Haydarpaşa geçidinde köprü yapılıyor Şehir meclisi bütçeye tahsisat konmasını kabul etti Meclis afişaj talimatnamesile belediye zabıtası talimatnamesini müzakere etti Şehir meclisi dün toplanmış, bazı | dilecek, yahud da el ile dağılılacak- evrak alâkadar encümenlere havale edildikten sonra Üsküdar ile Kadı- köy arasında ve Haydarpaşa demir- yolu üzerinde kurulacak köprü mas- © rafına belediyenin iştirâk şartına da- ' ir bütçe encümeni mazbatası okun- İ muştur. Bu mazbataya göre, bu köp- | rünün üçte birine belediye iştirâk e- | deceğinden belediye 1939 bütçesinden itibaren her seneki bütçesine elli bin ira koyması için selâhiyet isteniyor- du. Bu selâhiyet verilmiştir. Belediye vergi ve resimlerinden borçlu olan bazı mükelleflerin borç- larının tahsiline selâhiyet verildikten | sonra alişaj nizamnamesi müzakere Talimatnamenin hülâsası budur: Şehir hududu dahilinde ilân ve afiş hakkı belediyeye aiddir. İlân yapış- tırmak için behemehal belediyeye mu- syyen bir ücret vermek lâzımdır. Ya- pıştırılacak flânlar mill his ve zev. | ke ve şehrin umumi manzarasına ây- kırı olmıyacaktır. Ruhsatsız afişler | hemen menedilecek, her ilânın teşhir müddeti ve mahalli tayin edilecektir. | olan kayıd kaldırılmıştır. Diğer bazı | 2! Nisan 1938 tır, Ticarethanelerin cephelerine asi- lacak olanların metre murabbaından senede bir lira alınacak ve elektrikle yapılacak ilânlarda ayni ücrete tabi olacaktır, Ana caddelerde yapılacak tesisat- lar ve teşhir edilecek ilânlar için haf, tada metre murabbaıdan 20 kuruş, diğer yerlede haftada 10 kuruş, mü- teferrik surette seyyar ve günlük İ- larlâr için 50 kuruş, belediyenin ayır- dığı yerler haricinde belediyeden mü- sade almak suretile yapılacak ilân- lar için metre murabbaımdan 300 ku- ruş alınacaktır. Talimatnamenin büyük bir kısmı kabul edilmekle beraber büzi madde- ler encümene iade edilmiştir. İkinci celsede belediye zabıtası ta- lmatnamesinin müzakeresine devam edilmiştir. Kahvehane, çayhane ve birahanelere ald kısım münakaşa €- dilirken kahvehanelerin behemehal kâgir binalarda bulunmalarına dair Arpa ekimi genişletilecek Son senelerde bira sarfiyatın- da büyük fazlalık var Ankara 20 (A A.) Devlet ziraat iş letmeleri kurumu memleket tihlâkinin ariması ve bu suretle dün- yanın en iyi bira arpasını yetiş memleketimizde arpa istihsalinin yük- selmesini temin için mühim kararlar almış ve bu kararları tatbika başlarmış tır. Bu kararların başında bira fiyatla- rının ucuzlatılması gelmektedir. Ankara bira fabrikasının açılmasın- dan evvel şimendiler hattından uzak olan vilâyetlerde biranın şişesi doksan kuruşa kadar satılmakta iken bugün memleketin her yerinde bira aynı fi- ate ve şişesi 30 kuruşa satılmaktadır. Bundan başka şimdiye kadar muvasa- le vesaiti noksan olan birçok verde bi- ra bulundurulmazken kurumun aldığı | tedbirlerle en ücra yerlere kadar bi- ra sevkedilmektedir. Bunun “neticesi olarak şimdiye kadar 22,000 hektolitre olan bira sarfiyatı bugün 35,000 hek- tolitreye çıkmıştır. Yakın bir zaman- da sıhhi içki olan bira istihlâkinin 60,000 hektolitreye çıkmasını temin edecek tedbirler alınmaktadır. Kurum, arpa ihracının arttırılması bakımından da faydalı tedbirler almak- tadır, Umumi harpten evvel arpa Mra- entımız 1911 senesinde 120 bin ton, 1912 senesinde de 192 bin ton ve 1913 de 114 bin ton iken 1930 senesinde 3,600 tona düşmüştür. Memleketimizin birçok mıntakaları ! bilhassa Ankara, Eskişehir, Afyon ve Uşak vilâyetinin birçok mahalleri dün. yanın en İyi arpasını yetiştirmektedir. Bu gibi ilânlar ya mağaza ve mües- | maddelerin yeniden tedkikine lüzum | Kurum bilhassa bu mıntakalarda ar- seselerin vitrinlerinde, ya belediyenin! yaptıracağı tesisat üzerinde teşhir e- görülerek encümene gönredilmiş ve Içlimaa nihayet verilmiştir. pa ekiminin arttırılmasını teşvik ede- cektir. 9 aslanı terbiye eden genç Amerikada 'Terrel Jacobs adında bir aslan mürebbisi 9 aslanı terbiye etmiştir. Her akşam bu aslanisrla nu- maralar yapmaktadır. Yukarıda aslan mürebbisi ve aslanları görünüyor. Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ — Nü) " — Beni burada bekle... Şimdi geli- yorum!... - diyerek odadan çıktı, Koşa koşa merdivenlerden tırman- dı. Genç kadının odasına girdi, 'Tatlı geçirdiği anların hatırasile dolu olan bu odanın eşyasına bir bir baktı, Son- Ta bir masanın başına geçerek şu sa- tırları yazdı: «Benim güzelim! Niye kaçıyorsun? Niye kendini ben- den saklıyorsun? Sen benim her $6- in, Seni görmemeğe dayanamı- şimdi evime gidiyorum. ört gözle bekliyi de hemen koş, gel, Nü olan benim Mahvd hâdise ter. Daha fazla değil ki seni daha fazla | ketten korkuyorum, Allah saklasın Haftalık piyasa Piyasa vaziyeti ve ticaret müzakereleri - mahsul vaziyeti iyi görünüyor piyasasındaki durgunluk devam ediyor. Fakat ithalât üzerine geniş işler vardır. Bunun da sebebi: Dokuma maddeleri için tenzilâtlı tari- felerin tatbiki 15 nisana kadar devam edecektir. Bu müddet zarfında ithalât tacirleri mümkün olduğu kadar fazla mal getiriyorlar. ” Alâkadar resmi mücs- sesler tarafından yapılan tedkikle- re göre, piyasanın ihtiyacından (az- la, dokuma eşyası ithal edilmiştir. Geçenlerde yazdığımız gibi, bundan dokuma fabrikatörleri şikâyet etmek- tedir, Fazla ithalât eşyası, antrepo buhrenma da sebebiyet verdiği için bu ithalât fazlalığı hakkındaki id- dinlar mübalâğasız demektir. İthalât en ziyade Amerika ve Mi- sırdan yapılmaktadır. Mısırdan gelen malların ekserisini pamuklu mallar teşkil etmektedir. Bu gibi malların Üzerinde de Japon fabrikalarının mar- kaları bulunmaktadır, Anlaşılan Ja- ponlar Mısır yolile Türkiyeye ihracat yapmağı daha faydalı bulmaktadır- lar. Bunun sebebi şudur: Türkiye - Japonya arasında klering anlaşması vardır. Bu anlaşma mucibince, Japon- ya, bize sattığı kadar mal almak mec- buriyetindedir. Halbuki Japonya ötedenberi Tür- kiyenin ihracat maddelerini almıyor. Kleringin meeburiyetinden uzaklaş- mak için Mısır yolile ihracat yapmak kolaylıklarını elde etmektedir. Türkiye ile Mısır arasında yeni bir klering anlaşması yapıldığı takdirde Japon malları bu kanaldan içeri gi- remiyecek, Türkiye - Mısır arasında daha esaslı ticaret münasebetleri başlıyacaktır. Bu itibarla Türkiye - Mısır ticaret anlaşması piyasada bü- yük bir alâka (© mdırmaktadır. kiye - Amerika ticaret anlaşmasıdır. Geçenlerde Balkan Konferansı mü- nasebetile anlaşma müzakereleri ya- | * nda kalmıştı, Amerikan heyetibu fasıladan istifade ederek Türkiyenin endüstri merkezlerinde kısa bir seya- hat yapmıştı. Son günlerde gene an- laşma müzakereleri başlamıştır. İhracat maddelerimiz Hububat — Piyasada yulaf ve çav- dar stoklarının tükendiğini yazmış- tık. Bu maddeler üzerine ihracat işi kalmamıştır. Buğday ihracatı ufak partiler halinde devam etmektedir. Bu hafta içinde Almanyaya buğday sevkiyatı yapılmıştır. Şimdi ihracat tacirleri, yeni sene mahsulü hakkın- da malümat almakla meşgüldürler. Maamafih şimdiden tahminlere giriş- mek mevsimsizdir. Fakat yağışlar, kışlık zeriyat için pek iyi gitmiştir. Bu itibarla kışın yapılan ekin için ha- va ve yağmur vaziyeli pek elverişli geçmiştir. İlkbahar vaziyeti de böyle giderse bereketli bir netice elde edi- leceği timid edilmektedir, İhracat evlerinin aldıkları haber- lere göre, bu sene çavdar zeriyatı da daha geniştir. Fazla talepler yüzün- den zürra çavdara pek ehemmiyet vermiştir. Ekseriyetle, Eskişehir ta- raflarında çavdar ekini vardır. Eğer hava ve yağmur vaziyeti iyi giderse gtçen seneye nisbetle daha fazla çav- dar elde edeceğiz. İstihsal edilen çav- darların elde kalmıyacağına şüphe yoktur. Çavdarlarımız İtalyadan baş- ka Çekoslorakyada, Avusturyada bü- yük rağbet görmüştür. Bu memleket- leri Türkiye çavdarları için emin pa- zarlar telâkki edebiliriz Tütün Geçen hafta yazdığına gibi, Marmara havzasındaki tütün vaziyetinde değişiklik yoktur. Avus- turya rejisinin de vaziyeti değişmiş- tir. Avusturya Almanyaya iltihak ettiği için, Avusturyada tütün tica- reti, Almanyadaki tütün ticareti şe- raltine uymuştur. Bu itibarla Avus- turya monouoluna ihtiyaç kalmamış- tir. Bunun da piyasaya iyi bir tesiri olmamıştır. Diğer tarafdan, bir İngi- liz firmasının 'Türkiyeden tütün ala- cağına dair olan hayadis teeyyüd etme- miştir. Afyon — Mevsim münasebetile, uyuşturucu maddeler inhisarı afyon müstahsillerile yakmdan alâkadar olmaktadır. Zürraa ne tarzda kredi tevzi edileceği henüz düşünülmekte- dir. Şimdiye kadar yapılan kredi tev- ziatı tedkik edilmektedir, İnhisar ida- Tesi aradaki mutavassıtları kaldır- mak suretile doğrudan doğruya, af- yon müstahsillerine yakınlaşmak im- İ kânlarını elde etmektedir . İkinci büyür alâka uyandıran "Tür- | Av derileri — Satış mevsimi boş geçmektedir. Amerikadan yapılan si- etmekten uzaktır. Yiyecek maddeleri Mevsim münasebetile, yağ ve pey- nir fiatlerinde düşkünlük baş göster- miştir. Bir hafta Trabzun yağ- larının bahar ye”... mektedir. Fiatle vardır. Bir hafta evvel toptan 100 ku- ruşa satılan Trabzon yağları şimdi 90 - 95 kuruşadır. Maamalfih piyasa- ya bir iki hafta sonra daha çok mal gelecektir. O zaman fiatlerde daha fazla bir düşkünlük göreceğiz. Peynir fiatleri de yavaş yavaş düş- | mektedir. Piyasaya Trakyanın beyaz peynirleri gelmemiştir. Piyasadaki taze malların ekserisini İzmir malları teşkil etmektedir. Fiat 30 kuruştur. H.A. Rİ ği indi, Doktor Rahmi'ye: — Ben eve gidiyorum. Rica ederim sen burada biraz daha kal. Ziyafet için hazırlattığımız büfeyi geri yolla. Hidiseden haberdar olduklarından bir çok kişi tablatile gelmiyecektir. Mar- mafih sen ihtiyaten gelenlere ikram vazifelerini deruhde et. Arkadaşlık hatırı için zahmete katlan, — Maalmemnuniye! Üzülme! Ben her şeyi yaparım. Vahid bey kapıya doğru yürüdü. Ve giderken, halecanla: — Korkuyorum! - dedi, - Bir felâ- böyle bir şey olursa, düşün, hayatta benim için ne bü bir darbe olacak- tır, Ne kadar yalnız kalacağım. Kız- larım da benden ayrıldı, Hızlı adımlarla çıktı. 18 — Belediye dairesine kadar gelmişken, bütün ümidlerinin kırılmasına sebebi- yet veren hâdise, Atiye'yi altüst etmiş- ti. Bu adamın bir gün karşısına çıka- rak saadetini yıkacağını doğrusuna aklına getirmezdi. Zira senelerdenbe- muhakeme edemiyordu. Düşünemi- yardu ki, Vahid bey onu Sevdikten sonra, anhaminha Çerkes Hasanı mahkemeye verebilir, dava uzun sür- 88 bile neticede boşanma kararı alabi. Mirdi, * Asabiyet ve buhran içinde, otomobil. H deliler gibi sürüyordu. Geçtiği yol- lara bile dikkat etmiyor, içinde büyük bir hırs, bir intikam hırsı kabarıyor- du, Bu darbenin Mümtaz tarafından geldiğine emindi! Mutlak o, genç kızlarla birlik ola- rak böyle bir plân kurmuştu. Araba, hızla gidiyordu... Lâkin ne tarafa?.. Atiye, bunun farkında değil. di, Biran baktı. Meğer Kasımpaşaya geçmiş. İnsiyaki olarak annesinin evine gidiyor... Böyle anlarda hep analar düşünülür... Çocukken üzüldüğü, ağladığı za- mar nasıl onun kolları arasına atılır. sa, şimdi de gene oraya, doğup büyü- düğü mahalleye giriyordu. Küçük Aydemir de oradaydı. Feriha ile Hayriye'nin bayıldığı bu çocuk! İşte tam intikam için fırsat! Ve bu | sâyede de belki kaybetmekte olduğu partide galib mevkle geçebilirdi. Viran bir evin önünde araba durdu, Kadın, kızını görünce son derece sevinerek boynuna sarıldı. Zavallı ih- tiyarcık! Atiye'sini o kadar seyrek görürdü ki... Kızının hayatındaki mü- nasebetsizliklere kızdığı halde dalma annelik şefkati galebe çalardı, Kendi parasızdı, Kızı yükselmek, müreffeh bir hayata kavuşmak isti- yordu... Onun için Habibe hanım bu hale göz yummaktan başka çare göre- mezdi, Genç kadın, perişan bir halde an- nesinin kolları arasına atılarak ağla- mağa başladı. — Neye ağlıyorsun? Nen var? Atiye: — Bana ne işler yaptılar... Bilmez- sini - diye inledi. — Kim yaptı? — Kötü insanlar, — Güzelsin! Sevimlisin! Seni kıs- kanmışlardır! Vah yavrucuğum! Ben sana demez miydim her zaman: Faz- la gösterişlerden kaçın! İnsan nazara gelir. — Ama ben o hayat için yaratılmı- gım, enne! — Öyle, öyle ama, ne yaparsın?.. Ağlama, gel! Anlat bakalım, ne oldu? — Karışık, çok karışık şeyler! — O taraflara gitme... Gel benimle otur... Sana iyi bir koca bulurum... Başbaşa verir, geçiniriz. Atiye, omuzlarını sikti; — Koca!. Ne yapayım ben senin bulduğun kocayı! — Neye böyle konuşuyorsun? Ka- dınların yapacağı en iyi şey, evlen- mektir. Çocukların da olur; o sayede ben de torunlarımı görürüm. Genç kadının aklına birdenbire bir fikir geldi . Annesine sordu: — Sen torun mu istiyorsun? — Elbette isterim... Yaşlandım ar- taki — Torunun olmadığını nereden bi- Uyorsun? — Piç mi?. Kocan yok ki.. — Ne olur sanki... Piç de Allahın kulu, — Fakat ben babasız çocuğu, sahi ci torunum gibi sevemem. -— Haydi anne... İşler çıkarma... Se- nin torunun, benim çocuğum değil mi?.. Hem de onu sana versem, sen baksan istemez misin? — Her yaptığın deliliğe ses aris madığım gibi, bunada ağzımı aç- mam... Anlat, neymiş bakalım Genç kadın henüz plânını £ sırlamadığı için: — Sonra söylerim! - diye sözü Ki Ayağa kalktı, dolaştı: — Karnım aç, anne... Yemek ver! - dedi, — Soğanlı yumurta ser... Başka bir şeyim payım ister. Arkası yar)