29 Eyldi 1937 > SİYASI İCMAL: Filistinde tedhiş ve; silâhlı kıyam hareketi mem ile değiştirmeğe karar | mmentoya birakmiştı. | Milletler Cemiyetine | şti, Milletler Cemiye- rar bir komisyon tü- | kik ve tahikik.edilmeğe bi- | r. Bu suretle Filistinin son | mukadderatı üzerinde hiçbir taraf | kati bir hüküm veremeyip havale sur relile meseleyi sürüncemede Dırak- makta ve vakit kazanmağa çalışmak- tadır. Piltetinin. ölbetinin. böyle meghul | kalması Siyonistler için tahammik forsa değildir. Fakat Filistin Arapları İ bu memleketin tamamiyetinin muhd- ;| jazasını kendi mevcudiyetleri için 28- ruri ve hayati saydıklarından tekrar | silâha sarıldılar. Her tarafta İngiliz memurlarına ve şüphelendikleri heri | cinslerine ve alelümum Yahudilere | karşı silâh ve bombasile taarruz edir | yorlar. Bu hareketin başında bulunanlar- | dan tevkif edilip Akkâya gönderilerek | kalebend edilenler Filistin dâvasına bütün İngiliz âleminin ve dünyanın dikkat ve merhametini eelb igin açlık grevi ilân etmişlerdir. Son günlerde bu tedhiş ve mütellâN | kıyam hareketi o-kadar ilerilemiştir ki en. büyük İngiliz memurları. bile suikasilerden masun Kkalamayorlar. Ahiren Filistinin maruf beldelerinden Nastra'da Taberiye sancağı İngiliz ko- miseri Andrews ile bir İngiliz polisi Anglikan. kilisesinin kapısı önünde ropelver kurşunlarile — öldürülmülş- lerdir. Tedhiş hareketinin bilhassa, Şimali | #ilistinde kuvvetli olması, İngiliz tah- kik komisyonunun bu yerleri milsta- kil Yahudi devletine tahsis ederek bü- radaki 400,000 Arabın başka tarafla- ra nakledilmesini tavsiye eylemesin- den peyda olan heyecan ve nevmidi. den, neşet etmiştir. Filistin Arapları” zn kendi vatanlarının parçalanması” na seyirci ,kalamıyacaklarını “isbat İ eden bu hadiseler, İngiltere için yeni bir büyük galle.teşkil ediyor. Feyzullah Kazan Topkapı surlari haricinde büyük bir meydan yapılacak Belediye Fen heyeti projeyi hazırlayınca sinekli m. eya Güzel ve geniş bir meydan haline Evvelki gün açılma merasimi yapir lan İstanbul - Lüleburgas asfalt yo- Tunun. başını teşkil eden 'Topkapıda sur haricindeki kısım, uzun seneler- denberi yüz üstü kalmış, imar edi smemiştir. Asfalt şose yapıldıktan s00- ra meydanın bu halde ;bırakılması muvafık görülmemektedir. Haber aldığımıza «göre ikale kapısı nın tarihi kıymeti.muhafaza edilmek konacak olan Topkapı caddesi şartile Topkapıda kale dışında kalan kısım, yani aslalt caddenin başlangı- cıni güzel-bir.meydan haline çevirmek üzere belediye fen heyeti tarafından bir proje hazırlanacaktır. Burada İs- timlâk edilecek pek az bina ve arsa vardır, Kısmen kaldınlacak . mezar- lıklardan sonrameydan,bütün gü- gelliğile meydana çıkacaktır, Meyda- nınvetrafı ibir park; ile tezyin oluna” caktır, Arnavutköy. gazinosundaki. cerh vakasının: muhakemesi Lâtif, Siyamı yaraladığını, Halit de bardak, tabak kırdığını inkâr. ediyor Bir gece Arnavutköyünde Marko- nun gezinosunda Gülizar adında bir kadın yüzünden çıkan kavgada ş0- för Sıyam adında,birini tabanca İle yaralamaklan suçlu Lâtifin ve bu kav- gada tabak, bardak ve şaire atıp kir- mak suretile gazino sahibini zarara, sokamak suçundan da şoför Sıyam ile arkadaşı : Halidin « mubakemelerine dün üçüncü. ceza mâhkemerinde baş Janmıştir. Mahkemede .evrak okunduktan sonra suçlulardan Sıyam yakayı şöy- le anlatmıştır: — Vaka gecesi Halld ve-diğer dört arkadaşımla birlikte Sirkecide bir ga- zinoda oturup içtik. Orada Lâtif ile arkadaşları ve Gülizar beraber oturu- yorlardı.Biraz orada ölurduktan son4 Ta biz çıktık ve Armavutköyündeki Markonun gazinosuna gittik, İçeriye girdiğimiz zaman Gülizaria Lâtif ve ârkadaşlarının da buraya gelmiş ol- duklarını gördük. Onlar bizi an ce, Gülizar: — Siz hep bizim arkamızı takip edi- yorsunuz... Diye küfretti, Başımızdan aşağı ti” baklar, bardaklar fırlatıldı. .Ortalık biribirine karıştı. Bu vaziyet karşısın- da ben de; «Bu rezalet nedir,.ben pos- ta olmak istiyorum» diye bağırdıni. O sırada biri üç el, biri de dört el ol- mak üzete yedi el silâh patladı. Ben yaralandım... Sıyamı yaralamaktan suçlu Lâtif te şunları anlatmıştır: — Arkadaşım Receple beraber Sir- keçide oturup. kahve içtik. Gülizar bi- zimle beraber değildi. Bizden eyvel gör zinoya .gitmişti ve kalabalıktan yer bulamadığımız için arkadaşım de Gü- lizarm masasının bir kenarına otur- muştu, Biraz sonra biz oradan çıktık ve bir iş için Arnavutköyüne gittik ve Markonun gözinosuna girdik. Gülizar da arkadaşlarile oraya gelmişti. Re cep rakı içti ve sarhoş olduğu için gür zinoda kalacağını söyledi. Vakit geç olduğu için ben son tramvayla İstan- | “Trabzona geçmiştir. M. Raufi, İstan- AKŞAM Trabzon limanında 281f tesisat yapılacak B. Raufi tedkikat için Ankaradada Trabzona gidecek Satın alınan Trabzon liman şirketi 1 teğrinlevvelden itibaren İstanbul H- man işletmesi tarafından idars olun- mağa başlıyacaklır. Trabzon imani birçok bakımdan ehemmiyetli bir li- mandır ve gittikçe de ehemmiyeti art- maktadır. Bazı ihraç mallarımız için esaslı bir iskele olan Trabzon limanı asri tesisat- la techiz edildikten sonra mükemmel bir ihraç merkezi haline “gelebilecek- tir, Trabzon limanı bugünkü şekile pek ipitdai bir haldedir. İstanbul limanın- da olduğu gibi orada da asri anirepo- lar tesisine, fırtınalı havalarda tahmil ve tahliye işlerinin kolaylıkla görülebik. mesi için.bir dalga kıran yapılması- n& lüzum görülmüştür. Bu hususlarda -İktisad Vekâletile temaslarda bulunmak üzere Ankara- ya giden İstanbul liman işletme ida- resi müdürü .B, :Raufi Ankaradan - buldan Trabzona ,giden muavini; B. 'Hâmidle birlikte şirketin satın alın- masına aid son. formelileleri ikmal edecek ve limanın tesisatlandırılma- s1 içinde tedkiklerde bulunduktan sonra şehrimize döneceklerdir. Şirketin imanda evvelce yaptığı tesisat 30,000 liraya satın alınmakta olduğuna göre Trabzona “yapılacak ilâve tesisatın ehemmiyeti kendiliğin- | den meydana. çıkmaktadır. Tesisat iş- | leri senelere taksim edilmiştir. Bu se- ne bütçesile yapılacak yeni .tesisatın da 30,000 lirayı bulacağı tahmin edil- mektedir. Rüşvet davası Cürmümeşhudu yapan polis Hamdi dün tekrar dinlendi Ahmed Nüzhet adında birinden 25 Mira rüşvet almaktan suçlu sabık Ye- niköy nahiye müdürü 'B, Alâeddinin muhakemesine dün birinci ceza mah- kemesinde devam edilmiştir. Rüşvet. cürmümeşbudunu. yapan ve evvelce şahid olarak dinlenen po- Ha Hamdi dün tekrar dinlenmiş ve har diseyi evvelce olduğu gibi. yeniden anlatnıştır. Vaka günü nahiye mü- dürü B. Alâeddinin elinde baston bu- Junup bulunmadığı mavzuubahis ol- muş, şahid Hamdi eyvelâ B. Alâeddinin. elinde bastan gördüğünü söylemiş, bilâhare Ahmed Nüzhetin o gün Alâ- eddinde baston, bulunmadığını. söyle- mesi üzerine: — Pek farkında değilim. Biz, Alâ- eddinin rüşvet olarşk aldığı paraları yolda yere atmaması için hep yerlere bakarak yürüyorduk. Bunun için Alâ- eddinin elinde baston hulunup:bulun- madığını. pekiyi .hatırlıyamıyorum... demiştir. Diğer şahidler İstanbulda (buluna madıkları için mahkemeye celbedile- memişlerdi. Mahkeme, karannı ver- mek üzere, muhakemeyi başka güne bıraktı. aneaaaannre bula inmek üzere dışarı: çıktım. Tram- way'istasyonunda beklerken.bir aralık Recep başı açık koşarak - geldi ve, gazinoyu “bastılar, kavga oldu, beni de yaraladılar, dedi. Ben hiçbir şey yapmadım. Silâhtan ve Sıyamın ya- ralanmasından haberim yoktur... Gazinocuyu zarara sokmaktan suç» Yu Halid de orada tabak ve saire atıp kırmadığını söylemiştir. Kavge esnasında gazinosunda ta- bak, bardak ve sairesi kırılmak surö- tile zarara sokulduğunu ileri süren gazinocu Marko mahkemeye bir istida wererek hakkı şahsi dâvası açmış, fa- kat kendisine tabliğat yapılamadığı için mahkemeye gelmemişti, Muhar keme, Markonun dâvacı sıfatile mah- kemeye celbine ve şahidlerin dinlen- mesine karar vererek - muhakemeyi başka, güne bırakmıştır, Edebiyatı cedideden Büyük Namık Kemal oğlu Ali Ekrem Cenevre 4 Eylâi Ali Ekrem Edebiyatı Cedide allesi- nin en ateşlisi idi denilebilir. Ona ar kadaşlar ziyade saygı de gösterirler di; çünkü AH Ekrem büyük Namık Kemalin'olğlu idi. Namık Kemal ha- kikatte edebiyatı cedidenin amblemi idi, Edebiyatı cedideyi kuran Recai zade Ekrem, Namık Kemalin şakirdi idi. Biz hepimiz de Namık Kemali «Vatan Silistre piyesindeki «Tuna serhaddimizdir> sözile anardık. Var tan kelimesini ilk kullanan büyük vatanpervere yüreklen bağlılığımız pek kuvvetli idi. Bu bağ çözülmezdi, gevşeyemezdi, Onun için .Al Ekrems karşı saygımız fazla idi. onda baba- sının gölgesini görürdük. Namık Kemalin oğlu All Ekrem de dünyadan göçtü; 11898 da kurulup 1900 yılının başına kadar edebi ve içtimai rolünü yapan ve bu sayede Servelifünunun adını tarihimize ge- çiren edebiyatı cedide arkadaşların- dan göçenlerin. sayısı çoğaldı. İşte sar yıyorum,bu sayış ölüm tarihi sırasi- Jedir: -Ahmed Şuayb, Recai zade Ek- rem, Tevfik Fikret, . Mehmed Rauf, Şair Sefs, Süleyman Nazif, Mehmed Gavid, Cenab Şehabeddin, Celâl Sa- hir, Ali Ekrem, Bu saydıklarım edebiyatı cedidenin en canlı Âzalarındandı. Hepsi de bi- rer birer dünyadan -aynlıp gittiler. Bugün Ali Ekrem de o kafileye ka- Tıştı, canlarına rahmet olsun. Ali Ekrem Servetifünuna devam ettiği zaman mabeyin kâtiplerinden- di. Adını açık kullanamzadı. O 74 manki eserleri. hep A. Nadir imzasını taşır. Kendisile beraber yine mabeyin kâtiplerinden Reşid dahi edbiyatı €e- didenin canlı arkadaşı idi ve birbir- lerinden çokluk ayrı durmazlardı, 1900 yılında Babıâli yokuşunun bir takım yazıcıları. edebiyatı -cedideci- lere «Dekadan; adımı *takmışlardı. Dekadanlarla alay etmek sade hafi- ye ve kara cabil «Malümal; cı Baba Tahire kalmıyordu, «İkdam» .gazete- sinin de. dekadanlarla -eğlenmek “hu- yu olmuştu. Dekadan, dekadan, dan, dan! Nekaratlı istihza şiirleri basar du- rurlardı. Ebedi yolculuğunu düşüne- rek kendisini sevgile andığım Ali Ek- rem, edebiyatı. cdideye başka çığır vermek isterdi. O, Fikretin ve Cenabin yeni ruhlu yazılarını tenkid,ederdi ve onun için aralarında . münakaşalar eksik olmazdı. Bu didişmelerin Ser- vetifünun yurdunda ve arkadaşlar arasında sürmsei hiç fena-bir.şey de- gildi. Münakaşalardan yeni hakikat- ler çıkabilirdi, Onun için Recai zade Ekrem başta olduğu halde herkes'bu münakaşalara 'keyifle;bakıyordu. Fa- kat günün birinde çok-tatsız bir har reket karşısında - kaldık! .Ali Ekrem ile Reşid haber vermeden Servetifü- nunu bırakıp bütün gençliğin iğrenç gördüğü Baba Tahirin «Malümat; mecimuasınaş geçivermişlerdi. Onların bu hareketleri edebi ve ilmi münaka, şayı unutturmuştu. Mesele reaksiyo- ner -bir şekil salmıştı, ve zannediyo- rum ki bu hareketi yapan bu iki ar- kadaş yanlış yol tuttuklarını hemen anlamışlardı, fakat iş işten geçmişti. 'Tevfik Fikret bu hareketi onlara a$- la affetmemiştir. Ali. Ekremin Servetifünunda “çok güzel yazıları ,çıkmıştar. Beni en çok ameclüb eden yazısı 1986 Yunan mu- harebesinden.sonra harb şehidleri ve melüllerile gazileri menfaatine ola- rak bastığımız. Servetifünün «Nüshal Mümtaze sinde çıkan «Mehmedci- ğin mektubu» dur, Edebi meselelerde ve hele şiir vadisinde söz söyliyecek kadar kendimde asla varlık. duyma- dım. Fakat okuduğum manzum söz ler içinde ruhuma -işliyenlerden bir tanesi de Ali Ekremin «Mehmedciğin mektubu» dur. «Servetitünun nüshai mümtazesi> çok ihtimamla “yazılmış ve çıkarıl- mıştı. Bu nüshanın temin eylediği hatırı sayılır mühim meblâğı 0 Zi» man yıldızdaki iste . komisyonuna yatırdığımız zaman bütün edebiyatı eedidecilerin ve onları sevenlerin gö- güsleri kabarmıştı. Abdülhamid, Ali Ekremin ve arka- daşı Reşidin «Malümatıda dahi olsa yazı âleminde kaldığını istemiyordu. Bir bahane ile Reşidi mabeyin kâtip- Miğinden Kudüs mutasarrıflığına gön dermişti.. Biraz sonra Reşidi başka yere naklederek “Ali Jkremi - Kudüs mulasarrıfı yaptı ve 1908 de meşru- tiyet ilânı Ali Ekremi Kudüs muta- sarrılığında buldu. , Burada aklıma tuhaf bir vaka geliyos, Meşruliyeti müteakib sadrüzam Sald paşa ilk günlerde kanunu esasi hü- kümlerini unutarak ve onları çiğni- yerek .sarayın emrile Beyoğlu muta samıfı Hamdiyi zaptiye nazırlığına getirmişti ve bu hal hürriyet ve meş- rutiyet âşıklarını son derece Goştur- muştu. Bu coşkunluk ile Said paşa- dan dahiliye nezareti inha etmediği halde Hamdiyi nasıl zaptiye nazın yaptınız diye -bağrışılıyordu. İlk sor- guyu yazı ile.operatör . Cemil paşa yapmıştı, Bende ağızdan. sormaya gidenlerin başında idim, Said paşa şöyle.cevab vermişti: —:Bir yanlışlık var; inha dahiliye- den .gelmemiştir. Hamdinin .yerina başkasını zaptiye nazırı yapalım, ki- mi istersiniz? — Biz falanı filânı yapınız diyeme- yiz! Kanunu esasi ahkâmını “tatbik ediniz, — Kudüs mulasarrıfı Namık Ke- mal zade Ali.Ekremi düşünüyorum. —Ali Ekremin Kudüsten. » buraya gelmesi en aşağı bir haftalık iştir, bugünden yeni zaptiye nazırı lâzım. Baksanıza Hamdi hapishanenin kar Pısını saçıp €n-azılı mahkümları salı- verdi. Baba Tahir de baştadır. — O halde Edirne valisi Ziver Beyi getireceğim. — Ziver Bey yarın sabah gelinciye kadar zaptiye nazırı kimdir? — O, vazifeyi bu gece ben kendim yaparım. İşte size tarihi hir fıkra... Bu var kayı «Matbuat hatıraları» adlı kita bımda yazmıştım. Said paşanın O ara” lık Ali Ekremi zaptiye nazırı yapmak isteyişi, Abdülhamidin emrile -zapti- yenazırlığına getirilen Hamdinin meşrutiyet -ilânının ilk o kaynayışlı günlerinde kendisinden beklenilen vazifeyi görmesi için ya zaman ka zanmak için idi, yahud hürriyet ve meşrutiyet âşıklarına hürriyet babası Namık Kemalin oğlunu peşkeş çeke- rek göz avulmak içindi. Bunun han- gisinin doğru olduğunu. kestiremem. Sadrâzamın odasında bu konuşmada ben hazırdım; orada, .dehiliye nazırı Memduh. paşa ile. Turhan paşa da wardı. Onların halleri ve bakışları da bana aradığım hakikati 'tebarüz ete tirmemişti. Hakikatte sadrâzam Sald paşa İç yüzü. zor anlaşılır. son siyaset adam» larımızdandı ve Abdülhamidin hem çekindiği -hem sevdiği veziri idi. Na- sıl ki meşruliyetten sonra -İttihater ların da böyle veziri olmuştu. Ali Ekrem meşrutiyette memuriyeğ hayatından çekildi, yazıcılığa ve ede biyata kendini. bağladı. Darülfünun- da edebiyat profesörü oldu ve O zar güzel taşla, ve .tesbite. muvaffak oldu. vimli edibde aile merbutiyeti çok kuv- vetli idi. Dostluğa hürmeti ziyade ld. Yazık ki ömrünün son yıllarını her noktadan &cı ve mahrumiyetli haller içinde geçirmiştir. Tanrı - kendisine geniş rahmetler versin, Ahmed İhsan Tokgöz BERLITZ 373 Istikâl caddesi Akşam Lisan kursları Fransızca - İngilizce v8. Ayda 4 Tiradır, Haftada 3 ders