Yumurtadan çıkan civcivleri nasıl beslemelidir Bağlarda Mildiyoya karşı Civciv çıka ak zevkli bir iş olduğu de beslemek © kadar mühim ve müşkü ce bir meseledir. Maamafih, bazı mühim noktalara dikkat ve riayet edildiği tek- dirde, çıkan civcivleri omuvaffakıyetle büyüterek kuvvetli civcivler elde etmek kabildir. Civcivleri yu tarzda beslemeli” dir. Yumurtadan çıkan civcivlere 24-30 saat kadar hiç bir şey verilmemelidir. verilirse yediklerini hazmedemiyerek bu yüzden barsak hastalığına yakalanırlar. Civcivlere verilecek ilk gıda iyi piş- miş, katı kıyılmış yumurta sarısı ve ba- yat ekmek içidir; yalnız ekmek içi ile yumurtayı ayrı syn vermek daha iyidir. Ekmek içini de sulu süt ile ıslatarak ver- melidir. Bununla beraber, arasıra pişmiş pirinç kırıntısı veya ince öğüdülmüş bulgurdan, azar azar ve günde 4-5 defa verilirse Şu tarzda yapılan lapalar civcivlere çok iyi ve faydalıdır. Mısır veya arpa unu, bir miktar ince kıyılmış ve haşlan- mış barsak veya işkembe, sulu süt, kıyıl- mış salata veya marul bir miktar ince kemik tozu, bunlar güzelce karışunla- rak, birlikte bir hamur yapılır ve bu ha- murdan beher civcive 25-30 gram he- sabile azar azar verilir. Lapa çok katı olmamalı, suluca olmalıdır. Bununla be- raber, civcivleri buğdaya alıştırmak için, gayet ince kırılmış buğday vermelidi Ezilmiş yulaf, kenevir de civcivlere gok faydalıdır, iyi besler. tedariki kabil olduğu takdirde, yapılacak lapalar içe- risine kan da ilâve edilebilir. İnce kıyılmış bir halde salata veya marul vermeği de unutmamak lâzımdır. Civcivlerin yemlerini toprak üzerine de- Zil, hususi tahta veya çinko kaplara ko- yarak vermek icab eder. Günde üç defa taze su vermek, bunu hususi suluklara koymak lâzımdır. Civcivlere yemlerini, anasının yanın- da vermemelidir; anasını ayrı, civcivleri ayrı beslemelidir. Bunun için bundan ev- velki, hindiler için tavsiye ettiğimiz bes- Teme kümeslerini, bunlarda da istimal etmek faydalıdır. Gazetemizde İntişar eden riraat yanlarının iktibâsı ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecek (AKŞAM) in ziraat mütehassısı her nevi ziraat bahislerine dair bupların üzerine (Ziraat muhar- Tiri için) kelimeleri. in ilâvesi W- — Yüzbaşı; susunuz diyorum size!., Yer, gök, deniz bu gece bizi şuursuz bir yürüyüşle sürüklüyor, çıldırtı- yor!.. Söylediklerinizin Yarkında de- gülsiniz!.. Gözlerimizin önüne keran- duğumuz feci vaziyeti unutuyorsunuz galiba? — Bir dakika dinlemeğe tahammül edin benit.. — Yüzbaşı; bir dakika değil, bir sa- niye bile dinlemek istemem sizi; anli- yor musunuz?.. Çünkü sizi dinleme- mek mecburiyetindeyim... Bu top- raklar için şu anda, siperlerde can ve- ren kardeşlerimi öldürmeğe hazırlan- mış bir düşman ordusunun zabitisi- niz siz! Memleketim, milli gururum, haysiyetim çizmelerinizin altında in- Yiyor bugün!.. Birdenbire başını kaldırıyor... Âde- ta bağırıyor... — Biz sadece iki düşmanız yüzba- 51! Ve daima da iki düşman olarak kalmağa mecburuz!,. — Hayır biz düşman değiliz Maryo- 141. Düşman olan memleketlerimiz, 15 Mayıs 1937. li BAĞCILIK: alınacak tedbirler Bağlarda, kül leme — hastalığın- dan daha fazla tahribat yaparak, üzümlerimizin kıy- metini o düşüren, bir hastalık varsa, o da Mildiye -pas- hastalığıdır. Hastalık, asmaların dal, yaprak ve çiçeklerine #hz olarak, mev- simin variyetine, hava şartlarına göre, az veya çok tahribat yapar. yaprakla- nn üst ve altlarında görülen sarımtırak ve muhtelif büyüklükteki Jekeler hastalı ğın tesirile olmuştur. Bu lekelere, parmakla o dokunulursa kolaylıkla çıkmaz. Lekelerin tesirile, yapraklar, az bir zaman sonra kuruma- ğn başlarlar. Keza asmanın filiz ve sür- günlerini istilâ ederek bu kısımları da siyahlaştırır. Mildiyonun en tehlikeli ve şiddetli şekli çiçeklerde görülür. Hasta- hığa tutulan çiçekler muhakkak kurur, dökülür, bittabi bundan dolayı meyva bağlamaz. Hastalık tanelerde fena tahribat ya- par. Esmerleştirir, o buruşturarak kuru- tur. Hastalık sari ve manlaridir. Hastalık- hı yapraklar toprağa düşer, ertesi seneye kadar hastalık mantarları toprakta kalır, bir yağmuru müteakıb yaprak! altı- na, ondan sonra da âsmunın in ak- samına sirayet eder. Hastalığın tesir şiddeti, bağın bakım ve idare, timar usullerine göre, az veya çek elur. Bu hastalığa karşı istimal olunan ilâç bordo bulamacıdır. Yağmuru müteakib, hararetin şiddetile hastalık görülür. Bu- nun için, yağmurlardan 3-4 gün sonra hemen ilâcı istimal etmek lâzımdır. İlâç yaprakların alt ve üstüne, sülük ve salkımlara isabet edecek bir tarzda, resmimizde görülen polverizatörle veri- Tir. Bir kaç defa ilâç istimal edilir ve has- talığın vaziyetine göre verilir. I — Asmanın filizleri 10-12 santim uzunluğunu aldıkta, umumiyetle çiçek açmazdan evvel, bu mevsimde, bugün- lerde verilir. 2 — İkinci ilâç, asmalarda meyva bağlama zamanına doğru. 3 — Üçüncü ilâç, asmalarda meyva bağladıktan 25-30 gün sonra yapılır. Maahaza, havalar pek yağışlı giderse bu ameliyatı tekrarlamahdır. Son zamanlarda Mildiyo pas hastalı- mektedir. Bunu, başka bir yazımıza bi- Takıyoruz. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda ziraate cit müteaddit yazlar ve mülehassısımıza sor. dukları meselelerin cevaplarını — Neyimir olursa olsun netice bir!. Siz şimdi mahmuzlarını şakırdatar rak, benim mukaddes topraklarım Üzerinde dolaşan bir düşman zabitin- den başka ne olabilirsiniz?.. Vazifem; sadece sizden nefret etmektir Faruk 'bey!.. Yalvarırım bırakın beni!.. Size karşı yaşatmağa çalıştığım nefret hisleri sönmesin bari içimde!.. — Maryora; insan çalışarak birisin- den nefret edemez!.. Niçin zorla ket» dinizi aldatmağa uğraşıyorsunuz?.. — Kendimi aldatmağa uğraşmak bile bana bir huzuru kalb temin edi. yor!.. Yapmayın Faruk bey; daman larında asil bir askerin kanını taşıyan biçare bir kızın hiç olmazsa içini ki» letmeyin!.. Size yakışmaz bul. — Maryora; bizim nihayet birer ir» san olduğumuzu hatırından çıkar» ma!., Her şeye rağmen biz de İnsanız!, Sarmaşık halinde, ufak turşuluk hıyarlar nasıl yetiştirilir? Eti oldukça gevrek ve tatlı, çekirdek” leri hemen hiç denecek kadar azdır. sarılıcı olması itibarile, bulundukları yer- leri, güzel yeşil yaprakları ve koyu ka- narye sansı çiçekleri ile süsliyerek bah- çelere müstesna bir manzara arzeder. Bununla beraber, ufak bir toprak sa- hasndan külliyetli miktarda hıyar elde etmek kabil olur. Ekme ve yetiştirme tarzı — Bu cins bıyarlar, iyi hazırlanmış, güzel bellenmiş bol gübrelenmiş, yumuşak toprakları s€- ver. Sülfat de Potas, Nitrat de Sude gibi kimyevi gübreleri, suda hallederek hı- yarlar çiçek açmak üzere iken, kökleri- ne birer maşrapa dökülürse verim kabi- İiyetini arttırır, Hıyar çekirdeklerinin dikme mevsimi nisandan başlıyarak mayıs sonuna kadar dikilirler, Dikmezden evvel, 1-2 gün kadar, çekirdeklerin suya konması ve ondan sonra ekilmesi lâzımdır. Çekirdekler 2-3 santim aralıkla ve 1,5-2 santim derinliğinde 15-20 santim fasılalarla üçer dörder tane, bir araya dikilirler. Dikildikten sonra her köke birer kürek kadar çürümüş gübre ver- mek faydalıdır. Hıyarların kolaylıkla top- rak yüzüne çıkabilmesi için, toprak yü- zünde, sulandıktan sonra, teşekkül eden kaymağın ufak el tarağile kırılması lâ- zımdır. Hıyarlar beş alti yaprak olunca, bun- ları sarılacak yerlere germek, iplerle tut- turmak lâzımdır. Bir kere bulundukları yerleri, sülüklerile yakaladıktan sonra, kendi kendilerine sanılırlar, o kadar sağ- lam tutarlar ki, bir dalda meydana ge- Ten 6-7 hıyarın sıkletine tahammül eder- ler... 25-30 santim boy atınca, hıyarlar fidan- larının boğazları toprakla doldurulur. Hava kurak gittikçe, arasıra sulanır. Hı- yar çiçekte iken katiyyen fazla su veril- memelidir, aksi takdirde çiçeklerini dö- ker. Hıyar bağlamağa başlayınca fidanla- nn köklerine bolca bir gübre şerbeti ve- muhakeme etmeliyiz!.. olmıyan bir kuvvetin tesirile birimi- xe yaklaşıyoruz!.. Hissin ve sevginin vatanı yoktur Maryora!.. — Faruk bey; tekrar ediyorum! Bizim ne duymağa, ve ne de sevmeğe hakkımız var!., Her şeyi bir tarafa bi- rakarak, hattâ babamın feci ve ebedi hatırasını bile biran unuttuğumuzu farzetmiş olarak söylüyorum; sizden gene nefret etmek meecburiyetinde- yim!., Nefret etmeliyim, nefret etme- e çalışmalıyım!., Çünkü... e kirpiklerinin arasında piril pi- ril yanan gözlerini yüzbaşının gözle- — Çünkü Faruk bey tekrar ediyo- — Maryora; yanlış düşünüyorsun, Biz evvelâ, sizin memleketinizi almas ğa gelmedik buraya!. Vatanınızda zerre kadar gözümüz yok!.. Bu güzel sema, bu yıldızları parlıyan gökyüzü, bu üstü karlarla örtülü dağlar, tepe- ler, denizler, her şey, her şey sizin ge“ 9e!.. Maryora İnan bana!., Biz dünya- hiç bir güzelliğe hasret çekmiye- kadar, hudutları tâ ufuklarda bi. ten büyük ve eşsiz bir vatanın sahibi buhunuyoruz!.. Tekrar ediyorum; memleketinizde gözümüz yok!.. Bura» ya muvakkaten geldik ve icab ettiği Biz elimizde gelir. olur, öld zedelenmiş, hıyar kurumuş olur. Pas hastalığına karşı: Bordo bulamacı nasıl hazırlanır? Bütün nebatatta, meyva, çiçek, seb- ze ve bilhassa bağlarda şiddetli tahribat yapan Mildiyo - pas - hastalığına karşı, göztaşı ve kireçten ibaret olan borde bulamacı istimal olunur; bali hazırda ye- gâne müessir ilâç ta budur. Hastalığın nebatatta, bağlardaki şid- detine göre, ilâç yüzde 1-2 nisbetinde yapılır. Gözteşı ve ona göre kireç mik- tarı demektir. Yapraklar körpe, küçük ve nazik bulunduğu birinci ilâçlama dev- resinde, yüzde |. İkinci devresinde yüz- de 1,5, Üçüncü devresinde yüzde 2 nis- betinde ilâcı hazırlamalıdır. Şu tarzda hazırlanır: Bir kilo göztaşı- mı, sk örülmüş bir sepet içerisine veya küçük bir torbaya komalı, bunu 50 Wt- Te suyu havi bir tahta fıçı içerisine daldı- Tarak asıp bırakmalı, bir müddet sonra göztaşı suda tamamile hallolur. Diğer taraftan, saf sönmemiş bir kile kireç alınır, bunu bir gaz tenekesi içe- Gsine kormalı ve on İitre su içerisinde halletmeli. Şayet sönmemiş kireç yerine sönmüş kireç kullanılırsa, kullanılacak kireç miktarı, göztaşmın 2-3 misli olma- sı lâzımdır. Söndürülmüş kireç iyice karıştırılır, bir tel elekten geçirilir ve yüz litrelik bir fı- çıya konur, üzerine 50 litre oluncıya ka- dar su ilâve edilir, bunun üzerine de ya- vaş yavaş dökmek ve karıştırmak şar- tile, evvelce 30 litre suda halledilmiş olan, göztaşı ilâve edilir, bu suretle yüz- de bir nisbetinde bordo bulamacı hazır- Yanmış olur. Göztaşının, kireç ile olan nisbetiri an- lamak için, yani bordo bulamacı hamı- zının kireç tarafından izale edilip edil- mediği satılan kırmızı turnersol küğndile muayene edilerek anlar eczanelerde İyi hazırlanmış bir bordo bulamacına kırmızı tarnesol kâğıdı batırılırıa hafifçe mavi olması lâzımdır. Şayet kâğıt kırmı- zi kalırsa bir miktar daha kireç ilâve edi- lir. Göztaşı fazla olursa yaprak ve dal- ları yakar, buna dikkat etmeli. Turnesol kâğıdı bulunmadığı takdirde, asmadan bir iki yaprağı mahlüle batırmalı, şayet yapraklar buruşuyorsa göztaşının fazla olduğu anlaşılır, gene bu takdirde kireç ilâve edilir. Hazırlanan bordo bulamacı Pulverizatörle asmalara serpilir. Diğer nisbette yapılacak bordo bula” macı da ayni suretle yapılır, fakat kireç ve göztaşı miktarı ona göre daha fazla rilir. Bu cins kıymetli hıyarlardan tohum 3lmak matlub ise, hıyarların tamamile kemale gelip sararmasına, yaprakların, saplarının kurumasına intizar etmek lâ- zmir. Kemale gelen hıyarlar toplanacağı va- kit çekip koparmak katiyyen doğru de- , keskin bir çakı ile kesmek lâzim- dır. Buna dikkat edilmezse bütün sek İ Limon saksılarındaki karıncalar İstanbul B. Sedad: mandalina Limon, portakal, saksılarının köklerinde topla nan karıncalara karşı: | kınm arsenik, 1/2 soda, 6-8 kısım şekerli suyu veya pekmezi un ile karıştırarak suluca bir hamur yapınız ve bunu saksıların üzeri“ ne koyunuz, karıncalar bu hamuru ye- mek üzere saksıdan çıkarlar ve yiyenler zehirlenip ölürler. Bununla beraber, sıcak kaynar su da, karıncaları itlâf edebilir, Bundan başka karınca yumurtalarını ibtiva eden sak sıların toprağını ilkbaharda değiştirme- nizi tavsiye ederiz. Meyva vermiyen kuru dalları, fidanlara su yürümezden evvel, keskin bir makas- la keserseniz bunları bu suretle budamış olursunuz. Asma neden tane bağlamıyor! Kadıköy B. Kâmil: Asmanızın tane bağlamaması, bunun silker cinsinden ok ması ihtimali vardır. Maamafih hastalı tesirile de olabilir, Silkmeye karşı alınabilecek tedbirler? 1 — Bu asmanın civarına damızlık vazifesini görecek olan Hacı oğlu Mahir beylerce veya gelin parmağı denilen ke- çi memesi gibi fecondante bir asmanın dikilmiş olması lâzımdır. 2 — Tezehhür devresinde k: göztaşı veya buna İgnzer hamız vermemek lâzımdır. Çiçek devamınca, telkihi teshil | ve les mine medar olmak Üzere, kör risine az miktarda kükürt koyarak, öğ- leden evvel veya ikindi zamanlarında, rüzgürsiz bir havada, yavaş yavaş kü- kürt havasını o somaklara (salkımlara) üç günde bir tekrarlamak şartile ve ta neler saçına kadar oluncıya kadar ver- meli ve bu ameliyeye devam etmeli. 3 — Eğer asmanızın meşvünemasi kuvvetli ise budamayı geç yapmak göz“ ler uyandıktan sonra yapmak lâzımdır. Uç almayı da çiçekten sonra yapmak icab eder. Şayet asmanızın neşvüneması zayıf ise, budamayı asmaya su yürümezden evvel ve uç almayı da çiçekten evvel yapmalı dır. Silkmeye karşı tavsiye edeceğimiz seyler bunlardan ibarettir. Bademler hakkındaki diğer sorgunuzun cevabımı sırası yelince vereceğiz. içlari Trabzon B. Mete: Galdiçyalar şü- ceyr halinde, iyi bir çit nebatıdır; akas- ya gibi tokumları toprağa yayılarak bu- Jandukları muhiti istilâ etmezler; çünkü bunun tohumları çok serttir. Katlama - Stratifiyeye tâbi tutmadıkça intaş et- mezler. Sık ekilirse güzel bir çit meyda- na gelir. Bunun yerine Maklora, Mazi de diki- lebilir. Çit için ekilen galdiçyanın G. Okcya kunla triyakanta nevi pek mak- buldür. Sık ekilirse biç bir şey arasından Geçmemek şartile iyi bir çit yapılmış olur. Mazı, Maklora da ayni vezileyi gö- rür, fakat bunların dikenleti yoktur. Bunlar, ekseriyetle çiçek bahçelerinde parsellerin ayrılmasında, kırkarak duvar şeklinde çit yetiştirilmesinde istimal edilir, neden içimizde biribirimize karşi zor- Ja nefret hisleri uyandırmağa çalışı- yoruz... Düşman; sizin âleminizde gözü olanlardır. Biz düşman değiliz!, Kızın esmer yanaklarında iki dam- Ja parlıyor... — Ah!.. Niçin, niçin tanıştık sizin le Faruk beyi. — Bu tanışmak bize saadet verecek Maryora, — Saadet değil; bilâkis bu tanış- mak bir felâket getiriyor Faruk bey!, Sizi bilmiyorum, fakat ben herhalde — Faruk bey; sevgiden, sevmekten ne kadar kolaylıkla ve ne kadar erken bahsetmeğe başladık biliyor musu- Biz?.., Gözlerini, gökte parlıyan yıldızla ra çevirip bakıyor... »— Yüzbaşı; haydi gidip yatalım ar- tık! Demin söyledim size; konuştuk- Jarımızın farkında değiliz! Çocukla» Şiyoruz... Tabiat bizi şaşırtıyor bu ge- cel., — "Tabiat, bizi şaşırtmıyor, yalnız cesaretlendiryor Maryora!... Zahit titreyen ellerini yavaş yavaş uzgtarak kızın ellerinin üslüne koy- mak istiyor... Kız heyecanla çekiyor... — Ne yapıyorsunuz Faruk bey?.. Zabitin dudaklarında ince, hafif, tülreyen bir ses ... — Seni seviyorum Maryora!.. — Rica ederim girelim artık içeri ' Zabit susuyor... Başı gayriihtiyari öne düşüyor... Gözlerinin içinde bu- Tanık, karışık parıltılar... — Peki girelim!.. Giriyorlar... Lâmba sönmüş, oda ha- #if bir karanlık içinde kalmıştır. Ayak- Yarının uçlarına basarak yürüyorlar... Hala, kanepenin üstünde hâlâ uyu- maktadır... Kız yavaşça elini zabite doğru uzatıyor... Fısıldar gibi bir ses... — Allah rahatlık versin yüzbaşı!,, Zabit, kızın ince, esmer parmakla” Tanı, içi yanan avuçlarının arasına alıyor, Sıkıyor... Sonra, bu parmakla rı ağır ağır dudaklarına doğru gölü Terek birdenbire öpüyor .. — Ne yapıyorsunuz yüzbaşı, sildin dınız mı? Halam görecek!., Zabit dinlemiyor... Duymuyor bile sanki onu!.. Yanan dudakları ile tek« rar tekrar öpüyor, birer küçük gül da lı gibi kıvrılan, titreyen bu İnce, es- mer parmaklardan!.. (Arkası var)