SEX mn mmm; mmm, ml aa mm gi amam 2 stos 1937 AKŞAM Sahife 3 ZİN Muğlâk ve pahalı AKŞAMDAN AKŞAMA tedavi usülleri Allah vücut âfiyeti versin. Sakın hasta olmayınız. Hasta olanların bali berbattır. Tababetin ilerlemesine rağ- men, evet maalesef, hastaların hall fenalaştı. Eskiden bir doktora giderdiniz. Nabzınızı yoklardı, dilinize bakardı, kalbinizi ve arkanızı dinlerdi. — Size bir limonata yazayım. Ye- meklerden evvel birer kaşık alırsınız. Bir de toz vereyim, yatmadan evvel bir paket alırsınız. Pehriz edin, soğuk almayın, bir şeyiniz kalmaz. Vımtasını alır, giderdi. Bir çok hastalar iyileşir, bir çokları | da iyileşemezlerdi. Şimdi vaziyet değişmiş değildir. Bütün hastalar gene iyileşemiyor. Şöyle bir efsane işittim: Lokman hekim, bütün ömrünce çalışıp bir eser yazmış. Bunda, ölmemenin de çare leri yazılı imiş. Lâkin Azrail telâşa düştüğü için, «mesleğim mahvola- cak!» diye hızla dünya yüzüne inmiş. Kanadile esere çarpınca sahifeleri dereye düşmüş. Lokman hekimin elinde ancak bir kaç sahile kalmış Geçen asırların doktorları bunlara, bakıp amel ederlermiş. Şimdi asır de- Zişti. Lokman hekimin kitabının son sahiflerine yaklaşılmadığı muhak- kaktır Doktora gidiyorsunuz. Cemal Na- dirin bir karikatüründe gayet iyi an- lattığı gibi: — Parmağımda sivilce çıktı. — Bir radyografi mütehassısına gi- diniz. Oradan idrar tahliline, oradan kan tahliline, oradan dahiliyeciye, öradan... İlh... Hastaların en zengin ve en meraklı kısmı bu tenbihleri tutabiliyor. Diğer kısmı ise, gözü korkarak tedaviden büsbütün vazgeçiyor. Zira, bütün bu tavsiyeleri yerine getirmenin ne de- mek olduğunu bilirsiniz: Kimi on, ki- mi beş lira ve yekünu elli küsur lira... Halk vazgeçiyor tedaviden! * Evet, doğru! Eski tedavilerin bir çok noksanları vardı; elbet fennin ye- niliklerinden de istifade etmek lâ- zımdır. Lâkin yeni usullerin külfeti ve tatbik imkânsızlığı yüzünden büs- | bütün tedaviden mahrum kalanlar için, hâttâ kocakarı ilâeları bile âlâ- dır. Çünkü ilâcın bir de maneviyatı kuvvetlendirmek ciheti vardır ki, çok kimse şimdi bundan da mahrum kalıyor. Muğlük tedavi usulleri ancak istis- nai ahvalde kullanılmalıdır. Taba- betin terakkisi, tababetin tatbik im- kânsızlığını intaç etmemeli. Akşamcı ————— —— ——— Zafer bayramı hazırlığı | Zafer bayramına tesadüf eden 30 | Ağustos pazartesi günü bütün resmi daireler tatildir. Her sene olduğu gi- bi bu sene de yapılacak geçid resmi için intihab edilen bir komisyon ta- rafından program hazırlamağa baş- lanmıştır. Geçld resmine askeri kıta” lardan başka esnaf cemiyetleri de İş- tirak edeceklerdi: | İstanbul ikinci noteri hakkın- daki tahkikat bitti | Bir sahtekürlk meselesinden dola- yı İstanbul ikinci noteri B. Hasan hak- kında Sultanahmed birinci sulh ceza hâkimi B. Reşidin riyasetindeki heyet tarafından yapılmakta olan tahkikat » Evrak istintak hâ- kimine verilmişti, üçe düştü Tifo vakaları azalmakta devam ediyor Alınan sıhhi tedbirler üzerine tifo- nun şiddetini kaybedeceği ve vaka- ların günden güne azalacağı hakkın- daki tahminler, tahakkuk etmeğe büş- luyor. Bir müddettenberi 24 saat içinde 4-5 vakadan fazla görülmüyordu. Son 24 saat zarfında tifo vakaları üçe in- miştir. Alâkadarlar birkaç güne kadar v8- kasız geçecek gün kaydedileceğini te- min etmektedirler. Sort 24 saat içinde 1782 kişiye bi- rinci, 1553 kişiye de ikinci aşı yapıl- mıştır. Bundan başka gıda maddelerini sa- tan esnafın aşi olup olmadıklarının araştırılmalarına devam ediliyor. Son günlerde yapılan araştırma neticesin- de evvelce meydana çıkarılan 900 ki- şiden başka daha 500 kişinin aşılan- madığı görülmüştür. Bunlar da mec- buri aşıya sevkedilmişlerdir. Tevile çalıştılar İ Fakat mahkeme kadının beş, kocasının da altı ay hapsine karar verdi Valide hanında oturan Rahmi adın- 'da biri odasını temizletmek üzere Şük- riye adında bir kadınla kocası Ahme- di çağırmış ve odasına götürerek ak- şams kadan etrafı temizlemelerini söylemiştir. Akşam üstü Ralımi odasına gittiği zaman Şükriye ile Ahmedi odada bu- Tamadığı gibi altın saat, çamaşır, ma» kas, bıçak ve saire gibi birçok eşyası- nın da aşırılmış olduğunu görmüş tür. Rahmi polise müracaat etmiş, za“ bıtanın tahkikatı neticesinde ertesi sabah Şükriye ile kocası Ahmed Sir- keci rıhtimından Çanakkaleye hare- ket etmek üzere olan bir vapurun için: de yakalanmışlardır. Eşyaları çıkarı- lp aranınca Rahminin odasından çal- dıkları şeyler de bavullarının içinde bulunmuştur. Şükriye İle Ahmed 'dün Sultanah- med üğnücü sulh ceza mahkemesin- de muhakeme edilmişlerdir. İki suçlu mahkemede: — Biz bu eşyayı çalmadık. Her hal- de yanlışlıkla bizim eşyanın arasına karışmıştır. Diye, tursızlığı tevile çalışmışlardır. Gerek tahkikat evrakı ve gerek şahid- lerin ifadelerile hırsızlıkları sabit ol- duğundan Şükriyenin beş ay, kocası Ahmedin de altı ay müddetle hapis- lerine karar verilmiştir. Çöp fırınları hakkında tedkikler Dün akşam üzeri Belediyede, mua- vin Ekrem ve Fen işleri müdürü Hüs- nü vali ve Belediye reisi B. Muhiddin Üstündağın yanında toplanmışlardır. Bu toplantıda şehrin temizlik işleri ve bilhassa çöplerin yakılması için, ya pılması esas itibarile kararlaştırılan çöp fırınları etrafında görüşülmüş- iİHaklı şikâyetler 150 kuruşa deniz hamamı kamarası! İstanbulun denizinden istifade etmek üzere Ankaradan gelen bir zat ük gün (*9) plâjına gitmiş, hiç memnun külmamiş. Gördük- lerini bize gelip şöyle anlatiı: — (*s*) pldjında rahatça 80- yunup denize girmek için hususi bir kabine tutmağa karar verdim. Umumi soyunacak yerler 25 ku- ruş'iken bunlardan pek oz farkı olar hususi kabinelerin ftati 150 kuruşmuş. Razı oldum. Hususi ka- binenin kapısını açtılar. Burası boş bir odacıktı. Konforu bir tah- ta kerevetten ibaretti. Ayna bile yoktu. — Bana mayo veriniz! dedim. 15 kuruş istediler. Yıkandıktan sonra silecek istedim. Böyle bir şeyden haberleri yokmuş gibt dav- randılar. Biraz hiddetlenince el kadar, fakat son derece kirli bir havlu getirdiler, ayaklarımı sil- dim ve ıslak ıslak giyinip çıktım, Evvelâ 150 kuruş o kerevetli ba- rakanın nesine! Hiçbir fark ol madıktan sonra umumi yerle hu- susi kabinenin 125 kuruş tutan farkı niçin? Ve nihayet bu - biz bir tarafta duralım - fakat ya- bancılara karşı cyıp değil midir? Not: Bari nezaketen ismini zik- retmeyip (***) İle işaret ettiğimiz plâj, bu yazımızdan sonra insaflı davransa... Üniversite talim taburunun “üçüncü kampıda bitti Üniversite talim taburunun Har- biyede Yedek subay okulunda açılan üçüncü kampı da dün bitmiştir. 80 lirayı aşırıp kaçarken yakalandı Beyoğlunda karpuz sergisi bulu- nan Zeynullah, dün, serginin bir kö- şesinde öğle uykusu kestirmekte iken, yanına maruf yankesicilerden Mihal yaklaşmış, yeleğinin - cebini keserek içinde bulunan 80 lira parasını alk mıştır. Bu işleri yapıp savuşmak- ta iken polisler tarafından yakalan- mıştır. Şehir ve şehir ijiyeni etütlerine methal (Doktor Memduh Say: İzmir) Şehirlerimizin en esaslı ihtiyaçları- nı en müterakki ve fenni usullerile hal- çarelerini gösteren bu mühim eseri Belediyelerimize, Şehirellerimize ve şehrin sıhhatile uğraşanlara tavsiye ederiz. Büyük bir say'ı mahsylü olan hrin plânlaşması usulleri, an, park skuerler seyri- binaların şehre göre şehrin suları, nakl işale ya- sıtaları, kanalizasyon (usulleri, me- zarlıklar, şehir gürültüleri, süprün- tüleri, bunların ifa çarelerile mem- leketimizde şehirciliğe temas eden kanun, nizamname ve tallmatname- leri havi bir kısmı da vardır. İstanbul İkbal, Ahmet Halit, Haşet, İzmirde Mektepli Kütüphanesinde - bulunur. Fiyatı 150 kuruştur.” Bay Amcaya göre... İ fan ve Dahiliye Vekâletleri tarafından | rine İstanbula gelmeği tercih et imar plânı Mütehassıs eylül- de gidecek, mart- ta tekrar gelecek Şehircilik mütehassısı B. Proste'un İstanbulun imar plânının esas hatla- rını teşkil edecek projenin mühim K:- | sımlarını beş binde bir mikyasında bir | harita üzerinde hazırladığını yazmış- | tak. Mütehassıs, bu avan projeyi riya- set makamına verdikten sonra eylül başında memleketine dönecek, 934 martında tekrar İstanbula gelecektir. Arada geçecek altı ay içinde avan pro- je Şehir meclisi tarafından tedkik, Na- tasdik edilecektir. Mütehassıs martta tekrar şehrimize geldikten sonra tas- dik ödilmiş proje üzerine asıl plânı hazırlıyacaktır. Avan projede müstakbel plâna gire- cek olan bütün esaslar vardır. Bilhas- sa mütehassıs Yenikapıda yapılacak olan şehrin müstakbel limanı etrafın- da pek esaslı tedkikat yapmıştır. i B. Proste'un Belediye ile yaptığı mu- | kaveleye göre, kendisi senede iki kere | İstanbula gelerek birkaç ay meşgul olacaktı. Fakat B. Proste'un İstanbu- la karşı derin bir muhabbeti ve bağ- lığı vardır. Bu rabıta, şehircilik mü- tehassısırıın gençliğindenberi © başla- maktadır. Paris Güzel sanatler aka- demisinden mezun olan mimarlar, ötedenberi güzel eserler hakkında tod- kiklerini ileriletmek üzere bir sene müddetie Romaya gitmeyi usul ittihaz etmişlerdir. B. Proste bundan otuz bu kadar sene evvel mimar diplomasile | Paris Güzel sanatler akademisinde | mezun olduğu zaman İstanbuldaki Türk ve Bizans eserlerini tedkik ef- meği arzu etmiş ve o zaman Roma ye- | ti, Proste henüz genç bir mimar iken İstanbulda altı ay kadar kalmış, Ay&-. | sofya, Süleymaniye, Kariye gibi eser- leri tedkik etmiş, İstanbulun tabii güzelliği etrafında etüdler yapmıştı. Genç bir mimar iken gösterdiği bu alâka, şehirciliğe intisabından sonra B. Proste'ta daha çok inkişaf etmiştir, İşte şehircilik mütehassısı bu 30 se- nelik alâka ve rabıtanın tesirile mu- kavele haricinde olarak İstanbulda ikamelini uzatmağı ve etüdlerini bu- rada yapmağı tercih ediyor. Belediye suçları yapanların takibine devam ediliyor Eminönü polis merkezi memurla» rı; beledi yasakların tatbiki sırasın- da bir satıcının türkçeden gayri li- sanlaria bağırarak satış yaptığını tes- * bit etmişler ve kendisini para ceza- sına çarptırmışlardır. Einönü mıntakasında bunden baş- ka; 110 kişi cezalandırılmış, 140 ek- | mekle 15 francala, 10 simit ve 50 ku- rabiye müsadere edilmiştir. Beyoğlu mıntakasında 25 kişi ce- | zalandırılmış, 30 francala müsadere edilmiş, içmeğe salih olmadığı anla- şılan 10 gazoz imha edilmiştir. Fatih mıntakasında 14 kişi ceza- landırılmış, 88 ekmek müsadere edil- miştir. Kadıköy muntakasında da bir kişi caddeyi işgal ettiği için cezalan- dırılmış, 16 kedi tutulmuştur. B, A, — Para biriktir oğlum, para | biriktir! İ ., Her gün bir köşeye bir kaç para atsan... birinde servet sahibi İSTANBUL HAYATI Yaz kıyafetleri Bazı muayyen mecburiyetler müs- tesna olmak üzere herkesin giyinişine karışılamıyacağı tabii amma, insan bazan çok garib kıyafetlerle karşıla- şıyor. Geçenlerde sıcak hir günde öğ- le vakti Beyoğlu caddesinden geçiyo- rum. Önümde yaşlı bir bayan gidiyor. Başında siyah, kalm kadifeden yapıl- mış külâh gibi bir şapka Kolları omuzlarından aşağı çıplak, sırtı he- men hemen bel kemiğine kadar açık. Ayaklarında, okonçları topuklardan geriye kıvrılmış acaib çoraplar. Koca- man gövdesi iskarpininin sipsivri. in- cecik topukları üzerinde sendeliye sendeliye zorlukla hareket ediyor. Ya- nındaki genç kızın kolları bileklerine kadar, yakası çenesinin altına kadar kapalı, Alçak, yassı ökçeli iskarpini- nin üzerinde keklik gibi sekiyor, şiş- man bayanı da zorla sürüklemeğe ça- ışıyor. Daha ötede dört beş kişilik bir deli- kanlı grupu kolkola girmişler. İkisi ceketlerini çıkarıp kollarına almışlar kadar açmışlar, kolları dirseklere ka- © dar sıvalı, ellerinde kâğıt helvasından kutular içinde dondurma yiyorlar. Diğer üçü, kolalı yakalarma sımsıkı boyunbağları sarmışlar. birinin boy- nunda bir de siyah kadın eşarpı görü- nüyor, Eşarpı boynuna doladıktan sonra ilikli ceketinin yakaları altına sokmuş. Karşıdan gelen orta yaşlı bir kadı- nın güneşten yanmış kahve rengi ba- caklarında çorap yok. Çıplak ayakla- Kıyafetinin o mevsime uygunluğuna diyecek yok. Fakat sokaklarda adım başında terkos muslukları akarken bayanın örgülü ayakkaplarının ara- sından görünen parmakları pek te iyi manzara arzetmiyor. Kalabalık ara- sında siyah çarşaflarını çenelerinin altından iğnelemiş iki kadının, moda mağajalarının vitrinlerini süze süze rüyüşleri herkesin göğüne ilişiyor. Mahallebici dükkânının önünde limo- | nata içen iki genç kızın kıyafetleri de bambaşka. Birinin başında araba te- kerleği kadar bir şapka, ellerinde be- yaz eldivenler, kolunda torbası kumaş- tan, ağzı tahtadan, seyahat çantası kadar bir çanta, koltuğunda havlu ve mayo paketi, Öteki çıplak denilecek derecede açık giyinmiş. Başı açık, göğsü, ensesi, kolları, çorapsız bacakları yanmak- tan kıpkırmızı olmuş, yer yer derileri kalkmış. Arkadaşı buzlu limonatayı yudum yudum içmeğe çalışırken o, bardağı bir dikişte boşaltıyor. Karşıda iki delikanlı da onun yerine derin de- rin oh çekiyorlar... — C. R. Beşiktaş belediyesinde ikinci bir veznedarlık ihdas edildi Beşiktaş belediyesinde icra işlerinin takviyesi ve halkın beklemeksizin vör- gi ve sair borçlarını kolaylıkla verebil- mesi için bir veznedarlık dahâ'ihdas edilmiş ve veznedarlığa icra memuru B. Abdülkadir tayin edilmiştir. Festival takvimi 25 Ağustos: Çarşamba Fatihte İtfaiye bandosu Balkan Festivali Kadıköyünde Süreyya bahçesinde sant 2130 da Naşid temsili Kudret Helvası Taksimde Camlıköşkte saat 21309 da B.A —Ne yapayım olur mu?,.. Belki bir gün kalkar, Topkapı müs Küçük Amca — Öyle amma babaci- | gesine gitmek istersin... ğım ben şair ruhlu bir gencim, serve» ti ne yapacağım?.. br rk Peer ea mğaği