28 Haziran 1937 Karısının kafasını dinamitle havaya uçuran vicdansız bir koca! Zavallı kadın, kocasının dinamit ile doldurduğu tüfeği ateşleyince, kafası porgmpaıja olarak havaya dağıldı Karısını bıçakla, tabanca ile öldü- Ten uçurumdan aşağıya atarak vü- eudünü hurdehaş eden katil bazı ko- eaların cinayetlerini elbette gazete- lerde okumuşsunuzdur. Valter Rodes isminde bir Amerika- lının karısından kurtulmak için te- vessül ettiği vahşiyane çarenin çim- diye kadar misli görülmemiş ve işitil- memiştir. Bu canavar adam, karısının kafasını dinamitle uçurmuştur. Dina» miti bir av tüfeği hartucuna doldur- muş, sonra tüfeği karısının eline ve- Terek ateş etmesini emretmiştir. Za- vallı kadın, başına gelecek müthiş fe- lâketlen bihaber av tüfeğini eline alarak tetiği çekmiş, içi dinamitle do- hi olan fişek patlıyarak biçarenin ba- şını paramparça etmiştir. Cinayetin sebebi aşk Bu misli görülmemiş cinayetin 8e- bebi aşktır. Zabıtanın tahkikatına göre, Valter Rodes namuslu bir adam idi. Senelerdenberi karısı ile sakin bir * hayat sürüyordu. İki tane çocukları da olmuştu. Rodes uzun müddet taş ocaklarında çalıştıktan sonra bu İşi terketmiş, bazan musikişinaslık, ba- zan aktörlük ederek hayatını kazan- mağa başlamıştır. Fakat bir gün çalıştığı musiki ders- hanesinde Mabel Skinner namında genç bir dula rasgelmiştir. Genç dul piyano dersi almak için dershaneye devam ediyormuş. Gel zaman git zâ- man Rodes ile Mabelin ahbaplıkları artmıştır. Yavaş yavaş Mabeli çıldı- resıy& sevmeğe başlıyan Rodes genç dula evli ve iki çocuk babası olduğu- nu söylediğine pişiman olmuştur. Bu arada karısını ihmal ettiğinden karı koca arasında kavgalar başlamış, en nihayet Rodes karısını bırakarak ote- le taşınmıştır. Fakat Mabel Skinner evli bir adamla tesisi münasebet ede- miyeceğini İleri sürünce Rodes karı- sından ayrılacağını söylemiştir. Bu» nun üzerine Rodes ile Mabel ahbaplı- ı daha ileriye götürmüşler ve bera- berce yaşamağa başlamışlardır. Mabel, Aşığını, sık sık sıkıştırıyor ve karısın- dan ne zaman boşanacağını soruyor» du. Bu sıralarda Rodesin karısı, koca- sının bu yeni münasebetini öğrenmiş, kocasile barışmış, kendisini adm adım takibe başlamıştır. Rodes karı- sile barışmakla beraber, metresile alâ- kasını bir türlü kesmiyordu. Rodesi, sevmeğe başlıyan metresi de bu talâk hikâyesinin ne zaman ne- ticeleneceğini mütemadiyen soruyor- du. Rodes karısile metresi arasında gâ- Şirp kalmıştı. Iki cami arasında binamâz vaziyette Rodes bir müddet, metresini yalan Söylemek suretile oyaladı. Fakat va- ziyet öyle bir raddeye geldi ki, iki ka- dından birini feda etmek icab edi- yordu. Rodes düşündü, taşındı, kalbi- ni yokladı, metresini çılgın bir aşkla sevdiğini anladı. Binaenaleyh zevee- | sini fedaya ksrar verdi, Fakat karısı- nı da boşamek istemiyordu. Bunun için karısından kurtulmak için daha müessir bir çare aradı ve bunu öldür- mekte buldu. Şeytani bir fikir Fakat Rodes Amerikada Jova eya- letinde yaşamaktadır. Bu eyaletin ka- nunları, katilleri idamla cezalandır- maktadır. Onun için karısını kimse- nin şüphe etmediği bir şekilde öldür- mek lâzımdır. Bu mesele zihnini kur- calarken bir gün Rodesin gözüne es- ki çiftesi ilişmiş, aklına şeytana bile parmak ısırtacek bir fikir gelmiştir; Fişek hartucunu dinamit ile doldu- Tup karısına ateş ettirmek! Rodes, bu şeytani fikri mülâyim bul IŞ ve der karar vermiştir. Uzun müddet taş ocaklarında çalıştığı için dinamit ile ü i vardır. Hartuca evvelâ yarım kahve kaşığı dinamit İ koymuş. Fakat bu kadar az dinami- tin, karısının kafasını hataya uçur mağa kâfi gelmemesi ihtimalini dü. Solda katil Rodes, ortada metresi Mabel, sağda bedbaht karısı şünmüş. Belki bu kadar az dinamit kadının yalnız yüzünü gözünü kör eder. O zaman alil bir kadına bak- mak belâsı başına çikar! Binaenaleyli fişek harlucuna yarım kahve Kaşığı dinamit daha İlâve etmiş, sonra ay- lanmak bahanesile karısını yanma alarak ormana gitmiş. Zavallı kadının başı uçuyor Karı koca kocaman bir ağacın di- binde kahvaltı ederlerken Rodes bir dala konmuş büyük bir kuş görünce, cinai maksadını yerine getirmek için bu fırsattan istifade etmek istemiş ve dinamit dolu fişeği namluya süre- rek: — Haydi, karıcığım ateş et, nişan- çığın gösler, demiş... Zavallı kadın bunu bir nezaket ese- ri zannederek, kocasına yaranmak için: — Şekerim evvelâ sen ateş et, diye mukabele ediyor. Rodes dinamit dolu ateşler? Sen ilk kurşunu atacaksın, hartucu nasıl ben atacağım, diye karı koca arasın- da kavga çıkıyor. O gün bir şey olma- dan eve dönüyorlar. Rodes çifteyi ambara asmış, başka bir fırsatın çık- masına intizarâ başlamış. Bir gün Rodes ambara girdiği za- man arkasından karısı da gelmiş, Ro- des tüfeği muayene ederken karısı: — Bu tüfeğin iğnesi işlemiyor, de- miş, kocası da şu cevabı vermiş: — Tetiği kaldır, ateş et. Ama dik- Kat et yukarıya kaldır, doludur. Kadın tecrübe makamında tüfeği omuzuna dayıyor. Rodes bu aralık kapıya yaklaşmıştır. Kadının tetiği çekmesile o da kapıdan dışarı fırla- mıştır. Müthiş bir tarrske işitilmiş, Kapıyı açınca katil, karısını başsız olarak yerde kanlar içinde bulmuş- tur. Polis yaptığı tahkikat neticesin- de şüphelenmiş, Rodesin karısı ile iyi geçinmediğini e anlamıştır. Evvelce Rodesin taş ocağında çalıştığın öğ- renince bu şüpheler kuvvetlenmiş ve karısını öldürmek için fişek hartucu- nu dinamitle doldurmuş olduğunu meydana çıkararak bu vicdansız ka- tili tevkif etmiştir. Şimdi Rodes idam edileceği günü heyecan ve helecanla beklemektedir. Balıkseride ebe mektebi açılacak Balıkesir 26 — Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti tarafından Ba- ıkesirde bir ebe mektebi kurulması- na karar verilmiştir. "Tıb fakültesine bağlı bulunan sebe meklebinin bü- tün dersleri burada da okutulacaktır. Şehrimiz doğumevine bağlı bulu- nacak olan bu ebe mektebi için Sıh- hat Vekâleti 5,000 lira tahsisat gön- dermiştir. Mektep yakında açılacaktır. Sıhhat Bakanlığının bu kararı Balıkesir hal- kı tarafından büyük bir sevinçle kar- şılanmıştır. 1400 Kuruş 2700 Kuruş 1460 >» SENELİK 6 AYLIK ww » 3 AYLIK © » i AYLIK 150 » Posta ittihadına dahil olmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1000, üç * aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş Kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Reiulâhir — 19 — Ruzuhnr $ 5 İmsak Güneş Öğle İkindi Akşım Yalı E. 625 946 432 8331200 205 Va. 210 4311 ,18 19,45 2148 Jdarehane: Babıdli civan! Admusluk So. No, 13 “Ittihad ve Terakki Tetrika No, 134, l » nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Sahife7 İ/ Yazan: Mustafa Ragıb Es-atlı Talât paşa artık yalnız kalmıştı Vahideddinin Tevfik paşa ile mülâkatı Şu halde Cemal paşa ancak bu ha- valide Çerkeslerle Ermenilere istinad edebilirdi. Halbuki Talât paşa, bu iki unsurun da Osmanlı devletine ve bil- hassa «İttihad ve Terakki. idaresine husumeti bulunduğuna kani idi. Bi- naenaleyh düşmanla birleşerek İs tanbula karşı harekete geçen bu kuv- vetten Cemal paşa nasıl istifade ede- bilirdi? Böyle bir istifade olsa olsa ancak Ce- mal paşa ile arkadaşlarının şahsen lehlerinde, fakat devletin aleyhinde olabilirdi. Siyasi hâdiselerin içyüzüne nüfuz etmek hususunda müstesna bir vaziyette olan ve «İttihad ve Te- rakki, nin siyasi gaye ve endişeleri etrafında en esaslı salâhiyetlerle söz söyliyecek bir vaziyette bulunan Ha- lep valisi Bedri beyin kendisi gibi düşünmemesi imkânı yoktu. O halk de Bedri bey, devlet ve «İttihad ve Te- rakkis için ofaydalıbir Tol oyna- masına artık imkân kalmıyan OCe- mal paşadan nasıl bir fayda umuyor da kendisinin tekrar o havaliye gön- derilmesini istiyordu? Enver paşaya bir şey söylemiyecekti çünkü... Bahusus Talât paşa Cemal paşa- nın tekrar bu havalide salâhiyet sa- hibi bir mevkie geçmesinin Araplarca hiç te iyi karşılanmıyacağını yakın dan bilmez değildi. İşte bu düşüncelerle hareket eden sadrazam, Bedri beyin bu son müra- caatını çok şüpheli görmüş, Cemal Paşanın İstanbuldan uzaklaştırılma- masına kat'i surette karar vermişti. Hattâ Enver paşanın -Suriye ve Filis- tin cephesindeki ahvalin yeniden bo- zulması üzerine- Cemel paşayı tekrar bu tarafa göndermek istemesini de doğru bulmuyordu. Enver paşa, Ce- mal paşanın Suriyede yapamadığı kendi lehindeki vaziyete İstanbulda teşebbüs etmesinin önünü almak dü- şüncesile bu surette hareket etmek İs- tiyordu. Talât paşa, ilk önceleri -En- ver paşa israr ettiği takdirde- Cemal paşanın tekrar Suriyeye gitmesine ses çıkarmıyacaktı. Fakat şimdi Bedri bey-| den aldığı bu şifreli telgraf, zihnini alt, üst ettikten -Enver paşa israr etse bile. Cemal paşaya yeniden böyle bir memuriyet verilmesine kat'iyyen mâni olacaktı. Maamafih kendisile Cemal paşanın arasının açılmaması ve böyle müşkül bir zamandan ve bu ihtilâftan Enver paşanın istifade et- memesi için Bedri beyin bu şifreli tel grafından Enver paşaya bahsetmeme- ğe karar verdi. Talât paşa artık yalnız kalmıştı.. Kırk sekiz saat gibi kısabir 2a- manda biribirini takip eden bu hâdi- seler içinde bunalan Talât paşâ, artık işlerin hiç te iyi bir şekilde cereyen et- mediğini görüyor, bütün bunlar, bir felâketin, harbin başındanberi erişil memesi için çalıştıkları meş'umi üki- betin, yani harpte mağlübiyetin ça- tıp geldiğine delildi. Bugünlerde Ta- lt paşa, en yakım arkadaşlarından, ötedenberi kendisinden ayrılmak iste- miyen birçok dostlarından bile şüphe etmeğe başlamıştı. Memlekette inhi- 141 hareketleri başladıkça, müşterek menfaatler sarsıldıkça birlik ve dost- luk bağlarının da gevşemesi kadar ta- | bii birşey yoktu. «İttihad ve Terakki« lideri, kabine azasından birkaç kişi ile B. Mithat Şükrü (Şimdi saylav), Ziya Gökalp, gibi şahsi menfaat ile değil, bir ideale, bir mefküreye sahip olarak «İttihad ve Terakkinin manevi şahsiyetine bağlı olan (Merkezi umumi) azasın- dan birkaç şahsiyete güveniyordu. Sadrazam, bu mahdud zevattan baş- ka, ötedenberi kendi etrafında birle- genlerin artık hususi ve şahsi endişe- lerle sdttihad ve Terakkinden sıyrılıp başka hedeflere yüzlerini çevirmek ça- releri peşinde koştuklarına kani idi. İ Bu, dttihad ve Terakkisnin dağılma- 81, henüz daha neticeye vasıl olmadan umumi inhilâlin baş döndürücü bir süratle çatıp gelmesi demekti!. Talât paşa, İngilizlerin ve Fransız- Yarın lehinde halk arasında yapılan ve padişahın behemehal sulhü temin edeceği hakkındaki propagandaların yalnız lâftan ibaret olmadığını kısa bir zaman Sonra gördü. Sadrazama verilen malümuta göre eski Londra sefiri ve esbak sadrazam Tevfik paşa- nın konağına padişahın sütkardeşi ve hazinei hassa müdürü umumisi Refik bey gitmiş ve eski sadrazamla iki sa- at kadar görüştükten sonra saraya dönmüş ve &yni günün akşamı da sa- raya davet edilen Tevfik paşa uzun müddet padişahın huzurunda kalmış- tu. Tevfik paşa neden saraya çağrılmıştı? 'Talât paşa, Tevfik paşanın padişah- la bu son temas ve münasebetlerini pek mânidar bulmuş, halk arasında, bilhassa Beyoğlu muhitinde Tevfik paşa ile arkadaşlarının padişah tara- fından itilâf devletlerile #ulh müzake- relerine başlamak üzere Avrupaya gönderilecekleri hakkındaki rivayet- Jerle alâkadar görmüştü. Acaba haki- katen hangi membadan çıktığı henüz belli olmıyan bu propagandalar bir hakikatin ifadesi mi idi?. Talât paşa, bunun hakikatini araştırırken başta «İttihad ve Terakki. muhalifleri ol mak üzere, halkın büyük bir ekseriye- tinin dilinde sulha teşebbüs edildiği rivâyetlerinin daha büyük israrla tek- rar edildiğine dair polis siyasi kısmın- dan raporlar almağa başladı. Hattâ, Tevfik paşanın künkâr tarafından ka- bulü buna delil olarak gösteriliyordu. İstanbulun hemen her mahafilinde aşağı yukafı ayni mealde yapılan bu propagandalar kraşısında Talât paşa alıncak tedbir hakkında karar vermeğe vakit kalmadan, bu propagandalar ye- ni bir şekil alıyor, daha tehlikeli bir safhaya giriyordu. Artık Talât paşa ile arkadaşları, vukuatın bu menfi ve mu- zır inkişafları karşısında âciz bir mev- kie düşüyorlar, ne yapmak lâzım gel- diğini tayinde âciz kalıyorlardı. Ma- âmafih Talât paşa, ne doğrudan doğ- TUya padişaha baş vurarak Tevfik pa- şe ile yaplığı teiias ve mülâkalların iç yüzünü öğrenmeğe lüzum görmüş, ne de Tevfik paşanın malümatına müra- caat etmeği faideli bulmuştu. Talât paşaya göre gerek Vahideddi- ne, gerek eski sadrazama böyle bir maksadla mürâcaat etmek, kendisi- nin endişede bulunduğunu göstermek ve hükümetle «İttihad ve Terakkinin zâafından padişahın isitfade etmesine yol açmak demekti. Bununla beraber Talât paşa, saray mahafilinde el altından yaptırdığı tahkikata göre Tevfik paşanın padişa- hın huzurunda kalması, padişahın kendi başına yapacağı teşebbüs ile bir sulh siyaseti takip edilmesi ve Tevfik paaşnın Avrupaya gönderilmesi gibi bir maksadla alâkadar değildi. Ancak hünkâr, Ahmed Riza beyin memleke- tin umumi alivalinin çok vahim bir safhada bulunduğu ve «İttihad ve Te- rakki» idaresinin daha uzun müddet iktidar mevklinde bırakılması doğru bulunmadığı hakkındaki kendi nez- dindeki israrlı müracaatları üzerine Tevfik paşa gibi siyasi işlerde tecrü- besile tanınmış bir zatın fikrini almak istemişti. Vaziyetin ve geçen hâdiseles rin içyüzüne vakıf olanlardan birçok kimseler gibi paidşah da biliyordu ki, Tevfik paşa, harbin ilânı üzerine pas saporllarını alıp da Londradan ayrlas cağı zaman İngiltere hükümeti tarâ« fından hususi bir hürmetle teşyi edil. mişti. Hattâ o zaman İngiltere Harici- ye Nazırı olan Sir Edvard Grey Osman lı sefirini bizzat teşyi etmiş ve Devle- ti Osmaniye ile İngiltere arasında si- yasi münasebetlerin kesilerek harbe girilmesine çok teessüf etmiş, şayed Süveyş kanalı üzerine bir sefer yapıl mazsa İngilterenin de Osmanlı hüküs metine tecavüzü askeri harekette bus lunmıyacağını söylemişti. Talât paşa sadarat teklifini neden reddetmişti? İngiliz Hariciye nazırının bu sözle rini o zaman Tevfik paşa İstanbula döner dönmez hükümet erkânına söy» lemişti, (Arkası var),