3 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

3 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 12 — — mum . ME e l il İ İ li Ellerde kalan yesikalar da bu işe hiç kâfi değildir. Heyeti merkeziyele- rin ve merkezi umüminin pek çok ev- Tâki yanmış, yakılmıştır. Lüzumlu ev- rakı saklamağa ehemmiyet verilme- miş ve mühim vesikaları merkezi “ umumide toplamak kimsenin aklına gelmemiştir. Meşrütiyetin ilânından sonra bile her şey vilâyet merkez he- yetlerinde bırakılmak fikri galib gel- miştir. Bunun için İttihad ve Terak- kinin bütün tafsiiâl ve teferruatile umumi ve hakiki tarihini yazabilmek ümidi boştur. p Şimdiye kadar yazılan kısımlarına da bir çok indi şeyler karıştırılmış- tar.) (Meşrutiyet doğarken) başlığı al- tındaki tefrikamın (2) numarasında dahildeki cemiyetin hariçteki Jön Türklerle irtibatı hafif olduğundan, cemiyetin masonlarla münasebeti ve Manastırı en mühim bir merkez itti- haz eylediği hakkında sarayca elde edilen malümattan bahseylemiştim. Albay Tunçay bu babda da şu ma- Tümatı veriyor: (Dahildeki cemiyetin hariçtekilerle irtibatı hafif olduğu doğrudur. Hattâ ben Selânikte cemiyetin (2) numaralı şubesinde iken rumi 1323 kânunları içinde merkezi umumi tarafından hariçtekilerle birieşilip birleşilmemesi hakkında merkezlerden ve merkezler- ce de şubelerden rey sorulmuştu. EK- seriyet birleşmemek kararını vermiş- ti. Hariçle irtibat gazele celbinden ibaretti. Cemiyetin masonlarla münasebeti hakkında mabeyin başkâtibi Tahsin paşanın hatıratında bahsettiği malü- mat İsmail Mahir paşa tahkik heye- tinin Yıldıza verdiği haberler olmalı- dır. Selânik merkez kumandanı Nâzım bey rumi 30 - 31 mayıs cuma gecesi yaralanmıştı, İsmafi Mahir paşa he- yeti de bunun üzerine hemen İstan- buldan hareket ettirilmiş ve hatırım- da kaldığına göre rümi 2 haziran 1324 pazar günü Selâniğe gelmiş, İsplândid. Palas otelinde bir daireye yerleşmiş- ti. İsmail Mahir paşadan başka Sadık ve Yusuf paşaları da ihtiva eden bu heyet günler geçtiği halde bir şey ya- pamıyordu. Yusuf paşa ile Rahmi bey - eski İz- mir valisi - aralarında karabet vardı. Bu münasebetle Rahmi bey Yusuf pa- Şa ile temasa girmiş ve mason Ema- Buel Karasu We görüştükten sonra bir gün Yusuf paşeya mason kulübünü göstererek: Her ne varsa burada vardır! Sözterile onu yanlış yola sevkeyle- miştir ikte -mason losası ecnebi hi- mayesinde bulunmak hasebile hükü- met bunlari bir şey yapamazdı.) O vakit Rahmi beyin ağzından din- lediğlm bu hâdise Yusuf paşa heyeti- ni masonları takibe ve Yıldıza bu ma- Yürafı vermeğe sevkeylemiş olacak- tır. Manastırın Selânikten daha mühim bir merkez gösterilmesinde merkezi umuminin ve hassaten merkezi umu- mİ üzasından erkânıharbiye binbaşı- sı Cemal beyin - bahriye nazırı Cemal paşa - tesiri olmuştu ve maksad da tabii merkezi ümüminin. bulunduğu şehri gizlemekti, son yani meşrutiyet ilân edildiği gece Manyasizade Refik beyin evinde Çemal bey: (Haşmetpenaha!) Diye başlıyan ve Mustafa Asım bey - mebusan meclisi başkâtibi - tarafın- dan kaleme alınmış olan bir telgraf okumuş ve; »— Merkezi umumi mührile zatı şahaneye göndereceğimiz bu telgrafı Manastırdan çektirecektik, ki merke- zi umuminin orada olduğunu zannet- sinler! Demişti. Bu telgrafnamenin Sureti bende yoktur. Acaba Asım bey nezdinde mahfuz mudur? Böyle mahfuz olmıyan nice evrak vardır! Erkânharbiye binbaşısı Ali Fethi SARAY ve BABIÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Telrika No. 99 Abdülhamide çekilen telgraf, Manastır ciheti kuman- danlarile müffettişi eiiiye göniziilen, ekineler Mütekaid albay Süleyman Fehmi » Londra büyük elçisi - tarafından ka- leme alınmış üç mektup ta maattees- süf bunlar arasındadır, Bu mektuplardan biri üçüncü ordu kumandanı müşür İbrahim paşaya, diğeri Manastır ciheti fevkalâde ku- mandani müşür Tatar Osman paşa- ya, üçüncüsü de müfettişi umumi Hü- seyin Hilmi paşaya hitaben yazılmış- t. İbrahim paşaya alt olan mektup Müftüzade İhsan Namık beyin buldu- ğu bir Toyranlı veya Avrathisarlı eli. | le rumi temmuzun birinde yahud iki- sinde teslim edilmiş, Osman paşa- nınki posta ile Manastıra gönderilmiş, | Hilmi paşanınki de 10 - 23 temmuz günü öğleye yakın erkânharbiye kay- makamı Faik bey - sonra şehid olan Çolak Faik paşa - tarafından veril- miştir. Bu mektupların üçü de muhatab- larının mizaçlarına göre üstadane ka- leme alınmıştı. İbrahim paşa azametli bir zattı; mektubu da pek tazimetlı olmuş, ken- disi pek çok methüsena edilmiş, eğer teklifleri kabul ederse cemiyetin esra- rı kendisine tevdi olunacağı, bunun için 4 temmuz - 17 temmuz cuma na- mazına Yalılarda Hayri paşa camii- ne gelmesi ve minberin kapısı önün- de durması da teklif edilmişti. İbrahim paşayı takibe Rasim bey - Abdülhamidin muhafızı; Kütahya mebusu iken vefat etmiştir - memur | edilmişti. İbrahim paşa tayin olunan günde camle gelmiş ve minber önünde otur- duğu Rasim bey tarafından görül müştü. İbrahim paşa o günden itiba- Ten cemiyet tarafına geçmiş gibi idi. Bu sebeble (9) numaralı tefrikanız- da gösterdiğiniz veçhile İbrahim pa- şanın mabeyine kanunu esasiyi kabul tavsiyesinde bulunmuş olması doğru olmalıdır. Tatar Osman paşaya ait mektup gayet ciddi tabirlerle yazılmıştı, Osman paşa Manastırdan kaldırıldığı gece bu mektup ta diğer evrakile birlikte Eyüp Sabri ve Niyazi beyler tarafın- dan alınmıştır. (1) Hilmi paşaya verilen mektup ise pek ahrarane yazılmıştı; bunda haş- saten Hilmi paşanın Namık Kemal ile olan münasebetinden bahsolunmuş- tu.) 3 ve 4 numaralı tefrikalarımın muh- teviyatından İstanbula gelen (Karasu) nun İsticvabı, Yıldızın Rumeli ahva- line dair yaptırdığı tahkikat ve Selâ- nikteki saray casusları, miralay AN Rıza ve Hasan Rıza beylerin İstanbu- la celbleri noktaları hakkında da al- bay Süleyman Fehmi Tunçay şu iza- hatı veriyor; (Arkası var) (1) Eyüp Sabri beyin Otman nezdinde bulduğu ortalı Mandtir metke biliyorum. 3 Mart S3N Perşembe İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi; 1250: Havadie, “1305: Plâkla Türk musikisi, 1380: Muhtglif plik neşriyatı, 14: SON, Akşam neşriyatı: 18.30: Çocuk tişatro- su: (Mocm Serçecik), 19: Radife va arka- daşları tarafından Türk musikisi ve halk sarkıları, 1920 Spor milsahabeleri: Bş- Tef Şefik tarafından, 1955: Borsa haber- leri, 20: Cemal Kâmil ve arkadaşları rafından Türk musikisi ve halk şarkıla; 2030: Hava raporu, 2033: Ömer Rıza ta- rafından arabca söylev, 2045: Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Türk musikt- si ve halk şarkıları, (Saat ayar), 2045: Tahsin ve arkadaşları tarafından “Türk musikisi ve halk şarkıları, 2150: Bedriye Tüzün, Şan; Orkestra refakatile, 222 ORKESTRA: 1 - Fucik: Marche, 3 - Biz Arleslenne, Suite, 3 - Tschaikawsky: Fi gile, 4 - Pessa: Menuetle, 2246: Ajans habörleri, 23: Plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 2320: Son haberler ve ertesi günün progmami, 1330: SON. Ankara — Öğle neşriyatı: 1220 - 1250' Muhtelif tı, 12,50 - 19,15: Pilik; Türk musikisi ve halk şarkıları, 15,15 < 13,30: Dahil ve harici haberler, Akşam neşriyatı: 1830 — 19: Muhtelif plâk neşriyatı, 19 - 1930: 'Türk musikisi ve halk şarkılari (Servet Adnan ve arka- daşlarır, 1920 - 1945: Bast ayar ve arapça neşriyat, 1945 - 20,5: Türk mu- #ikisi ve halk şarkıları (Hikmet, Servet, M. Karındaş ve arkadaşları), 20,15 - 208) Konferâns: Selim Sırrı Tarcan, 2030 - 21: Plâkla dans musikisi, 21 - 2116 :Ajans haberleri, 21,15: 2158; Stüdyo salon or- kestram: 1 - Side: Delibes Botşat, 2 - Hartmann: Die Saca vonleri, 3-Moskovski: Spanische tanze, 4 - Tosti: Şanson diladya, 5 - Keller: Am şöhne Rayn, $ - Adolf. Wüst May, 7 - 'Tosti; Purun Reze, 2185 - 22: Yarmki program ve istiklâl marşı Rreslav 2030 da büyük radyo orkes- tram — Frankfurt 2010 da çeşitli kon- ser — Hamburg 2010 da «Richard Strauss.un eserlerinden konser — Ko- lonya 20,10 da rskeri muzika — Köning- berg 201) du hafif muzika — Leipig 20,10 da hafif muzika — Münih 20,10 da filim ve operet havaları — Bükreş 20,15 de cazbant — Straşburg 2030 da hafif m ka — Roma 2030 da hafif muzlka — Varşova 2035 de salon muzikası — Prag 20,40 da operet, filim ve dans havaları — Peşte 20 de çiğan musikası, Saat 21 de Deutsehlandsender 21 de opera hava- ları — Berlin 21 de dans muzikası — Hamburg 2110 da muzika, dans, müsa- habe — Leipzig 2ide konser —Nis2ide Konser — Radla Toulouse 21,15 de Mignan operasindan paraçlar — National 21.20 do filim havaları — Florans 2130 da «La Magilettina di Cartan opereti — Bükreş 21,15 de senfonik konser — Beromünster 21 de radyo orkesirası. Saat 22 de Müni 2020 de salon muzikası — Stuttgart 2230'da selon muzikası Briiksel - 22 de radyo orkestrası — Lyon P.T.T. 2249dA Lohengrin opera — Radio Paris 2230 da aMadame Butterfiy» operası — rg #340 da Cocl fau Tutte operasınd parçalar — Toulouse P.T.T. 2230da çeşitli musika — Roma 22 de La Bohleme operas — Lüksem- burg 13 de konser — Beromtnster 2240 da dans murikaşı — Peşte 2215.de piyano konseri. Saat 28 de Viyana 2820 de dans havaları — Deutachlandsender 2430 da tembal kon- Seri — Diğer Alman İstasyonları Stutt- garttan naklen 2230 da halk ve eğlence mugikası — Lyon P.T.T.23de opera parçalarına. devam — Nis P.T.T. 23de | senfonik konser — Poste Parislen 2820de Riehard Tauber şarkı söyliyecek — Ra- dio Paris 23 de operaya devam — Stras- burg 23 de operaya devam — National 2520 de eğlenceli muzika — Londra 28,15 de keman konseri — Orta İngüte- Te 23,15de radyo orkestrası — Roma 73 de operaya devam — Milâno 23,15 de Keman konseri — Lüksemburg 23,30 da senfonik konser — Varşova 23 de Salon inuzikası — Sottens 2345 de “hafıf muzi- Ku — Peşte 2305 de cazbant. Saat 24 den itiberon Deütsehlandsender 24 de > radyo orkes- trası konseri — Brüksel 24 de gece kon- seri — Radio Pariş 24 de operaya de- vam — Radio Toulouse 2415 de konser, 135'de gece muzikası — Londra 2425de dans - müzikası — Milâno 2415 de dans muzikasi — Lükseml 1 de cazbant. siken | Lüksemburg | da caba. Perşembe. müsahabeleri —Buştardfı & inci sahifede— Bu evsafı mdneviyenin elde edilmesi içindir ki Japonlar bu güreşi bütün geriçlerin ahlâki terbiyesinde mües- sir bir deva mahiyetinde görüyorlar ve her Japon genci (Jlu - Jitsu) bil- memeği kendisi için bir ayıp sayıyor. Bu güreşin Sıhhi tesirlerine gelin- ce vücud bu ekzersizler sayesinde çe- Yik, atik ve canlı oluyor. Bilhassa ba- tın ve kalça adaleleri kuvvetleniyor. Dahili uzuvlar da vazifelerini iyi gör- meğe alışıyorlar. Fazla yağlar eridiği için vücud semen peyda edemiyor. İstanbula gelen bir Japon kruva- zöründe genç bahriyelilerin bu çetin savaşını geçen yıl seyretmiştim. Ze kâları gibi vücudları işlek olan bu gençlere gıpta ettim. Fikirleri gibi vücudlarının terbiyesine itina eden insanların haline imrenilmez mi ? Selim Sırı KAPTAN PAŞA GELİYOR Tarihi Deniz Romanı Yazan: İskender F. Sertelli Donanma Kiros adasını muhasara etmişti. Bir balık çıdan Filipin üç gün evvel buradan geçtiğini öğrend Hüsrev rels bir aralık dayanamadı: — Bu gece çok mâna bir rüya gördüm. Fırsat düşse de sara ân- Jatsam! Dedi, Mahmud reis merakından daha fazla bekliyemedi.. Kadırganın başını paşa gemisine yaklaştırarak, güverteye atladı: — Hayırdır inşallah, dedi, söyle- yin bakalım! Mahmud reisin dümencisi de kaptanı gibi becerikli bir denizciydi. Hüsrev reis: — Kadırgadan niçin atladın? Ki- rosta konuşurduk. Dediyse de, Mahmud: — Ben buraya atlamakla gözüm arkada kalmaz. Merak etmeyin! Be- nim dümencim, kaplanlıkta benden ustadır. Diye güldü. engine dikti: — Bu gece hayırdır inşallah, rü- yamda bizim Sinan gördüm - dedi - 0 bizden önce Arşipel adalarma gil Mahmud reis rüyaya çok inanırdı. — Sinan acaba yaşıyor mu? Hele anlatın bakalım! Hüsrev reis rüyasına devam etli: Sinan, duvarları kalın bir hamam» da yıkanıyordu. O kadar sıcak su dökünüyordu ki. kubbeyi saran buğular bile insanı tıkıyordu. Yanı- na sokulamadım. — Zavallı çok sıkıntı geçiriyor de- mek. Rüyada hamam görmek sıkın- tıya işarettir. — Benim de bu aklıma geldi. Aca- ba Sinan sahiden Arşipelde mi der- sin? — Çok umuyorum orada olduğu- nu. Filip belki de Sinanı Arşipele gö- türmüştür. Hüsrev reis rüyasını anlatırken, sancak direğindeki gözcünün sesi işitildi: — Kiros adasına gelik... Hüsrev: — Ifa daldık. adaya gelmişiz... Diye mırıldandı. Mahmud reis şöyle bir tedbir dü- şünmüştü: — Kirosa geldiğimizi öteki adala- Ta haber verirlerse... Sinanı elde et- mek güçleşir. Bana kalırsa, Kirosu muhasara edelim. Kimseyi yerinden kıpırdatmıyalım. — Fena bir tedbir değil Fakat, adayı muhasara ettiğimizi kimse sez- mesin. Dağınık bir halde demirliye- lim. Eğer karşıdan karşıya bir ka- yık geçecek olursa, derhal çeviririrz. Ortalık iyice kararmıştı. Türk donanması Kiros adasını dört çevresinden sararak demirledi. Ortalık kararınca fırtına da hafif- Temişti, Hüsrev reis gözlerini — Hüsrev reisin ilk işi adalılardan Filipi sormak olmuştu. Balıkçının biri; — Biz onun yüzünü bir aydır gör- müyoruz... Demişti. 'Bir başka balıkçı da: — Filipin yüzünü Allah cehennem- de bile göstermesin bana ... Diye cevap vermişti. Hüsrev reise bu cevabı veren ka- yıkçı biraz sarkoştu. Filip hakkın- da bir şeyler biliyor gibi görünüyor. du Hüsrev reis: — Cehenneme gideceğini nereden biliyorsun Ki, Filipi orada bile gör- mek istemiyorsun? diye sordu. Balıkçı gülerek: — Ben gece gündüz içki içerim, dedi, Allaha karşı günahkârım. Ce hennemde başka - öbür odünyada- yatacak bir yerim yok.. bunu bili- yorum: Filipe gelince, o da dünyanın en zalim ve gaddar bir adamıdır. Böyle” bir canavarı da Allah cenne- te sokacak değil ya!... Elbette iki. miz de cehenneme gideceğiz. — Onun zulmünü gördün mü sen? — Akdenizde onun zulmünü gör- Tefrika No.157 — miyen bir tek insan var mıdır ba? — Daha üç gün evvel us önünde göründü. Ben de balık dönüyordum. Zorla çevirdiler beü hem balıklarımı aldılar, hem döğt ler. hemde bir saat sorguya Çe tiler. Ah, ne güzel balıklar tutmmi tum o gece.. her zaman böyle düşmez ağıma. ai Hüsrev reis balıkçıyı sathoş gön meseydi, sözlerine inanacak ve D8 yecaha kapılacaktı. Fakat, balıkfi o kadar Sarhoştu ki, gözlerini HÜR açamıyordu. Bütün dünya kaçakçılarına lık eden bu adalıların sözlerine palır mı hiç?... Hüsrev reis balıkçının omuz elini vurdu: — Demek üç gece önce Filip b dan geçti, öyle mi? Balıkçı başını sallıyarak anl” dı. — Bana inanmazsanız, başka lıkçılara sorunuz! — Onun buraya geldiğini balık lardan başka kimse bilmez mi? © — Hayır. Çünkü Filip aday& * medi,. açıkta bir müddet durduk sonrar tekrar - efendisini ziyarti mek üzere - buradan uzaklaşlı. — Pek âlâ, Fakat, ben biraz bir başka balıkçıya da sordum. £ pin bir aydır buralara gelmediği söyledi. — Korkusundan söylemiştir. Filipin ne müt bir canavar oli ğunu bilmezsi — Efendisi kimdir onun? — Duymadınız mı hiç..? Şövalyesi onun velinimetidir. 59 ye onu himaye etmese, Filip A nizde bu kadar serbes dolaşır Mi?” — Neden kalmadı burada? — Çok telâşlıydı... türkler ARS nize çıkmuşlar, dedi. Yelken açil enginlere açıldı. — Nereye gittiğini Bilmiyor sun? — Hayır. Fakat, gemisi boştur bugünlerde Kefalonya panayır yüklü olarak dönerdi. Bu yıl # gitmemiş oraya bilmem... Hüsrev rels sarhoş balıkçı N lerinde mantıksızlık görmüyordür” ten balıkçı bir hayli sarboştu Bi müvazenesini hattâ omuhakem kaybetmemişti. Hüşrer reis her gittiği yerde ©. ma balıkçı Ye kayıkçılarla konu onların malümatını topladıktan # ra şehre inerdi. Bu tafsilâtı SİS tan sonra adaya inmeğe bile ve görmedi. Balıkçının verdiği ler çok doğru idi. Filip üç gere ce buraya uğramış; biker larda dolaşıp dolaşmadığını istemişti, Kayıkçının: “emi : tu.» demesi de bir hakikati gös yordu. Gerçek, Filip Kefalonys nâyırında vurgun yapamı; dönmüştü. Hüsrev reis © gece donan istirahat emri verdi. Gözcüler te, denizciler de. istirahate diler, Bir kâç günlük deniz yoleulü bilhassa uykusuzluk Türk den” rini bir hayli sersemleştirmişti. © * ” «Kılıç Ali paşayı gördüm i Ertesi sabah. Doğan rels misine geldi. Hüsrev reise: — Bu gece rüyamda Kılıç Alİ , şayı gördüm, dedi, ben onu Üy mâni rüyamda görsem, ertesi muhakkak kendisile yüzyüze Hüsrev reis hayretini gizliye0 — Kaptan paşayı İstanbuldğ, ta bıraktık. Eğer bizden sonra * mişse, belki de bir kaç bizi aramak üzere Akdenize © tar. O sabah Mahınud reis t€ gemisine gelmişti. Mahmud rels donanmanın © kaptanlarındandı. Yüzce de Ki paşaya çok benzerdi. Doğan (Arkası ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: