24 Mayıs 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

24 Mayıs 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

erme TET #EŞAM Sam 5 SİYASİ İCMAL Belçikaya verilen ehemmiyet Avrupadaki Beynelmile siyasi faa- | Osloda imza edilmiş iktisadi anlaş- | Hiye'lere Londra ve (o Parizlen sonra Belçikanın o payitahtı Brüksel başli- ca mwrkez oldu. Fransa hariciye nazı- TI B. Delbos Londradun Pürise dön- dükten sonra alelneiz bazı siyasi müzakere ve temaslar yaparak Ne men Brüksele gitmişti. Arkasından Lehistan hariciye nazırı Buron Beck geldi. Leh hariciye nazırının arkasından bütün İskandinavya devletlerini tem- sil eden Norveç hariciye nazırı Kot dahi Briksele geldi. Ayni zamanda Romanya veliahdı prens Mişel bera | derinde Rumen devlet adamları ok | duğu halde Belçika kral hanedanın ziyarete gelmiştir. (Bu ziyaretlerin hepst de mühim siyasi maksadları ts- | #ihdaf ediyor. İskandinavya devietle- ri Fransa ile ittifaktan ayrılarak ken- düleri gibi tam bitaraj olan Belçikayi gerek siyasi işlerde gerek iktisadi me- selelerde İsveç, Norveç, Danimarka, Piniândiye, Hollanda ve Lüktsenburg- dan mürekep olup Norveç payitahtı | Çocuk taşımak Büyük medeni şehirlerde çocuk, çocuk arabalarile gezdirilir. (Fakat parası olmuyanlur çocuklarını kolla rında taşırlar. Pek medeni olmıyan yerlerde ise Anası çocuğunu sırtında taşır. Pariste, çocuğu sırtta taşımak için kuvvetli bir cereyan var. Londrada ise anneler küçük bir iskemleyi sırtlarına Koyup çocuklarını arkala- rına aliyor ve öyle yürüyorlar. Bakalım bizde de sırt hamallığı kalkarken, çocukları sırtta taşımak moda olacak mı?... Kârlı iş Parisli bir berber, cenubu gari #stasyonundan bir müşterisine kü- çük bir paket gönderdi: Bu pakede mukabil müşterisi 5 frank verecekti. Bir kaç gün sonra berber bir mek- tup aldı: Para emrine hazırdı. Mek- tupta şöyle deniyordu: «Parayı garın gişesinden alınız. "Ancak 50 santim pul parası, 6 frank 65 santim de sevk ücreti vereceksi- nİZ>» Anlıyorsunuz ya, berber 5 frangı almak için üslelik 2 frank 55 sanlim verecek. Kârlı iş doğrusu!... Yeniden elli temsil Alfred de Musset'in eseri olan Chandeller'i Komedi Fransez yeni- den sahneye koydu ve bu hafta el- inci temsili kutladı. 1848 denberi Komedi Fransezde bu eser iki yüz elli sekiz defa oynanmış oldu. Seksen sekiz sene zarfında Chan- delier iki yüz sekiz kere temsil edil- mişti, Yeniden sahneye konup elli kere oynanması üzerine matbunt: — Halle eski oşaheserlere orağ- bet ediyor, Komedi Fransez, mah- zene attığı eserleri yeniden oynama» lıdır! diye neşriyata başladı. ma maya. dahil bulunan. zümreye Belçi- kays da soğarak bütün şimali Avru- pa devletlerini her hal ve ihtimale Karşı müttehiden hareket edecek bir yrup haline sokmak istiyorlar, Lehistan ile Belçikanın Almanya i- le kendisi gidi yalnız başına anlaşa- rak tekrar büyük devletlerin grupu- na dahil olmamasına çalışıyor. Fransa #se yeni Lokarno misakına Belçikayi her hangi suretle sokmak istiyor. Ro- manya dahi kendisi gibi büyük dev- letlerin yolu ortasında bulunduğunu” dan Belçka üe aynt siyasi esaslar ü- zerinde yürümekte fayda görüyor. İngiltere ile Pransa Belçika başve- kili Kont Von Zeelanda cihan iktisad konferansını toplamak üzere hazırlık yapmak gibi şerefli bir vaziyet vermiş olmaları bu devleti hiç olmazsa ma- nen kendilerine Dağlamak içindir. İşte muhtelif fikir ve gayelerin sev- kile Brüksel devletlerin siyasi faali- yetlerine mühim bir merkez olmuş- tur; Feyzullah Kazan Nev-York Fransız ülkesi İ Az Kalsın Nev - York şehri Ftan- sızların olacakmış. Gem demiyo Hattr tesellüm edecek heyet Adanadan Fevzi- paşaya gidecek Cenup şimendiferlerinin de hükü- metimizce teslim alınmasına Önü- müzdeki birkaç gün içinde başlana- cak ve hat 15 hazirandan itibaren devlet demiryolları tarafından işleti- lecektir. Hattı hükümetimiz namına teslim alacak olan; devlet demiryolları işlet-/. me müdür muavini Şevki, kalemi mahsus müdürü Riza, Nafia müfef tişlerinden Fahri, şimendifer umuru hukukiye müdürü Haydar, malzeme müdürü Taceddin ve daha bir çok mü- Miras yüzünden kardeşini vurdu Cinayette mirastan başka kadın parmağı da bulunduğu sanılıyor Adanada Karasoku caddesinde 132 numaralı manifatura mağazasının sa- Amerika o tarihşimaslardan. biri | anlatıyor: 152418 Liyonlu gemiciler | Çine gitmek için Ümidburnundan daha kısa bir yol ararlarken bir ara- | hk begüm Nev - Yorkun bulundu- ğu Manhatian adasına çıktılar, fa- kaf çok durmadılar, gene denize açıl- dılar. | 1609 da adaya Hollandallar çıktı | ve Yeni - Amsterdam ismini ver diler. O zaman, bugün Nev - York de nen şehri Hollandalılar kırmızı de rililerden 375 franga satın almış muşlardı. Gi Sal Perşembe günü Pariste Galliera | müzesinde: «1800'den 1900'e kadar- Ki kıyafetler sergisi açıldı. Sergide beş yüzden fazla, kadın ve erkek elbisesi teşhir ediliyor. Bunlar arasında. Jozefinin. bir elbisesi, arka- sında seyisi oluran bir eski araba, ikinci imparatorluk devrinde umu- mi meclis âzalarının giydiği bir de es- vap var. Roozveltle Mikey hur Mikeyini yalnız çocuklar sever ve zannetmeyiniz ki, o sevimli canlı İ resimden hoşlanan yalnız biziz. Ame- rika, Relsicumhuru Mikeye ödeta âşıktır. Bay Ruzveltin küçük ve hususi bir sinema salonu vardır. Boş zaman- larda oraya gider ve yalnız Mikey filimlerini göstertip seyreder. Küçücük birfareile koca bir mii- Tetin mukadderatını elinde tutan bir © Yukarıdaki resimlerde Pendik mektebinin beşinci sınıfı B şubesi talebesi tablat dersinde görünüyor. Talebe muallim Hakkı Barlasın nezareti altında Sulu pilin nasıl yapıldığını ve zillerin nasıl işletildiğini tetkik etmektedir. | fir. hipleri olan Hacı Mustafa oğlu Yusuf ve Ali isminde iki kardeş arasında miras yüzünden bir münakaşa çık- mıştır. Yol üzerinde cereyan eden bu dil kavgası Çarşı hamamının yanına ge İ ince şiddetlenmiştir. İki kardeş yumruklarını sıkmışlar ve biribirleri üzerine parçalarcasına atılmışlardır. AL alta, üst üste gelen 'bu iki kardeşin boğuşmasını ayırmağa zabıta kardeş katili Yusufu yakala» mıştır. Yusuf tevkif edilmiş bulunu- yor. Alinin: yerası ağırdır. Meselede bir aile ve binnetice bir kadın parmağı da olduğu sanılmak- tadır. Süne haşereleri Seyhan: vilâyetinde haşere ile mücadele başladı rinde yapılan süne mücadelesini ted- kik için gitmiş olan merkez ziraat mücadele fen memuru bay Salih Erk» man 10 gün süren tedkikleri bitire- rek şehrimize dönmüştür. Karataş mıntakasında görülen kesif süne yav- ruların atrap denilen. âletle topla- mak için mıntaka memurunun neza- retinde jandarma, köy bekçileri, heye- 4 ihtiyariyeleri yardımile köylüler seferber edilmişlerdir. Süneler ekin biçilinciye kadar toplanıp'imha edile- Ceklerdir. Diğer nuntakalarda, evvel- ce yapılan esaslı mücadele sayesinde pek az sina yavrusune tesadüf edil- miş, hububat kurtarılmıştır. Cüzi miktarda bulunduğu halde gene mü- cadeleye devam edilmesi kararlaştırıl- mıştır. Süne mücadelesile beraber mücade- le müdürlüğü ayni zamanda pamuk- lar esaslı bir kontrol altında bulun. duruyor. Yapılan tedkiklerde yalnız pamuk yaprak bitlerine tesadüf edil- miş gerekli tedbirler alınmıştır. Çü- mg çifliğinde bu haşere görülmüş. Orme biz eioayal Osmaniye (Akşam) — Osmaniye. nin, Gebeli. köyünde bir kadın yüzün- den, Mehmed. oğlu Mehmed. isminde birisi eniştesi Mehmed oğlu Ahmedi kama ile sol memesi üzerinden ağır surette yaralamıştır. Yaralı hastane- ye sevkedilmiş ve suçlu yakalanmış- TİYATROYA DAİR: DÜNKÜ ve BUGÜNKÜ MİZANSEN 'Molyer devrinde bir temsil Seyyar tiyatro kumpanyaları Pa- rise yerleştikleri zaman, henüz tiyat- ro binaları mevcut değildi Şehrin meydanlarına, salaştan sahneler ya- parlardı. Dekor boyalı bir perdeden ibaretti. Kulisler de boyalı tahta pa- ravanalaris örtülürdü. Boyalı perde- nin bir yanı bir evin iç manzarası, di- ğer yanı bir sokak manzarasıydı. Va- kanın geçtiği yere göre perde değişti- rilirdi. Bugünkü tiyatroda da fon teş- kil eden boyalı perde çok kere hölü kullamlmaktadir. Mölyer de Pürise ilk yerleştiği zâ- man böyle bir salâş yaptı, Sonra Kral- meleri önüne geçilemiyordu. Böyle bir temsilden bahseden Mal- herbe diyor ki: «Kraliçe geldi ve kalabalıktan içe- ri giremeyince fena halde kızdı, geri döndü. Bunun üzerine kral da tiyat- rodan çıkıp gitti. Halka kralın gilti- ğini haber verdiler. Halk kral gitti di- ye oyun oynanmıyacak zannedip da- ğılmağa başladı. Tiyatro tenhalaşın- €a kral ile kraliçe tekrar: geldiler, oyun başladı.» <Cidx in fik temsili o kadar kalaba» ık olduki, aktörler, hasılattan biraz olsun kaybetmemek için seyircilerin sahnede durmalarma razı oldular. Ondan sonra bu âdet hükmüne gir- di ve bir asra yakın bir zaman birinci sınıf seyireller için sahne üstünde yer ayrıldı. Seyireilerle dolu bir sahne üstünde mizansens imkân yoktu. Molyer, ken- di eserlerinin bugünkü gibi oynandı- fanı görememiştir. O zaman aktörler sahneye çıkarlar ve halka karşı dö- nüp rollerini ezber okurlardı. 18 inci asrın ortalarında tiyatro Meraklısı bir zat; Kont Larage; al törlere - sahneye seyirci almamaları, şartile - 12,000 lira. verdi. Bu suretle sahne fuzuli kalabalıktan kurtuldu. İşte asıl mizansen o zaman doğdu. Aktörlerin sağdan, soldan, sondan gi- rip çıkmaları, konuşurlarken, söyle- diklerini Bareketlerile tebarüz ettir. mek imkânı hasıl oldu. Sahnede gö- rünen odaya, kapılar, pencereler ya- pıldı. Rejisörün lüzumu duyulmağa baş- adı. ... 18 mel asrın sonlarında trajedi ile komedi dramatik arası eserler görün- dü. Bunlar melodramdir. Bu melo- dramlarm her vakası başka bir yerde geçtiği için her perde de dekor değişi- yordu. Romantizm, sahnede cereyan eden vakaya hâs havayi nesimiyi yarattı. Ondan sonra tariht eserler oynandı. Romantizmden sonra halk komedileri revaç buldu. Nihayet sahne eserleri, sosyal etüd- ler haline geldi, sahnede hakiki ha- yat canlandırılmağa başladı. Bunun Üzerine rejisör vakaylin havayi nesi- misini tesbite başladı. Sahnedeki sa- Jonun tavanı, pencereleri, ocağı vardı. 1887 den sonra artistler sahici Kol tukta seyircilere arkalarını dönüp oturmağa başladılar. Sofra sahnele- rinde sahiden yemek yediler. Bu seyircileri sinirlendiren bir şey- di. Bu yeniliği ekseriyet yadırgadı. Pariste ilk defa seyirciye arkasını dö- nüp konuşan, sahnede sahiden ye- Teyan ediyor. Bu doktorun içtimai va- ziyeti nedir? Ayda kaç para kazanır? Bin lira diyelim. Ayda bin lira kaza- nan bir doktor yüz elli liralık bir apar tımanda oturur, Muayenehanesi, has- taların bekieme salonu, misafir sal0- nu, yemek odası, yatak odaları var. dır. Her şeyden evvel bu evin maketini yapmak lâzımdır. Bu maket yapılır. Sağda. Bu oda sokak üstü müdür? Evet. Şir halde pencerelerden ışık gel- mesi lAzım, Soba pencere önüne ku- camlı. Şu halde elektrik yanınca bus- lu camların aydınlanması lâzım. Doktorun evi, tıpkı bir doktor evi gibi hazırlandıktan sonra, mizansen yani. aktörlerin giriş vaziyetleri, han reketleri mantıki bir şekli alır, Reji. sör aktöre: — Rolünü oku, der. İlk söz ne söy« değil mi? Tamam, çalışma odan sağ- dadır. Sağdaki kapıdan çık... İşte bu minval üzere piyes sahneye konmağa başlar. Başka bir yazımızda Türk tiyatrosu İle Sovyet, Pransız ve Alman tiyatro- Yarının mükayesesihi yapacağız. © | Selimi İzzet Sedes Seyhan vilâyetinde 3600 domuz vuruldu. Bir kaç aydanberi Seyhan viliyeti bölgelerinde devam. etmekte olan do- muz mücadelesine ziraat müdüriyeti tarafından son verilmiştir. Bu yıl yapılan mücadelede 3600 do»

Bu sayıdan diğer sayfalar: