25 Eyidi 1957 AKŞAMDAN AKŞAMA: Türkkuşu filosunun türnesindeki mâna Bundan bir iki sene evvel, gazetele- rimizde şu yolda tenkitler yapıldığını hatırlıyorum: — Yazık, yazık bize... Sivil havaci- lığın ne demek olduğunu iğrak ede- miyoruz... Evet, gerçi askeri sahnda büyük faaliyet var; lâkin sivil tayya- recilik? Bunda yayayız! Ne yaptık? Neye başladık? Hiç! Sıfıra sıfır elde bir... Halbuki Garp bu hususta ilerii- yor. Biz, vaktile teknik terakkileri kale almamakta yaptığımız hâtaya gene düşerek bu işte de atı alan Üs küdarı geçtikten sonra mi davrana- cağız? Başkalarile aramızda onlarca yıllık bir terakki fasılasını bırakacak miyiz? Bu şikâyetler haklıydı. Zira, bizde sivil tayyatecilik değil doğmamak, hatti bir ideal, bir heves halinde bile gönüllerde y Yindberg, Ol bir kahraman gibi karşılandığı z0- man, vapurda sigara püfürüetilerek şöyle konuşuluyordu. — Bu Avrupalılara Amerikaklar- da herhalde bir sivri akıllılık var... Bir tayyareciye bu kadar mevki verilme- si nedir yahu?... Halbuki Lindberg, insan cemiyeti- nin tabiate karşı açtığı o yaman mü- cağelede - asırlardır süren ve mede- niyet ismini verdiğimiz varlığı doğu- ran, büyüten bu mücadelede - pişdar» lık eden bir kahramandı. Muzaffer de olmuştu. Beşer cemiyetinin iki bölüğü arasındaki bir muharebede galib gelen bir kumandana nazaran onun mevkii elbette daha yüksek ok malıydı. Avrupa ve Amerika bunu takdir ediyor ve işte alkışlıyordu. .cumhuriyetlerde gazete satışının rö- koru, bir batında beş çocuk doğduğu ve Lindberg Okyanusu geçtiği günler temin edilmiş. Yani, hep beşeriyetle tabiat arasındaki münasebetlere dalr havadis verildiği günler halk alâka göstermiş... Mussolini, Hitler, harp, isyan, iktisadi buhran, kabine değiş- mesi, intihabat gibi hâdiseler daima tâli sayılmış; bunlara karşı alâkanın ikinci derecede olduğunu gazete sa- tıfları gösteriyor. Ve esasen, iyi düşü- nilürse öyle olmak lâzım gelmez mi: İnsan cinsinin doğurma kabiliyetine, havadan kıtalar aşırı uçabilmesine dair yeniliklerin normal dimağlarda en fazla merak ve heyecan uyandır. masından daha tabii ne vardır? Niçin bunları «Amerikalıların enailiği» say- malı?.. Dünyayı burjunlarınkinden ayrı bir zaviyeden görmek istiyen Sovyetler de havacılık, işlerini birinci plâna almaktadırlar, Ayni şeyi spor rökorları hakkında da söyliyemez miyiz: İnsan cinsinden en yetişkin bir enmuzeç, geçen asrın sonlarında bir sıçrayışta bir .metre seksen küsur santim yükseklik atlıya- biliyordu, şimdi iki metre küsur san- tim atlıyor. Bu da, tabint kanunları- na karşı, adalemizin Kazandığı bir zaferdir. Sporun halk arasında uyan- dırdığı merak ve alâkayı bu nokta- dan mütalena edersek Amerikanvari bir zapırlık sayamayız, ... Anadolumun muhtelif şehirlerinde Iş bulma yerleri Beyanname | vermek için mü- racaatlar çoğaldı iş kanununa tabi birer münssess ha- linde çalışmaları icab ettiğinden bu gibi yerlerin kanunun tatbikinden itibaren âzami üç ay zarimda birer beyanname doldurup iş dairesi böl ge Amirliklerine müracaatleri lâzım geliyordu. Bu müddetin hitamına pek az bir zaman kaldığından mıntaka âmir. İ iliklerine mürocaatler çoğalmıştır. Üş | aylık müddet bittikten sonra mınta- ka müfellişleri teftişlere başılıyacak- | lar ve müracaat etmediği halde faa liyetlerine devam ettikleri görülen iş | bulma yerlerini tesbit edeceklerdir. Bu gibi yerler derhal kapatılacağı gi- bi müessese sahibleri hakkında da kanuni takibat yapılacaktır. | Yapılan umumi tedkikler; devlet- ler arasında en az işsizi bulunan mem- leketin Türkiye olduğunu göstermiş- | tir, Vaziyet böyle iken Türkiye hü- kümeti hiç bir ferdin imkân dahilin- de boşta kalmaması için tedbirler al- mağa karar vermiştir. Bu kararın tatbikine geçildikten sonra vatan- daşlara para ile iş bulan hususi bü- rolar tarihe karışacaktır. Hükümetin boş gezenlere iş bul- ma hakkındaki kararı iş kanunu ta- mamlie tatbik edildikten sonra yeri- ne getirilecektir. Şüphesiz bunun için bir teşkilâta ihtiyaç vardır. Fakat yeniden bir teş- kilâta lüzum kalmaksızın bu işleri, kanunun tatbikile meşgul bulunan iş dairesi ve teşkilâtı görecektir. Odun ve kömür Belediye iktisad müdür- lüğünün tedkikleri bitti Belediye İktisnd müdürlüğünün odun ve kömür hakındaki tedkikleri bitmişti. Bu tedkikler sonunda, odun ve kömürün muhtelif senelerdeki u- cuzluk veya pahalılık sebeblerile ne gi bi tedbirler alındığı ve şimdiden son- Ta da nasıl bir tedbir alınması lâzım geleceği tesbit edilmiştir. Türkiyede odun ve kömür istihsal ber sene değişmiş, fintlerde çok te- beddülât görülmüştür. Meselâ 925 senesinde memleketin odun ve kö- mür istihsalâtı 36,000 ton, 926da 40,000 ton, 927 de 42,000 ton, 928 de 38,000 ton, 929 da 54,000 ton, 980 da 30,000 ton, 931 de 45,000 ton, 932 de 39,000 ton, 933 de 68,000 ton, 934 do 63,000 ton, 935 de 55,000 tondur. En fazla istihsalât 84 - 35 senelerinde tatürk kızı Sabiha Gökçenin bir filoyla Anadolu- yu gezmeğe çıkması, İsmet İnönünün oğlu Ömere «Seninle ben de tayyare- ci olacağız!» demesi, önümüzde yep- Döluşmak mukadder midir? Aielâde günlerde, bahusus ak- şam üzerleri saat on dokuzda, dükkânlar kapandıktan sonra, tramvayların tıklım tıklım olma- sına itiraz edenlere şu cevab ve- riliyor: — Vagonlar bu kadar, Yol da bir tane... Atatürk köprüsü yapı kp seyrüseferin bir kısmı oradan geçinceye kadar, ne yapalım, bu kalabalığa katlanılacak. Ondan sonra, inşallah... ih... İnsan, müskit cevabı aldım sa- narak susuyor. Fakat, pazar gün- leri halk, şehrin uzak semtlerine çekilmiştir. Muayyen saatlerde merkez pek tenhadır. Bekle, bek- le, tramvay gene tıklım tıklım ge- liyor... Gene ayakta, tskarça seya- hat... Buna ne demeli?. Şirketin sarsılmaz prensipi şu- dur: — Halkın ayakta kalmasını t6- min edecek miktarda vagon! Ve bu sayede cer kuvvetinden, işçt miktarından tasarruf... “. ; , Türklüğü tahkir Aleko mahkemede cürmünü inkâr ediyor Beyoğlunda Yenişehir civarında oturan Aleko adında birinin Türk- lüğü tahkir suçundan dolayı ağır ce- za mahkemesinde omuhakemesine başlanmıştır, Tahkikat evrakına na- zaran Aleko bir gece Beyoğlunda bir sinemada otururken İlhami adında bir adam da «sinemaya girmiş ve Alekonun yanındaki boş sandalyeye kendi çocuğunu oturtmak istemiştir. Fakat Aleko buna meni olmuş ve aralarında kavga çıkmıştır. Bu kav- gada Aleko, İlhamiye hiddettenerek: — Türk değil misinizi, Diye Türklük ocamlasın tah- kir mahiyetinde bir çok sözler söyle- miştir. İlhaminin müracaati üzerine zabıta Alekoyu yakalıyarak adliyeye teslim etmiştir. Dün ağır ceza mahkemesinde yar pılan muhakemede Aleko suçunu in- kâr ederek: — Yanımdaki sandalyenin sahibi tekrar gelmek üzere dışarıya çıkmış- ta, O sırada bir adam gelerek sandal- yeyi işgal etmek istedi. Ben de ver- medim. Bu yüzden kavya ettik ve o, bana küfretti. Ben Türklüğe hakaret mahiyetinde birşey söylemedim. Yal miz o adama, herkes de sizin kadar | para verdi. Başkasının sandalyesine oturamazsın, dedim. . Türklüğü tah- kir iddiası yalandır... Demiştir. Şehidlerin çağırılması için muhakeme başka güne bırakıl mıştır. Yeni modellerinin geldiğini bildirir. Esnafa kredi Işinin inkişafı için istediği kadar para verilecek Esnafa kredi temini için yapılan tedkikler bitmiş gibidir. Krediye ih- tiyacı olan esnafa para yerine ihti- yaç hissettiği malın temin edilmesi hakkındaki formül tedkik edilmiş ve buna yakın bir formül daha bulun- muştur, Bu formül de şudur: Esnaf ibtiyacına binaen lüzum gördüğü kadar para alacak ve fakat bunu lüzumlu yere sarfedecektir. Meselâ çocuğunun sünnet düğünü veya kızının evlenmesi gibi sebebler makul © sayılmıyacaktır. o Mutlaka sanatte inkişsf temini için lüzum gördüğü eşyayı mübayaa etmek tüze- Te kredi istiyecektir. Bu da bir me- mur tarafından kontrol edilecektir. Buğday fiatleri Buğday fiatleri son bir iki günde 4-5 para kadar daha düşmüştür. Bu- nun yegâne sebebi müvarldatın çok- Tuğundandır. Dün de 75 vagon buğ- day gelmiştir. Fiatler 5,07-5,25 kuruş arasında oynamaktadır. Arpa fialleri de nisbeten düşüktür. Fiatlerin düşüklüğüne rağmen satış bolcadır. Dün 400 ton arpa ve buğ- day satılmıştır. Cami Sini “5 Şehirdeki camiler civarında bulu- nan bazı çeşmelerin çirkin manzara arzettiği gözönünde tutularak tami- rine . Evvelce Azapkapı- daki Valde Saliha çeşmesi, sonra A- tikalipaşa ve daha sonra diğer cami- çeşmeleri tamir edilecektir. Çöp arabaları Bu sene 150 çöp arabası kullanılacak Yeni çöp arabalarının bu seneki kadrosu 150 olarak tesbit edilmiştir. Belediyenin halen mevcud 350 ara bası vardır. Yeni arabalar iş sahasi- na çıkarıldıktan sonra bu 350 araba nın pek köfne olan 150 si kadro har rici edilecektir. Çöp arabaları, gürültü çikar mamaları için lâstik tekerlekli ola- caktır. Ayni zamanda şimdiki tek atlı arabaların pek küçük olduğu ve fazla çöp almadığı göz önünde tutu- larak yeni arabaların daha büyük ol- ması icab etmiştir. Bunları tek hay- van çekemiyeceğinden yeni çöp ara baları çift atlı olacaktır. Bu sayede sürat temin düllmiş olacaktır. İskenderuna ilk vapur bugün gidiyor Hataya ilk vapur bugün Jimanı- mızdan hareket edecektir. Mersin pos- tasını yapan Konya vapuru ilk defa olarak İskenderuna da uğrıcacaktır, halkın spor bayramlarına karşı gös- | yeni bir âlem açıyor: Artık kimseden MECXY İskenderun konsolosu B. Firüz da terdiği rağbeti yakinen gördükten | geri kalmıyacağız! İleri ve yüksek- ayni vapurla gitmektedir. Konya var sonra, bizde de bu yeni ruhun esasen | lere! Bundan emin olabiliriz Tabi Şapkacı purunun İskenderunda merasimle doğduğunu anlamak lâzım gelir. Ya- | atle beşeriyet arasındaki ulvi müca- karşılanması muhtemel görünüyor. kat hakikaten, sivil havacılık saha. | dölenin büyük kahramanları bizden İskenderuna vapur ücreti Payasa sında bir eksiğimiz hissediliyordu. | de çıkacaktır! Akşüme | kadar olan 448 kuruştan ibarettir. rılmazl,.. ,.. İlânlar önüne gelen yere yaptşta- Bay Amcaya göre. ... Çok şükür bizim catidelere de böy- le kuleler konmuya başlandı... Ma ... Yalnız bu kuleler Avrupa şehir- lara, şehirlerimize uygun bir biçim vermeliyiz! Sahife 3 ISTANBUL HAYATI © Çivili geçid Akşam saat sekiz sıralarında Kara- | köyden Köprüye geçiyorum. Zirasi bankasının köşesi karınca yuvası gilğ kalabalık. Karşıda köprünün ucuna da birkaç yüz kişi yığılmış. Rıhtıma doğru giden caddenin ortasında iki sıra sarı çiviler çakılı Fakat karan» hakta, biribirini ite kaka kaynaşan ka» labalık arasında çivileri farkedebilmeği için elde bir fener taşımak lâzım. Kö- Şe başına dikilen polis memuru bi adamla münakaşaya dalmış: — Bayım, sen çivilerin dışarısına bastın, Ceza vereceksin. — Yahu, bu karanlıkta tam çivinin. ortasmı hasıl göreyim? Yanlışlıkla big adım kenara atmışsam kıyamet kop- maz ya... Onlar münakaşaya dalarken yo lun iki tarafında bir sürü yolcu geçe mek için işaret bekliyorlar, bağrışma- lar duyuluyor: — Eyvahlar olsun vapuru kaçın dım... Aradan biri akıl öğretiyor: — Buraya bir köprü kursun Altın» dan otomobiller, arabalar geçer, üş- tünden de rahat rahat yolcular işler. o için telâş ediyor, fakat kaldırımın ke» nara gelince, çivilerin dışarısına ba karşı tarafta mı duruyordu?.. şa koşa gelen bir çocuk kenardan bağırmağa başladı: — Büyük annece... Nereye gidiyor. sun? Büyük annece... Bu tarafa gel tarafta üst üste yığılan tramvaylar, otomobiller, arabalar da beklediler, o. SE EL arabaları müsabakası Sırt hamallığının Tâğvından sonra kullanılması kararlaştırılan el araba» Yarı için belediyece açılan müsabaka» nın müddeti dün akşam bitmiştin Şimdiye kadar iştirak edenlerin gös- terdikleri araba nümüneleri arssmâg bugün seçme yapılacaktır. Birintiye mükâfat verilecek ve araba tipi dek lân edilecektir. Belediye cürümleri Zabıtai belediye nizamatına muha» Hf hareketlerinden dolayı Eminönün- de 18, Fatihte 13 kişi cezalandırılmış, 120 simit imha edilmiş, tartısı noksan olduğu görülen 40 ekmek müsaderş olunmuştur. B. A, — Hakkın var, yapıştırlaşi lerindekinin aynı olmamalı derim. On- | Mânları tahripteri koruyacak tertibeğ. bteri,, ay in N f i erik