14 Aralık 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

14 Aralık 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AE Ma pa Zikir nm GM EM Gi Şehir tiyatrosu temsilleri : Çin imparatorunun dünya güzeli kız: Turandot... Bu gece Istanbul bul Şehir tiyatro tiyatrosunda temsile başlanacak olan bu € eser garp tuluatının taklldidir ———— Garbin de Karagözü, Hacivadı, | Pişikârla Kavuklusu vardır ve Zen- ne ile Küçük bey yalnız bizim halk tiyatromuza has tipler değildir. Turandotia, garbin halk komikle- rini göreceğiz. #“” Turandotta, sahnemizin kulis arkalarını seyredeceğiz, sonra göz- € lerimizin önünde, lâhzede dekor- ların kurulduğunu göreceğiz. Müellif: Carlo Gozzi, 1806 senesinde, - sek- sen dört yaşında öldü. On altı ya- şına kadar rahat bir. ömür sürdü; babası zengin bir adamdı. Gozzi'nin işi gücü alaydı, mizahi manzumeler, hieviyeler yazmak en büyük zev- kiydi. Gozzi on altı yaşına basınca, baba evinin durumu çatallaşlı, paralar süyu çekmeğe başladı. Göozzi, Dal- maçyanın asker ocağında ücretli bir işe girdi, üç sene “orada çalıştı. Üç sene sonra babasının ölüm döşeğin- de olduğunu duydu, Dalmaçyadaki işini bırakıp Venediğe geldi. Babasından az bir miras kalmıştı. Bu paranın da kardeşi üstüne otur- mak istiyordu." Gozzi bir taraftan kardeşile miras kavgası ederken, bir taraftan da küçük piyesler yazmağa başladı. Sahneye koyduğu eşhas, halkın çok sevdiği Commedia dell'arte'in kahramanlariydi. O deyirlerde Goldeni, dar bir çerçeve içinde sıkışıp kalmış, mas- keli İtalyan tiyatrosuna yeni bir çeh- re vermek istiyor, örf, karakter, ih- tiras eserleri yazıyordu. Eserleri be- deniliyordu. 1760 dan sonrr Carlo Gozzi'nin o masalları, (o Göoldoni'nin eserlerini gölgede bıraktı. Commedia dell'arte kahramanları halkın bağ- rından doğmuş oldukları için halk Gozsi'nin tiyatrosuna rağbet edi- yordu. Commedia dell'arte: Bizim «Tulünt, dediğimiz kome- didir, Eşhası Brigella, Pantalon, Tru- Bu, gece göreceğiniz tiplerden faldin, Tartalya ve salredir. Bizim Ka- ragözümüz, Hacivadımız, Pişekârla Kavuklumuz nevinden kahraman- lar. Commedia dell'arte'in mevzuu bir kaç kelime ile çizilir, muhavere- ler oyniyanların zekâsına bırakılır. di; aktör içinden geleni söylerdi. Bu kahramanlar İlk defa 1528 de sah- nede göründü. Her şahıs, İtalyanın muhtelif eyaletlerinin şive ve lehçe- sile konuşuyordu. Bizim tulüatçılar nasıl Acem, Arnavut, Lâz, Kürt tak- Udi yapıyorlarsa... Venedik- Bu gece seyredeceğiniz Turandottan bir sahne İlinin, Tartalya Napolilinin, Brigella Bergamlinin taklidini yapardı. Masal: «Çin imparatoru Altum Kanın, 'Turandot adında çok güzel bir kın vardı...» Bu Çin masalını okümağa başla- dığım zaman gözlerimin önüne da- dım geldi. Biraz yayvan çenesi, ya» naklarının şeffaf damarlarında akan kanın yürüdüğü görülen ablak çeh- resi, basık burnu, bembeyaz geniş alnı, kalın kırmızı dudaklariyle; san- ki kına, papatya suyu, oksijen, plâ- tn sürülmüş gibi kanarya sarım, kızıl ve kızılımtırak, dalgalı saçlarile dadımı yanımda oturuyor gördüm. Bu masalı ilk defa ondan dinlemiş- tim; — Evvel zaman içinde, kalbur sa- man içinde Çin padişahının birkızı varmış. Bu dünya güzeli kız bir tür- li evlenmek istemezmiş - iyi dinle paşam, aşk kaçanı kovalarmış - Çin padişahının dünya güzeli kızı da ev- lenmek istemeyince, onü almak isti. yenler çoğaldıkça çoğalmış... Dünya güzeli bitine istemem de miş, birine varmam demiş, birine ol- maz demiş... Peki amma beşinciye, on beşinciye, yüz beşinciye ne de- sin!. Bir gün demiş ki: — Benimle evlenmek istiyene bir bilmece söyliyeceğim, kim bilirse ona varırım, kim bilmezse onu idam et- tiririm! Dünğa güzeli kaç kişinin kahına girmiş bilmiyorum paşam, nihayet yağız bir genç dünya güzelinin bil mecelerini çözmüş... Çare yok, dün- ya güzelinin bu yağız gence “varması lârım. Buna kolay kolay “razı olür mu?... Bir şart daha koşüyür: — Şimdi siz bâria bir bilmece'söy- leyiniz, eğer çözemezsem o zamân gi. ze varırım. Yağız genç bir bilmece söylü- yor - uyuma paşam -dünya güzeli bilmeceyi bulmak için bir çok hileye baş vuruyor vebusıradada yağız delikanlıya Aşık oluyor. Bilmeceyi desise ile çözüyor amma, gene de yağız gence varıyor... Onlat ermiş İşte Turandot masalı büdur. Şehir tiyatrosunda; Bu : akşamdan itibaren İstanbul Şehir tiyatrosunun dram kısmına gi- decek olanlar, bugüne kadar hiç gör- medikleri bir tarz oyun seyredecek» lerdir. Dekorsuz sahneyi, giyinmemiş ar- tistleri, terzihaneyi (görecekler, on- dan sonra, Turandot başlıyacaktır, Bunun sebebini de şöyle izah ede- ceklerdir: «Sevgili seyiröilerim, şimdi ihtimal siz içinizden: «Bütün bunlafa ne lü- zum vardı, mademki artistler bura- daydı, mademki piyes hazırlanmış, prova edilmişti. böyle bir başlangı- ca neden lüzum görüldü.» diye 80- rarsanız. Bunun sebebini bir kaç ke- Jime ile sizlere izah edeyim: Vaktile Cârlo Gözzi'nin müasın olân Göldoni'ye karşı tulüatı mü. dafaaya kalktığı zaman (Comedia deli;arte) eşhasını yâlnız tulüata in- hisar ettirmenin değil, yazılmış eser- lere de iştirâk ettirmenin pek güzel kabil olacağını iddia etmiş ve bunu biltül göstermek için de bir çok pi- yesler yazmıştı, Nitekim Goldon!'nin yazdığı piyeslerde râsladığımız (Bri- gelin, Pantalon, Trufaldin ve Tar baiy şahısları bunün delilidir. Bu gece göreceğiniz tiplerden Bizim Şehir tiyatrosu, malüm Al. niz, eski ve yeni beynelmilel tiyat- ra eserlerini halka tanıtmak gayesile çalışmaktadır. Bu meyanda Carlo Gozzi'nin 'Turandet piyesini de se- yircilerimize takdimi düşündü... Fa- kat . bu esere o zaman hüküm süren tulüat çeşnisini: vermeden sahneye koyarsa eserin karakterini tamamile gösteremiyecekti. Onun için bu ese- ri o havanın içine sokmak ve bir tu- Tat piyesi gibi irticalen oynuyormuş tarzında göstermeyi tercih ettik. Mojyer, - Şekspir, Göte gibi bey- nelmilel tiyatro - muharrirlerinin eserlerini ve kurdukları mühtelif mektepleri gösterirken, tiyatro. üze- rinde bugün bile izlerini bulduğü- muz (Commedia'deli'arte) tarzını ihmal edemezdik.' Bu itibarla bu akşam seyredeceğiniz Turandot pi- yesi ve onun oynanış tarzını © (Com- media deli'arte) eserinin muadili ve bugünün anlayışına göre tatbik edilmiş” canlı” bir nümünesi olârak kabul büyürünuz.> Dekor ve elektrik: Ertuğrul Mühsin, Turandotu yep- yeni bir tarzda sahneye koydu. Bu gece sahnemizde tekniğin mükemmel bir. tezahürüne şahid olacağız. Gözlerin önünde bomboş duran sah- neyi, bir lâhzada değişmiş göreceğiz. Meselâ bu bomboş sahnede gözü- müzü açıp kapayıncaya kadar koca- man bir Çin şehri kürülüverecektir, Elektrik sayesinde kurulacak olan bu dekorlar barkulide güzeldir. ” — Belini Sedes Otobüs münakaşasi (Baş tarafı 1 inci sahifede) sİstanbulda işliyen yüz elliye ya- | kın otobüs birçok vatandaşlara ald- dir. Şikâyetei mevklinde görünen | Sarı Halidin on dört arabası işliyor. 14 araba işleten bir adamın «Bana verilmedi de Başkalarına araba Tuh- satı verildiz diye şikâyet etmesi doğ- ru mudur? Bütün diğer şikâyetler hep bu kabildendir. «Belediyenin tallmatname dahilin- de ruhsat verdiği yakında yapılacak ; tettişle meydana (çıkacaktır, İstan- bulun otobüs derdi yoktur.» Bir protestoname Tepebaşında sakin dişci Avni Bs- yer dün vilâyete bir protesto sureti göndermiştir. Bu protestoda hulâsa- ten: Bay Ahmed Emin Yalman «Sana otobüs işletmek iznini alırım bana | bin lira ver» dedi. Ben de bin lirayı çıksirdım verdim. İki şahid vardır. Şahidlerin isimleri bende mahfuz- dur. Bana ruhsat alamadığından bu işi bozacak makale yazacağını söyle- di. 24 saat içinde paramı iade etmez- se aleyhine dava ikame edeceğim.» deniliyor, Belediye telef: «— Böyle bir protesto aldım, muk- tezasının ifası zımnında müddeiumü- miliğe tevdi ettim demiştir.» B. Avni Bayer ne diyor? Protestoyu çeken diş tabibi B. Avni Bayere telefonla bu bin lirayı ne 2za- man, nerede verdiğini, B. Ahmed | Emin Yalmanla tanışıp tanışmadığı- nı sorduk. Bize şu cevabı verdi: — Ahmed Emini tanımam. Otobüs işi için matbaasına gittim, kendisile | görüştüm. Orada bin lirayı verdim. Dört şahid vardı. Fazla tafsilâtı mah- 'kemede vereceğim. Maamafih veki- Dişçi bay Böyeri in vekili ne diyor? Dişci bay Bayer'in avukatı bi Suf Kenandan bu hadise hakkında bildiklerini sorduk; dedi ki; — Ben dişci bay Avni Bay umumi vekâletini haizim. Böy bir davası olduğunu bana bildirdi. Lâkin henüz mahkemeye müracaat etmedi da bik ğimiz gibi meslenin tafsilâtır miyorum, Paranın nerede veri den de haberim yok. — Avni Bayer umumiyetle otobüs işletir mi ki böyle bir işe teşebbüs etmiş? Muhtelif işler yapar. — Ahmed Emin Yalmana bu tarz da bir para verdiğini iddia ediyor. Böyle bir parayı vermek de suç teşkil etmez mi? — Etmez. Fakat bu mesele, haddi zatinde ehemmiyetli değildir. Mahke- meye müracaat ederiz, kazanırız, yâr hud kazanmayız. Alelâde bir zaman- da. olsaydı böyle bir dava dikkati bile celbetmezdi. Otobüs meselesinin aktüalite olduğu vakte tesadüf etti- ğinden dikkati celbediyor. Ahmed Emin Yalmanne diyor? Bu hususta Ahmed Emin Yalma- nın ne diyeceğini sorduk. Bize Şu sözleri söyledi: — Avni Bayer adında bir adamın dünyada mevcudiyetinden bile habe- rim yoktur, Kendisini ne gördüm, ne tanırım. Lâzım gelen kanuni yollara müracaat edilmiştir. z münasebatı Suriye - Fransı (Bâş tarafı 1 inci sahifede) 1 — Suriyede banka imtiyazları 2 — Petrol meseleleri, $ — Cezire muhtariyeti, teşkil et- mektedir. Banka imtiyazı Suriyede Fransız menaflini temsil €den bankaların imtiyazlarını temdit etmek, Suriyeden istenen işlerden bi- ridir. Suriyede Fransız sermayesi o gekilde yerleşmiştir ki, Suriye onun taleplerini olduğu gibi kabul etmek, dileklerine boyun eğmek mecburiye- tindedir. Çünkü şimdiye kadar vücu- de getirdiği mali organizasyonlar, Su- riyenin sermaye ve iş güç sahiplerini kıskıvrak bağlamıştır. Talepleri ka- bul edilmediği takdirde mali, ve ikti- sadi tazyik ile bir çok şeyler elde ede- bilir. Şimdiki halde Fransa politik tazyik safhasını tercih etmektedir. Petrol meselesi Cezire mıntakasındaki petrolleri elde etmek, bunları işletmek, Irak petrolleri nevinden bir iktisadi faali- yet sahasını elde bulundurmak Fran- sız emelleri arasındadır. Bundan bir müddet evvel Cezire petröllerinin Yrak petrollum şirketine bir milyon İngiliz lirası istikraza bedel terkedil- mesi için müzakereler cereyan etmiş- ti. Trak petrolfum şirketi 20'sene için ancak toprak kirası namı ile bir mik- tar para verecek ve bu para da silâh ve harp malzemesi ile ödenecektir. Su- riye hükümetinin bu teşebbüsü orta- ya çıkınca iskandal mahiyetini al- mıştı. Fransızlar bu petrolleri kendi ellerine almak, işletmek emelindedir. ler. Esasen Suriyenin en ehemmiyet- li servet membaı da bu petrollerdir. Cezire mühtariyeti: El altından Suriye istiklâlini par- çalamak için alınan teşebbüsler ara- sında en mühimmi Cezirenin Fransız himayesi altında muhtariyetini temi- ne çalışmaktır. Cezirenin muhtariyeti yani Suriye- nin bu sahasında Fransiz kuvvetleri- nin yerleşip kalması, bir taraftan pet- rolleri ihtiva eden sahayı silâhla mu- hafaza etmek, diğer taraftan Akdeniz sahillerinde yerleşen Fransayı daha gerilerden müdafaa etmek ve Arap it- tihadına karşı bir sed vücude getir- mek esasına dayanmaktadır. Çünkü Cezire mıntakasına yerleşecek olan Fransa, muhtelif Arap memleketjeri arasında mühim bir yer işgal etmiş iskân etmek demektir. Nitekim bu maksadın husulü için hudud boyun ca faaliyete başlanmıştır. Cezirenin muhtariyeti için hazırlar nan faaliyetler mandater devlet me- murları tarafından himaye görmek“ tedir. Nitekim son aylarda Cezirenin muhtariyeti için Avrupaya giden hes yet reisi Süryani kadim patriği 'Tüp- Pbuninin Fransada gördüğü hümü kabul bu bakımdan dikkate lâyıktır. Cezire mıntakasının Fransız himaye» sinde kalması Halebin de bu mıntaka içinde yer almasına vesile teşkil et« mektedir. Çünkü Cezire mıntakasın- da kalacak olan Fransız kuvvetleri ancak Halep vasıtasile denizle irtibat tesis edeceklerdir. Binaenâleyh Hale- bin de Suriyeden ayrılarak Cezire mıntakasına ilhakı hususunda Halep hıristiyanları arasında yapılan tahris kât semerelerini vermiş, ve hazırlar nan bir vekâletname Pariste bulunan 'Tuppbuniye gönderilmiştir. Fransiz Jar bu esasların tahakkuk etmesi için Suriyede tazyik politikasını idame etmektedirler, Suriye - Fransız münasebatının bur günkü manzarası budür, AA İzmirde Türkkuşu Lisenin son sınıfından bir çok talebeler Türkku- şuna yazıldılar İzmir (Akşam) — Kültür Parkis parşüt kulesi gençliğin daimi bir toplantı yeri halini almıştır. Buradâ toplanan gençler < öğleden evvel v0 sonra paraşütle atlamalar yapıyor, İ tayyarecilik için hazırlanıyorlar. BİK hassa genç kızlarımız arasında par&” şütle atlama sporuna ve tayyarecili- İ ğe karşı görülen hevesler hepimizi sevindirecek derecededir. İzmir Türkkuşunda yakında der# lere başlanacaktır, Hazırlıklar bitir miştir, İzmirdeki erkek ve kız Jisele* rinin son sınıf talebelerinden ve bi“ riçten birçok gençlerimiz Türkkuşu” na üye yazılmışlardır. Bu yıl İsmif Türkkuşunda A ve B. bröveleri der leri birlikte gösterilecöktir. Bu İKİ bröveyi alan gençlerimiz yan ) İnd” hü kampına gideceklerdir, * Yurddaş; olacaktır, Ve bittabi bu sahada Fran- sanın yerleşmesi demek, Arap ursu- z yerine kel m gelen Türk parası; en sigortalı paradıf: Ulusal ekonomi ve artırma

Bu sayıdan diğer sayfalar: