6 Eylâl 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA Şahabeddin Süleymanın halâ hüküm süren telâkkileri Ada vapurunda, Halid Fahri ve Nurullah Ataç'la birlikte çeneçalıyot- duk. Nurullaha dedim ki: — Şimdi yazılanların çoğu ıvır 7 vir! Âlemde hüner, Şemseddin Sami, Bibi, senin baban gibi telifat meydana ve istikbale, muhalledat di- Ye, yadigâr bırakmalı... Lügat sahs- sında öyle işler var ki, Şemseddin Sami sağ olsaydı şimdi hepsinin üs- gelirdi. Senin babanm “Hammer tercümesi», kitaba rağbet- sizlik olan bu devirde peynir ekmek Bibi gidiyor. Bir koleksiyonunu tam bravo! Eski neslin büyük şahsiyetlerine dair konuşmakta devam ettik. Nurul lah Ataç: — Hakkı yenilen iki kişi var dir? - dedi - Biri Baha Tevfik ki © taassup ortasında, iddiası her Me olursa olsun celâdet göstermiştir. İkincisi Şahabeddin Süleymandır. * mn bu ikincide reyler ittifak Şahabeddin Süleymanın, İstanbul Sultanisi ile Galatasarayda edebiyat iydi. Benim de hocamdı. Üni- Versitede fikir kürsüleri tesis eden, “ereyanlar uyandıran omüderrisleri- Miz parmakla gösterilmek istense, Parmak havada kalırken, Şahabeddin Süleyman, bu liselerdeki tedrisafı e3- Masında memlekette bir'edebiyat te- ini yıkarak, yerine başka birini ga muvaffak olmuştur. Hece vezninin aruza galebesi, İs- konuşma lisanının yazı dili hâline gelmesi, eski ceşkâli edebi Ye» nin artık sanat sayılmayıp be- dilyatın «heyecan bedii» de aranma- “.. Bunları, hep, hep, Şahabeddin | man yeni neslin güzide bir he- | Yetine talim etmiş, onlar da memle- | İ gitmiştir. Yaymışlar, bu fikirleri cari bale işlerdir. Gerçi, o yukarıki iddialar, onun end gerdesi değildi. Fakat Şahabed- Süleyman © olmasaydı, bunlar, ük bir münevver zümresi arasın- w dedikodu halinde kalacaklardır. *$ir yollarını © bulmuş, resul kim olsun Ebubekirliği o etmiştir. Talebeliğimiz zamanında ruhumu #a nüfuz etmesini, bütün bir nesli ari yürütmesini bilen Şaha- beddin Süleymanm bedii telâkkiler- 6 bir inkilâp yaptığını kabul et- Mekle beraber, bu telekkiler şimdiye devam ettiği için artık muzır Olduklarını söylemeğe mecburuz: O, eski edebi eşkâls in - secile- YİN, istiarelerin, bahri tavillerin - di- Şinda güzelliği aramak lâzım, geldiği. talim içinbediiyatı basitleştir. Mişti; — «Heyecanı bedii» uyandıran, ya- *Dİ. ruhumuzu okşıyan şey edehiyat- : Sanattır! - demişti. Fakat şimdiki sanat tedrisinde ve inde bu sözün pek fazla aya- ĞA düştüğünü görmekteyiz. Zevki | r henüz tekarrür etmiyen bir hi- İ Me Sanki gustosu içtimai ve bedii mihvermiş gibi, bir eser hakkın- * «İyidir, yahut fenadır, ruhumu Yor yahut okşamıyor!s demek İyetini kendinde bulmaktadır. Dur a bay, yahut ey bayan!.. Sen hi Suna böyle büyük sanat hâ- hakemi olmak salâhiyetini kim > Onun içindir ki, Şahabeddi Otobüs seferleri Yeni otobüsler ilkbaharda işle- meğe başlıyacak Sor zamanlarda başlıyan otobüs S6- ferleri çok rağbet görmüştür. Bu rağ- bete sebep, otobüslerin daha çabuk gidip gelmesi ve sabah erken başlıya- rak geç vakte kadar sefer yapmasıdır. Tramvaylar gece yarısından sonrâ bir çok hatlarda seferlerini tatil ettikleri halde otobüsler geç vakte kadar işli- yorlar. Yalnız fiatlerin yüksek olması Şi- kâyetleri davet ediyor. Tramvayla ye- di buçuk kuruşa gidilen bir mesai? için otobüsle on iki buçuk Kuruş ver- mek lâzım gelmektedir. Belediye, halkın otobüslere göster- diği rağbeti göz önüne alarak esaslı otobüs seferlerine bir an evvel başlar mağı düşünmektedir. Belediye tarafindan sipariş edilecek 100 otobüsün gümrük resminden İs- tisnası kararlaşınca hemen sipariş verilecektir, Nihayet ilkbaharda oto- büsler işlemeğe başlıyacaklardır. Yeni otobüsler çok mükemmel ola- cak ve fiatlerin de tramvayı geçmeme- sine dikkat edilecektir. Yol kazaları Bir motosiklet devrildi üç yaralı var Enver adında bir genç dün idare et- tiği motosikletin arka tarafına arka- daşı Hayriyi alarak Mecidiye köyüne İki arkadaş Mecidiye köyünden dö- nerken yolda Cemal adında bir ada- ma çarpmışlardır. Çarpışmada Cemal bir tarafa yıkıl- mış, motosiklet te son süratle gittiği için devrilmiştir. Neticede hem moto- sikletin çarptığı Cemal, hem de moto- sikleti idare eden Enverie arkadaşı Hayri yaralâanmışlardır. Üçü de has- taneye kaldırılmışlardır. Otomobil kazaları Şoför Hayrinin idaresindeki otomo- bil dün gece Beyoğlunda Kirkör adın- da bir gence çarpmıştır. Kirkor aya- ından yaralanmış, hastaneye kal. dırılmıştır. Şoför yakalanmıştır. Şoför Nuretin idaresindeki otomobil dün Üsküdarda Jilber adında birine çarpmıştır. Jilber başından yaralan- mıştır. Bir tramvay bir köfteciyi yaraladı Vataman Hasanın idare ettiği 95 numaralı tramvay arabası Sirkecide köfteci Hüseyine çarpmış, ağır süret- te yaralanmasına sebep olmuştur, a manın yarattığı ve zamanında ehem- miyetli, lâzım olan telâkkiyi artık öl dürmek lâzımdır. Bir sanat eserinin, ihtiva ettiği bir çok unsurlar bakı mından, içtimai ve yüksek bir zevk mihekkile ölçülerek, kıymetlendiril- imâsi devresi gelmişlir. Yeni talim böyle olmalıdır. Haklı şikâyetler . Telefonumuz var diye sevinelim — Viz viz vız vız! — Ne dedin?.. İşitmiyorum.. Yarın geliyoruz mu diyorsun? — Alo... Alo... Hiçbir şey işitil- miyor. — Viz vz vez tiz! ... İşte Bursa telejonu... Ha olmuş, ha olmamış! bari olmasa insan ona göre tedbir alır, Diyorlar ki Bursa hattını İzmire vermişler, Bursanmkiyi Yalova üzerinden geçiriyorlarmış. Sebep ve tedbir her ne olursa olsun, ne- ficeye bakılır. Netice şudur ki, Bursa ile - hele hava biraz bozuk olunca - hiç konuşulmuyor. Böyle ismi var, cismi yok telefon olur mu? Bu işi düzeltmelir Yeni lâmbalar Belediye bunların yerlerini ararlaştırdı İstanbul Belediyesi, şehrin muhte- lif yerlerine yeniden 1500 elektrik lâmbası konması için Elektrik şirke- tile bir mukavele imzalamıştı. Bu lânı- baların yerleri Belediye tarafından hazırlanan bir krokide gösterilmiştir. Ay sonunda tesisata başlanacaktır. Lâmbalar ışığı az olan veya hiç lâm- ba bulunmıyan sokaklara konula- caktır. Lâmbalardan üç, dört yüzü teşrini- evvel sonuna kadar yerlerine kona- Cak, diğer lümbalar da ilkbahara ka- dar hazırlanacaktır. Bir tramvay bir otobüsle çar- Pıştı, insanca zayiat yok Bahçekapıda Dördüncü Vakıf hanı ö- nünde 223 numaralı tramvay, şoför Alâeddinin idaresindeki otöbüsle çar- pışmıştır. Kaza pek âni olmuştur. Oto- büsün ön tarafı parçalanmıştır. İn- | sanca bir zayiat olmamıştır. kaplarla yanılacaktır. 5 — Yukarıda olürur, «B.» «5857» Akşamcı | — İzmir belediyesi, fuarı ziyarete Belenleri yersiz bırakmamak için gü- Sel bir çare bulmuş bay Amca.., ... Büyük vapurlardan birini nh- tıma çekip otel haline sokmuş!... ... Bu buluş, mesken buhranı olan şehirler için iyi bir örnektir sanırım... Istanbul Belediyesinden: 1 -- Daimi Encümenin 10/8/937 tarihli karariyle İstanbul Belediye sınırı içinde sırtta, omuzda ve başta” her nevi eşya ve gıda maddeleri taşınması ve satılma- sının yasak edildiği evvelce gazetelerle ilân edilmişti. 2 — Bu yasak Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Beşiktaş Belediye subeleri mıntakalarında 1 Birincitesrin ve diğer Belediye şubeleri mıntakalarında 1 İkinciteşrin tarihlerinden itibaren tatbik edilecektir. 3 — Bu tarihlerden sonra taşıma işleri ve seyyiir sa- tıcılık mazbut ve muntazam el arabalariyle veya mo- törlü vasıtalarla ve yahut elde tasınabilecek küçük ŞEHİR HABERLERİ Asfalt caddeler Çabuk bozulmı- yacak bir tarzda yapılacak İstanbul caddelerinden bir kısmı- nın asfalta çevrileceğini yazmıştık. Aldığımız mütemmini malümata gö- re, yeni asfalt cadde ve meydanlar, şimdiye kadar yapılanlardan farklı olacaktır. Taksimde Cumhuriyet mey- danındaki asfalt, vaktile Tramvay şir- keti tarafından yapılmıştı. O zaman Şirket bu asfaltı kömür tozile karıs- tırarak dökmüştü. Fakat bu usuldeki asfaltın uzun müddet dayanmadığı ve sık sik tamir edildiği görülinüştür. Belediye bu mahzurün önünü almak Üzere asfalt olarak inşa edeceği cad- delerdeki parke taşlarını sökmiyecek, parke caddeyi esaslı surette tamir et- tikten sonra üzerine asfalt dökecektir. Bu tarzda asfaltın uzun müddet da- yanacağı muhakkak görülüyoor. Bundan sonra asfalta kömür tozu karıştırlmıyacak, İtalyada yapılan tecrübelere göre (Bütün asfalt) usu- lü tatbik edilecektir. Bu usul, asfalt inşaatında en son sistemdir. Imar plânı Belediye ilk safha için tahsisat arıyor Şehircilik mütehassısı B. Proste'un şehrin müstakbel imar plânına esas teşkil edecek avanprojeyi bitirmek üze- re olduğunu yazmıştık. Mütehassıs birdenbire hastalandı- ğı için eylül başmda memleketine dönmesini tehire mecbur olmuştur. B. Pröste iyileştikten sonra raporunu riyaset makamına verecektir, Avan- projenin riyaset makamı, Şehir mec- lisi, Dahiliye, Nafıa Vekâletleri tara- fından tasdik edilmesi, şehrin imar plânının tatbiki safhasının başladığı» na delil teşkil edeceğinden, masrafa ihtiyaç görülmektedir. Bunun için şimdiden tahsisat aranmağa başlan- mıştır. A 4 — Elde tasımak suretile satılan her nevi eşya ve gıda maddelerinin bunların nevi ve mahiyetlerine uy- gun kaplar içinde bulundurulması lâzımdır. hükümlerin tatbikine pek az zaman kaldığından alâkadarlarca bilinmek ve icap eden vası- talar şimdiden hazırlanmak üzere keyfiyet tekrar ilân ... Meselâ Akay, Şirketi Hayriye ve Haliç idareleri de eskiyen vapurla" rını birer ikametgâh yapsalâr ne iyi solurl... Bahife 3 re) Sütten çorap Odundan kumaş Sanayi denilen şey inkişaf ettikçe insanı hayretlere düşürüyor. Bugün dünya sanayicileri hiç akla gelmiye- cek maddelerden, hiç münasebeti ol- mıyan şeyler yapıyorlar. Meselâ Al manlar koyun, keçi, manda sütünden | gayet güzel çoraplar yapıyorlarmış. , Bir kere sütü; sonra da ayağımıza giydiğimiz çorapları düşünün. Sütle çorap arasında bir münasebet bulabi.” lirseniz aşkolsun... Haydi Almanlar sütten çorap yapı- yorlar diyelim... Fakat bizim piyasada- ki, daha el dokundurulur dokundurul. maz akiveren çürük çorapları gördük- çe insan bunların sütten yapıldığına katiyen inanamıyor. Bu çoraplar yapılsa yapılsa mutla- ka sudan yapılıyor. Bunlar sudan ço- raplar... Hem de ya Terkostan, ya Kırk- çeşmeden yapılma... Bari bizim çorap- çılarımız da bu süt işinden istifade et- seler.... ri O zaman çorapçı dükkânlarında ka- dınların münakaşalarını dinlemek pek hoş olur sanırım: — Bir çorap istiyorum amma keçi sütünden olmasın, koyun sütünden bir | çift çorap çıkarınız. — Koyun sütünden çorabımız kal madı, isterseniz size manda sütünden bir çorap vereyim. Gene dünya sanayicileri odundan enfes ipekli kumaşlar yapıyorlarmış. Odun ve ipekli kumaş!.. Biribirine be kadar zıd iki şey değil mi? Biri ka- balığın, öleki inceliğin timsali... Siz sa- nayiin büyük kuvvetine bakınız. Bu iki müthiş fezadı nasıl biribirine yaklaş- tarıyor ve nasıl en kaba şeyden en ince şeyi çıkarıyor. Fakat herhâlde insana çok garip ge liyor. Erkekleri çileden çıkartan, ince, ipekli, fışırtılı bir kadın eteğinin koca» man bir meşe odunundan yapıldığını düşünmek bile bana garip egliyor, Bundan bir müddet evvel bir yerde okumuştum. Bir takım en güzel levan- talar, bazı en güzel kokular pislikten yapılıyormuş. Ya buna ne buyrulur? Sanayi deni- len büyük kuvvet dünyanın en pis şe- yini yeryüzünün en şık, en güzel kadın- larına zevkle süründürüyor. Ve bunları sürmüş kadınlar dünya erkeklerini mest ediyorlar, Büyük kuvvet... Haşmetlü sanayi. Hikmet Feridun Es ğin Bir ihtiyar damdan düşerek yaralandı Küçük Ayasofyada oturan 75 ya- şında Mehmed adında bir ihtiyar evi- nin kiremidlerini aktarmak için dama çıkmıştır. Damdan tekrar aşağı ine- ceği sırada birdenbire müvazenesini i kaybederek yere düşmüştür. Biçare ihtiyarın ağzından ve bur- nunda şiddetle kan boşanmıştır. Kendisi Cerrahpaşa hastanesine kal- dırılmıştır. Hayatı tehlikededir. Yeni piyesler Şehir tiyatrosunun ay başından iti- baren temsillere başlıyacağını yazmış- tık, Dram kısmında temsil edilecek lik piyes Şekspirin «Kuru Gürültü» eseridir. Bunun için Cemal Reşid bir musiki parçası hazırlamıştır. Dram kısmı Pirandello'nun son ©s8- ri olan «Yeni Elbisez yi de yakında oy- MELER B. A .— Evet; iyi olur amma ne çare ki bizde hiç bir vapurun eskidiği görülmezi...