2 Eyi 1937 SİYASİ İCMAL: Fransız Hariciye Nazırının son nutku Milletler Cemiyeti büyük meclisin- 'de söylenen nutuklardan en ziyade dikkati celbedeni Fransız Hariciye nazırı B, Delbos'un sözleridir. Muma- ileyh Akdeniz emniyeti işinde Fransa le İngilterenin beraberce hareket ederek Avrupanın şu karışık zama- sunda ilk defa bir cephede aztmla yü- | rüdüklerine dayanarak İspanya me- selösinde adını tasrih etmiyerek İtal- | yaya şiddetli ihtarda bulundu. Pransa Hariciye nazırı bu devletin Milletler Cemiyetine sadakatını Dir | daha teyit etmiş ve bugünkü karışık- lığın arzettiği buhran bu müessese- | den ziyade sulhün kendisine aid olup en mühim vazife devletler arasında | ihtilâf ve harbin önünü almak oldu- | gunu ve bu maksadla ademi müda- | hale sisteminin Pransa ve İngiltere tarafından ileri sürüldüğünü ve bun- dan gaye de İspanyanın istiklâlini korumak bulunduğunu söyledikten | sonra ademi müdahalenin mezkür memlekette iki muhasım cephede har- | beden ecnebi gönüllülerinin geri çe- | kilmesi ile tahakkuk edeceğini kaydet- miştir. Aksi lakdirde müvazenenin bözu- lup bir taraftan devletlerin meşru menfaatleri harap olacağını ve diğer taraftan diğer memleketlerin zaruri Beyaz ev I Amerika riyaseti cumhur sarayı olan #Beyaz ev, Vaşingtondadır. 1792 de temeli atılmıştır. 1814 de İngilizler bu sarayı yaktı. Yeniden inşa ve tamir edildikten sonra yanık yerleri görün- mesin diye beyaza boyadılar. Ondan | sonra saray «Beyaz ev» ismini aldı. «| 1808 de reisicumhur Pol Adam yer- leştiği zaman ev o kadar rütubetliydi ki, ziyafetlerde misafirler üşümesinler diye çareler düşünürler, salonlara rü- tubeti çeksin diye çamaşırlar asarlar- dı. 1809 a kadar evde topu topu bir tök banyo dairesi vardı. Bugün 14 tane var. Moda mektebi Toronto üniversitesinde yeni bir kürsü ihdas edildi: Moda... Bir pro- fesör talebelere moda dersi veriyor. Haydi bu tuhaf diyeceksiniz, daha tuhafı var: Moda derslerine kız tale- be kabul edilmiyor. Karalar köyü İsviçreli âlimler bugüne kadar kim- senin ayak basmadığı bir köye gitti- İer, Bu köy Senegalin göbeğinde Hab- be zencilerinin köyüdür. Habbeler asır- | lardanberi sarp yamaçlardaki taş ko- vuklarda yaşamakta, medeni insânlar- la temas etmemektedirler. Bir zamenlar tarlalarını ve kadın- larını yağma eden haris kabilelerden | kaçıp sarp yamaçlara sığınan Habbe- ler'den bir kısmı artık bu gibi tehli- keler kalmayınca vadi ve yaylâlara inmişlerse de bir kısmı d4 gene ya- maçlardaki kovuklarında yaşamakta» dırlar. ) | ! ihtiyaçları tehlikeyi artıracağını ve bunlara müjrit fikir cereyanlarının inzimamı ile bütün Avrupanın iki or- dugüha ayrılacağını anlatmıştır. Bu sözler Fransanın İspanya işlerine hariçten daha ziyade müdahale ya- pılmasına ve yeniden gönüllü ve esliha gelmesine müsaade edemiyeceğini bildiren kati bir ihtar olduğuna Fran- sa matinuatı ve Cenevre mahafili şüp- he etmemektedir. Bu ihtarın doğru- İ dan doğruya B. Mussoliniye tevcih edildiği de gizlenemiyor. İtalyanın müdahalesi devam ettiği zaman Pran- sanın Valenciaya karşı hududlarını açarak serbeste gönüllü ve silâh geç- İ mesine müsaade edeceği manâsı Çi- karılıyor. Fransız matbuatının bir kısmı bu sözlerden endişeye düşmüş olup İs- panyaya başka devletlerin müdahale- sine karşı Fransa ile İngilterenin müdahalede bulunmaları ve (o sulhü kurtarmak için doğrudan doğruya harbe giden yolu tutmaları muhtemel olduğuna dikkati celbediyorlar. Fran- sa Akdeniz emniyeti işinde İngiltere İ ile işbirliği yaptığına güvenerek İs panya işlerinde de #leri gitmek iste- diği B. Delbos'un sözlerinden hisse- dilmektedir. Feyzullah Kazan Elektrikli pipo Montreağin meşhur doktorlarından biri elektrikli bir pipo yapmış. Tütün pipoya doldurulduktan sonra Kibrit- siz elektrikle yanıyor ve zehirleyici ok- sid dü karbon vücude getirmiyor, sa- dece asid karbonik intişar ettiriyor- muş. Bu pipotütünün güzel kokusunu yalnız içenin damağına massettiriyor, harice de koku salmıyormuş.. Nev-York zabıta vakaları Nev-Yorkta on ay içinde 310 katil, 104 haydutluk, 74 yalan ihbar, 43 kas- di yangın, 642 yankesicilik, 181 yalan şehadet, 110 kasdi kaza, 5192 kadın, 213 erkek aile cürmü- meşhud vakası tesbit edilmiştir. Takib edilen rejim Meşhur şişmanlarımızdan bay A. K.a dün yolda rasladık: — Yahu dedik sen gittikçe şiş- manlıyorsun. Doktor Muzaffer Şevki- ye git tesana bir rejim tavsiye et- sin. Malâm ya o şişmanları zayıflat- manın usulünü eniyi bilen dok- tordur. — Gittim. — Sahi mi söylüyorsun? — Hattâ bir de rejim tavsiye etti, | Kızarmış ekmek, yağsız et ve bir bar- dak ta portakal suyu içeceğim. — Bunları yapıyormusun bari. — Evet, her yemekten sonra tavsi- ye ettiklerini yiyorum amma, ne yâ- Zik ki iştaham kapanmış oluyort... DEER a Ma Bursa (Akşam) — Halkevimizin sosyal yardım komitesi tarafından, izdi- vacı arttırmak ve kolaylaştırmak maksadile tertip edilen ilk törene dört çift iştirak etmiştir. Bütün masrafları Evce yapılanı çiftlerin nikâhları Bursanın. kurtuluş bayramına Taslatılmış ve tören belediyede olmuştur. Nikâh çok kalabalık olmuş ve ilbay Şefik Soyer bu törenin ehemmiyetinden bahsederek gençleri tebrik etmiştir. Dört çiftin İsimleri şunlardır: Bayan Muzaffer - Bay Halil, Bayan Fahriye - Bay Faik, Bayan Fatma - Bay Nuri, Bayan Zehra - Bay Ahmed. i | aliyorlar, AKŞAM İKTİSADİ MESELELER: Türkiye - Japonya ticareti! Çin - Japon muharebelerinin, Tür- kiye ile Japonya arasında ticaret münasebelile üzerinde pek az tesiri görülmektedir. Esasen Japonya üe | aramızdaki ticaret münasebetleri, dış ticaret bilânçomuzda pek az yer tut- maktadır. Son yapılan istatistiklere göre 936 senesinde Japonyaya ihraç ettiğimiz malların kıymeti bir milyon 472 bin lira idi Japonyanın bize olan ithalâtı ise bir milyon 472 bin liradır. Japonya ile takas üzerine muamele olduğu için, her İki taraf arasında tamami- le birticeri tevazün temin etmek kabil olmuştur. Son senelerde Japonların bizden aldıkları malların başında afyon ve pamuk gelmektedir. 936 senesinde Japonyaya sattığımız afyonun kiy- meti 413 bin, pamuğun ise 712 bin liradır. İkinci derecede tuz ve kuru meyva gelmektedir. Japonyanın bize sattığı eşyanın ba- şında, pamuklu dokumalar gelmek- tedir, Lâstik ve kauçuk eşya ithalâ- tı gittikçe azalmaktadır. 936 sene- sinde bunun mikdarı 122 bin liraya kadar inmiştir. Bununda sebebi, Türkiyede lâstik ve kauçuk eşya ya- pan fabrikaların çoğalmasıdır. Dük- künlarda göze çok çarpan, Japon çocuk oyuncakları, ve orijinal Japon mamulâtının kıymeti pek azdır. Bü- tün bu eşya içiri, Jâponyaya senede 17 bin lira kadar:bir para veriyoruz. Son aylar İçinde, Japonyanın biz- den istediği mallarda bir tahavvül yoktur. En ziyade istenilen afyon ve pamuktur. İhracat tacirleri Ja- ponyaya tütün, zeytinyağ, üzüm satmak için büyük gayret sarfetmek- tedirler. Japon firmaları, bütün bu müna- sebetlerde nümune almak surbtile vakit geçirmektedirler. Bir üzüm ti- | carethanesi üç senedenberi Japon fir- | malarna üzüm nümunesi gönder- miş ve hiç bir netlee alamamıştır. Zeytinyağ için ehemmiyetli denecek derecede talepler yoktur. Japonya İle takas suretile ticaret yaptığımız için, Japon firmaları, ken- di mallarını satmak için, bizden mal almak mecburiyetindedirler. Bu mec- buriyet dolayısile Japon firmaları Türkiyeden tiftik ve kuru meyva da Fakat bu mallar Türkiye- den alınarak Amerikaya satılmakta» dır, Son günlerdeki taleplere bakılırsa Japonya bu sene Türkiyeden her se- nekinden fazla pamuk ve afyon alar caktır. Bu her iki maddede harp halinde bulunan memleketlerde çok sarfedilen maddelerdir. Esasen har- be girmiyen ve harp hazırlıkları ya- pan memleketlerden de pamuk İste- nilmektedir. Son günlerde Polanya- dan da pamuk talepleri başlamıştır. HA Fransız frangı Fiatinde yeni bir tebeddül yoktur Son zamalarda sukut etmiş olan Fransız frangı dün sabah bir kaç santim yükselmiş, fakat öğleden sonra tekrar ayni mıkdarda düşmüştür. Fransız parası, dün sabah Londra» da bir İngiliz lirası mukabili 146,125 frank iken kısa bir müddet < sonra 146,58 frank olmuş ve bu flaten ka- panmıştır. Pariste Ünitürk 252 franktan 250 ranga düşmüştür. Burada ise 13,15 Uradan açılmış, 13,50 liraya çıkmış ve akşam üzeri tekrar 13,15 liradan kar panmıştır, 4 Kıymetli bir doktorumuz Zonguldak hâstanesi nisalye müte- hassısı Halük Çevik, Fayburg üni. versitesi kadın hastalıkları kliniği aslstanlığına tayin edilmiştir. Doktor, ayni zamanda Holandada toplanacak olan beynelmilel kadın hastalıkları kongresinde de hükümetimizi temsil edecektir, Ekmek narhı değişmiyecek Buğday ve un fiatlerinde bir deği- şilik olmadığı için ekmek ve fırancelâ fiatleri bir hafta müddetl6 daha ibka edilmiştir. Sahife $ Küçük Nermin Fatma İlhanın mi yoksa Alinin çocuğu mu ? Beşinci Hukuk mahkemesi münaziünfih çocuğun ve davacıların kanını tahlil ettirmeğe karar verdi Bundan bir müddet evvel Fatma İlhan adında bir kadın mahkemeye müracaatla Nermin adındaki çocuğu- nun mahallebici Ali ile karısı Fatma Nezahat tarafından sokaktan kaçırıl- mak suretile zaptedildiğini ileri sür- müş ve bunlar aleyhine dava açmıştı. Bu dava sulh ceza mahkemelerin- de birçok safhalar geçirmiş, neticede mesele 5 nci hukuk mahkemesine in- tikal etmişti. Dün beşinci hukuk mah- kemesinde bu davaya devam edilmiş ve ikinci ceza mahkemesinden gelen evrak okunmuştur. Tıbbı adli rapo- runda, yukarda yazdığımız gibi, Nerminin kanının . Fatma Nezahatla kocası Alinin kanlarının grupuns da- hil bulunduğu kan tahlili neticesinde anlaşıldığı fakat bununla çocuğun hangi tarafa aid olduğunun kati su- rette kestirilemiyeceği bildiriliyordu. Diğer taraftan Noterden musaddak senedde de Fatma İlhanın, Nermin çocuğa sütnine sıfatile bakma ücreti olarak Aliden üç yüz lira aldığı ve ço- cuğu iade ederek bu suretle kendi hak- larının sukut ettiği yazılıyor ve al tında Fatma İlhanın parmak izi ba- sılmış bulunuyordu. Evrak okunduk- tan sonra Fatma İlhan bu senede İ- Klering kredisi Trikotajcılara verilen Klering kredisi tekrar altı aya çıkarıldı Alman kleringinde trikotajcılara İ verilen altı aylık kredi müddetinin bir müddet sonra üç aya indirilmesi üzerine trikotajcılar Ticaret odasına | mürscaat ederek şikâyette bulun- muşlardı. Ticaret odası Merkez bankasına va ziyeti izah ederek kredi müddetini tekrar altı aya çıkartmıştır. Bu Su- retle bâdema trikotajcılar Almanya- dan getirttikleri mevadı iptidaiye gibi öç ayda değil, altı ayda ödeyecekler. Balkan Ticaret odası kongre- sinde murahhaslarımız Yakında Bükreşte toplanacak olan Balkan ticaret odaları (o kongresine Türkiye namina ticaret odası ikinci relsi B. Ziya Habiboğlu, oda kâtibtu- mumisi, İzmir ticaret odası umum! kâtibi ve İzmir ticaret odasından di- ğer bir zat iştirak edeceklerdir. tiraz ederel — Bön ozaman hasta idim. gözle- rim görmüyordu. Muhallebici 'Ali ba- na geldi, ben Ankara © mebusuyim, İ seni bir hastaneye kaldırayım, çocu- ğuna da bakayım, dedi ve nufus tez- keremi alıp gitti. Her halde bu nufus tezkeresile Ali, başka bir kadını note- re götürüb benim namıma bu senedi tanzim ettirmiştir. Benim bu sened- den haberim yoktur, notere de gidib böyle bir sened imzalamadım.., Debiştir. Fatma İlhanın vekili de tıbbı adli raporuna itiraz etmiş ve: — Bu rapor hatalıdır. Çünkü mü- ekkilim davacı Fatma İlhanla Alinin karısı Fatma Nezahatın isimleri bir- dir. Buisim müşabeheti yüzünden raporda hata olmuştur. Bu işin sahih olarak tesbiti için yeniden kan tahli- li yapılmasını isterim... Demiştir. Mahkeme bu talebi kabul etmiş ve davacı Fatma İlhanla dava mevzuu olari Nermin çocuğun, ma- hallebici Alinin ve karısı Fatma Ne- zahatin tıbbı adli tarafından yeniden hangi grupa dahil bulunduğunun tes- bitine karar vermiş ve muhakemeyi başka güne bırakmıştır pm eğ Buğday piyasası Dün borsada hararetli muameleler oldu Dün buğday piyasası hararetli geç- miştir, Cumartesi günü ve dün gelen buğdayların hemen hemen hepsi sa- tılmıştır. Satış mıkdarı 140 vagondur. İhraç mevsiminin hararetli devirleri- nin başlamak üzere bulunması bu Sar taş çokluğunu tevlid etmiştir. Fazla taleb karşısında fiatlerde 5-6 para kadar yükselmiştir. Sırs# mallar 5,30-6 ve ekstra Pulatlılar da 6, 17,5 - 6,20 kuruştan muamele görmektedir. bitmiş ve ilk mekteplerin kayıd ve kar bul muameleleri başlamıştır. B. Haydarın dünkü cenaze merasimi Eski İstanbul valisi ve şehiremini vekili B. Ali Haydarın cenazesi, dün saat 11,5 de Cerrahpaşa hastanesin- den kaldırılmıştır. Merhumun tabu- du, hastaneden eller üzerine alına- rak Aksaraydan Valide camisine ge- tirilmiş ve burada cenaze namazı ki- lındıktan sonra cenaze arabasına ko- narak Edinekapı Şehitliğine getirile- rek ve burada defnedilmiştir. Cenaso- de Vali ve belediye relsi B, Muhiddin Üstündağ, belediye erkânı ve memur ları, merhumu seven bir çok dostları, bir itfaiye müfrezesi hazır bulunuyor du. Merhum B. Ali Haydar, Mit hü. kümetin ilk İstanbul valisi olduğu & çin milli ordunun ilk İstanbul kus mandanı olan Merhum general Şük- rü Nailinin yanına defnedilmiştir, i in