| 25 Şubat 1957. m mm m SİYASİ İCMAL Alman hariciye nazırının , Viyana seyahati Altı senedenberi ük defa Almanya hariciye nın Viyanayı ziyaret bu Ürt Alman devleti ara- ebat itibarile gerek or- n umumi vaziyeti cihetin- kim bir hadisedir. Umu- den çok mi harpten sonra büyük bir devlet | olmaktan çıkıp halis Alman unsurun- dan bulunan nüfusunun bile yarısı m kaybeden Avusturyaya siyasi ve #tisadi cihetten yaşayabilmek için büyük Almanyaya ütihak etmekten başka bir çare kalmamıştı. Galib devletler iki Alman devleti. nin birleşmesi zaruri olmadığını tak- dir ettiklerinden gerek sulh muahe- delerinde gerek Avusturyayı suni ola- rak yaşatabilmek için kendisine ver- dikleri istikrazlara ald mukaveleler- de iki Alman memleketinin her han- gi suretle birleşmemesini şart koş- muşlardı. Sonradan bu iki memleket arasında gümrük ittihadı yapılması için imzalanan mukaveleyi bozmak için de her çareye baş vurmuşlar ve nihayet muradlarına nail olmuşlardı. Şu kadar var ki Almanyada M. Hib lerin partisi milli sosyalistler iş ba- şına geldikten sonra -asırlardanberi Avusturyanın mukadderatını elinde bulunduran katolik papas partisi kene disi Almanyada olduğu gibi harita- dan silinmemek için Avusturyanın istikldii davasına sarılmış ve M, Dok fusü diktatör yaparak Avusturyada” ki Hitlercilerin intihab ve parlâmen- terleri iş başına gelmelerine mani ol- muştu, Buna karşı Avusturyadaki —imrmm '. (Baş tarafı 1 inci sahifede) iktisad vekilile beraber yaya olarak Atatürk konağına gitmiş, burada va- Ji ve belediye relsile iki saat kadar gö- rüşmüştür. Bundan sonra tedkiklere başlamıştır. Başvekil, iktisad vekili, vali ve be- lediye reisile beraber Kızılçulluya gi- derek hükümetçe satın alınan Ame- rikan kollejini gezmiş ve buradan oto-| mobille Kadife kalesine çıkmıştır. Başvekilimiz buradan İzmirin gü- zel manzaralarını seyretmiş, müstak- bel limanın kurulacağı yerle İzmirin imar işleri hakkında kendisine ma ?- mat verilmiştir. Kadife kaleden imar edilecek olan yangın sahası da tamamen göründü- ğü için Kültür park ve Fuar işleri de görüşülmüştür. ÇEŞMEYİ ZİYARET Başvekil ayın 22 'nci günü refaka- tinde iktisad vekili, vali, bazı saylav- lar, iktisad vekâleti deniz müsteşarı Bcdullah, İş ve Ziraat bankaları umum müdürleri bulunduğu halde Çeşmeye giimiştir. Yolda köylerde durarak köylülerle ayri ayrı konuşmuş, eski idarplerle yeni idare arasında müka- yeseler yaptırmış, vergi ve İstihsalât hakkında malümat almıştır. Köylüler vergilerin ağır olmadığını söylemişler, Ziraat bankasının ve kre di koöperstiflerinin yardımlarından şükranla - bahsetmişlerdir. Bu arada çok samimi sahneler olmuştur. Baş- vekil köylüler - arasında şehirli gibi giyinmiş birisinin bulunduğunu gö- rünce merak ederek kendisini çağır- mıştır. -Başvekilin suali üzerine bu genç köylü olduğunu, İzmir Jisesin- de tahsiline devam ettiğini, lisenin son sınıfında bulunduğunu ve bay- ram tatil münasebetile köyüne gel diğini söylemiştir, AHMED DAYININ SÖZLERİ Bu gencin babası 70 yaşında Ah- med dayı adında bir ihtiyardır. Altı çocuğu olmuştur. Bunlardan biri İs- tiklâl harbinde ölmüştür, Beşi hayal- tadır. Başvekil çocuklarını niçin okut! tuğunu sorunca Ahmed dayı: «Biz cahil kaldık, onlar okusun cevabını vermiştir. Başvekil bundan çok mem- nun olmuştur. Başvekil yeni rejimle eski idareler arasında mukayese yaptırmıştır. Ah- med dayı «Devletin bu kadar kudretli ve halka bu Kadar yardım eder oldu- ! naziler isyan etmişler ve Dolfusün ölümüne sebeb olmuşlardı. O zamandanberi Avusturya ile AL manya arasında #ddiyet ve münafe- ret hükmünü sürmüştü. Avusturya nın istiklâl diğer büyük devletlerin politikalarına uygun geldiğinderi bu zıddiyet onlar tarafından da körükle- niyor ve himaye ediliyordu. Ancak Habeşistan meselesi ve bolşevikliğe karşı mullak otorite rejimi cari umum memleketlerde haşmane bir mücadele hartketi peyda olması İtal- yayı iki Alman devleti arasındaki zıddiyetin izalesine tavossut etmeğe sevketmişti. Neticede geçen temmuzda Viyana- da imzalanan bir anlaşma ile iki Ak man devletinin arasında tabi müna- sebat avdet etmişti. Daha sonra ak- dolunan ticari mukaveleler ile sıkı i- tisadi münasebetler tesis edilmişti. Avusturya hariciye naztrının. Berlini ziyareti ile iki Alman devleti arasın- da samimiyet de avdet etmişti, AL manya hariciye nazir Daron Yon Neurathın şimdi Viyanayı ziyareti du samimiyeti bir kat daha kökleştirmiş- #ir, Tabiatı ile Avusturyadaki Hitler- ciler gayelerinin tahakkuku ilerledi. ğini görerek nilmayişler yapmaktan geri durmadılar. Çünkü iki Alman devltei şeklen değilse de deruni ola- rak birleşmiş bulunuyorlar. Komü- nistliğe karşı ittifak yapan Almanya le İtalyanın arasında artık bir sed kalmamıştır. Feyzullah Kazan Başvekil İzmirde mühim tedkikler yaptı gunu hiç görmedim: demiştir. B İsmet İnönü bu cevaptan çok memnun ol muş köylüyü alnından öpmüştür, Başvekil Çeşmenin Alaçatı nahiye- sinde göçmenlerle görüşmüştür. Bun- Jar: «Bize dağda yer verdiler, halbuki biz ovaya alışığız» demişlerdir. Baş- vekil bu şikâyeti ehemmiyetle nazarı dikkate almıştır. Bundan sonra plâjı gezmiş ve çok beğenmiştir. Yazın vakti olursa on gün kadar plâjda kalacağını söyle- miştir. ÇOK VE SAĞLAM ÇOCUK Çeşmeliler başvekili kasabanın önün: de karşılamışlardır. Köylüler derhal etrafını almışlardır. Bir göçmen ken- disine verilen arazinin on yıldanberi tapusunu alamadığını söylemiştir. Başvekil bunu not etmiştir, Bundan sonra köylülere ailevi vaziyetleri hak- AKŞAM ME gi Sahife 5 Izmirde köy kalkınma plânı Hayvanların ıslahı işine büyük ehemmiyet veriliyor m mi İzmir (Akşam) kalkınma plânında : köylü hayvanların ıslahı işine büyük ehem- miyet verilmektedir., Bunun için İz- mir valisi B. Fazlı Güleç, baytar mü- dürlüğüne beş yıllık'bir proje hazır- lattarmıştır. I Projeye göre İzmir vilâyetinde 18,770 tâne kısrak vardır. Her Yıl, vi- Mâyet bütçesinden ayrılacak tahsizat- la onar aygir satın “alınmak suretile beş yılda 50 aygır satin almacaktır. Gene beş yılda mövcut 25,169 dişi eşek için 70 Kıbrıs eşeği, 78,914 inek için 450 boğa satın alınacaktır, Bo- galar, Pilevne ve Montafon cinsinden olacaktır. Yeni yıl bütçesine âyrıca konulacak tahslsatla Buca civarında 150 hayvanı alatak büyüklükte bir (Ehli hayvan sergisi) binasi yaplırı- lacaktır, “İşe yaramıyan hayvanlar iğdiç edi- lecek, kısraklara Tepeköy aygır de- posunda sunt tohumlama usulü tat- bik olunacaktır. Vakit kaybetmemişler! Adana Evvelki gece Gülekli- dam çifliğinden o Şaban oğlu Mah- muda ait bir öküz meçhul eller tara- fından . Mahmudun yaptığı müracaat Üze- rine zabıta derhal faaliyete geçmiş- tir. İz takip edilerek neticede, Hür- riyet mahallesinde: “Hüseyin oğlu Mehmedin evine gelinmiş ve yapılan taharriyatta öküz kesilmiş ve yüzül- müş bir halde bulunmuştur. Hırsızlar: : — Pastırma < yapıyorduk. demiş- Üç katil davası Birinde üç kardeş, diğerinde bir baba suçlu mevkiinde bulunuyor Nazmi ismindeki bu üç kardeş Ah- med adında birini sopa ile vurarak öl- dürmekten suçludurlar. Yapılan muhakemede Recep ve Mehmed suçlarını inkâr etmişlerdir. Nazmi itirafta bulunmuştur. Şahidle- rin dinlenmesi için muhakeme baş- ka güne bırakılmıştır. İkinci muhakemede suçlu yerinde Harun adında biri bulunuyor. Harun kızı Kâmileyi tabanca ile öldürmüş- kında sualler sormuştur. B. İsmet İnö-| tür. nü çok ve sağlam evlâd yetiştirmele- ri hakkında öğüdler vermiştir. İktisad vekili Çeşme havalisindeki demir ve kömür madenleri hakkında izahat almıştır. Dönüşte Urlalılar baş- vekili karşılamışlar ve kendilerile gö- rüşmüşlerdir. MENEMEN VE BERGAMA ZİYARETİ) Başvekil dün Menemen ve Berga- ıpayı ziyaret etmiştir. Menemende Gediz nehrile Bakırçay havalisinde 1 martta kurulacak kombinalar hak- kında yerinde tedkikat yapmıştır. Bu havalideki göçmenlerin (o tamğmen müstahsil vaziyete geçmelerinden çok! memnuniyet göstermiştir. Başvekil öğle yemeğini Bergama Halkevinde. yemiş, sonra Akropoli, tiyatro harabelerini, jimnazyomu gez- imiş, bu eserlerin iyi muhafaza edil- mesini söylemiştir. Dönerken yolda köylülerle muhtelif işler hakkında görüşmüştür. Köylüler muhtelif istih- salât hakkında pamuğa ehemmiyet verilmesini tavsiye etmiştir. İZMİRDEKİ TEDKİKLER İzmire avdet ettikten sonra ihracat satış kooperatifi teşkili, limanın Hal- Kapınarda kurulması için yapılacak işler hakkında iktisad vekili B, Celâl Bayarın izahatını dinlemiştir , Modem bir iman yapılmasına karar (verilmiştir. İhracatın mill yapurlarla (yapılması (o hakkında da tedkikler yapılmıştır. oCellâd gölünün kurutulması hakkında nafla müsteşarı B. Arif başvekile izahat ver- Harun delilik alâmeti gösterdiğin- den hastaneye kaldırılmıştı. Verilen raporda kendisinin aklında hiç bir Arıza olmadığı bildirilmektedir. Fa- kat Harun hiç söz söylememekte ve delilik alâmetleri göstermekte devam etmektedir. Bu sebeple mahkeme bir kere . İstanbul tıbbı adli meclisinde müşahade altına alınmasına karar vermiştir. Üçüncü. suçlu Mustafa adında biri- dir. Mustafa, arkadaşı Musayı pa- muk çalmak üzere tarlalara gitmek üzere kandırmış ve tarlalara gidince işte alâkalı görülmektedir. Suçlula- rn muhakömelerine başlanmış, mü- hakeme bazı kimselerin ifadelerinin gelmesi için başka güne bırakılmıştır. a miştir. Belediye relsinden de Fuar hak-' kında izahat almıştır. DÜNKÜ ZİYARETLER Başvekil bugün öğleye kadar isti- rahat etmiş, öğle vakti Manisa valisi Lütf Kırdarı kabul ederek Manisa işleri hakkında verdiği izahatı dinle miştir, Bugün hava yağmurlu ve fırtınalı dır. Maamafih 'başvekil akşama doğ- ru Alsancakta Devlet demiryollar ida- resinin (o iskelesi Ole © yapılacak iiman hakkında tedkikte bulunmuş, Kültür parkı ziyaret ederek belediye reisinin verdiği izahatı dinlemiştir. Başvekil belediye reisinin faaliyetin- den memnuniyet beyan etmiştir, TARİH KONUŞMALARI: Makedonyalı Vasil Dokuzuncu asır, Bizans imparator- luğunün pârlük bir deyri idi. Bizans tahtında İsaurili imparatorlardan Te- | ofilos hüküm sürüyordu. Bizansta bir üniversite açılmış (850). İslavların iki havarisi, ortodoks mezhebi ile be- raber onun alfabesini de, edebi lisa- ( nını da bütün İslav âlemine yaymış- Jardı. O yıllar, bir akşam karanlığında, Yaldızlı kapı önüne genç bir adam geldi, Üstü başı perişandı. Sırtında İİ bir heybesi, elinde bir sopası vardı. İNİ 'Yorgundu, üstü başı toz içinde idi. Karanlık bastı. Yatacak yer bulama- dı. Bir kilise gördü. Saçakları altında yatmağa karar verdi. Fakat bir kur- nazlık etti, Kilisenin papasını uyan- dırdı: — Kalk! Kilisenin kapısını impa- ratora aç! Diye bağırdı. Papas kapıyı açtı. Ki- lisenin taşları üstünde, paçavralar gi- yinmiş bir adam görünce, şaşaladı, Rüya görüyorum sandı. Odasına dön- dü. İkinci bir bağırış onu fena halde ürküttü, Nihayet üçüncü bağırışı da yar, YEN serseri genci içeri Tek başına, heybesi sırtında, Yal- dızlı kapıdan Bizansa giren bu adam, bir gün gelecek, Bizans tahtınada geçecekti. Vasili adam eden, Yaldızlı kapı ya- nındaki kilisenin papası oldu: Papasın kardeşi, Vasili Teofilitise tavsiye etti. imparatorun sili görünce, hoşuna gitti. Onu atları- na bakmağa memur etti. Vasil, sene- lerce Teofilitisin yanında kaldı. Niha- yet kendisini bir iş için Yunanlistana gönderdi. Vasil orada da işini becerdi. Gayet zengin bir dul kadına çattı. Bu kadın, güzel erkeklerden çok hoşlanırdı. Va- sil bu kadının yanında bir müddet kaldı. Bizansa döneceği zaman, ihti- yar kadın, ne yapacağını şaşırdı. Va- sile para, esvap, köle, ne lâzımsa ver- di, Serseri Vasll âdetâ bir senyör gibi Bizansa döndü. Fakat bu kadının iyi- liğini de hiç unutmadı. Patrastan İs- tanbula geldi. Bir gün, imparator üçüncü Mihalin şerefine verilen bir ziyafette kendini gösterdi. İmparatorun huzurunda gü“ reşen en zorlu pehlivanı baygın bir halde yerlere serdi. Hattâ imparato- Tun binemediği bir atı zorlu bazusile öyle bir zaptetti ki, imparator da şa- şırdı. Vasili anası Teodoraya gös- terdi: — Öyle bir adam buldum ki, bakin, görün, dedi. İmparatoriçe, Vasili baştan aşağı bir süzdü: — Keşke bu adamı gömiye idim. Bu herif bizim ırkımızı mahveder, Diye cevab verdi. Teodora, kocasi öldükten sonra in- zivaya çekilmiş, saltanatı oğlu üçün- cü Mihal ile kendi - kardeşi Bardasa bırakmıştı. Mihal, eğlencesile o meş- guldü. Devleti Çesar sıfatile Bardas idare ediyordu. Mihal, at ve koşu meraklısı idi. Bü- tün paralarını O yolda sarfediyordu. En kıymetli mermerlerden öyle bir ahır yaptırmıştı ki, Ayasofya kilisesi- ni yaptırmış ols& bu kadar memnun olmazdı. Daima arabacılarla düşüp kalkar, onları altınlara boğardı. At meyada- nında bütün yarışlara kendi nezaret ederdi, Mihal, zevkile meşgulken, keyfinin kaçınlmasını hiç istemezdi. Bir gün, | Makedonyalı Vasil namına yazılan bir kitabın kabı At yarışlarla meşgul- meyadanında, dü. Kendisine Arapların Anadoluya taarruzunu haber verdiler, Haberi ge- tiren adam, impâratorun karşısında duruyor, cevabni bekliyordü. İmpa- rator, o kadar kızdı ki: — Bu ne cssaret! Ben bu kadar mühim bir koşu ile o derece meşgul- ken bana bu sözleri söylüyorsunuz. ” Ben şimdi sağdaki araba, dönüm" ye: rinde parçalanmusn, diye meşgulümt Diye bağrdı. “ O zamanlar, Kilikya hududu ile Bi- zans arasında, telgraf mahiyetinde, ateş le işaret verilecek tepeler vardı Bi- zanslılar, Araplârh hücumuna karşı * bu sistemi kullandıkları gibi, Macar- lar da bilâhare Türklere karsı ayni ihbar vasıtssından istfiade etmişler- di. Mihal emir verdi. Şenlik günletin- de seyircilerin keyfini kaçırıyor, diye, düşmana dair kölü haberler vermeğe âlet olan bu yerleri kâmilen yıktırdı. Onun memleketi ve düşmanı dü- şündüğü yoktu: Zevki, içkisi ve eğ- lencesi... Halk, ona tam bir ad koy- muştu: Sarhoş Mihal... Mihal, içtiği zaman, ne söylediği- ni bilmezdi. Ne kafalar kestirirdi! Jerdi. Hattâ patrik Pholius bile,'im- paratorun eğlencelerini çok garip bulduğu halde, sofrasında ondan fax- la içerdi. Vssil, imparatorun bu halini gür- dü. Her dediğini yaptı, her haline uy- du ve her şeyden istifade yolunu buh mağa çalıştı. 856. Baş mirahorluk münhal oldu. Vasile verildi. Baş mabeyinci azledil- di. Yerine Vasil geçti. Artık impara- torun en mahrem adamı Vasil oldu. Üçüncü Mihal Vasili tapar gibi sx viyordu, Önüne gelene, Makedonyalı- dan, sadık adamı olmadığını söylü- tor, Vasile karısını boşattı. Zavallı ka- dının eline biraz para vererek mem- leketine ggönderdi. Nihayet ona gayet güzel bir kadın buldu: Kendi metresi Evdokiya... Ev- dokiya çok güzel bir kadındı. İmpara- tor yıllardanberi onu severdi, hâlâ da seviyordu. Fakat onu Vasile bir şart- la verdi. Evdokiyadan kendi de istifa- de edecekti. Nitekim etti, Evdokiya, Vasilin karısı iken, imparatorun on- dan iki oğlu oldu. Devrin saray muharrirleri, bu işl neşesinden bahsediyorlardı. Halbuki Vasil, bütün hakikatlere vakıftı. Fa- kat o da “imparatorun tecavüzünü başka taraftan tatmin ediyordu: Kiz kardeşi Thekla ile zevkini yerine ge tiriyordu. Vasil, karsının rabıtasına nasıl aldırış etmiyorsa, imparator da kız kardeşinin neşesine, İster istemez, göz yumuyordu. Bardas bütün bu işlerin farkında idi. Makedonyalı güzdenin imparato- > (Devamı 6 ncı sahifede) Ahmed Refik İl # İ 1l 4 1 e