Sahife 6 Atina mektupları Atinada boğucu sıcaklar hüküm | sürüyor Alınan tedbir sayesinde bulaşıcı hiçbir hastalık çıkmamıştır Atina (Husus! muhabirimizden) — Bararet 37,5 dereceden aşağı düşmü- yor. Bu müthiş sıcaklar arasında hal- Ken biraz serinlemek için Faler plâj- Marma gösterdiği rağbet, her yıldan daha fazladır. Hükümetin nakil vasıtaları ücretle- Mini fevkalâde indirmesi bu rağbeti attırıyor. Glifada ve Faliron plâjları, Ad günlerde bile, halk ile hıncahmç dtudur. Atina plâjlarının diğer bir Kususiyeti de âdi günlerde denize gi- genlerin yüzde seksenini kadınlar teş- Miletmesidir. Zavallı erkekler bu müt- Biysıcaklarda kan ter içinde çalışırlar- Ben, kadınlar serinlemek için plâjlara can atıyorlar. Temizlik mücadelesi Atina belediyesi, bu müthiş sıcak- Mazda, halkı bulaşık hastalıklardan ko- mamak için esaslı temizlik tedbirleri ali, Sabah, akşam bütün caddeler —Bepsi asfalttır - bol su ile yıkanıyor. Maiediye, halkı, evlerinin ve dükkânla- maun önlerini temiz tutmağa mecbur <i. Halk süprüntüleri sokaklara ata- Muyacak, sabahları saat 8,5 tan evvel üstü kapalı madeni kaplar içinde ka- yanının önüne bırakacaktır. Kasapların, baş, ciğer, dü, beyin #aiimaları yasak edilmiştir. Hayvan #akatatı, ayrı dükkânlarda satılar caktır. Bu temizlik mücadelesi sayesinde, ghirde bulaşık hastalıklardan hiçbiri Baş göstermemiştir. Escd Mahmud Karakurd. Yaş üzüm ihracatı Yunanistan, Almanyaya ve orta Av- rTupaya en çok yaş üzüm ihraceden memeleketlerden biridir. Yaş üzüm ih- racatında, Yunanistan Almanyada Bulgaristana dehşetli bir rekabet ye- |vilâyetlerin müracaatlarını Piyor. Yunan ihracat ofisi bu sene Alman- yaya 316 vagon, yani 1500 ton yaş Üzüm ihracına karar vermiştir. Bu yaş üzüm ihracatı sayesinde, memlekete 50 milyon drahmi kadar bir para gi- Tecektir. Yaş üzüm ihracatı, soğuk ha- va tertibatını haiz vagonlar içinde ya- pılmata ve bu sayede üzümler yol- 2 taa ame eizile vasıl olmaktadır. aaa İM la li yaya aşağı yukarı bu miktarda yaş üzüm ihrac etmişti. Yunanistanda vefiyat De Burada çıkan Akropolis DİR m ee mü cadele açmıştır. Yunanlı refikimize göre, Yunanistanda senede vefiyat ye- künu 110-120 bin arasındadır. Memle- ketin umumi nüfusuna nisbetle vefi- yat nisbeti binde 18-20 dir. Umumi vefiyatın yarısını altı yaşi- na kadar olan çocuklar teşkil ediyor. Senede Yunanistanda altı yaşına kar dar 50,000 çocuk öldüğüne güre, ç0o- cuk vefiyatı, umumi vefiyatın yüzde 40 1 miktarındadır. 1929-1033 senesine kadar beş yıl içinde Yunanistanda 558,149 ölüm vuku bulmuştur. Bunlardan 210,149 u çocuktur, Çocuklar arasında vefiyat, en çok bir yaşına kadar oluyor, Beş s6- ne zarfında bir yaşına kadar emzikli 113,778 çocuğun ölmesi bunu isbat eder. Tutulan istatistiklere bakılırsa ço- SON GECEL.. e — Kapalı bir araba bulsak bari!.. — Ben gelirken meydânda bir sürü | e a Tefrika No 114 Ne. 110 > Olonlühili sayeniyorunm! yilnkilyiz sarsıyor beni. Araba olsa daha Iyi... — Hay hay nasıl emrederseniz!.. Taşlığa iniyorlar... Faruk kadının kolundadır.. Biran evvel Mariyayı Aslaklığı yavaş yavaş kaybolmakta dır.. esmer yüzüne ince kırmızılık ye” yalıyor... Kapının önüne geliyorlar... Faruk hemen kapıyı âçıyor.. ince bir yağmur çiselemektedir... Meydanın pırıl pırıl yanan asfaltları üzerinde kuru yâp- raklar uçuşuyor... Gittikçe sertleşen bir rüzgârl.. — Madam; e EM bulayım... 2 Peki, bekityorüim.. 5 Faruk hemen koşuyor... Üç dakika... Kapının önünde bir araba... Siyah, perdeleri kapalı, iki atla çekilen bir Rumen arabası!.. — Buyurun madam Mihaleskil, — - Kii #rabacıya rumence bir adres İ söyliyerek Faruğun yardımile araba- ya biniyor... — Gelin siz de yanımda oturun yüz- AKŞAM Radyoda ücret tarifesi Nüfusu 10 binden az yerlerde senede 5, fazla olanlarda 10 lira alınacak Ankara 27 (Akşam) — 1 Ağuslos tarihinden itibaren meriyet mevkiine girecek olan yeni telsiz kanunu mu- cibince hazırlanan radyo ücret tari- fesi, o tarihten itibarenemeriyete gi- recektir. Yeni tarifeye göre nüfusu on bin- den aşağı olan yerlerde her radyo sa- hibinden senede beş lira ve nüfusu on binden yukarı olan yerlerde de on Jira ruhsat ücreti almacaktır. Mali senenin ilk altı ayı içinde ruhsat alanlardan bu ücret tam, ikin- ti altı ay içinde alanlardan da nısıf ola» rak alınacaktır. Yeni kanunun bir maddesine gö Te kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren bir ay içinde her Fadyo sa- hibi ruhsat almağa mecburdur. Bu müddet içinde ruhsat almıyanlardan muhtelif mikdarlarda pare cezası alı- nacaktır. Orta mektepler Maarif vekâleti muhtelif tedkik dkik ediyor. ankara 2TİĞİŞMMY Akşam) — Meyend or- ta mekleplerin müracaat edeğek tale- beyi alamıyacağı anlaşıldığından An- kara erkek lisesi 9, 10 ve llinci si- nıflarının Gazi lisesine hakli ile er- kek lisesinin çifte tedrisatlı orta mek- tep haline ifrağı düşünülmektedir. Diğer taraftan bugün askerlik şu- besi binasının bulunduğu arsa Üze- rinde bu binanın da ilâvesi ile yapı- lacak üçüncü orta mektebin inşaatı da kısa bir zaman içinde bitirilecek ve bu suretle muhtemel mektep buh- ranı önlenmiş ölacaktır. Maarif Vekâleti, talebe izdihamı olan vilâyetlerin vaziyetini de tedkik etmektedir. Bu vilâyetlerden lüzum görüleceklerde de çifte tedrisat usü- lü tatbik edilecektir. mmm cuk vefiyatında en mühim âmili mide ve barsak hastalıkları ve bilhassa is- hal işgal ediyor. Çocuk vefiyatının yüzde otuzunun ishalden vaki olması, abur cubur yedirmekten ileri gelen bu hastalığın ne müthiş tahribat yap- tağına bir delildir. Akropolis, bu ölüm istatistiklerine istinad ederek bilhassa çocuk vefiya- tanın önüne geçmek için çocuk bakımı hakkında annelerin tenvir edilmesini taleb ediyor. Akk Faruk hemen atlıyor içeri... Bir dakika. Şimdi iki kuvvetli atın çektiği per- deleri kapalı, siyah bir Rumen araba- sı, Gradina Publika meydanının sağ köşesini dönerek meçhul bir istikame- m lde mi Atın çektiği perdeleri kapalı siyah Ru: m nasıl şaşıracak değil mi?.. — Bilâkis. Hiç 1. Çile KÜ o sizi zaten | bir gün e ri di 'Tunanın üstünde parlıyan yıldızlar Yugoslavyada 28 Temmuz 1937 KADIN KÖŞESİ dahili bir mesele Yeni saç tuvaleti Papalıkla yâpılan anlaşma gürültülere sebep oldu Yugoslavya ile Papalık arasında yapılan konkordato (yani anlaşma) Skopçina meclisi tarafından 129 re- ye karşı 177 reyle tasdik edilmişti, son posta ile gelen Avrupa gazeteleri, bu tasdik üzerine Yugoslav kabinesi- le, Yugoslav ortodoks kilisesi arasin- da şiddetli bir ihtilâf çıktığını, Oor- todoks papasların teşvikile Belgrad- da şiddetli nümayişler tertip edildi- ğini, Yugoslavya ortodoks patrikha- nesi sensinod meclisinin bu konkor- datoyu akd ve tasdik eden nazırlar- la mebusları aforoz ettiğini yazıyor- Jar. Dost va müttefik Yugoslavyada bir an evvel bitmesini temenni ettiği- miz bu dahili ihtilâfa sebebiyet veren konkordato meselesi hakkında oku- yucularımıza bazı malümat vermek isteriz. Yugoslavyanın 14 milyonluk nü- fusundan beş buçuk milyonu kato- Hiktir. Yani umumi nüfusun üçte iki- si ortodoks, üçte biri de - katöliktir. Katolikler, umümi harpten sonra Yu goslavyaya ilhak edilen Firvatistin- ia Slovenyada otururlar. Yugoslav krallığının resmi gini ortodoksluktu. Katöliklik, memleket nüfusunun üçte birinin dini olmasına rağmen Yugoslavyada diğer mezheplere ve bilhassa ordoksluğa nisbetle madun bir vaziyette bulunuyordu. Bu vazi- yete bir nihayet vermek için Papalık 1935 senesinde Yevtiç kabinesile mü- zakereye girişmiş ve o zaman Yugos- lav Adliye Nazırlığını ifa eden B. "Auer, Vatikanla bir konkordato ak- detmiştir. Dahilde bir sükün ve itil⣠siyaseti tatbik eden ve bu sahada şimdiye ka- dar büyük muvaffakiyetler kazân- mış olan Stoyadinoviç kabinesi ka- tolik olan Hıryatları ve Slovenleri memnun etmek için 1935 senesinde Papalıkla akdedilmiş olan ve katolik- lete de bazı hukuk temin eden kon- kordatoyu Skopçinadan geçirmiştir. Tuhafi şudur ki,bu lâyihdya en çok itiraz edenler ve ordoks kiliseyi Bu konkordatoya karşı yükseltilen #tiraz sesleri, sırf hükümete muhale- fet etmek emelinden mülhemdir. Çünkü bu itilâfname katolik kilisesi- nin Yugoslavya dahilinde, şimdiye ka- dar gayri müstekar olan vaziyetini tesbit ediyor, hükümetle münasebet- lerini tanzim ediyor ve en mühimmi olarak ta katolik olan Hırvatların, şimdiye kadar Belgrad hükümet kisinden daha rahat, daha sakin bir hayat yaşadığını biliyorum... Sessiz bir hayat.. tam mânasile sessiz!,. fası öyle dinç, öyle rahat ki... — Ah madam Mihailesku!.. Bütün vücudüm bir alev yığınının içine atıl- mış gibi yanıyor... Sesini duyuyorum. Hayali gözlerimin önünden biran git- miyor... İşte bakın şimdi de sanki ba- na doğru geliyormuş gibi oluyor... Gü- Tüyor... Esmer yüzünün bütün çizgile- rini görüyorum... Küçük, kırmızı du- le e "Yari, el gözlerine götürüyor Uğuşturuyor gözlerini!.. — Oooohi., Sevinç deli ediyor gali- ba benil.. Şaşırıyorum!.. Birdenbire başını kaldırıyor... — Fakat söyler misiniz madam; ni- çin ona yazdığım yüzlerce mektuba tek bir cevap vermedi. İnsan, bu kâ- dar zalimane hareket eder mi hiç? Kadın susuyor... Cevap vermek İs- temiyor... Yalnız dudaklarını yavaş- ça Kümldatarak; — Ne bileyim ben oğlum diyor. Dn Belki kendisini unut ” mi en tarafa sallana sallana ilerilemktedir.., Ka- Bu yaz saçlar yukarı taranarak ense ve kulakları meydanda bırak- maktadır. Yukarıda bu tarzda moda 'bir saç tuvaleti görünüyor. Prenses iken kontes oluyor! Zengin Amerikalı kadınin mâcerası Danimarka prenslerinden Erikin eski zevcesi, Jucisberg namındaki genç bir birahaneci evlenmiştir. Aslen Amerikalı olan prenses 1924 senesinde Danimârka prensi Erik İle evlenmiş, dokuz sene süren izdivaçtan sonra boşanmışlardı. Boşanma kararı pren- sin aleyhine verildiği cihetle, genç ka dın prenseslik ünvanını muhafaza et- mişti. Bu izdivaçtan biri erkek, öte- ki kız iki çocuk dünyaya gelmişti. 1934 senesinde kontes Wedell bir tenis maçında prensese genç, gürbüz ve kuvvetli bir sporcu prezante etmiş- tir. Bu genç bir birahane işletiyordu. Prenses bu delikanlıya derhal gönlü- Bü kaptırmış, hususi kâtibi sıfatile kendisin! Amerikaya götürmüş ve iş- lerini tedvire memur etmiştir. Fransada da büyük malikâneleri yar- dır. Prenses, Juelsberg ile evlenmekle prenseslik ünvanını kaybedecek ; ve bundan sonra kontes ünvanını alacak» tır. Ankarada Belediyeler bankasının inşaatı bitiyor Ankara 27 (Akşam) — Sergievi bi « nası karşısında yapılmakta olan Be- lediyeler bankası, inşaatı Önümüzde- ki ay içinde bitecektir. Bu bina ile Bankalar caddesi modern ve zarif bir yapı daha kazanmış oluyor. Yeni bi- nanın açılış merasimi Cumhuriyet bayramında yapılacaktır. Aradan bir kaç dakikâ daha geçi- yor... Birdenbire etrafı çam ağaçları ile çevrilmiş geniş bir caddenin üzeri- ne çıkıyoruz... Sonra çakıl döşeli kü- çük bir yol. Araba şimdi daha hızla ilerilemeğe başlıyor... i Faruk, gene başını kadına doğru çe- virmiştir... Soruyor... — Ben gittikten sonra hastanede çok yattı mı?.. -—'Tam Iki ay!.. — Peki, hastalığına ne dediler dok- torlar?.. — Nüzül dediler... — Nüzül mü?, — Evet... Faruk dehşetle gözlerini açıyor... — Peki, nasıl kurtuldu böyle büyük ŞESZEEPERBEİFEEE RERRBERSEREERERRMELERE, HESEİ, . » EEBEREE3BP BERE Lİ : 8 > BEP 2