'TAVUKÇULUK: a Sabit ve fenni bir kümes nasıl olmalıdır? e Tavuk besliyenlerin, besledikleri ta- vuklardan azami randıman alabilmeleri ve tavuklarının daima sıhhatte kalmala- nı, telef olmamaları için barınacakları kü- meslerin behemehal fenni bir şekilde ya pılmış olması ve bu gibi kümesler dahi- Tinde tavukların beslenmesi, yetiştirilme- si lâzımdır.. Bundan evvelki bir yazımız- İa, portatif 8-10 tavukluk bir kümesin nasıl yapıldığını izah etmiştik; şimdi de Tesmini dercettiğimiz şekilde, kümesin nasıl yapılması icab eti edelim: Bir kümesin sıhhi şerait dahilin- de yapılması için, ohun mutlaka ahşab veya kâgir olmasına lüzum yoktur. Yeti- ir ki, en ucuz malzemeden yapılmış ve fenni şeraiti ihtiva etmiş bulunursa mat- lub maksat temin edilmiş olür.. Fenni bir kümes inşasında aramlan en mühim mesele, tavukların adedine göre, lüzumu kadar vüsat ve genişlikte, ziyadar, havadar yapılmış olmasıdır. Kümesler; rutubetli, sert şimal rüz- gârlarından masun olmıyan yerlerde ya- yılmamalıdır. Güneş © tamamile kümes © içerisine girecek ve yüzü kıbleye gelecek arka ta- rafı manialarla örtülmüş olması lâzımdır. * Güneşin tamamen kümesin içerisine gir- mesi için, kümesin kapı ve pencereleri- nin daima kıbleye doğru yapılmış olması icah eder. Resmimizde görülen kümes modeli, fenni bir şekilde, tahtadan ya- pılmış zemini kaldırım ve üzeri çimento ile avanmış bir kümestir. Kapi ve pen- cereleri mazbut, Rarareti muhafaza ede- bilecek bir şekilde yapılmıştır. Kümes içerisinde o muntazam ve 40 santim aralıklı tünekler ve folluklar var- dır. Yapılacak kümesin vüsati tavuk ba- şına hesap edilerek yapılmalıdır. Mese- Yâ: 10 tavuğa 1,5-2 metre mürabbaı bir vüsat verilirse kâfidir. Maamafih daha büyük olmasında zarar yok, bilâkis fay- dası vardır. Ezcümle, tavuklar, kümeste uzun müddet kalırsa buna mutlak ihü- yaç vardır. © Kümesin irtifar 2-2,5 metre, genişliği irtifaile mebauten mütenasip olmalı; uzunluğu da tavuk adedine göre veril. melidir. Tavuk adedi azalınca, verilen ebad da bir nisbet di de azalır. Kümesin çatısı öne veya arkaya doğ- ru meyilli olması, üzeri ya kiremitle ve- yakut hususi kumlu muşambalarla örtüle müş bulunması icab eder, Pencereler kapaklı ve kâmilen tel ör- SEBZECİLİK: İri, güzel iiğnler elde etmek için ne yapmalıdır? Tohumları kânunusani, şubat aylarin- da, sıcak yastıklara ekilerek elde edilen domates fideleri 3-4 yaprak olduktan sonra başka bir yastığa şaşırtılır; bir ay kadar burada köklendikten sonra, top- rağile beraber çıkanlarak, asıl tarlasına dikilirler. Fidelerin dikme mevsimi mayıs niha- yetine kadar devam edebilir. Domateslere tarlada yapılacak tımar: Bahçede yerlerine dikilen fidelere 15-20 gün sonra hafif bir çapa vurulur. Erken mahsul almak için, şiddetli ih- tiyac görülmedikçe, ilk mahsulün hasa- dıma kadar, domateslere su verilmeme- lidir. Yalnız, sık sık oçapalamalı ve su ihtiyacını çapa ile telâfiye çalışmalıdır. Birinci çapadan on beş gün sonra ikin- ci bir çapa yapmalıdır. Domatesler sik domatesleri ise sırıkları, fidanların yan- larına dikmelidir. Fidanların alt yap- rakları, diplerinden süren koltuk dallar, piçler kesilir ve ana dallar rafya ile sırı- ğa bağlanmalıdır. Sınğa bağlanmayı çi- çek açmazdan evvel yapmak lâzımdır. Domateslerin diplerine, boğaz deldu- rulursa fena olmaz. Domatesler, çiçek açıp meyva tuttuk- tan sonra, bir çapa daha vurmalıdır. Do- matesler hafif kızarmağa başladığı za- wan artk ukça sıkça, ve her öç günde bir, su vermelidir. Mahsul alındığı müd- detince sık sık sulamak lâzımdir., attıkça, hereğe bir kaç yerinden bağlamak lâzımdır. Sırığa diplerindeki yapraklar ve canibi sürgünler koparılırmsa daha iyi olur. Bunun gibi, domateslerin fazla dalla- nın uçları alınırsa, elde edilecek doma- tesler daha kuvvetli ve iri olur. Köklere, sulu gübre şerbeti vermek te çok faydalıdır. Bahçelerinizdeki doma- teslerden salça yapmak arzusunda. ise- niz, domateslerin iyice kemale gelinciye kadar kökü üzerinde baraka tav- siye ederiz. Salça veya pelteye en elverişli olan domatesler sulanmıyan, kır domatesidir. İlk teşekkül eden domateslerden, en lerini ve en düzgünlerini tohumluğa ayı» rınız ve uzunca bir müddet kökler üze- rinde bırakınız, ondan sonra*toplayinız; bir tahta üzerine koyarak yüneye bıraki- nız, bir müddet güneşte kaldıktan son- ra, el ile parçalıyarak, bir tel kalbur üzerinde, ezip yıkayarak tohumlarını el- de ediniz, badehu bu tohumları, bir bez Üzerine sererek kurutunuz ve bir bez ke- seye koyarak muhafaza ediniz, ertesi se- ne bunları ekiniz. gülerle kaplanmış olmal, kapının altında veya yan tarafında, tavukların girip çık- sması için birer delik bulunmalıdır. Tavuklar kümese girdikten sonra, bü- tün kapı ve pencerelerin okapanması lâzımdır. Ahşaptan 'Yapılacak kümesin kuru ve geçme tahtadan yapılmasını tav- siye ederiz. Bağlarda, âdi yârma aşısı nasıl ve niçin yapılır? Eski zamandan- | beri mali olan bu aşı usuli, şim- İ Gi de bekle Amerika anaç as- yialarını aşılamak için, en ziyade tat- bik olunuyor. e Zira gençlerde aşı ihtiyarlara nazaran daha ziyade kolaylıkla kaynar fakat, bazan buna mecbı £ vardır. Anacı Amerikan asması, kalemi fena bir cins ye üzümden aşılanmış bula- nursa, bu takdirde, istediğiniz nefis bir üğüm- cinsinin kzlemini anacı ihtiyar olan asmanın bir veya iki dalı üz. yarma kalem aşis vurularak aşılanabi- lir... Aşı resmimizde görüldüğü gibi yapı- har. Aşılanması ma'lıub Amerikan anacı- açılır, asmanın boğazından i sathından veya bir santim aşağınından, kütük ufkan kesilir ve ke- silen yüz, keskin bir çakı ile perdahlanır, Bundan sonra kesilen kısmın ortasından 4-5 santim derinliğinde bir yarık yapılır, bundan sonra en iyi bir cins asmanın B B kalemleri iki kalem dibindeki kısmı her iki taraftan yontulduğu vakit bir tarafı da- ha kalın bırakılır - bıçak sırtı gibi - böy- Jece hazırlanmış olan B B kalemleri ana- cın yarığı içerisine, katiyo tabakası « tabakai müvellideleri - yekdiğerine ta- mamen gelmek üzere, kalemler yerleş- tirilir. Eğer aşı kalemi ile anaç ayni kalınlık. ta ise kalemin iki ciheti müsavi kalınlık- ta olmak üzere yontulur ve her ikisinin tabakai müvellid. kalem yerleştirilir. leri” birleşmek çartile Anaç pek kalın değilse, yalnız bir ka- lem vurulur. Şayet anaç kalın ise resmi- mizde görüldüğü gibi kalem varu- lur ve bu takdirde kalemlerin her iki ci- heti müsavi kalınlıkta yontulur. Aşlanan her iki kalem (tuttuğunda, ertesi senenin ilkbaharında bir tanesi hazfedilerek bir tanesi bırakılır. Şayet anaç kalemlerden çok daha ka- ın olursa, kalem yarığa yerleştirilirken Anaç ile kalemlerin harici kısımlarının ayni hizada olmalarına - hacet yoktur. Çünkü, anacın kabuk kısmının kalınlıği- le kaleminki ayni değildir. Bu sebepten kalem ve anatın tabakai müvellidelerinin iyi bir şekilde tetabuk edebilmeleri için kalem, o anaçtaki yanğa (yerleştirirken, kalemin weu biraz içeriye doğru meyil- Tendirilir ve bu suretle maksat hasıl olur. Aşı kalemi, anaca tatbik olunduktan Esz1 Mahmud Karakurd SON — Pek âlâ; isterseniz bir daha mua- yene edelim. Hattâ kendisine de aça- am, sonra karar veririz! — Hay hay!.. Bu üç adam; sağ tarafta, içiçe iki kapıdan geçilen büyük bir odaya doğ- ru yürüyorlar... İçlerinden birisi, ar- kalarından gelen bir hasta bakıcıya sesleniyor... — Çavuş; üçüncü koğuştaki yüzba- şı Faruk beyi, arabaya koyup geti- rin!,, Ameliyathanenin elektriklerini de yakın; şimdi muayene edeceğiz!.. — Emredersiniz elendim!.. Gene hararetli hararetli konuşa- râk odadan içeri giriyorlar... Ameliyathane... Yüzbaşı; on beş dakikadan beridir, ortada üstü beyaz muşambalı masida yatıyor... Bir ölüm ıztırabı içinde soğuk terler dök- mektedir... Sapsarı bir yüz... Büyük cami gözler!.. Korku ve dehşetle dok- torların yüzüne bakiyor... Avurtları gökmüş, rengi değişmiş, tıraşlı yüzü- me bir ölü sarılığı yayılmıştır! ECEL.. Tefrika No. 50 işte ayağı tekrar sarıyorlar... On da- kikadanberi başbaşa vermiş bu yara- hı ayağı tetkik eden doktorlar, öbür tarafta ellerini yıkamaktadırlar... Da- kikalar geçiyor... Her biri ölüm gibi, kâbus gibi çöken dakikalar... Nihayet doktorlardan biri, havlu ile ellerini kurulıyarak, hastanın yanına yaklaşı- yor... Dudaklarında yalancı bir te- bessüm... Hasta bakıcının elinden tülbendi alarak, zahitin alnındaki ter damlalarını siliyor... — Sıkılıyorsunuz galiba yüzbaşı; merak etmeyin, korkulacak bir şey yok henüz!. » Yüzbaşının soluk dudaklarında biran ince bir ses titriyor... Can çeki- şen bir adamın son nefesi gibi bir esl, — Doktor ayağımı kesecek misi- niz?., — Vallahi henüz karar vermedik Faruk beyf.. ü — Kangren mi? 2 — Daha o da belli değil. ; Zabitin birdenbire çenesi titriyor... Gözlerinden soluk yanaklarının Üstü- ne doğru iki damla yaş süzülüyeri- — Demek sakat kalan kolumdan sonra, şimdi bir de!.. Susuyor... Dudaklarını ısırıyor... Ağladığını göstermemek için başını sola doğru büküyor... - — İlâhi Faruk bey; çocuk musunuz siz yahu!.. Daha henüz verilmiş bir karar yok dedim. Kendinizi üzmeyi- niz. Zaten zayıfsınız; uyuyamıyorsu- nuz kaç gecedir! Üstelik bir de şimdi böyle kendinizi!,. Yapmayın, yapma- yın; kuzum yapmayın!.. Zabitin boğazına hıçkırıklar sapla- — Doktör; yalvarırım size; kesme- yin ayâğımı!., bi darılacağım ar- « Çocukluk ediyorsunuz! Ben sizi daha cesur bir adam zanneder. dim doğrusul.. Zabit, Içi buğulu gözlerini, kirpik- lerinin arasından çevirerek operatö- Te bakıyor... İnlitiye benziyen bir ses... — Otuz bir yaşındayım ve seviyo- rum doktor!.. Tek bir kol, tek bir ayakla yaşıyamam ben!.. Bu ei den daha beter! « Birdenbire silkinerek, çirpınarak yerinden kalkmağa çalişiyor... Hay- kırıyor... Bağırıyor!... « — Hayır hayır; öldürün beni, fakat, Ryağımı kesmeyin!.. Yalvarırım sizel, Merhamet odin, acıyın, beni tek ayak- Pi K il . Bu tarzda aşı, bir se- Yen nelik asmalardan başlıyarak en ihtiyar kütüklere varıncı- ya kadar icra edilebilir. Ancak, bu usul yarma aşıda muvaffakıyet, genç asma- larda ibtiyarlara nazaran daha fazladır. Apartıman balkonlarını süsliyen sarkıcı ve sarılıcı çiçekler Balkon ve taraslarda © yetiştirilmesi kabil olan bir çok kıymetli çiçekler var- dır ki, çiçeklerinin güzelliği, yaprakları- nın hoş manzaralarile, bulundukları yer- leri mükemmel denecek bir tarzda, de- kore ederek herkesin nazarı dikkatini celbederler. Bu gibi çiçekleri gümrah, bol yetişe- bilmesi için, ekilecekleri saksı veya kap- ların sathi olmaması lâzımdır. Bu gibi sarılıcı ve sarkıcı nebatlarm. bulundurulacağı toprağın bol gübrelen- miş olması icab eder. Sakuların daha hoş manzara arzede- bilmesi için, telden yapılmış sepetler içe- risine saksıları koyarak balkon tavanla- rına, Yesmimizde görüldüğü gibi, asılma- #1 ve balkon kasalarına dikilmesi daha muvafıktıri Sarkıcı nebatlar şunlardır: I — 'Asparagüs Sprengeri; kuvvetli toprağı sever, mutedil bir şekilde sula- mak lâzimdir. kuru bırakılırsa yaprakla- nn döker. Kışın çok meak yerleri sev- mezler., 2 — Tradeskante telgraf çiçeği, göl- geli yerleri sever, yeşil, kırmızı muhtelif renkte yaprakları vardır. 3 — Campanulla Mayi; bütün yaz puserun mavisi renginde çiçekler açar, kışın don olmıyan yerlere koymak lâ: zımdır. 4 — Begonin hybr. Penduls gül kır- muzısı Tenginde parlak sarkıcı çiçekler açar, kışın don olmıyan yerlerde muha- faza etmelidir. 5 — Lobelin Richardsoni fevkalâde zarif, mavi, çok çiçek açar, 50-60 san- tim kadar dallanarak boylanır. 6 — Glechoma Hederasea bsyaz, alacalı renkli çiçekler açar. 7 — Pelargonien Artigen güzel, yu- varlak yapraklı sarkıcı bir çiçektir. Bunların hepsi senevi sazkıcı nebatlar- dandır. Bazıları ertesi sene tekrar sürer- ler. Lonicera bracypoda, yaprakları sa- rımtırak renktedir. Ficus stipulata tırma» mıcı nebatlardır. Resmimiz, balkonlarda bulunan bu çiçeklerden bir kısmını gös- termektedir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecke (AKŞAM) ın ziraat mütehassısı her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak. suallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- tuplarm üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin ilâvesi 14- zımdır. sonra, aşı mahallinin C kısmından ihlâ- mur kabuğu veya rafya ile bağlanır ve etrafı balçık çamurile sıvanır, macunla- nir. Kalemin ucu da beş santim kadar ince toprakla doldurulur, örtülür... Kanaryelerin ötmemesinin sebebi Erenköy B. İhsan: Kanaryenizin öt mediğinden bahsediyorsunuz. Yazdığı mız şu noktalara ehemmiyet vermenizi tavsiye ederiz: 1 — Kanaryelerin düşmanı kediler- dir; bunlar tarafından taciz edilmemesi- ne dikkat ediniz. 2 Sabahları, kanaryenin bulundu” ğu kafesi güneşli bir pencereye asınız. Sabah güneşinden kanaryeler çok hoş- lanırlar. Güneşin tasi kafesin yeri yere asmalı, işte bu suretle, defa, bulunduğu yeri değiştir- mek lâzımdır. Kafesin yeri değiştirilince, kuşun hali iskandil edilmelidir. 3-— Her sabah kalesi taze yeri ve taze su vermelidir. 4 — Kanaryeler, sabahları, suda bam- yo yapmağı çok severler. Bunun için ya kafes içerisine - alt tahtası aldındık- tan sonra - ve yahut kapalı bir odada, kafesin kapısı açılarak önüne, genişçe, çok derin olmıyan bir kaba su koymalı ve orada bırakmalı, kanarye, kimsenin bulunmadığı — bir zamanda suya banyosunu yapar. Bir iki saat sonra su tabağını tekrar kaldırmalı. Kafesi de te- mizlemelidir. i bir kafesin temizlemeli, Banyosunu kafesin haricinde yapmağa alışmış olan kanarye, yem yemek üzere tekrar kafese girer, ondan evvel bir müddet dışarıda uçarak, egzersiz yapar. 5 — Kanarye dişi ise, civar odalardan birinde bir erkek kanarya bulundurul- malı ve ötmiyen kanaryenin kafesini de ince bir bezle örtmelidir. Bu tarzda ka- narye eşini kendine celbetmek maksadi- le, ötmeğe başlar. 6 -- İncir, yeşil salata gi iha açi cı yemlerin verilmesini ihmal etmemek lâzımdır. Bunlara riayet edildiği takdirde - şa- yet kanarye hasta değilse - mutlak öt- meğe başlar. Neticeyi bize bildirirseniz, hastalık sebeplerini de izah ederiz. Bademlerdeki kurtlar Kadıköy B. Kâmil: Bademlerde gör- düğünüz kurtlarla, şimdi mücadele yap- mak çok müşküldür. Sonbaharda akaç- lar yapraklarını döktükten sonra, fazla dalları kesersiniz ve ağacın altına düşen yaprakları kurtlu bademleri, yaprak ve dallarla beraber yakarak imha edersiniz. Badem ağacının etrafındaki toprağı sü- Ter ve üzerine 1çz halinde, sönmemiş kireç atarsınız. Bununla beraber, kışın, | kı- sım kireç, 2 kısım kükürt, 13 kısım suyu karıştırır, yarım saat kadar, toprak demir bir kapta kaynatınız. Ka; ma esnasında zeyi olan su kadar mah lüle tekrar su koyarsınız, bunu badana İuçasile, ağacın gövdesine badana eder- siniz. Bu suretle ağacın gövdesinde sak- lanmış olan haşere -sözfeleri ve haşere yumutalarını itlâf etmiş olursunuz. Bu Mâcr komşunuzda badem varsa, onun ayni zamanda yapması lâzımdır. ya la, bir avuç Sokak çamuru gibi fırla- tıp kaldırımların üstüne atmayın!. Öldürün, ne olursunuz; öldürün be- nil. Hasta bakıcılar omuzlarından tu- tarak onuzorla zaptetmeğe çalışı- yorlar!.. Öbür taraftaki doktorlardan biri, o sırada hasta bakıcıya işaret ediyor... İki kelimeli tek ve kısa etimlelerle yapılan bir muhaverel., Pir api öbürü cevap veriyor... ; < Bekliyelim mi? A yor... Başçavuş yatağının ucunda... — Saat kaç çavuş?.. — Sekiz; yüzbaşım!.. — Ne diyorsun bu kadar uyudum mu ben?.. — Evet; bütün gece hiç uyanmadı- nizl.. — İlâcın tesiri olacak!., — Belki!.. Kolları ile yatağı dayanarak şöyle doğrulmak istiyor... Başını çevirerek pencereden bakıyor... — Ne güzel bir bahar sabahı!.. « — Çok güzel yüzbaşım; güneş te © kadar ılık ki!.. — Yaz geldi!. — Evet!.. yi Susuyor... Başı gayriihtiyari öne doğru düşüyor... Kirpiklerinin ıslan- — Bundan sonra benim için; ne yaz, ne bahar, no çiçek var çavuş!. Yalnız karanlık, yalnız gece, yalnız Karanlık geceleri, Kolunu ağır ağır uzatarak mikerin elinden tutuyor... — Ben ne bedbaht insanmışım me- ğer çavuş!.. Ne yaptım ben Allaha; söyle ne yaptım?.. Niçan ben! böyle tahammül edilmez ıztıraplar içinde inletiyor! , Asker, yanaklarının üzerine düşen bir damla yaşı göstermemek İçin he» men başını çeviriyor... (Arkası var) “ ğe EEEFEES OD OOHRHEYEFHEF LE -A - Yi. Gİ “nuna DO