AKŞAMDAN AKŞAMAx Pazarlıktan kurtuluyoruz! Namuskâr Türkün adını kötüye çıkaran meşum âdet kalkıyor! En mühim işlerden biri daha yapı- Miyor: Pazarlık kalkacak; yerine, mak- tu fiat - bütün Türkiyede, bütün pe- takende mallar üzerine. konulacak. Celâl Bayar hükümetinin hazırla- dığı bu kanun projesi, yalnız iktisadi sahada değil, ahlâki sahada da mem- leketi yükseltici bir tedbirdir: Zira, pa- garlık aldatmaktı, gözgöre hileydi. Maktu flat, ucuzluk siyasetini yürüte- bilmek için biricik yoldur; hem de hay- dutsuz, eşkıyasız, soyguncusuz soyun» dan! Kanun projesini okurken iki mü- him nokta dikkate çarpıyor: Birincisi, «Malın hakiki evsafında. etikette (ve emsalinde) yazılı olacak- mış. Demek, müşterinin yalnız para cihetinden değil, cins cihetinden de al- datılmaması için tedbir alınıyor. His- settiğimiz şudur ki, bu pazarlık kanu- Du arkasından bir de «mahlüt - sahte mallarla mücadele projesi» yuhur ede- cek; iştö o zaman ıslahatın dörtbaşı mamur olacaktır.., İşin şakası yok: 50 liradan başlayan cezalar, 5000, hattâ 10,000 liraya kadar yükselebili. yor, Üç seneye kadar hapis var. Müte- Gasirlerin dükkânları kapatılacak! Ga- zetelerle, yaftalarla teşhir cezaları müthiş! Hem de bunların masrafını bizzat hile mahkümları verecek! Bu meger taallük eden mevad, müsta- rak mahkemelerd. i- sl ie rüyet edi Hülâsa, pek yerinde, pek lüzumlu bir terör! Bunun müessir olacağına kaniiz. Eskiden devlet adamları hile- kâr esiafı falakaya yıktırırlarmış, Fa- lakaya nazaran, şimdiki bu hapisler, ada nakdiler, teşhirler, elbet daha şi- ır. « Tesirati şifabahşasını, göreceğiz! Oh, ne iyi olacak: Aldığı bir malı em- , aldanmadığını bile bile, gönül almak, kullanabilmek... Aba- Mİ sarık, pembe cübbe, medeniyet al- lesi ortasında bizi eskiden nasıl Asyaf, kurunu vustai bir manzarada bırakı- Yor idiyse, pazarlık, aldatmaca, kazık- lamaca sistemi bazirgânlik da, öylece Il münasebatta yüzümüzü kızartıyor, küçük düşmemize sebep teşkil ediyordu, Piyasamızla temas ©den her medeni insan bizden ya acı; Ya komik bir hatıra götürüyor, döndü- Sn her yerde: e Türkler şöyle aldattı, bö; aldatmağa kalkıştı! - diye, eş daitk teessütü, ağyarın kahkahaları karşı: Sında milletimiği tehzil ediyordu. Namuskür Türkün, bu menhus pi itiyadı yüzünden adı -hâşâ- kötü- Ye çıkıyordur.. Yalnız bu cihetten dü- günürsek Celâl Bayar hükümetinin Projesindeki isabeti anlarız. Ancak bir nokta üzerinde duraca- Devlete taallük eden müzayede ve Münakasalar, bundan hariç... Hariç ol- Sun, âlâ amma, işittiğime nazaran, ka- Pah zarfta en muvafık fiati verene evlet daha kazansın niyetile- şöyle yen müdiran oluyormuş: — Sen kazandın, Fakat finti azıcık daha kır bakalım... (Devamı 4 üncü sahifede) ŞEHİR HABERLERİ Eminönü i Dükkân ihtiya- cını tatmin için tedbir alınıyor Eminönü meydanının istimlâki için kanun ile tahsis edilen bir milyon ye- di yüz bin liraya mahsuben iki yüz altımış bin liralık tahsisat Nafıa ve- kâletince gönderilmiş ve bu para Valide hanının istimlâkine sarfedil- miştir, Bundan sonra yapılacak istim- lâk bedelleri de muntazaman vekâlet tarafından gönderilecektir. Valide hanında dükkân ve yazıha- ne sahibi olanlar, şimdiden kendi- leri için münasib yerler aramağa baş- lamışlardır. Bu ihtiyacı nazarı dik- kate alan Evkaf müdürlüğü dördün- cü vakıf hanının zemin katından bo- şalan borsa yeri İle Bahçekapıda Sovyet bankasının zemin katını dük- kân haline getirerek bu yerleri kiraya vermeği (okararlaştırmıştır. elediye, Eminönü meydanını açarken köprü başındaki kulübeleri de kaldıracağın- dan Haliç tarafındaki kulübe yerinden Balıkhaneye kadar uzanan rıhtımı esaslı surette tamir edecektir. Bele- diye Valide hanının enkazını beş bin liraya arttımaya koymuştur. Arttır- ma neticesinde fazla fiat verenlere han enkazı verilecektir. Üst üste altı kat elbise Rauf Âdında biri 6 ay hapse mahküm oldu Rauf adında biri evvelki gece rih- tımda liman şirketine ald vinç gemi- $ine girerek gemi tayfalarına ald alta kat elbiseyi üstüste giymiş, eline ge çirdiği yedi lirayı da cebine koyup gemiden çıkmıştır. Rauf yolda giderken polis devriye- lerine raslamıştır. Polisler, Raufun gayri tabit vaziyetini görünce kendi- sinden şüphelenerek yakalayıp kara- kola, götürmüşlerdir, Orada vücudün- den altı kat elbise çıkarılmıştır. Rauf, bunları çarşıdan satın aldığını, elin- de ağırlık olmasın diye sırtına giydi- ğini ve kârile satmak istediğini söyl- yerek kendini kurtarmak istemişse de tahkikat neticesinde elbiseleri vinç gemisinden çaldığı meydans çıkmış ve kendisi de itirafa mecbur kalmıştır. Dün Sultanahmed üçüncü sulh czeca mahkemesinde yapılan muhakemede Rauf gene eski iddiasını ileri sürerek; — Elbiseleri çalmadım. Eskiciler. densatın aldım. Poliste verdiğim ifa- de de doğru değildir. Sabıkalı oldu- ğum için bana iftira ediyorlar. Demiştir. Gerek tahkikat evrakı ve gerekse şahidlerin ifadelerile suçu 88- bit olduğundan Raufun altı ay hapsi- ne karar verilmiş, kendisi mahkeme- Pariste bulunan BAYAN AFİFE Yeni şapka modellerile Ankaraya dön- müş koleksiyonunu müessesesinde göster- meğe başlamıştır. Haklı şikâyetler Okuma hevesi ve öğretmensizlik Cennet kadar güzel bir mem- leket olan Rizenin Demirhisar ve Akpınar gibi 1500 mevcudlu ti kö- | yünde mektep yoktur. Buranın okumak istiyen çocukları şehire kadar da gidemiyorlar, Köylüler mektep binalarını kendileri inşa ederek sıralarını da yaptılar. Yalnız öğretmen bekli- yorlar. Hattâ gelecek öğretmeni şayed bekârsa, beslemek fedakâr. Tağını da göze almışlardır. Bu kadar hevese karşı niçin 14- kayıd kalınsın? Rizeden, İktisad fakültesi talebesinden: Nihad Özgen Karısını öldüren koca “Evden kaçtı, sözümü dinlemedi, ne yaptığımı bilmiyorum,, diyor Bundan bir müddet evvel evinden kaçarak Çadırcılar civarında bir ev- de başka bir adamla yaşıyan karısı Fatmayı öldüren Reşadın muhake- “mesine dün ağırceza mahkemesinde bakıldı. Maznun Reşad suçunu kıs men itiraf ederek diyor ki: — Karım Fatma benden ayrılarak baş- ka biri ile beraber oturuyordu. Eve gelme- si için kendisine mütcaddid defalar ha- ber gönderdim. Gelmedi. İki kızımız var- dı. Fatma bu çocukları da düşünmüyor- du. Nihayet bir gün evine giderek eve gel- mesi için israr ettim, Sözümü dinlemedi- ği gibi bana hakaret etti, Kendisine fe- nalık yapmak niyetinde değildim. Fakat bana karşı gösterdiği fena muameleden sinirlendim, kendimi kaybettim; ondan sonra ne yaptığımı bilmiyorum. Şahit olarak dinlenen Hayriye şunları söyledi: Dedi. Üç gün sonra da cinayeti haber al- dım. Gene Hayriye adındaki diğer şahid de ayni şekilde ifade verdi, Gelmeyen şahidlerin çağrılması için muhakeme başka güne bırakıldı, Muallimlerin biriken kıdem zamları veriliyor Kıdem zammından istifade etmek Üzere terfi eden İlk mektep muallim- lerinin geçen kânunuevvelden itiba- ren kıdem zamları tahsisat noksanın- ran dolayı verilemiyordu. Yapılan mesai neticesinde bu beş aylık birikmiş kıdem zamlarının öden- mesi için icabeden tahsisat hazırlan- mıştır, Önümüzdeki mayıs iptidasın- da bu beş aylık kıdem zamları alâka- darlara. verilecektir, Bu zamdan isti- de edecek İstanbul muallimleri beş yüzden fazladır. Kânunuevvelden evvelki aylara ald zamlar da evvelce ödenmişti. Ay ba- şında yapılacak bu tediyat ile kıdem zammı tahsisatı intizama girecektir. B. A. — Kuzum, çu elli lirayı bo iş yı Kar mısın?... — Ne diyorsun bay Amca, elli lirayı bozmak mı?... Florya plâjı Belediye bu sene alınan ücretleri indirecek Florya plâjının bu sene de kiraya verilmesi için belediyece bir şartna- me hazırlanacaktır. Şimdiye kadar Plâj kiraya verildiği halde plâjlardaki ücret tarifeleri serbes bırakılmıştı. Belediye yalnız bu tarifeleri tasdik ediyordu. Halbuki plâjlara rağbeti arttırmak için geçen sene banliyö trenleri tarifesi de çok ucuzlatılmıştı. Tren ücretleri inrilidiği halde plâj Ücretlerinin çok pahalı olması man- tıksız görülmüş ve bu seneden itiba- ren ücret tarifelerinin de indirilme- sine karar vermiştir. Yapılacak kira mukavelelerinde halk- tan alınacak ücretlerin tedkik ve ta- dili hakkının belediyeye aid olduğu zikredilecektir. Üsküdarda yeni bir itfaiye binası yaptırıldı İstanbul belediyesi Üsküdarda Do- Zancılarda parkın karşısında yeni bir itfaiye binası yaptırmıştır. On bin li- ra sarfile meydana gelen bu bina, en son sistem tesisatı ihtiva ediyor. Bina- nın inşasına itfalye teşkilâtının usta- ları da yardım etmiş ve bina bu su- retle pek ucuza mal olmuştur. Sahte nüfus tezkeresi Mahkeme iki kişinin tevkifine karar verdi Süreyya, Emilyos ve Osman adia- rında üç kişi dün sahte nüfus tezke- — Askerliğim yaklaşmıştı. Bir gün Sü- Feyya bana gelerek, «Senin askerliğini bir sene geriye bıraktırırım. Buna mukabil bana 225 lira ver» dedi Parayı verdim." Bana sahte nufüs tezkeresi çıkardı. Diğer suçlu Süreyya bu iddiayı in- kâr etmiş ve: — Ben sahte nüfus tezkaresi yapmadım. İşinden de haberim yoktur. Bu çıkarttır- dım. Buna mukabil bana bir kat elbise yaptıracak ve yirmi 'lira verecekti. Sahte- kârlık” ve askerlik meselesi yalandır. Dedi. Diğer maznun Osman İse bu suçla hiç bir alâkası olmadığını söy- ledi. Hâkim B, Reşid, eldeki delillere istinaden Emilyos ile Süreyyayı sah- tekârlık suçundan tevkif etmiş, Os- manı serbest bırakmıştır. © Ork hakkında konferans Protestan kiliselerinde dini âyin ve merasimde çalınan ork hakkında pek az malümatımız vardır. Bu hususta ötedenberi tedkikatta bulunan B, İh- san Değer yakında radyoda ork hak- kında bir konferans verecektir, Bahife $ İSTANBUL HAYATI Bir daha görünmedi Tavlanın zarlarını yuvarladıktan sonra üstüste nargile çekiyor, çengel gibi kıvrık bıyıklarının uçlarını büke- rek mırıldanıyordu: — Talihim olsa dörtcihar gelirdi de partiyi kazanırdım. Ve lâkin, ne gezer bende o talih?., Zar şakırtıları, kahkahalar devam ©derken kapıdan giren tıknaz, sarışın delikanlı da onlara sokuldu, Nargile içenin omuzuna dokunarak; — Bay (R...), dedi, Bugün piyango çekiliyor, Senin biletine yüz lira çık- tağını müjdelersem bana mükâfat ve- rir misin? Öteki kaşlarını çattı: — Oğlum, bende para çıkacak talih ne arar? Şimdi alayın zamani mı? — Canım. Darılma. İkramiye çıksa da seni müjdelesem bana kaç lira ve- rirsin, diye soruyorum. — Eh, dua et. Eğer yüz lira çıkar da, gelip müjdelersen sana beş lira veririm. — Ya, daha fazla çıkarsa?.. etmiyorum. ya yirmi beş bin lira çıktı, İki bin beş yüz lira alacaksın. Hadi, git al da gel, Burada bekliyorum. Sözünden dönmi- yesin ha... Son sözler üzerine B. (R...) nin va» siyeti değişti. Tavlayı, nargileyi bi. raktı: kanlıya rasladım. Bay (R..) nin sö- ründe durup durmadığını sordum. Delikanlı acı acı gülerek: — Ne gezer bayım?.. dedi. Sözünde durmasından vazgeçtik, o gündenbe- ri bir daha kahveye uğramadı, O ik- ramiye -kazandı, biz de bir arkadaş kaybettik, Cemal Refik M. ÜSTÜNDAĞ Bir gemici arkadaşını tekme ile yaraladı Bir vapurda gemicilik eden Osman ve Kâzım ismilerinde iki kişi gemiyi - temizlemek meselesinden. kavga ete mşiler, bu sırada Kâzım, Osmanın kamına şiddetli bir tekme indirmiş, Osman nefes alamaz bir halde olduğu yere yığılıp kalmıştır. Arkadaşları Osmanı kendine gö tirmeğe uğraşmışlarsa da muvaffak olamamışlar, nihayet, zabıtaya mü- rTacaat edilerek Sen Jorj hastanesi- ne yatırmışlardır. Kâzım yakalana- rak hakkında kanuni takibata girişil- söyliyeyim, belediye duymasın;