17 Mart 1937 SİYASİ İCMAL —— İspanyanın kara ve deniz kontrolü Martın on üçünden itibaren İzpan- yanın bütün kara ve deniz hududları hariçten silâh ve mühimmat ve ecne- bi gönüllüsü girmemesi için beynelmi- lel kontrol altına konuldu. Bütün kon- trol işlerini Hollandalı iki amiral idare ediyor. Lâkin deniz kontrolu İspanya sevahilinde ayrılan muhtelif kıtalara memur edilen İngiliz, Alman, İtalyan ve Fransız donanmaları tarafından ka- ra suları haricinde olarak yapılacak- tır. Hollanda amiraller yalnız direktif vereceklerdir. İspanyadeki sol cenah partilerinin hükümeti elinde bulunan sahillerinde ve adaların kontrolu bu hilkümete ad konur elindeki sahdilerin ve adaların kontrolu da bu hükümete fikren pek dost bulunmayan Fransa hükümeti donanması ile herhangi şekilde İspan- yadaki yangının mevzii kalmasına ça- lışan İngilterenin deniz kuvvetlerine bırakılmıştır. Meselâ Balear adaların dan İspanyol sol cenah hükümeti elin- de bulunan Minorka'nın kontrolu Fransiz ve general Prankoya tâbi Ma- jorka'nın kontrolu da İtalyan donan- masına verilmiştir. İspanyanın deniz ve kara hududla- | rına konulan bız kondrolda hem sol ce- nah hükümetine hem de general Pran-| tereden yayılır. Ancak her modayı yar pan İngilizler, şemsiye taşımasını bir türlü başka milletlere öğretemediler, bu modayı yayamadılar, rr şık erkekleri şemsiyeyi benimsemedi. Meselâ bugün, açık havada, güneş or- talığı pırıl pırıl aydınlatırken, bay Eden Cenevrede elnde şemsiye ile dolaşıyor; buna mukabil Pariste mütekaid ihti- yar memurlardan başka kimse şemsiye taşımaz. Bizde ise güzel havada eli şemsiyeli erkek sadece gülünçtür. ... Şimdi gelelim İngilterede senelik şemsiye satışlarına. İngilterede bir senede kaç şemsiye satılıyor dersiniz?.. Haydi düşünme- yin: 5,000,000 tane... Hayır, rakkamda, bir yanlışlık yok, beş miyon tane. Her senede bu sayı arttıkça artıyor. Bu arada kadın şemsiyelerinin satı- şı da artmaktadır. Bunun sebebi şık- lıktır. Kadın, her elbisesine göre, O renkte şemsiye kullanmak istediği için,! senede İki üç, beş altı, sekiz on şemsi- ye alıyor... Velhasıl şemsiye- ye düşkün bir millettir. '... Biraz şaşılacak bir şey daha var. İn- rini unuturlar. Biraz daha fazla şaşılacak bir şey de, bu unutkanlığın, İngilizlere senede 250,000 liraya mal olmasıdır. İki yüz elli bin lira diyoruz, bizim paramızla iki milyon lira demektir. Bu kayıplığın sebebi? Basit. Şemsi- yesini kaybeden yerine çok defa baş- ka bir şemsiye alıyor, semsiyeyi bu- lan da şemsiye almaktan kurtuluyor... Bu zararın artacağı tahmin edilmek tedir, çünkü dalgınların arttığı görü- konun idaresine karşı müsavat üzere rucmele edildiğinden mnen asi hi- kümet tanınmış oluyor. Almanya ile İtalya çoktanberi bunu İspanyarlım meşru hükümeti sayarak general Pran- konun nezdine büyük elçiler tayin et- mişlerdir. Ahiren İngütere dahi bu ge- neralın hükümeti ile ticari müzakere- " lerde bulunmuştur. Her işte İngiltere- vi örnek tutan Fransa dahi general Frankonun merkezine resmi bir heyet göndermiş ve Fransız tebaası ve ticari alâka ve menfaatleri hakkında müza- kereye girmiştir. Lâkin İngiltere ile Fransa henüz AL manja ve İtalya gibi hareket etmemiş- ler ve şimdi merkezi Valensia'da bu- lunan sol cenah hükümeti le resmi münasebatı kesmemişlerdir. Şu kadar var ki, konirolun tatbiki ie İspanya işlerinin Avrupa sulhünü | tehdid eden mahiyeti henüz büsbütün zail olmuş değildir. Her iki muharip ta- safın ordularında çalışan gönüllüler geri alınmamışlardır. Ahiren Valensia hükümeti devletlere bir nota vermiş ve general Frankonun tarafında munta- zam Alman ve bahusus İtalyan ordu- larmın harp ettiklerini iddia ederek Londradaki ademi müdahale komisyo- nunun bu işe bakmasını istemiştir. Bu teşebbüs yeni bir gaile doğuracaktır. İngilizlerin bir hususiyeti daha: İn- giltere ordusunda şemsiye yasak de- ğildir. Hattâ harpte bile, Subay ve Er şemsiye açıp dolaşırlar, harita, plân şemsiye altında incelenir, ... Şemsiyeyi yeni icad sanmayın, yüz sene evvel şemsiye vardı ve harplerde rolü çok mühimdi. Napolyonun kartal kanadlarını kıran meşhur Vaterlo mur/ harebesinde o kadar çok şemsiye vardı ki -ben de sanki o muharebede bulun- muş gibi söylüyorum. dük do Velington bir tamim neşretti. Okuduğum için <neşretti, diyebilirim. İşte but tamil! size de okutuyorum:; AKŞAM Çocuk davası Hakaret iddiası müddeinin mahkümiyeti ile neticelendi Bundan bir müddet evvel Fatma İl- han âdında bir kadın Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesine müra- caatla yedi yaşındaki kız çocuğunun Mehmed Ali adında bir adamla karısı Fatma Nezahat taraflarından zorla ©- med Ali bu iddianın doğru olmadığını, bu çocuk kendi çocuğu iken bir müddet. bakılmak üzere ücretle davacı Fatma İlhanın yanına bıraktığını iddia etmiş, çocuğun babasının tesbiti için kan tah- lili yapılmış ve neticede Sultanahmed ceza mahkemesi bu işi salâhiyeti ha- ricinde görerek mesele hukuk mahke- | Bundan sonra Fatma İlhan tere | ceza mahkemesinde bir tehdid davası Ali ve kansı Fatma Nezahat mahke- meden çıktıktan sonra koridorda kav- gaya tutuşmuşlar ve neticede Fatma Nezahat adliye zabıtasına müracaat © derek Fatma İlhanın ve yanında bu- lunan komşusu Halimenin kendisine hakaret ettiklerini iddia etmiş ve cür- mümeşhud kanununa tevfikan bu iş de üçüncü sulh ceza mahkemesine veril- miştir. Yapılan muhakeme neticesinde Fatma İlhanın ve Halimenin hakaret- leri sabit olmadığından beraetlerine, «| Bu ayın 23 ünden itibaren afişaj işle- rinin bizzat belediye tarafından ida- resine karar verildiğini ve bu maksad- la bütçeye tahsisat konulduğunu yuz- muştak. Meclis, şimdilik işin geri kalmaması için tahsisatı kabul etmiştir. Afiş işle- rinin nasıl idare edileceği hakkında ay- rıca bir talimatname hazırlanıyor. Şa- yed şehir meclisinin bugünkü toplantı- sında bu talimatname müzakere cdi- lemezse bunun tedkiki nisan devresine kalacaktır. Diğer taraftan belediye de şehirde tesis edeceği ilân kuleleri hakkındaki plân modellerinden birini bugünlerde tercih edecektir. Unkapanı cinayeti tahkikatı Evvelki gece Unkapanıhda ortağı kahveci Veliyi ödüren ve Velinin karısı Emineyi yaralıyan Abdullah hakkında tarafından tevkif edilmiştir. <Şemsya düşman kurşunlarına hedef| yen malümata göre Türkiye ile Mi teşkil ediyor. Bunun için mümkün mer» tebe şemsiye kullanmaktan vaz geçi- nizi» Ancak yüz sene evvelki şemsiyeleri bugünkü şemsiyeler gibi sanmayın... O zamanki şemsiyelerin altında iki tç! kişi barmabilirdi, bugünküler ise sa- hibini bile sudan koruyamıyor, daha doğrusu sudan, hem de pek sudan ko- Tuyor. İngilizlerin şemsiyeyi başka milletle re benimselmedikleri, şemsiyenin kul lanışındaki uygunsuzluklardandır. Ta lüyor: Geçen sene yalnız Londrada | şınması güçtür. Yağmurda arkanıza 98,961 şemsiye kaybolmuş, bu sayı ge- çen seneye nazaran 11,605 fazladır... Vasati bir hesapla her gün Londrada 210 Kişf şemsiyesini kaybediyor. .. Almanyada şemsiyeciler buhran ge- çiriyorlar. Askerlerin çoğalması, şem- siye taşıyanların azalmasına sebep ol- du... Öyle ya, asker üniformasile şem- siye taşınmaz... Düşünmeden: Bundan ne çıkar? di- tutarsınız, ıslanırsınızı, önünüze tu- tarsıız, ilerisini görmezsiniz. Başınıza tutarsınız, rüzgârda tersine döner... '.. Yeni bir icad: Bir İngiliz fabrikası şeffaf şemsiye yapmış. Bu suretle ileri- | sini görmek meselesini halletmiş. Ve bu şemsiyeyi yapan zat da daha ileri- sin görüyor, diyor ki: — Bu şemsiyeler böyle revaç bula- caret muahedesinin de müddeti yakın- da bitecektir. Yeniden ber iki taraf ara- sında yeni bir ticaret muahedesi müza» keresi başlıyacağı hakkında alâkadar makamlara malğmat gelmiştir. Bir katilin mahkümiyeti Unkapanında bakkalhk yapan Zeki adında birini ekmek satmak meselesin- den tabanca ile öldüren bakkal Kâmi- lin muhakemesi dün ağır eceza mahke mesinde mevkufen yapılmıştır. Muha- keme neticesinde Kâmilin suçu sabit ol. duğundan yedi sene hapsine karar ve- l rimiştir. İ Bir muhtelisin mahkümiyeti Tahsil ettiği belediye vergilerinden dün ağır ceza mahkemesinde mevku- yeceksiniz, Askerlerin çoğalması, şemsi.) cak, öyle taammüm edecek ki, İngilte'| ten muhakeme edilmiştir. Muhakeme yecilere ne kadarcık zarar verecek?,.. Hesap büyle değil, Verdiği zararı biz söyliyelim: Almanyada asker sayısının çoğulması yüzünden 150,000 şemsiyeci işsiz kaldı. rede şemsleysiz gezen tek adam kalmı- yacak!... Bereket versin yeryüzünde ne kadat kişi varsa şemsiye kullanacak diyemi- yor. neticesinde ihtilâs suçu sabit olduğun- dan Ahmedin bir sene 11 ay ve on gün müddetle hapsine, 800 kuruş ta dava ücreti ve 18 lira para cezas ödemesi- ne karar vermiştir. Kumbaracı cinayeti tafsilâtı Ömerle Bekir, Abdullahı iple nasıl boğdular? Cinayet, eski bir kan dâvası yüzünden çıkmış, iki katil yakalanmıştır Evvelki gece, Beyoğlunda Kumbara cı yokuşunda bir adamın iple boğazını sıkmak suretile öldürüldüğünü dün yazmıştık. Hâdise etrafında zabıtanın yaptığı yeni tahkikat ve tafsilâtı da aşağıya yazıyoruz. Tünel civarda Tophane ile Kapıiçi arasına inen ve Kumbaracıyokuşu de- nilen yol üzerinde 63 numaralı bir dükkân vardır. Bu dükkân bir fırının ekmek satış şubesidir ve Erzincanın Kuruçay kaza- sından Ömer isminde birinin isticanı al- tındadır. Ömer, geçenlerde bit gün Ab- dullah isminde bir hemşerisine rasla- mış ve onu görmesile, memlekette bi tabanca kurşunile öldürülen kardaşı-" rın kanlı hayali gözlerinde canlanmış» tır. Abdullah filhakika, Erzincanda Ömerin kardaşını kazaen öldürmek su- çile zan altına alınmış, mahküm ok muş, müddetini bitirdikten sonra kal- kıp İstanbula gelmiştir. Ömer, Abdul- lahla karşılaşınca, bu kan davası ta28- lenmiş, Abdullah Ömere, Kardaşını öl- dürmediği hakkında teminat vermeğe kalkışmıştır. Ömer, bunlara Kanar gi- bi görünmüş, fakat el altından Abdul- lahm vücudünü ortadan kaldırmak için plânlar hazılamağa başlamıştır. Bu şekilde araları güya iyileşmiş, ve mer hemşerilerinden Bekirin de yardı- mile, Abdullahı sarhoş ettikten sonra öldüreceklerdi. Bekir; Nişantaşında Kuyucu sokağında 42 numaralı apartı- manın kapıcısı yanında yatıp kalkmak- tadır veher ikisinin de hemşerisidir. Evvelki gece, Abdullah, Ömerin da- vetini kabul ederek ekmekçi dükkânı- na gitmiş, rakı sofrası kurulmuştur. Kafalar iyice tütsülenince, Ömerle Be- kir, beraberce hazırlamış oldukları ip kemendi, Abdullahın boynuna ansızın atmışlar ve onun müteaddid çırpınmar larına, debelenmelerine rağmen tekrar tekrar çenesi altından, boynundan &ık- mak suretile nihayet öldürmüşlerdir. Abdullah gözleri yerlerinden fırla- muş, dili uzanmış, ve yüzükoyun bir vaziyette uzanıp kalmıştır. Bu sırada, yoldan geçen bir ana kız, içeride bir takım gürültüler ve hırıltı- lar işittikleri cihetle bekçiyi haberdar etmişler, bekçi de düdük çalmak sureti-| polisi üçüncü komiser ve arkadaşları Ömeri önlemişler, yakalayıp karakola götürmüşlerdir. araşlırma bütün faclayı meydana koy- muştur. Bunun üzerine Ömerin arkadaşı Be- kir de Nişantaşındaki apartımanda ya- tağında uyurken yakalanmıştır. Hâ- dise tahkikatına müddelumumi mua- vinlerinden bay Ferhad vazıyed etmiş ve dün akşam geç vakte kadar bu işin tahkikalının ikmalile uğraşmıştır. Bü- tün bu tahkikağfheticesi; bir kan dava- $ının feci akibeti şeklinde tecelli et- miştir. Katiller bugün müstantikliğe verile- ceklerdir. Çantayı aşıranlar Haçopulo pasajında çan- tacılık eden Panayot, dükküinma müş, teri sıfatile gelen İshak ve Rasim ile meşgul olduğu bir sırada bunlar bir aralık el çabukluğile bir çanta aşırıp kaçarken her ikisi de yakalanmıştır. İzmir (Akşam) — Belediye bu yıl Karşıyakanın imar İşlerine fazla ehem- kanın tayyareden alınmış güzel bir semtini ve vapur İskelesile rıhtımını gösteriyor,