—1— Bu gece ormanda karanlık korkungu Ufukta yükselen ayın rengi tunç.. Uzakta çakıyor bazı şimşekler.. Yollarda uluyor şimdi köpekler. Sükünet dinliyor bu sadaları., Issızlık kaplamış karşı dağları. Bu gece ürpermiş düzler, yokuşlar. Ansızın sevinçle öttü baykuşlar, Birisi çırpındı: — Şeytangeliyor!.. Öbür baykuş dedi: — Ne iş'yapmış, sor: Kaç ocak sündürmüş?, Kaç evi yıkmış? Bu akşam kaç insan canından bıkmış? Kederden kimlerin bükülmüş beli?... Kimler.yas bağlamış?. Bunu bilmeli... O anda titredi sanki karanlık, Boşlukta duyuldu bir acı ıslık, Ormanda aksetti şeytanın sesi!., Omzunda o kızıl harmaniyesi, Gözleri kan dolu İblis göründü!., Baykuşlar neşeyle ona süründü, Öterek dediler sonra: — Tünaydın; BU gece az'daha sen“geç-kalaydın, Hükmedip fenalık. etmediğine, Diyecektik; Geldi, ne-yazık,'dinel., Gülerek dinledi Şeytanbu sözü, Dişleri göründü, parladı gözü, Haykırdı: — Ben geldim, din'değil, hiza; İftira ettirdim bir günahsıza!. Geceyi çınlattı bir'kaç kahkaha, Yürüdü fenalık yapmıya daha!.. ğa Henüz gün doğmamış, karanlıktı tan, Yolunda bir eve rasladı Şeytan, Geç vakit odada gördü: bir ışık!.. Perdeden içeri baktı; Bir âşık Sevdiği kadını düşünüyordu: Yaş dolu gözlerin çevresi mordu, Yok sarı kâğıddan farkı'bu yüzün Yazılmış. gibiydi üstünde'hüzün! Önünde-duruyor kadının. resmi, Bakarken ağzında titriyor ismi, Eziyor kalbini derdin yığını, Onun. çekiyordu ayrılığını!.. Fenalık isterken Şeytan-o gece, Perdeden bakarken bu hasta gence, İçinde bir derin: merhamet duydu: Nastlsa meleğin sözüne uydu, Kapalı camlardan girdi bir anda!., Odayı kaplıyan. beyaz dumanda. Onu farkedince düşünen erkek, Ansızın bağırdı: — Şeytani. diyerek.. Fakat o, bu gencin kesti yolunu, Okşadı saçını, tuttu kolunu, Dedi ki: — Hakkın var, benden korkarsın, İğrenen gözlerle hattâ bakarsın!.. övet, ben hem iğrenç, hem korkuluyum Müerimin hocası, cürmün. kuluyuml!, Milyonca yıl önce dünya kuruldu, Ettiğim fenalık milyar» buldu, Yaptığım cinayet gelmez heshbal.. Kaldı mı yanmadık kimse acaba: Başını döndürdüm nice genç kızın Bir kötü hayata attım ansızın! Ne kadar fakirin evini yaktım, Taşların üstünde sefil-biraktım!.. Çok zengin adamı inlettimyoksuli.. Yularca ağlatlım kaç kadını dul!.. Dünyada herkesin boynu büküldü, “ Masumlar ağladı, suçlular güldü!... Cinayet, kıskançlık, muharebe, kin Hep benim zevkimdir... Şu.anda lâkin Kalbimi ışığa boğdu nedamet; En yüksek bir duygu olan merhamet Nasılsa çevirdi beni şaşkına: Geli. kk ayy al ; RM OE iilim, öge nik amine — İnsandan görmedim: iyilik henüz, Kapandı ber kapı, çevrildi her yüzi.. Bir kimse çıkıp ta-açmadı kucak, Vurdular yarama daha bir bıçakl,, Sevdiğim nihayetkaldı. uzakta, Güzlerim aylardır kan ağlamakta! Şeyten bu sözleri duyunca güldü, Gülmekten gözünden yaşlar döküldü!. Haykırdı: — Budalal,.. Beyhude yanma, Sen onu aşkında samimi sanmal,, Sevgilin aşk değil, istiyor servet. — Hayır; bu yalandır!.. — Doğrudur, evet., İstersen yapalım tecrübesini: Şeytanın ilk sevabı Yazan: NECDET RÜŞTÜ “AL şu altanları, şu elmasları, «Bir yaşlı adamdı babası gibi!.. 'Bir zengin haline koyayın seni, Git ona, hesapsız malını anlat, 'Yığınla altını kucağına at, Görürsün... İmtihan kolaydır gayet!.. Genç âşık sarsıldı: — Anlarsam şayet Aşkımı, paraya değiştiğini, Ölsemde silinmez kalbimden kini! —i— Genç adam ayakta titremekteydi, Şeytanın. parmağı üstüne deydi, Girmişti bir yaşlı zengin haline: Bir avuç pırlanta almış eline, Cepleri bir-sonsuz servetle dolul.. Bir-anda aştılar uzun bir yolu, Esdını buldular... Adam diz çöktü, Bir âşık tavrile derdini döktü: — Ben seni kaç yıldır gizli severdim, Bu yeşil gözlere gönlümü verdimi.. Önünde diz çöktüm, murada erdimi.. Kim demiş yaşlılar aşka dayanmaz, Yıllardır «hasrete. göğsümü gerdiml.. Hayalin karşımdan gitmedi biran; Benden hem uzakta, hem beraberdim! Varımı, yoğumu: önüne serdim!.. Senindir tükenmez hasinem: daha, Aşkımı kabul et, tükensin'derdimi., Olanca cebinden gencin ansızın Altınlar boşaldı önüne kızın, Elmaslar, inciler avuçlan taştı, Bir ande genç.kızın. gözü kamaştıl., İlkönce onları almadı ele, Kalbinde başladı-bir mücadele: Bu kadar paranın, pulun sahibi Gövdesi yıpranmış, kanı soğuktu, Bakışı fersizdi, sesi: boğuktu!.. Biraz da düşündü sevdiği genci: Bu erdi gençlerin belki en dincil., Gövdesi. çelikti, kanı-sıçaktı, Gözleri gönlünde İzler bıraktı, Ah... Hele tatlıydı sesine kadar! Fakat ne altını, ne elması var, . Fakirin; biriydi... Şimdi kâlnat Sürerken paralı, rahat. bir. hayat, O, sevgi uğrunda sürünecekti!.. Kız aşktan bir anda. kalbini çekti, Yaşlıya uzattıdudaklarını, nüşte de ayni iseklelere uğrıyacaktır. Kalbini, tenini, bütün varını!., e O.sabah,-açarken henüz tan yeri, Genç adam Şeytanla dönmüştü gerli Derdliydi, bu kara bahta küskündü, Bu, onun. ömründe ne meşum, gündü!. Yollarda gözünün yaşı dökülmüş, Hayalı kırılmış, boynu bükülmüş, Iztarab içinde, gelmişti eye!.. Yüreği yanmıştı alev aleve, Bir sonsuz derd ile dolmuştu kalbi, Ağladı, ağladı bir çocuk gibil. Hiddetle bağırdı sonra Şeytana: —Sen bütün ömrümü zehrettin bana, «Âşıktım... Şüpheden, kindenuzaktam, «Ben gene ümidle,yaşıyacaktım!..» Adamın.sırtanı okşadı Şeytan, Dedi ki: gün yeni dikmek tani Yirminci asırda zeki bir gence ç Aşk için-ağlamak ayıptır bence!.. Sadece masaldır Ferhad ve Şirin, Romeove dJülyet, Pol ile Virjin!.. Bu devrin kadın: olsaydı Aslı, Keremin yüreği kalmazdı yaslı; Mecnun da, görseydi Leylâyı bugün, Yıllarca; geçirmez ömrünü küskün, «Kuvvet» e başvurur, koşandı kıza... —Kuyvetten kastin ne?.. — Bak asrımızâ «Dikkat et, dünyayı döndüren. — Hiç akıl etmedim. yirmi senedir. > — Çocuksun;,. «Para» ai — Para hükmeder mi Meme Aşk yokmuş, aşk için ağlamak boşmuş! — Değişti yaşayış, değişti dünya, Bü asrın gencine zehirdir hulya; Aklını kaptırıp bir sevgiliye Düşünmek yaraşır ancak deliyel., Duranı beslemez artık bu devir, Kalk, çalış,, talihi kendine çevirl., Muhtelif plâk neşriyatı; 14: SON. Akşam neşriyatı; 1830: Plâkia dans 0: Konferans: Beyoğlu Hal- 20: Bürhan ve arkadaşları dan Türk musikisi ye hulk garkıla- Ti, 2030: Ömer Rıza tarafından “arabca &öylev, 20,45: Sulhiye ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi ye halk şarkıları (Saat ayar), 21,15: ORKESTRA, 22.18: Ajans ve borsa haberleri ve ertesi-günün yengramı. 220: İnci Mürkeç gem BİYE 30 ili 91 Perşembe İstanbul — Öğle neşriyatı: 1330: Plâk- la Türk musikisi, 1250: Havadis, 13.06: Muhtelif plâle neşriyatı, 44: SON. Akşam neşriyatı: 1830: a m çeşmede Hulüsi Osman, in cadde sinde Saadet, Üsküdar; Merkez, Kü- çükpazar: Necati, Samatya: yeka” lede” Teofilas, Alemdar: desinde Bgref Neşet, Şehremini: Top- kapıda Nazım. Çınarcığa vapurla gezinti | Cumhuriyet Halk partisi Unkapanı Küçükpazar nahiyesi semt; ocağı tar rafından önümüzdeki pazar günü Çi- narcığa vapurla bir gezinti tertip edil- miştir. Vapur pazar günü sabah saat sekizde «Boğaziçi iskelesinden kalka- cak, Kadıköy've'Büyükadadan da vetlileri alarak Çınarcığa gidecek, dö- Askerliğe davet Beşiktaş askerlik. şubesinden: Şimdiye kadar askere çağırılmamış ve yahat - çağırıldığı halde mbhi veya sair kanuni sebeplerle geriye bırakılmış ve ev- veliki «celblerde askere -çağırıldığı halda gelmiyerek bakayada kalmış veya geç nü- fusa «kaydedilmiş - ve yaşıtlarile muaye- neye vaktinde gelmiyerek yoklama kaçax El kalmış've bilâhare şubeyo-gelerek mus ayeneleri yaptırılmışve benüz sevk edil memiş 316 doğumundan”a20 dahil doğu muna kadar, piyade. 316-doğumundan :391 dahil “doğumuna kadar topçu nakliye ssüvhri demiryol iş- tihkâm muhabero haya muzika, 316 doğumundan 302 dahil deniz ve jandarma eratile liç ay.ye daha siyade baya tebdili “alarak” şube emrin» girmiş #muhlelit doğumlu ve muhtelif , sınıflara ayrılmış erat ayrıca ilân edilecek günler- de askere çağırılarak sevk edileceklerdir. Şimdiden hasılıklarını yapınaları ilân olunur. “nemi, fakat — beynelmilel eabıkalı- «Genç-adam-içinde duydu bir sevinç, Ayağa kalkmıştı heykel gibi dinç!., Bu borcu ben sana ödeyim nasıl?., Bir genci'kurtarıp hayata atan, Hintli fakir 20 Eylül 1037 — a güzel Çek kızını nasıl afsunladı ? Marya, otelde Hintlinin pençeleri “altında boğulurken zorlukla kurtarıldı a: Hintli fakir tarafından Hintli fakir Belgradda çıkan Vreme gazetesinin yazdığına göre, geçen gün:Belgradın. birinci sınıf <Ekselslors otelinde Emir Abdülhamid Kan.namında bir Hintli fakir'terkif edilmiştir. Ekselsior oteline “gelen “bu yaban- cr yolcu, otelden'kendisine banyolu lüks bir oda istemiştir. Yanında çok iyi giyinmiş ve yüksek aileye men- Su polduğu görülen gözlüklü genç bir kadın da bulunuyordu. n Yolcu, otel defterine ismihin :Emir Abdülhamid. Kan- olduğunu, > Hindis- tanda doğduğunu .ve mesleğinin de | fakir - psikolog olduğunu yazmıştır. | Bunun üzerine “kendisine en Miks | bir oda verilmiştir. Ertesi günü genç kadın, bu Hintli ile'beraber bir berber salonuna gi derek tuvaletini o yaptırmak istemiş, | #akat yüzündeki şoförlere “mahsus | gözlükleri bir türlü kaldırmak iste- memiştir. Saç tuvaletini bir «kadın berberi “yapmağa başlamış, fakat bu | sırada diğer - bir.erkek berberde bu; | yabancı “kadın müşteriye yardım ete; | mek isteyince «Hintli, bozuk bir Al, manca ile .hitap-ederek refikasına yalnız kadın. berberin -hizmet edece- ğini söylemiştir. Müşterinin “bu hareketi, «berber, salonundaki bütün, berberleri gücen-! 'dirmiş. Fakat tuvaletten sonra Hintli | bahşişleri ibol bol verdiği için 'ber- berler bu yağlı müşteriden çok mem- nun kalmışlardır. Ertesi günü sokakta nokta bekli- yen polisler, Ekselsior otelinin yuka- rı katından: — Ah.. anneciğim; diye acı acı feryat eden * bir-kadın sesinin geldi- ğini duyunca içeriye girmişler, yu- karı kata çıkmışlar, “Hintli fakirin oturduğu “daireye girince güzel Av- rupalı kadını boğmağa uğraştığını görmüşler, fakiri tevkif ederek genç kadını pençesinden kurtarmışlardır. Karakola götürülen “fakir “Abdül. hamid Kan; sorulan süallere cevap ver- ların parmakizi defterinde “yapılan tedkikat-neticesinde-yaman -bir sa- bıkalı olduğu anlaşılmıştır. Fakirin elinden “kurtanlan. genç kiz, Abdülhamidin meryatizme “te- sirlerinden “yakasını” kurtarınca &dı- | nun Maria Kratka olduğunu: söylemiş we “başından: geçen:maoerayı anlâi- mıştır. Kendisi- zengin bir tüccar kızı irliş ve « Çekoslovakyada - “Anna -Çapkova helbiMinde çalışıyor imiş. Bir gün Pragda “sökakta “gezerken “Üzerinde bir 'fenahk “ve “kendisini görünmez bir-kuvvetin -çağırdığım hissetmiş ve buna-mümanaat-edemiyerek -o Çe- fıran kimseye doğru gitmek için yo- Yundan geri dönmüş, “ansızın karğı- sında koyu siyah “gözlerini “kendisi- ne-dikmiş olan: fakiri görmüştür. Genç kız “bu siyah “gözlü adantın tesirine kapılarak kendisin! takip &t- miştir. ç Hindili: “fakir, mühakkak “surette afsunlanan Marya, Sağda: Abdülhamid Kan kendisile evlenmek istemiş, hattâ be- rabereo: seyine:giderek bu “niyetini babasına açmıştır. (o Çekoslovakyalı tacir, pek tabii bu teklifi reddetmiştir. .Genç'kız,' kendisini mütemadiyen takip etmekte olan İskirle başa çıka- mıyacağını anlayınca, intihar etme- ğe kalkmış, fakat;buna,-fakir «mâni olmuş. Nihayet bir gün-bununla ni- şanlamağa :roecbur : kalmış. “Nişanlı olarak iki gün kazın babasının yanın- da kaldıktan sonra fakir-nişanlısile Berline hareket, etmiş. Trende-fakir, kızı zorlamağa başlamış ve kazan göz- lerine cetrafını :vazıh -bir .surette gö- »remiyecek bir gözlük takmış. Bundan: sonra;»kızm:yücudüne bir takım iğneler *batırmağa başlamış. Buarada -fakirin elinden “kurtulan Mariya, trendeki:yataklı, vagonların- dan kaçarak ikendini trenden atma- İakalkımışsa da syolcular.« koşarak kızı kurtarmışlardır. Bunun üzerine .9 anda İlk gelen isbasyonda “fakir, nişanlısını trenden indirmiş, otomobille | Berlino , götür- müş. Berlinden Brüksele gitmişler, orar dan “da; » Ostende'ye; ; Bazel, » Venedik ve «Triyesteyi dolaşmışlar ve, nihayet sonvgünlerde. de: Belgrada gelmişler. Fakir, burada, Mariya ile ;bir.müd- det-kalacakmış. i Belgradda gene olelde “fakir, kızı yere-yatırarak; ellerinin üzerine bir sandalyanın ayaklarını koymuş ve bu halde sandalyanın da üzerine otu- rarak'kadına eziyet «yapmıştır. En nihayet. Çek kızı bu defa da.elinden kurtularak; kaçmış. Emir «Abdülbamidin . bavullarında pek.çok. güzelkadın resimleri bulun- muştur. » Üç,bavulunun yannda bu- lunan «bir.dördüncü bavulu ise es- rarengiz.bir surekte, ortadan kaybol muş. Mariya, Belgraddan Prağa ailesine Belgrad zabıtasının -tahkikatına göre, fakirin üzerinde pek çok - para Br, apartımaln;: köşk, sayfiye kiralama; mevsiminde AKŞAM'ın KÜÇÜK İLÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratli ve en ucuz vasıtadır. 3 defası 100 kuruş AKBA Kitap Evi kâatçılık Ankarada bütün mektep Kitaplarının satış yeridir. Mektep kırtasiye çeşitleri en müşsit şartlarla temin edilir. Tel: $3T7 vu "EO .id um AA 8 m man ba e re ”