29 yiti 1937 AKŞAM Bahife 7 Şehir Tiyatrosu temsillere başlıyor Kuru Gürültü güldüren ve düşündüren bir komedidir 1 Teşrinlevvel cuma gecesi göreceğiniz «Kuru gürültü den bir sahne: Talât, Neyire, H. Kemal, Mahmut İstanbul Şehir tiyatrosu sanatkâr- ları 1930 senesinde bir mecmua çıkar- mağa başladılar, O zaman adı «Darül- bedayi» olan bu mecmua bugün, yar ni 1937 yılında «Türk tiyatrosu» adi- le gene çıkacaktır. Tiyatromuza g€- lenler bu mecmuayı istiye istiye ala- caklar, seve seve okuyacaklardır. Bir sanat mecmuasını 1930 dan bugüne dek yaşalmak ancak İstanbul Şehir tiyatrosuna mutlu olmuştur. Bunu da tiyatromuzun mazhariyetleri arasına kaydediyoruz. Bu mecmuanın 15 şubat 1930 ta- rihli ilk sayısında sanatine doyama- dan ölen Kemal Küçük diyor ki; «Ev- velden tiyatroya gelecek olanlar ti- yatronun başlıyacağı saate itimad edemezlerdi. Bugünse tiyatroya gele- cek olanlar saatlerini perdenin açılış saatile ayar ediyorlar.» Ertuğrul Muhsin dokuz senedir İs- tanbul Şehir tiyatrosunun başındadır. O gün bugündür, İstanbul Şehir ti- yatrosunun perdesi ilân edilen saatle açılıyor. İntizam, istikrar ve sözünde durmak bir müessese için en büyük maşhariyet, idealin ilk basamağına erişmektir. 1 ilkteşrin 1937 cuma akşamı İs- tanbul Şehir tiyatrosu ilân ettiği sa- âtte, dakikası dakikasına perdesini açacaktır, temenni edelim ki, para- dan unvana kadar her hakka sahib şahsiyetler geç kalacak olurlarsa, ka- bahatlerini, sanatin sırtına yükleme- mek büyüklüğünü benimseyip dışarı- da beklemek sabırlılığını göstersinler, ne salona girsinler ne de localara... İstanbul Şehir tiyatrosu müdürlü- üne de tekrar edelim ki, geç kalıp perde açıldıktan sonra salona veya localara girmek istiyenlere - her kim olursa olsun - giremiyeceğini hatır- latmak, bir sanat müessesesinin müdürlüğünü deruhde edenin büyük ve mukaddes vazifelerinden biridir. İkinci Türk tarih kurultayı müna- sebetile yabancı profesörler şerefine verdiği ziyafette Muhiddin Üstündağ dedi ki: «İkinci Türk tarih kongresi- nin müjdelediği büyük ilim inkişafı- nın mânasını İstanbulun hususi bir istidad ve kabiliyetle çok iyi ve hattâ herkesten daha iyi kavradığına ve takdir ettiğine hiç şüphe yoktur» Muhiddin Üstündağ İstanbulun yal- nız güzelliğini tadan bir vali değil, İstanbullunun ıztıraplarını da çeken güzide bir insandır. Ben de onun can- dan, yürekten kopan bu sözüne uya- rak diyeceğim ki: «İstanbul sanat in- kişafının mânasını her yerden daha iyi kavramış ve takdir etmiştir.» İs- tanbul konservatuarını vazifesi değil- ken dünden bügüne ulaştıran, İstan- bul Şehir tiyatrosuna bugünkü feyzi veren, dünün kurulmuş olan iyi işle- rini yarıda bırakmayıp inkişaf ettir- meği şıar edinmiş olan İstanbul be- lediye reisi ve rejimin direktiflerine harfi harfine riayet eden İstan- bul halkıdır. Temenni edelim ki, her memlekette, hattâ operet diyarı olan Viyanada bile zaman zaman sö- nen operet oynanmıyacak diye tiyat- romuzu yıkıldı sananların kötü se- vinçlerini bu mevsim hafif komedi ve vodvil oynıyacak olan öanatkârları- mız kursaklarında bıraksınlar ve «Şehir tiyatrosu o kapanıyormüş..» sözlerinin uğursuz bir şayiadan ibe- ret olduğunu flilen tekzib etsinler. Bu mevsim Fransız tiyatrosunda oynıya- cakları vodvil ve komediler halkın rağbetini kazanmazsa muvaffakıyet- sizlik kendilerine racidir. Cemal Re- şidin oynak bestelerinden kuvvet alıp «Kuru gürültü de balkon sahnesi: Şaziye, H. Kemal göğüs kabartmak, böbürlenmek fena değildir âma, müziksiz bir komediyi - müellifin yarattığı tiplere temessül edip temsil etmek *çok daha iyidir. Komedi ve vodvil sanatkârlarimızın temsil ve temessül kabiliyetlerine de güvenimiz vardır, elverir ki çalışsın- lar ve istesinler, «Kuru gürültü. Şekispirin İngilte- rede sık sık oynanan en güzel komedi- lerindendir. Şekispir bu komedinin mevzuunu 1530 da yazmış olan Gas- konyalı Belleforestin, «Meşhur müel- liflerin harikulâde hikâyelerin külli- yatındaki 1480 de yaşamış olan İtal- yanın meşhur müelliflerinden Ban- dellonun bir hikâyesinden Almıştır. Gürültü aşktan doğuyor: Aragon krali Piyer sarayını Messinaya nak- lettikten sonra, bütün saray erkânı- nın gözü bir Messina dilberine takılıp kalıyor. Bu güzel kız Fenisyadır, Her- kes bu kızı elde etmek İsterken kra- hn gözdesi Tembre Kardon kıza âşık oluyor, 'Tembre zengin, asil, Üs- telik de kralın teveccühünü kazan- mış... Bütün bu meziyetlere dayana- mıyan Fenisya Temberenin metresi oluyor ve nihayet babasının gönlünü ediyor,-evlenmek iznini alıyor. Bu haberi duyan asilzade Girondo- Aleria - Valantino kendinden geçi- yor; çünkü o da Fenisyaya âşık, oda yıllardanberi kızın gözüne girmeğe çalışmış, bir türlü muvaffak olama- miş... Bıskançlıktan gözünü kan bü- rüyor ve intikam almak için bir ar- kadaşile güzel bir plân hazırlıyor...» İşte böyle başlıyan bir hikâyeden Şekispir harikulâde bir komedi yarat- mıştır, Kahkahalı safahatına rağmen ciddiyetini kaybetmiyen bu eser 1800 senesindenberi cihan sahnelerinde yer tutuyor. Şehir tiyatrosu sahne- sinde de başarılacağını kuvvetle ümid ediyoruz, ... «Kuru gürültü» yü sahneye koyan rejisör muavini Galib Arcandır. Eseri orijinal bir üslübla sahneye koydu. Sahne orkestra yerine kadar genişle- di, ikinci kat localardari sahne yanın- | daki loca da sahneye sokuldu. Tem- sil âdeta seyiröilerin arasında veril- miş olacak, Artistleri çok yakından göreceğiz, oyunu sâhne içinde imişiz gibi seyredeceğiz. Selâmi Sedes Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI tie Lilapçida bulanın; PİSİ 50 kuruştur. Bu yıl Trabzon tütün mahsulü geçen senekinden 42 z olmıyacak Tütünlerin nefaseti geçen gecen senekinden çok yüksek olduğundan rağbet artıyor * Kimyevi gübre ile yetiştirilen tütünler, Trabzon (Akşam) — Trabzonun yetiştirdiği mahsul arasında birinci mevkii fındık ve tütün işgal eder. Mintakamızda tütün tahrir işleri ne- ticelenmiştir. Geçen yıl bu havalide iki buçuk milyon kilo tütün istihsal edilmiş ve pek az bir zaman zarfında müsait fi- atlerle satılmıştı. Bu sene ise tütün zeriyalı geçen seneye nazaran fazla yapılmasına rağmen havaların ku- rak gitmesi yüzünden zeriyata nis- betle tütün mikdarı azdır. Bununla beraber gene istihsalâtın geçen sene- ki mikdardan aşağı düşmiyeceği ya- pılan tahrir neticesinden anlaşılmak- tadır. 'Trabzon ve havalisi tütünleri ge- en seneye nisbetle kalite itibarile çok | 5 iKonya vapuru İskenderun yüksektir. Esasen son yıllarda hü- kümetin ve inhisarlar idaresinin al- dığı cezri tedbirler sayesinde tü- tün tohumları en iyi Jah edilmekte ve zürra bu hususta mümkün olduğu kadar irşad edildiği için piyasada Trabzon tütünlerine rağbet günden güne artmaktadır. Ekilecek arazisi mahdut ve ihraca- ta elverişli fındık ve tütünden maada mühim bir istihsali olmıyan 'Trab- zon köylüsü bu vaziyetten çok mem- nun ve istikbalden emin bulunmak- tadır. İnhisarcılık bakımından Trabzona bağlı bulunan Pazar kazasında 1935 yılından itibaren tütüncülük uyan- anan bir şekilde 15- | mış; bilhassa 1936 yılında devletçe alınan tedbirler ve halka yapılan tel- kinler sayesinde günden güne inki- şaf etmektedir. Bu mıntakada yetişen tütünler da- ha ziyademazik ve sigara randıma- nı fazla olan “bir cinstir ki bu yüz- den alıcıların çok rağbetini kazan mış ve Misir piyâsalarında sigarı randımanı “bakımından çok yüksek tanınmış olan Japon tütünlerine az zaman zarfında rekabet etmeğe baş- lamıştır. Pazar kazasının Lülüncülük ssha- sında istikbalde mühim bir yer işgal edeceği muhakkaktır. Iskenderun postası limanına hareket etti Limanımızdan Hataya vapur sefer- leri dünden itibaren başlamıştır. Dün sabah saat 10 da Mersin postasını yap- mak üzere hreket eden Konya vapum ilk defa olarak Payastan İskenderuna da uğrıyacaktır. Şimdiye kadar Mersin hattının son iskelesi Payastı, Bundan sonra sen İs- kele İskenderun olacaktır. Hataya ana vatandan vapur işletil- mesi her tarafta büyük sevinç uyan- dırmıştır. İskenderuna giden vapurun ilk yol- cusu, dün Konya vapurile hareket eden konsolos B. Firuz olmuştur. Tiyatronun görülmiyen tarafları Koltuğa oturup tatlı tatlı seyrettiğiniz bir eser nasıl hazırlanır bilir misiniz ? Rejisör muavini Arcan müdürü Necdet Mahfi le mizansene dair konu- Sahnede gördüğümüz o mükellef sarayları ressam Perof yere sererek boyar... ri hazırlar... Marangoz Halit aylarca tiyatronun marângozhane- sinde dekorları, çerçevele- “Terzi bayan Naciye ti- yatronun terzi atelyesinde haftalarca kadın ve erkek Elektrikçi Nahit bir ay eve | gözden geçirir... hazırlamağa başlar, tesisatı kurmağa başlarlar. Temsile on beş gün kala | yelden ışıldakları, ampulleri | maşinist Adnan dekorları | di oynanacak eser için Jâ- lar. Aksesuar memuru Ham- | am gelen eşyaları aldığı talimat dairesinde bazır- .. Ve bütün bunlar yas pilirken sanatkârlar de korsuz sahnede, gündelik kıyafetlerile sabahtan ak- şama kadar prova yaparlar... wi a a