Sahife 10 Sürp Agop mezarlığı ve Fenerbahçe plânı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Dava ve muhakemenin vasıl oldu- ğu bir noktada mahkeme mezarlığın boş ve metrük olan kısmı ile üzerine bina inşa edilen ve akara kalbedilen yeya bunun için hazırlanan kısımla- rını birbirinden ayırdı ve'bu suretle meselenin rengi ve âkibeti artık aşağı yukarı taayyün etmişti. Davacı mütevelli heyeti bu sırada sulh istedi. Bu mevzuda «Belediyeye muhasım olabilecek ve her dava bit- tikçe yenisini tazeliyebilecek mevkide bulunan Ermeni ekalliyötlerinin de bu sulh arzusuna muyafakatleri in- zimam etti. Muamele bütün vuzuh ve şumulü ile kanuni mercilerden bütün safhalarını geçirdi, ve Sula kanunen merci olan umumi meclis uzun tedkik- lerden sonra karar verdi. Bu sulh mevzuunda mahkemenin metrük ve sahipsiz olarak belediyeye Aâidiyetini kabul ettiği meğârlık aksa- mundan hiç biri yoktur. Sulh mevzuu, üzerine inşaat yapılmış, mezarlıktan çıkarılıp mülke ve akara tahvil edil- miş kısımlardır ki Evkaf idaresiyle Be- lediye arasında ayni mâhiyetteki ihti- Jâflar dahi mahkemece olsun, hakem- ler marifetiyle olsun hep âyni şekilde ve ayni esaslar dahilinde halledilmiş- tir. Bu sülh işinde Belediyeye muha- tap olanlar arasında bay Sabur Sami yoktur, ve belediye kendisiyle bu işe dair hiç bir muamele yapmamıştır. Belediye ile sulh yapan heyetin hükmi şahsiyeti: Ermeni Gregoryan cemaati Üçhoran klisâsi mütevelli beyetidir. Bu şahsiyet namına kanuni -salâhiyetle hareket edenler de: Dr. Andre Vah- ram, Karabet Gülibulyan, Yervant Yu- sufyan, Migırdıç Ütüciyan, Leon Sü- renyan, Artin Keçeciyan,*Melik Ka- zarosyan'dır, 2 — Belediye işlerinde bir müddet- tenberi çok nüfuzlu bir adam rolü oy- nadığı söylenen Recai Nüzhet Baban'ın Prost plânının Fenere ait kısımlarını altı ay evvelinden bildiğini gösterecek surette hareket ettiğine ve bundan da Belediye reisinin muateb olması lâzım geleceğine dair olan fıkraya gelince: Prost plânının Fenerbahçeye taallük eden kısmı çok evvel umumi meclise arzedilmiş ve orada Milletin gözü ve fikri önünde müzakere edilerek 24/11/ 936 yani bundan tam 13 ay evvel tas- dik edilmiş ve kanunun emri muci- bince Nafıa vekâletince onaylanarak son ve kat'i şeklini almıştır. Şehir mec- lisi müzakereleri günü gününe gazete- lere geçmiş ve (13) aydanberi işin gizli kapaklı yeri kalmamıştır. Bundan son- ra yapı yollar kanununun 3 üncü mad- desi hükümlerine uyularak bütün fen- ni vesikaları ve plânlariyle birlikte va- tandaşlara ilân edilmiş olduğu gibi bazı gazetelerde bunu plânlariyle bir- likte aynen sahifelerine geçirmiştir. Bu hakikati böylece gösterdiklen sonra, umumi mecliste matbuat ve efkârı umumiye muvacehesinde mü- zakere ve tastik ve ayrıca da halka ilân edilen bir plânı herhangi bir kim- senin öğrenmemesi için Belediye ve Vilâyetin bir tedbir alması mı isten- mektedir?. Verilen izahattan anlaşılacağına gö- re Recai Nüzhet gazetenin dediği bu işi altı ay evvel öğrenmişse çok geç kalmıştır, Belediye işlerinde bir müddettenberi çok nüfuzlu bir adam olduğu neşredi- len Recai Nüzhetin bu nüfuzunun han- gi işlerde ve ne suretle tecelli ettiğini 'Tan gazetesinin tenvir etmesi arzuya şayandır. İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ Amerikan filosu hazırlanıyor (Baş tarafı 1 inci sahifede) | dafna edilecek mühim menfaatleri bü- Yünduğu için İngiltereye yardım et- mekten çekinmemesinin gi pekâlâ anlaşılır.» Ocuvre gazetesi Panay ni Amerikalıların harb etmeğe hazır olup olmadıklarını ânlamağa matuf bir son- dajdan ibaret olduğunü yazmakta ve şunları ilâve eylemektedir: «İngilterenin Uzak Şarka bir filo gönderip göndermiyeceği henüz ma- Tüm değildir, İngiliz kabinesi yarın toplanacak ve bu hususta kat'i bir ka- rar ittihaz edecektir. En yakın ihtimal, tekliflerini sonradan kabineye bildir- mek üzere muhtelif hal şekillerini ted- kik etmesi için pia tam salâhi- yet verilmesidir. İngiltere otesi cevap bekliyor Tandra 21 (A.A,) — Japonyanın İn- giliz notasına vereceği cevabın pek ya- kında buraya gelmesi beklenmektedir. “Diplomasi mahafili, Japonyanın ec- ebi ticaret ve harp gemilerinin emni- yeti hakkında evvelce vermiş olduğu temniatı tekrar ve bu suretle İngiliz motasında mevzuubahs noktalardan birini tatmin edeceğini beyan etmek- tedir, Hankeu tehlikede Londra 21 (A.A.) — İngiltere hükü- meti Hankeudeki ecnebilerin akibetile şiddetle alâkadar olmaktadır. Burada bin kadar İngiliz tebâası ile birçok Amerikan ve Avrupalı vardır. nehrin üstünde toplanmışlardır. Şe- biz menfaatleri pek mü- öne ilikin ia tiyazlarını kendisine iade etmişler ise de bu şehirde henüz mühim bir Fran- Gız imtiyazı mevcuttur, * Japonya bütün Şantungu ele geçirecek Tokyo 21 (A.A) — Tsingtao hâdi- Japon mahafili, beynelmilel yeni hâdiselere meydan vermemek için ec- nebi menafiini himaye etmek kaygu- sundadır. j Tempsin bir makalesi Paris 21 (A.A.) — Temps gazetesi başmakalesinde şöyle yazıyor: «Japonyanın, Uzak Şarkta hakları ve menfaatleri olan devletlere açıkça meydan okumak istemediği aşikârdır. Bununla beraber bazı askeri unsurlar belki de Çin - Japon ihtilâfının umumi: Jeşmesinden memnun olacaklardır. Japonya mareşal Şang-Kay.Şek'in kıtalarını cenubi Çinin, vâsi toprakla- rında takip etmekten ziyade şimali Çinde kontrol etmekte bulunduğu top- Takları el altında bulundurmağa gay- ret etmektedir. Çinin cenubunda hare- kete geçmek için yeni askeri faaliyet- lerde bulunması ve şimdiye kadar kat- landığı maddi fedakârlıklardan daha mühim fedakârlıkları göze alması M- hedeflerinin Şang-Kay-Şek'i başlıca iaşe menbaından mahrum etmek Çan- ton-Hankov demir yolunu kesmek ol- AKŞAM Deniz bank merkezi Ankarada olacak Kanun lâyihası Meclis ruznamesine alındı Ankara 21 (Telefonla) — Deniz bank kanun lâyihası Büyük Millet Meclisi rüznamesine alınmıştır. Lâyi- hanın mmüstaceliyet kararile müzake- resinin istenilmesi galib bir ihtimal” dahilinde görülmektedir. Encümen- lerden geçtikten sonra lâyihanın al- dığı son şekle göre banka merkezi An- karada olacaktır. Lâyihanın Deniz banka intikal ede- cek müesseseleri tasrih eden madde- sinde encümenlerce esaslı bir tadil yapılmamıştır, Bundan, Akay işletme- sinin daha bir müddet İstanbul Bele- diyesine devredilmiyeceği anlaşılmak» tadır. Bankanın yapacağı işleri gösteren ikinci maddesinin B. fıkrasının yazı- lış şekli İktisad encümenince çok şü- mullü görülmüş ve işlerin icrasında inhisarı tazamınün eden bir fikir bu- Tunmadığı fıkraya ilâve edilmiştir. Maliye encümeninin de bazı düzelt- meler yaptığı bu fıkra, bütçe encüme- ninden Şu şekilde çıkmıştır; «İnhisarı tazammün etmemek şar- tile deniz, göl, nehir: ve limanlarda ve bunların kıyılarında deniz ticareti sanayii ve İnşaatı ile denizcilik mev- zularına dahli diğer her türlü işleri ve bu meyanda yapacağı deniz, göl, ne- hir ve liman münakslâlının mütem- mimi addolunacak ve İcra Vekilileri heyeti kararile zaruri görülecek iske- le ve şehirler arasında kamyon ve oto- 'büslerle nakliyat yapmak ve bu işler için taahhüdata girişmek...» Hükümetin teklifinde, bankanın safi kârından memurlara verilecek ikramiyenin birer aylık maaş ve üc- ret miktarını geçememesi esası konul- muştu. Bütçe encümeni bu esası mu- hafaza etmekle beraber fevkalâde ya- rarlıkları görülecek memurlara iki maaş nisbetinde ikramiye verilmesini muvafık görmüştür. Encümen bundan başka mevcud te- şekküllerin Deniz banka bağlanma- sını malüm bir Taptetmiş ol- mak'için kanunun meriyetini 1 kânu- nusani 938 olarak fesbit etmiştir. ; “ : ; Mülkiye müfettişleri (Baş tarafı 1 inci sahifede) Tan gazetesindeki yazılarda ismi geçen Recai Nüzhet de Ahmed Emin Yalman aleyhine iki dava açmıştı. Recai Nüzhetin açtığı birinci dava üze- rinde müddelumumiliğin tahkikatı ik- mal edilmiş ve muhâkemesi yapılmak üzere evrak birinci ceza mahkemesine verilmiştir. Bu davaya kânunusaninin altısında başlanacaktır. B. Sabur Saminin bir mektubu Tan gazetesi otobüs münakaşasın- dan bahsederken B. Sabur Saminin ismini zikretmektedir. Dün B. Sabur Samiden aldığımız bir mektupta ken- disinin Avni Bayeri tanımadığı, pro- testo hâdisesile uzaktan yakından alâ- kası olmadığı, Recai Nüzhetin kızının kendi yanına daktilo diye girdiğinin de doğru olmadığı bildirilmektedir. i Tan gazetesi, Sürp Agop me- zarlığı, Fenerbahçe plânı işlerinde de bazı yolsuzluklar olduğunu iddia edi- yordu. Belediyede çalışan müfettişler, sırf otobüs işlerini tedkik ottiklerin- 2 Künunuevvel İY. “Avrupa gerginliğinde hissolunur azalma var,, (Baştarafı 1 inci sahifede) liz hükümetinin politikasını tenkit etmiştir. Bundan sonra İspanya vekayline geçen B. Attlee, hükümet tarafından bir çok defalar yapılmış olan protes- tolara rağmen kabinenin teraziye tam bir muvazene veremediğini ve kendi zannınca daha ziyade düşman menafiine hizmet etmiş olduğunu söylemiştir. Başvekilin beyanatı Bundan sonra söz alan Başvekil B. Chamberlain bu münakaşa için ame- le partisinin müstacel talebine red cevabı vermenin nazikine bir hare- ket teşkil etmiyeceğini düşünmüş ol- makla beraber, harici siyaset hakkın- da yeniden bir münakaşa istenilme- sine karşı teessüften de kendini mö- nedemiyeceğini söylemiş ve: — Çünkü halihazır itibarile harici siyasete iyilik edecek tarzda söz söy- Jemek çok güç, fenalık getirebilecek söz bulmak ise çok kolaydır, demiştir. Lord Halifax'ın Almanya seyahati Lord Halifax'ın Almanya Başvekili Hitlerle olan konuşmalarına geçen B. Chamberlain, bu konuşmaların mahremiyetini kaydettikten sonra hiç- bir vakit İngillere hükümetinin der- hal istihsal olunacak neticelere inti- zar etmemiş olduğunu söylemiş ve bunların müzakere değil, nihayet bir mükâlemeden ibaret olduğunu bildi- rerek: «Yapılmış hiçbir teklif, alınmış hiç- bir taahhüd, bitirilmiş hiçbir pazar- lık yoktur» demistir. Van Zeelland'ın mesaisi 'B. Chamberlain, Van Zeelândın me- saisinden bahsederek ekonomik şart- ları politik şartlardan tamamen ayır- mak mümkün olmadığını kaydetmiş ve demiştir ki: «Avrupada daha iyi bir vaziyet te- min azminde ekonomik meselelerin daima ön plânda bulunması icab et- mekle beraber, şimdiki vaziyette daha evvel her hangi bir salâh hasıl olduğu takdirde bu meseleler çok dahs mü- sald bir surette tedkik edilebilecektir.» Fransız - İngiliz münasebatı Fransız nazırlarile yapılan görüş- melerden bahseden B. Chamberlain, müzakere edilen bütün meseleler hak- kında iki hükümet arasında mevcud olduğu görülen ahengi bilhassa kay- detmiş ve bu ahengin İngiliz hüküme- ti için derin bir memnuniyet kaynağı olduğunu bildirmiştir. İspanya meselesi İspanya meselesine temas eden Chamerlain, İngiliz plânının İtalya- dan Sovyetler birliğine kadar bütün devletler tarafından kabul edildiğini ve ümid edildiği vechile, yakında ko- misyonun İspanyaya hareketine im- kân bulunduğu takdirde bu komis- yonun mezkür plân esasına göre ha- reket edeceğini söylemiş ve sözlerine şü suretle devam etmiştir. — Muhalefet İspanyada bir taraf lehine müdahaleyi istiyor. Halbuki hükümet iki taraf arasında müvaze- nenin muhafazasına çalışmaktadır. Şunu haklı olarak iddia edebiliriz ki, son altı ay zarfında Avrupa gerginli- ğinde hissolunur bir azalma mevcut olmuştur ve bu da İspanya mestlesi- nin daha az had bir hale gelmesi sa- demiştir ki: İngilterenin Japonya nezdinde yap- tağı teşebbüslerden bahsetmiş ve de- miştir ki: ı «Şimdi yaptığımız şey, Japon hü kümetinin bu hadiselerin tekerrürü- ne mani olmak azim ve kabiliyetini isbat etmesini beklemektir.» Milletler Cemiyeti dünya işle- rinde rolünü oynıyabilecektir Milletler Cemiyetinden bahseden B. .Chamberlain, İtalyanın çekileceğine dair yaptığı tebliğatın filhakika va- ziyette hiçbir değişiklik husule getir- mediğini, şimdiki şartlar içinde Mik letler Cemiyetinin ihdası sırasında kendisine verilen vazifelerden bazıla- rını yapamıyacağını, bunun beynelmi- lel teşriki mesaiye imanı olanlar nez- dinde endişe uyandıracağını ve fakat Milletler Cemiyetinin dünya işlerinde rolünü oynıyabileceğini ve bunu va- giyetin reaNtesine ne kadar açık suret- te bakarsak, o derece müessir bir su- rette İfa edebileceğini okaydeyie miş ve: — Milletler Cemiyetine en har retli bir surette müzaherete devam edeceğiz. Bizim İnanımıza göre, bu C9- miyet, barışın muhafazsı için lüzum- Iu addettiğimiz daha iyi ve daha ge- niş bir teşkilâtın nüvesini teşkil ede- bilir, demiştir. dünyanın şikâyetlerini harbe müracaat etmeden hal yolu 'B, Chamberlain, sözlerini şu suret- le bitirmiştir: Akıntıya tabi olarak gitmiyoruz. Muayyen bir hedefimiz vardır ki oda dünyanın şikâyetlerini harbe müraca- at etmeden umumi bir surette hallet- mektir. Buna irişmek için bu tarz teh- didler savurmak değil, şahsi temaslar tesisine çalışmaktır. Ruhlarımızdan endişeleri bir kere daha koğabileceği- miz bir vaziyete erişmeği ümid edebi- leceğimiz yegâne yol, milletler arasın- da dostça ve açıkça müzakere yolu- dur. İngiliz Hariciye Nazırının beyanatı B. Eden Omüzakeratı kaparken müstemleke işlerine temas ederek ez- cümle demiştir ki: — Avrupa zorluklarını, Avrupada diğer devletlerin zararına olarak hal- line çalışıyor değiliz. Portekiz arazisi hakkında harbden evvelki bazı mü- zakerelerin ele alınmasını düşündü- ğgümüzden bahsediliyor. Bu hususta şunu açıkça söylemek isterim ki biz- ce bu teklifler ölmüştür ve bunları katiyen diriltmeğe tevessül niyetin- de değiliz. Van Zeeland meselesi hakkında da B. Eden şunları söylemiştir: — Buna çok büyük bir ehemmiyet atfediyoruz ve İngiliz hükümeti Van Zeeland eserini pratik neticelerin ta- kib etmesi için elinden geleni yapa- Suriye Başvekili (Baştarafı 1 inci sahifede) Arası, Başvekil Celâl Bayarı ve B. M, Meclisi reisi Abdülhalik Rendayı zi- yaret etmiştir. Saat 12,30 da Hariciye Vekili misa- fir Başvekile iadel ziyarette bulunmuş ve B, M. Meclisi reisi Abdülhalik Ren- da ile Başvekil Celâl Bayar da kart bi- rakmak suretile ziyareti inde etmiş- lerdir. Ekselâns Cemil Mardam öğle ye- meğini hususi olarak Ankarapalasta yemişlerdir. Saat 20,30 da Hariciye Vekili Rüş- Anakarapalasta — Çini Japon kuvvetleri harbe mec- pm erkânı hazır bulunmuş- bur etmiş olmakla beraber Japonya- nın müdafaasını yapanlar bu memle- ketin Çin taarruzuna karşı müdafsa- ya mecbur. kaldığını bildirmek isti- Yangtse hadisesi B. Chamberiain Yangtse hadisesi (le İstiklâl İdmanyurdu idare 19/-2/1087 de fevkalâde —— eme. ve as mi 2 AE m