Danielle Darrieux'yü yetiştiren sahne vazı: Henry Decoin'ın hayatı Sevimli artistin kocası: “Ben mösyö Darrieux değilim, Darrieux, madam Decoin'dır diyor Danielle Darrieux son zamanlarda da en çok şöhret kazanan $İ- yıldızlarından biridir. Çevir- imlerde gösterdiği muvaffakıyek kârlı bir mukavele ile da çağırılm emâ şehrine orada birkaç ay kalmış ve bir irmiştir. Yakında lekrar Hol- Iywooda gitmesi muhter Danielle Darricux, bugünkü şöhre- tini ve mevkiini, kocası, sahne vaz Henry Decoin'a borçludur. Henry, ka- fısını sanat hayatında adım adım ta- kip etmiş, ona birçok tavsiyelerde bu- lunmuştur, Darrieux, hemen bütün füimlerini kocasının İdaresi altında çevirmiştir. y Decoin, karısı Amerikaya git zaman da onu bırakmamış, bir- Hollywooda kadar seyahat et- tir. Sinema memleketinde verilen senaryoları birer birer gözden geçir- miş, bunların bir kısmını tamamen reddetmiş. bir kısmında esaslı deği- şiklik istemiştir Deccin, ancak bu kari Kocasının sanat adı olan Dâni- Henry Decoin garip bir adamdır. Umumi harp başladığı zaman, henüz pek genç olmasına rağmen harbe git- miş, uzün müddet siperlerde çarpış- muştır, Verdün'de en şiddetli muha- rebele irak etmiş. sonra tayyareci liğe intisab eylemiştir. iptida pilot, sonra filo kumandanı olmuş ve yüz- başılığa kadar yükselmiştir. Harp bittikten sonra Parise döndü- ğü zaman Auto adındaki spor mcmu- asına girmiştir. Senelerce bu gazete- de muharrirlik etmiş, birçok yarışları takip eylemiştir. Birçok yarışlarda ka- sananlara kupalarını vermiştir. Decoin, bu sırada bir gazetede şu ilânı okumuştur: «Os30 filim şirketi, Alber! Prejean'ım çevirdiği bir filim için bir senaryo arıyor.» Bu ilânı gö- rünce bir müddet sporu bir tarafa bı- Takarak“bir senaryo yazmağa başla- mış ve 15 gün sonra Osso filim şirke- tine başvurmuştur. Kendisine senar- yosunu bırakmasını man şu cevabı vermiştir — Senaryom çok orijinaldir. Bura- daki fikri belki çalan olur. Ben B. Os- So'yu bizzat görmek isliyorum, Memurlar, ilk defa gördükleri bu adam için «delinin biri» demekle be- raber B. Osso'ya malümat vermişler- dir. Bu sırada şirketin umumi mü- dürü diğer düdürlerle birlikte bir toplantıda idi. Decoin, yanına girdiği zaman: — Müsaade ederseniz senaryoyu ben okuyacağım, İşinize gelmezse çı- kar giderim... demiştir. B. Osso bu garip adama; — Okuyunuz... demiş ve beklemeğe başlamıştır. Senaryo bittikten sonra şu konuşma olmuştur: — Mesleğiniz nedir? Henry Decoin ve Danlelle Darricux birlikte İngilizrrve çalışıyorlar — Gazeteci, — Ne kadar kazanıyorsunuz? — Senede 30 bin frank, (Bugünkü kursa göre 1050 tira). * — Ben senaryonuzu 40 bin frangâ satın alıyorum. İlk senaryoyu diğerleri takip etmiş, bu sırada Danielle ile tânişmiş ve ev- lenmiştir, Decoin, sinemadan ziyade tiyatroya meraklı idi. Bunun için bir piyes yaz- mış ve sahnede de baş rolü Danielle Darrieux'ye vermiştir. Danielle, ipti- da kendisinin sahneye çıkamıyacağı- nı ve faciada muvaffak olamıyacağını 3anediyordu. Kocasının teşvikile sah- neye çıkmış ve Meyerling faciası gibi filimler çevirmiştir. Bunların hepsin- de muvaffak olmuştur, Danielle Darrieux her tarafta ta- ninmış olduğu halde, Devvin'ın adını duymıyanlar pek çoktur. Hattâ bir gazele, kendisini Mösyö Darrleux di- ye tânıtmağa çalıştığından, alayla bahsetmişti, Decoln buma çok kızmış- tr: «Ben hiçbir zamlan Mösyö Darri- eüx olmak istemem. Ben Darricux'nün kocası değilim, Darricux, Decoin'ın karısıdır. Daima Henry Decoin kala. cağım.; demiştir, İzmirin turistik yollari ve Buca prevantoryomu İzmir (Akşam) — İsmir turistik yollarının inşasına bu sene başlanmak üzere hazırlıklara başlanmıştır, Turis- tik yollar, bir sene içinde hazırlana- caktır. Gelecek yaz mevsiminde de as- falte edilecektir, Vilâyetçe, İzmirin bir sayfiye yeri olan Buca nahiyesinde bir çocuk pre- vantoryomu açılacaktır. Müsaid bir bi. na vilâyetçe alınacak ve açılacak pre- vantoryomda zayıf, bakıma muhtaç mektepler talebesi, sıhhatlerinin gös- terdiği lüzum derecesinde burada ba- kılacaklardır. Prevantoryomda mual- limler de bulunacak ve çocuklar ayni samanda derslerine de devam edecek- lerdir. Yemek sofrasında nasıl Bugünkü muaşeret usullerine bir takım yenilikler ilâve edilmiştir. Mua- şeret edepleri, bugünkü medeni yatta mühim bir rol oynamak Bir insan hakkında hasıl ettiğimiz ik tesir en ziyade tavır ve hareketine bağlıdır. İyi terbiye görn ölân bir İnsan Jokantadaki vakarından anla şılır. Fakat bunu çok ileriye götürme- İ mek lâzım gelir, Meselâ sümkürme! gibi pek tabii olan bir hâdise es da arkanızı, velev ki birkaç olsa bile, karşınızdakilere doğru telâkki edilmediği gibi ve te gürültülü bir şekilde sümkürmek (e muaşerete uygun telâkki edilme- miştir, Yemekte nasıl hareket etmeli? Yemekte size verilen porsiyon kom- Şunuzunkinden #z olsa bile, garsona çıkışmamak, gülümsemeyi muhafoza etmek icab eder, Amerikalılar (Keep smiling - Tebessümü muhafaza et!) icad etmişlerdir; bu, onların en güzel yüz alâmetlerinden biridir. Yemek zamanında öksürecek olur- sanız peçetenin içine değil, mendilin içine öksürmek gerektir. Pçetö yere düşerse artık onu kaldırıp kullanma» malıdır. Çünkü peçete bir süs değil, âğız silmeğe mahsus olan bir bezdir; tozlandıktan snora onun kıymeti kal- maz. Yemek yerken peçeleyi dizlerin üstüne koymalı, göğse iliştirmemeli- dir. Yoksa sofradakiler sizi henüz çocukluk çağından çıkmamış zanne- derler, gülünç telikki ederler. Herkes meşhur bir profesör olamaz! Meşhur bir profesör ingiliz kralının sarayında kralın huzurunda yemek yerken peçetesini, dediğimiz gibi, göğ- | süne iliştirmiş, kral da dahil olduğu halde herkes hemen peçetelerini gö- güslerine iliştirmek suretile profesöre karşı duydukları hürmeti izhar etmiş» lerdir. Ymek hakkında bazı mütalealar Et ve sebze ile beraber yenilen ku- | ru ekmeği kopararak yemek caizdir, Üzerine tereyeği sürülmüş veya san- doviç haline getirilmiş ekmekler için çatal bıçak kullanılır. Alâkok yumur- talarm üst tarafı yumurta kaşığı ile kırıldıktan sonra kırılan kabuk par- maklarla kaldırılır, Çorba tabit kaşıkla içilir. Fakat ka- Şığın sivri tarafından ağza girmesi şarttır. Ondan sonra kaşığın sapı bir manivelâ gibi yukarıya Kaldırılır, çor- ba otomatik bir surette ağza akar. Böyle yapıldığı tâkdirde çorba içerken | höpürdetmekten kurtulursunuz. İn- gilizlerin çorba kaşıkları yuvarlaktır. O kaşıklarla çorba içerken kaşığı is- tediğiniz taraftan ağzınıza götürebi- lirsiniz. Yalnız kaşık ağza götürülmü- Ydir, ağız kaşığa değil, Çatal ve bıçak filhakika yemek kes- meğe mahsustur; fakat bunun İçin fazla gayret ve saây göstermek maha- sizdir, Her defasında ağza götürüle- cek kadar kesmek icab eder, İhtiyat gıda hazırlamak yalnız makineye yakışır. Patates bıçakla kesilir, sonra çatal parça üzerine konulark ezilir, Bıçakla ağza hiçbir şey götürülmeme- lidir, Yemek bittikten sonra çatal, bıçak ve kaşık sap tarafları sağa gelmek üzere tabağın üzerine konulur. Biribi- ri üzerine çaprazyari koyacak olursa- nız, garson, yemeğe devam etmek İs- tediğiniz zannına düşer. Biraz dur- mak veya içmek istediğiniz anlarda çatal ve bıçağı çaprazvari koyabilirsi. niz. Her halde çalal ve bıçağın sapla- rı sofra örtüsüne dayanacak tarzda tabakla örtü arsında iki köprü kur- mağa hiç lüzum yoktur. Meyvalar nasıl yenir? Meyva, hususi kaidelere > tabidir. Ne kadar insan görülür ki elma ile ar- mudu soyarken yılan gibi upuzun bir kabuk şeridi hasıl ederler ve bu- nunla iftihara da kalkışırlar. Halbu- Xi bu meyvaları evvelâ dörde bölmek, çekirdeklerini çıkarmak ve ondan. son- ra kabuklarını soymak daha sıhhidir, Kürdanları yalnızken kullanmak da- | ha muvafık olur. Kürdanları çigara gevirm Muaşeret edepler ilâve edilen yenilikler yemeli ? Takdim ve el öpme usulleri | yerine dudaklı | görerek hayret ediyoruz. Meselâ Ka- | dına takdim edilirken, tabii ine olurmalı ve nasıl yemek | ım arasından sallan- dırmak İse tetbiye eksikilğine delâlet eder; El öpme tekniki İnsanların bâzân sosyete kaidelerine karşı ne kadar yabancı olduklaryu dınların ellerini öperken ne kadar apılıyor. Sokaklarda öyle er görürsünüz ki öpmek için bir kadının eline doğru eğilir, Bu es- nada, muaşeret kaidesinin icab ettir- diğini işiterek, eldivenini çıkar çalışı Ğ r ve yahut kadın da eli salonlara munhasır bir keyfiyettir; Sosyetede kadınlara karşı gösterilen hürmetin bir nişanesidir. Bir otel he- dünde, bir tiyatro fuayesinde ve apar- tımanda Kadinin elini öpebilirsiniz, | fakat sokakta ve kırda hiçbir zaman | el öpülmez. ğ Bir de el öperken çok ihtiytlı bu- lunmak lâzım gelir. Çünkü evlenme- | miş genç bir kızın eli öpülmez, Bunu yapmk, o kızla çok samimi olduğunü bir kadının elini öpebilir. Kadın elimi uUzatıncıya kâdar erkek beklemeğe mecburd: Takdim usulleri Birçok hatâlara sebep olan takdim işi de bu fasla dahildir. Takdim edi- lirken «İsmim » ve yahut «Müsa- ade ederseniz......» diye söze başla mak yanlıştır. Kısaca «Hasans derse- niz, karşınızdaki insanın, isminizin Hasan olduğunu anlıyacağına ve &v- de yangın çıktığına zahip olmıyâca- gına şüphe yoktur. Bir erkek bir ka” kadın yerinden kalkmaz; kadın elini uzatır, fakat hiçbir zaman ismini söylemez. | Gelelim el sıkmağa İstediğiniz kadar sporcu ve küvvet- li olabilirsiniz, Ancak hissinizi gizli tutmak lâzımdır, Her halde tokalaş- mak için size doğru uzanan eli, 6 el | sahibinin kazara mengeneye sıkımiğı olduğunu zannedecek ve aci duyurü- cak kadar kuvvetli sıkmamak elzem. dir. El hafifçe sıkılmal, sıkarken kaf- | şısındakinin gözüne bakılmalıdır. Ses lâmlaşırken etrafınızda olup biten İ şeylere bakmak, karşınızdakine karşi İ Jâkaydlık göstermek, onu tahkir ete mek demek olur, Yeni bir kimse ile tanışıldığı zaman ona karşı çekingen bulunmak muva- fıktır. Bütün hususi hayatım bir Ba“ İı serer gibi onun önüne yayıyermek ayıp sayılır. İnsan yalnız yeni tanıdı- ğı bir şahsa karşı değil, herkese kars $1 dilini tutmanın yolunu bilmelidir. Bol sohbet ile bol gevezeliği den ayırmak gerektir. Küfür savurmakla çok incelik gös“ ğ termeğe çalışmak ayni fena tesiri has © sıl eder. Her hangi bir vazi i vimli ye nazik olmağa çalış; Ni kimse bilmiyerek ayağına basarsa bis | | | | | | öribirlee le, köpürmek ve gazaba gelmek ya“ nardağlara yakışır! Samimiyetle gül. fakat çıkardığın kahkaha gök gürül tüsünü andırmasın. Şunu da unutmamak gerek: Bir ka” dına kolunu takdim edersen bu, müm : hasıran sosyete terbiyesinden müte* © vellid bir vazifedir. Yürürken kadına © asılırsan, bu hareketin kâdınla aranı#© daki samimiytin 'derinliğine delâlek © eder, Mantoyu giyerken kadına yafe © dım etmek erkeğe, erkeğe yardım ete © mek ise garsona düşer, J Jj İzmitte deniz hamamlarınâ rağbet ! mi İzmit (Akşam) — Geçen sene 4 €vi tarafından yaptırılan ve bu sen daha iyi bir şekle sokulan deniz hâl! mamı çok rağbet görmektedir. Sahi z den 200 metre kadar uzakta olan har mama sandalla gidip gelme ve yıkan” mâ 775 kuruştur. Bu ucuzluk dolay” sile günün muhtelif saatlerinde hef sini halk hamamda yıkanmaktadıl Bilhassa kadınlarımız deniz banyo” suna daha fazla rağbet gösteriyorlâğ i