27 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

27 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i s A e 27 Ağustos 1937 ana — Afyon mektupları Afyon en güzel şehirlerimizden biri olmak üzeredir Temizliğe çok dikkat eden belediye halkın Kurtuluş sö aşının, 30 ağus- tos zaferinin ka- Pısı olan Afyon- karahisar hak- kında yarım asır evvel yüksek âli- mimiz *Şemseğ- din Sami «ha neleri kerpiçten ve üstleri -basıl- mış toprakla mestür olup manzarası hüz- nengiz..> de- miştir. Fakat, merhum (şimdi Afyon belediye reisi sağ olup ka (Hasan Tiryaki mMucu âlâminin ikinci tabına kendi elile muvaffak olsaydı, fikirlerini ve hükümlerini tamamen değiştirirdi. Artık, Afyonkarahisar gittikçe Yeşi Afyon adını almak üzeredir. "Temiz ve rutubetsiz havası, nefis içme ve emsalsiz maden sulari, şifali kaplıcaları ile tablatın en bol iyilikle- rine mazhar olan Afyon, Cumhuriyet hükümetinin, yeniden yapma ve gü- zelleştirme plânında takib ettiği yo- Jun başlarında kendini göstermekte- dir. Tarihi ve yalçın bir kayanın ayak- larını bir halka gibi, kuşatan şehrin, kısmen sırtını verdiği .çıplâk Hıdırlık tepeleri, artık Afyonun başında siklet veren bir yük değil, zümrütlerle işlen- miş yeşil-bir çelengi andırması pek yakındır. Afyon ve caddeleri bir taraftan sür- atle ağaçlanma hareketine devam ederken, .bir taraftan da medeni bir şehrin başlıca ihtiyaçları olan mü- kemmel bir hâl, makine ile işleyen ekmek fırınları, parkeli caddeler, umumi temiz helâla, vitrinli dükkân- lar, güzel binalarla eski ve dağınık bir beldenin üzerinde modern ve sıh- hi bir şehir kurulmaktadır. Şehir bu- gün güzel Türk vatanında, azimkâr Cumhuriyet hükümetinin feyizli göl- gesi altında terakki ve temeddün yo- Junda süratle ilerlemeğe başlamış bu- Yunuyor. Şehrin beş altı senedenberi göster- diği bu terakki, yenilik ve değişiklik hareketinin başında, derhal Afyon belediyesini nazarı dikkate almak lâ- zımdır. Her işinde gayesi temizlik olan Af- yon belediyesinin çalışkan reisi, şehri en iyi vilâyet merkezlerinden biri de- recesine çıkarmak için ne yapmak Mizımsa onu yapmağa büyük bir hüs- nü niyet ve azimle karar vermiş bu. Tunuyor. Burada, bir kâç yıl zarfındaki ba- şarıların neticesi hakkında bir fikir verebilmek için yapılan işleri şöylece hülâse edebiliriz: Ormanlaşan tepeler Şehrin cenubunda kuru bir dağ olan Hıdırlık tepelerinin 300 dönüm kadar sahası tamamen teşcir edilmiş. tir. Badem, Kestane, palamutdan (baret olan bu ağaçlar iki üç yaşına girmiş ve şimdiden içlerinde bir bu- > metreye kadar boy alanları var- . Bu ağaçların yüzde doksanı acı Bademdir, Yetiştikten sonra belediye. ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirleri aldı bilmek kabil olduğundan halks me- sire yeri de olacaktır. Bunun meyda- na gelmesi için ormanın etrafında 8 metre genişliğinde yol yapılacak, otomobil, araba vesaire işleyecektir. Fidanlık ve çiçek bahçesi Belediye bir taraftan asri mezarlığı en güzel ağaçlar ve çiçeklerle süsler? ken karşısında 25 dönümlük bir de fidanlık tesis etmiştir. Caddeler ve parkları tezyin etmek için muhtelif ağaçlar ve çiçekler yetiştirmeğe baş- lamıştır. Buralarda, bir senede 5 bin gül aşısı yapılmıştır. Yetiştirilen fi- danlar halka meccanen tevzi edildiği gibi, en nefis çiçekler de, halk ara- sında çiçek zevkinin artmasına hiz- met için maliyet flatinden daha aşağı | satılmaktadır. Asri mezarlığın üst kıs- mındaki arazi de istimlâk edilmiş ve ayrıca bademlik yapılmaya karar ve- rilmiştir. Abide bahçesi ve etrafı Merkezi zafer âbidesi olmak üzere 12 metre genişliğinde bir cadde ile yarını daire şeklindeki bahçe içinde ve âbldenin arka tarafında güzel ve bahçenin genişliği ile fütenasib bir göl yapılacak ve etrafına kanape ve saire konâcaktır. Âbidenin ön cephesindeki akasya ağaçlarının büyüyüp âbideyi kapat- maması için boyu bir metreyi geçme- mek üzere zeminden 25 santim yük- sekliğinde şemsiye ve çadır aşısı ya- pılıyor. İlk defa tatbik edilen bu aşı çok hoş bir manzara teşkil etmekte- dir. Âbidenin manzarasını kapatmı- yacak yerlerde şimdiden tiç dört met- re yüksekliğinde çam ağaçları mey- dana getirilmiş, Abidenin ön tarafin- daki sun'i kaskadlar, - fısıkıyeler “ve havuzlar gece elektriğin renkli ziya- sı altında çok gönül çeken bir man- zara olmaktadır. Hal Türkiyenin en güzel sebze hâllerin- | den biri olan bu güzel bina içinde satılan muhtelif eşyanın temizliği, hasseten sıhhi bakımdan insana en büyük emniyeti veriyor. Evvelce pa- zarda, rasgele tozlu-ve kirli kaldırım- lara yayılan meyva sergileri, şimdi bu binada beton ve uzun masalar üzerinde tertemiz bir şekilde müşte- rilere arzedilmektedir. Dalma, temiz tutulmakta olan dükkânların toplu ve bir arada olması yüzünden sık sık kontrol yapılabilmektedir. Her gün, sergi yerleri bol bol yıkanmaktadır. Esnafın, çürümüş veya bozulmaya yüz tutmuş sebze ve meyvaları hâlin dış kısmında kapalı sandığa atmaları mecburiyeti, kendilerinde itiyad ha- Yine getirilmiştir, Bir taraftan Belediye zabıta memurları hâlde, hassaten pa- zar yerlerinde dolaşarak, temizlik ve alım satım hususundaki noksan ve uygunsuzluğu halletmeğe uğraşmak- tadır, Çöpcü arabaları hâle sık sık uğr- yarak temizliğe azâmi hizmet ettirii. mektedir, Hâlin her tarafında, ne sebze, ne meyva kabuklarına ve ne de yerde sürünen çöplere rasgelinmez. Caddeler ve mahalle temizliği: Her gün sulanıp süpürülen caddelerde, AKŞAM | Bir -Arşidüşesin hazin macerası | Sefaletle biten bir aşk macerası Son günlerde Viyanada çok hazin bir daya görülmüştür. Solgun çehre- H, yırtık elbiseli aç bir kadın senede otuz bin lira tahsisat almak için Habsburg ailesi aleyhine dava açmış- tır. Bu davanın sebebini anlamak için otuz altı sene evveline bakmak lâzımdır. 1901 senesinde Avusturya imparatorluk ailesine mensup Arşi- dük Ferdinad Leopold Avusturyanın höcra köşelerinden birinde manevra” lar esnasında Vilhelmina o Adamoou namında bir genç kıza raslıyor. İlk nazarda bu dilber fırıncı kızına âşık oluyor, iki genç. gizliden gizliye iki sene buluşuyor, sevişiyorlar. Nihayet Arşidük evlenmeye karar veriyor. Bu kararından imparatoru haberdar edi- yor. Tahmin ettiğinden büyük bir mü- manaatle karşılaşıyor. Buna rağmen müthiş bir cesaret göstererek maşuka- sile evleniyor, Avusturyayi ; terkedi- 'yor, fakat bu kadar hararetle başlıyan. bu aşk vakasının sonu çabuk geliyor, 1907'de, yani dört sene sonra karı ko- cenin arasına nifak giriyor ve nihâyet boşanıyorlar. Katoliklerde boşanma yasak olduğu için imparator büsbü- tün kızıyor, Arşidükü reddediyor. Se- falet ikisini de kollarına alıyor. Bil- hassa harpten sonra Arşidük çok fe- na vaziyete düşüyor; Berlinde apartı- man kapıcılığı etmekle hayatını kaza nıyor. Nihayet geçen sene açlıktan ölü“ yor. Karısı son zamanlarda sefalete dayanamıyarak Habsburg ailesi aley- hine bir dava açıyor, Arşidüşes olması itibarile ona bakmaları lâzım geldiğini ileri sürüyor. Fakat Viyana mahke- mesi boşanmış olduğu için bu davayı reddetmiştir, Tasgelinmez. İstasyon ve hükümet arası uzun caddede yük arabaları ve merkep geçmesi yasak edilmiştir. Bunlar, caddeye müvazi binaların arkasındaki bir yoldan işlerini yap- maktadır. Çöpcü arabaları her vakit ve mun- tazaman mahallelere uğradığı gibi, şehir yukarısı ve sraba çıkamıyan mahallelere de merkep kullamlarak, süprüntü hususi sandıklarla aşağıda bekliyen tanzifat arabalarına indiri- Miyor. Her ev kapısının önünü temiz tutmağa mecburdur. Belediye me- murları her gün mahallelerde dolaş- tığı için halkın temizliğini ve tanzi- fat arabalarının muntazaman işledi- gini kontrol etmekle, pislik ve çöp yığınlarına tesadüf ederse derhal alâkadarlara ihtar etmektedir. Bu ta, cadde, çarşı, mahalle vesaire hiç bir yerde çöp tenekelerinin ve atıla- cak eşyanın beklemesine meydan ve- rilmemektedir. Şehrin uzağına götü- rülen bu süprüntünün üzeri; Belediye cadde açmak vesair şehir imarı dola- yısile istimlâk ettiği binaların ankazı ile kapattırılmaktadır. Kara sinek mücâdelesi Afyon belediyesi bir kaç senedir bu pis hayvanlarla ciddi bir surette mü- cadele etmektedir. Bunların en mü- him merkezleri olan kasab, sebzeci ve meyvacı dükkânlarında mecburi bu- Iundurulan sinek kâğıtları sık sık de- ğiştirilmesine çok itina edilmektedir, Bir taraftan da, şehirde umumi te. mizliğe medar olmak için belediye de kendi doktorunun ihzar ettiği acı yonkalı tatlı mahlülü 200 miktarın. da fukara halka meccanen verilmek» tedir, Bu mahlül, dibi düz bir kaba bırakılıyor, Üzerne adi tülbend veya ince bir bez örtülüyor. O örtünün fze- rinden hortumile mahlülü emen si“ nekler derhal ölüyor ve ayni bezi mütenddid defalar sık sık değiştire- rek sinek temizleme işi yapılıyor. Sinekler sürfelerini daha - ziyade gübre içinde bıraktığından han vesa- ire umumi ahırların gübreleri daima şehirden 3 kilometre uzaklara sevke» diliyor. Sinek mücadelesinde beledi. yenin mütemadi dikkat ve fikir ta- kibi göstermesi yapılan reklâm ve gayret sayesinde vaktile pazarlarda, dükkânlarda dolaşan sineklerin adedi sıfıra inmek üzeredir, şuraya buraya atılmış kirli şeylere | Amerikan halkının sahnede en çok hoşlandığı şey hiç şüphe yok ki revü- dür. Revü sahneleri büyük debdebe ve tantanalarile bir çok güzel kadın- larile sade Amerikada değil, diğer memleketlerde de çok rağbet görüyor. Revü filimlerinin her tarafta kazan- dığı büyük muvaffakiyet buna bir de- 41 addedilmektedir. Bir çok kimseler revü artistliğini bir kaç hareket yap- maktan ibaret farzederler ve bunu pek kolay görürler. Fakat güzel ka- dınların sayılamıyacak kadar bol ol- duğu Hollivutta bile revü artisti darlı- Eı vardır. Çünkü revü artisti olmak ko- lay bir şey değildir. Bir kere sade yüz değil, endam güzelliği de şarttır. Ay- ni zamanda vücudün bir tarafında aksıyan bir nokta, fena bir hat, fazla ufak bir şişkinlik bulunmamak lâzım- dır, Saniyen güzel bir sese malik ol- mak ister. Fakat bu da kâfi değildir. Dans ede- İ bilmek kabiliyetinin yüksek olmasi arabalar hiç durmadan çalıştırılmak» | elzemdir. İyi dans edebilmek, zarif dans edebilmek ve gayet iyi inkişaf etmiş bir ritm hissine malik olmâk lâ- zımdir. Tiyatro ile sinema stüdyoları için her gün dünyanın dört bir köşesin- den revü kızı arıyan büyük teşkilâtlar vardır, Bunlar revüye uygun bulduk- ları kızı keşfeder etmez derhal angaje ederler ve tren veya vapur parasını vererek merkeze gönderirler. Angaje edilen kızın yukarıda saydığım evsa- fa malik olduğunu bilmek kâfi değil- Diyarıbekirde her sene bir çok kıymetli elemanlar yetiştiren Melâhat Cemal dikiş yurdundan bu sene mezun olanların resimlerini dereediyoruz. Bü müna- sebetle güzel bir sergi açılmıştır. “Revü kızı olmak çok güç şeydir Bunun için yüz ve vücud güzelliğin- den başka birçok meziyetler aranır Revü kızları aylarca süren bir talim dev- resi geçirirler ve mütemadiyen çalışırlar Sahife 7 trenmana mukavim olması lâzımdır. Çünkü revüye girmeden evvel sıkı bir antrenman devri başlar. Revü kızlarının teşhirden evvel gör- dükleri antrenmanın bir neferin gör- düğü talim kadar yorucu olduğu hiç tereddütsüz söylenebilir, Çünkü revü kızı diğerlerine uyarak yani grup ha- linde dans etmesini öğrenecektir. Dans hareketlerini yaparken onun her hareketi gruptaki diğer kızların hare- ketine uyacaktır. Meselâ ayağını di- gerlerinden ne bir santim aşağı ne de bir santim yukamı kaldırmıyacaktır. Yirmi yirmi beş kızın biribirini takli- den ayni harekeli müzike de uyarak yapmalarını öğrenmek için uzun ve yorucu provglara ihtiyaç vardır. Bu provalar esnasında revü numarasının elinde uzun bir değnekle yüksek bir yere çıkar ve her kıza 'dans esnasında yaptığı hâtalari gösterir. Bu hâtanın nasıl ıslah edileceğini tarif eder. Son prova revünün - temsil kostü- müyle yapıldıktan sonra hazırlanma» sı bu kadar uzun süren revü nihayet halka irae edilir. Tabii bütün hareket. İer gayet sühuletle ve tabil olarak ya- pıldığından seyredenler hâzırlarıma- nın zahmetini tasavvur edemezler. Ayni zamanda revüyü bir kül halinde gördüklerinden her kız üzerinde ayn- ca durulduğu ve hepsinin ayrı ayrı se- çilerek hazırlandığını düşünemezler, Revü kızı olmak görüldüğü kadar ko- dir. Ayni zamanda İyi sıhhatli ve an- | lay bir şey değildir. | | ME emme ein

Bu sayıdan diğer sayfalar: