20 Mart 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA, Asrı falcılık Zaman terakki ettikçe, falcılık ta şekil değiştiriyor. Öyle görünüyor ki folclık dünya durdukça ortadan kalkmıyacak. Çünkü insanların hiş bir zaman akil ve mantık ile hareket eder ve düşünür bir hayvan haline gelmiyecekleri muhakkak gibidir. Yalnız, iş biraz rengini ve şeklini değiştireceğe benziyor. Buglin bir çingene karısının baktığı bakin fah- na inanacak kimseler epeyce azalmış» tır, Biraz yüksek tabakalar biraz da- ha başka bir tarzda bakılmış fallara itimad ederler. Esas bir ama şekilde hafif bir değişiklik var. Seviye yükseldikçe, bu fallara biraz ilmi bir boya sürerek onlara güya bir ciddiyet manzarası vermek istiyorlar. Güya bazı âlimler insanların kaç se- ne yaşıyacaklarımı tahmin edebili- yorlarmış. Meseleye zahiren bir cid- diyet temin etmek için bir takım sualler tertib olunmuş. Bu suallere almacak cevaplara gör numaralar konacak. Sonra bu mumaralarm ye künu alınarak bilmem ne ile taksim edilecek. Meydana çıksitak aded ce vabı veren kimsenin yaşıyacağı sene yekünunu gösterecekmiş. İşin içine tababet ile riyaziye ka- rışlıktan sonra artık böyle mühim ve elddi temellere dayanan tahminlere kim inanmaz? Bir kere bütün bunlar sahih olsa bile cevab verilmesine lüzum güsteri- len suallerde şahsi takdir meselesi © kadar büyük rol oynuyor ki böyle indi alümattan büyük bir hakikatin mey» dana çıkabilmesine imkân tasavvur edilemez. Sonra bize gene doktorlar ve âlim- ler temin ediyorlar ki beş dakika son- ra beyninden bir damar çatlıyabile- cek, yahud kalbi hareketten kalacak bir adamı beş dakika evvel muayene eden mütehassıslar bile anlıyamaz. miş. Şu halde bilmem hangi sualler üzerine istinad eden hesabın ne kıy- meti olur? Bugün yapılan bir hesab neticesin- de uzun bir ömür müjdesini aldıktan sohra, yarın bir tifoya, bir kızıla, bir ölmiyeceğimizi bize kim temin edebi- Tir? Onun için ilmin bugünkü vaziye. tine göre, bir insanın ne kadar yaşı vabileceğini takribi bir isabetle bile kestirmeğe imkân yoktur, Bu gil sözlerin üzerleri az çok yaldızlı bir falcılıktan hiç bir farkı olamaz. Hattâ scnebi gazetelerden akseden bu yazı ların ortada hiç bir esas yokken oku- yücuları eğlendirmek maksadile ma» sa başında uydurulmuş masallar ol ması ihtimali bile çoktur. Akşamcı a Makasçı Mustafa dün öldü Evvelki sabah Sirkecide tren istaş- 7onu arkasında makinist “Tevfiğin (daresindeki lokomotif manevra yap- tığı esnada İikomotifin basamağına atlamak fstiyen makascı Mustafa İs- mailin hatlar üzerine düşerek bacağı kesildiğini yazmıştık. Makascının sağ bacağı kalçasından kesilmiş, sol ayağı da kırılmıştır. Ya- ralı derhsi Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış fakat hastaneye gidinciye kadar yarasından fazla kan zayi et tiğinden dün hastanede ölmüştür. — Masal yalnız çocuklar için değil | büyükler için de bir ihtiyaçtır bay | Amca... Belediye - Evkaf Hakem heyeti kati kararını verdi Evkat ile belediye arasında Sene- lerden beri devam eden ihtilâf bir çok işler, bir hâkem heyetine havale edilmişti. Uzun müddetin beri tet- kikatta bülunan hâkem heyeti kati kararını vermiş, ve neticeyi gerek be- lediyeye, gerek evkafa bildirmiştir. Hâkem heyetinin verdiği hükme göre Mhtilâfı mucip olan bu meselelerin dörtte üçü belediyenin, dörtte biri de evkafın lehine olarak neticelenmiştir. Bilhassa bu ihtilâflar sırasında sular, mezarlıktar, sebiller, kütüphaneler et- Tafındaki anlaşmazlıklar tamamile belediye hesabına netleelenmiştir. Hâkem heyetinin tanzim ve imza ettiği bu tehkimname, asliye - hukuk Mmahiemesine -verilecek ve mahkeme ce tasdik edildikten sonra meriyete geçecektir, Bu kararlar sirasında bil- hassa metrük mezarlıklar Mikkında bliediye lehine verilen karar, be lediye kasasına mühim bir para ge tirecek mahiyettedir. Nitekim vakti- le mezarlık iken, üzerinde bina yap- mak üzere satılan arsaların bedeli de daha şimdiden evkaftan o belediyeye teslim edilmeğe başlanmıştır. Bundan başka gene eski mezarlık sahalarında yapılan ve şimdiye kardar evkafa ald binalarda belediyeye geç- miştir. Bu binaların tutar bedelinin milyonlarca lira değerinde olduğu tahmin ediliyor. Hâkem heyetinin verdiği karar, heyete verilen tarihi vesikalara, tapu kayıdlarına istinad etmiştir, Kıymetli pollar Yeni bir kaçakçılık usulü meydana çıkarıldı Gümrük muhafaza teşkilâtı yeni usul bir kaçakçılık meydana çıkar- mıştır. Bazı kimselerin kıymetli pul Jar alarak pul kolleksiyönu halinde küçük paketlerle ve posta vasıtasile memleket harlelne sevkettikleri ha- ber alınmıştır, Alelâde pul kolleksi- yonlarının harice çıkarılıp çıkarılmı- yacağı hakkında döviz kararmamesin- de bir kayıd olmadığından istifade edilerek bu sevkiyatın yapıldığı anla- şılmıştır. Şimdiye kadar bu şekilde yüzlerce pul paketi memleket harlci- ne gönderilmiştir. Burada satın salman kıymetli pul lar, gönderildikleri yerlerde de aynı değerle satıldıklarından bu döviz ka- çakçılığının ehemmiyeti artmaktadır. Muhafaza teşkilâtı memurları Angi- idis işminde bir adam yakalamış ve bu zata aid olduğu anlaşılan üç pa- ket pulu da müsadere etmiştir. Pa- ketlerin içinde kıymetli binlerce pul olduğu görülmüştür. Kaçakçılığın bir şebeke tarafından yapıldığı zannedil- mekte ve bu münasebetle diğer suç- Yular da aranmaktadır. Aynı zamanda) şimdiye kadar bu şekilde harice ne kadar paket çıkarıldığı da tesbit edil- mektedir. .. Clddi işlerden yorulan bir kafa... ŞEHİR HABERLERİ Şark demiryolları Umumi heyet satış mu” kavelesini tasdik etti Şark demiryolları kumpanyası umuü- mi heyeti dün sabah Sirkecideki iş tasyon binasında toplanarak şirketin hükümetçe satın alınmasına sid mu- kaveleyi tasdik etmiş ve tasfiye heye- tini seçmiştir. Heyet bay Devi, Baki, Şasseriyö, Rumiller, Büşariyöden mü- rekkeptir. Tasfiye heyeti bugünden itibaren çalışmalara başlıyacaktır. UMUMİ HEYETE PROTESTONAME VERİLDİ Şirketin satın almması dolayisile ikramiye istiyen Türk memurları hak- larını mahkemede aramağa karar vermişlerdi. Türk memurları namina bay Muradla memurların avukatı bay Ali Şevket, noter vasıtasile umum! he- yete dün bir protestoname tevdi et- miştir, Bu protesto ile şirkete bir haf- talık anlaşma müddeti verilmekte, buna rağmen ikramiyelerin verilme: diği takdirde kanuni yollara teves- sü) edileceği bildirilmektedir. Diğer taraftan hükümet şirkete satış parasının ilk taksiti olan 240 bin lirayı yakında verecektir. Şirket memurlara muvafık bir cevab ven mediği takdirde bu paraya haciz koyacaklardır. Esasen memurların hakları da 250,000 Ura kadardır. Tren navlun tarifesi Sofyadaki müzakereler anlaşma ile neticelendi Bulgaristanla müşterek bir tren navlunu tarifesi tanzimi için Sofya da müzakereler yapılmakta olduğunu yazmıştık, Devlet demiryolları tarife- ler dairesi müdürü bay Naki ile hare- ket dairesi relsi bay Şerafeddinden mürekkep olan 'Türk murahhasları Sofyadan dönmüş ve dün akşam An- karaya gitmişlerdir. Sofyadaki müzakereler sonunda & ki taraf arasında bir anlaşma olmuş- tur. Tren Edirneye giderken 33 kilo- metre Yunan topraklarından da geç- tiği cihetle anlaşmaya Yunanistan da iştirak etmektedir. Bulgar der- et demiryolları yumurta, tütün, yaş meyva, yaş sebze, kavun, karpuz ve kuru yemişler gibi ticaret eşyaların- da yüzden 40 ile 70 arasında tenzilât kabul etmiştir. Bay Naki ile bay Şe- raleddinin nafıa vekâletine verecek- leri izahaltan sonra müşterek terife- nin tanzimine başlanacaktır. Ticaret eşyalarının tren yolile karadan ucuz- ca sevki büyük bir rekabet sahası aça- cak, vapur navlun Ücretleri de kendi- diğinden ucuzlıyacaktır. At, hakkında yakında kati pazarı a Fatihte kurulan af pazarının bu ci- varda oturan halkın sıhhatini ihlâl, rahatmı bozduğu hakkındaki neşri yat alâkadar makamların nazarı dik- katini celbetmiştir. At pazarının va- ziyetini tedkik işi belediye teftiş he- yetine havale edilmiştir. Müfettişlik vereceği rapordan Sonra at pazarı hakkında belediyece kati bir karar verilecektir. Adaların Suyu Kayışdağı gibi su bulunması muhtemel imiş Belediye sular idaresinin Bakırkö- kuyularile adaya içme suyu temin © dilmese bile alelâde ihtiyaçları karşı” lıyacak bir su bulunacağı muhakkak görülüyor, Adanın içme suyu gene Ş€- birden ve yahud meselâ Anadolu 8a- billerinden gelirtilecektir. Fakat bizim öğrendiğimize göre harbi umumi içinde hükümetin ge- tirttiği bir Viyanalı su mühendisi ada- larda gayet esaslı tedkikat yapmış, Bursadaki Ulu dağın irtifa ile ada nın, Kayışdağının yüksekliklerini ölç- miiş, bu araziler ile adanın arazi vazi» yetlerini mukayese etmiş, neticede adalarda 350 metre derinliğinde bir hafriyat yapıldığı takdirde tıpkı Kayış dağı suyu gibi su bulunacağına kana» at getirmiş, bunun üzerine bir de ra- por hazırlıyarak hükümete vermiştir. Bize bu güzel haberi veren Zat, Adalara aid işlerlesenelerce yakından alâkadar olmuş bir zattır. Eğer bu tedkikat hakikaten o zaman müsbet bir netice vermiş ise, bu sefer açılacak arteziyen kuyularının böyle bir suyu meydana çıkarması ihtimali çok kuv- vetlidir. Bir buçuk ay hapis Arnavutköyünde bir gazinoda ken- disine parasız içki vermemesinden hiddetlenerek bira şişesile gazinonun camlarını kıran Hasan adında biri cürmü meşhud mahkemesinde bir buçuk ay hapse mahküm olmuştur. Eşekle nakliyat Şehir meclisi nisan devresinde karar verecek Adalar gibi sayfiye yerleri müstes- na olarak şehir içinde eşek nakliyatı- nın yasak edilmesi işin belediye rels- iiğinin yaptığı teklifi mülkiye encü- meni henüz tedkik edemediğinden bu iş meclisin nisan toplantı devresine kalmıştır. Haber aldığımıza göre encümen, Sırt hamallığının lâğvı işile şehir için- de eşek nakliye işlerini alâkadar gör- mektedir. Şehrin hangi yerlerinde sırt hamallığının derhal kaldırılacağı, hangi semtlerde tehir edileceği henüz belli değildir. Binaenaleyh nakliye işlerine ald el vesaiti tamamile temin edilmeden ve sırt hamallığınm lâğvı- na filen başlanmadan eşek nakliyatı na da derhal bir karar vermek müş- mülkiye encümeni de bu hususta katl bir karar verecektir. Sokakta bağıran bir kadın 2 gün hapse mahküm olda Melâhat adında bir kadın sarhoş Olarak gece yarsı Beyoğlunda İstiklâl Eskileri okuyalım Türk irlan âleminin bugünkü hâ- Bini, Avrupa medeniyetinin on beşin ğişmeler geçirdi, temizlendi, genişle- di, eksiklerini tamamlamağa çalıştı. Bizde de ayni hal görülüyor: türkçe, bütün fikri ve bedii ihtiyaçlarımız: tatmine elverişli bir dü olmağa çal virdik, oradan ders almak istiyoruz. <Renaissance» devri Avrupalıları mik etlerinin eski edebiyatını, sanatini, hattâ kendi vücude getirdikleri eser- leri, Atina'dan, Romadan kalan eser lerle karşılaştırdıkları zaman pek de- fersiz bulurlardı; biz de, onlar gibi, dünkü sanafkârlarımızı da, bugün- küleri de Avrupanınkilere (kıyas edinoe beğenmiyoruz. (Bundan yak nız mimariyi istisna etmek lâzım. Renaissance adamı gothik katedrale ses çıkaramadığı gibi biz de eski Türk mimarisinden, Sinan'ın eserinden hayranlıkla bahsederiz. Fakat mima»- r, ln i şâ arasıra dünya siyasetinden bahsedi- versin!... i