17 Mart 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA: Güzel sanatleri ilerletmek için Türk sanatkârlarına lâyık olduğu değeri vermek için Maarit vekâleti. hin bir karar aldığından bahsedili- yor. Bu karara göre, her sene bir jüri heyeti ressam, muharrir, musikişinas ve heykeltıraşlar arasında en güzel &seri verene o senenin devlet sanat- kârı unvanını verecek ve onu mükâ- fata lâyık örecektir. Bu havadis resmi bir mahiyette ga- | zetelere aksetmediği için, harfi harfi. | ne doğru diye kabul edilemezse de herhalde delâlet ettiği fikir ve gaye | itibarile cidden memnuniyetle karşı- lanmağa değer. Memleketimizde, edebiyat da dahil olduğu halde, bütün Güzel sanatle rin teşvike pek muhtaç oldukları şüp- | he götürmez bir hakikattir. Anlayış- | İs, yüksek bir el, edebiyatımıza ve Gü- | zel sanatlerimize uzanmalı, onları tutmalı, yaşatmalıdır. Ancak hu Jü- zumu ortaya koymük kolay ise de onun ne suretle fiile çıkarılması icab edeceğini tesbit etmek bizi bir çok mahzurlarla ve zorluklarla karşılaş” tarır. Evvelâ, başta, Jüri heyetinin teşki- li meselesi geliyor. Öyle bir heyet ki edebiyat da dahil olduğu halde bü- tün Güzel sanatlere hakkile vâkıf olacak ve, hiç bir mektep ve meslek mülâhazalarına kapılmadan, şahsi dostluklara ve cereyunlara ehemmi- yet vermeden kararlar ittihaz edecek- tir. Böyle bir jüriyi toplamağa mu- vaffak olduğumuzu farzedelim ve bunun ağına isterseniz akademi bile diyelim, Her sene bir güzellik kraliçesi seçer gibi bir sanakâra «devlet sanatkârın payesi unvanını bahşetmek biraz mübalâğaya kaçmak olmaz mı? Dev- let sanatkâr: yeni yetişecek; teşvike muhtaç gehçler arasından değil, mes- leklerinde ilerilemiş ve oşöhretlerini yapmış, olgun sanatkârlar arasından ayrılabilirler. Herhalde, tene içinde en iyi eseri veren sanatkârlara sade- ce bir mükâfat vermekle iktifa etmek daha mütevazlane fakat daha ciddi bir yardım teşkil eder. Yalnız, böyle bir mükâfat ile bizde edebiyat ve; sanatin yüzümüzü gül dürecek şekilde ileriye gideceğine ih- timal vermek biraz fazla bir nikbin- lik olacağını da unutmamalıyız. Bir kere vereceğimiz mükâfat ne olabi- lir? Sonra bu mükâfat ümidi koca bir sanatkâr zümresini beslemeğe kâ- fi gelir mi? Onun için, bu mükâfat teşebbüsü hayatlarını sanate vakfedecek genç- eri birer birer maddeten yaşalabile- cek baska tedbirlerle birlikte yürürse beklediğimiz neticeyi alabiliriz. Bu maksa bazı artistlere maaş mı bağlıyacağız, yoksa onların maişet ve #stikballerini başka türlü mü temin etmek yolunu bulacağız, hulâsa ber ne lâzımsa hepsini bir arada düşüne rek edebiyat ve sanatin ilerilemesi için esaslı bir tedbir ittihaz etmek ptk münasip olur. Akşamcı ——— ———— İki otomobil kazası Salıpazardaki elektrik şirketi şube- sinde amele Himmet, Tophane tarafın- dan gelen, 2303 numaralı otomobilin sadmesine uğrıyarak yaralanmıştır. Veznecilerden geçmekte olan ş0- för Hayrinin idaresindeki otomobil de Lozan isminde bir kızcağıza çarpa- rak yaralamıştır. Kütüphaneler (( Yumurta fırlıyor Belediye bütçesi Umumi bir kütüphane tesisi kararlaştırıldı İstanbulun muhtelif semtlerinde mevcud bulunan kütüphanelerin bir- leştirilerek umumi bir kütüphane t8- sisi, ayni zamanda halkın okuma ihti- yacını tatmin etmek üzere ayrıca semt kütüphaneleri açılması da esas itiba- rile kararlaştırılmıştır. Maarif vekâleti, şimdi İstanbuldaki kütüphanelerin tasnifine başlamıştır. Bu maksatla mükemmel bir fihrist ha- zırlanarak kütüphanelerdeki kıymetli eserler meydana çıkarılacaktır. Tasnif işi bittikten sonra kütüphanelerin bir- leştirilmesine ve ayrıca semt kütüpha neleri açılmasına teşebbüs edilecektir. Ermeni hastanesinde yeni bir pavyon Yedikuledeki OErmeni hastanesi meclisi idaresi on iki yataklı modem bir paviyon inşasına ve bu paviyonun Kamâl Atatürk paviyonu tesmiye edil- mesine karar vermiştir. Bu paviyon için hazırlanan proje ve plânlar, tasvip edilmek iğin vilâ- yete tevdi edilmiştir. Vilâyetin mü- saadesi alınır alınmaz derhal paviyo- nun inşasına başlanacaktır. Türkkaşu filosu döndü Türkkuşu bayramına iştirâk için şehrimize gelen üç motörlü, dört mo- törsüz tayyareden mürekkep filo dün sabah Ankaraya dönmüştür. Hava kurumu İstanbul şubesi müdürü, Türkkuşu birinci ve ikinci relsleri fi- Joyu Yeşilköyde uğurlamışlardır. Ortaköy cinayeti davası Ortaköyde bir bahçe ve söğme mese- lesinden Riza adında birini tabanca ile üç yerinden vurarak öldüren bahçıvan. Hasan dün ağır ceza mahkemesinde mevkufen muhakeme edilmiştir. Ha- sanın on sene müddetle ağır hapsine ve ölen Riza veresesine de bin Tira taz- minat ödemesine karar verilmiştir. Ha» san, elli lira da muhakeme harcı ödiye cektir. İ evine gelen komşularından Rifat bunu | görünce; Adliyede kavga İ İki suçlu üçer gün hapse mahküm oldular Hüseyin Avni ve Suduri adlarında iki kişi dün bir dava münasebetile ad- liyeye gelerek ikinci istintak dairesin- de sorguları yapılmıştır. Hâkimin ya- nından çıktıktan sonra Hüseyin Avni | ile Suduri koridorda kavga etmişlerdir. | İkisi de biribirlerine söğdükten sonra | gene ikisi birden cürmümeşhud müd- delumumiliğine müracaatla .biribirle- | rinden davacı olduklarını bildirmişler» | dir. Müddelumum! bay Hikmet Sonel birbirlerine söğmekten dolayı ikiskde | suçlu olan bu iki kişiyi mahkemeye ver-. maştir. Sultanahmed üçüncü sulh ceza mah-| kemesinde yapılan muhakemede Hüse- | yin Avninin Suduriye, - Sudurinin de | Hüseyin Avniye söğdükleri sabit oldu- ğundan ikisinin de üçer gün hapisleri- ine ve birer lira para cezası ödemelerine karar verilmiştir. Ancak söğme suçu karşılıklı olduğundan hüküm sukut ete) | bulunmuştu. Rifat da bu haka- | Yumurta sandığı 15 liradan 17 ye çıktı Yumurta piyasası birkaç aydan- beri çok gevşemişti. Büyük sandık yumurtalar için bile 15 liraya gçü alı-! cı bulunuyordu. Mevsim icabı olan bu vaziyet bir | kaç gündenberi değişmiş ve fintler yükselmeğe başlamıştır. Büyük san- dık yumurtalar 17 buçuk liraya ka- dar satılmaktadır. İhracat ta canlanmıştır. Şimdilik | daha ziyade İtalya ve Çekoslovakya- | ya sevkiyat yapılmaktadır. 1 Bugünlerde Avusturyaya da satış- | lar yapılacağı haber alınmıştır. Fiat- İ lerin birkaç günde iki buçuk lira yük- selmesile, piyasanın yakında daha | çok canlanacağı anlaşılmaktadır. Belediye hesapları Yapılan tedkik mutad bir mürakabeden ibaret Bir gazete, belediye muhasebe işleri- nİ tedkik etmek üzere divanı muhase- bat tarafından iki mürakip geldiğin- den bahsediyordu. Bu haber etrafında aldığımız malü- mata göre belediye muhasebesinde ted- kike ihtiyaç gösteren hiç bir mesele yaktur. Ancak 934 de çıkan bir kanu- na göre belediye muhasebe muamelâti- nın da devlet müesseseleri gibi divanı muhasebat tarafından tedkiki lâzım- dır. Bu kanuna göre divanı muhasebat azasından bay Halid ve mürakip bay Ali şehrimize gelmişler ve belediye he- saplarını tedkike başlamışlardır. Bu tedkikakt, her vakit yapılacaktır, Hakaret ve dayak Hem Gülsüm, hem de | Rifat mahküm oldular | Fatih civarında oturan Gülsüm 8- dında bir kadın akşam üzeri sokakta evinin önünde ateş yakmış, o sırada — Ben sana, sokakta ateş yakma, | diye her zaman söylüyorum. Sen gene burada ateş yakıyorsun., Diyerek Gülsüme ateşi içeriye alma- sını söylemiştir. Bu ihtar Gülsümü fe- İ na halde hiddetlendirmiş ve sokak or- | tasında bağıra çağıra Rifata birçok | küfürler savurmuş, ağır hakaretlerde | retten sinirlenerek Gülsümü döğmüş- | tür. İkinci ceza mahkemesinde yapılan muhâkemede Gülsümün Rifata haka- ret ettiği sabit olduğundan üç gün hapse ve bir lira ağır para cezasına mahküm olmuştur. Diğer taraftan Ri- fatın da bu kavgada Gülsümü bir haf- ta hasta yatacak derecede döğdüğü ve ancak bu döğme işini Gülsümün söğ- mesinden mütevellid ağır bir tahrik ne- ticesinde yaptığı anlaşıldığından Rifa- ta da altı lira ağır para cezası verilmiş» tir, Karar tefhim edildikten sonra Gül- süm hâkimin karşısına dikilerek; iti- — Bizim berber esnafı gene birbiri» ne giriyor bay Amca... ... Kimi pazar günleri dükkânları * dan anlaşılıyor ki belediye çöpleri | . . 88 bin lira . fazlasile kabul 17: edildi Şehir meclisi dün belediye âdi, fev- kalâde varidat ve masraf bütçelerile belediye ve vilâyetin âdi ve fevkalâ- de müşterek bütçelerini müzakere ve kabul etmiştir. Belediyenin âdi, fevkalâde bütçe- leri riyaset makamının teklifinden 88,000 lira fazlasile 6,537,335 lira olarak tesbit edilmiştir. Âdi bütçede temizlik işleri için 450,848 ve çöp istasyonları inşası için 10 bin lira tahsisat ayrılmıştır. Bun- toplamak için yeniden çöp istasyon- ları tesis edecektir. Fevkalâde bütçeye gelince: Yolla- rin tamiratı esasiyesi için 60 bin, be- lediye şubelerindeki yolların tamirat ve inşası için 83,721, imar bürosu için 40 bin, istimlâk borçları için 92 bin, kanalizasyon için 500 bin, Üsküdar tramvay şirketine 305,443 lira, kon- servatuar inşası için 150 bin lira kabul v Dünkü toplantıda bütçe tamamile yene ücreti için 20 bin lira tahsisat konulmuştu. Âzadan B. İsmall Şevket söz ala- rak dedi ki: — Ücret tarifesinin esasını reddet- tiğimiz ve encümene inde ettiğimiz halde şimdi bütçeye konulan bu tah- sisatın kabulü bizden isteniyor. En- cümen henüz fakirin tarifini de ya- pamamıştır. Hepinizin vicdanına mü- racaat ediyorum, Hepinizin bu tari- feyi redetiğinize eminim. 'B. Refik Ahmed de B. İsmail Şev- keti teyid etti. Bunun üzerine karar. namenin kabulü, encümenden gele- cek muayene tarifesinin müzakeresi. ne talik edildi. Samatyada bir cerh. Bir genç, iki erkeğe cevap veren hemşiresini yaraladı * Dün, Samatya şimendifer İstas/> nunda bir genç kızın yaralanmasile ne- ticelenen bir hâdise olmuştur. Vaka şu şekilde cereyan etmiştir: Kocamustafapaşada oturan bay Lüt- fi, bir aralık hava almak üzere, Samat- ya şimendifer istasyonuna inmiş ve a- şağı yukarı dolaşmağa koyulmuştur. İşte bu sırada fena bir tesadüf olmuş- tur: Bay Lütfinin kız kardeşi Cavide, kendisine lâkırdı atmakta olan iki er- keğe cevap vermekle meşguldür. Bay Lütfi bu vaziyetle karşılaşınca kendi- miş ve o da hâdiseyi bu şekilde anlat- vw Kimi de hayır, yarım gün kapı» yalım, diyor!... Ne dersin bu işe?... İSTANBUL HAYATI: “İyi cesaretin varmış |,, Beyoğlunda Ağacamiinin kapısı, tramvay o vagonlarından duha kala balık, İnsan dosdoğru yoluna gider- ken bile bu kaynaşan kütlenin arası na girer girmez puslayı şaşırıyor, sa- ğa sola bir iki bocalamadan sonra kendini caminin avlusunda buluyor. Geniş avlu da ağzına kadar dolu. İri- | li ufaklı, kadın erkek çeşit çeşit seyir- ciler arasında her dilden konuşmalar duyuluyor. Dört yandan itile kakıla bin zor- lukla caminin mermer merdivenleri- | ne çıktım. İçeriye girinciye kuğdar çektiğimi de ben bilirim. Sağdan kuv- ken başka bir seyirci atıldı: Bayan, İnsan bilmediği yere ge- lir mi? Görmüyor musun burası ca- mi, Yeni yapıldı da herkes seyretme- il ii | 4 İ yi şi 1 3 il nil : i iri j i #4 X i İ i H Ri 5 ; |! Fi i il i ; 3 di : ? İ B. A, — Bana kalirsa artık bi mö seleyi kapamak daha iyi olur! y