18 Nisan 1938 AKŞAMDAN AKŞAMAw Şalyapine dair.. Bu hafta içinde, dünya, asrımızın en mühim sanatkârlarından birini da- ha kaybetti; Kalın seslilerin padişahı Şalyapin öldü. Onu memleketimizde tanımıyan yok gibidir: «Volga da Vol- güv şarkısındaki dev ses her kulakta | Şınlar, İ Büyük bir aktör olan, klâsik musi- | kinin üstadlarından sayılan Şalyapin | de, esâsen en fazla şöhret kazanan bu | şarkısını diğer ibdaatına tercih eder- | **. Rus Basosunun ölümü münasebeti. | le, garb gazetelerinde birçok hatıralar meşrolünuyor. Bunlar arasından en enteresan kısımları hülâsa edeyim: Şalyapinin babası sarhoş, küçük bir memur, Sokakta ötekine berikine takılıyor; dayak yiyor ve acısını evde- çıkarıyor... Sonra, yerlere ya- tarak, sivri sesile haykırıyor, haykırı- yor, “Oğlancağız, bir gün kilise mugan- nisi olmuğa kalkıyor, Fakat aldığı ay- ık ancak tiyatroya gidebilmek için ©ep harçlığıdır, Babası, bu işin karın doyurmıyacağını, ekmek parası ka- Yanmak için uşak olmak lâzım geldi- Zini ona söylüyor. Feodor Şalyapin bu «Aile yuvasın- da» geçinemiyerek bir seyyar tiyatro heyetine figüran oluyor ve Volga bo- Yunda serseriliğe çıkıyor... Bu seyaha- ti esnasında bir gün de talih kendisine gülümser gibi olmuş: Hastalanan bir aktör yerine.onu müstakil bir rolle sahneye çıkarmışlar, Zavallıcık, ace- Mmilik yüzünden, elini koyacak yer bu- Jamıyor, Rolü bitince alkışlamasınlar mı? Büsbütün pusulayı şaşırıp geri Keri giderken bir koltuğa çarpmış ve Ya arlamız. Bir alkış tufanı daha... 'akat anlıyamamış: Sanatını mı, ko- Mik halini mi beğenmişler... hay dolaşa, bir müddet sonra wan şehrine varmış, Orada, diğer bir serseri ile birlikte bir tiyatro mü- aşamayı emiş. «Diğer serseri» , > Eki... Garibi şu ki, Şalyapin imtihanı kazanamamış da Kn ope- Pet aktörlüğüne kabul edilmiş!! Bakü şehrinde sefaletlerin en vahi- Mini gören, haltâ intiharı bile düşü- Den Şalyapin yerde mendile sarıl sek- dani buluyor. Bu para ile Tiflise seyahat edebiliyor ve bir musiki e liminin dikkatini celbettiğinden Ye tarafından terbiye ediliyor, kat yalniz musiki terbiyesi değil: mı, yemek yemesini, giyin- mesini ve insanla konuşmasını da e serseriye o adam öğretiyor. Ad bundan sonra, Petersburg, Mos- ruya Alkaş, şöhret, servet... Hele Av- Pa, Amerika seyahatleri, itibarını mi arttırıyor; harbe, inkılâ- gi nen, Şalyapin sönmüyor. Plâğı için 1000 İngiliz lirası © derece sefihtir ki hemen > 915 liralık bir ziyafet çekiyor. Me 25 lirayı da garsonlara bah- #ihe şg o Yirmi kostüm, on iki dü. vE gömlek ısmarlayıp bunları böğen- - vr ve dağıtıyor... İyi kadar kuvvetli ve son dörece ape Sahnede ötekine berikine da- attığı vakidir. Hele konseri oldü- pe binler: «Eyvah mahvoldum. Bu bir şey yapamıyacağım!» diye e vim yer; fakat yepyeni bir a ilan alkışları karşısına çıkardı. Slam Tomantik sanatkârların en di er en sayılıyordu, İyi bir asıydi. Kızlarından biri Rus ŞEHİR HABERLERİ | üsküdar, Kadıköy B. Prost bu sefer bu iki semtle meşgul olacak Şehircilik mütehassısı B. Prostun nisan başında şehrimize gelmesi bekleniyordu. Fakat mütehassıs, Pa- risteki işlerini biliremediğinden &e- yahatini geciktirmiştir. Son bir mek- tuba göre mütehassıs mayıs başında şehrimize gelecektir. Şehir meclisi, nâzım plânın tedki- kini bu tarihe kadar bitireceği için B. Prost bu sefer İstanbul ve Bey- oğlunun nâzım plânına göre tafsilât projesini tamamlıyacak ve diğer ta- raftan Üsküdarla Kadıköyünün avan projelerini: hazırlıyacaktır. Bu maksadla belediye imar mü dürlüğü şimdiden Üsküdar ve Kadı- köyünün bugünkü vaziyetlerini gös- teren maketlerini hazırlamağa baş- lamıştır. Mütehassıs, bu maketler üzerine bu iki semtin avanprojesini yapacaktır, Üsküdar ve Kadıköyünden sonrâ Boğaziçi ve Adalarla İstanbul beledi- ye hududuna dahil olmamakla be raber İstanbul şehri ile sıkı sılaya alâkadar olan diğer bazı sayfiye yer- lerinin de tanzimine başlıyacaktır. Deniz bank müdür muavini B. Harun Almanyadan geldi Bir müddettenberi Almanyada va- purculuk tedkikatile meşgul olan De- niz Bank müdür muavini B. Harun dün şehrimize t etmiştir. Belediye mahafili 9 metreyi kâfi buluyor Geçen günkü nüshamızda Gümüş- suyundan Dolmabahçeye inen yolun 9 metre genişlikte bırakılmasından şikâyet etmiş ve yanyana iki otobü- sün geçmesi müşkül olduğunu yâz- mıştık. Bu neşriyatımız üzerine salâhiyet- tarların bize verdikleri izahat şudur: — Bu yolun istikametini ve geniş- liğini bizzat B. Prost tanzim etmiş- tir. Belediye şimdi mütehassısın pro- jesine göre yapıyor. Fennen kabul edilen esaslara gö- re 100 kilometre süratle hareket eden üç otomobil için - her otomobi- le üçer metrelik bir saha ayrılmak şartile - 9 metre genişliğinde bir cad- de kâfidir, Bu otomobillerin ayni İs- tikamette ve yahut maküs istikamet- te gitmeleri ehemmiyeti haiz de- geldir. Bununla beraber, 9 metrelik saha yalnız vesaiti nakliye içindir. Her iki tarafında ikişer buçuktan beş metre de yaya kaldırımları vardır. Bundan başka .yolün mütemmimi olan kısmı 17 metre genişliğindedir. Ve bu 17 metrenin 12 metresi de na- kil vasıtalarına tahsis edilmiştir. EEE dildir: Sinemada Don Kişot'u nasıl canlandırdığı akıllardadır. Mezar taşı kitabesini de bizzat yazmıştır: oBura- da Şalyapin yatıyor; Aktör, muganni, artist ve insandı.» (VA - NO) Bay Amcaya göre... Haklı şikâyetler Panayır yerine dönen şehir! Bey Semib Mümlaz, gaselemize gönderdiği bir mektupta, bizim çeb- rin kalabakk yerlerinde radyo ve gramofonların nasıl velveleye yere- rek civardaki halkı izaç ettiğini -yaklaşın yaz mevsimi münasebetile- anlattıktan ve garp şehirlerinde böyle şeylerin olmadığını misallerle izah ettikten sonra diyor ki: Bu vaveylânın bir zararı daha var- dir. O da koca İstanbulu bir panayır haline sokması, adileştirmesidir. Cu- martesi günkü güzel havada Taksim meydanında başlıyan kulak yırtıcı fonograf görüztüsü benimle beraber oradan geçen iki arkadaşı da bzaç etti, Hasbühal ettik ve çaresi pek ko- lay olan bu gibi şeylere de mezarel etmesini zabıtai belediyemizden ta- lep ve ricaya karar verdik. Beyani meydanındaki kahvehane- leri fonograf gürültüsü de hayli sa- miabiraştır. Ümüd ederiz ki bu gürül tülerin de insanı asabileştirdiğini ka- bul eden kahveciler biraz insaf eder- ler de fonograflarına bir fren kor- Yar! Şirketi Hayriye de İnşallah bu sene bazı seferlerindeki çalgılı vapur- larına daha güzel plâklar koydurur ve daha az bağırttarır! Bahar gelmiyecek mi ? Şehirlerde halk fena havalar- dan şikâyet ediyor, fakat çifçi memnun — Ne pis hava, ne pis haval. — Bu sene bahar gelmiyecek mi? Bir kaç gündenberi vapurlarda, tramvaylarda, her tarafta bu konuş- malar işitiliyor. Herkes havaların fe- nalığından şikâyet ediyor. Filhaki- ka dün nisanin on yedisi olduğu hal- de hava elân ikincikânun gibi idi, Rü- tubetli, soğuk, pis bir hava... Cuma akşamı başlıyan yağmur cu- martesi günü, gecesi ve dün bü- tün gün devam etti. Termometre 7-8 . dereceden yukarıya çıkamadı. So baların kaldırmağa (O hazırlananlar şimdi odun, kömür tedarikile meşgul oluyorlar. Dün sabah saat altıya doğru yağ- murla karışık bir mikdar kar yağ- mıştır. Memleketin yüksek yerlerine bol kar düşmüştür. Yağmurlar ve 40- ğuk hava şehirlerde halkın canını sıkmakla beraber çifçileri memnun etmektedir, «Martta yağmasın, ni sanda dinmesin» diye bir söz vardır. Çifçi bu temenninin tahakkuk et- mesine seviniyor. Yağan yağmurlar mahsul için çok faydalıdır. Meyva ağaçlarına gelince, pek erken çiçek açan bir kısmı müstesna olmak Üze- re bunlar soğuktan müteessir olma- mışlardır. Yeni telefon numaralarımız Gazetemizin telefon numaralarında değişiklik olduğu için yeni numara- ları okuyucularımızın dikkatme ar- sediyoruz: Başmuharrir Yan işleri 20105 İdare, ilân ve abone 20681 Akşam matbaası (Müdür) 20497 Gazi köprüsü Gümrük resminde belediyenin fikri kabul 5 edildi Gazi köprüsü şartnamesine göre köprü inşasında kullanılacak malze- menin gümrük resmi belediyo tara- fından verilecektir. gümrük idaresi, köprü için Almanyadan gelen demir mal zemenin mamul demirlerden alınan resme tabi olduğunu iddia etmiş ve gümrük resmini o şekilde tahakkuk ettirmek istemiştir, Bu şekilde Gazi köprüsü malzeme- 8i için 600 ile 800 bin lira arasında bir resim vermek hu. Bu gibi inşaat için kullanılacak malzemenin kıymetinin inşaat bede- linin yüzde onunu tecavüz etmemesi sü bir milyon altı yüz bin küsur bin Uraya ihale edilmişti, Bu takdirde İstanbul gümrük idaresinin istediği gümrük resmi, köprü inşa bedelinin hemen hemen yarısına tekabül ede- cekti, Belediye bunun üzerine Gümrük- ler Vekâletine müracaatla getirtilen demirlerin mamul addedilmesinden Şikâyet etmiştir. Vekâlet, belediye- nin noktai nazarını kabul etmiş ve malzemenin mamül demir esasina göre alınması doğru olmadığını güm- rükler idaresine bildirmiştir, Bu emir üzerine evvelce gelen mal- zeme için gümrüklere yatırılan 260 bin liranın yüz elli bin lirası iade edilmek üzeredir. Bu emir üzerine belediye, ön çok gümrük resmi ola- rak iki yüz bin lira ödiyecektir. Gazi köprüsünün inşasında bazı ilâveler yapıldığından ihale bedeline zamimeten 938 bütçesine 300 bin H- ra tahsisat konmuştur. Eski hanlar Otelciler cemiyeti, belediye iktisad müdürlüğü tarafından hazırlanan yeni talimatnameyi tedkik etmiştir. Cemiyet otellerin sınıflara ayrılma- sını istediği gibi otel binaları hak- kında bazı kayıdlar konmasına da lüzum göstermiştir. —— Filhakika bugün otel olarak kulla- nılan binalardan bir kısmı otel ol- mak üzere yapılmamıştır. Odaları dar, ve kısmen karanlıktır, salonları yoktur. Fakat belediye henüz pek iplidal hanlar mevcud iken otel bi- naları hakkında kayıdlar konmasma imkân görmemiştir. Belediye oteller. de yalnız temizlik arıyacaktır. 'Eski hanlara gelince, bunlar ikişer kapatılacak ve oturmak için kullanılması yasak edilecektir, “ Orman fakültesi talebe birliğinin eğlentisi Orman fakültesi talebe birliği tara- fından dün akşam Maksim salonunda bir çaylı eğlenti tertib edilmiştir. Eğ- Jenti neşeli olmuştur. Hâzim — Gel bakalim bay Arnea- ai hep sıkıntı çekecek değlisin a, çe el da Şu bizim gişeden bir bilet l ... Hah şöyle, haydi uğurlu ka- demli olsun... Bir amorti falan çi- karsa mahdum bendeniz müjdeler, B. A. — Seni Bursaya gitti, diyor- lardı, ne var ne yok?... Hâzım — Sorma bay Amcacığım, sorma başımıza gelenleri, Biraz Bur- Salıları da neşelendirelim, diye ge- çen hafta gidip bir kaç oyun verdik... .. Fakat, gelgelelim, bazı zevat | Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Acaba kimin ruhu? Bir gece toplantısında kadınlı er- kekli epeyce kalabalıktık, Radyoda bütün istaşyonlar yoklandıktan son- ra dedikodu faslı da kabâk tadı ver. meğe başladı, Herkes bir köşede esner« ken ev sahibi: — Oh, İyi bir eğlence buldum. İspir- tizma tecrübesi yapalım, Diye sevinçle kalktı. Ortaya yuvar- lak bir masa getirildi. Etrafına iskem- leler dizildi. Abajurdaki lâmbalar sön dürülerek birinin yerine küçük bir ge- ce lâmbası takıldı, üzerine de kâğnd sa- rıldı. Karanlıkta el yurdamile iskem- Telere oturduk, Ev sahibinin tarifine — Yana ruh... Gel, Seni davet ediyo- rum. Gelince masaya üç defa vur. gülüşerek çektiğimizi de biz bi- Cemal Refik Bir kamyon köprü üstünde bi- rine çarparak yaraladı Yugoslaryalı, Etem isminde biri, dün Köprü üzerinde çivili geçid ha- dinledik amma, Tiriz, resindeki Kırklareli kamyonunun sad« mesine uğramış, yaralanmıştır. Şo- för yakalanmış, yaralı tedavi altına alınmıştır. p » Zühir komediden anlamiyon B. A. — Nasıl anlamaz olurlar doğ alan bir hareket te komedi