14 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

14 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

isi Rilepii BİRİBİŞ g3 8 gire ae rd &??B vetEsiiTR LE n 4 Haziran 1937 SİYASİ İCMAL Anlaşma Avrupanın küçük devletleri Millet- ler Cemiyetinin himaye ve tesirine ve Müşterek emniyet esasına artık pek #imad göstermiyorlar. Kendi selâ- metlerini bitaraflıklarını sağlamlaş- firmakta ve en yakın komşusu dev- sletlerie çika bitaralığına dönmüştür. İsviçre de herhangi suretle bila- yajlığının müteessir olmamasına ve kendisine doğrudan doğruya taallük €tmiyen meseleler ve noktai nazarlar yüzünden yanıbaşındaki devletlerle arası açılmamasına fevkalâde dikkat ediyor. Kunun için İsviçredeki gerek milli meclis gerek müttehid hükümet- ler meclisi Habeşistanın İtalyaya ü- hakını hukukan da tanımağa karar vermiştir. Habeşislanın İtalyaya #hakını hu- kukan tanımağa kati karar veren Milletler Cemiyetinin kendi merkezi- nin bulunduğu hükümetin bu kara- ra muhalif harekette bulunması kü- çük hükümetlerin ne kadar emniyet- sizlik içinde yaşadıklarım ve kendi başlarının. çaresine bakmağa çok cid- — Yahu ne dersin, bugüne kadar dikkat etmemiştim, şimdi yüzüne baktıkça sana hayran oluyorum, sen ne zeki, ne zarif, ne sevimli, ne kibar ne harikulâde bir insansın!... — Anlamıyorum, neden bu iltifat?. — Bugün tıbkı sana o benzediğimi söylediler... Uçan adam Kendine kanad takıp uçmuş olan- Mer arasında Romanyalı Kostik unu- tulduğunu yazıyorlar. Divik köyünde oturan bu adam bundan 170 sene evvel köy çocukları» na uçurtmalar yaparken kendine d8 makineli bir kanad yapıp havalan- mış ve 70 metre uçtuktan sonra düş- müş. Adam bir daha tecrübeye kalkı- çamamış çünkü köyde herkes: — Deli Koslik! demeğe başlamış. iğilince gözü açıldı 1917 de kardif madenlerinde çalışır- ken Lavis adında bir amelenin gözle- ri kör olmuştu. Adamcağız geçen gün yere piposu- nu düşürmüş, elile arayıp bulmak için eğilmiş, eğilince de gözleri açılmış... Evvelâ ayaklarını, sonra günün içir ğını görmüş, üzerine fenalık gelip ba- Yılmış, ayıltmışlar ve ilk defa 1920 da evlendiği karısının, hayalinde teces- süm ettirdiği yüzünü de görmüş. üstakimane ve dostane ge- | çinmekte arıyorlar. Bunun için Bel- | politikası at ediyor. bulunan W çaresine bak- ldığı gibi tefikleri de ara- fak muahedelerini hâlâ ken- mali ve silâh cihetinden bü- aatler temin — eylediğinden hetmemekle beraber çok ser- akil politik tmekte- n. Yüyi asla hoş görmiyeceğini bildiği halde yalnız İtelya ile değil arası çok yeç- meden Almanya ile de anlaştı ve ya- kınlaştı. Fransanın menfaatlerinden ük olarak serbes ve müstakil politika takip eden devlet Lehistan olmuştur. Şimdi bu devlet Romanyayı da ayni yola sevketmeğe çalışıyor. Avrupanın şarkında ve ortasındaki bütün devletler politikalarını tayin hu- susunda Fransadan ziyade İngiltere- nin politikasına ehemmiyet veriyor- lar. Çünkü İngilterenin politikası ar- kasında Fransanın yürüdüğüne artık kat'i kanaat hasıl etmişlerdir. Feyzullah Kazan slavya Fransanın Dimaksiyon Amerikalı bay Fülleri tanır mısr- nız?.. Tanımıyorsanız yazık... Öyleyse yazık olmasın, takdim edeyim: — Bay Füller; sabık muhasibi mes- ul, radyo makineleri yapıcısı ve sati- cısı, edip ve mütefekkir... Bu zat kendine bir ev yaptı; bir kaç saat zarfında meydana gelen bu eve «Dimaksiyon» ismini verdi. Dimaksiyon ne demktir? diye sorar- sanız. Size evi tarif edeyim, belki an- larsınız: Dimaksiyonun ortasında çelik bir direk var, Direğin ucu sellüloz kaplı. Bu direkte teshin ve tenvir cihazları var. Madeni plâklarla evine günün ışıklar aksediyor. Banyo, hamam yok. Bir nevi top var, bu toptan kompri- me hava ile, acaip mahlüllü, pulveri- ze edilmiş mayi fışkmıyor. Evin çöp- lerinden bir nevi gaz istihsal ediliyor, bu gaz teshin ve tenvir cihazını işle- tiyor. mutfağındaki âletler, yemekle. ri kendi suyile pişiriyor. Evin döşe- mesi kauçuktur. Yıkanayım derken Stütgardda, fırıncının karısı ey İş- lerini bitirdikten sonra hamama giri- yor. Hamamı da fırının ambarı... Ora- da bir el arabası, arabanın içinde de bir tekne var. Kadın her zaman bu yili, arabanında bağlı olduğulip çürük, Kadın girince ip kopuyor, ara- banın tekerlekleri dönüyor, kapıyı kırıp çıkıyor ve içindeki müşterisi ile çarşının ortasına gelip duruyör... Oradaki halkın hayret ve kahkaha- larını tasavvur edersiniz!... Kadının kocasına işi haber veriyorlar, bir çar- Boyabad Halkevi sosyal yardım şubesi tarafından 25 çocuk giydirilmiştir. Yukarıdaki resimde Parti, Halkevi başkanlarile sosyal yardım şubesi başkanı ve üyeleri ve giydirilen çocuklardan bir kısmı görünüyor. AKŞAM Plâjlara rağbet başladı Dün Florya denize girenlerle dolmuştu Bu sene her tarafta yaz erken baş- lamıştar. Avrupanın birçok yerlerinde | sıcaklar 30 dereceye kadar çıkmıştır. Haziran iptidelarında bu kadar sıcak | görülmediğinden halk şaşırmiştır. Dağ otelleri, plâjlar erkenden açılmıştır. Bilhassa Fransa ve Almanyada sıcak- | | Jar şiddetildir. İstanbulda hava mutedildir. Gün erası sıcaklık 25-26 derece oluyor. Ge- celeri 17-18 dereceye kadar inmekte | ve tal bir serinlik büküm sürmek. | tedir. Havahın müsaadesi halkın açık havaya rağbetini arttırmaktadır. Dün, pazar olmak münasebetile Boğaz, Adelar, Kadıköy, Floryada müthiş ka- labalık vardı. Floryada denize giren- ler birdenbire çoğalmıştır. Dün plâj kâmilen dölmuştu. Diğer taraftan sayfiyelere de akın vardır. Bu sene adlar çok rağbetle- dir. Hemen hemen boş ev kalmamış gi- bidir. Boğaza da diğer senelerden faz- | la rağbet vardır. Anadolu yakasında | Erenköy, Sundiye, Bostancı tarafla- | rında, yeni inşaatla rağmen, boş yer azdır. İzmir hapishanesindeki mahküm- lar hafriyatta çalışmağa başladılar İzmir 12 — İzmir hapishanesindeki mahkümlar İzmir hafriyatında çalış- mağa başlamışlardır. Boşanmayı azaltmak için.. Amerikalılar evlenme Amerika, her hususta ve her saha- da bir rekor memleketidir. Rekor yap- mak ve diğer hemcinslerine tefevvuk etmek Amerikalılar için bir ideal teş- kil eder. Bu haleti ruhiyede bulunan Amerikalılar evlenme ve boşanmada ihtiyar Avrupa memleketlerinin eri- şemiyecekleri bir sürat rekoru tesis etmişlerdi. Bir barda, bir eğlence yerinde, ve bir tesadüf neticesi olarak tahışan bo- Kâr bir çift, akrabalarının, anne ve bablarmın riza ve muvafakatlarını gi- mağa lüzum görmeden ve daha aşk sarhoşlukları zail olmadan bir olomo- bile atlarlar, son süratle, civar köy- lerden birinin evlenme memurunu, gece yarısı da olsa bile tatlı uykusun- dan uyandırarak beş dakika zarfında evleniverirlerdi. Evlenme (masrafı, harç parası olarak alınan iki dolardan ibaretti. İlk tanışma ve sevişme dakikala- rının sarhoşluğu altında yapılan bu rekor evlenmelerin tabii yarını ola- maz. Aradan iki üç ay geçmeden çil gınca bir tehalükle evlenmiş olan çift- lerin boşanmak için mahkemeye baş vurdukları ve mahkeme boşanma ka- rarlarını süratle vermek hususunda bir rekor yapan Reno şehrine akın akın gittikleri görülmektedir. Amerika mebuslarından bazıları bu halin fenalıklarını takdir ederek Nev- York vilâyeti meclisine evlenmede sü- rat rekoruna bir gem vurucak kanuni bir teklifte bulunmuşlardır. Bu teklif mucibince evlenme isteyen çiftler, es- kisi gibi beş dakikada evlenemiyecek- lerdir. Hayatlarını birleştirmek için evlenme bürolarına baş vuracak çiftie- re düşünüp taşınmak ve ilk sarhoş- Yukları zall olmak için 72 saat müh- let verilecek, bu mühlet bittikten son- Ta evlenmekte israr ederlerse nikâhla- ri kıyılacaktır. Bu kanun teklifi, Nev.York mecli- sinde müzakere edildiği zaman söz â- lan azadan biri, kanunu müdafaa e- derken «insanlar akıllı olmazlarsa on- ları akıllı davranmağa icbar etmek lâ- zımdır; demiştir. Bu takyidin yalnız Nev-York vilâye- ti hududları için olduğunu hatirlat- mak lâzımdır. Beş dakikada evlenmek istiyen bu çift, meramma ermek için Hudson nehrinin köprüsünü geçmek kâfidir. Zira Hudson nehri geçilip bir- az gidildikten sonra evlenmenin der. hal airdedild'zi Pensiletnya ve Con- neclieu. vilâyetlerine gizmek kabi. dir, Çocuklar arasında: 8 Hem çalışan hem de mektebe giden çocuk “ Kazandığım para ile anneme bir entarilik aldığım gün... ,, Bugün de ça- lışan, hayatını kazanan, hem de mektebe de- vam eden bir küçüğün fikir- lerini o dinliye- ceksiniz., Fazlı Çalış- kan, 11 yaşın- da.. hem gaze- te satarak para kazanıyor, hem de mektebe gi- diyor, Üç sene- lik gazete mü- vezzii, dördüncü Gazete satarak sınıftan beşe mektebe devam geçmiş.. &den beşinci snıf- Fazlı Çalışka- (taki Fazlı Çalışkan ni matbaa önünde gazetenin çıkma- sını beklerken buldum, Sınıfımı ikin- cilikle geçmiş olan bu hakikaten ça- lışkan çocuğa sordum: — Hem gazete satıyorsun, hem de mektebe gidiyorsun.. güçlük çekmi- yor musun? Hayattan hiç korkmadığı anlaşılan bir sesle: — Yoooo.. dedi, neden güçlük çe- keyim?... Sabahleyin erkenden kalkı- yorum. Sabah gazetelerini alıyorum. Mektep zamarına kadar satıyorum.. sonra öğleyin çıkıyorum. akşam ga“ zetelerini alıyorum, Bir müddet satı- yorum, tekrar mektebe gidiyorum. Mektebten çıkınca yine satıyorum. Sonra derslerime çalışıyorum. Başka türlü yapmama imkân yok.. Madem- ki bize para lâzım, okumak, mektebe gitmek, kitap almak hep para ile olur. Bunun için bir yandan çalışıyo- rum, bir yandan da okuyorum. ba- bam da gazete müvezzil... Onun da bu işte çalışmasının bana büyük fay- dası oluyor. Gazeteleri o alıyor, ben satahildiğim kadar satıyorum. Mek- teb zamanı gelince gazeteleri ona ve- riyorum. Mektepten çıkınca yine ali- yorum, Tatil günlerinde sabahtan ak- şama kadar rahat rahat gazete satı- yorum, — Hayatından memnun musun? — Tabil memnunum... Hem çalışı- yorum, hem okuyorum, hem de biraz para biriktiriyorum. — Demek para da biriktiriyorsun?. — Tabil.. benim de İş bankası kum- baram var. Kazancımdan kendime günde beş kuruş ayırıyorum. Bu beş kuruşla geçiniyorum. — Ne yapıyorsun bu beş kuruşla? — Sabahleyin evden çıkarken kar- nımı doyuruyorum amma insan öğle- ye kadar acıkıyor.. Çünkü çok koşu- yorum. Yemek çabuk hazmoluyor. onun için öğleyin beş kuruşla karnı- mı doyuruyorum. — Hayalta en büyük zevkin nedir? — Para kazanmak, okumak, para — Büyüdüğün zaman ne olacak- sın?, — Makine mühendisi... «Hey gidi günler hey, bir zamanlar böyle gazete satardık» diyeceğim.. İn- şaallah., bunu yapmak için çalışıyo- rum, — Hayatta en büyük korkun nedir? — Otomobillerden, tramvaylardan, arabalardan, çök (korkuyorum. Çünkü bizi hep kaldırımlarda duranlar, ttamvaylarda (gidenler çağırırlar. Koşup gazete yetiştir. mek için çok dikkatli olmak lâzımdır.. insanın karşısına bir otomobil, bir tramvay çıkıverir., — Hangi günler daha çok serinie- sin? — Mektepte derslerimi bildiğim havadisler olduğu gün.. o gün gazete- Mükâfatlı anket ler çok satılır... Biz de çok kazanırız. — Hayatta en çok dikkat ettiğin şey nedir? — Vakit Kkaybetmemek.. çünkü be- nim için vaktin çok kıymeti var.. va- kit buldukça ya çalışır para kazanı- rım, ya çalışır dersilerimi hazırlarım. Düşünün, ben mektebe ne şartlarla geliyorum. Bir sene sınıfta kalsam işim berbaddır. — En çok neyi ayıp bulursun? — Dilenmeği... Hayatta bundan da» ha ayıp birşey göremiyorum. İnsan yine bir iş yapabilir, çalışabilir. baş- kasının önünde avuç açmak ve hiç çalışmadan para istemek!... Çok ayıp.. — Zengin çocuğu olmak ister mi 1din? i — Hem çok isterdim, hem isteamez- çalışmağa ihtiyacı olmazsa rahat ra- dan da istemiyorum. Küçükken ça- lışmak çok iyi.. İnsan hem para ka- zanmanın yolunu öğreniyor. Para ka- zanmanın lezzetini tatıyor. Sonra pi- giyor.. her işteki iyiyi fenayı anlıyor. kazancı pek azsa onn bir diyeceğim yok> Bu akıllı ve çalışkan çocuğu daha fazla meşgul etmek onun ekmeğine mani olmak demekti, Suallerimi bu- rada kestim. O: — Yazıyor!.. diye uçarcasına koşa rak uzaklaştı. LP, Şoför de otobüsün idi sini şaşırmış, araba devrilmiş Adana 12 — Burada, garip bir oto» mobil kazası olmuştur. Bir umumi evde bulunan kadınlar Adana mezbahasına gitmek üzere bir otobüse binmişlerdir. Kadınlardan bi- ri fena halde sarhoş olduğu halde $0- förün yanına oturmuştur. Bu kadın şoförün saçlarını karıştırmağa, kendi. sini de gıdıklamağa başlatmıştır. Gıdıklanan şoför otobüsün idaresi» ni şaşırmıştır. Biraz sonra otobüs deye rilmiştir. Şoförün saçlarını karıştıran ve kendisini gıdıklıyarak kazaya sö bep olan kadın yakalanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: