4 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

B ıdınların ekseri ko- Eskiden hep bil lamak istemiyen kil ederdi. Filân şu kadar yaşında! Hiç göstermiyor, falanca yaşımı saklı- yor diye birbirlerine takılırlardı. Şini- di bilmem farkında mısınız erkekler bu yüş bahsinde daha çok titizlik gös- teriyor. Erkekler de yı tiyor diyemezsem de ihtiyarlık damgs- sını kimse kabul etmiyor, Geçenlerde bir mecliste beş on kafa- dar buluşmuştuk. Lâkırdı döndü dolaş- tı yaş babsine intikal etti enç sayılır? nle- di, vakıd Mesele çok mül mecliste kadın yoktu ame le altmış arasın oradâ idi: Ben hemen s dedim ki: ın yaşı mizaç, ahlâk ve cismani teşekkülüne tâbi bir şey- dir. Otuz yaşında bir adam görürsü- MÜZ duruşu, yürüyüşü, konuşma tarzı vazı ve tavırları altmış yaşında hissi- mİ verir, Sonra onun yanında saçları ağarmış alnının çizgileri derinleşmiş bir babacan görürsünüz hal ve tavrı, SÖZ Söylemesi oturup kalkması sizde bir delikanlı hissi uyandırır.» Toplantıda bulunanların hemen hep Sİ fikirlerimi tasdik etti ve bana hak verdi, Yâlnız bir tanesi ki o dalma her şeyde menfi vaziyet alır evet o, yalnız © bir dudak büktü ve bana: «Azizim! Ne dersen de boşuna çene yoruyorsun. Gençlik davasından artık vaz geç, ihtiyarsın vesselâm,» dedi, Cevap verdim: «Ben sizlerden yaşımı süklânıyorum Ki, yalnız iddiam sizin bana zorla izafe etmek istediğiniz ihtiyarlık benden da- ha çok uzaktır. Ve bunu tâ küçük ya- şündan beri vücudüme karşı gösterdi- gim ihtimama borçluyum. Ömrümde bir defa olsun tecrübe etmiş olmâk için bile bir sigârâ içmedim. Alkol kul» larmadım. Ne şökilde olsa olsun sul- #timal yapmadım, Yiyedeğime, içede- ğime, uykünil dikkat ettim. Muntazam yaşadım. Küçük yaşımdanberi bir gün Jimnastiklerimi ihmal etmedim, Her gün'vücüğümü sudan geçirdim. Açık havayı sevdim, bugün demir gibi siji- hâtimi ve yaşımın ilerlemiş olmasına “ rüğmen geriçliğimi ve neşemi bu metod dahilinde geçirdiğim hayata borçlhi- yum. e karıştım ve nuşmalarının mevzuunu yaş bahsi teş- | Yılan hikâyesi Yaş bahsi irlü ihtiyar- / Sahife 9 Bence ibtiyarlık ile gençliğin farkı iki kelime ile hülâsa edilir, Zâaf, kud- ret, denç Kudretlidir ve insan kadir oldukça gençtir. İhtiyar zayıftır, takat sızdır, gevşektir. Genç adam teşebbüs ettiği bir işi başarır. Caj yorulmaz, üşenn yılmaz, İht şuk nmak istemez İşte bunun alar on,on beş, hattâ y insanların hangi , dığınız ii Jarımı hallerini di. ma bâkıyorum, yâni benim gi- bi yaşları altamşı geçmiş olanları göz“ den geçiriyorum, haydi biraz 'daha semahat göstereyim, yaşları elli ile sayılanlara bakalım, Sizi temlir ede- rim bu zatların onda doktizu çok değil bir metrelik bir çitten aşamaz, iki mete relik bir bendekten atliyamaz Bir ki- lometrelik mesafeyi jimnastik adımı ile yürüyemez, fasılasız üç saat bir kır yürüşü yapamaz ve onun için değil midir ki, hepsinin de mide ve Kâarın- ları biraz ilerdedir. Vakıâ ekserisinin rengi, dolgun çehreleri insarı aldatır, fakat o ham vücudleri bir mehenye vu rTulunca foyaları meydaha çıkar, İşte bu bi xlık ve vücudün tuvaleti mahiyetinde olâtı hergünün muntazam idmünlarıtin ilimali yüzünden değil midir ki, umumiyetle herkes kıkından sonra biraz'yağlanır, vicud Hareket ka biliyetini kaybeder. Bu ki alâmet ih- tiyarlığın alermdarıdır. “Uzviyet eski elâstikiyetin! kaybeder. Cehd zevki ya- vaş, yavaş Kaybolur. Seri, cevval ateşli hareketlerin yerine, yavaşlık, rahatlık kalm oluro İrade, o insanı dala diri daima caflı te heyecanlı tulan kuvvet, 'sayıflar. İşte “bu ülâmetlerin “belir mesi vakitsiz ihtiyarlığın başlağığınır en büyük tezahürleridir. © * İtalyan Tuhiyatçısı (Mosso) he güzel söylüyor: ” Allongem la jeuneste; 'retarder le vicilledse, &es le secret'de Tâ vie. “Gençliği tendid, ihtiyarlığı” tehir, hayatın sırı işte budur. Selim .Sırrı Tarcan Majestik vapurumun sökülmesine ve hurda olarak satılmasına verilmiştir. Resmimizde vapur sğrülmek üzere tersanede iken görülüyor Yükında evlenecek olan Dük dö Vinid- sör ile Madam Simpsonun geçen sene at yarışlarında çekilen resimi Moris Şövalyenin görülmemiş bir resmi vd a İzmir (Akşam) — Buca orta mektebinde ders gören kız talebeye ev idare- si, bilhassa pasta yapmak, yemek pişirmek, çamaşır yıkamak dersleri göste rilmekte ve kızlarımız, hayâtâ iyi bir şekilde hazırlanmaktadır. Resmimiz, bu mektebin kız talebesini pasta dersinde gösteriyor. İzmir (Akşam) — İzmirin Buca nahiyesinde İzmir öksüzlere yardım ce- miyetinin Kreşinde fakir ve öksüz otuz çocuk bakılmaktadır. Buca belediye- sinin de himaye ettiği bu yavrulara her gün sicak yemek verilmekte, rüürebbi tarafından oyunlar oynatilmaktadır. Resmimiz, bu yavruları gösteriyor,