Bahife 6 PAZARTESİ KONUŞMALARI: Yurd dışında tahsil tahsli yapmakta olan oku- Yucularımdan biri bana mel yor; Fazü Ahmedin hayat ne di edibimizi: ndeki öğretimi muh ve mezun olduğu ek beden nokt hakkınd Bu konuşmam te bere ile takib ettiğini u okurken yurd d endişesini ce yor ve bunlar dınlatmamı İstiyor kültürümüzün kuv şalı bakımından olan dışarıda tal cağım Tanz pek ehemmiyetli il davasına dokuna- en bariz vasfile garp mede u örnek al mak prensipinin açık olarak ifadesi ni tarihe te etmiştir. Siyasi v. lerle bu medeniyete temas imkânını bulan, başta Koca Reşid paşa olr üzere mühim Tanzimat ric se tahsilinden ba mamakla beraber, at devri iyetine uymak ve o .araae. AN , ecne- i dere bede öğ ler ve garp zihniyetine dış gö- deolsa intibak etmişlerdi nin on beş Avrupa mek- tepleri ayarına varamadıklarını düler, Pariste Türk talebelerini yetiş i üzere bir mektep tesisini dü- şündüler ve yaptılar Her ne kağ gen vrupa gönderildikleri kümetirn bu büsü, Pariste ıdan bazı kt önce erin A a tahsil için — ee m AT marie er” sa da, hüc ta ilk esaslı teşeb- kuru bu mektep ol- n ömtü uzun erllen çocuklar, arının Fransız olmasına rağmen kendi teşkil etti muhit ile memle- ketlerinin küç kleri seyat ye 1de şılması üzerine Âli paşa, Fuad paşa ve İ Emrullah efe iye kadar $ maarif mesele yi kavramış . olan Saffet paşanın teşebbüsler “ Fransız liseleri gibi yurdda fransızca i tedrisat yapar bir müessesese olarak $ Galatasaray sultanisi tesis edildi. iz zi lık ve düşünce iti- * barile geri olan Abdülhamid, Tanzi- * mal adamlarının nisbi uyanıklığını # bile gösteremedi, Esasen (o Avrupaya * tahsile giden gençlerin gâvur olduk- # ları, dinden, imandan çıktıkları umu- £ mİ kanaatinin odaüstüne çıkacak 4 bir kafada değildi, Buna $ İ ve endişeleri de ayrıca ku İnidi. si ihtiras etli bir ma- Devlet iktidarını tam eline geçir- !dikten sonra müstebid idare memle- im ol Bir takım gençler ergin adamlar gittiler. i veya ikmali tahsil içir stibdadın pençesin- ndi. Bunların me- Bu gidiş, tahsil olmaktan ziyad sında, fikrini devrinde dev iki kafile hâ Meşrutiye , da ve bir rupaya, billüs derdi. Bu de gı hürriyet itiyadın; ve aşkını disip linliyecek.bir terbiye ve talim teşki tu, Onün için giden bu talebe- bir kısmı üniversiter bir e eldö.edemeden döndüler. Bu Kadarı bile eskisine nisbetle bir te- i idi. Dersleri kısmen takib ede- bildiler, kahvelerde otur dil öğrendiler. Ellerinde cid dönenler bile sahalarında ükim hadetname olmiyarak memleketin muhtelif iş faydalı olabildiler. sil meselesi Cüm- t maarifinin ilk düşündüğü Jardan biri oldu. Bİ ni resinden sonra E! ebenin ciddi bir im- Ki rini temin edecek mü- 5 teşkilâtını mümkün © talebe müşaheı an > bazı uallim mekt kadar dühul imtihan da güç olar talebenin g namalarına mukabi sekr bir Tü e bulu lere az müsaid bi yada h kuvvetli yeti siye olar miş olanla vardır dönenler i unanlar vardır. Yurd dışında tahsili böylece tarihi seyrini en sonra bu- kmdaki düşüncelerimi sö yim: Artık bizde şu sas yaplırıcı müesseseleri dan dolayı memleket haricinde tahsil k zaruri bir ihtiyaç değildir. Bu- nunla irfan müesseselerimizin birin- ci sınıf memleketlerdeki benzerleri yüksekliğinde ve mükemmelliğinde bulunduklarını iddia etmiyörum: Löh- dradeki bir İngiliz koleji, Paristeki bir Fransız lisesi, Berlindeki bir Alman jimnazı her hangi bir lisemizden Hasan « ÂH YÜCEL (Devamı 10 uncu sahifede Para Yüzünden... Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) Böylece akşam oldu. Artık genç kız , Kork a başlamıştı. Zira, anne * bütün sözlere hiç cevab vermez olm , gözleri aç sabit bir noktaya dik mariz bir halle duruyordu , kadının çıldırmasından karak halecan'la yalvardı: Anne! Anne! Allah aş Or- e! kendi- Ve düşünüyordu: Bu hallere iyet veren hep t, Hadiyenin gözleri yaşlar- uzum müddet, kadıncağız, bildi.. Buda, en mükemmel Ha doldu ben ah i in bir kızı mu gördü. Misafir kiz, mahcup bir eda ile; 'Tefrika No. — Efendim... - dedi, - Sizi aftedersiniz... Zehra gu odanın kiralandığı işti amma, ben unuttum, deliler gibi şarkı söylemeğe başladım, Sonra burada oturulduğunu öğrenince çok üzüldüm. Size özür beyan etmeğe gel- olun bundan böyle gürültü t: ceğim... Âdeta kabahatlı bir çocuk hali var- dı. Öyle sevimliydi ki, Suzan gayri ihti, yari gülümsiyerek: — Estağfurullah efendim... Hiç ra- hatsız etmediniz... Üzülmeyin! Amma, buyursanız & içeriye biraz... ç kız başını salliyarak! — Çok isterdim amma, maalesef ge- eceğim.. Acele işim var.. İnşallah sefere, Akşâm üstü tekrar kapıları vuruldu ve gene komşu kız eşikte belirerek: Gene ben geldim... Fakat fazla ra» hatsız edecek değilim... Yalnız birkaç nfil verdiler... Size getirdim zan bu hareketten son derece mütehassis olarak, israrla: — Canım, içeri girseniz e... Genç kızla beraber odanın içerisine 23 siz ettim | (Baş tarafı 1 inci sahifede) vetler de müsavat esasına omüsteni- den derhal harekete başlıyacaktır. Orgeneral Asım Gündüz, general Huntiziger tarafından Antakyadaki ikametgühında şerefine tertip edilen kabul resminden sonra İskenderun yolu ile Türkiyeye hareket etmiştir. Askeri anlaşma hakkında resmi tebliğ Antakya 3 (AA) Havas aj bildi vi yor:» Fransız erkânı harbiye iti- 29/5/937 tarihli 'mushede bince aktedilen itilâf Frensiz - Türk erkânı har i tarafndan bu sabah / a edilmiştir. Bu itilâfın g mülki tamamiyetini üsüne ria yet edilmesini te k üzere İki ordunun müci- muhtemel bir sini bazı mümessili bunu. mütcakib Fra ve Türk kıtalarının Sancaktaki faa- şekillerini tanzim eden m imza etmişlerdir. Y. a vetlerince t€s- bit edilecektir Türk - Fransız dostlu& mu- ahedesi müzakeresi bitti Ankara 3 (A.A.) — «Tebli ancağın dahili ve harici emniyeti hakkında 29 mayıs 1937 tarihli San mn garantisi muahedesinden mü- tevellit bugün 3 temmuz 1938 sabah saat 8 de Antakyada imzalanmıştır. Diğer taraftan, 7 iye ile Fransa arasındaki dostluk muahedesi ve ni zamanda 1926 tarihli iyi komşu luk mukavelenamesinin temdidi hak» üze erkânı harbiye anlaşmaları, kındaki müşterek beyanname rinde Ankarada Türkiye Hariciye Ve- kili ekselans doktor Aras ile Fransa- nm Ankara büyük elçisi ekselans B. Ponsot arasında devam etmekte olan müzakereler, bugün 3 temmuz 1938 saat 17 de nihayete ermiştir. Albay Fevzi ordu mümessili olarak Antakyada kaldı Antakya 3 (A.A.) — Anadolu ajan- sının hususi muhabiri di Yirmi iki gündür Antakyada cere- yan €den Türk - Fransız erkânı hi biye müzakereleri dün neticelenmiş ve anlaşma bu sabah sanat sekizde im- za edilmişti Bu derece mühim vesikaların -im- zalandığını öğrenmekle beraber Pa- risteki müzakerelerin de memnuni- yeli mucib bir şekilde neticelendiği- odan hâber alan Antakyanın ve bütün Hatayın ' haftalardanberi devam eden' heyecanlı duyguları en yüksek noktasına varmıştır. Esas anlaşma Hatayın toprak bü- tünlüğü ve polilik statüsünün deva- mını temin için İki rw ini ihz: rya hanim», kısa ctim- atını, maceralarını anlatı- hanede dikiş sile babası bir- Meğer büyük cilik ediyormuş biri ardısıra vefat edince, hayatını zanmağa mecbur kalmış. Fa hamdolsun sıhhati yerindeymiş. Onun için hiç bir şikâyeti yokmuş... Haya- tın daima neşeli tarafını almağa çalı- şıyor, her şeye gülüyor, her şeyle eğ- leniyormuş... Sönra, merakla Suzana sordu! — Ya si77,. Nerede çalışıyorsunuz? — Hiç bir yerde. Kanarya hanım: — Doğru... Çalışmadığınız elleriniz- den belli... O kadar beyaz ve muntazam ki... Dereden tepeden konuştular, Bonra Kanarya hanım müsaade istiyerek 1. Kapıyı kapamışken tekrar ara- uyarak sordu: — Yarın akşam gelsem rabatsız et- mez miyim? — Hayır efendim bilâ. Buyurun!. Ertesi akşam gene odanın içinde körüğü kü tivil öini kolüşüyor, mazi. sini anlatıyordu: — Ben on beş yaşında iken annem öldü! - dedi. - Babamı da iki sene evvel | görmüştük... Ben terziliğe .gidiyor, pata kazanıyordum. Annem de evin iş» | E maya de Türkiye - Fransız kata: tının Hatayda teşriki mesaisi tarzını tanzim eden bir porotokol mı Heyetimizden ulbay Fevzi Mengüç ordu mümessili olarak burada Kkal- ma buğün saat tar Alınan malümata göre, pek yakında Hati uttur. yetin € 10,30 da Antakyadan ayrılmış- Türk kıta- girecek ve rı muayyön yerlere tevzi edilecektir. Iki tarafın a nevcudu müsavi olacak ve ve- künu kuvvetçe muhtemel olârak beş bine baliğ olacaktır Orgeneral, yanında B. Cevat Açık- aâln olduğu halde bana şu sözleri söyledi «Bu büyük eser, yalnız ve ancak Büyük Atatürkün eseridi Halkın tezahüratı Payas 3 (AA) Anado u ajansı- rin husu RLhabici bil ılk, mmekfepliler ve's ek- külleri dâh& gün doğarken Antakya sokaklarını doldurmuş idi il saa dokuza doğru ge- ngeri ziyaret ederek veda da Hutzin- neral Hut etti. Beş on dakika sonra Ant arı ayrıldı. Orgeneral saat dokuzda Halkevi erkânının biraz sonra da vali, kay- am ve belediye erkânının tebrik- lerini kabul etti. Sonra sırâsile izci müm Rum ve Ermeni ruha- nileri r ve t 10.25 de de ko- lonel Burje ve kölonel Kole tebrike ki kolonel kapıda asker ta- ışılandı ve Türk halkı ta- rafından hararetli alkışlandı. Saat 10,40 da orgeneral kapıya çi- karak askeri müfre; teftiş etti ve müteakiben on beş otomobilden mürekkep alay «yaşasın Atatürk, ya- şasın orgeneralımız, yaşasın heyeti- miz, bravo, var ol» sesleri ve sürekli alkışlar arasında hareket etti, Evin önündeki meydanı dolduran halkın, on se senedir çektiği ye- iki gündür unutturan Türk ordusunun mümessilini teşyi edereken duyduğu teessürü bütün Hatayın hakiki bayramını teşkil eden imzası ve pek yakında Türk ordusunun kahraman Mehmed- ciğini selâmlamak ümidini verdiği neşe gideriyordu. Arabalarınız bütün “Antakya s0- kaklarını hıncahınç » dolduran bin- lerce halk, mektebli, sından ve bayraklarla, ampullerle ve defne ve söğüt dallarile süslenmiş olan takların altından geçiyor, muay- yen mesafelerde yer almış olan as- keri müfrezöler ihtirâm vaziyetinde duruyordü. Bu fevkalâde izdihama rağmen bü- yük bir intizam göze çarpıyordü. Halk heyetin gelişirdekinden daha kala balıktı ve çünkü diğer unsurlar da ri ak etmi ger ler lerine bakıyordu. Her akşam sofrayı kurar, beni kaişılardı. Babamın acısın» dan beri kalb hastalığına uğramıştı. Arasıra tıkanırdı, Bir gün işten dön- müştüm ki. kızın sesi titred , Kapıyı açınca annemin boy- dan boya yere serilmiş olduğunu gör- düm. Seslendim, üstüne atılıp ağladım, kımıldanmadı. Zavallıcık, ölmeden ev- vel sofrayı kurmuş, yatağımı hazırla- mış, herşeyimi düşünmüş.. Biçare anneciğim... Gözlerine dolan yaşları silerek: — Şu yandaki odada şimdi, yapayal- nız yemek yerken hep annemi düşü- nürüm... Dünya yüzünde tek başına kalmak çok acı şey... İş arkadaşlarım bazen beni davet ederler: «Gel birlikte eğlenelim, e , derler. Fakat «Eski zaman kızılı diye alay ediyor- lar... Bu macerayı dinliyen Hadiye ile Su- sanin gözlerinde öyle merhamet oku- ai ki, genç kız, bunu sezerek: ikinizin de kalbi çok İyi... Fa- yelerimle sizi üzdüğümü Genç -E latmağâ basladı Böylese bir hafta geçti, (Arkası var) çi, sporcu ara- | habbet ve alkı ra saat 11,10 dık. Burada Kı mümessilleri bekliyordu Heyet mobillerden indi ve Or yalılara veda ettikten sonra bir 5 ri müfrezesini teftiş etti Baylan sırtlarında siz öğrenmişlerdir. Sıra sıra mor dağlar, yaklaşt kırmızı, yeşil renklere münj artık gittikçe uzaklı Amik ovası, Amik gölü ile yeşil, ve kırmızının her türlü nüansın denizdir, M sarı, olurken yapılmış renkli bir madiyen viraj dönüyor, her da) yükseliyoruz, İşte Baylan gidiyor rTaz sonra da baştan başa donan olan Baylan Halk bütün biraz manzâri çılgınlığile alkaşiı ta tekrar iniyoruz. Bu kadrosuna uzakta İsker run limanının koyu, mavi, gri Te de giriyor, Saat 12 de İskenderun yız. Şehrin kenarından konsolos neye kadar devam reler, İarasalar insanla doludur, $a ve alkış sesleri gökleri tutuyal otomobille a eden yolun iki kenarı pe? İskenderun konsolosluğun H öğle yemeğini oİskendel konsolosluğunda yedi. Yemek çok mimi bir hava içinde ti, Ve si 15 de heyet istasyona hareket e Konsoloslukla istasyon arası k€ bir kalabalıkla örtülmüştür, General, yonda bekliyen se ta ayrı ayrı veda etti ve cemaat ni messillerine Wtifatta bulundu. Tam saat 15,15 de hususi tren kenderundan hareket etti, Kolot Kole ile generalın mihmandarı başkonsolos ve İskenderun konsola) ve gazeteciler Payasa kadar Orgef ralı teşyi ettiler , Payasta birikmiş olan yüzle halk, heyeti aynı coşkunlukla gil8 ladı ve bir askeri kıta ihtiram mi simi yaptı. Hususi tren Payasda mi dakika kaldı, Ve saat 16,20 de karaya hareket etti, Mareşalımizın teşekkürü Payas 3 (A.A.) — Anadolu ağı nın hususi muhabiri bildiriyor: Genel kurmay başkanı mare Fevzi Çakmak, Orgeneral Asım Gü düze aşağıdaki telgrafı çekmiştir: «Üç haftadanberi geceli gündü! devam eden çetin'mücadelenizle şarlan bu muvaffakıyetien do teşekkür eder,” başta &iz oldu; halde heyetimizi teşkil ederi larımızın gözlerinden öperim. B. Bonenin sevinci Paris 3 (A.A) — Anadolu ajan mın hususi muhabiri bildiriyor: Bugün Dovilde harici ticaret m şavirlerinin - ziyafetine riyaset edi B. Bone,'irad ettiği nutukta ezcünt «uzun müz: relerden sonra 'Türl ile Sancak işinde anlaşmaya ve V dostluk muahedesi akdine vanl sından dolayı fevkalâde sevinç memnuniyetini ifade etmiştir.» 5 i Anlaşma Cenevre ve Londrada iyi karşılandı Paris 8 (A.A.) — Anadolu ajan nın hususi muhabiri bildiriyor: Akşam gazeteleri bu sabah Ant anlaşmaların imza haber veriyolar. İtil yada şskeri memnuniyetle Ankarada dostluk muahedesinin refesini müttakib meriyete girec tir. Antakya (telgraflarında, TÜ ahalide uyanan şevk ve heyecandf Atatürkün resimleri ile süslü teh kurulduğundan, diğer unsurların beri sükünetle kârşıladığından b sedilmektedir. Bâzı muhalif elele işlerini tasfiye edip mallarını alari Hatayı terkeylediklerinden bahse mektedir. i Londra haberleri, Fraofj anlaşmasının İngilterede fevka iyi ka ve Bönnenin b retle tebriz edildiği merkezinded Anlaşmanın Cenevre pi mahe fili Ğe en iyi inik arı tevlid etiğini Bi Griyor, p