Sahife 6 Yabani gülleri bu mevsim- de nasıl aşılamalıdır? Yabani gülleri veya iyi bir cins olmı- yan anaç güllerin dallarını ehlileştirmek maksadile, bunları &aşılıyarak cinslerini alah etmek bittabi kabildir. Güller, muhtelif aşı sistemini kabul ederler. Fakat, en ziyade tatbik olunan aşı göz aşsıdır. Yabani veya tohumdan yetişen gülle- re dipten, boğazdan, kalem aşım da ya- pılabilir. Şu hale göre: Güllere tatbik olunan aşı şunlardır: 1 — Kalem aşısı, 2 - yandan yanaş- tırma aşı, 3 - Göz aşısıdır ki, bu sonun. Cusunu da, sürgün göz, durgun göz aşısı namile ikiye taksim ederiz. Sürgün göz aşın mayıstan başlıyarak bu ayın sonu- na kadar, durgun göz aşısı da, temmuz- dan başlıyarak taşrinievvele kadar yapı- labilir. Bu yazımızla sürgün göz aşım- mın nasıl yapıldığını izah edeceğiz Aşılanacak güllere dört beş gün evvel bolca bir su verilir. Aşılanacak mahal üzerindeki sürgünler, dikenler, keskin bir çakı ile kesilerek temizlenir, ayıkla- nır. Puserun ve sair bir takım haşerat ve tufeylât varsa onlar da keza temizle- nir. Badehu aşı çakısile aşılanacak dalın üzerinde, resmimizde görüldüğü gibi, kabuk kısmında, T şeklinde, 13 santi- melre uzunluğunda, yukardan aşağıya doğru bir çizgi çizilir. Aşı çakısınm ke- mik ucu ile çizilen bu dalın kabuğu kal- dınlır. Kaldınlan kabuğun, aşılanncıya kadar, kurumaması için hemen, tekrar tazyik edilerek kapatılır. Bundan sonra ehli, cins gül dalının bir senelik yeşil sürgünlerinden kalem alınır. Kalemin yaprak kısmının forsu kismen çakı ile kesilir, yalnız yaprak sapı 3 san- #metre kadar bırakılır, badehu kalem. den, resmimizde görüldüğü gibi b gözü alınır. b gözü şu şekilde çıkarılarak alınır: Bıçak ile kalemdeki gözün 10-12 mi- İimetre yukarısında kalemin kabuğu üze- zinde bir kertik, işaret yapılır ve bıçak sathi ve meyilli bir tarzda yukardan aşağıya doğru kesilerek beyzi şeklinde göz kalemden çıkarılır. Çıkarılan b gö- ü odun - kısmı çakının ucu ü zedelememek şarti- Je çıkarılır. Şayet odun kısmı biraz kalsa bile beis yoktur. Zira, tamamile çıkara- yım diye uğraşılırma gözün özünü boz- ihtimali vardır, Bu şekilde çıkarı- lan göz, aşılanacak dalın T yarığı içeri- sine yerleştirilir. Göz, yerine yerleştiril- resmimizde, C şeklinde görüldüğü gibi, çakının cile gözün yu- karıki ucu, aşılanacak dalın kabuğu ara- sından, biribirine iyice temas maksadile kesilir. . Bundan sonra d de görüldüğü gibi, göz ve aşılanan dalın kabuğu rafya veya yün ipliği ile, yukardan aşağıya doğru resmimizde noktalı olarak göslerilen tarzda bağlarır. Bağın kısa ucu dalın arkasına ve gözün mukabiline gelmek akla tutulur, bunun üzerine Esi Mahmud Karakurd — Eh, onunla mı görüşmek İstiyor- sunuz? — Evet!. — Niçin? — Bu adamın İbrailde bir kız kar- deşile halası var... Ben onların evin- | de oturuyorum. Kardeşi büyük bir merak Ye ıztırab içinde her gece ağlı- yor... Benim buraya geleceğimi du- a, ona verilmek üzere bir mek- , işte bu mektubu kendisine mek istiyorum!.. — Ha; evet, onu da şimdi zannede- rim zabitan lokantasında bulacaksı- nız. Biz bu âdamı tel örgüye almadık. Söz verdi. Şehirde serbest o biraktık. İyi almanca bildiği için ekseriya lo- kantada bulunarak bizim zabitlerle beraber oturuyor... Dediğim gibi onu da şimdi lokantada bulursunuz zan- mederim Yüzbaşı heyecan dolu bir şesle: — Teşekkür ederim miralayım. Diyor ve hemen geri dönerek hizli #dım'arla odadan çıkıyor... ... Üstünde yüzlerce masa ve sandalye *. * Sa in 2 id İ alınarak, yukarıdan aşağıya doğru sarı. larak ve arasıra çekilerek buğlanır, 8-9 İ gün sonra aşı tutar, bağ da çözülür, dalın yabani kısmı, kismen kesilir, göz iyice sürdükten sonra kısım diğeri de tamamile kesilir. İşte, yu suretle, yabani veya cins olmı- yan gülleri sürgün öz aşsile aşılarış oluruz. SEBZECİLİK: Bahçelerde nane nasıl yetiştirilir ? Nane, evlerimizde maydanoz ve tere- otu kadar aranılan bir nebattır. Nane, salatalarda, yemeklerde çok kullanılır. Yapraklarından çıkarılan esansı ile li- kör de yapılabilir. Nanenin kurutulmuş şekli hemen her yemekte kullanılabilir. Nanenin yetiştirme tarzı: Nane çok arsız bir nebattır. Bunun yabani şekline kırlarda, sulak yerlerde çok tesadüf edi- lir. Naneler, toprak içinde saklarile ha- iddir. Kök parçalarile, dallarile üretile- Bahçelerde havuz (kenarlarında igeli yerlerde mükemmelen yetişebi- lirler, Nanenin yaprakları almmış dalları, kökleri toprağa gömülüp bolca su ile sulanırsa bulundukları yerleri tamamile istilâ ederek dal ve bol yaprak hasıl ederler. Naneler biçilirlerse köklerinden tek- rar sürgün peneler verir. Bir yere nane ekildi mi artık o mahalli tamamile işgal ederek bol bol sürgün nâneler verir. Nanenin bulunduğu (toprak ilkbahar ve sonbaharda tirpitil ile kazılır ve güb- re şerbeti ve bilâhare bolca | sulanırsa bol bol dal ve yaprak hasıl eder. ECE!.. Tefrika No. 64 bulunan büyük ve geniş bir salondan içeri giriyoruz... Her taraf ağzına ka- dar dolu... Yüzlerce zabit... Müthis bir sigara dumanı, kalın bir sis taba- kası halinde etrafı kapıyor... Yürü- yoruz... Salonun yan taraflarında perdelerle ayrılmış, ' küçük küçük odalar var... Odalardan karışık bir takım kadın sesleri geliyor... Sol ta- raftaki köşede, kalabalık bir cazband, oynak havalar çalmaktadır... Üstle- rinde siyah lekeler dolu çıplak bacak- larını, eteklerinin yırtmaçlarından göstermeğe çalışan bir sürü sarhoş kadın, ortada tüysüz Alman zabitle- rine sarılmış dans ediyorlar... Yüz başı Faruk, yanındaki Alman çavuşile salonun tenba bir köşesine doğru ilerliyor... Bir tarafta boş bir masa buluyor ve hemen oturuyorlar... Cazband,. karmakarışık bir sesle gü- rültüsüne devam etmektedir... İki buz gibi bira!.. Hemen dikiyorlar baş- larına!.. Yüzbaşı Alman çavuşa dö- nüyor... — Bana buranın şefini bulup getir- -senizel., 1 YVACILIK; Bahçelerde duvar diple- rinde, İspalya tarzında, muntazam şekillerde meyva ağaçları yetiş- tirmek pek hoştur Köşklerinizin du- varlarında, ispal- ya halinde meyva ağaçları o yetiştir. mek suretile isti- inde kabildir. Esesan, şehir da: bilindeki kıymet- Wi bahçelerde, az © bir saha dahilinde f yetiştirilecek mey va ağaçlarının İs palya tarzında yer tiştirilmesi daha mu- vafıktır. Bilhassa ev- lerinizin, çıplak du- varlarından istifade, ancak bu suretle kabil olabilir. Bu şekildeki ağaçların çi- çek ve meyvalarının bahçeye verdikleri müstesna ve pek hoş manzaraları, bah- çelerinizi bir kat daha süsler. Duvar diplerinde ispnlya halinde ye- tştirilecek meyva ağaçlarının meyvaları, diğer tarzda yetiştirilmiş ai ran keyfiyet ve kemiyet itibarile daha fazla olduğu gibi, bu tarzda Yetiştirilen meyvaların cesamet ve lezzetleri de pek mükemmeldir. Resmimiz, bir binanın cephe duvarında yetiştirilmiş bir armut ağacının vaziyetini göstermektedir. Evlerin duvarlarında yetiştirilecek is- palya halinde meyva ağaçları için, ağaç- ların istinad edecek dal ülez tesbit ettirmek maksadile buralara iki buçuk santim kalınlığında ağaç çıtalar- dan amudi kafes iskeletler yapılır ve du- varlara demir çivilerle tesbit olunur, Bu gitalara 25-30 santim Bazan da hem tel ve hem de çitalardan mürekkep iskeletler yapılarak duvarla» za tesbit olunurlar., İspalya halinde meyva ağaçları yetiş- tirilecek (o duvarların mükemmel güneş görmesi lâzımdır. Bu maksatla hizmet edecek duvarlar, cenuba müteveccih ol- saalıdır ki, ilkbahardan sonbahara ka- dar, anbahtan akşama kadar muntaza- man güneş görebilsin. Duvar diplerinde yetiştirilecek mey- va ağaçlarının meyvaları vaktinden ev- vel yetişeceği gibi pek tatlı, lezzet, rayi- ba ve nefmset ilibarile pek mükemmel olur.. ispalya duvarlarının irtifa 2,53 metre kadar oluğsa kâfidir. Bahçelerin- de duvarları olmıyan merak sahibi kim- seler, ispalya halinde meyva ağaçları yetiştirmek için, hususi veya tah- tadan duyar yaptırarak istifade edebi birler. Duvarlardan başka o bahçelerde telli çitalarda, kordonlarda da ispalya halin- de ve muhtelif şekillerde meyva ağaçları yetiştirebilir ki, bunu ileride diğer bir yazımızla izab edeceğiz. İspalya halinde meyva ağaçlarının na sl yetiştirileceğini ve bunlara verilecek kileri, mevsiminde aynca izah edece- aralıklar verilir. — Emredersiniz! Alman çavuş yerinden fırlıyor... Bir dakika.. uzun boylu, siyah saçlı, çipil bir adam!.. — Beni emretmişsiniz efendim!.. — Sizden bir şey soracağım, — Buyrun!.. — Buraya Polivas Mihâilesku is- minde bir Rumen Zabiti geliyormuş, tanıyor musunuz? — Polivas Mihailesku mu dediniz? — Canım, Romanyada esir edile- rek buraya getirilmiş... Genç bir tay- yareci!.. — Ha!. Evet evet!.. Şimdi tanr- dım. mösyö Polivas!.. Burada efen- dim!.. — Şimdi burada mı? —Evet... Arka salonda Yâzı yazı- yor... Yüzbaşı heyecanla yerinden fırlı- yor... Beni hemen onun yanına götü. | rünüz rica ederim. — Hay hay efendim!.. Önde garson, arkada yüzbaşı, bir çok masaların aralarından geçerek, perdelerle ayrılmış bir kapıdan küçük bir salona giriyorlar... İki yazı masa- sı.. üç dört sandalye.. köşede tuzun, eski bir kanepe!.. Kimseler yok... Yal- nız sol taraftaki masanın önünde bir adam olurmuş yazı yazıyor... Garson, yüzbaşıya dönüyor... büyüyor: Aspidistralar nani yetiştirilir? Göztepe B. Ali: Aspidistralar gü- zel bir salon, bal kon ve bahçe ne- batıdır. Diğer, zam- bakiye £ fasilesine mensup mebatlar gibi, © yaprakları İri, geniş ve uzun- dur. Yaz kış yeşil kalır, yaprakları" mı dökmez, hoş manzarak bir ne- battır. Sık ekilirse, ufak bir sakuıdu gümrah yetişen yaprak- ları ile bulunduklari yerleri, yeşil man- zara ile mükemmel süsler. Aspidistralar, müşkülpesend bir ne- bat değildir. Soğuğa dayanır, kâfi de- reede ratib bulundurmak şartile, hemen her yerde yetiştirilebilir. Yalnız fazla güneşten ve kuraktan müteessir olur ve yaprakları sararır. Aspidistralar; resmimizde görüldüğü gibi, nebatın yan köklerinden salan, yumrularile teksir edi Bu yumrunun her biri bir yaprak bi rular veya yanlardaki toprağı, kum, çürümüş gübre ve bahçe toprağı mahlütundan yapılmış balita toprak içerisine, ilkbaharda ekilirler ve bolca sulanarak yetiştirilirler.. bunları bahçelerinizin gölgeli yerlermde bulun- durmanız lüzumdir. Şayet, yapraklar sa- yarırsa, hemen sulu gübre, yani gübre şer- beti vermeniz lâzımdır. Bunların yaprakları, yeşildir; fakat be- yaz yeşil kanşık renkli, alacalı olanları da vardır. Aspidistra elatior Variegata bu cinstir. Semizotu yetiştirme tarzı Maltepe B. Ali: Mektubunuzu oku- duk; semizotu hakkında istediğiniz iza- hatı veriyoruz! Semizotunun, kanı tas- fiye edici bir hassaya malik olması ha- sebile, sıhhi ve oldukça iyi bir sebzedir. Semizotu bu aylarda ekilemez. Bunun ekim mevsimi şubat, mart aylarıdır ki bu aylarda kemale gelerek bol bol sarfe- dilir. Eti yemekleri, bilhassa çiy olarak sa- latası pek hoştur. Salatası, biraz başlana- rak yapılırsa daha iyidir. Semizotu, hemen her toprakta yetişe- bilir; maamafih bafif kumsal toprakları daha ziyade sever, Bunun tohumu küçük ve siyah olup kapsüller içerisindedir. Semizotunm ekme tarzı: Toprak gü- zelee bellenerek hazırlanır, çürümüş gübre ile gübrelerir, tavalara, parsellere taksim edilir. Badehu tohumlar kumla rılarak, serpme usulile, tavalar üzerine ekilir ve tırmıkla, hafifçe bir şe- kilde, karıştırılarek toprağa gömülür. Bundan sonra, parseller üzerine, az mik» tarda çürümüş gübre serpilir ve bir tah- , — İşte Mösyö Poliv&si Üstü kıvırcık saçlarla örtülü, genç, sarı bir baş!.. Ona doğru yürüyorlar... Hâlâ farkında değil adam!.. Garson yaklaşıyor... Almanca: — Mösyö Polivas; yüzbaşı sizinle görüşmek istiyor... Adam, başını kaldırıyor... İri elâ gözleri var... Kalın kaşlar.. sert müte- hakkim bir bakış!.. — Benimle mi?.. Yüzbaşı bir adım ilerliyor; — Evet sizinle Mösyö Polivası.. Adam biraz hayret ve karışık bir sesle önünde duran sandalyeyi göste- riyor... — Buyrun 0 halde!.. — Mersi!., Oturuyorlar... — İsmim Faruk... Türk topçu yüz- başısıyım!.. — Benim de ismim Polivas... Ru- men tayyare mülâzimiyim!.. Bir dakika süren bir süküt... — Size kardeşinizden haber getir- dim Mösyö Polivas!.. — Anlamadım!.. — Kürdeşinizden haber getirdim diyorum... — Kardeşimden mi?.. — Evet, matmazel Maryoradan ve halanızdan!.. Rumen zabitinin birdenbire gözleri TAVUKÇULU! Civciv ve piliçlerin mü- him düşmanlarından atmaca ve çaylaklar Piliç, hattâ ta- vukların, omühis düşmanları meyi nında, atmacala: ve çaylakların da pek mühim zarar- ları vardır. Bun- Jar, ekseriyetle, sa” bah manları ederek © piliçleri öğle za» hücum | Binaenaleyh, civciv ve piliçlerin bu 28” manlarda pek uzağa, tenha yerlere Kit” mesine mâni olmak lâzımdır. civarlarda, bilhassa bar damlarında, ağaç kovuk” larında, taş ve kayalıklarda yuvaların! yaparlar. tmacal, nede yeşilimtrak beys£ renkte, bir hindi yumurtası kadar, * tane yumurta yumurtlarlar. Bunlarda” 21:22 günde yavru atmacalar çıkar. Kw” Tuçka zamanı nisan mayıs aylarıdır Atmacalar Atmacaların' semada ( uçuşınaları #9“ kin ve yavaş, fakat buna mukabil yer© inişleri çok seridir; © kadar ki, yere in” mesile pilici veya tavuğu kapıp kaçmasi bir olur.. piliç almağa dadanan atmaca” lar, ayni rolü bir daha oynamak içim bir iki gün sonra tekrar gelirler | Bina” enaleyh, Bunlardan piliçleri kurtarmak için, bunları bekliyerek vurmak” suretile bunlarla mücadele etmek lâzımdır. Ya” but bunları takib ederek yuvalarını bul mak, yumurtalarını veya yavrularını © dürmek, kendilesini de vurmak icf eder. Bunlar en ziyade mayıs hattâ haz” yanda, yavrularım beslemek maksadilee piliçleri kapıp kaçarlar. Resmimiz pili$ ve tavuklara hücum eden atmacalarda birini göstermektedir. Kümes civarar” na vurulmuş bir atmaca veya karga ** mak, bunların oraya gelmemeleri içi” faydahd. ta ile toprak tazyik edilir. Bu suretle, ekildikten on, on beş gin sonra, tohum” İar intaş ederler ve ekildikten iki ay #0” va da, bu mevsimde, bol bol mahsul el de edilir. Havalar kurak giderse bir iki defa sulunır. Semizotundan tohum almak yatlüb ise: En iyilerinden, tarlada bir mikt#” bırakılır, temmuz ve ağüstes ayların: tohumlar kemale gelirler. Tohum kap” sölleri sararmağa | başlayınca saplar!“ dan kesilir, bir müddet daha güneşte ks rutulduktan sonra döğülerek, tohurnl elde edilir. Âdi semizotu, geniş yapraklı, sarı yap” Taklı, olmak üzere üç muhtelif nevi v8" dır. En makbulü geniş yapraklı semiz0t” dur, — Nereder tanıyorsunuz onlari? — Ben İbrail kolordusu zabitleri”” denim ve evinizde oturuyorum!.. — Ha!. Demek sizsiniz?.. — Evinizde oturduğumu biliyo mıydınız? — Kulağıma çalınmıştı. Bir Türk zabiti bizim evin bir odasını işgal €t” miş dediler, — Evet... Adamın, soluk sarı yüzünü kapi” yan hiddet bizaz seyrekleşir gibi ol” yor... Fakat gözlerinde gene ayni yi, şin, sert bakış... — Ne vakit geldiniz yüzbaşı? — Bu sabah!.. — Bu sabah mı? — Evet!.. Tayyare ile geldim!- — Yal. Rumen zabitinin hiç yüzü gülü yor... Alnında hâlâ karışık, derin yi sürü çizgi... Mırıldanır gibi konüfÜ) Mi Pe Demek halamı, kardeşimi yakı da gördünüz? — Evet; bu sabah gördüm!.- — Ne yapıyorlar, ne âlemdeler? vi — İkisi de çok iyi Mösyö Poli. Yalnız halanızın bu aralık xos, maları tuttu. ii — Kardeşim zayıfiamış diyo”. doğru mu?.. dari