. İ T ER Kocaman bir fil uyuyordu. Küçük bir fi, kocaman filin ya- "nuna sokuldu, kuy- ruğunu çekti, ses. İendi: > Dan dana dan dan!. Hey büyük babat. Kocaman ol silkinerek — uyan- dı, şöyle bir başı- ” © nı çevirdi; azıcık çevirdi, malüm ya iler kolay kolay © harekete gelemez: ler. Kuyruğunu çeken küçük fili gör- dü: — Sen benim kuyruğumu çan İpi mi sandın? — Dan dana dan dan!... — Ben zana şimdi gösteririm!. Bu sefer hızla yarım sola döndü, yapışmış, daha hızla, ondan evvel yar rım sola döndü. — Dan dana dan dani... Kocama fil öfkelenmiş dönüyor, boyuna dönüyor, topaç gibi . dönü- yordu; amma küçük fil de, kuyruğun ucunda dönüyordu. Onu yakalama- nin, onu ele geçirmenin imkânı yoktu. — Görürsün sen!... — Dan dana dan dan!... Küçük filin göreceği bir şey yok- tu. Şeytan çekici gibi bir şeydi. Ko- caman fil ne kadar hızlı dönerse o da ondan daha hızlı dönüyordu... © Nihayet kocaman fil kesildi, şişti, "nefessiz kaldı. Solük almak için dürdu. “Küçük fil hemen yere atladı, yu- varlana yuvarlana, kahkahalar sa- Yura sarura giti. mm GARİP - Heykel 18 inci asırda Pariste beş tane heykel vardı; ri, I3 üncü Lui, i4üncülui(2 la He), IS inci Lui heykelleri, Bugünse beş yüz tans heykel vardır. toputopu 4 üncü Han- Meşhur Fransız edip ve mütefek- kiri Voltaire - heykel *düşmanıydı. Heykel aleyhinde bir çok yazılar yaz- mıştır. Siz şu kaderin cilvesine bakınız, yalnız Pariste Voltairein “üç tane heykeli vardır. 21 şubat 937 tarih- |27 şubat 937 tarih- li bilmecemizi doğ- (li bilmecemizi doğ- Tu - halledenlerden ru halledenlerden fotograf “makinesi |altın uçlu kalem kazanan Pertevni- | kazanan 6 cı orta yal tisesi talebesi | okul tilebesi Muammer Zübeyde "Küçük fil, kocaman filin köyruğuna | 24 Nisan 1937 m. zi jı Yy aya O YER: Kan Eğer büyük babası onu yakalasay- di kulaklarından çekecekti... Gel gelelm onu yakalamak için peşinden koşamazdı, çünkü torununu yakalı- yamıyacağına emindi... Yakslasa bile, o zamana kadar öfkesi geçecek. ti. İş onun kulaklarını hemen çek- mekteydi. Hem onun yaşı geçmişti artık. Ço- cukların kulaklarını içekmekte fay- dn bulmuyordu. Dişlerinin ucunu toprağa dayadı ve derin derin düşünmeğe başladı: Çocuklar eğleniyor. Kuyruğum sağlam, sapasağlam. Çan ipi de ol- sa kopmaz... Gözlerini kapadı. — istedikleri kadar çeksinler, ca- nım acımaz... İki dişi arasında hortumu dümdüz sarkıyordu. — Mademki canım acımaz vdrsın- Jar çeksinler. Oradan geçen filler fısıldadı: Dedemiz, başını dişlerine daya- mış böyle derin derin ne düşünü- yar?... Hiç bir şey düşünümüyordu. Uyuyordu. Japon ressamlarından “İto Hikoe Harbiye nezareline son yaptığı tab- lolardan birini hediye etti. Bu res- min bir hususiyeti var, Kırmızı renk- ler ressamin kanı ile boyanmıştır. Ressam bu kanı sol omuzundan akıt- mış. Bu tablo imparatorun ayakta bir resmidir. Ressam çok kan sarfetti- ğinderi uzun müddet yatakta yaf- mıştır, Kumbara SE, Amerikalılar konuşan bir kumba»- râ yaplılar. Kumbaranın aralığın- dan para atılır atılmaz, dile geliyor: — Mersi! diyor. Kumbara içine atılan paraya gö- re dile gelmektedir. On santim atı- sa iki kelime söylüyor, bir dolara nutuk veriyor, BiliYOR. MUSUNUZ ? Timsahlar Cenubi Amrikada, Amazon nehri kıyılarında pek çok timsah vardır. Amerika süvarileri, bu timsahları, İ ilmikli iplerle. avlarlar. İpi atarlar, İ ilmik boyunlarına dolaşır. Bu suretle timsahı. çekip sahile getirirler, ya- kalarlar, derisini yüzerler, sonra Sa- tarlar, | Bu araba 1876 da Flâdelfiya ser- gisinda teşhir edildi. Bugüne kadar bu biçim araba hiç görülmemişti. Hem yolcular rahat oturuyorlar, hem | de hayvan arabayı daha rahat çeki- İ yormuş, Güneş yi, | ) Güneş çok büyüktür. Saatte 109 kilometre yapan bir tren ancak 5 sene 3 ayda güneşin etrafını dönebi- lir. Kıyısından merkezine de ancak 20 ayda gidebilir. A... Çocuk Portreleri | Sümer Kızı esi | Kükreme duyu- İ sim) CÜCE TERZİ Newyorkta bir cüce terzi var, Bu cüce terzi, yalnız vasaltan çok daha şişman- lara elbise diki- yor. Dükkânın ta- ında da, fanilâ ve donla bir er- kek resmi görülüyor. Bu terzi dünyanın dört bucağından siparişler alıyormuş, çünkü yaptığı elbiseler, şişmanları zayıf gösteri muş. Tabii mümkün olduğu kadar! BEKÂRLAR KLÜBÜ ın «ihtiyâr * kızlar» i vardır. Bu klübün âza- ları siyah giyi- yorlar ve saçları- nı kesmiyorlar. Bu klübe gi- rehler “evlenmömeğe yemin ediyor- lar. Hepsi de meslek sühibidir. GÖRÜNMİYEN ADAM Bundan sonra insanlar güze gö rünmiyebilecek - Z lermiş. Londralı vi bir bilgin bir alet m: icad. etmiş, bu Wp: aletle bir insan tamamile veya kısmen gözden kayboluyormuş. Yolda kafası görünmiyen bir insa- dan dolaştığını görmek çok hoş olu- yor diyorlar. Bazan yolda gidenler, kaldırımda bir çift iskarpinin kendi kendine yü- rüdüğünü görüp afallıyorlarmış. Şu alet buraya da gelse de biz de görsek. KADINLA HAYVAN Annamli bir ka- dın çocuğunu sal- larken müthiş bir yor. Hemen ço- cuğunu kolları- nın arasına ali- yor. Kapıda bir kaplan görünüyor. Kadın çocuğu kucağında kaplana doğru yürüyor. Kaplan da ona doğru yürüyor. Kadın kapıya yaklaşıyor, kendini bir sıçrayışta dışarı atiyor, kapıyı kapıyor. Kaplan içeride kalr- yor. Köy halkı kaplanı yakelıyorlar, BiLM CAM KUMAN Bir Alman ke- mancısı cam bir Y keman . çalıyor- muş. Cam kema» nın sesi Gi; i yapıldığı cam ta- İ bil karılmıyan cinsten, Yakında bütün İ orkestraların cam aletlerden yapıldı- İ ğını görecek miyiz dersiniz? | Söylendiğine göre camdan flütler İ de yapılıyormuş. | YÜKSEKTEN ATLAMA Yüzücüleri da yükseklerden de- allamaklır. Böyle tehlikeli tecrübeler yapan- lar var, fakat ya ölüyorlar, yahut da atlamaktı ç Son günlerde bir Fransız yüzücüsü, çok yüksekten atlamak için iki ele birer ağır gülle almanın faydaların- dan bahsediyor, Bu suretle suya dim- dik inmek Kabil olacak ve suya değer | değmez d3 gülleler elden bırakılacak- miş... DEVEKUŞLARI Vasati Afrika- da ehlileşmiş beş yüz bin deve ku- şu vardır. Bu kuş- lar senede yüz bin kilo tüy veri- yorlar. Bir kilo İ deve kuşu tüyü 100 frank olduğuna göre hayli kârlı bir ticaret. Vahşi deve kuşlarını yakalımak için avcılar deve kuşu derisine bürü- nüyorlar ve onları böyle aldatarak yakalıyorlar. Bir de atla svlanıyorler. Deve kuştu çok hızlı koşar ama nuka- vemeti yoktur, çabuk kesilir, ÇORBA İÇELİM Bu akşam bize geliniz de bir çor- ba içelim tabiri eskidir. Bize ye- ocakta bir tence- re kaynardı. Bugün mutfaklarda elektrik kullanlmağa başlandı. Şim- | di öyle tehceraler var ki, içinde'on meğe buyrunuz demekti. Fakat | kilo et pişiriliyor. Yeniçeri kazanları i asrileşti!.. nite MECE İs: nsan 5 E Cc E CUMARTESİ 6 Harfiyim 6,5, 4 üm «damarda akar», 3,2, , Bilmecemizi doğru halledenlerden im etutuştur» mânasına gelir. .. birinci bayana: Bir dikiş makasile bir yüksük, birinci baya: Mürettiphane takımı, ikinciye: Çalar saat, üçüncüye: IRTA © rkadaşlar! Ma- lezya yerlileri en çok ne yemesini severler bilir mi- siniz? Timsah yu- murtası. Bir tim- sah yumurtası ile bir kişi doyuyormuş!.. ayrıca 200 karilmize muhtelif hediyeler verilecektir, 1 KÖPEK ici bir köpek - bu köpek Amerikalı bayan : Dorothi- nin (köpeğidir. Yeryüzünün en küçük köpeği. Bildiğimiz. bir çay fincanına si- yormuş: Çocuklara halledilmiş bilmeceler Bir ufacık mil taşı Dolanır dağı taşı?, Beyaz ile başladım Yeşil ile işledim, Allar ile bitirdim Dünyalara yetirdim?, — Güz. — Kiraz. Eden yapar, beden yapar Biçkısi yok, keseri yok Ben de bilmem neden yapar?, — Yuva Mesel mesel mati mesel Dili oynar, damak keser), * a — Makas Üstü yeşil düğmeli Dilim dilim dilmeli?, | — Portakal Bayan cama dayandı Eli kana bulandı?, — Pancar turşusu Şişim etten kemikten Kebabım gümüştendir?, — Yüzük.