12 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

12 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA: Terkos suyu ve Demokrasinin galebesi Diyorlar ki: - — Demokrasi bütün dünyada mağ- lâp oluyor! Her yerde Nitzsche fek sefesi, bu aristokrat zihniyeti, galebe çalıyor! Faşizm, Hitlereilik, hattâ Franko tarafından Madridin sıkıştı rılması... Hep, hep halkçılığın mağ- tübiyet nümuneleriğir.... Heyhat! Et sus. Fakat, durunuz... Teessüflerinizi © kadar ileri götürmeyiniz.. Sadra şifa, kalbe serinlik verecek bir abı hayat sunacağım... Bir bardak soğuk su içmişcesine ferahlıyacaksınız... Vereceğim iksir nedir biliyor mu- sunuz? Terkos suyudur! Terkos'un bugünkü muvaffakıyeti, demokrasi- nin zaferi sayılmaz mi? Hakikaten de o, öteki kibar, öteki müseccel, beratlı, şanlı, şöhretli su- lar yanında, daha dün neydi ki?.- Hindin paryasından, Avrupanın prole- taryasından da daha fazla istihfaf- Tara uğramıyor muydu? Bir mahallebicide bardağı gizlice musluktan doldurarak, bin bir kor- kuyla önümüze getirdikleri vakit, âdeta bir hırsızlık, dolandırıcılık ya- kalamış gibi, hiddet ve şiddetle kaş” larımızı çatardık: — Ulan! Utanmıyor musun sen bu suyu bana gelirmeğe... Anlamaz mi- yım sanki lezzetinden?... Müşteriye verilir mi bu?... Yazıklar olsun! Ya- zıklar olsu! Nerede ustan?... Fakat şimdi, en kibar lokantalarda bile, tifonun kati surette mevcut bu- lunmadığına dair raporu alan o hor görmüş, tahkir ve tezyif edilmiş ma- yi istiyoruz: — Aman oğlum... Terkos olsun ha... Başka şey karıştırma içine. Hem bardak ta Terkosla yıkanmış bulunsun... Asil ailelerin tereddi ettiğini söy- lerler, Onun gibi İstanbulun bütün asil mayileri dejenere oldu! Demokrasinin nihai zaferine bun- dan âlâ delil mi olur?... Kaç gündür yalnız Terkos içiyo- rum. Eskiden ağzıma alamadığım, pek müstekreh bulduğum bu su, Şimdi nefis bir şey geliyor bana... Aca- ba evvelki hissim mi tevehhümdü, şimdiki mi? Ötedenberi: «İstanbulun suyu en sudur!» diye biliriz. Fakat emin olunuz ki, bu, bizim iddiamızdır. Ben, Anadolunun yüze yakın şehrini, ka- sabasını, bir kaç yüz de köyünü gez- miş bir hemşeri katiyet- le temin edebilirim ki «Türkiyenin suyu bizdedir!» diye iddia et- yen bir tek kasabamız, köyümüz, şehrimiz mevcut bulunsun. Hepsi, kendininkinin en mükemmel olduğu kanaatindedir. Öyleyse: «Her şey nisbidir!» diye- biliriz. Damaklarımızın eski zevkini bir zuhul saymamız, sayabilmemiz ne mükemmel bir iş olacaktır. Bütün meşhur memba sularından yüz çe- virmek!.. Ve onların sahtesini şişe CİĞİ beş kuruşu, yani aşağı yukarı şa- raptan daha pahalıya bize içirenler- den intikam almak... Onlara beledi- ği cezayı bizzat hal e tatlı olacak... İntikam fena bir histir: hangi demokrasi, aristokrasiyi ye nerken bu hissi duymamıştır?.. Su inkilâbı da bu kaidenin istisnasını teşkil edemiyor işte... Lâkin Akşamcı B.A, — Sen çok ihtiyatsız adamsın yahu. Çocuk bahçeleri Şimdilik beş bahçe kurulması kararlaştırıldı İstanbulda yeniden çocuk bahçeleri tesis edileceğini evvelce yazmıştık. Bah- çelerden biri Haliç sahilinde, ikincisi Samatya ve civarında, üçüncüsü de Aksarayda münasip birer arsada ku- rulacaktır. Beyoğlu tarafında da ayrıca iki ço- cuk bahçesi kurulması muvafık gö- rülüyor. Fakat bunların yerleri henüz tesbit edilememiştir. Bu beş bahçe hususiyetleri müşte- rek bir plâna göre yapılacaktır. Çocuk- lar için geniş bir oyun sahası da ayrı- lacaktır. Gülhane parkında çocuklar içir ay- rılan köşede kumlu bir saha vardır. Bunun, çocuk bahçelerinde. aranılan tam gayeyi temin edemediği görülmüş- tür Yeni bahçelerde kumlu sahadan başka oyun vesaiti de bulunacaktır. Ayni zamanda bahçelerin muhafaza- sıni temin etmek ve temizliklerini ko- rumak için etrafına duvar çevrilecek- tir. Vilâyet konağı Bugünkü arsada yeni bir bina yapılması « üşünülüyor Sirkecideki Sanasaryan hanının ida- rei hususiyeye ald olduğunun karar- laştığını ve Emniyet müdürlüğünün | buraya taşınacağını yazmıştık. Diğer taraftan Babiâlinin eski Da- hiliye nezareti binasını işgal eden Def- terdarlığın da Sirkecide Mesadet ha- nına taşınması esas Itibarile kararlaş- tırılmıştır. Bu ikl dairenin işgal ettikleri eski Dahliya ve Hariciye nezaretleri bina- ları, son zamanlarda yapılan tamirle- re rağmen çok harab bir haldedir, He- nüz bir karar verilmemekle beraber, ileride bu binaların yıktırılarak vak- tile meşrutiyet senelerinde yanan es- ki Şürayı devlet arsası da dahil oldu- ğu halde bir cephesi Alay köşküne ve Soğukçeşme tarafına bukacak, bir cephesi de Boğaza nazır olmak üzere bu geniş sahada bir Vilâyet, konağı yapılması düşünülüyor. Esasen hü- kümet, Adliye sarayından sonra İstan- buldaki resmi daireler için münasib birer bina yaptırmağa esas itibarile karar verdiğinden, her şeyden evvel bir vilâyet, sonra da bir Belediye da- iresi yapılacaktır. Belediye dairesinin plânı için şimdiden hazırlık yapılıyor. Plâjda yangın!. Floryada Feneryolu plâjında dün gece bir soyunma kabinesinden yan- gın çıkmıştır. Yangının bu kabineye bırakılan bir mumun devrilerek tah- taları tutuşturmasından çıktığı anla- şılmıştır.. Bir araba duvara çarptı Salih isminde bir arabacı dün son derece sarhoş olduğu halde arabasile Fatihten geçerken bir duvara çarp- mıştır. Araba devrilmiş, Salih devrilen ara- ba altında kalarak yaralanmıştır. v Bir paket dolusu sigar. Haklı şikâyetler Kabataşta bir duvar yıkılacaktır Kabataş iskelesinin tam karşt- sında setin üstünde bir mezarlık vardır. Cadde ile arasını yüksek bir duvar ayırır. Bu duvarın üstüne, yani me- zarlığın içine, senelerce, çöp, mo- loz dökülmüş, nihayet koca du- var, hamile bir kadının karnı gi- bi iri bir şiş teşkil etmiştir. Duvar, tam tramvay bekleme noktasının önündedir. Haber ve- riyoruz ki, bu kışa kalmıyacak, duvar yıkılacak, altında adamlar ezilecektir. Duyduk duymadık denmesin. Tedbiri şimdiden o olmıyanlar mesuliyetten korkmalıdırlar. Tifo mücadelesi 20 güne kadar bütün esnaf aşılanacak Yiyecek, içecek satan esnafın birkaç İ gündenberi mecburi aşıya tâbi tutul- duklarını yazmıştık. Mecburi aşıya tâ- bi olanların aşılanmaları bir haflaya kadar bitecektir Tifo aşısı iki defada tatbik edildiğine göre ikinci aşı da ni- İ hayet yirmi gün sonra tamamlanacak» tır Bundan sonra belediye, tifo aşısı ol- | mıyan esnafla halkın münasebatta bu- lunmamasını ilân edecektir. Belediye, bu sayede tifonun esaslı su- retle önünü alacağına kanaat getir- miştir. Hizmetçi ve sütninelerin muayeneleri * Evlerde çalışan bizmetçi, sütnine ve emsali müstahdemlerin yıllık muaye- neleri şimdiye kadar tamamile yapıla» muyordu. Bu sene bu muayenelerin da- yeye mü ha ciddi surette yapılması kararlaştı- Tılmıştar. İstanbulda hizmetçilikle meşgul 0- lanların sayısı yeniden tesbit edilecek, bunlardan hariç kalan, yani henüz biç bir yerde kayıdlı olmıyanların hüviyet- leri tahkik edildikten sonra bunlar muayyen bir zaman içinde muayeneye sevkedileceklerdir. Muayeneye girmi- yenlerin hizmetçilik etmelerine müsa- ade edilmiyecektir. Bu hafla içinde daimi encümerden alımacak bir karar üzerine muayeneye başlanacaktır. Halkevindeki resim sergisi Akhisar Ali Şefik orta okulu tale- belerinin resimlerinden mürekkep 0- larak Eminönü Halkevinde bir sergi açılmıştı. Yanlışlıkla serginin Akhi- sar orta okulu resim öğretmeni Ali Şefiğin eserlerinden mürekkep oldu- ğu yazılmıştır. Sergide talebenin e- serleri teşhir edilmiştir. Resim müal- Jimi Saim Alpkurttur. İki hamal biribrini yaraladı Mithat ve Hüsnü isminde iki hamal dün kavga etmişlerdir. İki hamal bi- ribirlerini büyük kancâlarla ağır su- rette yaralamışlardır. İkisi de Cerrah- paşa hastanesine kaldırılmışlardır. Bay Amcaya göre.. p em iğ, .. Masanın üstünde bırakılır da gi- dilir mi?.., Temizlik işleri Köşe içlerindeki çöp sandıkları kaldırılacak Belediyenin temizlik mücadelesine başlad $u sırada senelerdenberi bi- kımsız kalmış yerler hakkında beleli- ar yapılmağa baslan- mıştır. Halkın şikâyetleri alâkadar ma- i kamlar tarafından tesbit edilerek te- mizlik şubesi müdürlüğüne verilmek- tedir Temizlik şubesi bu yerleri, birer birer temizletecektir. Şehrin muhtelif yerlerinde köşe iç- lerinde, arsalarda büyük çöp sandık- ları vardır. Muhtelif yerlerin çöpleri bu sandıklara boşaltılır, çöp sandıkla- rının etrafa sinek ve mikrop saçtıkları güz önüne alınarak bunlar kaldırla- caktır Belediye temizlik amelesini ari- tırdığından sandıklarda çöp biriktir. meğe lüzum görülmemektedir. Temiz- lik amelesi kadrosu üç gündenberi art- tırıldığı için belediye eskiden olduğu gibi çöpleri biriktirmeden kaldıracak şekilde temizlik faaliyetine devam ede- cektir. Canlı balık Sarıyerdeki lokantanın açılış resmi yapıldı Boğaziçinin uyandırılması, güzel- leşmesi için muhakkak ki buralarda evvelâ bir eğlence hayatı yaratmak lâ- zımdır, Bunun içinde çalışılmaktadır. Evvelki gün Sarıyerde haflalardan- beri hazırlanan Canlı balık lokantası- nın küşad resmi yapılmıştır. Canlı balık lokantası denize karşı güzel bir yer olmuştur. Lokantanın tam ortasında büyükçe bir akuaryum vardır. Bunun içinde Boğazda çıkan, tabii büyükler müstesna olmak şarti- le, aşağı yukarı bütün balıklardan, iS- takoz vesaire gibi deniz mahlükatın- İstiyenler bu canlı ballklardan han- gilerini yiyeceklerini söyliyecekler, akuaryumdan bunlar tutularak pişi- rilecek ve müşleriye ikram edile- cektir. Böyle, bu taze Canlı balık lokantası gibi halkı-h?m eğlendirecek, hem de ucuzca birkaç saat geçirecek birçok yerler lâzımdır. Boğazdaki tabii güzel- lik sabahtan akşama kadar halkı oya- lamağa kâfi değildir. Boğazı daha zi- yade eğlenceli bir şekle sokmalıyız. Bir gaz ocağı patladı Mecidiyeköyünde oturan bayan Sa- Tiha dün kahve pişirirken gaz ocağı birdenbire parlamıştır. Bayan Saliha vücudunun bazı yerlerinden yanmış- tr. Tramvayda sol taraftan başını çıkarmış! Saim isminde biri, dün Şişliden tramvaya binmiştir. Salim bir aralık sahanlıkta, tramvay arabasının 80l ta- rafından başını dışarıya uzatmıştır. Bu esnada karşı taraftan süratle gelen başka bir tramvay arabasının ay- nası Saimin başına çarpmıştır. Sa- im yaralanmıştır. .. Ya çocukların ellerine geçerse?... — İçerler diye mi korkuyorsun?,.. Dikkat ediyorum, bu sıcaklarda herkes ufak tertip birer kâşit kesiği, Keşiflerin hepsi de ayni maksat uğ- runda yapılıyor... Bu müthiş sıcak- larda biraz serinlemek için çareler, yollar aranıyor. Meselâ arkadaşlarımdan biri bir usul keşfetmiş. Evine gidince sıcak $u ile yüzünü yıkıyormuş. Bundan sonra balkona, pencerenin önüne otu- du mu? Sıcak su ile yıkanmış yüze nefis, tatlı bir serinlik geliyormuş.. Bunları dinledikçe aklıma eskile- rin serinlemek için buldukları çare- ler geldi. Meselâ eskiden son derece cak mevsimlerde cenup vilâyet- lerinde resmi dairelerde büyük me- murlar su dolu fıçıların içinde çal şırlarmış. Halk evrakı, istidaları fıçı- nm içindeki - atufetlü mü, rifatlâ mü? Devletlü mü her ne ise - mü- tılar çıkararak elini kolunu oynatır, isitdayı imzalarmış.. Hattâ anlatıldığına göre o zama- nın bâzı cenup vilâyetlerindeki mah- kemeleri de ömürmüş.. yanyana di- zilmiş fıçıları.. bir fıçının içinde ka- dı, dava görürlermiş. Sonra Babıâli nazırlarından biri de çok sıcak za- manlarda şöyle çalışırmış;: Bu naz rın kafası damdazlakmış.. vakit öğ- leye yaklaşıp ta etrafa kurşun gibi bir ağırlık çökünce derhal nazır baş- hademesini çağırırmış. Cebinden çıkardığı kocaman yaz- ma mendili: z — Al şunu! — Al şu mendili... Tazele.. diye bir emir. mendilin tazelenmesi de şu: Tekrar kuyuya sarkıtılıp, buz gibi suda bir kere daha ıslatılması... Böy- lece her 10 dakikada bir «tazelenen taşlığında ayaklar çıplak, henüz ye kanmış fışır fışır, geniş patiska en- tari sırtta, kıllı göğüs açık ve rüzgü- ra verilmiş. taşlığın iki kapısı bir den fora edilmiş.. sarnıca karpuzlar sarkıtılmış öyle çalışırmış.... Resmi evrak nazırın çıplak ayak, entari ile dolaştığı taşlığa getirtilir. mış. Nazır bir yandan sartuçla çat latılmış karpuzu sularmı kılı göğ- süne akıta akıta yerken bir taraf- tan da devlet umurunu tedvir eder- miş. İşte eski günlerdeki serinleme usul lerinden bir ikisi.. Simdi biz kendi- mize gelelim. Felâkete bakınız ki bü- günlerde artık genç şairler de yeni usulde manzumeler yazmıyorlar.. Geçen yaz, evvelki yaz ne idi. on- ları okur okur serinler, hattâ üşür. dük. Çünkü bunların içinde öyle manzumeler vardır ki üşümemek için kürk giymeden okunmaz. — H. F. B. A. — Hayır, Türk tütünleri hak: kında gena fikir edinirler diye korkü- yaramis e SY

Bu sayıdan diğer sayfalar: