Ağustos 1937 bir dolaşma Yeşil Bursada bir d (Baş tarafı yedinci sahifede) Gerek Bursa Sultanisinde, gerek Bilecik İdadisindeki mekteplilik yaş- larımda resme ve diğer derslere olan kabiliyetim, yaşımla beraber inkişaf etti, Küçük yaşlarımda hep havai derslere rağbet ederken büyüdükçe bütün dersleri aynı alâka ve muvaf- fakıyetle başardığımı hatırlıyorum. Hattâ bir sene hem hususi imtihan- larda, hem umumi imtihanda birin- tiliği muhafaza etmek gibi kendimce mühim bir rekor dahi yapmıştım. Bilecik İdadisindeki resim hocamız, yaptığım bir resmi mektebin İftihar nuna asmakla beni resme bağlı yanlardan biri olmuştur. k Resim yapmak hevesi on iki on üç yaşlarımdan sonra bir bastalık halin- de başlar. Fakat benim bu iptilâmı benden başka kimsecikler anlamaz” dı. Belki birkaç resim hocası işin far- | kına varmış olabilirler. Neye yarardı ki onların müdahaleleri, ders saatlerin- i den öcteye geçemiyecek kadar güdük ve semeresizdi! Resim hevesime far- kında olmıyarak darbe vuranlar ara“ Sinda yalnız üstad ressamlar değildi. Büyük, küçük bütün akraba, ahbab, dost, memleket eşrafı, hattâ hükü- met erkânı sanki beni resim yapmak” tan menetmek için elele vermişler, taliim de onlarla birlik olmuştu!... Hiç unutmam, Bilecik idadisinde iken Maarif Nezareti Avrupaya çine dermek için her şehirden bir iki ça- lışkan talebe topluyordu. İki arka- daşla beraber beni de bu kafileye seç” tiler. Ben Macaristana, onlar da baş- lere gidecektik, Büyük bir ma& rif memuru muamelemizi tamamlar» -| ken bu, istikbalin dehalarına, birer | birer soruyordu. Bana da sordu: | Oğlum, sen Avrupada ne ola” | caksın?.. Düşündüm, taşındım, kendimi bir klayıp tarttım, sonra: , — Efendim, benim resim yapmaya çok merakım vardır, ben ressam ola- bilirim! dedim. yi ülüştüler, içlerinden ; 5 Baik oğlum, dedi, memleketi- mizin ciddi sanat erbabına ihtiyacı var, sen elektrik mühendisi olacak- baylı li biçtikleri bu meslek beni ölek- trikle çarpılmışa döndürdü!.. O gün duyduğum inkisarın izleri hâlâ yü- reğimdedir. : Ailemin hakkımdaki düşünceleri ve bana münasib gördükleri meslek €snaflık veya kâtiplikti. Bunu ia kü- çük yaşlarımda mekteb tatillerimi | tuhafiyeci çıraklığı, babamın kale- minde kâtib namzedliği yapmak su- relile bir hayli denedik. Fakat gene olmadı!.. Ben ne yapar yapar, bir ko- Jayını bulur, resme, resim edevstına verirdiml.. Rahmetli Haminnem ikide bir: | — A oğlum, şu paralarını kâğıda, | boyaya, kitaba vereceğine leblebi, şe- | ker ahp ye de adam ol!.. diye çıkışır, beni dalâletten kurtarıp, hak yoluna davet ederdi!., Maamatih taliime pek taan etmeğe de hakkım yok. Çünkü beni verdik- leri her işte gene resim veya edebiyat havası etrafımı sarardı. Meselâ beni bir zenaat öğrensin diye bir kasnak makinecisinin yanma çırak vermiş” lerdi. Sağ ise kulakları çınlasın, öl- dise Allah rahmet eylesin ustam, aksi gibi, dervişmeşreb, sanat muhib- bi hir adem çıktı!... İş arasında bana fuzuliden gazeller, Nedimden musra- lar okur, seçme rübailer, nefesler söy- lerdi!.. Eline bir Avrupa mecmuası, matbu bir reklâm resmi geçse hemen bana getirir verirdi!. Ben de böyle acayib gıdalarla beslenen sanat bün- yemin ihtiyaçlarını geceleri kör bir idare kandilinin aydınlığı altında ge- lişi güzel resimler yaparak tatmine çalışırdım. (Cemal Nadir) ismini Bur sa Şultanisinin rüştiye birinci sını- fında iken taktılar. Bir gün tahrir dersinde idik. Hocamız şimdi Anado: “Tu şehirlerinden birinde bulunan ede- | biyat meraklısı, şair ruhlu bir zat idi. Ders esnasında bize o devrin edebi göhretlerini sayıp döktü. Hepimize > “Belsoğukluğu ve gom PROFİLAKSİN böyle yüksek muvaffakıyetler diledi. Ve talebe arasında bulunan Kemal adlı bir arkadaşa (İnşaallah sen bir Namık Kemal olursun!) Mithat ad- lı bir çocuğa (Sen de bir Ahmed Mit- hat olursun!) Refik isimli bir efen- diye de (Sen bir Ahmed Refik olur- sunl) diye tevcihatta bulunduktan sonra bana döndü: — Sen de bir Cemal Nadir olursun inşaallah! dedi. Meğer bu isim o senelerde (Rubab) isminde edebi bir mecmua çıkaran meşhur bir şairin ismi imiş, O güne kader Yusuf Cemal, Mehmed Cemal diye imzalar attığım halde o günden sonra (Cemal Nadir) diye imza atar oldum, Klâsik bir Tessam olmayı kü- çüktenberi tasarlardım. Fakat günün birinde karikatürist olacağım aklıma gelmezdi. Karikatürcülüğe girişim yarı yarıya zaruret yüzünden oldu. Hayatımi mehtab veyg grub tablo- ları, yahud kavun, karpuz resimleri i yapmakla kazanamıyacağımı anlar ymca resmin daha hareketli, daha işe yarar taraflarını aradım. Biraz da kendi kabiliyetime güvenerek ka- rikatürcülüğe başladım. Hiç şüphe yok ki İlk günlerim bu işteki şahsiyetimi aramakla geçti. Meslekteki ilk iki seneyi tam bir Bo- hem hayatı ve muvaffakiyetsizlik ta- kib etti. Ve tekrar Bursaya mektep muallimliğine dönmek ıztırarında kaldım. Meslteğe İkinci gelişim harf inkılâ- bile beraberdir. Bu büyük inkılâbla Akşamda başlıyan mesaim bana be- ni, ve beni karilere tanıttı. Üzerimde müessir olmuş hiç bir ressam yoktur. Belki vardır, fakat İ hep menfi taraflardan!... Ben resim dünyasına daha ziyade edebiyat kapısından geçip girdim. Beni bugürkü mesleğime hazırlıyan resimden ziyade edebiyat olmuştur. Okuma zevkim diyebilirim ki, resim yapma zevkimle daima at başı bera- ber gitmiştir. Bilhassa mizah yazıları beni fevkalâde alâkadar ederdi. Bu sebeble Fazıl Ahmedin, Reşad Nuri- İ nin, Ercümend Ekremin, Refik Hali- din, Yusuf Ziyanın üzerimdeki tesir- leri çok kuvvetlidir. Ressamlar arasında boya ve çizgi bakımlarından * beğendiklerim pek çoktur. Fakat fikir ve yaratma bakımların» dan ancak bir iki tanedir, » Hayatımın en mühim hadiseleri İ hep 13 rakkamına rastlamıştır. Böy- le batıl şeylere inanmamakla bere- ber tuhafıma gittiği için dikkat edi- yorum, meselâ, 1902 yılı 'Temmuzü- nun 13 ünde doğdum, 1929 yılı nise- kendimi ve kazancımı | nm 13 inde Akşamda çalışmağa baş- | ladım. Gazete binasının numarası da 13 dür. Buna benzer daha birçok te- sadüfler vardır ki saysam yine 3ü bulur sahırım!..- Babamın babası aşçı, annemin ba- bası keresteci idi. '... Bazı insanlar «Dedem filânca pa- sadır!» diye tefahür ederler Fakat, dedesinin aşcı, babasının Bursa mik- yasında hattat, kendisinin Türkiye ve belki de dünya ölçüleri içinde bü- yük bir sanatkâr olması bir insan için daha iftihar edilecek şey değil midir? Yürük Çelebi Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiat: 50 kuruştur, Eskişehirde AKŞAM neşriyatı «Sed » Işık» müessesesinde sati- lr, «Akşam; gazetesine abone olanlara hususi tenzilât yapılır. Frengiden korur. AKŞAM Sohbet (Baş tarafı 3 üncü sahifede daima nahvetimizden gelir. Onları öte- de beride anlatmamız, manasını anla- dığımızı gösterip bundan bir iftihar payı çıkarmak içindir. Yalnız etrafla- rına birtakım kimseleri toplayıp da onları güldürerek göğsünü kabartan- lar değil, onların meclisini arıyanlar İ da kendini beğenmiş kimselerdir. “Ama diyeceksiniz ki onların nahve- tinden bahseden de; «Bak! ben onlar İ gibi değilim; onların çocukça nahveti- ni aşmış, demek ki onlardan üstün bir İnsanım!» demek ister. Orası da yan- hş değil... v Gün oluyor, insan içinde: «Uykum geldi» der gibi sÖlümüm geldi» demek ihtiyacını duyuyor. Bu daima yeisle, yorgunlukla değil; bazan da adetâ ne- şe ile oluyor. Uykudan yeni bir kuvvet, yeni bir hayat beklediğimiz gibi öyle günlerde de ölümden hayat mı bekli- yoruz hedir? Kim bilir? belki de ölü- mün hakikatini asıl öyle günlerimizde seziyoruz... Nurullah Ataç Hamiş — Ankadara B. N. Ü. ye: Bah- #ettiğiniz zatın bazı yazılarını gördüm, fa- kat kendisi hakkında bir şey bilmiyorum. İltifatımza teşekkürle hürmetlerimi tak- dim ederim. — N.A, Istanbul mektupları (Baş tarafı 5 inci sahifede) vardır. Adamı fena halde vurur, canı- nı yakar. Balıkçılar Horozbinayı düş- man bilir, ve öldürüp tekrar denize atarlar, Gelincik, oltâdan ziyade sepete g&- lir. Akşamdan yalının önüne atılan hususi sepetler, sabah erkenden çe- kilince, insan, Jçerisinde birkaç tane | bü balıktan bulup sevinir. Bundan | başka, gene ağni sepetlerle istakoz, böcek (istakozun kıskaçsızı ki buna frenkler langouste derler), pağurya (yengecin irisi) tutulur, Boğaziçinin, bilhassa Arnavudköyü- nün istiridyesi de meşhurdur. Beyaz sek şarapla yemesi çok hoştur. İstirid- ye âlâ rakı mezesidir de. Fakat gerek âstiridyeyi, gerek midyeyi ve bunla- ın tarak denilen diğer bir nevini her zaman yemek doğru değildir. Mart, nisan, sonrada eylül, teşrinlevvel, teş- Tinisani, kânunuevvel, kânunusani ve şubat aylarında dokunmaz. Öteki ay- larda ise tehlikelidir. İşte, güzel Boğazın eşsiz deniz mah- Ssullerinin ancak birkaçını, şu dar çer- çeve içerisinde size tasvir ve tarif ede- bildim, Hepsini yazacak olsam, ihti- mal ki, Akşamın bütün sütunları kâfi gelmez. Boğaziçi o derece zengin ve bi- kılmaz, ilâhi bir mevzudur. Ercümend Ekrem Talu Bedeni yol mükelleflerine İstanbul Vilâyetinden: içinde çalıştırılarak olan bedeni yol mükelleflerinin sonbahar der- resine ayrılarların 15 eylül 537 ve ilkbahar devresine ayrılanların da 12 nisan 938 ta- rihinden iibareri hângi günlerde ve hangi yollarda çalıştırılacaklarına dair olan def- terleri kaza kaymakamiıklarına gönderii- miş olduğundan bedeni mükellefi Kadar olsn bütün yol mükelleflerini mensup oldukları mahalle mümeselilikle. y heyetlerine müracaatle hangi yolda ve hangi günlerde mükellefi- ni zdanlarile birlikte galışacakları yolda Nafia fen | memuruna müracaat eylemeleri, YENİ NEŞRİYAT m m Resimli Ay mecmuasının 18 inci ağus- tos sayısı çıkmıştır. İçinde kıymetli yazı lar, nefis hikâyeler, edebi makaleler var- dır. Okuyucularımıza tavsiye ederiz. ————— Şehremini Halkevi İstanbul tik okul ço- cuklarına yardım birliği bişkanlığından: Birliğimize bağlı Kocamustafapaşa 28 inst ve 29 uncu okulların himaye heyeti baş- kanlığı çevrelerinde sünnet Yaptırmak is- tediklerinden istekli ailelerin her gün ikiden beşe kadar Halkevi binasına ve Kocamustafapaşa semt ocağına müraca- Sahife 1$ SATIŞ İLANI Istanbul 4 ncü icra memurluğundan: Refia tarafından Vakıf paralar idaresinden 23414 Ikraz numarasile borç alınan para mukabilinde birinci derecede ipotek gösterilmiş olup borcun öden- memesinden dolayı satılmasına karar verilen ve yeminli üç ehlivükuf tarafın- dan tamamma 1912 lira kıymet takdir edilen Süleymaniyede Hüseyin Avnipaşa sokağında 16, 16/1 numaralı bir tarafı Geyveli Mustafa efendi veresesi hanesi, bir tarafı Serasker esbah Kâmil paşa veresesi bahçesi we arsası ve bir tarafı Da- hiliye muhasebecisi merhum Ziya bey veresesinin Konağı bahçesi ve tarafı ra- bii tarikiâm ile mahdud iki kısımdan ibaret bir bab-ahşap hanenin evsaf ve me suhası aşağıda gösterilmiştir. 16 numaralı kısım; Zemin kat: Zemini çakıl döşeli sahanlık, bir helâ, bir oda (altı bodrum) ve üst kata çıkılan bir merdiven, diğer kısma çıkılan bir merdiven, diğer kısma geçilen bir kapı, sabit dolabı olan bir sofa, diğer iki oda, zemini kırık malta dö- şeli bir mutbak, bahçeye bir kapı, bahçede Erik ve emsali yemiş ağaçları (bah- çenin etrafı duvardır,) Birinci kat: Bir sofa üzerinde iki oda, bir helâ ve arka tarafda bir taras. Çatı katı: Ahşap bölmeli bir sofa, zemini çinko Balkon, bir oda, bir aralık bir çatı alti, z 16/1 numaralı kısım; Zemin kat: Bir sofa, bir merdiven altı, Birinci kat: İki küçük oda. bir sofa, bir helâdan ibarettir, Gayrimenkul ahşap olup içinde terkos ve elektrik tesisatı ve zemin kat pen» cerelerinde demir parmaklık vardır. Mesahası: Umum mesahası 136 metre murabbaı olup bundan 76,5 metre murabbaı bina bakiyesi bahçedir. Yukarıda evsaf ve mesahası yazılı gayrimenkulün tamamı açık arttırmaya koinmuş olup şartnamesinin 27/8/937 tarihinden itibaren daire- mizde herkes tarafından görülebileceği gibi 27/9/937 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14 (on.döri) den 16 (on altı)ya kadar dairemizde açık artlr- ma ile satılacaktır. Arttırma bedeli muhammen kiymetinin yüzde yetmiş beşi- ni bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü bâki kalmak üzere 12-10-937 tarihine müsadif Sah günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde yapılacak olan ikinci arttırmasında gayrimenkul gene muhammen kıymetinin e 75 ini bulduğu takdirde en son arttırana ihale edilecek ve bulmadığı takdirde 2280 numaralı kanun hükümlerine tevfikan satışı geri bırkılacaktır. Talip- derin muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçesini veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler ile vakıf icaresi, ve belediyeye alt tenvirat ve tanzifat rüsumu satış bedelinden tenzii olunacaktır. Taviz bedeli müşteriye aittir. 2004 numaralı İcra ve iflâs kanununun (126) nci maddesinin dördüncü fıkrasına tevfikan bu gayrimenkul üzerinde ipotekli alacaklılar ile diğer “alâkadaranın ve irtifak bakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile falz ve'masarife dâir olan iddinla- rını, ilân tarihinden itibaren (20) yirmi gün İçinde evrakı müsbitelerile bil- dirmeleri, aksi halde hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları cihetle alâkadâranın işbu maddenin mez- kür fıkrasına göre hareket etmeleri ve daha fazla Mülümat almak istiyenlerin 934/5337 dosya numarasile müracaatları ilân olurr. (5228) —————————— Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: i — Runimumuz tecrübe hayvanlarının bir senelik yiyecekleri olan aşa- gıda isim ve miktarları yâzılı hayvan yemleri açık eksiltmeye konulmuştur. 2/9/9S'i tarihine rastlıyan perşembe günü saat 16 da Yüksek Rektörlük binasında toplanan kamisyon tarafından yapıla- caktır, z 3 — Muhammen berici 3195 liradır. ERİ 4 — Muvakkat teminat: 225 lira 13 kuruştur. © 5 — Fazla izehat ve parasız şartname almak İşteyenlerin Enstitü Daire Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. «2692» «5105» İsmi Miktarı (Beher kilosunun Yekün tutarı KI fiyatı Er, Lira Arpa 37000 425 “ 15725 Saman 12000 15 210 Kuru ot 21500 35 752,5 Kuru yonca 12000 5 600 Lira yekün 3135 I — Nümunesi gibi (5500) adet tuz küfesi pazarlıkla Satın alınacaktır. II — Pazarlık, 16/8/937 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 15 de Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım 'komisyonunda yapılacaktır, TI — Şartnameler parasız olarak her gün sözü geçen şubeden alınabilir. IV. — İsteklilerin pszarlık için tayin edilen gün ve saatte “ 7,5 güvenme paralariyle birlikte adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur, (4728) * ;eridc inşa edilecek Karabarut, Dinamit, kapsül tecrid döpolariyle ve etrâfının tel örgülerle çevrilmesi işleri kapalı zarf usuliyle ek- siitmeye konulmuştur. II — Keşif bedeli (11957.06) lira; muvakitat teminat (895.35) liradır, 11J — Eksiltme 23/V111/937 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat on beşte Kabataşta inhisarlar levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. IV — Şartname, keşifname ve sair eksiltme evrakı (60) kuruş mukabilinde ü isarlar inşaat şubesi müdürlüğünden ve İnhisarlar Kayseri Baş- V — Mühürlü teklif mektubu kanuni vesaik, şartname, keşifname ve sair eksiltme evrakı ile muvakkat teminat akçesini ihtiva edecek olan kapalı zarf- Jar eksiltme günü en geç saat on dörde kadar yukarıda adı geçen komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmiş olmalıdır. (4998) Gümrük muhafaza genel komutanlık salınalma komısyonundan: atla çocuklarını kaydettirmeleri, İstanbul Kvinmi i ilânları, Za âmirliğ Askeri okullar için 7101 çift terlik 31/8/937 salı günü saat 16 da Topha- nede satınalma komisyonunda kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. Tahmin bedeli 12426 lira 75 kuruştur. İlk te minatı 932 liradır. Şartname ve nü- munesi komisyonda görülebilir. İstek- Yilerin kanuni vesikalariyle birilkte tek- 160 tane dürbünün kapalı zarfla eksiltmesindö İstekli çıkmadığından 20/8/, 1937 cuma günü saat 15 de pazarlığı yapılacaktır. ş 2 — Tasınlanan tutarı (8000) liradır, vi 3 — Şartname ve evsaf komisyondağır. Görülebilir, 4 — İsteklilerin ilk teminat olarak 600 liralık vezne makbuzu veya banka mektupları ve kanuni vesikalariyle birlikte o gür Galatadaki eski ithalât güm- rüğü binasında bulunan komutanlık satınalma kömisyonuna gelmeleri, (4857) Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı Satınalma Komisyonundan : : 1 — Gümrük Muhafaza örgüdü için 2045 tane matranın 16/8/9397 pazan tesi günü saat 11 de açık eksiltmesi yapılacaktır, 2 — Tasınlanan tutarı 3975 lira 75 kuruştur. 3— Şartname ve evsaf komsiyondadır. Görülebilir. . lif mektuplarını ihale saatinden bir sa- at evveline kadar komisyona vermele- ri, (9) (5239), 4 — İsteklilerin ilk teminat olarak «299» liralık vezne makbuzu veya ban- ka mektupları ve kanuni vesikalarile birlikte o gün * Galatada eski İthalât