29 Mart 1937 AKŞAM “ Sahife ? —— “Jttihad ve Terakki,, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Tefrika No.-55, Yazan: Mustafa Ragıb Enver paşa, muarızlarını şüpheye düşür- memek için kendini gafil gösteriyordu Son zamanlarda Hollivutta parlıyan yeni yıldızlar Simone Simon, Fernand Gravey, Madelein Carrol, Tyrone Power, Sonya Henye Hollivut (Akşam) — Simone Simon son zamanlarda Hollivutta parlıyan genç yıldızlardan biridir. Simone Si mon Fransızdır. Pariste çevirdiği Siyah Gözler ve Kadınlar Gölü, filimlerinde çok muvaffak olmuş ve her tarafta nazarı dikkati celbetmişti, * Bunun üzerine Fox filim şirketi artis» ti, tecrübe makamında bir filim çe virmek üzere Hollivute çağırmıştı. Simone Simon Hollivuta ilk geldiği zaman hiç kimse kendisinin muvaf- fak 'oldcağını ummuyordu. Bu kısg boylu, ufak tefek artistin de diğer bir çok Fransız artistleri gibi, bir iki filim çevirdikten sönra Fransaya dön | meğe mecbur olacağı (şüphesiz sayılık. yordu. Fakat zannedildiği gibi çıkmadı. Simone çevirdiği filimlerden hepsinde g muvaffak oldu ve Amerikalıları tes- hir etti. Fransız artisti Hollivuta gel diği zaman takdirkârlarından ayda ancak 40 mektup alıyordu. Genç Kır. lar yatakhanesi ve Aşık kadınlar filim- (5 lerini çevirdikten sonra aldığı mek- tupların yekünu altı bini buldu. A- merikada sinema artistlerinin mevkii mektupların adedlie ölçülür. Simone- nin ayda 6000 mektup almağa başla- ması hakikaten (sevildiğine delildir, Bunun için Fransız yıldızının Ameri- kadaki mevkii ve şöhreti emniyet al- tında sayılıyor. : Simone Simonun (Amerikada göl. ret kazanmasınm ilk sebebi, şüphe götürmiyen iktidarıdır. Fakat hemen hemen bu derecede tesir yapan diğer iki sebeb daha vardır. Bunlardan bi- rincisi artistin şahsiyet sahibi olma» sıdır. Filhakika Simone Simon başka hiç bir artiste benzemez. Ufak tefek, adten çocuk yapılıdır. Amerikalılar şahsiyet sahibi artistleri çok geverler. Bunun için Fransız artisti de sevil miştir, İkinci sebeb de artistin ismidir. Fransızlar Simone ile Simonu başka telâffuz ederler. Halbuki Amerikalılar ikisini de Simon Simon gibi okurlar Ayni ismin iki defa tekrarı Amerika- hların hoşuna gitmiştir. Artist bu yüzden kendisine iyi bir muhit hazır- Yamıştır. Fernand Gravey Son zamanlarda Hollivutta bir Pransız artisti daha şöhret kazan- mıştır. Bu artist Fernand Graveydir, Fransada çevirdiği filimlerle kendisi- ne büyük bir mevki yapan bü kıymetli artist bundan birkaç sene evvel yapı» Tan davet üzerine Holliyuta gelmişti. O zaman meşhur rejisör Herbert Wil coxun idaresi altında bir filim çevir. mişti, N Fakat bu filim pek parlak olmamış- tı. Genç aktör Hollivutta tutunamı. yacağını anladığından ikinci bir tec rübeye yanaşmıyarak Fransaya dön- müş, orada filim çevirmeğe devam etmişti. ” Geçen yaz rejisör Mervyn Leroy Fransız artisti yeni bir töcrübe için Hollivuta gelmeğe kandırdı. Artiste «Kral ve Şarkıcı kız» filminde mü- him bir rol verdi, Filim çok iyi oldu, hattâ hafıf komedi sahasında bir şaheser sayıldı, Bunun için Fernand Gravey artık Hollivatta yerleşmiş 52- yılahilir. Bir müddet dinlenmek için ta Young ile birlikte «Love iş News filmini çevirmeye başlamıştır. Diğer yıldızlar Fakat filim dünyasına yeni gelen bu aktör pek yufka kalbliye ben- &iyor. Çünkü daha şöhretini iyice te- min etmeden kalbini kaptırmışa ben- «iyor. Hem de kime biliyor musunuz? Diğer yeni bir yıldıza. Bu yeni yıldız Sonya Henyedir. Bonya Henye, sinemaya intisab etme- den dünyanın en büyük Skicisi ola- rak tanınmıştı. İkisinin dostluğu, he- nüz sinemada şöhret kazanmadan başlamıştır. İlk tanıştıkları zaman Tyrone Power Fox stüdyolarındaki yüzlerce genç mübtediden biri idi. Sonya Henyede filim âleminde tanın- mamıştı. Hattâ o kadarki rejisör Darryl Zancuk mis Henyeyi «Milyon- da bir» filminde yıldız yaptığı zaman herkes bu filmin ziyan edeceği kana- atinde idi, Çünü onlara göre mis Henye ne bir güzel kadın, ne de bir aktristi. Sadece büz üzerinde kayar gibi birdenbire kendine ilham gele- rek fevkalâde artistik hareketler ya- pan şişmanca bir kadındı.» Fakat «Milyonda bir» filmi göste- rilmeğe başlandığı zaman bu şişman- câ kadının filim seyircileri için pek sevimli bir şahsiyet olduğu anlaşıldı. «Milyonda bir» filmi son zamanlarda filimlerden biri oldu. Bu suretle Henye yıldızlar sırasına girdi. İşte Hollivutta son zamanlarda Parlıyan yıldızlardan bir kaçı, Hoşlanmadıkları bahisler Hollivuttaki yıldızlardan bir kısmının haşlandıkları bahislerden geçenlerde bahsetmiştik. Bugünde üç yıldızın ya- naşmadıkları iki mevzuu anlatacağız. Marlen Davis Hollivultaki yıldızlar arasında fakirlere en çok yardım © dendir, Sık sık fakirlerin evlerini ge zer. Fakat söz arasında bundan bah- saçılırsa büyük bir kumazlıkla mev- zwu değiştirir. Fakirler birliğinden bahsedilmesini İstemez. Joan Cravford bir zanmanlar izel- 1k etmiştir. O zaman sert bir takım kumandanı idi, Şimdi her nedense Jenme bahsi açılsa sözü büyük bir us- talıkla başka mecraya çevirir, Nöbetçi eczaneler Şişli: Osmanbeyde Şark Merkez, Taksim: İstiklâl caddesinde Ke- mal Rebul, Beyoğlu: Tünelde Mat- koviç, Yüksekkaldırımda Veniko- pulo, Galata: Topçular caddesinde Sporidis, Kasımpaşa: Müeyyed, Hasköy: Aseo, Eminönü: Salih N&- cati, Heybeliada: Tomadis, Büyük- ada; Merkez, Fatih: Veznecilerde Üniversite, Karagümrük; Ali Ke- mal, Bakırköy: Merkez, Sarıyer: Nuri, Tarabya, Yeniköy, Emirgân, Rumelihisarındaki eczaneler, Ak- saray: Cerrahpaşada Şeref, Beşik- taş: Nail, Kadıköy: Söğüdlüçeş- mede Hulüsi Osman, İskele cadde- sinde Saadet, Üsküdar: İttihad, Fener; Balatla Hüsameddin, Be- yand: Asadoryan, Küçükpazar: Necati, Samatya: Çula, Alemdar; Ali Riza, Şehremini:. Topkapıda Nazım, Hollivutun yeni yıldızlarından birkaçı: Simone Simon, Fernand Gravey, Madeleine Carrol keşfine de âmil olmuştur. Bu yeni erkek yıldız yakışıklı Tyrone Powerdir, 'Tyrone Power ayni isimdeki meşlrur daha şimdiden 1937 senesi Robert Tayloru diyorlar. 1036 senesinde Ro- &ktörün oğludur. Bu genç erkeğe bert Taylorun birdenbire kazandığı muvaffakiyeti 1937 senesinde bu & mekdar aktör oğlunun kazanacağı Amerikada en çok seyirel celbeden | — Naşidin hâtası, kabahati nedir? Neden hâlâ tahliye etmiyorsunuz? Madem ki diyanı harp tarafından ve- rilen karara göre serbes bırakılması lâzımdır. Şu halde kendisini yarın $a- baha kadar serbes bırakmazsanız, ben icab ederse makama (harbiye ne- zareti makamına demek İstiyor) müracaat edeceğim, teşebbüste bu- Iunacağım. Nihayet bu adam, hepimi- zin bildiği gibi bir artisttir. Siyasetle ve saire ile alâkası yoktur, dedi, Merkez kumandanı, bir yanlışlıktan dolayı verdiği emrin tatbikinin geçik- tiğini söylemiş, maamafih hemen has- taneye Naşid hakkındaki emrini teb- diğ edeceğini bildirmişti. Filhakika Cevad bey, tahliye emrini imzalamış, ancak bu emri Gümüşsuyu hastanesi- ne göndereceği yerde, Maltepe hasta- nesi serlebabetine vermişti. Cevad bey, Naşldin o günlerde Gümüşsuyunda bulunduğunu bilmez değildi. Fakat, aktör hakkında kendisini dolduran ların tesiri altında kalan ve aktörü hâlâ muzır ve tehlikeli bir nusur te- Jâkki eden Merkez kumandanı, böyle tecahülâne hareket etmekle, Naşidi bir türlü kolay kolay serbes bırakmak istemediğini gösteriyordu. e Bittabi, Maltepe hastanesi, aktörün hastane- de bulunmadığı cevabını verince Hacı Muhiddin beye kati söz veren Cevad bey, başka bir bahane bulamadı ve Gümüşsuyu hastanesine aktörün tah- Jiyesi için emir vermeğe mecbur oldu. Nihayet beklediği emir gelmişti Naşid, gene ümidsiz ve meyus ge- çen bir günün akşamında, hastane hademelerinden biri, telâşla geldi ve eline bir telgraf tutuşturdu. Aktör, ağabeysi B. Nailin imza ettiği şu telg- ye olundun, yarın sabah seni almağa geliyoruz.» Naşld, gözlerinden akan sevinç yaş- kenden ağabeysi hastaneye gelmiş ve aktörü almıştı, Artık Naşid memnun bir tavırla Cerrahpaşadaki evine ka- vuşmuştu. Naşid birkaç gün dinlendikten son- Ta tekrar sahneye dönmeğe ve oyunla» rma başlamağa karar verdi. Bu sırada Ferah tiyatrosundaki konturatı bit- tiği için daha müsaid bulduğundan Millet tiyatrosuna geçmiş ve temsil lerini vermeğe başlamıştı. Bir akşam, oyuna başlıyacağı sıra- da, kendisine Harbiye nazırı Enver paşanın kainbiraderi şehzade Abdül halim efendi ilç Merkez ku- mandanı Cevad beyin tiyatro- ya geldiğini haber verdiler, Hâ- M heyecan ve korku ile karşı ladığı Cevad bey ismihi işiten Naşid, derhal tiyatronun en iyi localarından ikisinin açılmasını emretti, Localar- dan birine şehzade, diğerine Merkez kumandanı geçmişti, «Namaz kılıp, duanizla meşgulum!.» Naşid, gelen misafirleri izaz etmek, ayni zamanda Cevad beyin kendi hakkındaki düşüncesini anlamak me- rakile eline iki sürahi su aldı. Birini şehzadenin, diğerini de Merkez ku- mandanının localarna götürdü. Ce- vad bey, bizzat Neşidin elinde bir sü- rahi su ile gelerek kendisini selâmla- dığını görünce, elinin şehadet parma- ğını birkaç defa hareket ettirerek ve yüzündeki istifhamkâr hatlarla hâlâ silâh atıp atmadığını anlamak isti- yen bir tavırla aktörün yüzüne baktı. Cevad beyin kelime sarfetmeksizin al- dığı bu vaziyetin mânasını sezmez gis bi davranan Naşid: — Namaz kılıp duznızla meşgul 0- layorum efendim!, Dedi ve Cevad beyi tekrar selâmlı yarak locadan uzaklaştı, 'Naşid, alelâde bir hâdiseden sonra Merkez kumandanının kendi aleyhin- de neden bu kadar şiddetli davran- dığının sebebini, serbes bırakıldıktan #onra, araştırmağa başladı, Bu suret- le kendisine kimin fenalık etmek iste- | diğini, yani düşmanını, öğrenmek are | hadı, zusunda idi. Fakat o, kimseyi incitş mediğine emindi. Nihayet uzun tahkikattan sonre tevkifinden epi za man evvel, Cevad beyin itimadını kas zanmış birinin bir akşam tiyatroya gelerek bedavarloca açtırmak istediği ni, fakat bu müracaatın reddedilmesi üzerine loca açtıramamaktan müm fail olan bu adamm kendisinin tevkifi üzerine Cevad beyi aktör aleyhine dol- durduğunu şimdi anlamıştı. Naşid, bu loca açtırmak meselesinden o zaman haberdar değildi: Ortağı ve adamlari bunun mübimneticeler doğurabilece- bunu söylemeği bile lüzumsuz gör“ müşlerdi, Naşid, uğradığı tehlikeyi sonuna kadar anlamamıştı 'Naşld, bütüm harb müddetince, Ces vad beyin kendisini ya idama, yahud da müebbed küreğe mahküm ettir mek istediğini öğrenememişti. (*) O, yalnız divanı Harpten verilen bir ay hapis kararının"Cevad bey tarafından, İşle aktör Naşidin başından geç bu hüdise, Barb'içinde -hiç yoktan bir mesele yüzünden- insanların (Bekir- ağa bölüğü)nde, ne kadar uzun 22 man süründüklerine canlı bir misal dir. Mütarekenin ilânına ve «İttihad ve Terakki; hükümetinin sukutuna ka- dar mevkiini muhafaza eden Cevad bey, yukanda da izah ettiğim gibi, haddı zatında fena bir adam değildi, Hususile hükümete, şeflerine son de- rece sadakat ve rabıtası vardı. Bilhassa şimdiye kadar hikâye et | tiğim hâdiselerde olduğu gibi asayiş ve inzibat işlerinde ifrata varacak de- recede hassas ve şiddetli hareket edi- yordu. Fakat Cevad beyi bu kadar şid» detli hareket etmeğe sevkeden sebep- lerde mahdud ve basit bir kaç mev- zua inhisar ediyordu; Dini ve ahali- nin hissiyatını rencide eder, binneti- ce asayişsizliğe sebebiyet verir düşüne cesile kadınların kıyafetile meşgul ol« mak, -Naşld meselesinde olduğu gibi- alelâde bir zabıta vakasını bir ihtilâl mukaddimesi olarak telâkki etmek, hususi, dostane toplantılara siyasi bir mâna vermek... Cevad beyi değiştirmek işten bile değildi. Cevad bey, bütün bu hassasiycileri- le beraber, Enver paşanın arzu ettiği gibi, harbiye nazırının aleyhinde-«İte tihad ve Terakki; içinde günden güs ne filizlenen husumet ve rekabete kar- $1 koyacak bir karakterde değildi. En- verpaşa, cemyietteki omuarızlarının kendi gleyhine nasıl harekete geçmek istediklerini Cevad beye anlatmağı bu suretle Merkez kumandanını ikaz &t- meği de doğru bulmuyordu. Çünkü Harbiye nazım emindi ki, siyasi ihti- Tas ve entrikalara nüfuz edemiyen Ce- vad bey, Enver'paşa gibi bir şahsiyete sİttihad ve Törakki> erkânımın mua rız bir cephealdıklarına kati surette inanamıyordü. i (Arkası var) , (1) Mütareke zamanında, harp içinde merkez kumandanlığı zabitlerinden olsa B. Kâmil (şimdi mütekeid) çocuklarını sünnet eltitmek maksadile ün“ deki köşkünde bir oyun vermesini Naşide den rica etmişti. Naşid, sünnet düğünün- den evvel köşke gidip yapılacak sahre- nin yerini tarif edecekti. B. Kâmil ile bir” orabaya bindiler. Arabada boynunu sar- mış, zayıf bir zat daha vardı. B. Kâmil bu zati işaret ederek Naşide: Tanımadıni gâliba., Harp içinde divanı harp üza“' sından B. Hüsnü o zaman seni Cevad bey astırmak istiyordu. İşte bu zatla ar- kadaşi B. Abdi senin için mücadele et-) üler.» dedi. Merkez kumandanının hak- kındaki şiddetli muamelelerini bildiği halde bu dakikaya kadar aleyhinde bu kadar korkunç bir niyetinden habesdat olmıyan Naşid, o anda amlıvermiş gibi |