Gül suyu, gül reçeli, gül şurubu Gül suyunu yapmak için gayet gü- zel kokulu çok gül almalı, Yaprakla- rini bir bir gülden ayırmalı. Büyük bir tencereyi yarısına kadar su ile doldurmalı. Ayıklanan gül yaprakla” rını içine atmalı, orta yerine bir saca- yağı koymalı, Sacayağı üzerine derin bir tabak yahut küçük bir tencere yerleştirmeli, Büyük tencerenin ka- pağını törs olarak kapamalı. Yani Üs- tü içine gelmeli. Bunun da etrafını hamurla kapamalı. Hazırlanan bu tencereyi ateşe koymalı. Tencere 1s1- nınca ve kaynamağa başlayınca ters kapanan kapak içine soğuk su dol- Gurmah. Tencere içinde su kaynayıp buhar olunca, soğuk su dolu olduğu #çin soğuk olan kapağa temas eder etmez su oluyor ve süzülerek sacaya- Eı üstündeki tabak tencereye akıyor. Buraya toplanan su gül suyudur. Ten- cerenin boyuna göre bir kaç saat ateş- te kaynatmak lâzımdır. Kapak için- deki soğı ru ısındıkça bir sünger ve- ya bezle alarak yerine soğuk su koy- mak lâzımdır. Gül reçeli: Yarım kilo okka gülü almalı. Yapraklarının obeyazlarını makasla kesmeli. Bir buçuk kilo pud- ra Amerikan şekerini porselen bir ka- ba bir kat şeker bir kat gül yaprağı olmak üzere İstif etmeli, Ağzına kuru bir bez örterek kapakla kapamalı, Diğer bir kap İçerisine güllerin ke- larını koymalı, üzerine yarım kilo kaynar su döküp bunun da ağzına derhal ıslak bir bez örtüp ka- pağını kapamalı. Bunları 48 saat böylece bırakmalı, Sönre n ağzı- nı açıp hamur gibi yoğurmalı ve bezi örterek kapağı kapamalı. Ertesi gün suyu süzüp bir kilo şekerle kestirmeli. İçerisine bir gün evvel yoğurulan gül yapraklarını ilâve ederek kaynatinalı. Kıvama gelince Iron suyu sıkarak ateşten in Gül şurubu: Bir kilo çok kokulu okka gülünün yapraklarını bir sırça veya porselen kaba koymalı, Üzerine iki bardak çok sıcak su dökmeli; yaş bir astar örtüp kapağını kapamalı, Bir kaç saat durduktan sonra kapa- ğını açmalı, yoğurup tülbentten süz- Meli ve bir bardak su ile iki Kilo şeker- den kestirilmiş şurup içerisine atmalı, Kıvama gelinciye kadar kaynatmalı, aleşten indirilir iken limon suyu ka- rıştırmalı. Şurubun kırmızi olması arzu edilirse kaynarken kırmızı suyu karıştırı Esad Mahmud Karakurd — Mariyal... Altı ayda bir, sevdiği kızın müsaadesile parmaklarının ucu- Du öperek, «bu gecelütfeder misin, yıldızların altında dolaşalım» diyen kurunu vusta Aşıklar, çoktan tarihe karıştı!... Şimdi tabiat ka- nunları hâkim herşeye!... Tabiat, ka- Ğını daima erkeğe tâbi tutmuştur!... 'Tâbi olan kadın bahtiyar olur!... Sev- diğin adamı gördüğün zaman, korka» €ak, tilriyecek, içinde dalma bir ür- perme duyacaksın!... Seven kadın, er- keğini dalma böyle görmek ister!... Erkek; kuvvetile, heyecanile kadını kollarının arasında mestetmelidir!... Faruk; kızın yanan esmer yanak- larını, avuçlarının içine alıyor... Ki- vırcık siyah kirpiklerinin arasında pi- nil pırıl parlıyan iri kara gözlerini, o- | run gözlerine di — Gel, gel benir iyor... Bakıyor... biricik, güzel sev- ince kollarını bir ka- ev renkli dudaklarını uzat; yeşil gözlerini yum; sonra ken- biran unutarak, bu senin için çu- için yanan erkeğin deli Plise elbiseler fevkalâde rağbetie- dir. Yünlü, ipekli, düz, emprime her ne kumaş olursa olsun Plise yapıl maktadır. Bir kaç model dercediyo- ruz; Kabak böreği Yapılması Kolay ve hafif bir yemek Bir kilo kabağı kazıdıktan sonra makineden geçirerek suyunu sıkmalı, İçerisine sütte kabarmış bir dilim iç ekmeği, tuz ve 260 gram makineden geçmiş gravyera yahut kaşer peyniri karıştırmali (İstenilirse beyaz peynir de konulabilir, Fakat miktarını daha az koymalıdır.) Ayrıca bir kapta çır- pılmış beş altı yumurtayı içine Dâve ederken bir Kaşık eritilmiş sade yağ da koymalı ve karıştırmalı. Hafifçe yağlanmış bir kaba boşaltarak firr- na salmalı. Beş on dakika sonra kabı dışarı çekerek Üzerine bir tabaka rendelenmiş leştirmeli ve tekrar fırma salmalı. Sonradan konulan peynir böreğin üzerinde kızarmış sakızlı bir tabaka teşkil eder. ECE uu Tefrika No. 60 Zabit, kollarını eçiyor... — Gel Mariya!... Gel, benim dün- yada eşi olmıyan güzel sevgilim!... Sa- ril boynuma!... Zabit titreyerek bir adım ona yak- Taşıyor... — Gel Mariya!.. Yalvarmamı İsti- | yorsun değil mi?.. Yalvarayım; fakat bırak beni sana tapayım!.. Budaha Ayi değil mi Mariya!.. Kız, tek bir kellme söylemiyor... Biran olduğu yerde sendelediğini gö- rTüyoruz... Birdenbire kollarını açı- yor. gözlerini yumuyor. ve sonra menbelı meçhul bir heyecan fırtınası içinde sarsılarak, kendini tam bir tes- Umiyetle zabitin boynuna atıyor... Yalnız iniltiye benziyen bir küçük sesle, bir su çırpıntısı gibi titriyen in» ce bir fısıltı duyuyoruz şimdi!.. — Faruk bey!.. Faruk beyi.. Benim güzel, merd, 6$8iz erkeğimi.. Kuşlar ötüyor hAlA!,,. Gökte mil yonlarca yıldız!., İki ay sonral.. 1917 senesinin sonbaharına giriyo- veya gravyera yer- | 1 — Ekose ince eteği plisedir. yünlüden tayör 2 — İnce jerseden tayör. Eteği pli- sedir. Ayni pliseden tayörün cepleri yapılmıştır. ipekleri nasıl yıkamalı? İpek çamaşırlar, uzun müddet da- yanması için, yıkanmalıdır: Leğen İçe e ince ince doğran- mış, yahut rendelenmiş sabun parça- ateşe koymalı. Arasıra karıştırarak sabunu eritmeli, Su fıkır fıkır kayna- dıktan sonra ateşten indirmeli, Ilık olunca yıkanacak çamaşırları İçine batırmalı, Elle yoğurmalı, katiyyen çitiememeli, Ilık suda bir kaç defa çalkaladık- tan sonra gölgeye sermeli. Daha nem- Miken çok kızgın olmıyan ütü ile üfü- lenmeli, Çok kızgm Ütü ipeklileri ya- kar, çabuk akmalarına sebep olur, Yapılması kolay bir tutkal Evde öteberi yapıştırmak için yapı lacak basit bir tutkal: Tük su içeri. sinde gömme arabik eritmeli, içerisi- ne bir iki parça #€kerilâve etmeli, Gayet iyi yapıştıran bir tutkal olur, ruz... Umumi Harp devam ediyor... Kati neticeyi hangi tarafın alacağı hâlâ belli değil... Yalnız Rus cephesi tamamile inhilâ! etmiş Yaziyettedir... Almanlar Odesayı işgal ederek İbra- Wdeki Tuna orduları başkumandan- kığını bir ay evvel oraya nakletinişler- dir... İbrailde şimdi yalnız Türk ko- lordusu bulunuyor... Cephelerde sü- künet devam etmektedir... Yüzbaşı Faruk bey; Mezuniyetini ratına alınmıştır... 'Bu iki ay zarfında İbrallde mühim bir hâdise olmadı. Yalnız Maryoranın erkek kardeşi bir &y evvel, bir Alman tayyareslle yaptığı müsademede ya- rslanarak bizim hatlara düşmüş ve | Almanlar tarafından esir edilerek İ Odesya sevkedilmiştir. Yalnız onun Odesada bir Alman askeri hastane sinde yattığını biliyoruz... Ondan sonra ne olduğu belli değil!,. Maryora büyük bir ıztırab içindedir... Gece gündüz ağlıyor... Dünyada onu bi- maye edecek tek bir kardeşi vardı. Onun da şimdi ne olduğunu bilmi- yor... Öldü mü, kaldı mi, yaşıyor mu?.. Hiç bir şey malüm değil! Yüz- başı Faruk bey; bu düşman tayyare- €den bir haber almak için elindeki bütün vamtalara müracaat ettiği İinlde bir netice elde etmeğe muvaf- fak olamadı. Odesa fle İbra'l arası, Rümenler tarafından kesilmiş öldü- & vi Bn ekin iş di belin late ları koymalı özerine su doldurmalı ve | , ye dizmeli. Yirmi dakika orta sıcak- bitirir bitirmez, gene Kolordu istihba- 3 — Emprimeden elbise. Eteğinin Ye blüzunun önü ile kolları plisedir, 4 — Şantungdan elbise, eteği plise- 6 — Siyah marokenden elbise. Ete- ği plisedir. Kemeri sarıdır, Çay sofrası Milanais biskulisi nasıl yapılır? Derince bir kap içeririne iki tamam yumurta ile bir yumurtanın yalnız sarısını koymalı, Bir çatalla çırpmalı, azar azar 125 gram ince şeker ilâve etmeli. Şekerli yumurta oköpürerek kabarınca içine 30 gram mekineden geçmiş iç badem, 125 gram sulandi- rılmış tereyağı ilâve ederek çatalla daha beş altı dakika Çırpmakta de- vam etmeli, ve azar #zar 125 gram elenmiş un atmalı, karıştırmalı ve ni- hayet irice parçalara taksim edilmiş 125 gram meyva şekerlemesini karış- tırmalı. Hamuru unlanmış mermer veya hamur tahtası üzerine merdane ile kalınca aşmalı ve kahve fincanı ile yuvarlaklar keserek unlanmış tepği- ikta fırında pişirmeli. ğundan istihbarat yapmağa, haber almağa imkân olmuyor! .. Bir aydanberidir Mihaileskuların evinde bir cehennem hayatı yaşanı- yor... Hala romatizmadan yatağa | düşmüş yalmaktadır. Kız, #*kardeşim, kardeşim!..> diye sabah akşam ağlı- yor... Faruk bey ise, Mariyanın bu ha'ine fena halde üzülerek, sinirleri harab olmuştur. Elhasıl berbad bir | hayat!.. Yağmur yağıyor... Sonbahar... Ma- riyanın evindeyiz... Hafif bir rüzgâr esmektedir... Ağaçların dalları Üze- rin titreyen sarı sonbahar yaprakları, rinde titreyen sarı sonbahar yaprakla- rı, havada uçuşarak, dönerek, yuvar- İanarak sokaklara dökülüyorlar... AJ- nın,, ıslâk camların üzerine yapıştır- Mış, karşı tepeleri seyrediyor... Sabah saaton... Telefon çalıyor... — Kızım; işitmiyor musun, koşsa- na telefona!., Maryora halasının yanından ayri- larak, telefonun bulunduğu köşeye Goğru gidiyor... Yirmi gün içinde Öyle zayıflamış, öyle solmuş sarar- miş ki!.. — Alo.. alo kimi istiyorsunuz? — Mariya sen misin? — Eveti.. — Ben Faruk!.. i , — Anladım sesinizdeni..” 8 Haziran 1837, Moda haberleri e «Üç renk modasın çok revaç” tadır. Etek, plüz, ceket, yahut mantoyu başka renklerde giyme ğe «Üçe renk modasm deniliyor. Etek, ceket bir renk, blüz başkö renk, şapka başka renk olursa 9 da «Üç renk» modadan sayılıyor. Bu üç rengin biribirine uymast lâzımdır. * Renkli musiini yarım sün“ Hm eninde şiritlere keserek biri- birine eklemeli. Sararak yumak yaptıktan sonra tığ iğnesi ile ör“ meli. Gayet zarif bidz ve eşarplar vücuda gelir. Çamaşırları valansiyen dan- teli le süslemek modadır. Yünlü dantelden, yahut eta” minden mantolar çok giyiliyor. Beyaz ipekli olomandan blüz modadır. Siyah Beyaz modası bu ya? gene baş göstermiştir. Beyaz el- bise ile siyah şapka ve eldiren, siyah elbise ie beyaz İruakar manto, ve siyah beyaz emprime çok görülüyor. Kenarsız ve başın ortasind giyilen büyük vualetli şapkalar geceleri çok giyiliyor. Göğüs, bel ve kalça N Nişantaşı Macide: Fransada kullanı" lan (Taillen - maneguins) şunlardır: Ne 40 — Göğüs: 87, bel: 67, kalça 92 san* tim. No, 42 — Göğüs 90, bel 70, kalça 95 santim. No. 44 — Göğüs 94, bel 73, kak ça 100 santim. No. 46 — Göğün 98, bel 76, kalça 104 santim. No. 48 -— Göğüs 102, bel 80, kalça 110 santim. Kolların beyaz ve yumuşak olması için Haydarpaşa Yeldeğirmeni B. Y. | * Kellarinizin cildinin beyaz ve yumuşak olması için her gün bikarbonatlı su ile kollarınızı yıkayınız ve dirsek yerine sün“ ger taşı ile masaj yapınız, cildinizdeki pürüzleri geçirir. Geceleri yatarken ayni miktar limon suyu ile gliserini karıştırarak kollara el lerden başlıymak omuzlura kadar masaj yapınız. Çocuğun boyunun uzaması için Muçka Nahide: | - Spor yaparak 60” cuğunuz boyunu uzatabilir. Bu hususta en iyi fikri doktorunuz verebilir. Yol yü* rümenin çok faydası görülmüştür. j 2 — Omuzların genişlemesi için iyi nefes almanın dahli vardır. Kızınıza şar” kı dersi uldırımız. Derin ve muntazam nefes almasını öğrenir. — Mariya; bir saat sonra Odesayâ gidiyorum!.. Kız, birdenbire kırıyor... — Ne diyorsunuz Faruk bey?. — Bir saat sonra, Odesaya gidiyo” rum, diyorum!.. Çabuk kardeşin için bir mektup hazırla!.. — Fakat!. Zabit kızın sözünü kestyor!.. — Anlatırım sonra! .. Şimdi vakit geçirme sen!.. Hemen şimdi geliyo” rum!.. Telefon kapanıyor!.. ... Bir saat gonra... Mihalleskuların evi... Faruk bey hazırlanmıştır. . Ke napenin Üzerinde kalın bir palto ile, siyah kocaman bir kalpak duruyor. — Demek sırf benim için bu kada” büyük bir tehlikeyi göre alıyorsunuğ Faruk bey?.. — Mariya; bir dakika seni ıztırap” tan kurtarmak için değil böyle KÜ çük bir tehlikeyi, bütün bir ömrü gö” se alabilirdim!.. Kumandan; «bu em” ri kim götürmek ister» dediği zamdan, kardeşinin Odesada olduğunu hatır” Yıyarak, biran düşünmeden «ben!.? diye buğirdım. Evvelâ â istemedi. Öyle korktu yecek diye! «muhakkak gideceğim: dedin yet kabul etmeğe mecbur kaldı Tivi k bir sesle hay“ r etlini, nihde bak el Ün