16 Nisan 1937 m Yeryüzünde garib âdetler, gülünç itikadlar Bugün dünya üzerinde 136 milyon insan hâlâ bir değnek parçasından, bir demet saçtan imdad umuyor, hâlâ Kendi elile yaptığı kaba saba çirkin ve korkunç Haydi bunlar iptidai insanlar, | , o akılları ermediği, bilmedikleri İ için böyle yapıyorlar diyelim, | “weö) o fakatsaatkösteklerinde, boyun- 4 larında ve kollarında hayır ge- tirir diye bir takım fetişler taşı" ân medenilerin bu tarzı hare- Beri ne mana verelim? seyyahlâr bü kavimlerin garib itikat- Yarını anlattıkları vakit dünya üze- rinde elân böyle manasız şeylere ina nanlâr varmış diye hayret ediyoruz. Halbuki bir değnek parçasından, bir saç demetinden bir kökten, çirkin ve kaba süba oyulmmiş bir tahta heykel- cikten misdet umanlar ve bunların İyi Veyh' fena © tesirlerine inananlar tasavrurunuzdan pek çoktur, Öylele- ri var ki taşlarda, ağaç ve hayvanlar- da büyük kuvvetler farzeder, korkunç putlara tapâr, etraflarında iyi ve fe- na rulilârır, cin ve perilerin dolaştı- ğına kanaat ederler. Bu gibi itikat- ları * olan “insanların miktarı 136 milyon'tahmin ödüir, Afrikadaki zen- cilerin bir çoğü, Okyanusya negrito- ları, Amerikanın bazı yerli kavimleri ile Şinisİ Buz denizi etrafında yaşıyan bazi 'Kabileler dinleri ve kanaatleri itibârile hâlâ bu basamakta bulunu- yorlar. Eski msanlar anlıyamadıkları hâ-" diselerin doğurduğu korkular yüzün- den etraflarında gördükleri şeylerde tabiat üstünde kuvvetler tasavvur et- tikten'sonra; bir zaman geldi ki artık mabudunu Yalnız hayalinde büyüt- mekle iktifa edemedi, ona bir vücut vermek ihtiyacını duydu. İstediği va- kit owu görmek, onu dokunmak, kar- şısin& alıp'ona" yalvarmak istiyordu. Hattâ dediklerini yapmıyacak olursa mabudunu : cezalandırmak, dövmek ve kırmak bile aklından geçiyordu. İşte mabut şekilleri bu ihtiyaçtan doğdu. Putlar. ve. sütunlar dikildi, fetiş denilen tılısımlar yaratıldı. Bü- tün.bunları bugünkü insanlar arasın- da da mçvçut buluyoruz, Amerika yer- Mlerinden biri rüyasında bir hayvan yahut başka bir madde görür, bunun kendisine uğur getireceğine kınaat eder, uyanınca rüyasında gördüğü şeyin aynını tahtadan oymuya çalı- şır, artık bu maddeyi üzerinden ayır- mazğı. Artık bu onun fetişi olurdu. Cenubi Afrikada Kafirlerde felişle- ri sihirbazlar bulur ve halka dağıtır. Gine yerlilerinde fetiş sahibi olanlar fena ruhların tesirinden kurtulacak- larma inanırlar ve bütün dileklerini fetişlerden isterler, Fetişe karşı hisset- tikleri hürmet ve korku o kadar bü- yüktür ki bir fenalık yapacakları va- kit fetiş görmesin diye onları gizli bir yere sakladıkları olur. İptidai insanlardaki bu kanaati medeni olanlarda da bazan bulmuyor muyuz? Saat kösteklerinde, gerda- hklar ve bilezikler kenarında bazı kü- çük şekiller ve heykeller taşıyanlar bunları hayır getirecek birer tılsım saymıyorlar mı? Çarşı ve pazarlarda böyle ne tılsımlar satılıyor, hattâ mo- dem büyük mağazalarda bile bu tarz süsler bulunuyor. Bazı mele” de oraya gelen yabancı seyyahların en evvel aradıkları şeyler bu tarz ha- tıralardır. Meselâ Fas çaışılarına uğ- rıyanlar «Fatmanın elis denilen gü- müşten yapılmış küçük eli ararlar, Alaskada Tlinkit kabilesinde bir ba- lina tetemi - ortada başında tılsım olarak bir gergedan boynuzu taşıyan bir Boşiman - aşağıda: Borneo adası yerlilerinde köpek totemi İptidai insanların kendi ellerile yaptıktan sonra tapındıkları, mukad- des bildikleri çeyler fetişlerden ibaret değildir. Bir de «Totem» ler vardır, Fetiş tek bir madde olduğu halde to- tem bir kaç maddenin bir araya gel- mesile. vücut bulur. * Totemlerin en güzellerine Şimali Amerikada Kans- danın Büyük Okyanus sahillerine ya- kın yerlerinde ve Alaskada tesadüf edilmiştir. Burada yerli : kulübelerin- - den her birinin önünde yükselen Üüs- tü oymalı direkler görülür. Ekseriyet- le on on b:ş metre kadar yüksek olan bu direkler üzerine kaba tarzda bazı hayvan ve insan heykelleri oyulmuş- tur. İçlerinde 50 - 55 metre yüksekleri var, Direkler üstündeki şekillerden kimi bir ayı başını kimi bir kurbağa yahut bir kargayı gösterir. Bazları parlak renklere boyanmıştır, İçlerin- de İki asır evvel dikilmiş olanlar var- mış. Miktarları gittikçe azalan yerli- ler artık yeniden totemler dikmiyor- Jar, aralarında bunları yapacak sanat adamları artık yetişmiyor ama Ka- nada hükümeti mevcut totemlere ta- rihi bir kıymet vererek muhafazala- rına itina eder, bunları her sene bo- yatır, rüzgâr ve yağmurdan harab olup . gitmemelerini temine çalışır. Her sene Alaska ve Kanadaya bu to- temleri görmeğe giden seyyahlar var- dır, Bu totemleri tetkik eden âlimler bunların birer put olmaktan ziyade bir aile şeceresi âdeta bir «hüviyet varakası olduğunu söylüyorlar, Ku- lübelerin önüne dikilen bu direkler orada otuyanların, kabilenin hangi klanından ölduğunu gösteriyor ve cetlerinin kimler olduğunu bildiri- yor. Sınklar üstündeki resimler âde- ta ailenin bütün mazisini hulâsa et- miş oluyor. Bakınız nasıl: Amerika yerlilerinde, diğer bir çok iptidal ka- vimlerde olduğu gibi bir kabilenin ayrıldığı muhtelif klanlardanı her biri kendisi için bir-totem seçer. Bu totem ekseriyotle bir hayvandır. Bu intihabın menşeini arıyan bazı et- noğrafya âlimleri bazı insanların ken- di menşelerini hayvanlar ile karıştır. dıkları için bu intihabı yaptıklarını iddia ederler. Meselâ Çinhindin ip La- Ooslular köpekten indiklerini tasavvur ederler. Romalıların menşeinde dişi kurttan meme emmiş İki insan yav- Tüsu tasvir eden hurafa gibi Amerika yerlileri de kalanlarına totem için ayı, karga, kurbağa, balina gibi hay- vanları seçerken ayni tarzda düşün- müşlerdi. Şimdi tetemi #yı olün biri putlara tapınıyo 7 karga totemli bir kızile evlendirse evinin önündeki direğe her iki huyva- nin şeklini oyuyor, buna cetleri için- de kahramanlığı ile tanının; olanla- rın totemlerini ve bazı vakaları tem- sil eden şeklileri de ilâve ediyor. Bu totem direklerinin yerliler için, bir faydası daha var. Ayni klanden olan erkek ve kızlar birbirlerile ev- lenemezler, böyle bir hareketin cezö- & ölümdür. Bu cihetle bir delikanlı, meselâ kendisi karga totemli ise evi- nin önündeki direkte karga resmi olan kıza korte etmekten çekinir. Bazı ka- vimlerde başka bir kanaat daha var. Her delikınlı buluğ oyaşına geldiği vakit kendisi için totem olarak bir hayvan geçer ve bunun için en ziya- de hangi hayvanı rüyasında görü- yorsa onu alır. Artık o andan itibaren delikan- ıyı bu hayvanın ismiile çağırırlar ve bu hayvanın kuvvet ve kabiliyet leri ona geçmiş sayarlar. Fransız Hat- tüstüva inüstemlekesinde yaşıyan 'Bakalai'lerde bir adam kendi “otemi olan hayvanım etine el sürmez, bu et- ten yiyecek olursa karısının bu hay- vana benziyen çocuklar doğuracağın- öan korkar. Amerika yerlilerinden Omahalarda du tote sayılan hay- vanın eti yenirse iısanın hastalanıp öleceğine itikat ederler. Faik Sabri Duran Bergamada Kermes Kermese gidecekler için 100 ev hazırlandı Bergama (Akşam) — Bergama- da 22 mayısta yapılacak kermes dolayısile şehirde gerek temizlik ve tamirat cihelinden büyük bir faali- yet göze çarpmaktadır. Otellerin gelecek (ziyaretçileri is- tiap etmiyeceğine göre hususi ola- rak 100 kadar binanın da hazırlığı- na başlanmıştır. Bu meyanda köylerden gelecek ok atıcılarla cirit oyuncuları ve kal kan oyuncularının talimlerine baş- Janmasını komite kararlaştırmıştır. Karaman eczanesi açıldı Karaman (Akşaıa) — Bir buçuk aydanberi kapalı bulunmakta olan bura eczanesi açımıştır. Yeni eezaci- miz gelmiştir. G6 AKŞAM,ın Çocuklar için tertib ettiği resimli müsabaka Hayvan resimlerinin neşri bitti Eivelce de bildirdiğimiz üzere, müsabakaya iştirak etmek için (20) tane resmi biriktirmiş olan- lar, resimlerde gördükleri hayvan- Olan (hangisi hangisine düş man) ise onları yanyana yapıştı- np aşağıdaki adrese göndermeli- dirler: «Akşam güzetesi Çocuk dünyası resimli müsabâka memurluğuna Dikkat: 1 — Gönderilecek mektuplar. daki isim ve adreslerin okunaklı olması, 2 — Neşredilen (20) tane res- min tamam bulunması şarttır. 3 — Bu müsabakaya ald mek- tuplar (1 mayıs 1937 cumartesi) günü saat 17 ye kadar kabul edi- Yecektir, Tefrika No. 72, “İttihad me Terakki,, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Yazan: Mustafa Ragıb Kaçakçılar gevezelik ettiler ve sulkasd plânı meydana çıktı Binaenaleyh, Enver paşanın gaflet içinde bulunduğu hakındaki rakip- lerinin tahmini boştu. Yalnız şu muhakkak ki, Romanya cephesinde elde edilen omuvaf- fakıyetle kendisini bir kat daha kuv- vetli gören Enver paşa, son zamanlar- Ga aleyhinde yapılan propagandala- rın halk üzerinde o kadar müessir ol- mıyacağını zannediyordu. İşte Enver paşanın istikbalde va- siyete münferiden hâkim olmasına mani olmak ve harb muvaffakiyetle neticelendiği takdirde «İttihad ve Te- rakkiş nin iktidar mevkiinde bulunan rical ve erkânını devirerek kendi mü- temed ve yakınlarından mürekkep bir idareyi tesis etmesine mani olmak istiyen Talât bey, yukarıda bir çok misal ve vakalarla hikâye ettiğim şe- kilde, Harbiye nazırının aleyhinde va- ziyet almıştı. Bütün bu hadiseler, En- ver paşayı günün birinde ortadan kaldırmak, yahut - hiç olmazsa - nüfuz ve faaliyetine nihayet verecek kati bir netice elde etmek içindi. Atılan bir kurşun etrafındaki esrar esi... Aylardanberi hazırlanan tertipleri ve çevrilen entrikaları yakından ta- rassud ve takib eden Enver paşa, gü- nün birinde, evvelâ yakınlarının ve lüzum görüldüğü her an şahısların- dan istifade edebileceği kimselerin, sonra da -tapkı (Yakub Cemil vaka- sı) ında olduğu gibi - en yakın Fırka ve Hükümet arkadaşları tarafından kendi hayatının pek ucuza harcan- mak istendiğini, filen, gördü. Bu öyle bir hadise idi ki İstanbulda güpegündüz meçhul bir istikametten atılan bir kurşunun kalbine veya bey- nine isabet etmemesile hayatını kur- taran Enver paşa, sdn dylarda tahmin ettiği böyle feçi bir akıbete uğratıl- ması için, muarızlarının hiç bir fırsa- a kaçırmak isteinediklerini anlamıştı. * Bu suikasd teşebbüsü, zahiri şeklir, ne göre, çok basit görünüyordu. Fa- kat menbaları ve failleri okadar kalın bir esrar perdesi ile örtülmüş, okdar sinsi bir surette hazırlanmıştı ki bu- nun esrarını çözmek, mahiyetine nü- fuz elmek çok güçtü. Enver paşanın hiç beklemediği”bir saatte uğradığı"bu tecavüz nasıl ol muş ve ne netice vermişti? «İttihad ve Terakki» fırkacılığının gizli ve entri- kalı safhasında gömülü kalmış ve şimdiye kadar deşilmemiş bu hadise ile buna benzer vaka ve hareketleri burada deşmeğe çalışacağım. Enver paşa aleyhinde suikasd teşebbüsleri Talât beyin o tarihe kadar Enver paşa aleyhinde aldığı ve aldırdığı te- şebbüsler, ümid ettiği kadar, müsbet netice vermemişti, “Yukarıda da izah ettiğim gibi- Harbiye nazırınıri sabik * yaveri B. Şükrü imha ettirilemediği gibi Enver paşa aleyhinde yapılan propagandalar da Başkumandan vekilinin nüfuzunu kıracak ve do- layısile düşürülmesine zemin hazır- lıyacak bir vaziyet ihdas edememişti. Gerçi Yakup Cemil vakasından sonra Enver paşanın ordu haricinde ve «İttihad ve Terakki» içinde istinad ede- bileceği bazı yakın dostları, biahasa eski yaveri Mümtaz İzmite, Hüsrev Sami (şimdi Kars saylavı) ile Saban- calı Hakkı Kastamonuya sürülmüş- lerdi. Fakat günün birinde bunların bulundukları mahallerde tehlikeli bir vaziyete geçebilmeleri, yahut Enver paşa tarafından kendilerinden isti- fade edebilmesi ihtimali çok kuvvetli idi. Enver paşayı istinadsız bırakmak için ilk önce bu üç sürgünü tehlike verecek bir vaziyetten uzaklaştırmak Yâzımdı. Bunların sürüldükleri yerde meselâ hapsedilmeleri kabili değildi. Çünkü Divanı harbden her üçüde serbest bırakıldıkları hâlde o zaman Harbiye nezareti vekâletini yapan Ta- lât beyin emri üzerine İstanbuldan nefi edilmişlerdi. Binaenaleyh bunlar hakkında daha ağır bir ceza vermek, bulundukları yerde hürriyetlerini büs- bütün tahdid etmek imkânsı Talât beyle bazı arkadaşları, Müm- taz, Sabancalı Hakkı ve Hüsrev Sami- nin vaziyetlerini komitecilik usuliyle halletmeği muvafık gördüler. Ancak içlerinde en tehilkeli bir vaziyette gö- rülmesine rağmen sürüldüğü yer İzmit olduğundan dedikodusu İstanbula da- ha çabuk geleceği için B. Mümtaz hak- kındaki kararın geciktirilmesi lâzım- dı. İlk önce B.; Hüsrev Sami ile Saban- calı Hakkıyı ortadan kaldırmak mı vafık görüldü. Talât bey bu işe Bi- haeddin Şakir beyi memur etti. Ba- haeddin Şakir, Kastamonu ile yaptığı gizli muhabere neticesinde Taşköprü- lü iki tütün kaçakçısı çerkes elde etti, Bu iki çerkese biner Jlra verilecek, bu adamlar da buna mukabil B. Hüs- rev Sami ile Sabancalı B. Hakkıyi öldü- receklerdi. Bu adamlar, zaten kaçak- çı oldukları için bü işi yaptıktan sonra hemen kaçacaklar ve Kastamonu vi- lâyeti hududunu aştıktan sonra hi- maye edileceklerâi, Kaçakçıları teşvik etmek için kendilerine vadedilen bi- ner liranın yarısı peşin olârak veri cal Hakkıya münasib bir yerde ateş edeceklerdi. Burilar, parayı ak dıkları gündenberi şikârlarını takibe başladılar. Kaçakçılar gevezelik ettiler Ancak bu para İle adam öldürmeğe razı olan bu. İki şahıs, tahmin edildiği gibi ketüm değildiler. Kaçakçılar, bir taraftan kendilerinin himaye göre ceklerinden ömin oldukları için bü- yük bir cüret ve emniyet içinde bu işi yapacaklarını sanıyorlar, diğer ta- raftan da kendilerinin tanıdıkları kimselere, döstlarna Hüsrev Sami ile Sabancalı Hakkıyı öldüröceklerini - adetâ iftihar edrcesine - söylemek- ten çekinmiyorlârdı. ; anladılar. Buradaki muhit, çok mü- sald olduğu için Kastamonuya ne maksadla nefi edildiklerini şimdi da- ha iyi takdir ediyorlardı. Bu hel karşısında ilk yapılacak şey, doğrudan doğruya valiye müracaat ederek me- seleyi anlatmak ve hayatlarının teh- likede olduğunu izah ederek valinin nazarı dikkatini celbetmekti, Vali, işe şiddetle müdahele etti Vali B. Atıf (şimdi İstanbul saylavı)' B. Hüsrev Sami ve B. Hakkı aleyhle- rinde tertip edilen bü sulkasdan ha- berdar değildi, Kendi vilâyeti mmta- kasmda böyle bir hadiseye meydan veremiyeceğini B. Hüsrev Sami ve B. 'Hakıya temin etti, Vali, hakikaten hiddetlenmişti. Derhal bu iki kaçak- çıyı yana çağırtarak en küçük bir uygunsuzlukları görüldüğü takdirde kendilerini şiddetle mestl ettireceğini ve divanı harbe vereceğini tenbih etti, B. Atıf, bununla da iktifa etmedi. Kâçakçıları bulan, onlara İstanbul dan Bahaeddin Şakir beyin gönderdi- ği paranın yarisını veren Kastamönü daki «İttihat ve Terakki, kâtibi me- sulünü İstanbula şikâyet etli ve suj- kasdlar tertip etmekle harbin bu na- zik ve tehlikeli zamanında bu gibi vas kalar çıkarmak istiyen cemiyetin bü mümessilinin Kastamonuda çalışamı» yacağını Dahiliye nezaretine yazdığı kati bir tahrirat ile bildirdi, (Arkası vw)