1 A AKSAMDAN AKŞAMA “2 rTadyomuzdan eklediklerimiz Etimes, Meşriyate radyosu, 23 temmuzda Tiyet ba yacakmış. O eski Hür. Yramı? Uğurlu gündür... Mü. Ulas rekilkimizi taş mizin bir muharriri, is- maa gezmiş. Makineleri methüse, Yor ve diyor kiz Kalkanlar Bl Etimesut. istasyonu | T — me ediyoruz. Fakat yalnız Salim, » muhtevasile de em- İsteriz, İn *vwuk etmeği ne kadar | Uasnaa ptt bumu. dertipliyenler | İt hazı, , “Şurda da çok iyi plân de baş Kliyanlar vardır. Amma, biz Haktan, düşüncelerimizi yaz- İlk şar mizi alamıyacağız. Bün * Radyoda behemehal düz- baş Mi N türkçenin - kendine De riayeti behemehal isti- iz. aslı emeli tahakkuk et- diksi, > radyo idaresi türkçenin İçin pıy, 1 tesbit ve talim etkirmek Gi le girse yeridir. Esa- 8 Kahayar pi büyük müesseseler, ken. derinley taallük eden bilgileri rakartar, dân Bekleyin adı da yeni radyomuz- İkincişi, "Tam onun işidir. BA İnsanla rkçeyi ne güzel konu- Nesip, var. Meselâ, ziraatçi bay açay! Tanıyanlar, tanımı oturacağı yerin et- Plaka Peylerler.. Bilgisi, tadaşıy,, © Yerinde olan bu gibi va- bulmak, mikro- Yhaştırmak, yeni radyomuz- “iye kadar lâzımdır. Halbuki şim- Yvma biye Askleşmiş iyi konuşan- Meseig Yahyı ye dinlemedik galiba... Haraay Kemali, Falih Rıfkıyı, Yayı. pe SUPhiyi, Şevket Sürey- ağ ki, aramak, bulmak, le, niyazla celbetmek icab, Kim, odaları, , a KN ay la gi anma alana bunların mukabil- içi Yerine gölr. Ressam ve fotoğ. vr hetie, bil musikiye taallük tük ete He €n mütekimil yn i diye alınır ve ona ij li Yeni arabalar Otobüs seferleri için hazırlık başladı Belediyenin işletmek üzere getirte- ceği otobüslerin şartnamesi henüz tamamlanmamıştır, Şehir münaka- İâtının 200 otobüsle temin edileceği hesab edilmektedir. Fakat Belediye- nin Şehir meclisinden aldığı tahsisat ile şimdilik işleteceği otobüsler ancak 30 - 35 kadardır. Şehrimizde tesis edilecek otobüs seferlerinin güzergüh- ları, hangi halta daha fazla araba tahsis etmek lâzım geleceği şimdiden hesab edilmeğe başlanmıştır. Hazırlanacak proje, şartname ile beraber tasdik edilmek üzere Hükü- mete gönderilecektir. Zabıtai belediye memurla- rının maaşları Zabıtal belediye memurlarının ma- aşlarında gecikme olduğu bazı gaze- teler tarafından yazılmışlı. Haber al- dığımıza göre, bu memurların iki ma- âşları bir den gelmiş ve kendilerine | verilmiştir. Sekizden evvel gürültü edilmemesi için tekrar emir verildi Sabahları sant 8 den evvel şehirde gürültü etmek memnu olduğuna gö- re bir çok kimselerin, bilhassa seyyar esnafın gürültü ettikleri görülmüş- | tür. Bunların meni için alâkadarlara yeniden emir verilmiştir. Bir çocuk ölüsü Göbeği kesilmeden denize atılmış Evvelki akşam, sular karardığı bir sırada Rümelihisarı sahilinden geçen bir sandal, deniz üzerinde yeni doğ- muş bir yavrunun ülüsünün yüzmek- te olduğunu görmüş, cesedi müsasib şekilde denizden almış ve Bebek ka- rakoluna götürerek vaziyeti anlat- mış, yavrunun ölüsünü de teslim et- miştir. Zakıta, bir taraftan müddejumu- miliği, diğer taraftan Adliye dokto- runu da vakadan haberdar cimiş, ce- sed muayene edildiği zaman, bu kız yavrunun doğar doğmaz göbeği ke- silmeden denize atıldığı ve dört gün kadar denizde kalmış olduğu tesbit edilmiştir. Zabıta, şimdi hangi kalbsiz ana- nın bu yavruyu denize atmış olabile- ceğini araştırmakta ve meçhul kâ&- dının hüviyetini tesbite ouğraşmak- tadır, Bakırköyde hat boyundaki otlar tutuştu çabuk söndürüldü Dün öğleden sonra Bakırköyde hat boyundaki otlar tutuşmuş ve yetişen itfaiye tarafından bir mıkdar ot yan- dıktan sonra söndürülmüştür. Bir otomobil yolda birine çarparak yaraladı Şoför Hüseyinin idaresindeki otomo- bil Şişhanede Okçumusa caddesinden geçerken Mustafa isminde birine çar- parak yaralamıştır. İki arzuhalci arasında kanlı kavga Geçende; Hayri isminde bir arzu- halci tarafından üç yerinden yarala- nan ve hastanede tedavi edildikten sonra çıkan arzuhalei Halil, evvelki gece bir yaralama vakasına daha mâ- ruz kalmıştır. Halil, evvelki gece Sirkecide bir bi- rahanede otururken gene arzuhalci- lerden Cafer adındaki arkadaşı gel miş, oturup İçmeğe koyulmuşlardır. İkisi arasmda, mevcud olan bir para meselesi bu sirada, tazelenmiş ve mü- nazaa dögüşmeye dökülmüştür. Ca- fer, bir aralık eline geçirdiği bir de- mirle Halilin üzerine atılmış ve ba- şından yaralamıştır, 0 Temmuz 1933 AKŞAM i i ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler Sandallara sataşan motörlar İstirahat için Külamışa gillik, Fakat havasından istifade ettiği- miz bu güzel sayfiyenin maalesef denizinde bizar oluyoruz. Anlatayım: Akşamları dolaşmak üzere san- dalla denize çıkıyoruz. Bazı sivri akılı gençler gayet süralli bir motörü her nasılsa ele geçirmiş- ler. Kadınların bulunduğu san- dallar üzerine bütün sürallerile geliyorlar; batıracaklarmış hissi- ni vererek çoluğu çocuğu haykır. tıyorlar. Sonra, tam kaza çıka- racakları sirada dümeni kırarak Jakat ortalığı suya boğarak gidi- yorlar. Asude bir muhitte eğlen- mek üzere denize çıkanları sinir. lendirmeklen sakim bir şekilde zevk aldıkları beli!... Belki de asabi kimseleri hastalandıran bu gibi uygunsuzluklara mâni olma» hıdır. Erkânıharb binbaşılığından mütekaid: Hâzım Limandaki facia Trak süvarisile kum kayığı serdümeni sorgu altına alındı Evvelki akşam Ilmanda bir deniz kazası vukua geldiğini ve Trak va- purunun «Namık Kemal: isimli bir kum kayığını batırarak tayfadan Ce- mal ve Salılmışın boğulmalarına se- beb olduğunu dün kaydetmiştik. Bo- ğulanların cesedleri henüz bulunma- müiştar, Tahkikatın adli safhasına müddei- umumi muavinlerinden B. İhsan el koymuş bulunmaktadır. Şimdiki hal- de Trak suvârisi B, Kenanla, kum ka- yığı serdümeni Salih reis sorgu allın- da bulundurulmaktadır. Salih reis, kendi kayığının kum ka- yığı olması dolayısile süratı manev- raya müsaid olmadığını, Trak suva- risinin ise istediği manevrayı yapabi- leceğini söylemektedir. Trak suvarisi, kum kayığının suların tesirile üzeri- ne düştüğünü beyan eylemektedir. Her ikisi hakkındaki tahkikat evrakı dün akşam geç vakıt müddelumumi- liğe tevdi edilmiştir. Kabahat kimde? Hadisede Trak vapuru suvarisi Ke- nan kaptanın dikkatsizlikten müte- yellid bir suçu olmadığı söyleniyor. Kenan kaptan hadise günü Trak va- püru şamandıraya bağlamak üzere rıhtımdan Salıpazarı açıklarına doğ- ru hareket etmiştir. Vapur Salıpaza- rı açıklarına yaklaştığı sırada O ci- varda demirli bulunan bir şilepin baş tarafından «Namık Kemal» adındaki yelkenli gözükmüştür. Liman kanun- larına aykırı olarak liman dahilinde yelken ile hareket eden aki a le vapura doğru ilerlemiş ve arka tarafına çarpmıştır. İçinde kum dolu olduğu için suya gömülmüş bir halde seyreden yelkenli bu küçük sadme İle devrilmiş ve batmışlır. Maamafih tahkikata devam edil- mektedir. Vaziyet ancak tahkikat ta- mamlandıktan sonra anlaşılacaklır. Kendisinden ayrılan kadının kardeşini yaraladı Kurtuluşta oturan Kirkor adında biri başından, yüzünden ve gözünden kanlar aka aka Arapcami karakoluna müracaat etmiş, zabıla memurları derhal kendisinin ilk tedavisini yap- tırmışlar ve müteakiben de ifadesine mürâcaat etmişlerdir. Kirkor, hemşiresinin, Vortik ismin- de bir tüccarla evli bulunduğunu, fa- kat aradan seneler geçtikten sonra geçinemiyerek mahkeme kararile ay- rildıklarını, eniştesi Vortikin de bu ayrılıkta kendisinin müessir olduğunu zannederek dükkânına gelib, ansızın kendisini başından ve gözünden yara ladığını anlatmıştır. Zabıta, Kirkoru hastaneye kaldır- mış, Vortik de kısa bir araştırmadan | göre haklarında icab eden Fenerbahçe Deniz klübüne ayrılacak arsanın plânı hazırlandı Fenerbahçe mesire yeri Vekiller He- yeti kararile Belediyeye terkedilmişti. Bunun üzerine Şehir meclisi Fener- bahçe mesiresinden bir kısmının otuz sene müddetle Moda Deniz klübüne tahsis edilmesine karar vermiş ve klübe ayrılacak olan arsanın tefriki- ne ald plânın şehircilik mütehassısı B. Prost tarafından hazırlanmasını muvafık görmüştü. B. Prostun hazırladığı plân tasdik edilmek üzere bugünlerde Nafia Ve- kâletine gönderilecektir. Deniz klü- bünün burada inşa edeceği büyük kayıkhanenin mahallini görmek ve hazırlanan plânın araziye tatbikini temin etmek üzere geçenlerde Vali B. Muhiddin Üstündağ, refakatinde Limanlar umum müdürü B. Müfid Necdet, İmar müdürü B, Ziya, Yollar müdürü B. Galip ile Fenerbahçeye itmişlerdir. Konservatuar Şehirbandosu mektebinden 12 kişi mezun oldu Konservatuar Şehirbandosu mek- tebinden bu sene 12 kişi mezun olmuş- tur, Bu seneki mezunlar şerefine dün Beşiktaştaki mekteb binasınsa bir mü- samere tertib edilmiş ve talebeye dip- lomaları verilmiştir. Mezunlar, bun- dan sonra Şehirbandosu kadrosunda maaşlı olarak istihdam edileceklerdir. Iki Hediye Birisi 3 gün hapse, 5 lira tazminata mahküm oldu Cürmü meşhud işlerine bakan Sul- tanahmed üçüncü sulhceza mahke- mesinde; davacısı da suçlusu da «Hediye» olan bir muhakeme yapıl. mıştır. Hâkim B. Kâmil, evvelâ dava- cı olan yirmi sekiz yaşlarındaki hayan Hediyeyi dinledi, davacı bayan dedi ki: — Dün yolda gidiyordum. Bu ha- nım, önümü kesti, bana: «Benim ko- | camı baştan çıkaran sensin, Kocamı zabdettin!. Artık izin ver de, birazda hana gelsin!..» demek suretile haka- | ret etli, cezalandırılmasını isterim! Hâkim, bundan sonra suçlu mev- kilnde oturan otuz sekiz yaşlarındaki bayan Hediyeyi dinledi. Bu bayan da: — Hayır, ben bu şekilde sözler söy- lemedim, Yalnız bü bayana rast ge- lince; bizim bayı görüyor musun? Ço- cuk hastadır, İzin alırsa gelsin!.. şek- linde sözler söyledim..» Demiştir. Sulhceza hâkimi; mevcud ifadele- | re nazaran; davanın rüyetini selâhiyo- ti haricinde görerek evrakı müddelu- muliliğe iade etti. Müddeiumumilik, derhal davacı ve suçlu Hediyeler! dör- düncü ceza mahkemesine sevketti, Mahkeme, neticede suçlu bayan He- diyeyi 3 gün hapse, davacıya beş li- Ta tazminat vermeğe mahküm etti. Cezasını da tecil eyledi. İki pantalon hirsizi Dün biri 14, diğeri 13 yaşlarında Ahmed ve Refet isimlerinde iki çocuk pantalon hırsızlığı suçile adliyeye verilmişlerdir. Bunlar yapılan sorgu- larında demiştir ki; — Biz Kumkapı deniz kenarında soyunup denize girmiştik. Bu sırada * polisler gelerek, açıkta denize girmek yasak olduğu için bizim pantalonla- rumızı toplayıp karakola götürmüş- ler, biz çıktığımız zaman, kendi pan- talonlarımızı bulamayınca, ellerimi. ze geçen iki pantalonu ayaklarımıza geçirerek karakola gidip kendi elbi- selerimizi aradık, Fakat bu sefer de bizi pantalon hırsızı diye tuttular.» Müddelumumilik her iki çocuğu da farıkı mümeyyiz olup olmadıklarının tayini için adliye doktorluğuna sey- | ketmiştir. z Adliye doktorunun vereceği ı il mete yapılacaktır, | Ben Altıncı dairede inecektim, Niçin , Sahife $ İSTANBUL HAYATI Parasız eğlence İstanbulda eğlence yerlerinin pa- halılığından o bahsediliyordu. OKar- şımda oturan zat halka halka sigara dumanların savurarak; — Yanlış bir iddia, dedi, Eğlenme- nin usulünü bildikten sonra hiç te pahalı değildir. Hattâ, isterse insan İ parasız bile eğlenebilir. Meselâ; dün fetmeden tam bir buçuk saat eğlen dim. Hepimiz hayretle yüzüne bakar. ken sigarası tazeledi. Çıplak tepe- sini çevreliyen kır saçlarını okşıya» rak izah etti: — Akşam üzeri pencere önünde ka- napeye uzanmışlım. Hava biraz se rinlemeğe başlamıştı. Harbiyeden Fa- tihe kadar şöyle bir tramvay gezin- tisi yapayım dedim. Evden çıktım. Tramvay istasyonuna kadar caddeyi dolduran kalabalık arasında neler gördüm neler?!... Biraz çeviklik ya- parak tramvaya vaktinde girdim ve oturacak yer buldum. Bağrışa çağ- rışa, birbirlerini itekaka içeriye hü- cum edenlerin seyrine doyum olmü- yor. Yanıma dikilen yaşlı bir kadın, çenesinden omuzuma damlıyan ter- lerini silerek haykırdı: — Biletçi oğlum. Avucum terledi, gel şu parayı al da Aksaraya bir bilet kes, i Sabahtanberi sıcakta ayak üzeri dolaşmak biletçinin de sinilerini — bazmuş. Hiddetle zili çekip tramvayı durdurdu ve haykırdı: z — Bayan, seninle mi uğraşacağız? Biraz başmı kaldırıp ta tabelâya baksan a. Bu araba Fatihe gider. Haydi in bakalım aşağıya. Yorgunluk kadıncağızın da canına tak demiş galiba. O da açtı ağımı, yumdu gözünü; — Boynuna çantayı takıp ta elâ- lemle alay mi ediyorsun? Tramva- ya bindiğimi gördün de; Aksaraya gitmez diye niçin haber vermedin? Ben şimdi bu kadar ehaliyi yarıp ta nasıl çıkacağım? Dünyalarda inmem. Ne yaparsan yap, beni Aksaraya bi rak. İşte parasını veriyoğüm, Kadını zorlukla indirdiler, Biraz ötede başka bir kadın çığlığı du- yuldu: — Bay biletçi, şu tramvayı biraz hızlı sürsene, Lohusaya gidiyorum, Vapura yetişeceğim, Eğer kaçırırsam karışmam ha. Karaköyde biletçi haykırdı: İnecekler hiraz çabuk olsunlar, Harbiyedenberi yanındaki ile ko- nuşan kelebek hiyıklı adam hiddetle yerinden fırladı: — Hay Allah mustakını versin. haber vermedin? Şimdi Şişhane yo: kuşunu tekrar nasıl tırmanacağım? Diyanyolundan geçerken iki taraflı dükkânların tabelâlarına dikkat edi- yorum. Siyah teneke üzerine sari boya ile iki kocaman kelime yank mış: «Gizli pençe.» Daha ötede; .Di- kişsiz yama yapılır.» Çemberlitaşın altına minimini bir park açılmış. İleride kemerli bir kapmın üzerinde kocaman bir lâvha; ; «Saz. kukla, solo». Beyazıd meydanı karınca yu vası gibi kaynıyor. Şehzadebaşında kahveler tıklım tıklım dolmuş Fatih parkında adım atacak yer yok... Gi- diş ve dönüşte sinema şeridi halin- deki bu çeşidli manzarayı on bir ku- ruşa seyredebilirsiniz. Fakat ben # bir karar vermiş değildir, Geçen se ne tendlâttan sonra bu s8 | ne yeni bir tenzilât yapılmasına ims | kân görülememektedir. 1 Esasen Şirketi Hayriye ile yapılan © anlaşma üzerine .tramvaylar- | üzerö ihdas dl halk için