarafından işgal edil- miş. Park bekçilerinin düdük sesleri buralarda duyulmuyor. Hava almak, etrafı seyretmek için kanter içinde tırmanan zavallılar da bir nefes bile alamadan geriye dönüyorlar, ş Büyük: yolan & dnki heykel gözüme ilişti. Bir geyiğin üze rine atılmış aslanı temsil eden hey- kelin sırtma üç çocuk tırmanmış, el. lerindeki taşlarla rasgele vuruyorlar, Bunun tarihi veya sanat bakımından kıymeti şöyle dursun, bahçenin ale- j lâde bir ziynetinin dahi bu şekilde tahribine nasıl müsaade ediliyor? Park bekçilerine düdük verirken biraz “da vazifeleri öğretilse daha iyi olur, yokuşlardan tar. —————— 7. Bizim çocuk kayık yarışlarını, ... İyisi mi, gidip bir teknecik sar | — Oda nelkin?.. > A, — Uğurlar olsun bayım; DİĞİ | iz genliklerini göre GÖLE heveslen- | tutturdu... ağar - gali gibi - halan dedim, amma bu işlerden | B.A, — Pamela aumiira pilkaslfğ Si teşrif... pi 3 miki Kalanı, ümüzü yarmaya hiç anlamam!,.. Kuzum Bay Am- | alıncıya kadar ya işinden olursun, ya; — Hayır, Buy Ames, kayıkglaa İ Ki > yazdan!... V gi gi ri 5 ya ii “ ii eği . olani e