6 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

6 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Mart 1937 AKŞAM Sahile 7 Bakırcılar çarşısında İ saat Bakırcılar çarşısında çekiç sesleri günden güne azalmaya başladı Bir usta “ Bizim yaptığımız semaverleri İranda ustalar yapamazlar..,, diyor . - bile değme Bakırcılar çarşısının en eski bakır- Sn Mehmed Nuri usta: — Tamam dedi, 49 senedir bu çar Rea çekiç sallirım. Kırk dokuz sene ekmek im. Babam, ba iu yedi babası, onun babası hep işte baky Kkândan geçip gitmiştir. Ama kulak ver... Bakırcılar çarşısında Sekiç sosları günden güne eksiliyor. ha bir şey söyleyim mi?. Yirmi beş Bündenberi siftah etmedim.. bekir a baktan. Eide dövülmüş Sümiş, karınları ia Tartıyoruz 3 kilo geliyor. Tabil bak, İenesre kalın ve ağır olur. Çok di, | SilİİĞİ için parası da ona göre- paş, 22'i oldu olacak... Bakır işi ya» Di, | orikalar çıkardıkları mallarş İç, SUZ verseler biz de Onun satışı na ek. Sonra biliyor müsün bay taki halkta da bakır eşyaya kefpt hep Slek kalmadı. Hani bakır da kıy- mm Çünkü bir çok büyük işler e mıyorlar.. bakır Yaramaz da. yo neye Bız bakır ucuzdu. Çünkü yal ia > kacak için kullanırdık. Bakır ted 'unca da biz istediğimiz gibi, is “Kimiz kadar bakırı dövüp tence » bek'acları, güğümleri yapar dak, o Zamanlar 4 bet ml r işte bakır eşyaya rağ- BİR DÜĞÜN OLMAZ MI? “Bir düğün olmaz mi idi, mobilye- ğa, Yorgancıdan evvel bakırcıya tat Urdı. Gelinin hamam tasından dü, eve ne lâzımsa hepsi düzülür- kayi mangal, düz tencereler, fak “eler, bakır leğen, boy boy mut- hı, Arabaları, semaverler, sahan- Meg bay... Hürriyet senesinde iyiyi için 180 sahan döğdüğilmü Bere 180 sahan. bir ey için. ten- May Güğümü, kazanı, mangalı da dad mangallar sıra sıra duruyor ie, 28 yüzünü çevirip bakmıyor bi- her, Kim mangal yâkıyor ki; şimdj e VAS soba, büyük binalarda kalo- a Mangal yakanlar günden gü- Zaldıkça bizim eknek te günden ulalıyor. Küçücük bir teneke bii - bulan mangalını okka ile leble- Ye satı Hay iyor... buki eskiden düğün hediyeleri iv büyük bakır mangal en gü- Mi İdi. Düğünler için dövdüğümüz sa- veri İRANDA Bire BöyLE SEMAVER Ori, YAPILMAZ Teilst x yanyana duran semaverle- biz İgisrk me şeylerdi. Hoş sohbet — Semaveriere mi bakıyorsun bay? dir. semaver döven ustalar az- > bizim bakırdan dövülmüş sema- Kani İranda bile meşhurdur. İranlı gelir bizden semaver we Bİ çok Rus ta gelip bizden ha- Semaver aldılar. Düşün ki İranlı- » Rusların semaveri çok meşhur — Gel gelelim bizim semaverlerin yoktur. versin yen! bayanlarımıza... €vlerde çay modası çıkmış. biz # ir li, ifl Mehmed Nuri usta bakır dörüyor modadan anlamayız ama işitiyoruz. Onun için semaver de gözde imiş. geçen ay süslü bir bayan geldi, Sema- yerlere baktı baktı da: — Ah ne güzel. ne şık şeyler.. de- di... Bir tane aldı, gitti, Hay Allah razı olsun, herkes dövme bakırla ya- pılan eşyayı onun gibi beğense... — Dövme bakırla yapılan eşyanın bir meziyeti var mıdır? BAKIR TENCERENİN LEZZETİ BAŞKA — Elbette. ne diyorsun.. döv- me bakır lencerede, dövme bakır kuş- hanede yapılanı yemeğin lezzeti bam- başkadır. Bakır kal olduğu için ete- | şi yemeğe öyi bir verir, onu öyle bir | İ pişirir ki yemesine doyamaszsın.. an- İ ladın mu? Halbuki şimdi yeni moda tencereler çıkmış.. camdan bile ten- cere yapıyorlarmış... Bak şu uzun kulplu kapları görü- İ yor musun?.. Şimdi hiç bir yeni evde bu kaplafı göremezsin. bunlara meş- İ hur «yumurtalık» derler.. eskiden bun- * Jarın içinde pastırmalı yumurta, pey- i nirli yumurta pişerdi. Halbuki şimdi İ #dıni ağuna alan yok.. ben sana «yu- — Artık döğünlerde hiç bakir hedi- ye gönderilmiyor mu? — Hiç... Düğün hediyeleri öyle de Eişti iri sorura gitsin.. Eskiden düğüne bakır öleberi hedi- | Ye gönderenler şimdi nerede?. Bugün düğünlere bakır mangal, bakır tence- Te yerine başka şeyler, ayna, tımak düzeltmek için takımlar gönderiyor- lar. HEPSİ KARADENİZLİ Mehmed Nuri ustaya sordum: — Siz nerelisiniz? — Bu çarşının çoğu Karadeniztidir. “Trabzonludur. Zaten eskiden de çar- Şıyı kuranlar onlardır. Bakırcılık Ka- radenizlilere vergidir. Biz hepimiz hemşeriyiz.. bütün Karadenizliler dük- kAnlarımızda yatıp kalkarız. Para yok ki eğlenelim. dükkünn üstüne sıladan konuşuruz. Memleketten... Bizim derdimiz odur. İnan bana miti yıldır sıla edemedim. Bay sen de bugün benim derdimi açtın. Bana göre hava hoş.. Allah kimi aç bırakmış ki bizi bıraksın. biz de tabit karnımızı doyutacağız.. — H. F. Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli: Pangalıda Nargileciyan, Taksim: Ltmonciyan, Beyoğlu İstiklâl caddesinde Dellâsuda, Te- Kiryol, Galata: Hü- seyin Hüsnü, Kasmmpaşa: Vasıf, Hasköy: Halıcıoğlunda Barbut, Eminönü: Hüsnü Haydar, Heybe- ada: Halk, Büyükada: Halk, Fa- fh: Saraçhlanede İbrahim Hali, Karagümrük: Mehmed Fuad, Ba- kırköy: İstepan, Sarıyer: Asaf, Ta- rabya, Yeniköy, Emirgân, Rumeli hisarındaki eczaneler, Aksaray:Ye- nikamda Sarım, Beşiktaş: Vidin, Kadıköy;İskele caddesinde Sotirya- dis, Yeldeğirmeninde Üçler, Üs- küdar: Ahmediye, Fener: Balatta Merkez, Beyazıd: Cemil, Küçük- pazar: Yorgi, Samatya: Yediku- lede Teofilos, Alemdar: Cağaloğ- lunda Abdillkadir, Şehremini: Ah- med Hamdi. <İttihad ve Terakki » nin son | devirlerinde suikasdlar ve entrikalar İİ Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası niçin doğdu, nasıl dağıldı? Tefrika No. 33, Yazan: Mustafa Ragıb Okunan raporda kongrede gösterilecek littihadı efkârla düşmanların ümidsizliğe sevk edilmesi temenni ediliyordu Nitekim bu askeri iaşe müdüriyeti henüz teşkil edilmeden, levazım reisi İsmail Hakkı paşa, bunun kapısını yapmağa muvaffak olmuştu. Levazım reisinin yaptığı tesir ve gösterdiği lü- zum üzerine 10 temmuz 332 tarihin- de yeni bir «kanunu muvakkat» neş- redildi. Bu kanuna göre: «Orduyu hü- mayun ile ihtiyacı olan mahaller ahalisinin faşesini temin etmek için memaliki osmaniye manatıka bittef- rik bü mıntakuların birinden diğerine zahire ihracının men'i ve zahire tica- relinin şahsiyeti maneviyeyi haiz bir heyet tarafından idaresi emrediliyor- du. Bu heyete Dahiliye nazırı Talât bey riyaset etmekle beraber heyete leva- zımalı askeriye reisi ilş Maliye ve Ti- caret nezaretleri müsteşarları ve Zi- rTaat bankası müdürü umumisi işti- râk edeceklerdi. Bu maksatla da he- yelin gösterdiği lüzum üzerine sar- fedilmek şartile, Maliye nezareti büt- gesine üç milyon liralık bir tahsisat konulmuştu. Bu, kanun, artık Anndoluda sivil ve gayri mesul hiç bir şahsın veya müessesenin zehire toplamasına im- kân bırakmıyordu. Bu suretle Şeh» remanetinin veya Kara Kemal beyin memurları - eskisi gibi - Anadoludan un ve saire mübayaa edemiyecekler- di. Diğer taraftan teşkil edilen bu heyet yalnız halkın değil, ordunun da ihtiyacı olan zahireyi tedarik edece- ğinden artık Sivil halkın iaşesi ile or- du inşesi bir ele geçmiş oluyordu. ARTIK AÇLIK HERKESİ TEHDİT. .. EDİYORDU! Bununla berâber Dahiliye nazın Talât beyin, İsmail Hakkı paşanın müracaatı üzerine bu kanunu çikart- mağa müvafakat etmesindeki sebep yalnız bundan ibaret değildi: Harp - bir türlü bitmez bir safhaya girdiği için - memlekette başlıyan açlık, yak nız cephe gerisi sivil halkı değil, or- duyu da mütecssir edecek dereceye gelmişti. Binsönnleyh artık işi yalnız bir tarafı düşünmek, münhasıran Kara Kemal beyin kurduğu şirketle rin faaliyeti bakımından mütalâa et- mek kabil değil &. Hükümetin tam ve resmi salâhiyet ve vesaitini kulla- narak bu açlık tehlikesinin tehdidi önüne geçmek, vaziyeti kurtarmak lâ- zımdı. İşte bu kanunun çıkarılma” sında ve böyle resmi bir heyet teşki- lindeki asıl mühim safk, bu zaruret- ten ileri geliyordu. Vaziyet bu şekle girdikten sonra şimdi bir Kara Kemal-Canbulst çekiş- mesinin yerine, bir levazım reisi - Ka- ra Kemal mücadelesi başlamıştı. Ya- kat buna bir mücadele demek te doğru değildi. Çünkü kuvvetini or- dudan alan İsmall Hakkı paşa, kud- ref ve nüfuzu sırf şahsına İnhisar eden ve alınacak küçük bir tedbir, yapılacak basit bir propaganda ile mer- kinden uzaklaşlırdan bir İsmeli Canbulat değildi. Vaziyeti böyle mütalân eden ve - bu. sıralarda - derdini Talât beye de din- letemiyen «Küçük efendi» - vaziye- tin inkişafına kadar - şimdilik sus- mağı tercih etti, yalnız İstanbul bak- kallarına âit işlerle, daha doğrusu İs- Diğer taraftan yeni Şehremini Bed- ri bey, Şehremenetine tayin edildiği ilk günlerde gösterdiği faaliyeti de artık gevşetmiş oluyordu. Çünkü Bed- ri bey, Şehremanetinde tuttuğu ida- re larzının Kara Kemsel beyin fanli- yetine tearruz edecek bir vaziyette ol- masını istemediğinden, şehrin muh- telif yerlerinde açtığı tevzi mahalle- rinde ve gümrük anirepolarmda hal- ka dağıtmağa başladığı erzakı halk- tan ziyade kendisine müracaat eden- lere, yahut yüksek bir şahıs veya mar Şehremini bu suretle bir taraftan halka mahsus erzak tevşlatını da Kara Kemal beyin şirketlerine bıra- kacak yolu tutuyor, diğer taraftan kendi sempatisini temin cimek fize- rine nüfuz suhibi kimselere sandıklar dolusu şekerler, gazevilerle pirinçler ve spire dağıtıyordu. Halk gene müthiş bir yoksuzluk ve açlık iztırabına terkcdiimişti!. Va- ziyet O dereceye gelmişti ki İsmet beyin zamanında çekilen iztıraplar bile bugünlerdeki sıkıntı karşısında unutulmuştu işte 1332 senesi eylülünde topla- nan <ittihad ve Terakki kongresine kadar «İttihad ve Terakki» bükü- meti halkın isşesi işini bu suretle idare etmiş ve bu safhaları geçiren iaşe işleri « yukarıda izah ettiğim gi- bi - kongrede bir muvaffakıyet ese- Ti olârak göslerilmiş ve Hacı Adil bey gibi bir hatip tarafından da bu iaşe işlerinin medhiyesi yapılmıştı!. ... Kongrede okunan (Merkezi umu- mi) raporunda ve murshhaslara da- ğıtılan Kara Kemal beyin meşhur muhtarasında hikâye edilen iaşe işle- ri, bazıları için füsünkâr ve menfaat vadeden tesirler yapmakin beraber, harbin başındanberi yapılan işlerden, bilhassa iaşe meselelerindeki çirkin- liklerden müteessir olan kongre ek- seriyeti üzerinde çok menfi tesirler yapmıştı. Fakat hiç kimsede buna açıkça itiraz etmek cesareti yoktu, Bu- nun sebebini ve bu bahsin nasıl karşılandığını yukarıda izah etmis- tim. SANAYİ HARFKETLERİ TAMAMİLE DURMUŞTU Yalrız şunu ilâve edeyim ki (Mer- kezi umumi) raporunun iaşe kısmi bu suretle soğuk bir hava estirdikten sonra, harbi uwideki ticaret ve sanayi hareke alelâde ve Üzerin- de hiç te durulmak istenmiyen bir kaç cümle ile hikâye edildi, Bu da tabil idi. Çünkü (Merkezi umumi) pek âlâ takdir ediyordu ki - Kara Kemal be- yin alenen okunmuyan ve yalnız âza- ya dağıtmakla iktifa edilen muhtıra» sında, teşkil edilen mahud şirketler vesilesile «Milİ iktisad> teranelerin- den başka - günden güne inkişaf cden ve yalnız mahdut bazı şahıslara ve zümrelere inhisar eden (harp zen- ginliği) ayrıca ve uzun uzadıya med- hedilecek vaziyette değildi. Nihayet böyle bir medhiye, bizzat halk tarafından acı hiddet ve İstihza- larla karşılanacaktı. Tabit ve meşru ticaret hareketleride (harp zengin- liği) nin ber tarafa el atmasından dolayı, ezilmiş, şaşırmıştı. Sanayi hareketlerine gelince: Bu, ta» mamile meflüç bir vaziyete gelmişti, Binaenaleyh, bu Iki nokta üzerinde fazla durmak abestl, HARB İÇİNDEKİ MAARİF SİYASETİ (Merkezi umumi) raporu, bütün hükümet siyasetini hulâsa etmek maksadile yazıldığı için raporda maş HA işleri de mesküt geçilmiş değildi. Bütün vatan gençtiği cephelerde çar- pıştağından ancak hastalıkları ve sair tesirlerle askerlikten istisna edilenler- den ibaret olmak üzere beş,on tale- besi olan fakültelerin ıslahından bah- sediliyor ve darültünuna Almanya- dan profesörler getirtildiği zikrodili. yordu. Bu suretle devletin darülfü- nunu islah etmeğe büyük bir ehem- miyet verdiği işaret ediliyordu. Raporda liselerin vaziyetino temas bile edilmemişti, Çünkü liselerin son Sınıf talebe ve muallimleri de aske- re alındığı için, bir çok mekteplerin muallim ve talebe kadroları çok nok- sandı. * Ancak, harbin ilânından bir müddet sonra hükümet, mekteplerin büsbütün kapanmasına imkân ver. memek için, (iptidaf mektep muallim- leri) ni askerlikten istisna etmişti Bu da raporda bilhassa zikredilmişti. (arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: