7 Nisan 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

7 Nisan 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, ve nçis im- mü run bul 7 Nisan 1938 — AKŞAMDAN AKŞAMA, Bir oğlum olsaydı nasıl yetiştirirdim? Şahsen mesleğimden memnunum. Dünyaya bir daha gelseydim ve gene Umumi Tarh çıksaydı da emelimi ta- hakkuk ettiremeseydim, yani mühen- dis olamasaydım, behemehal gazete- ciliği seçerdim. Maamafih, bunun bir hususi (kabiliyet demiyeyim) heves işi olduğumu da tasdik ederim. Çün- kü başka mesleklerde yazıhanenizden, dükkünmuzdan çıktımz mıydı, geri kalan zamanmız size aiddir. Bizim. kinde ise, kafanın - kapı önünde bek- etilen bayrağı inmiş taksi gibi - gaze- te hesubına mütemadiyen işlemesi 18- .. Baloda âlem eğlendiği sırada etrafımıza bakarkem: — Falanca vekil burada... Tam be- yanat alacak zaman! - diye içinize kurt düşer... , Pazar günü komşu bayanlardan hi- Ti misafir gelmiştir: — Şundan âlâ birroman tipi çi kar! - bahasını biçersiniz... Eğlence için elinize bir kitab alırsı- Yas; derhal beyninizi bir itiyad dür- tükler; — Mu! Öyle avare avare okuma... Dikkat et: Belki mevzua elverişli bir Pasajını bulursun... O noktadan göz- den geçir, Tabi zevki kalmaz! Çünkü bir in- San tiyatroya gidince kendisine bir de vazife verseler: — Ahalinin hareketlerini gözden kaçırma. , Kim kaç kere esnerse, ya- hud gülerse istatistiğini yap! Hesabı Senden sorulacaktır! - deseler, oyun seyretmenin zevki kalır mı? İşte gazeteci için de, bütün hayat böyle; “— Neden ne ğım?. i- ig çıkaracağım?» endi. sr gün Anadoluda bir dağ başında olurmuş, karşıki şalrime yamacı sey- Teliyorduk. Kızil kızıl kayaların üze- m beliren üdri nabit ağaçlar ve Ame güldür güldür akan bir huşuma gitti: — Ne mükemmel bir yer! - diye parmağımla gösterilini. b i köylü güldü: üz © senin seçtiğin yer bir pul et- 7. Ne ekilir ki oraya?... Sen eğer #çiik arıyorsan, bey, nah su düzlük- » vazgeçme... ia Hası elrafa mevzu noktasın- rirask 5 , © da bütüm tabiati a © elverişli mi, değil mi cihetin- Ba ediyormuş meğer... Da de yanıyam hikâyesi okumuş» Ri Bir müstemlekevi, Afrikağa ya- anan bir zenciye sormuş: m çok beğendin gali- > z baz, Çözen ayırmıyorsun! — Evet, but tarafımdan i “dür diye bakıyorum, e nalıncı keseri gibi kendi yonlar... Ben de işte, hem tari, va sr. kaynanadan başka irtü İstifade ettim. ses ; İstediğim: Mesleğimi se- hea, Akat mahzurunu da bilirim! bi Ee vkendi nefsi nelisi için» ya- e zevkini bırakmaz... Rüyaları EL tayallerinize bile sahib çıkar... Si babalar, evlâdlarını izleri sıra “E görmek isterler. Fakat ben, ya, ıma, bir oğlum olsa, ka- Eğer kenâli işime sevketmezdim. p m Seye rağmen mukaliidim el- Mak islere de iti a la © itiraza kalkmazdım, ve teşvik edeceğim meslek, ik ne sim, İYİ bir tersilik, iyi pastacı. evinden işler olurdu. Ama, öyle kebab Anlatmak Verim, Yumurta amelesi İş dairesi ame- lenin vaziyetini tedkik ediyor Az ücret aldıkları iddiasile işlerini vaziyeti iş dairesi üçüncü mıntaka â- mirliğince iedkik edilmektedir. Üçüncü mıntaka âmirliği, bu hâdi- genin tekerrür etmemesi için şimdi- | den tedbirler almağı faydalı görmüş- | tür. Bu maksadla amelenin bir kaç i seneden beri aldığı yevmiye ile şimdi- i ki gündeliklerinin tutarları üzerinde | mukayeseli tedkik yapılacak, arada | bir fark varsa sebebleri araştırılacak- tar, i İş Idaresi üçüncü muntaka-âmirli- gi dün bu hususta yümurta tacirleri- le temas etmiştir. Bugün de amele- lerle temas ederek onların noktal na- zârını tesbit ve tedkik edecektir. | Yumurta amelesi cemiyet kurmak için müracaat etmişlerdi, Amelenin ortaya çıkardığı bu mesele hallolun- madan cemiyetin kurulmasına müsa- ade edileceği de zannolunmıyor. Gazi köprüsü B. Piju köprü hakkındaki tedkikatını bitirdi Gazi köprüsünün ayak inşaata ek rafında belediye ile köprü Inşaat mü- teahhidi arasmdaki ihtlâf üzerine şehrimize gelen köprü mütehassısı B. Piju mahallinde yaptgı teğkikalı bitirmiştir. Mütehassıs, şimdi bele- diye fen işleri müdürü B. Hüsnü, | imar müdürü B. Ziya, köprüler mü- / dürü Gelipten mürekkep bir heyetle son tedkikatına aid hesapların tesbiti | ile meşgul olmağa başlamıştır. Bu | maksada; iki gündenberi belediyede içtimalar yapılmaktadır. B. Piju yakında raporunu vererek memleketine dönecektir. B. Piju ayni zamanda köprünün iki başı etrafm- da yapılan tanzim işleri etrafında da Bunun için, icab ederse, evlâdımı - ecnebi memleketlerde tahsile giden gençleri gönderdikleri gibi - Amerika- lara, Avrupalara yollardım, 'Esbabı mucibesi de: Eskilerin «al- tın bilezik!» diye tavsif ettiği meslek- lerin hayatta en mükemmel şey oldu- ğu muhakkak... Bu bilezik sende ol- du mu dünyanın herhangi bir şehrine elini kolunu salhyarak git: — Tecrübe ediniz; beğenmezseniz. para vermezsiniz; ben size bir kaç pasta mümumesi yapayım! - diyimiz... Küçük sanafler kanununa rağmen, muhakkak ki âlâ iş bulursunuz... Hal buki bir doktor? Bir gazeteci? Bir avukat... Ve en müsbet, en faydalı, en rerac- Mı işler de bunlar... Bizde #se, herkesin ille Jiselerde ısrar edişine ve maarif sistemimizin belkemiğinin Tise oluşu» | i Haklı şikâyetler Posta gişeleri önünde tehacüm olmaması için... dağıtılacaktı. İk teşebbüs her nedense tatbik ediletmediği için ikincisine de, tabii, yol açılamadı. Biz, posta İdaresine pek büyük külfetlere mal olacağına şüphe etme- diğimiz bu işlerden vazzeçtik, şimdi- lik büyük postahanenin havale gişe- lerindeki muamelâta toz verlisin ye- ter. Memur saysanı arttırmak suretile mi olur, çalışma saatlerinin değişti- rilmesile mi olur, her ne suretle olur- #r visün bu hız veritmelidir. “Zira tam iş saatlerine rasıyan havale ka- bul saatlerinde gişelerin önünde yakit kaybetmek halkın, bilhassa esna- $ın zarurmadır. Her halde bunun daha prstik ve Haydalı bir şekli bulunabilir. Eminönü: Haydar Duman Dişçiyi dava Bayan Perihan şırınga yüzünden yüzüne felç geldiği iddiasında Perihan adında bir kadın dün müd- deluinumllüğe müracaat ederek bir dişçi aleyhine dava açmıştır, Periha- nın iddiasına nazaran kendisi dişleri- ni tedavi eltirmek üzere Beyoğlunda bir d Tup evine gidince tir, Aradan üzunca bir zaman geçtiği halde dişleri iyileşmeyince Perihan müddelumumiliğe müracaatle dişçinin. yaptığı morfin üzerine yüzünün ve nün felce uğradığını ileri sürmüş- i ve gözü şişmiş- tür. 'Müddeiumumilik Perihanı adliye doktoruna muayene ettirmiş, netice- de hastalık arızaları bulun- muştur. Adliye tabibi tarafından gö- Tülen lüzum üzerine, gözünde de has- talık arazı olup olmadığının tesbiti için muayene edilmek üzere Perihan bir göz mütehassısına gönderitmiştir. Müddeiumumilik tahkikata devam © diyor. Heroin müptelâsı hırsız Üç buçuk ay hapse mahküm oldu Sedad adında bir heroin müplelâsı Fatih ve Sultanahmed civarında dört eri soymak suçlarından maznunen yakalanarak adliyeye teslim edilmiş- tir. Dün Sultanahmed ikinci sulhceza mahkemesinde yapılan muhakemede Sedad suçlarının hepsin! itiraf ederek: — Hersin tesirile akli mawvazenem bozuldu, Bir müddet ukil hastanesin- de yattım, Bir müddöllen beri de İş- siz ve aç kalmışlım. Nihayet harsızlı- ğa başladım ve dört evi soydum. Dedi, Gerek kendi itirafı ve gerekse tahkikat evrakile suçları sabit oldu- ğundan Sedadm üç buçuk ay hapsine karar verilmiştir. na şaşıp duruyorum... (Vâ-— NÜ) re gitmiştir. Tedavi esnasın- | i, Perihanın tedavi edilecek di- iç şine morfin sıkmış, tedavi hilam bu- Eski konserveler . Konserveciler : ys imal tarihine |,» . iiraz ediyorlar Şehir meclisinin evvelki günkü iç- timaında zabılai belediye nizamna- mesi müzakere edilirken konserveler hakkındaki hükmün ladilini isten miş ve konservelerin üzerindeki imal tarihinin yazınması kararlaştırılmıştı. Konserveciler bu cihete itiraz cde- rek dün ticaret odasina müracaatta bulunmuşlardır. Burlar, beş sene bozulmadan muhafaza edilen kon- | serveler olduğu gibi iki seneden fazla İ dayanamıyan konserveler de bulun- | duğunu ileri sürmkete ve imal tarih- leri yazıldığı takdirde beş sene daya- i nabilecek konservelerin imal tarih- Jeri üzerinden iki üç sene geçmiş bir halde satılamıyacağını çünkü hal kın eski, bozulmuş konserve diye İ banları almıyacaklarını ve binnetice konserve sanayiinin zarar göreceğini iddia ediyorlar. Ticaret odası bu mü recaatı"iddinlara göre tedkikebaşla- mıştır. iş kanunu ISıhhat ve ağır işler nizam- nameleri yakında çıkıyor İş kanunu mucibince tanzim edile- rek İş dairesi mıntaka âmirliğine teb- liği Yâzım gelen ve fakat tatbiki bir haylı gecikmiş olan Iş kanununa tabi müesseselere nid sıhhat nizamname- sinin hazırlandığı ve Şurayi Devlete sevkedilmekte olduğu haber alımımş- tır. Pek yakında çıkması beklenen ni- zamnamelerin mühimlerinden biri de İ ağır ve tehlikeli işler hakkındadır. İş kanurfunun tatbikinden altı ay sonra meriyebe girmesi icsb ettiği halde bir kaç ay gecikmiş olan bu nizamname | ağır ve tehlikeli işlerde çalışan İşçile- Ti himaye Etmektedir. Nizâmnamenin | tatbikine geçildikten sonra katlımlar. | la 18 yaşını ikmal etmemiş olan 90- cuklar bu gibi işlerde çalıştırılmıya- caklardır, Ağır işlerde yaralanan ame- Teler sıhhatleri düzelinceye karldr mü- essese tarafından tedavi ellirilecek melenin ailesine yardım yapılacaktır. Ağır ve tehlikeli işler hakkındaki nizamnamenin sıhhat nizamnamesi- le birlikte tetbiki muhtemel görülü- yor. Kösele hırsızı Beykozda kundura fabrikasında ça İ Jışan Ali; fabrikadan 24 parça kösele i aşırıp savuşmakta iken yakalanmış, zabıta tarafından derhal mahkemeye verilerek 2 ay 10 gün hapse mahküm edilmiştir. Tabancayı karıştırırken Kadıköyde Karanfll sokağında otu- i ran İbrahim isminde biri, evvelki ge- ce eve sorhoş olarak gelmiş, çekmece- de bulunan tabancasını eline #larak muayene etmekte iken ateş aldırmış, kurşun, pencere camını delerek soka- ga düşmüştür. Hâdiseyi haber alan zabıta memurları İbrahimi yakalıya- Tak hakkında kanuni takibata giriş- Bay Amcaya göre... ... Arama, bilirsin ki ben öyle olur İSTANBUL HAYATI * Aşk şuaımın mânâsı! Gazeteyi katlayıp cebine sokarak derin derin içini çekti: — Zaten talihim olsaydı dünyaya bu kadar erken gelmezdim. — Ne var? Gene bir fırsat kaçır dın galiba... Dudaklarını dişlerinin arasına sx kıştırarak tekrar iç geçirdi: — Öyle bir fırsat ki azizim, bir da- ha ele geçmez. İsveç profesörlerinden biri aşk şunı keşfetmiş. Bu işık sa- yesinde her hangi bir kadınla bir erkeği derhal birbirlerine âşık edi. yormuş, Bunu okurken eski günleri hatırladım da, yüreğimin başı sızla- dı. Hey gidi günler hey. Bir sigara yaktı. Dalgın dalgın an- latmağa başladı: — Otuz beş sene evvel; yirmi iki yaşmda, tüy gibi delikanlı idim. Kar- şımızdaki eve taşman kiramın kü- çük kızı gönlümü çelmişli Arasıra tül perdenin arkasından zeytin gör lerinin süzülüşünü, kapımın arah- ğından beyaz kollarmın tütreyişini gördükçe kendimi kaybediyordum. Velhasıl azizim, bütün mevcudiye- timle tutulmuşlum. Gece gündüz alevler içinde kıvrana kivrana yanı- yordum. Yelâkiin., Köfteherun kn bir gün dönüp de yüzüme bile bak- madı, Yanımızdaki konakta oturan deri tüccarmın kart oğluyla mektub- laşıyordu. Ne kadar uğraştımsa ki- zı yola getiremedim. Büyücülere mi başvurmadım, falcılara, remileilere mi gitmedim? Babamdan aldığım harçlığı onlara döktüm. Sabun ka- lıblarına iğne sokup gece yarıları ki- zın kapısının eşiğine gömmek mi istersin. Kara saplı bıçakları tenet renin içine koyup deri tüccarınm ku- yusuna atmak mi ararsın. Kızı 86- ğutmak için. tüccarın kart oğluna büyülü şekerler yedirmek mi dersin? Neler yaptım, neler!.. Koynum, kol. tuğum muskalarla dolmuştu. Fakat, hiç biri para etmedi. Nihayet, gece in birinde kız bohçayı toplayıp tüc- carm kart oğluna kaçmaz mı? Ara. dan otuz beş sene geçti, gelin, da- mad sahibi oldum, velâkin hâlâ o halıra içimde gizli duruyor. Şu aşk ışığı o zaman icad edilseydi, ne ya- Pıp yapar, ben de muradıma erer. dim ya... Arkadaşı müstehziyane gülerek: — A, bayım, dedi. Aşk aşığı o za- — Anlamıyacak ne var iki gözüm? Sen de ir kâtib oğlu olacağına bir deri tüccarının oğlu olsaydın bohça sizin eve gelirdi. Sevda Tügatinde, aşk şuamın bir tck mânası vardır; Para... Cemal Refik m aaa Profesör Pittar'ın Üniver- sitede konferansları Kültür Bakanlığınca konferans vef- mek Üzere davet edilmiş olan Cehevre Üniversitesinin fim ve şöhretli Ordinar. yüsü, profesör Ojen Pittard, üniversite konferans salonunda aşağıdaki allı konferans verecektir. Konferansları, 8 nişan cuma, üçnücü konferans: ii ni- san pazartesi, dördüncü konferans; 13 nisan çarşamba, beşinci Konferans: 14 nisan perşembe (Biyoloji konferans sa- Jonu), sitıncı konferens: 10 nisan cuma,

Bu sayıdan diğer sayfalar: