28 Haziran 1937 © SİYASI İCMAL: Ingiliz - Alman münasebatı Leipzig Alman kruvasörünün uğ- radığı iaarruaa karşı Valensia önün- de İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyan Gonanmalarının müşterek nümayiş Almanya müracaatta vu. Bu tekliğin İngillere ve Fransa tarafından reddedilmu üze- rine Almanya ile İtalya kontrol işle- rinden çekilmişlerdir. Bu hal geyet karışık bir vaziyet ihdas etmiştir. İnyülere ile Fransa evvelce koutro- lü Alman ve İtalyan donanmalarına | bırakılan Katalonya ve Valansia sa- hillerinin nezareti İngiliz ve Fransız bahri kuvvetleri tarafmdan deruhte edilmesini kararlaştırmışlardır. Bu- nun için ademi müdahale iomitesi- | nin ve buna tabi kontrol komisyonu- | nun ittifakla karar vermesi icabedi- yor. Halbuki Almanya ile İtdiya mevcud | kontrol usulünün müessir ve küfi bu- iunmadığı kanaatinde bulundukla- rından lüzumsuz ve faydasız, hattâ bir derece zararlı saydıkları bir usu- lün devamına taraftar bulunmamak- tadırlar. Diğer taraftan Leipzig hödisesi mü- nasebetile İngiliz matbuatında Al manyaya karşı şiddetli neşriyat yapıl- mast İngülere ile Almanya arasında mama Yanar Hağlürdan istifade l İtalyanlar, Yanardağdan istifade etmek unu araştırıyorlar. Yanar- dağdan rik istihsal edecekler. Bu suretle orta İtalyanın bütün irenleri elektrikli olacak ve İtaiyanlar İngiliz kömörü kullanmaktan kurtulaçaklar- dır, Eski Etrüsklere aid, Voltera şehri civarmdaki bir Yanardağdan sızan buhar birkaç senedenberi muhafaza ediliyor, bu buhar teksif olunup esiğ borasik istihsal ediliyordu. Dağın sa- hibi Prens-Ginori - Konti'son zaman- Viyanada bir yasak l Bizde arabayı ya at çeker ya eşek, Viyanada ise arabalara köpek koşar- lar; bunlar tabii insan veya ağır yük taşıyan arabalar değildir; meyva v9 sebze arabalarile, çocuk arabalarına köpek koşulur. Belçika, Hollandada da.küçük ara- baları köpekler çeker, Bir zamanlar, pek çok memleketlerde arabalara kö- pek koşulurdu. Son zamanlarda Kö- pek koşulu -arabalar -azalmaktaydı, ancak kutubta Eskimolar bundan vaz- geçemiyordar.., Viyana belediyesi de halkın küçük arabalara köpek koşmaktan vazgeç- mediklerini görmüş ve köpekli araba- Jarın seyrü sefere engel olduğunu an» Yamış, ar4baya Köpek “koşmuğı yasak Muvaffak olduğunu iler! sürerek küçük ahiren ciddi olarak salâha yüz tutan münasebatı dahi müteessir etmişti. tamir için İngilterenin o yeni i Neville Chamberlain Alman- inde parla” nmuştur. İngili sisteminin hiç te memnuniyeti mu- cip neticeler vermediğini ve hariçten Ispanyaya silâh ve gönüllü girmekle devem ettiğini #tiraf etmiş, lâkin bu sistemin İspanya harbinin Avrupa devletleri harbi şeklini almasına ma ni olduğunu ve vaziyet vahim ve cid- di olmakla beraber timidsiz bulunma» dığını da kaydetmiştir. Mumatleyh. Letpzig kruvasörünün taarruza uğradığı şüphe götürmiyen bir hakikat olduğu gibi Almanyanın kendi harb gemilerini tehlikeye ma- | ruz bırakmamakta da haklı olduğu- | nu ve şimdi mesele kontrol sistemin- deki açıklığı kapatma ve ecnebi mu- haripleri geri almakta bulunduğunu söyledikten sonra vaziyetin vehame- tini arttıracak neşriyat yapılmaması- nı, bütün mesul politika adamların- dan ehemmiyetle rica etmiştir. Al- manyanın hissiyatını okştyan ve ko- ruyan bu söğler (vaziyetin ıslahına yardım edecektir. Feyzullah Kazan larda bu buhardan başka türlü isti- fadeyi âlişiünmektedir. Buharı türbin kuvvei muharrikesi olarak kullanabilmek için uzun 7 mandan beri tecrübeler yapmaktadır. mikyastaki muvaffakıyetinin büyük mikyasta da istihsal edilebileceğini iddia etmektedir. Bu suretle büyük bir e ik santralı kurulacak ve bu san- tral bütün orta İtalya trenlerini ha- reket getirebilecek elektrik istihsal 8- decektir. Uyku hastalığı | 1906 senesinde Cenubi Afrikada Johanesburg şehrinde ikamet etmek- te olan Anna Svanepal birdenbire uyuyuverdi, Bütün gün, bütün hafta bütün s0- ne uyudu. İngiliztahtı dört kral değiştirdi, o uyudu. Büyük harb müd- detince “uyanmadı, uyudu. “Tayya- reler tekâmül etti, Atlantikleri aş- tı; radyodünyanın dört bir küşe- sine yayıldı, o gene uyudu... Yeni dev- letler kurulup, yeni milletler döğdu imparatorluklar tarihe karıştı, © a uyudu... . Nihayet uyandı, otuz bir sene son- ra gözlerini açtı. Amma genç uyu- muş, ihtiyar uyanmıştı. Kırk sekiz yaşlarında bir kadın olmakla beraber akılca daha çocuktur. Bacaklar ip-in- ce kalmıştır. Bir katil 12 yıl hapse mahküm oldu Kadın yüzünden arkadaşını öldürmüştü Sıvas 26 (Akşam) — Sıvasa bağlı Tatlıcak köyünde kadın yüzünden bir cinayet işlendiğini «bildirmiştim. Bu cinayet failinin muhakemesi gö- rülmüştür. Vaka şudur: | Tatlıcak köyünde “Hüseyin ve Wu- | nus adında iki arkadaş vardır. Bun- lar daima beraber gezerler, Hüseyin, kardeşinin karısı Fadiki sevmektedir. Fakat kadın kendisine yüz vermiyor. Hüseyin derdini arkadaşına anlatı- yor. Yunus bir gün Fadiki'tenha bir yerde görerek Hüseyinin kendisine aşkından bahsediyor ve onun bu aş- kına mukabele etmesini tavsiye edi- yor. Bundan sonra Fadik Hüseyin- le düşüp kalkmağa başlıyor. Bir müddet sonra Yunus ta kadına göz koyuyor. Bu yüzden XYunusu kama ile öldürüyor. Sıvas ağır ceza malıkemesinde ya» pılan muhakeme neticesinde Hüseyin 12 yıl ağır hapse mahküm edilmiştir. Hüseyinle | araları açılıyor ve nihayet Hüseyin | Bulgaristanda af 4000 mahkümun serbes bırakılmasına başlandı Sofya 27 (Akşam) — Veliahtın doğ- ması münasebetile Bulgaristanda -af- fa tabi tutulan 4000 matıkümun ser- best bırukılmalarınn başlanmıştır. Şimdiye kadar Sofya hapishanesin- .den 500 ve bütün memleket hapisha- nelerinden de 5000 mahküm serbest, (bırakılmıştır. 50 idam mahkümunun ölüm “cezaları “ise “on “beşer seneye İn- dirilmiştir. Sürgün edilenler de doğ- dukları yerlere dönmüşlerdir. Gıya- ben mahküm edilenlerde affeğil mişlerdir. Bu suretip halen Bulgaristanda 22 hapishanede mevcut olduğu bil- dirilen 10,000 malikümun adedi bir haylı azltılmıştır. Adliye nezaretinin aldığı bir karara göre, ay başından itibaren Bulgaristanda 10 “yeni mah- keme açılacaktır. Bir çocuk duvardan düştü, bir bacağı kırıldı Fatihte 4 yaşında Sevim adında bir kız çocuğu oynamak için üstüne çıktı» fı duvardan aşağı düşmüş, bir bacağı kırılmıştır. AKŞAM Trabzon - iran #ransit yolu Açılış resmi çok parlak oldu, seferler devam ediyor Trabzon (AJ n) Girdiğim İran - 7 parlak fiğin aç söylevinden © son- ra belediye âzasından Mahmud Mu- ammer de şehir namına bir nutuk söy- ledi. Bunlardan sonra sayın üçüncü umumi müfettişimiz Tahsin Uzer, transit hareketinin arkasından gele- cek olan iktisadi kalkınma, ümran verefah işlerinin kendileri içinde nasıl ideal bir iş olduğunu çok güzel bir surette tebarüz ettiren ve çok al- kışlanan nutkunu söyledi Bay Tahsin Uzer töreni müteakib baş müşavir Nizameddin Atakerle be- raber otomobillerine binerek Erzuru- ma hareket etti. Sayın müfettişimiz birçok zevat tarafından Maçkaya vi- lâyet hududuna kadar uğurlandı. İskele meydanında tören bittikten sonra bayraklarla donanmış olan si- nema karşısında işletme dairesi ö- nünde hazırlanan otomobil ve kam- yonlar halkın alkışları arasında birer birer hareket ettiler. İrandan hareket eden iki otobüs şehrimize geldi Trabzon İran konsolosu intibalarını anlatıyor Kardeş İran hükümetinin Trabzon konsolosluğuna tayin edilen B. Muh- sin Vafi şehrimize gelerek vazifesine başlamıştır. Konsolosla görüştüm. Bana dedi ki: «— Trabzon - İran otomobil servi- sinin açılması Türk - İran dostluk ra- bıtalarile iyi komşuluk ve Kardeşliğin feylizli bir eseridir. Her sahada çözül- mez surette birbirine bağlı iki komşu ve kardeş memilekek unulmıyalım ki bu Iktisad yolunda da beklenilen seme- reyi elde ederek ticaretlerini inkişaf ettiret dir» sl yol üzerinde seterler devam edi- Sahife 5 DENİZ GARI iMütehassıs profesör Taut ne diyor? Meşhur bir mimar Taksim meydanını nasıl görüyor ? Bugünkü Türk mimarisi ne hal- dedir?.. Mimar bğımızın istik- bali nedir?.. İs- tanbulda mi mari obekımm- dan en güz © eserler hangile- ridir? Sonra son 78- manlarda Gala- tada yapılacak yeni yolcu salo-” nu (Deniz gari) için bir çok kıy- metli mimaria- rımız müsabakaya girdikleri ve birin» cilik derecelerini aldıkları halde pro- jeleri Liman idaresince kabul edilme- miştir. Yeni yolcu salonunun bu mü- sabakada jüri heyetine dahil olan profesör Debe yaptırılmasıne karar verilmesi mimarlarımız ârasındd bü- yük akisler yapmıştır. İşte bütün bu meseleler hakkında Güzel sanatlar akademisine mimari mütehassıs olarak getirilen meşhur profesör Brüno Taut ile görüşmek İs- tedim. Profesör Brüno Taut'un bey- nelmilel bir şöhreti vardır. Gazeteleri günlerce meşgul eden Kolonyadaki merdivenlerine, döşemelerine, ber ta- rafına kadar cam olan meşhur «Cam €vi> kendisi yapmıştır. Ayni zamanda yolcu salonu müsabakasında'da jüri heyetinde bulunmuştur. Profesörü akademideki atölyesinde ziyaret ettim. Sordum: — Mimarlarımız Golatada yapıla- cak yeni deniz salonu müsabakasında İzmit bugün kurtuluş bayramını vape: kil baştan başa dt donandı SS ürük zırlıklar EA sami İzmit 27 (Akşam) — Yann İzmi- tin kurtuluşunun on yedinci yldöntü- müdür. İzmitliler kurtuluş bayram- Jarmı coşkunlukla kutlamak için bü- miştir. Şehrin meğhulinde büyük bir tak yapılmıştır. Kahraman ordu- muz 17 sene evvelki gibi şehre gire- . (Şehir halkı, civardan gelen köylüler, askerlerimizi istikbal ede- çeklerdir. Burada büyük caddeyi tekiben Atatürk anıtına gidilecek, anıta çe- lenikler konduktan sonra şanlı Tükr bayrağı direğe çekilecektir. Bir sü- bay kurtuluş vaziyetini anlatacak ve bunu şehir namına İzmitlilerin minnet ve şükranlarını bildiren bir söylev takip ededektir. Bundan sonra kahraman askerle- rimizin, köylülerimizin, sporcuların, mekteplerin, cemiyetlerin ve halkın Bugün on yedinci kurtuluş yılını kutlıyacak olan İzmütin umumi görünüşü iştirâk ettiği büyük bir geçid resmi yapılacaktır. Geçid resminden son- ra işgalde şehid olan İzmitlilerin yat- taç yurddaşlar burada bedava teda» yi edileceklerdir. Gecenin de fevkalâde canlı ve hareketli geçmesi için bütün hazırlık» lar yapılmıştır. Bu arada halkın iş tirâkile muazzam fener alyları yapı- lacak, muzikalar muhlelif yerlede çalacak, bütün şehir tenvir edilecek- tir. Wilâyet bahçesinde halka ve köy- lülere parasız sinema gösterilecek ve eğlenceler yapılacak ve diğer taraf- tan. belediye bahçesinde Halkevi ta- rafından bir kır balosu verilecektir, Bütün İzmit halkı yarınki kurtu. uş bayramını tesid için hazırlanıyor. birincilik aldıkları halde projelerinin kabul edilmemesinden müteessir ol- muşlardır, Acaba bugünkü Türk mi. marisi bir tereddi devresi mi geçiriyor? — Bugünkü modem Türk mimari- sinin gayet iyi bir istikbali olduğunu görüyorum. Şüphe yok ki bugün mem leketinizde kuvvetli Türk mimarları var. Fakat sizin için modern mimari miştir. Oralardaki genç mimarların gözleri önünde pek çok modem mi- mari nümuneleri vardır. Halbuki si- — Müsabakaya giren mimarlar bi- rincilik aldıkları halde yolcü salonu- nun inşası size teklif olunmuş, siz ka- bul etmemişsiniz. Bunun sebebi nedir? — Evet... Bana böyle bir teklif ya- pıldı. Fakat sıhhatimin müsaadesiz- Miğinden reddeltim. Sonra ben bu işle prensip itibarile de meşgul olamaz» — Siz jüriye dahil mimarlar, Türk mimarlarının projelerini beğeridiğiniz. halde bu iş niçin ecnebi bir mimara havale edildi? Siz bir çak Avrupa şe- hirlerinde bu gibi jüri heyetlerinde bulunmuşsunuz. Bu Avrupa jürileri nasıl çalışırlar? — Almanyada jüri faaliyetleri ka- nunla tesbit edilmiştir. Sonra bu gibi | Avrupa jürilerinde mimarların mik- tarı daha fazladır. Binaenaleyh rey- leri de daha çoktur. Galata yalcu sa- lonu jürisinde takriben 22 azaya mu- kahil beş mimar vardı. Halbuki Avru- pada İyi terlib edilen jürilerin azası sekiz ise bunun mutlaka beşi mimar. dır, Deniz garı jürisinde mimarlar'bu- kadar ez olduğu için fikirleri ekseri- yet kazanmamıştır. — Ankarada ve İstanbulda mimari noklal nazarından hangi eserleri be- gendiniz? — Şahsiyat karıştırmamak için isim nebi profesörlerinin bir çok güzel esen leri olduğunu gördüm. — Meselâ, Taksim meydanını nasl buldunuz? Burada bir çok yeni bina- rıyan 'bu meydanı meşhur bir mimar gözile nasıl buldunuz? — Burada iyi binalar yok değil. Fa- kat meydanda bir birlik yok. Bir bina uzun, öteki kısa, Bu daha ziyade bir şehircilik işidir. — Meydanda teker teker binalar Bası? — Teker teker binalara bakıyorum, Bazıları fenâ değil. Fakat ekserisinde soğuk bir kübizm hâkim,. — Klâsik eserler arasında İstanbul da en fazla hangilerini beğendiniz? — Bağdad göşkünü, Çinili köşkü, tabii Süleymaniyeyi.. — Modern mimarimiz ile klâsik mi- marimiz arasında kuvvet cihetinden büyük bir fark var değil mi? —'Tabii... Arada 400 senelikbir kuvvet farkı var, Meselâ bugün Sü-. leymaniye ayarında, kuvvetli, modern bir eseriniz yok. Fakat bir gün mo dern mimeriniz, Kiksik yimariniz şüphe yok ki yetişecektir,