SİYASI İCMAL: Almanyanın kem devlet şefi hem de hükümet başı bulunan B. Hitlerin İtalyaya yapacağı seyahatin tarihi ve | programı hem Berlinde hem de Ro- | mada resmen tlân edildi. Mayısın ip- | tidalarında yapılacak bu seyahatte B. Hitler, İtalyanın başlıca beldeleri- ni gezecek ve denizde ve karada ya- pılacak manevralarda ve tezahürler- de hazır bulunacaktır. İngilterenin İtalya ile müzakereye başlamak üzere bulunması ve Ber- ehtesgadende B. Hitlerle Avusturya Başvekili Şuşnig arasında yapılan &hlaşma Berlin - Roma mihverini hayli âarştığı bu iki büyük devleti | biribirinden ayırmakla menfaati bu- Tunan memleketlerde işaa edilmişti. Hattâ B. Hitlerin son nutkunda İtal- ya seyahatinden bahsetmemiş olması mihverin bozulmağa yüz tuttuğuna bir emmare olarak telâkki edilmişti. Lâkin şimdi Almanya - İtalya dost- luk ve ittifakının eskisi gibi sağlam olduğu ve Almanyanın İtalyasız İ cephesi) denilen 'sollar k derlin- Roma mihveri ve İtalyanın da Almanyasız her han- gi siyasi teşebirüs ve anlaşmada bu- lunmayacağı tahakkuk etmiştir. Bun- dan en ziyade müteessir olan Fran- sadır. Çünkü Al » Avusturya yı hüküm ve nüfusu ollına almaktan men için Stresada bir ters Fransa ve İtalya arasında yapı- lan anlaşmanın tekrar canlanacağı ve Almanyanın tekrar yalnız kalacağı Fransada bahusus sağ partiler ara- sında çok ümid edilmişti. Fransanın eski Başv başına gelinceye kadar Fransanın başında bulunan Flândin son beya- natında Stresa'nın arkası gelmeme- sinden Leor Blum'u mesul tutmuştu. Fransada faşistliğin bizman düşma- nı komünistler ile sosyalistler hükü- met üzerinde müessir bulundukça İtalya le Fransanın - politikalarının. bir hizaya gelmesine imkân yoktur. Feyzullah Kazan mmm an İş bankası küçük cari hesaplar keşidesi noter önünde yapıldı İkramiye kazananların isimlerini yazıyoruz Keşide yapılırken o Ankara 1 — Kumbara keşidesini Türkiye İş Ban- kazanan genç terzi kasının küçük ca-İ. fs Bankasının Tİ hesaplar ikra” | kumbara sahip- miye plânının leri arasında ter- 1938 birinci ke- | tip ettiği piyan- şides! bugün Ban- ka umumi mer- kerinde ve no ter huzurunda yapılmıştır. Bu «Xİ defaki keşideye en azelli lira mevduatı obulu- Ankarada Ms dag nan yalnız kum- Daniş bara sahipleri de-| gil, fakat kumbarası olmayıp ta kü- çük cari hesabı olan tasarruf sahip- leri de iştirak ettirilmiştir. Bankanın 1938 ikramiye plânına | Ayırdığı 28,800 liranın 8,500 lirası bu- günkü keşideye tahsis edilmiştir. Ve | 95 kişiye muhtelif ikramiyeler isabet eylemiştir. Kazanan hesap numaraları, Talih- | lilerin isimleri ve bulundukları şehir- | ler sira İle şunlardır: 1000 er lira kazananlar; 4107 Nemide Daniş (Ankara), 6188 Bab- ri Ücr (Kadıköy) 590 er lira kazananlar: 6538 İsmail (Bursa), 858 Maryo İstavridi (Galata), 14339 Zişan (İzmir). 250 şer lira kazananlar: 850 Alt (Adana), 57917 İnayet Cİstan- bul); 11249 Oklay Akkend (Beyoğlu). 100 er lira kazananlar: 715 Necibe (Ankara). 28020 Hamit De- mirtaş (Ankaru), 1244 Şevki Özkan (Af- Yon), 716 Akif (Erzurum), 1183 Necati (Kayseri), 752 Mustafa (Malatya), 3193 Hasan (Konya), 1488 Rana Zakir (Mer- #in), 806 Mehmed (Ordu), 802 Ali Öncel (Ödemiş), 2854 Nevare Cemal (Samsun), 1525 Ali Şefik (Trabzon), 195$ M. Zaim (Zonguldak), 169 Hüma (Beyazıt), 78986 Mişan (İstanbul), 62139 Arşalorz (İstanbul, 17180 Lâmla (Beyoğlu), 45530 Dr. Hall Cİs- tanbul), 4457 lane (İzmir), 17130 Aziz Czmir). Ayrıca 18 hesaba ellişer lira ve 64 hesa- ba da yirmi beşer lira isabet etmiştir. gönun 1 Mart 938 de Ankarada noter huzurunda keşide edildiğini dünkü nushe- muzda yazmıştık, Bu keşidede bi- ner liralık iki bü yük ikramiyeden bir tanesi Kadı- köyünde Altıyol ağzında Üç kar- B. Sabri Üçer deşler terzihanesi sahiplerinden Bay Sabri Üçer isminde genç bir terziye çıkmıştır. Bay Sabri Üçer ve kardeşleri İş Bankasından ayrı ayrı birer kumbar ra almışlar ve kazançlarının birer kısmını bu kumbaralarda toplıyarak İş Bankasına yatırmakta bulunmuş- lardır, Bu defaki keşidede talih kuşunun kendisine konduğu Bay Sabri Üçerin şimdiye kadar birikmiş iki yüz Hraya yakın parası vardı. Bay Sabri bu paraya şimdilik dokunmıyacak ve de- vamlı tasarruf ve faizlerile çoğalacak olan sermayesini ileride işinin inki- şafına satedecektr. Gazi köprüsü inşasında ihtilâf yokmuş Ankara 2 (Telefonla) — Bazı gaze- teler Gazi köprüsünün müteahhidleri- le İstanbul belediyesi arasında ihtilâf çıktığını, Nafia Vekâletinin vaziyeti tedkik ettirmek ve irişaatın geri kal- mamasını temin maksadile Köprüler müdürünün buraya gönderildiğini yaz- mışlardır. Heber verildiğine göre, müteahhid ile Belediye arasında böyle bir ihtijâf yoktur. Nafia Vekâleti de tedkikat yap- tirmak için hiç kimseyi vazifelendir- memiştir. | O Yeni İngiliz Hariciye İngilterenin-yeni Hariciye nazırı Lord Hajifax son asrın siyasi tarihi üzerinde derin İzler bırakan kuvvetli ve büyük bir devlet adamı olduğu hal- de şöhret sahibi olmamış ve dalma ge» ri plânda görünmüştür, Denilebilir Ki, dünya siyasatında ve bahusus İn- giliz imparatorluğu politika âlemin- de Lord Halifax kadar münzevi tabi- atli bir devlet adamı gelmemiştir. Halbuki bütün cihana yayılan İn- giliz imparatorluğunun yegâne teme- li olan İngiltere tahtı çok defa bu devs let adamının meharet ve idaresi saye- sinde sağlamlaşmıştır. Lord Halifax'ın politikadaki kudret ve mehareti hay- rele şayandır. Lord, dünyanın en uzun adamlarından biridir. Boyu iki yarda beş postur ki, iki metre demektir. Uzun olduğu kadar narin ve müte- vazindir. Bir kolu meflüç olup bir ta- rafında asılı durur, Çocukluğunda uğ» radığı bir kaza bir kolunu kullanamı- yarak kadar kaybetmesine sebep ol- muştur. Başına giydiği şapka daima biraz küçüktür. Bunun hikmeti malim değildir. İhtimal büyük şapka fle uzun boyunu büsbütün irileştirmek istemi- yor. Şapkağı daima gözlerine doğru eğri durur, Şiddetli ziyaların teşevvüşü- ne maruz kalmaksızm ufku rahatça muayene etmek ister. Lord Hâlifax Hariciye nezaretini İs- temiyerek deruhte etmiştir. Çünkü se lefi Anthony Eden'i istifadan vaz ge- çirmeğe en ziyade çalışan kendisi ol- muştur. Eden istifasını geriye almış olsaydı sırf Lord Halifax'ın iknai yü- zünden vazifesine devam etmiş ola- caktı. Lord Halifax söz söylediği zaman daima muhatabı imakul söylediği- ne kanaat hasıl eder. Bunun için sırası gelip de gayri makul ve mâ- nasız bir söz söylediği zamanda bile İ sözünün mahiyetini muhatabı kolay- ca anlayamaz. Deliler ile deli olmalı derler. Lord Halifax'ın da siyasi ma- hafili yola getirmek için bazen saçıma sapan söyliyerek bunlara taş çıkart- tığı vakidir. Lâkin bunu bilerek bir maksad uğrunda yapar. Lord son de- recede mütevazi bir sima olmakla meşhurdur. Fakat tevazuu hiç bir za- man tenezzül şeklini almaz. Davasi- nın haklı olup bütün delillerin par- makları ucunda olduğunu görmek- | ten doğan bir nefsine itimadia mü- tevazi görünür, Genç bir sanatkâr Atatürkün büstünü yaptı pez Adapazarı (Akşam) — Selânik mü- Karacaovalı badillerinden Mehmed Kozar, Büyük Önderin fotografilerine bakarak büstünü yapmağa muvaffak olmuştur, Yukarıki klişe genç sanat- kârı yaptığı eserin yanında gösteriyor. Kanser hakkında Bu akşam Eminönü Halkevi merkez sö- lonunda saat 1730 da Tıp fakfllesi do- çenilerinden Dr. Kâzım İsmall tarafından umuma (Kanser nedir?) mevrulu bir kon- ferans verilecektir. Lord Hallfax Lord Halifax dünyanın en uzun boylu adamla- rından biridir. Çok mün- zevidir. Düşüncesini giz- lemekte çok mabhirdir. Az yer, az içer, en bü- yük zevki yol yürümek- tir. En büyük merakı cin ve peri hikâyeleridir Çehresi ince ve saçları seyrektir. Gözleri âlimlerin gözlerini andırır. Birçok manalar ifade eder gibi görü- nür. Fakat neyi ifşa ettiği, neyi gizle- diği gözlerinden belli olmaz. Konuşurken bir fikirden hoşlanırsa gevrek gevrek güler. Bunu ince bir sâ- nat haline getirmiştir. Karşısındaki, adam sözünün ne tesir yaptığını bu gülüşlerden anlar. Fakat bu gülüşle- rinden fikri anlaşılmaz. Çünkü Lord sözünü bitirmedikçe ne düşündüğü iyice tavazzuh etmez. Halbuki eski başvekil Lord Baldwin ilk sözde fikri- ni açık olarak ortaya koyar. Dahası var: Lord Halifax fikrini gizlemekte o kadar mahirdir ki uzun uzadıya konuştuğu sözler ekseriya ka- fasındaki düşüncelerle asla alâka- dar değildir. Kafası büsbütün başka şeyler düşünür ağzı ise başka mev- zulardan dem vurur. Lâkin bundan kendisinin yavaş ko- nuştuğu, düşünerek söylediği ve söz- | OKTİSADİ MESELELER Nazırı lord Halifaks . otomobilden hoşlanmaz lerinin arasına uzun fasılalar verdiği zannedilmemelidir. Bilâkis son derece- de çabuk intikal sahibidir. Ingiliz ka- 'binesi müzakerelerinde herhangi müş- küle tesadüf edilirse Lord Halifax he- meri bunun tesviyesi için bir çare ve fikir bulur. Bu maharet ve kudreti sayesinde birkaç defa dünya sulhünü kurtar- mıştır, Meselâ Almanya Rendeki gay- Tİ askeri mıntakayı işgal ettiği zaman İngiliz kabinesi dehşet ve hayret için- de kalmıştı. Kabine her gece sabahın dördüne beşine kadar toplanıyordu. Hariciye nazırı Eden genç ve dinç olmasına rağmen sabahın üçü dördü olduğu zaman gözleri kapanıyordu. Bütün müzakereleri Lord Halifax ida- re ediyordu. Çünkü meselenin her nok- tasını ve herkesin ne dediğini mü- kemmel surette kavramış olduğundan müzakereyi yürütüyordu. Bütün (İ- kirler Lord Halifax'ın idi, Fakat ileri- ye sürdüğü herhangi fikir üzerinde is- rar etmeyip «Hariciye nazırı bakalım ne diyecektir» diye Eden'in izzet nef- sini koruyordu. Hususi hayatına gelince az yer, a3 içer. Başlıca zevki yol yürümektir. Londrada otomobil bulundurmaz. Her gün şehrin bir başında bulunan evi ile başvekâlet binası arasındaki uzun yolu yaya olarak kateder. Bu yolu bâzen bir iki defa adımlar. En büyük merakı cin ve peri hikâ- yelerinden koleksiyon yapmaktır. Söz arasında lâtife yapmak isteyeceği za- man bu koleksiyonunu zihninde karış- tırır ve en müheyyiç masalları bulup çıkarır. Bu İngiliz devlet adamı birkaç de- fa isim değiştirmiştir. Babası İngilte- renin kilise siyasetinde büyük rolü bu- lunan Lord Halifax idi. Oğlu Edward Frederick Lindley Wood ismi ile 1910 senesinde muhafazakâr partisine men- sup mebus olmuştu. 1925 senesine ka- dar mebus kalmıştır. Umumi harpte eli çolak olduğu halde harbe iştirak etmiş ve neferlikten mülüzimlievvel rütbesine kadar yükselmiştir. 1921 se nesinde Maarif nazırı ve bir sene son- ra müstemlekât nazırı olmuştu. 1926 senesinde Lord İrwin namile Hirtlis- tan umumi valisi olmuş ve 1931 sene- sine kadar bu vazifede kalmış ve ida- redeki mehareti sayesinde en nazik bir zamanda Hindistanın İngiltere den ayrılmamasına hizmet etmiştir. P. Muamele vergisinin hayat pahalılığına tesiri Maliye Vekilimiz, hayatı ucuzlat- mak yollarından bahsederken vergi- lerin mamul maddeler üzerindeki te- sirlerini ileri sürmekte, ve bunların hafifletileceğini söylemektedir. Bu beyanat piyasada, bilhassa sanayi er- babı arasında büyük bir #lâka uyan- dırmıştır. Fabrikatörlere göre, ver- gilerin mamul madde üzerindeki te- sirlerine misal olarak, muamele ver- gisi gösterilebilir. Şimdiye kadar.fab- rikatörler, muhtelif şekillerde muâ- mele vergisinin mahzurlarından bah- setmişlerdi. Hayatı ucuzlatmak yolunda atıla- cak adımlardan biri de, muamele vergisinin tedkiki olduğuna şüphe yoktur. Bundan on sene evvel muamele vergisinin, hayat pahalılığı üzerinde hiç bir tesiri yoktu. Çünkü o zaman sanayi mamulâtımız pek mahduttu, ihtiyaçlarımızın çoğunu dışarıdan tedarik ediyorduk. Halbuki teşviki sa- nayi kanununun tatbik edildiği 927 senesindenberi, sanayiimiz dev adım- lartle ilerlemektedir. Bu inkişaf 'sa- yesinde, kullandığımız mamul mad- delerin ekseriyetini yerli mallar teş- kil etmektedir. Böyle olduğuna göre muamele ver- gisinin hayat pahalılığı üzerindeki tesirleri gün geçtikçe daha aşikâr bir hal almaktadır. Müâmele vergisi mamul maddenin kıymeti üzerinden yüzde on nisbetinde alınmaktadır. Yüzde on nisbet, yeni kurulan süna- yiin zaruri olarak, yüksek olan ma- Niyet fiatini daha ziyade kabartmak- tadır. Mugmele vergisinin tatbikine ait şekillerden biri de, bu verginin güm- rüklerde alınmasıydı. Fakat Maliye Vekâleti bu şekli de beğenmemiştir. Bundan da anlaşılıyor Ki, prensip itibarile muamele vergisinin bugün- kü tatbik şekillerindeki mahzurlar kabul edilmiştir. Fakat bu kanaldan gelen geliri de kaybetmemek için bir çare aranılmaktadır. Herhalde ma- iyecilerimizin buna bir çare bula- caklarına eminiz, — H.A. m — ——— ——— Borsada vaziyet Türk borcu tahvilleri Pariste 5 Frank kadar gerilemiştir. Evvelki gün Paris borsasında Türk borcu tah- villeri 359 franktı, Dün 354 franktan muamele görmüştür. Fiatler burada 19,20 ilra olmak üzere normaldir. Fransız frangında da hafif bir ge- rileme göze çarpmışlır. Londra bor- sasında bir İngiliz lirası karşılığı dün 154,125 franktı, Sukut nisbeti 50 santim kadardır,