12 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

12 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

) 42 Eylül 1937 Türkiye basölücerlik ildbakalan Dün Mülâyim Arifi, Tekirdağlı da Jbrahimi tuşla şla yendi Eminönü Halkevinin tertib ettiği Türkiye baş pehlivanlığı müsabaka» larıns dün Taksim stadyomunda baş- landı, Stadyom binlerce, seyirci ile dolmuştu. Baat 16 de pehlivanlar seçildi. Kura» dan sonra, pehlivanlar ringte sıra İle dizilerek halka takdim edildiler. Bun- dan sonra müsabakalara başlandı. Ahmed — İbrahim Önce Koca Ahmedie Karamürselli İbrahim karşılaştılar. Pehliyanların ikisi de iyi güreşiyorlardı. Onuncu dakikada Karamürselli alta düştü ve bir dakika sonra Koç Ahmed has- mini tuşla yendi. Rahmi - Ahmed, Ali Ahmed - Yi dırım Bekir bundan sonra Karamür- selli Ahmed ile Şileli Rahmi güreşti- ler. Şileli Rahmi üç dakikâda tuşla galib geldi. Müteakibeh Ali Ahmedle Yıldırım Bekirin karşılaşmaları oldu. Güreş Yıldırımın hâkimiyeti altında devam ediyordu. Bekir hasmından daha zayıf görünmesine rağmen Ali Ahmedi hırpalıyordu. Birinci on beş dakika böylece bilti. İkinci on beş dakika başlar başla- maz Ali Ahmed güzel bir oyunla has- mıni yere atlıysa da bir kaç saniye sonra Yıldırım daha güzel bir oyunla, üste çıktı ve gene hâkim güreşmeğe başladı. Neticede Yıldırım Bekir ek- seriyetle galib. geldi. Mustafa — Lütfi başlamışlardı. Kısa fasılalarin bazan 'Lütfi, bazan da Mustafa alta düşü- yor ve pehlivanların iddialı güreştik- leri anlaşılıyordu. Neticede pehlivan Köylü Mustafa tuşla yendi. Bu ka- rar hakemle halk arasında “ihtilâf doğurdu. Bağıran oldıysa da kulak asan olmadı. Hüseyin — İsmail Saat ilerledikçe hava kararıyor, yağmur yağmasından. korkuluyordu. Müsabakalara devam edildi. Bu de fa Dinarlının kardeşi Karacabeyli İs- maille Aydınlı Hüseyin karşılaştılar. Dinarlının kardeşi çok güzel güreşti. Hasmının kuvvetini oyunlarile kır. mağa muvaffak oldu ve neticede ya- rım saatte sayı hesabile galib ilân edildi. Abdullah — Hüseyin Pehlivanlar karşılaşır karşılaşmaz sert güreşe başladılar ve iki dakika- da Çengel Abdullah İzmirli Hüseyi- ne tuşla galib geldi. Bundan sonra baş altında, yani 87 kiloda güreşecek pehlivanlar saha» ya çağırıldı, Çekilen kura neticesin- de pomak Ahmedle Celâl ve İbrahim. İle de Enverin karşılaşacakları anla- Şılda, İbrahim — Enver Önce Sındırgılı İbrahimle İzmitli birbirlerini denemeye Tüzum görmek- sizin güreşe başlar başlamaz birbir. lerini hırpalamağa başladılar: İkisi zel oyunla tehlikeli anlar geçirttiyse de İbrahim de ondan aşağı kalmı- yordu. Neticede yirminci dakikada Sın- dırgılı tüşiz galib geldi ve uzun uzun alkışlandı, Pomak Ahmed — Celâl Pomak Ahmedle Yozgatlı Celâi de çetin bir güreştiler. Yozgatlı Celâl beşinci dakikada hasmını altina al- dı ve ezmeğe başladı. Bu sırada rad- yo İle Mülüyime, Tekirdağlı, Adapa- zarlı Arif ve Bubaeskili İbrahime ha- zırlanmaları ilân edildi, Pomakia Yozgatlı sıkı güreşlerine devam edi- yorlar, Yozgatlı mütemadiyen üstte güreşerek. rakibine tehlikeli saniye. ler yağatıyordu. Nihayet Yozgatlı 19 dakikada Ahmedi tuşla. yendi, Mülâyim — Arif Bundan sonra Tekirdağlı, Müld- Mülâyim ve Tekirdağlı güerşten evvel yim, Arif ve İbrahim sahaya. geldiler. Çekilen kura neticesinde Tekirdağlı- ya Babaeskili İbrahim ve Mülâyime de Adapazarlı Arif düştü. Önce Mülâyimle Arif karşılaştılar. Güreş müddeti bir saat ve tuş'da üç Saniye olarak ilân edildi. Güreş baş- ladı. Mülâyim hasmını çabuk alta almakla beraber Arifin mukavemeti ve soğukkanlı güreşmesi nazarı dik- kati celbediyorüu ve hatti alttan kalkmağa muvaffak olarak dördün- cü dakikada bir puan kazandı. Ayak- tıyordu. Fakat bir ara Mülâyim min- der kenarında tuş yaparken hakem | ortaya gelmelerini söyledi ve Arif muhakkak bir tuştan kurtuldu. Güreş ayakta devam ediyor, Arif atılgan güreşiyor ve Mülüyim biran evvel yenemediği için kızdığını muh- telif hareketlerle ihsas ediyordu. e hadı. Mümkün olduğu sarfetmeğe başladı. in olduğu kadar çabuk tuş yapmak istiyordu ve'hemen muvaffak oldu. Üç saniye tuşla 16 dakikada galib geldi. Tekirdağlı Hüseyin - İbrahinz' Bundan sonra "Tekirdağlı ile İbra- him güreştiler. Tekirdağı: dört daki- kada 3 saniye tuşla gelib geldi, Gü- reşlere yarın devam edilecek ve Mü- Jâyimle Tekirdağlı karşılaşıcuklardır. Klüplerin tenis turnuvası başladı lik karşılaşmada Fene Fenerbahçe dağcılığı 3 - 7 yendi Tenis. federasyonunun şehrimizin teniste en faal Fenerbahçe, Güneş ve Dağcılık klüpleri arasında tertip et- tiğini bir müddet evvel haber verdi- ğimiz İenis turnuvasına dün Dağcılık kortlarında başlandı, Turnuanın tertip şekline göre her klüp diğer iklsile biri kendi kortların- da, ikincisi hasım kortlarında olmak nuvayı kazanmış olacaktır. Her karşılaşmada, altısı tek, beşi çift.olmak üzere on bir maç vardır. Bu.an.bir maçtan altısını kazanan ta» Taf o günkü karşılaşmayı kazanmış olacak ve bir puan slacaktır. Netice- de en fazla puan almış olan klüp tur- nuayı kazanımş olacaklar. Her karşılaşınada, her klübün birin- ci, ikinci, üçüncü... İlh, olarak tesnif ettiği teniscilerin ve takımların diğer klübün ayni şekilde tasnif ettiği kim- sinin Dağcılığın. birinci teniseisile kar- şılaşması meeburiyeti vardır. âle Değcılığın beşinci oyuncusu Neşet arasında. oynandı. Bunları Melih 6/2, 4/6, 6/1; Alând- din.6/8, 6/4, 6/4; Zeki6/1, 6/1, kaza- narak Fenerbahçe 3-0 ileri geçti. Bundan sonra Fenerbahçenin. üçün- cü oyuncusu İbrahim Cimeoz ile Dağ- cılığın üçüncü oyuncusu Telyan, Fe- nerbahçenin dördüncü çifti Muam- mer ve Necdet ile Dağcılığın dördün- cü-çifti Neşet ve Faruk, Fenerbahçe» nin üçüncü çifti Faruk ve Alâaddin ile Dağcılığın üçüncü çifti Mustafa ve Koçifi oynadılar. Bunları sırasile Neşet ve Faruk çifti 6/3, 10/8; Faruk ve Alâaddin çitti 6/0, 6/3; “Telyan 9/7, 13/11 kazandılar. Böylelikle Fenerbahçe giti maçta 4-3 ileri vaziyette bulunuyordu. Fenerbahçenin galibiyeti Bu vaziyetten sonra Fenerbâhçe v8 Dağrılığın birinci ve dördüncü tenis- cileri karşılaştılar. Suat Krisi 6/2, 7/5; Faruk ta Arev- yanı 6/3, 7/5 yenerek Fenerbahçeye iki galibiyet daha temin ettiler. Bü sufetleon bir maçı beklemeden Fenerbahçe sekiz maçta altı galibiye- ti temin ederek turnuvanın ilk karşı- Jaşmasını kazanmış ve bir puam gi miş bulunuyordu. Son maclar Bunurila beraber iki klübün birin- ci, ikinci ve beşirici çiftleri arasındaki maçlara başlandı. Fenerin Suat - Zeki çifti Kris- Arevyan çiftini 6/4, 7/5; Dağeılığın Vedat Abut - Vedat Cemsi çifti Me- Hih - İbrahim Cimcoz çiftini 7/5, 7/5 yendiler. Son çiftler arasındaki maç karan- hik bastığındlan yarım kaldı. Bugün itmam edilecektir, Bununla beraber Fenerbahçe İlk karşılaşmasını kazan- mış bulunmaktadır. ak hava müsalt bulunursa ayni. klüplerin tenisejteri hu sefer Kadı- köyünde Fenerbahçe kortlarında kar- şılaşacaklardır. İlci istidad Dünkü maçlarda dikkatimizi çeken Fenerbahçe takımındaki Alâaddin ve Faruk isimlerindeki iki genç, oldu. Faruğun güzel bir stili, Alânddinin düşünceli ve hesaplı bir oyunu vardır. Sadun Galip Klüplerin tenis turnuvası Karşılaşma Kazanç Kayıp Puan F. Bahçe 1 Dağalık 1 Güneş 73 — 1 7 0 Telrika 1908 temmuzunun “üçüncü günü kolağası Niyazi bey sabitlerden, me- mürlardan, askerden, ahaliden bir grup ile Resneden çıkıp isyan bayra- ğını açmıştı. Niyazi beyin hurucunu ilân için ma- kamata çektiği telgraflar sarayda te- lâş ve heyecam arttırmıştı. Bu hurucun ertesi günü Mabeyinde «esrtrengiz» görünen bir hadise oldu: Mabeyin şifre kâtibi Asım beyin ve- Hata, Matbuat müdiriyetinden gazetelere verilen bir tebliğe göre Asım beyin ve- fatı doktorların tavsiyesine riayet ct- | miyerek kocakarı ilâçlarile kendisini tedavi eylemek istemesinden ileri gel- mişti. Hakikatte Asım beyin vefatı me.su- ret ve sebeple vaki olduğu meçhuldür. O senelerde sarayda bir tüfekçi öl- se cenaze masrafı cebi hümayundan verilir, cenaze ihtifal ile kaldırılır, mü- | teveffanın ailesinin hatırı sordurulur- İ du. Asım bey Mabeyin şifre kâtipliği gibi Abdülhamidin en mahrem muha- | berelerini ifa eden bir memuriyette bu- lunduğu halde onun hakkında böyle bir şey yapılmamış, vefatı Mabeyin İ müdürü Hacı İzzet efendi tarafından. İ oğlu Aziz beye ihbar edilmekle iktifa edilmişti; kızına haber veren ise kim- yager Sinkros olmuştur. Sinkrosun karısının kardeşi Adem bey ismile Mabeyin eczanesinde müs- | tahdem idi. Bu Adem bey Asım beyin | velatını kız kardeşine , o da kocasma haber vermişti. Asım beyin cenazesi hiçbir tabbi mu- ayeneye tabi tutulmıyarak bir teske- Teye konulmuş ve saray yollarından Yahynefendi kabristanına götürülerek defnolunmuştu. Acaba sarayca bu yolda hareket e- dilmesinin sebebi ne idi? Ben bunu anlamak istedim. Fakat kati olarak bilene tesadüf edemedim. Saraydan tereşşüh eylemiş olmak üzere ailesi efradınce verilen malüma- ta göre, Asım beyin vefalı şu suretle vuku bulmuştur: Rumelideki inkılâb hadiseleri üze- rine Abdülhamid bir gün Asım - beye (İzmir fırkasının hemen Rumeliye sev- kile müfsidlerin tedibi) iradesinin icab edenlere tebliğini emreder. Asım bey de: — Müslümanı müslümana ma Kır- | dıracaksınız? Bunların istediğini kabul | etmekten başka çare yoktur. Kabu! et- miyecek olursanız bu saltanat sizde kalmaz! Yolunda bir ihtarda bulunur, Abdül- hamid bu anda Asım beyin mazisini tahatturla fena halde hiddet eder: — Sen hâlâ bu fikirlerden vazgeç- medin mi? Hain! Diye kafasına bir yumruk indirir. j Yelmiş yaşlarında bulunan Asım bey perişan halile çıkıp odasına döner, bir- kaç dakika sonra tekrar çağrılır; bu defa tam Abdülhamidin bulunduğu odadan içeriye gireceği sırada yere.dü- şer, bir daha kendine gelemez. Meşrutiyetin ilânından sonra Tahsin; paşanın: — Ne olduysa Asım beye oldu! muştu. Asım beyin Mabeyin şifre kâtibi iken / Selânikte Manyasi zade Refik beye yardım ettiği, İttihad ve Terfikki er- kânından Rahmi bey ile de münase- betie bulunduğu allesince bana bil- dirilmiştir. Hem Mabeyinde bulunmak, hem böyle şeylerle uğraşabilmek müstahil görünmekle beraber gizli cemiyetlerin tarihinde böyle hadiseler görülmemiş şeyler olmadığından, bir gün İtti- had ve Terakki cemiyetinin umumi ta- rihi yazılırsa bu noktanın da benevvür edeceğini ümid edelim. Abdülhamid Ohri taraflarma çekil miş olan Niyazi beyin takib ve der. desti, cemiyet efradının tedibi, Rume- lideki hareket ve galeyanın teskini hu» suslarına, Metroviçe kumandanı Şemsi paşayı - Arnavutulukta şöhreti (Şe- mo) idi - memur etmişti. Fakat Şemsi paşa beş tabur ile ve kendi tabirile «Cöntürkleri, bu çapkın SARAY ve BABÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur No. 5 Şemsi paşa öldürülüyor, Abdülhamidin endişeleri artıyor çocukları» tedib için vardığı Manastır- dan Ohriye hareket eylemek üzere Ma- nastır'teigrafhanesinden (1) çıkarken yirmiden fazla seçme muhafızlarının yamıbaşında mülüzim Atıf bey tara- fından kurşunla itlâf edilmişti. (2 O sırada Ohri kaymakamlığında bulunuyordum. Bence hasıl olan kanaat budur ki Cemiyeti büyük felâkete, izmihlile uğramaktan kurtaran şey, Şemsi pa- şanın bu suretle itlâf edilmesi olmuş- tur. Vakıa Cemiyetin Ohri merkezi şubesi de Şemsi paşa aleyhine bir sulkasd tertib eylemişti.. (3) Fakat kasabanın: medhalinde iki tarafı evlere 80 si- lâhlı yerleştirerek Şemsi paşayı girer- ken ateşe tutmaktan ibaret olan bu tertipte muvaffakıyet, paşanın (Res- ne) de ittihaz edeceği tedbirlerin dere- cesine ve Ohri kasabası içine girmek gafletini ihtiyar eylemesine mülevak- kıftı Mülâzim Atıf bey bu tecrübeye ma- hal bırakmamıştı. Bu suretle Cemiyet en kahhar düşmanından kurtulmuştu. Abdilhamid bunun üzerin müşir Tatar Osman puşayı geniş sulâhiyet- lerle Manastır fevkalâde kumandanlı- ına tayin ve izam eylemişti. Osman paşa cebir ve şiddetten ziyade tedbir ve ihtiyat ile hareket eyliyor, esaslı bir iş görmek için Anadoludan tertib edilen kuvvetlerin Rumeliye gelmesine intizar ediyordu. Ne olsa, Şemsi paşanın itlân Ab- dülhamide Cemiyetin kuvveti derece- sini anlatacak mühim bir hadise idi, Bu hadise Cemiyetin istediği Kanunu- esasi meselesini ciddiyetle nazarı dik» kate almak lüzumunu anlatmıştı. Saraydan verilen emir üzerine İzmir tarafında Rumeliye sevk için hazırla- nan tâburlar hareket ettirileceği sıra- da silâh ve cephanelerinin tevziini ve birikmiş istihkaklarının verilmesini istemişlerdi. Acaba bu efelerle kızanla- rı silâhları alıp dağlara mı çekilecek- Jerdi? Ötedenberi tevekkül ve mutavasttan başka bir hali görülmiyen bu askerde böyle bir taleb dermeyan etmek cüreti nereden geliyordu? Tütüncü Hoca Yakub. efendinin - Doktor Nazım - tahrikleri semeresini göstermekte idi. Rumeliye «hainlerle. çarpışmağa gidecek askeri talyib etmemek kabil olamamıştı! Fakat bu asker de Rumelide iş gö- cek mi idi? Rumelide üçüncü ordu taburların- daki şüpheli zihniyet bunlara da si- rayet etmiyecek mi idI? Bu efrad müslümana silâh çekmeğe razı olacak mı idi? Bu iş Yemene as- ker sevkine benzemiyordu. 'Bu endişeler içinde Abdülhamid sal- tanat hanedanı üzasından hangisin- den kendisine yardım bekliyebilirdi? Olsa, olsa kardeşi Vahideddindeni “Vahideddin ötedenberi kendisine yar vemuin değil miydi? Onunla böy- le bir sırada hasbihal etmek fena ol- mıyacaktı! Onun şeytanatmdan ortaya belki istifade edilecek “bir fikir çıkardı! (4) Abdülhamid artık sadrıâzarm Ferid paşadan bir iş Yıldıza davet ettiği küçük Kardeşi- le yaptığı hasbihal, onda sadarette tebeddül yapmak düşüncesini kuvvet- dendirdi. Fakat Said paşayı mı, yoksa Kâmil paşayı mı sadarete getirmeli idi? Acaba bu işin de hâd devresi geçin- ciye kadar itidal ile davranıp fırtına- yı atlatmak kabil olamıyacak mıydı? (Arkası var) (1) Şemsi paşanın telgrafhanede Niyazi beyi elde etmekte Iğmazlarından dolayı ilk evvel Ohri kumandanile kaymakamı- n en dıracağını söylediğini haber al- maştık, (2) Abdülhamidin Şemsi paşa için mü- kemmel ve müğeyyen bir türbe inşasıni Tatar Osman paşaya İrnde ettiği, Şemsi paşanın oğlu Müfld beyin (Hatıralı Niyas xi) ye reddiye olarak yazdığı bir risaleda zikredilmiştir. (3) Basılmamış olan (Ohri mili tabu» ru) eserimde bü mesele dahi teferriatilğ yasılınıştır. (4) Fuad Salih; Son Sultanın son cin” yeteri,

Bu sayıdan diğer sayfalar: