o 29 Temmuz 1937 AKŞAM SIYASI İCMAL: Çinde işler yine karıştı , Şimali Çin işleri düzelmeğe yüs tuk Buğu bir sırada tekrar karıştı. Temmi sun iptidalarında Şimali Çindeki Ja- pon garnizon kuvvetleri manevrayâ çıktıklarında, bu havalide âsayişi muhafaza için, Japonyanın muvafd- e yerleşmiş bulunan yirmi doku n ordusunun kılaatile tema ve arada kanlı müsademe- tu, Japon mahalli kumanda: nı 12 temmuzda mahalli Çin kuman- | danına bir ültimatom vermiş ve hâ- distlere sebebiyet veren Çinli sabitan ve efradin tecziyesini, tarziye veril mesini, Çinli kıtaatın. gayri askeri mıntakanın hududuna çekilmelerini ve Japon aleyhtârlığı hareketine mü manaat edilmesini istemişti. ! Şimali Çin 1934 senesindenberi Jâ ponyanın zoru üzerine siyasi ve idari muhtariyeti haiz olduğu halde bu ida- reyi temsil eden Çahar-Hopei eyalet- leri siyasi meclisi relsi ve mahalli baş- kumandan general Sung gayri askeri muntakanın cenubunda sekiz fırka a3- ker tahşid eden Çin cumhuriyet hükü- metinin tehdidi ve yine bu hükümetin tesirile yirmi dokuzuncu ordunun bazı kılalarındaki itaatsizlik yüzünden bi- dayette Japon kumandanının ültima- tomunu kabul etmekte tereddüd et- mişti, Fakat bu sırada Japon garnizonları Mançuriden ve Koradan ve asıl Japon- yadan deniz ve kara yollarile külli- yetli takviye kuvvetleri aldığından ve bütün Şimali Çini fiilen işgal ederek a MM En büyük İncil mahalW hâktmiyete nihayet vermekte Japon makamlarının tereddüd etmi- yecekleri anlaşılmış olduğundan, mi malleyh Çinli âmir bu ültimatomu kabul etmişti. Fakat tatbikinde muvaffak olama- mıştır. Çünkü kumandasındaki yirmi dokuzuncu ordunun bası alay ve fır- kaları Japonların. gösterdikleri hâtla- ra çekilmiş oldukları halde bazıları yerlerini bırakmamışlar ve bilâkis es- ki payıtaht ve şimdi Şimali Çinin merkezi bulunan Pekini tamamile iş- gal etmişler ve bu şehrin denize ya- kın Tienisin ile muvasalâsını kesmek için iki arada demiryolu üzerinde bu- Tunan Langfang mevkiini işgal ve tah- kim etmişlerdir. Tientsin'deki Japon kuvvetleri hem yolu açmak, hem de Pekindeki Japon kuvvetlerini kurtar- mak çin taarruza geçtiklerinden, Şi- mali Çin yeniden kanlı müsademele- re sahne olmuştur. Japon askeri makamları mahalli hükümetin âciz olduğuna hükmede- rek, bütün Şimali Çini doğrudan doğ- ruya kendi kontrol ve idareleri altına alryorlar. Merkezi Nankinde bulunan Çin cumhuriyet hükümeti Şimali Çi- nin büsbütün Japonyanın eline düş- mesine seyirci kalmıyarak buradaki kuvvetlerin yardımına gitmek isterse, yeni bir Japon-Çin harbi vuku bula- caktır. Fakat Çin hükümetinin bu ka- dar ileri gideceği çok şüphelidir. Yer yüzünün en büyük incili Va- ; tikandadır. İbranleedir ve 160 kilo | ağırlığındadır. Kitabı kaldırmak için üç kişi lâzımdır. ğ 1572 de bir müessese Papaya mü- râcaat edip ağırlığınca altın: verip incili satın almak istedi. Papa sat- madı. Bugün 160 kiloluk para dört mik yon frank eder!... İlk dikiş makinesi İlk dikiş makinesini 1825 de Rhone eyâletinde Aplepuis köyünde oturan bir adam yaptı. Dört kilometre su Şimal Kutbunda deniz dört kilo- metre derindir. Sovyet âlimleri Kut- ba yakın bir yerde, bir buz adasında kamp kurdular ve denizin derinliğini ölçtüler. 4,284 metre buldular. Denizin vasati derinliği 3,790 met- Tedir. Bahrımuhitin en derin nok- tası Pilipin dö Mindanao adası civa- fındadır, 10,792 metredir. Eskilerin haritası Romalılar şimalde Danimarka ile İşkandinavyanın cenubunu tanırlar- dı, Cenubi Asyada Hindistan hakkın- da şöylece malümatları vardı. Afrika hakkındaki bilgileri de Cibutiye ka- dardı. Liman ücret tarifesi Bütün fasıllar mühim surette indirildi İktisad vekâleti tarife komisyonu, liman ücretleri tarifelerini tesbit et- miş ve eski tarifede yapılması lâzım gelen tadilât dün İktisad vekâletine arzedilmiştir. Verilen kararlara göre, gümrük hamal tarifesinden yüzde 25 tenzilât yapılmış ve eşya tarifesinin beşinci grupunun boşaltma kısmin- dan da 25 kuruş indirilerek 350-375 olmuştur. Beher parçasının ağırlıkları 820 ki- Toyu geçen eşyanın dizbârko tarifesin- de de tenzilât yapılmış, Galata yolcu salonu eşyayı zatiye hamal tarifesin- de eşya, ağırlıklarına göre muntazam bir tasnif yapılarak, esaslı tenzilâta tabi tutulmuştur. Ayrıca seyyahların beraberlerinde getirdikleri otomobillerin tahliyesi üc- retinden yüzde 60, liman riyasetince mecburibir şekilde rıhtımlardan kal- dırılan vapurların palamar ücretle- rinden de yüzde 25 tenzilât yapılmıştır. Feyzullah Kazan Milyonerler milyarderler Okuyunuz bakalım; amma hızlı sesle okumayınız, malüm ya zenginin parasi züğürdün çenesini yorarmış!.. | 1936 da yalnız Nev - Yorkta 13,907 milyoner vardı. Milyarderlerin sayısı 703 dür. Ford, Du Pont, İ. P. Morgan, Vân- derbilt, Astor mllyonlarile meşhur- dur. Amerikanın Londra sefiri bay Mel- lorun serveti 100,000,000 dolardı, İngilterede 1930 da 819, 1934 de 428 milyoner vardı, 1934 - 1935 debu sayı 477 ye yükseldi. Telemeteoroloji Uzun hava yolculuğuna çıkanların, yolculuk müddetince geçecekleri sa- halardaki hava vaziyetini çok iyi bil- meleri şart oldu. Sond balonları Va sıtasile meteoroloji rasadları hava va- ziyetlerini kolayca öğreniyorlar am- ma' sati saatine seferdeki tayyarelere bildiremiyorlar. Bugün tayyarelere kısa dalgalı radloemetörler koyuyor- lar. Bu cihazlar dakikası dakikasına ilerdeki hava vetziyetlerini bildirmek- tedir. Fransa belediye reisleri Fransada 37,914 tane belediye rei- si vardır. Pariste 20, Sen vilâyetinde 80, diğer eyaletlerde de 37,814 beledi- ye reisi vardır. Dilenciler lik ihtara kulak asmıyanlar memleketlerine gönderilecekler Son günlerde dilencilerin mikdarı yine artmıştır. Belediye dilencilerin bir çok bulaşık hastalıkların siraye- tinde mühim bir âmil olduğunu. göz önüne alarak bunların faaliyetlerine nihayet vermek üzere esaslı bir karar vermiştir, Belediye, dilencilerin en ziyade faaliyette bulunduğu şehrin ana caddelerile bunlara müvazi bu- lunan caddelerde, kahvehane, sine- ma, tiyatro, bar gibi umumi yerlerle vapur, tramvay, şimendifer gibi nak- | liye vasıtaları içinde ve medhailerin- | de tesadüf edilen dilencileri derhal yakalatarak haklarında zabıt tuttu- racaktır. Birinci defasında dilencilere kati surete ithtar yapılacak, bu ihtara rağmen dilencilikte devam edenler yakalanarak memleketlerine gönde- rilecektir, Zozo Dalmas evleniyor Kocası Iskenderiyeli bir tütün tüccarı imiş Hristo Yanakopulos o Zozo Dalmas Bir inüddettenberi İstanbulda bu- lunan Yunan 'artisti matmazel Zoz0 Dalmas yakında evlenecektir. Zozo Dalmas kendisile görüşen ga- zetecilere müstakbel “kocasile nasıl tanıştığını anlatarak demiştir ki: — Evleneceğim haberi doğrudur. İskenderiyeye son sehayatimde müs- takbel kocamla tanıştım. Çok şık bir delikanlıdır, 28 yaşındadır, Mısırda tütün ticareti yapar. Adı da Hristo Yanakopulostur. İki senedenberi ni-- şanlı bulunduğumuz halde birbimiz- den ayrı yaşadık. Nişanlım, İskenderiyede, ben ise Selânik ile Türkiyede işlerimizle meş- gul bulunuyorduk. En nihayet gele- cek ayda, İstanbulda evlenmeğe ka- râr verdik. Nişanlım, İskenderiyede bulunan teyzemi yanına alarak i ağustosta İstanbula gelecektir. Ni kâhımız İstanbulda kıyılacaktır. — Düğünden sonra hayat tarzını- zı değiştirecek misiniz? — Asla... Yani nikâhımız kıyıldık- tan sonra kocam ticaret işlerile, ben de artistlik ile meşgul olacağım. Ben iki buçuk sene daha artistliğe devam edeceğim. Şimdiden evde yemek pi- şirmekle, kocamın söküklerini mekle meşgul olamam, Ev işlerile uğ- raşmak için hiç olmazsa otuzuma | basmak isterim. — Bu, Amerikan ve yahut Çin usulü bir izdivaç olâcak... — Siz, bunu nasıl isterseniz tavsif edebilirsiniz. Esasen gelecek aylar için birçok taahhütlerim var. Ağlebi ihti- mal, eylülde İzmire giderek Halk ope- retinin temsillerine iştirik edeceğim. Teşrinlevvelde Hartumda bir angaj- manımı vardır, Burada teşkil edeceğim varyete tropile Harluma gideceğim. Orada ilkbahara kadar kalacağız. Son- ra, Balkanlarda ve Merkezi Avrupada bir turneye çıkmak niyetindeyim. . Wadi Benzin fiati Hazırlanan rapor İktisad Vekiline verildi Benzin komisyonu maliyet flatleri hakkındaki tedkiklerini bitirmiş ve hâzırladığı raporu İktisad vekili B, Ce- Tâl Bayara arzetmiştir. 1 ağustostan itibaren yeni flatlerin ve satışlar hakkında verilen son ka- rarların tatbikine geçilecektir. İktisad vekili projeyi tasdik etmeden evvel, icab ederse, benzin komisyonu, Veki- lin riyasetinde son bir toplantı daha yapacaktır. Karı koca kavgası Sultanahmedde Kabasakalda otu- ran Nuri ile karısı Fatma dün kavga etmişlerdir. Fatma Nuriyi muhtelif yerlerinden ısırmış, Nuri de Fatmayı yaralamıştır. Fatma hastaneye kaldı- rılmıştır. Polis tahkikat yapıyor. FRANSIZGA'dan iKMALE lisan mütehassısı Profesör (Alber Anjeb in dersanesine gelsinler. Köprübaşı Eminönü Han, VİYANA ŞEHİR TİYATROSU Dleşhur şantörü Bay FORREST NOVOTNİ'de Hergün öğleden 1430 a kadar müzik. Tengilâtlı fiyatlar, tabldot (4 tabak) Krş. 15 DAİRE - TEPEBAŞI dik- | için hâli kaldığı anlaşılamıyan upuzun ve bomboş sahayı, tabiat güya bilhas- sa gaz depoları ve sinai tesisat için yaratmıştır. Filhakika, vaziyet itiba- rile, burası bu türlü müesseselerin kurulmasına en uygun gelen bir yer- dir. Benim çocuğluğumda, Suphi pa- şazadelerden Sami bey merhumun uhdesinde bulunan meşhur gaz depo- ları burada idi, O vakit, sahibine ha- Kiki olmaktan ziyade, itibari bir zen- ginlik şöhreti temin eden bu depola- rı bile halk, Boğazın umumi manza- rasını ihlâl eder mahiyette görür, içi- ne belki de biraz hased karışan bir infial ile tenkid eder, dururdu. O halkın, bugün Kuruçeşme kö- mürlüğünü . görüp de, Sami beye rahmet okumasını çok isterim. Bazan kıyıyı takip eden, bazan da keçi gibi dağa tırmanan yoldan yürüyen in- san, tam yorgunluğunu iyice hisset- meğe başladı mı idi, İncirköyü, onun imdadına hızır gibi yetişir. Burası hoş bir vahadır. Birkaç ev- den ve bir iki bahçeden ibaret olan bu köyün hususiyeti Abdülhamid zama» nında celâdeti ve hürriyetperverliği ile iştihar eden ve meşrutiyette bir aralık meşihat makamını ihraz ey- liyen Pirizade, Kazasker Sahip Molla- nın ikametgâhı oluşudur. v İstanbulun en asli ve en temiz aile- lerinden sayılan Pirizadeler İncirkö- yünün daimi sakinleri idiler. Bu nis- beten münzevi yerde, her demi ceyyid ve taze esen hürriyet ve fazilet hava- sını teneffüse koşanlar olurdu; ve bu hava, sık sık, yıldız tepelerine kadar yayıldıkça zamane padişahının ha- bis ruhunu rahatsız ederdi. O kadar ki, meşrutiyet imdada yetişmemiş ol- sa, Sahip Mollayı, Abdülhamidin istib- dadı kahredeyazdı. Allah gani gani rahmet eylesin!. İncir köyünün beş altı kilometre ötesinde, ve Beykozun medhalinde, bir vakitler, elyevm Ankara palasın müdürü umumisi bulunan dostum Re- şid Ayad'ın babadan kalma cesim ser- vetinin son habbelerini kurutan meş- hur Abraham paşa parkının ulu ağaçlarile karşılaşırsınız. Mısır Hidivi İsmail paşanın Babıâli nezdindeki vekili umuru iken milyon- lara baliğ olan bir servet edinen, ve meşrutiyet senelerinde âyan azası iken ölen Karakâhyâ lâkabile maruf, vezir Abraham paşa, bir rivayete göre, is- tikbalde herhangi bir Moskof akınını teshil maksadile, Boğazın Anadolu ve Rumeli yakalarının her ikisinde bir- den, Beykozdan, Karadenizde Şileye, ve Büyükdereden gene Karadeniz kı- yısında Kilyosa kadar, cesim araziyi yedi tasarrufuna geçirmişti. Bura- larda, avlanmak bahanesile dolaşma- ğa gittikçe, zamanın Moskof elçisile, dskeri ataşelerinin ekseriya kendisine refakat etmeleri bu suizannı teyid ederdi. İşte, Beykoza girerken yol üstüne tesadüf eden Beykoz parkı, bu iki malikâneden birinin mebdeini teşkil eder, Harbi umumi içerisinde hasıl olan şiddetli odun müzayakası dolayısile ağaçlarının birçoğu kesildiği halde, hâlâ bu park ve bu koru Boğazın en lâtif mesirelerinden biridir. Bunun biraz ötesi Beykoz kasaba- sıdır. Beykoza köy demeyip, kasaba, diyorum; çünkü burası, oldukça es- ki zamanlardanberi kaza merkezidir. Etrafındaki köylerin mamuriyeti ve Sahife 9 miştir. Taksime uğrıyan Polonya'dan kaçıp Türkün civanmerdliğine ve ali- cenaplığına sığınan Leh vatanperver- lerini o vakitki hükümet burada is- kân eylemiştir. En meşhur Leh şairi Adam Miçkiyeviç'in manzumelerinde Beykozun adı sık sık geçer.. Yakın vakte kadar, sefa düşkünü Göksuyun mısırı, Sarıyerin böreği, Kavağın inciri, Kanlıcanın yoğurdu, Çengelköyün ayva ve şeftalisi gibi, her iki mânasile «Boğaza düşkün olanların en kıymetli sevgilileri idi, Ah, o Beykoz paçası! Bu ne nefis, ne leziz şeydi! «İstanbul gümrük emi- ni İshak ağasnın hayratı olan çeşme- nin serin hariminde iskemleyi atip da bir kâse bu paçadan yemek, üzeri- ne de bir nargile İle bir fincan kahve içmek, adama bugünkü en üstadane Kokteyi'lerin hiç bir zaman tattıra- mıyacağı zevki temin ederdi. Şimdi, paçacı oradan yokolmuş. onun eski şöhretini duyup da, şitaban olanlar sukutu hayale uğaryıp dönü- yorlar. Buyabes'inin ezeli şöhretini ebedi- leştirmek için olanca varlığile çalışan ve bundan iftihar duyan Marsilya... Makarnasile her yıl binlerce seyyah celbeden Napoli... Hususiyetini kay- beden Beykoza acıyınız!... Muhafa- za edebildiğimiz birçok, zararsız ana» neler. arasında bu da durabilirdi; ta- til günlerinde mutlaka içki ile zehir- lenmek istemiyenler için, Beykoza gi- dip de paça yemek bir haz olurdu. Boğazın bilmem neresinde yeni ye- ni, canlı kazık lokantaları açmaktan. sa, Beykozun paçasını, Kanlıcanın yo- gurdunu ve demin sayıp döktüğüm, Boğazın diğer meşhur hususiyetlerini ihya eylemek daha iyi olmaz miydı?, Beykoz, ayni zamanda, Karadeniz kıyılarının İstanbula yakın en güzel incisi olan «Şile» yolunun da mebdel- dir, Şileyi ben çok severim. Orâda deni- zin coşkunluğunu, tabiatın vahşetini, en lâtif bir havayı, en geniş kumsalı, en misafirperver, nezih, faziletli in- sanları, ucuz ve leziz gıdayı hep bir arada bulursunuz. Fakat ben size Şileyi bugün bura» da, Kısacık bir iki cümle ile anlata- mam, Gelecek mektubumu kârmilen ona hasredeceğim. Bu benim için âde- ta bir vazife olmuştur. Ercümend Ekrem Talu İ | |